22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
sCUMHUKITET: 14 Kasım 1971 USTAFA Kemarden sonra, Enveı Beyin çadınna gittim. Çalışma masası başında idi. Beni görünce ayağa kalktı ve nezaketle oturmam için yer gösterdi. Oturmamakta ısrar ettim. Maruzatun olduğunu söyledim. Îİne tekrar etti: «Oturarak konuşahm» dedi. Bu tekran üçüncü defa vald olunca mecburen oturdum. M MÜSTUFfl KEMfll'LE DERNE'OE A n 1a t a n : a zan EmekliTuğbay Ethem Şevki KEPENEK dedl. Kolandan tnttnm çektfan siperin içerisine, bu şiddetli ateş karşısında buradan çıkmak doğru değildir. Bttndan bir iki daldks sonra bana haber rermeden yanımdan fırlayarak aarnıcın fist kenanna çıktı ve ileriye doğru koşarak giderken gög siinün ortasma bir sarapnel tapası çarptı Te orada parçalanarak şehid oldu» dedim. Beni daha önceden birae taramış olan ve bu aynntıh bilgilerımden de duygulanarak Enver Paşanın azıcık pişmanlık duyduğunu hissettim. Bana, gayet mülâyim ve alçak perdeden okşayışh öğütler vererek, «Bu bir yanlışlık olmoştur. Merak etme, düzeltiriz. Sen eskl görevinde yine işine devam et» diyerek eliml sıktı ve vedalaştık. Kapıdan çıkarken sevimli cey Sait Arif TERZİOĞLU başka bir şey yoktu. Az ilerde gözetleme yerinde iki komutanı (Mustafa Kemal ve Enver Beyleri gördüm.') Ve durumu gittim, komutanlara anlattım. Ve genelgeden bahis açarak, «Birlikleri ilerde mnharebe ederken geride mağaralarda istirahat eden arkadaşlar arasında olduğumu zannettirecek bir genelgenizi oloıdum. Bu beni çok üzdü. Halbuhi ben birliğimle yanımda Fuat bey ve falan ve filân kabile şeyhleriyle harap sarnıç içinde düşmanla çarpışıyordum. Hattâ Mertnbe Seyhi Hacı Muhammet de yanımda idi. Ye bana, «Ta efendi müsaade et. Ben düşmana saldıracağım» İki manga ve O bir taarruz lân yine beni karşıladı. Onu memnun edecek yanımda bir şeyim olmadığı için üzüldüm vo severek ayrıldım. Tekrar komutanım Mustafa Kemal beyin çadınna girdim. Enver beyle konuştuklanmızı özet olarak anlattım. «Hah şimdi oldu... Boş yere ne diye üzfiyorsun kendini» diyerek samimi ve babacan bir tarzda beni teselli etti. Biraz sonra Fuat beyle karargâhımıza döndük, ertesi gün, yeni bir garnizon genelgesiyle: «Filân gün filân Urihli emirle muharebe gerüerinde mağaralarda istirahat ettiği hildirilen arkadaşlar arasında Şark Kolu Komutan Vardımcısı Ethem Sevki'nin bulunmadıgı anlaşılmı; ve bu arkadaşın, düşman kanjısında kahramanca çarpıştıjh vaki şehadetlerden öfrenilmiştir» diye yazıyordu. fa Kemal beyden ögrendik. Emir: «Elimizdeki kuvvetlerin tömünü toplayarak Batı böljesine Timiskit mevkiindeld muharebeye katılmak üzere hareket edin!» yolunda idi. Taarruzun başladığı günün akşamında ahnan bu erair üzerine, hazırlanıp yola çıkmak birkaç saat sürdü. Bizden yövmiye alan ve defterimizde isimleri bulunan kabile reislerini çağırdım. Fuat bey bu esnada Mustafa Kemal beyin yanında idi. îş bana dilşmüştü. Kabile reislerine toplayabilecekleri kuvvetleri hemen karargâhta toplamalannı ve şeyhleri başlarında olmak üzere emrime girmeîerini söyledim. Toplanma işj bes saat sürdü. Gecenin yansından sonra, karargâhtan hareketle Batıya doğru yürüyüşe geçtik. Sabahleyin, şafakla beraber muharebe sahasma girdiğim vakit, yanımda muvazzal askerden 8 kişiden başka dört tane kabile reisi vardı. Diğer Araplar, yollarda hepsl bir tarafa sıvışmıştı. Utancım. dan yerin dibine girecek duruma düştüm. Fakat, yapacak Verilen emir Çrşitli cephelerda fedakârca çarpışan, hlrcok yara alan ve tuğbaylığa kadar yiikselen Ethem Şevki Kepenek'ln binbası üniforması lie çekilıniî fotoğıaflarından biri. Timiskit savaşı 1912 yüının 28 Eylul günil, düş man büyük kuvvetleriyle Batı bölgesi ileri birliklerine taarruz etmişti. Bunu, bir telefon emriyle Derne komutanı Musta konu veres.mAYHANBAŞOĞLU] | GÜNAHKÂR KRALİÇE DİŞİ BOND NLAR, Arapların bu hallerı ne ahşkın olduklan için o layı çok sogukkanlılıkla kar şıladılar. Ve bana, şu emri ver diJer: «Sağdakj derin vidi boyun « a düşmanın sağımıza sark • ması muhtemeldir. Elindeki askerlerle (eliyle göstererek; şu istikamete git. tlerde eörnlen fundalık tepede mev zi al! Düşmanın yapnusı beklenen bu hareketine mani ol...» Gösterilen tepe, tahminen bir buçuk kilometre kadar ilerde idi. Tepeye kadar yürüdüm. Et rafı dürbünle gözetledim. Emir de bildirildiği tarafta hiçbir düş man kıpırdayışını görmedim. Bir müddet orada kaldım. Bir saat sonra, askerleri bulundugu yerde bırakarak yanımda bir neferle biraz ileriye, aşagıya doğru meyilli arazi üzerinde ilerledim. Dürbünle civan gözetledigim sıralarda bu meylin bitiminde epeyce aşagıda 810 kişilik bir topluluk gördüm. Dürbünle yeniden iyice tnceledim. Adam boyu taştan siper yapılmış bir tepenin arkasmda yüzleri düsmana dönük bir kişiyi seçtim. Bunlann bize bağlı birkaç asker olduğunu tahmin et tim. tyice kaani olmak için biraz daha ilerıedim. Bizim Dogu kolunda çalışan erlerden ve orada kunduracılık yapan Niğdeli Ali Çavuş"u tanıdım. Ve seslendim. Ali Çavuş benim kim olduğumu anlayınca bana düşman hakkında biraz izahat vermek istedi, fakat mesafe uzak oldufcu için bağırarak anlaşmak mümkün olraadı. Birkaç yüz metre daha aşagıya indim. Ali Çavus da biraz yaklaştı, bana şu tzahatı verdi: «Karşımızdaki sırtta. siper içerâinde gömülmüş bir tabur asker vardır. Benim yanımda 13 kişi vardır. Sizin kaç kişiniı vardır?» 8 neferim olduğunu söyledim, «Benim de tüfeğim var» dedim. «öyle ise dedi... Hep birleşelim, senin kumandan altına preyim. Gel su düsmana hücum edelim.» «Ali Çavuş dedim... Karşındaki düşmanın bir tabur olduğunu iyi Mliyor musun?» «Bir arkadaşla düşman ıriperlerine çok yaklaştım. Düşmanın cephesini ölçtüm. Siper içinde insanlar kaynaşıyordu. Birbiri üzerine yığılı duruyorlardı. Bu kuvvetin bir bölükten çok olduğunu gördüm. Bunun için bir ta bur diyorum.» Bir çavuşun, cüretli teklifl karşısında irkildim. Fakat, gençlifim ve düşmanla dövüşme hevesim beni Aü Çavuşun teklifine yanaştırdı. Akıllı bir adamın asla yapamayacağı bir harekete karar ver dim. Yanımdaki erle geride bıraktığırn yedi erın, yanıma geltneleri içın haber yolladım. Erler geldi. Ali Çavuşun kuvvetiyle birleştirdim. tki mangaya böldüm. Mangaların birine Ali Çavuşu, birine bizim karargâhtaki Hüseyin Çavuşu komutan tayin ettim. Onlara izleyecekleri yönü gösterdim. Fındalıktı arazide, nasıl hareket edecekleri yolunda aynntılı talimat verdim. Ben de iki manganın ortasına geçtim. Bir kilometre karşımızda ve tatlı meyilli bir yamacın Ust kenartnda me^'zilenmiş düsmana karşı harekete geçtim. Manga komutanlanna su tallmatı verdim: «Düsmana yüz metre me«afeye kadar herkes 10'ar metre aralıkla hiç düsmana görüntneden, sessizce sokulacmk, herkes aynı hnaya gel> dikten sonra vereceğim düdük işaretiyle hep birden Allab AUah diyerek bağırarak ve kosarak hücuma eececeÇİ7.» Anafartalar Grubu Kumandanı MiraJay Mustata Kemal ve maiyetindekilerden bir kısmı. Yazan: 23 FAİK BAYSAL tstemem, halkın «evgisîne hiç btr zaınan ftüven olmaz. Bugüa ayağını öper, yann da aynı ayağına ip bağlayıp ağaca asar. Eğer öyle ohnasaydı politikacılara dünyada iş kalmazdı, Dünyanın en nankör sevgisJ kaduıınkinden fonra halkınkidir. Her zaman değil Miç! Her zaman. Halk bir tırtıl fibidir. Ynmujaktır ama insanı kemirir. Kemirsin! Selmanoviç kemlreceğioe bısaaı bir tırtıl kemirsin daha iyi. Selmanoviç'l tanımıyorsun gibi konu;u> yorsun Mordac. O istese de kimseye patronluk yapamaz. Yapsaydı ben burada bir gun bile durmaz* dım. Söyle, benim rahatun hangi kaymakamd» var? Hangi vall benim kadar hürdür? Bırakalım simdi bunlan. Seninle bunları yıllarca konustok ve hiç bir eün anlasamadık. Yine anlaşanııyacağız Belki bu sefer anlaşınz Miç! Hayır hayır! Sen bana asıl ;unn »öyle. Derainden beri sorup duruyorum, bir kolaymı bulup boğuntuya getiriyorsun. Buradan usaklıktao kurtulmak için mi kaçtın? To! Öyle bir }ey düsünmedim bile. Öyleyse ne dlye pttln? Güıel yaşayıp gWIyorduk şurada. Yiyip içiyorduk, rahatunız paşalar. 4* bile yoktu. t;imizden başka hiç kimseye uşaktik etmcdik. Bu çifllik Sclmnnoviç'in değil sanki bizimdl. İnanmıyorsun değil ml Mordae? Mordac yumurtasım yiyordu. Bitti mi Mie? ' • Azamoviç soğuk foğuk juidâ. Amacı Mordaç*ı konuşturmaktı. Bitti, hepsl hn kadar. Kaç yıldır Selmanoviç'lerde çalıjıyorsun? Virmi yılı geciyor. Ne geçtl ellne? Ne mi geçti? Dnr, eevabını ben vereyinı. Tirml yılı boşa harcadın. !nsan istese yirmi yılda Napol. yon olur yah». Halbnki lenln bir karış topragın bile yok şurada. Tattıfın yer bile senin degil. Şn maşrapa bile Selmanoviç'in. Uşak değilim diyorsan bir de. Usaksın Miç. Uşak başka türlS daha nasıl olur? Sen isteseydin ne olmazdın ki! Koskoc* Hukuk Fakültesini Selmanoviç'in nsafı olmak için mi bitirdin? Azamoviç derin bir nefea aldı. Alnında bi. riken ter damlalan kaalannm arasından gözlerinin içine ıtuyordn. Ben de sana bir şey sorayım Mordac, Sen de liseyi okudun. Senin bir gece bile kitap oknmadan yattıginı görmedim. Aklın her seye erer. Bana her zaman topragı çok sevdi. gin için memur olmadığını soylerdin. Ama şimdi benim anladıgıma göre topragı da gevmiyorsttn artık sen. Tflrklerden nefret edi. yorson. Kendinden kaçıyorsnn. Yani kendini de sevmiyorsun. Peki ama, »evdiiin hiç bir şey yok mu artık? Mordac bir kompir soyup ısırdı. Var Miç! Bağımsıılıgı seviyoram. Talnız bağımsızlıgı. Azamoviç katıla katıla güldfi. Yani simdi uşaklıktan knrtnlduftınıı ma »anıyorsun? Evet, kurtuldam. Ama aklım başıma Cok geç geldi. Demek bnnnn için kaçtın bnradan? Kaçraataydım beni öldüreceklerdi. Kim? Çetnikler. Sebep? Bir Türk'e uşaklık ettigim 'çln. öldüremezlerdi. Kılına bile doknnamatlardı Mordac. Borada Almanlar var, lakında Çetniklerin de sonn geleeek Yanılıvorsun Miç. Görüsürbı. Kaleperoviçi kim öldürdö biliyor n n n n ? Sana demin de söyledim. Gazeteler yazdı, radyolarla da halka dnyuruldu. Onn bir Hırvat'ın öldürdügünü bütiin Tngoslavya bili. yor. Talan! Kaleperoviç'i Neniç Puça öldürdo. Neniç Puça mı? Mordac kellmelerin üstüne basa baıa eevap verdi. Evet! Neniç Puça! Nereden biliyorsun? •Ben biliyvrum Miç. Sen satilımt gavete» lerin yazdıfına ne bakıyorsun? Azamoviç mstu, şaşkınlıktan bir anda ne söyleyecefini unutmustu. Puça ünlü bir Çet. nik'ti. Altı aydan beri adı dillerde dolaşıyor, gazetelerde her gün hakkında yazılar çıkıyor, korkunç cinayetleri kimseye rahat bir nyka nyutmnyordu. Çok kurnaz, çok zeki bir adamdı. Csteiik taş gibi de duygusuzdu. Hemen he. men her geee köylere, çiftliklere baskmlar yapıvor, eline kim geçerse kesiyor, ne çocnk ne kadın diyor, öidürdüğü insanların paralannı, altınlarını. küpelerini, bileziklerini çalıp tekrar daga çıkıyordu. Almanlar Sugoslavya'ya sirdikleri günden beri onun peşine düşmüşlerdi ve bütiin çalışmalanna ragmen izine bile rastlayamamıslardı. Nihayet işçal orduso kumandanı gazete ve radyolarla halkı yardıma çağırmak zorunda kalmiştı. Bu çağnda köylülerin dikkatli davranmaları, nerede bir Çetnik çorürlerse hemen vurmalan, bundan dolayı da hiç kimsenin cezalandırılmıvacaiı bildiriliyordu. Bu yeni taktik de umulan sonucu vermeyince komutan Ikinei bir bildlriyle Neniç Puçanın nerede oldufunu bildirene veya ölü diri basını getirene yüz bin dinar vermeyi vâdetmişti. Buna ragmen Puça meydan oknmaya devam edivordu ve son günlerde komntana sanki bir ders vermek istiyormns gibi saldırılannı büsbütön arttırmıstı. (Arkan vaıi SEKRETER ARAHIYOR İNGİLİZCE ALMANCA DAKTİLO El yazısı ve resimli muracaatla talep edilen net ücret bildirilecek. Müracaatlar gizli tutulur. Bay Mak Makine Sanavii Necatibey Cad. No: 44 KARAKÖY Moran: 3064/9324 Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Türk Sanatı Tarihi Enstitüsü Müdürlüğünden: Değerli hocamız, biijük Türk f Sanatı tarihçisi. Enstitümuz f kurucuiarından Prof. ğ TİFFANY JONES «tleri» emrinl verip harekete geçtik. Uşta bir hırsız gibi o çalılann gölgelerinden yararlana yararlana düsmana dediğim mesafeye sokulduk. Ve hakikaten de zavallı düşman uyurcasına sessizce oturuyordu. O saati hâlâ hatjrlıyor ve yatıyorum... Nasıl düdük çaldığımı ve erlerin yaydan ok fırlar gibi fırlayışlanru şimdi gözümün önüne getirince hâlâ ürperii'orum. Celâl Esat ARSEVEN'iJ kaybettik. 14 Kasım 1971 Pazar günü öğle naınazından s o n . . ra Kadıköy Osmanağa camiin ' den alınıp Sahrayicedit'teki ai f le mezarlığına Kötürülecek. t Hocamıza karsı son görevde ^ bulunmaları isteği ile acı ha f beri bütün sanatseverlere du A yururuz. A Cumhuriyet 9329 A R I N: Bir Türk askeri on düsmana bedeldir İstanbul Emniyet Sandığmdan İstanbul Emniyet Sandığı Eyüp Şubemize borçlu Fatma Hayriye Akalın'a ilân yolu ile tebliğ Dosya No: M8/445S 969/633 Gösterilen adres : Eyüp, Deiterdar mah. Alaca Çesme sk. 3 Maliki bulunduğunuz E>üp, Abdülvedat mahallesı, Alaca Çe?me Aralığı sokak, eski 3 no.lu seneden ve mahallen ahşap evin Umamını Sandığımız Eyüp Şubesine birinci ve ikinci derecede ıpotek göstererek 9.11.196? ve 13.2J968 tarihlerinde tPA. 2276 2315 hesap numaralan ile (8000.) lira istikraz etaıistiniz. Borcunuz vâdesinde ödenmediğinden, hakkınızda 3202 sayüı kanun mucibinee icra takibine başlanarak yukanda yazılı adresınize ihbarname tebliği için gidildiğinde, ikametgâhmızı terketmeniz ve hâlen nerede bulucduğunuzun da öğrenilememesi hasebiyle ihbarname tebliğ edilemediğinden kanun hükmüne tevfikan ilân yolu ile tebligat icrası icap etmiştir. 305.1971 tarihinde j'apüan hesaba göre her iki borcunuzun tamamı faizi ile birlikte (11.665.) liraya baliğ olmuştur. İşbu borcunuzun bir ay içinde Sandığımıza ödenmesi lâzımdır Borçların ödenmemesi halinde ipotekli gayrimenkulünüz mezkur kanun hükümlerine tevfikan Sandıkça satılacaktır. Bu cihetler borçlu Fatma Hayriye Akalın tarafından bilinmek ve ihbarname tebliği makamına kaim olmak üzere ilân olunur. (Basın 23416) 9309 KAVIP Şebekeml kaybettira. ' Hükumsüzdür. Sulevman Ahdııllah : Cuınhuroet 8323 i KAVIP Devam karnemi kay bettim. Hükumsüzdür. Engrin ÖZPINAR Cuınlıuriyet 9330 NÖBETÇI ECZANELER A BAK1RKÖY: Aksel Veşilyurt, Köprübaşı (Küç. CekV MerKeî (Safraköy), Aydm (Osmanlyeı, Yeni (Kanaryaj; Hayat ıGüngören), ayia ıBah. Evler), Yılnıaz ($irinevler); Işık (Esenler) • BEŞİKTAŞ: Şifa Yeni Şifa (Or. taköy): Arnavutköy: Fırat (Etiler) • BEYOÜLU: Tepebaşı, Nemli, Candan • EMÎNÖNf: Kemali. Türkiye. Altın (Gedikpaşa); Bulvar ( A k saray) • EYÜP: Başar. Sağhk rSağm»l) Yeni ıSağmaD, Yeni ıRami); Gürsoy (Alibeykö>ü) • FATtH: Tirebolu: Hatiç: D i van fFmdıkzade; İtimat rŞehremini); Özgün (Ko. Mu. P a ) : Balat Merkez • CAZtOSMANPAŞA: Yeni: E n . sari (Küç. Köy) • KADIKÖY: Rıhtım; Altıyol Ba yer, Guner (Erenköy): Bostancı; Bingül (Kızıltoprak), Erkan (Fenerbahre) • KARAKÖYt Sema • SARIYER: Büyukdere, Bizim ıTarabya) A Ş t S L i : Ergun; Kamer, Emek, Elif. Mecidivpköy îifn (Gültepel; Ok" ••vd:.nı. Sifr ıÇailayan). RÎVÎERk Gül Fidanllgl En eazlp yediverea t men^U RİİI ndanlariyle GARTH r Şimdi aiKim zamanıdır. 'Acele ttcr«(sh çcjit k»Ur lognmunı isteyiniz. Bıhrcr miz her eün «çıktır Adres: RMerm Gül FUaahği YvUkole B*lıkb flıyn Hast. Yola No. fi Icl: 31JS1.79 /ttaabal (Reklâmcılık: 2104) 932ı Sayın Şoförler! SIMiM İÇİ OCCXJd>UNU SA Şehirlerdcn uzakta süratll gltmeyiniz Aksi halde buralarda d» görevli olan Trafik Ekiplert szi cezalandtnr Türkiye Tralik üerneği • ÜSKtDAK: (jlkü, Kıuuveşme,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle