06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA İKİ: :CTJMHURÎYET: 26 Kasım 1971 reud'den bu yana beşeriyetin yetiştirdiği en büyük psikolog daha doğrusu psikoanaliz üstadı olarak kabul edilen ve özelükle çocuk psikolojisi sahasında çok değerli araştırmalarıyla iin saimış bulunan zamanuıuz ilim adamlarından Erik Erikson, «Gandtu's Truth» adlı eeerinde Batı eğitimi ile yetiştirilmiş çocuğu Doğu eğitimi ve zihniyetiyle yetiştirilmiş çocukla (Hintliyi ele alrr) karşılaştınr ve bunların zekâ ve düşünce yeteneklerinin ve davranışlannın eleştirmesini mukayeseli olarak yapar. Vardığı sonuç şudur: Batılı çocuk kendisine verilen oyuncaklar arasında işine jarar gördüklerini (bunlardan uygun olanlarını) seçerek ve ayırarak kendisine göre bir hal çaresi bulur, yaratıcı nitelikte bir sonuca crişlr. Hintli çocuk ise bu oyuncaklann hepsine birden el atar, hepsiyle birlikte aynı zamanda oynamağa çalışır ve bunlar arasında şu veya bu mafcsatla ayırım yapmaksızın hcpsini birden teker teker ele alarak hepsiyle bir şeyler çıkarmapa çalısır. Bu iki farklı tutum Batımn yaratıcı ve insanı mutluluğa eriştirici gayretlerinin ve dinamizminin kaynağı olan kafa yapıBI ile Asyahnın, bu yeryüzü yasantısına. henüz medenî ve yaşanmağa değer yön veremeyen beceriksizliğinin ve ataletinin doğuş nedenlerini izaha yeterlidir. F Yarın'ın şimdiden harcanan kuşakları Prof. Dr. İlhan ARSEL yetiştirmisizdir ki bııgün artık bu mel'un gayretlerimizin semeresini en olumsuz şekilleriyle almaktayız: öylesine kara bir eğitim, öylesine nıüspet düşünceye imkân bırakmayan bir medrese eğitimi ki, işte aradan yirmi yıl gibi kısa bir zaman sonra karsımıza okumaktan sıkılan, ciddî bir etüdü kendisine angarya tclâkki eden, fikir ve zekâ gelişmesine yararlı her öğrenimi tepen ve bütün bu nedenlerle dünya görüşü son derece dar, şekilciliği her şevin temeli sayan (dini bile şekilcilikten ibaret kabul eden.), ibadeti eğitime ve ilme tercih eden veya her ilmin ibadet ve din ile birlikte veya sadece onunla var olabileceğine inanan, medenî kültBrün temellerine \e her se>ine düşman, müspet ilme çatan. opera yakan, v.s. bir yeni kuşak nesil çıkardı. Içuv de bulunduğumuz bunalım, bir bakıma bu ku$ağın bu neslin yarattığı bunalımdır. Atatürk'ün la>ik yollardan ışığa kavuşturduğn, hür düşünebilme ve yaratıcı zekâya sahip olabilme yeteneğine soktuğu Türk kafası şimdi \ine ortaçağ eğitimi yolu ile düsünemez, muhakeme edemez hale sokulmaktadır, softanın elinde. O softa ki, hem «sağ» l e hem de «sol» kılığına bürünerek nice mesafeler katetmiştir son yirmi yıldan beri Atatürk düşmanlığında ve Atatürk'ün yerleştirmeğe calıştığı çağdaş eğitimin yıkıcılığında. Fanatik yığınlara her yıl binlerce ve binlerce veni knrbanlar eklenmiştir. nmhuriyet C temel direğiyıllan boyunca Türkiye'nin olarak bu memleketi Orta Doğu'nun (ve bütün Islâm ülkelerinin.) ön safına yükselten >olu ve metodları. yani çağdas ve müspet eğitimi tepmiş, işlemez hale getirmiş \e elli binden fazla okulda Türk >avrnsunu, daha sekiz veya on vasından itibaren, «Bunlar scriat emirleridir, bü>le düşüneceksin, bıınıın dışma çıkmayacaksın, bnndan farklı ba.şka karar almayacaksın, bunlar ü*:erinde soru sormayacaksın» diyerekten hür ve serbest düşünme alışkanlığından uzaklaştırmış \e oııu fikren »oksun \e kısır bırakına zeminini hazırlamışızdır. Bu sinsi gayretlerimize, bugün hâlâ, bir yandan Atatürkçü orduya «Mustafa Kemalci» görünüşümüzle ve diğer yandan orta (ılımlı) eğilime sırıtan yönümüzle, >eni güçler katarak devam etmektejiz. Bu sistemin Türk yamısunun beynini çürütür olduğunu haykırdığımz ve bunu ispata haşvurduğunuz an karşınıza sizi Tanrısızlıkla veya dinsizlikle suçlamağa hazır kalemşorlar. va da düşünme yeteneğinden yoksun, sömürulmesi, aldatılması kolay kafalar ve bu kafaları imal eden sistemin nimetlerinden böjlece yaıarlanan kişiler dikiliverir. Bu arada. «Pe.vçamber efendimiz ilmi Çin'de de bulsan ara. demiş tir ve zaten medrese eğitimi, feriat eğitimi 11me engel olmaz diyerekten bazi ilim adamlarımız ve aydın saMİanlarımız da onların destekçisi kesilirlcr: «llrai Çin'de de bulsan ara» deyiminden ne ifade edilmek istendiğinden habersiz de olsal<.r, öyle kesilirler. UISİDEN UNE Rötîi bir demagojı örnegi Sonuc Izin oturup da medrese eşptiminin müspet düşünceve yatkın \e yaratıcı zekâva eherişli insan tipi vetiştiremiyeceğini, 1100 jıldır yetiştirmediçini iddia etmeniz onları sadece gazaba çetirir. Hemen karsınıza dikilip: «tslâm medeniyeti ne ile oldu, Ibn Rüşt'ler, tbn Sinaiar, Farabiler, v.s... nasıl yetişti, medrese eğitimi ite değil mi?» diyerek sizi cehaletlc itham etmeleri normal karşılanır. Oturup da kendilerine Islâmın yctistirdiği düşünür ve ilim adamlannm gerçekten medrese eğitimiyle değil fakat farklı medeniyetlerin (Yuııan. Hint. Acem. %•£..< müspet ve akılcı ilim metodlarıyla beslendiklerini sö>lemcniz \e nıeselâ Farabi ve\a lbn Rüst çibi büyük fikir zirvelerini (yüzlerceden sadece ikisi) örnck \erip onların «Aristo'ju 40 defa okudum, Aristo'yıı iki vüz defa okudum» şeklindeki itiraflarını açıklamanız. belki eerçeği ortaya vurmak olur ama fanatik ruhların simşeklerini de Ü7erinıze çekmiş otursunuz. Fakat ne olursa olsıın. her zaman tekrar ettiğimiz gibi memleketsever herbirimize düsen eörev hiç çekinmeden ve vılmadan bu gerçekleri orta\a vurmaktır. tstisnasız olarak bütün şeriat ülkelerinde yüzyıllar boyunca hüküm sürmüş olan ve hâlen de süren koyıı ve korkunç geriliğin tek nedeninin DÜSÜNME yeteneğine imkân \ermeyen medrese eğitimi olduüunu takdir edemediğimiz veya edip de çesitli çıkarlarımız nedenhle bu eğitimden Türk yavrusunu kurtararaadığımız takdirde biz tslâm ülkelerinin en gelişmiş olanı verine (ki Atatürk'ün akılcı pğitimiyle olmuştuk) aksine en geri kalmışı dunımuna düşmekten kurtulamıyacağız. Kurtulmak şöyle dursun fakat l'OK olma tehlikesiyle başbaşa kalacağiz. Sayet Erik Erikson bu izlemlerini bu müşahedelerini medrese eğitlmiyle vetiştirilen toplumlara teşmil etse idi varacağı sonuç şüphesiz ld çok daha sert, çok daha karamsar ve diğer meslektaşlarmın bu konudaki görüşlerinden çok daha iğneleyici olacaktı. 1950'den bu \ana bu yana memleketimizde Kur'an kurslarına ^e lmam hatip okullarına tâbi kılarak kalıplaşmış ye değiştirilemez emirW • kurallar eğitimi îçerisinde düsünme muhakeme etme güciinden yoksun öylesine bir kuşak nesil Bayramın üçüncü günü Sayın Demirel'in Bayram gazetesinde yayımlanan söıleri, kamuoyunda olumsuz tepkiler y». ratnıış olmalı ki, hemen Bayram ertesi çıkan bir AP gazetesinde o sözleri sulandırmak yolu ile iş örtbas edilmek istendi. Mesele su; AP'nin Bayramlaşma giinünde bir vatandaş, resim çektirırken. ve>a tebriklerde bulunurken kasketini say»ı alâmeti olarak başından çıkarınca. Demirel onun bu hareketine mâni olmus \e şu sözleri söylemis: 1 «Kasketırızı çıkartmayırıız Kasket halkın ışaretıdır; utanılacak bıışey değıldır, bız kasketı ve kasketlıyı savunmağa devam edeceğız'..» *** Eğer halkın savunucusu olmak, baştan kasketi çıkarmamakla oluyorsa. Türk halkını korumak çok kolaylaştı demektir. Zaten Demirel işbaşına geldikten sonra, onun halkı koruyan .gayrMini anlamak, camilerde köv kahvelerinde serpuşları izlemekle de ınümkün oldu. 'Vlor, bejaz. yeşil. kara takkeler. abani sarıklar. külâhlar, hepsı tekrar meydana çıktı; ve bu haldeki cemaatin maıızarası. bizi, Türk milleti olarak hem Allahın, hem kuluıı indinde küçük düşurecek bir hai aldı. Demek ki, halkı bu manzara ve kılığa sokmak halk savunuculuğıı.. bunun karsısında, Atatürk ilkelerine sarılmak istevenler. tslâmiyet düşmanı P!ân istemiyoruz, pilâv istiyoruz divenler halk dostu: plânlı bir ekonomi ile şu milleti kalkındıralım. divenler. halk düşmanı.. Reformları sabote edenler, halk dostu; onları yapmak için didinenler demokrasi düşmanı .. Bu AP. de\let hizmetinde oiduğu gibi. hâlâ bugün particilik ha\atınria da daima kola\a kaçan ilkel bir eğilimden kendisini kurtaramıyor. Eski Fatih \angınlarım hatırlarım. mahalleler »aparken, evlerini korumak isteyenlcr. âyetleri. Kur'anı, yangın dualarını ateşe doğru çevirirlcr. fakat binalarını atesten gene de kurtaramazlardı. Çünkü tevekkül ttfai>e Tcskllâtı kurmaktan. su tesisatı >apmaktan daha kola\dı. Gecenlerde bir vatandaş bir resim cekmiş. bana göııdermiş kolcranın korku telkin ettiği de\irlerde bir tu\alete şö>le bir levha asmıslar: «Sarî hastaiık ^ar. tuvaleti temız tutunuz» bu levhanın alt yanına da bir başka \atandaş parmağını necasete bulayarak şu ibareyi oturtmus: «Tuvalete evvelâ su getirın' , sonra temizlik ıstevm!. • O levhayı oraya kim yazmışsa temizlik volunda görevini >erine çetirdiği için kendini mutlu telâkki edebilir, ama aslındı, pislikten, bastalıktan kurtulmuş olmaz! * î'; 'f GAYRİMENKUL SATIŞ İLÂNI Üsküdar İcra Memurluğundan Sayı: 970/3131 Bir borç için ipofekli rlup satılmasına karar verilen Üsküdar Tapusunda T.'Audar Ahmet Çelebı Mahallesinde Doğancılar Caddesi Kaptnnpaşa Sokağmm kesiştiği köşede ve 23 pafta 28 parsel C38 aJaria kayıtlı 772.37 m2 miktarında arsa üzerinde inşa erîıhrıiş v>: ık blok halinde ve A blok Doğancılar Caddesine fiırış kapılı B blok Kaptanpaşa Sokağına giriş kapılı A blokta zemin kîtıa 1. daire ve bir kapıcı dairesi 3 dükkân mahalli 1 inci ve 2 nci ve 3 üncü katlarda 3"er, 4 üncü katta iki Uaiıe ve çatı katmda bir dairesi bulunan ve B blokta ise zemin kalta 4 dukkân, 3 daire olup 1 inci, 2 nci, 3 üncü katlar 3 daire 4 üncu kat üç dsire çatı katı 2 daire olup gayrimenkulün tamsm: 2 590.000 lira muhammen kıymetli olup satıja çıkar 'an borçlunun 60/200 hisscsi 777.000 lira muhammen kıymerl:d>. tMAB DURUMU: lstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğünün 12/12/1970 gün ve 17.178 sayılı imar durumunda: Iskân eahasında Uskudar ?. Etap mer'i imar plânı dahilinde bina yükseklıği 9.50 rrtue bına derinliği kroki gibi ön bahçe mesafesi imar istikanıeü arka bahçe mesafesi krokisi gibi olmak üzere bitişik inşant nizammda imar durumu verilmiştir. îşbu gayrimenkul 1 İ Y. nunu hükümleri dahilinde a;ağıdaki şartlar içinde sa1ıJjc?kür. SATIŞ ŞARTLAR1: 1 Satış 11.1 J372 Sal' günü saat ll'den 12'ye kadar Üsküdar icra Dairesırde sçıl: arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu erturnıada iahıain ed'len k#j«neiuı,', a J.ijni ve rüçhanh a^a":., r s**««khlar varsa, alacaklprı meemuumı ve satıj masrafl«rthT ^Secme^c jartlite rhale olunur. Böyle bir bedelle alıcı {ikmKsa , en çok arttıranın taahhüıliıbâkilcaTrr.ak"«artı ile 21.11972 Cu """ ma günü Üsküdar îcra Dtıresinde saat 1112'de ikinci arttırmaya çıkanlacaktır Bu srttırmada da rüçhanh alacaklıların alacağım ve satış masrsfîarını geçmesi şartiyle en çok artürana ihale olunur. 2 Arttırmaya iştlrsk edeceklerin tahmin edilen kıymetin •'• 10'u nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar millî bir bankanın teminat mektubu vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir. A''C> İFtediğinde 20 günü geçmemek üzere mehıl verilebilır. Deüaliye resmi. ihale pulu, tapu harç ve masrafları ahcıyp aittir. Birikmiş vergiler satı$ bedelinden ödenir. 3 îpo'ek sab'bi slacokhlarla diğer ilgililerin (llgililer tâbirine irtifak hakkı *nb;pleri de dahıldirler.) bu gayrimenkul üzerindeki haklarmı hususile faiz ve masrafa dair olan iddialarım dayana?,ı beı^e'er ile onbes gün içinde dairemize bildirmeleri iâ?ımjır Ak'=: taktirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça ;>ayl ı>n\'oı,!] hâriç bırakılacaktır. 4 Satii) bedpli hemetı veya verilen mühlet içinde ödenmez<;e İcra ve Jflas Kanununun 133 maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale araFUiCİaki farktan ve °'o 10 faizden alıcı ve kefıîleri nifıl tu1u!;.cak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edılecektir. 5 Şartname, :!An Irrihinden itibaren herkesin görebilmesı için dairede ;»çık oîup masrafı verildıği takdirde isteyen alıcı »a bir ömeğı gor.derilfbilir. (2 lirahk posta pulu gönderıldiğinde). B Satışa iştirak ccicr.'.erin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmıs sa>ıUcaklan. başkaca bilgi almak isteyenleriıı 970,3131 sa^ılı aosya numarasıyle memurluğumuza başvurmaları ı ! an cl\:nuı (Basin: 7480) 9673 ashington'un 32 kilometre kadar Kuzeyindeki bir çiftlikte siyab beyaz renkli bir dana yaşamakta dır. Bu son derece sevimli hayvan yanındaki diğer hemcinsleri gibi rahat rahat çimcn ler üzerinde gezinerek otlaraakta, norraal yaşantısını sürdürraekte • dir. W SUN'İ KALP HAZIRLAYAN keşif ve Vecdi KIZILDEMIR ra, beklenilen sonuca ulasılabilecektır. Çalışmalar bütün hızı ile devam ederken jnsan vücudunun ıçine yerleştirilecek olan sun'î bir uzvun ortaya çıkaracağı komplikasyonlar da büyük bir dikkatle incelenraektedır. dır. Bu bakımdan kullanılmakta olan madde büyuk bir önem taşımaktadır. SUN'Î DAMAR ' anın cidanna yapışmayacağı bir madde henüz keşfedilme> djğinden sun'i kalp talulacak olan hastanın vücudunun başka yennden alınacak hücreler ve dokulardan yararlanüması düşunülmüştur. Operatorler taraimdan yapılan çalışmalar sonunda hastanın bacağından alınan damar dokuları, takılacak olan sun'i kalbin cidanna yerleştırilmış ve bura Yalnız bu hayvamn diğerlerinden büyük bir farkı bulunmaktadır. Küçük buzağı sun'i bir kalp ile yaşamaktadır Bir çeşit pompa ve bunu çalıştıran makineden ibaret olan sun'i kalp hayvanın göğsünün içine yerleştirilmiş bulunmaktadır. Uzun süreden beri hayvamn üzerinde bulunan bu mekanik âlet ileride birçok kalp hastasını bu dertten kurtaracak olan sun'i kalbin bir prototipidır. NASIL OLMALI? Ki icatlar makta ve kan deveranını temin etmektedır. Bunun yanında kal bı tamamen deverandan ayıran bir cihaz da geliştirilmektedir Bütün bunların yanında bir ba lon kadar basit bir cihaz da he men hemen gerçekleştırilmek u zeredir. Demirel ve AP, yangının üzerıne su yerine yançın duasiyle, ve çene sari hastalığa karsı. su \crine temizlik ihtarı lerhaları ile çıkar gibi particilik vapmaktadırlar. Eğer Bayram günü, rahmetli Atatürk, Demirel'in o sözlerini dinlenıiş olsa idi. ona hilâfetin karşısına çıkan Meclistcki hoca efendilere söylediğini eöyler \e şunları ilâ\e ederdi: «Senin için halk savunuculuğu, bir nufuz ve menfaat ületidir. Sız, halkçı değil, halkçılığın simsarlığını yapıyorsunuz'..» * * * Bayramlaşmada kasket çıkarmak. uygarlıkta görgü ve olgunluk meselesidir. Vatandaş bu gürgülülüğü göstermekte, lider ise, onu demagoji ve oy usruna karanlığa doğru itmektedir. Buna da halkçılık demektedir. Bu aslında küçük bir o\un, se\i>esiz bir deraagojidir. Bu sözler de tıpkı Demirel'in bcjaz takkcsiyle Bayram namazına durması cinsinden; birbirine akraba, fakat yakışıksız, hattâ bu \üz>ılın bu yılında ayıp olan süzlerdir. Menderes, hayatının hiç bir safhasında demasojİM bu kadar ;eçer akçe haline jetirmemisti .. S un'i kalbin göğüs boşluğuna yerleşecek kadar küçük olması gerekmektedir. Göğüs boşluğuna yerleştirilecek olan sun'i kalbin, insan vücudunun sıvı ve katı maddelerı ı'.e uyuşacak nitelik taşıması şarttır. Çalışa DILEDIĞI FAKÜLTEYE 6İREMEYEN VE BEKLEMELİ ÖÜRENCİLERE BİR ÖuRETİM YILISÜRELİ Y ukarıda bahsi geçen buzağ: gı bi bırkaç tane daha hayvan sun'i kalp makinesiyle hayatlannı sürdürebilmektedirler 1964 yılında programlanan sun'î bir kalp yapılması ile ilgili çalışmalar, 1970 yılının Temmuz ayında isim degiştirerek • Sun'i kalp ve ciğer arastırmalan» adını aldı. Bu değişmenın gerçek sebebl, sadece sun'i bir kalbin yapılmış olmasının yeterli olamıyacağı nın anlaşılmasıdır Iste bu ger çeğın ortaya çıkmasından son radır ki sun'î ciğer yapımı için çalı$malar hızlandırılmıştır. Aslında bunların son derece büyük hacimleri pratikte kullanılma im kânlannı ortadan kaldırmakta dır. Yapılan araştırmalarda ger çekleştirilmeye çalışılan sun'î ciger tabiisinden büyük olmayacaktır. JNİVERSİTEYE HAZ1RLIK TENSINIFI ÖĞRETİM DEVRELERİ 6 Aralık 1 Haziran 5 Şubat 1 Haziran 5 Ocak 1 Haziran 15 Şubat 1 Haziran 1 Şubat 15 Şubat 1 Haziran 30 Haziran geniş bilgi için BROŞUR isteyiniz. GGKSEN DERSANESİ U U I I U L I Beyazıt, Mithatpasa Cod. Kt. m B y n. Mt op ş27C d32 eot ih t o a 51 . Ist o Tel: Cumhuriyet 9670 C İ|CTr|M| 11011 p n i f Merkezi Kuzcy İrlânda'da Belfast'ta bulunan «Short U O I U I U U U U \şUT\ Brothers and Harland Ltd» firması tarafından geliştiıftlik ve bunun yanında bulurilen Short Skyliner uçağiııın bu son derecede sessiz yeni nıodeü: Güncy İngiltere'de ternan lâboratuarlarda sun'i bır tiplenen hafif ve iş adamlan uçaklan göstcrisi sırasında Cranficld hava alanı üzerinde kalp ve ciğer yapılması içm ça uçııyor. Bu yeni uçak dikine kalkabilen ve aynı zamanria şelıir nıerkczlcri arasında seslışmakta olan ınsanların sayısı sadece 18'dır. Dr. Lowell T. Har siz seyahat yapmak üzere hazırlanan uçakların ikinci kuşağını teşkil etnıektedir. Uçak son mıson tarafından yürütülmekte derece rahat şekilde 19 yolcu taşımaktadır. olan çalışmalar için Amerıkan hukümetı bu vıl 9 milyon dolar tahsıs etmış bulunmaktadır. Sun'i kalp ve cığerı gerçekleştırmek için halen 60 tane şırket b çeşit oroje üzerinde çalısiıakO tadır Bu projelerin gerçeklestinlerek bırle$tirilmesinden soncak motorun tam bir emniyetle ışlemesı ve hayat bovu bir vucudun j'ukunü taşıyacak güçte yapılması gerekmektedir. Gerçekleştirılmesı en güç olan konulardan birı de. muhakkak surette kalbin çalışırken daha hızlı. istırahat halinde ise daha vavaş çalışmasını sağlayacak olan bir mekanizmanın işler hale sokulmasıdır. Kalbe enerjı sağlayacak olan pıllerin ise çok uzun süre dayanabilen ve çok çabuk yeniden doldurulabilen nitelık taşıması nıeselâ radioısotope leneratorlerı gıbı olması lâzım gelmektedır. da çoğalarak cıdan tamamen kaplamıştır. Dr. Harmison ve beraberindekiler yaptıkları çalışmalarda sun'î bir kalbin gerçekleştirılmesı için uğraşırlarken, knz geçırmekte olan Dir hastanın kurtanlması içm de çareler düşünmektedirler. Gerçekten de ılk olarak ele alınan konulardan birı de kalp krızı geçırmış bır hastantn müdahale edllene kadar geçen devrede tâbi tutulması gereken hayatî tedavi şekhdir. Bunun için hasta hastaneye nakledılırken veya amelıyathanede amelıvatı beklerken ölümunu önleyecek cıhazlann yapılması gerekmektedir. Sözü edilen âletler yapıldığı zaman bunlar bir hasta tarafından cepte taşınacak kadar basıt olacak, fenalık hisseden hasta hemen kendi kendine müdahale ederek kurtulmaya çalışacaktır. Dr. Harmison tarafından yapılmakta olan çalışmaların en güç taraflanndan bın tse sun'i kalbin gerçekleştirılmesı halinde bunlardan çeşıtli boylardakjlerının stok edilmelendir. öte yandan suni kalp ancak büyüme devresınl tamamlamış olan insana takılabilecektir. Henüz küçük vastakl bir çocuğa sun'î kalp takıldığında, çoctıiî büyüdükçe bu kalbin yenilenmesi Rerekecekttr. ONSEKİZ KİŞİ Milli Piyango 29 Kasımda Yine onbinler, yüzbinler ve milyon dağılacaklır. Bir biletle talih kapılarını daima aralık tulanlar kazamyor. Toplam ikramiye: IMkkAI VEFAT H uriye AKTAR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesı bugünkü 26 11/1971 günü; rjuma namazını müteakip Şişli den kaldınlıp Zıncırlıkuyu aile kabnstanına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. NOT: Celenk gondenlmemesi. arzu eaenlerin çelenk Vakfma bağışlamslan rica olunur. bedelini Manajans: Ankara'lı Serattar Zade merhum Mehmet Aktar'ın refıkası; Halıl Aktar'ın kıymetli valıdesi; Bahıre Aktar'ın kaymvalidesı; Ülker Dülger ve Nezahat Hanıf'ın sevgili babaannelen, Dogan Dulger ile Gürbüz Hanifın büyük kayınvalideleri AKTAR KOÇ KÜTÜKruOGLU MLRMERCİ ÇUBUKÇU ailelerinın biricik halaiaıi; aılenin en büyu.t.ü; hayırsever ve iyı insan NE DİYOR? O Camiin Türk Eğitim HALİL 3089 9677 oktor Harrmson'un öehrttiğıne göre pek yakın bir gelecekte hayvanlar üzerinde denenmekte olan sun'i kalp nihaî şeklini alacaktır. Çalışmakta olan teknısyenlerin karşılastıklan en bü^Tib guçlük sun'i kalp ve damarlarda kullanılacak olan plâstik maddenin uzun süre aynı hassasıyetı kornvarak açılıp kapanmasının temın edılmesıdır. Bu arada nareket halindeki kanın sun'i kalbin vapıldığı maddenin cıdarına yapışmaraası eerekmekte B unun ıçın hâlen üzermde çalışılmakta olan cıhazlardan birı kola veya ayağa takıl 8 milyon 804 bin lira AGI BİR KAYIP Merhum Sarım ve Mihriban Kibar'ın oğullan; Nefis Kibar'ın eşi; Sevil Kibaı ve Ayla Dilber'ın sevgüı babalan; merhum Osman Kibar ile Nermın Baykurt ve Ezel Sezgin'ın ağabeyleri; Emir Düber'in kayinpederi; Defne Sandalcı ile v e dat Dilber'in dedeleri; Zübeyde Kibar; Suha Sezgin ve Vedat.Baykurt'un kayınbiraderleri; Tevfik Dölen; Esin Ayral; Tülin Schembri'nin dayılan; Atıl; Sarım ve Yasemin Kibar'ın amcaları; Uzma Yenen; Büge Arduman ve Oyn Aynar'm enişteleri 1 Milyon lira İ.E.T.T. Umum Müdürliigüne imlihanla Erkek Memur Alınacaklır 1 3 0 yaşmı geçmemiş askerliğmi yapmış; Orta. Lise ve Yüksek Okul mezunlan arasından 1/12/1971 tarihınde yapılacak imtihanla memur ve tahsıldar alınacaktır 2 İstekJilerin 30/11/1971 Salı günü saat 16.00 ya kadar ijletmelerimız Zat İşleri ve Sıcil MOdürlüğüne nüfus cüzdpnı diploma ve bir adet vesikalık fotoğrafla mO^oootiari (Basın: 23R85/9663) 1 kişiye: NIMBUS (Basın: 23572/ 966B) ALÎ SARIM KİBAR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 26 Kasım, Cuma günü (bugün) öğle namazını müteakip Teşvikiye Camünden kaldirüarak Zincirlikuyu mezarlığındaki ebedî istirahatgâhına tevdi edılecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle