18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5ATFA IKI : CITMHURIYET 18 Ocak 1971 Türkiye'de smıî yokrur sözü, ancak bu sözlerı söyleyenl aldatır. Bütıin Olıgarşik Demokrasılerde olduğu gibi, Türkiye'de de sınıflar vardır Ve bu sınıflar kendl cephelerinde, her glin biraz daha güçlenmektedirler.. $, yani emek, insanla beraber başlar. Ama Çağdaf anlamda işçi. XIX. Tüzyıhn mahsulüdür. Daha doğrusu, çağdaş anlamda işçivi ve işçi sınıtını, Makina Inkılâbı yarattı. Makina înkılâbı demek, buhann ve bnharb maklnaların sanayte uygulanmasi de» mektir. Bu uygulama, gerçi XVIII. yüıyılın «onlannda ve ilk önce tngiltere doktuna tezgâhlaruıda ele alınır. Ama asıl XIX. Ifeyıldır ki, fabrika ve ulaştırma vasıtalarındald buharlı işletmecilik. yahut kısaca sanayi kapitalizmi, Avrupa ve Kuzey Amerika'da geliair. BSylece Buhar Devri insanlıgin tarihinde, tıpkı daha sonraki elektrik ve zaraanımızdaki elektronlk güçleri gibi, yeni bir c a | açar. HattS bu buhar gücünün sanayie uygulanmMtna bakarak bir düşünür, Fredrik En(els, şöyle yasar: 1 İşçi sınıfının siyasi örgüflenmesi Şevket Süreyya AYDEMİR Bizde sanayileşme, Lozan Antlaşmasının kısıtlayicı httkttmleri kalktıktan «onra ve 1930larla başlar. O da 1929 dünya iktisat bohranının yarattıgı depresyonlar yüıünden cansız oldu. Ancak, devlet birkaç fabrika kurabildi. Ama şimdi tstanbul, tzmir, Adana gibi birkaç şehirde, basıbos, anormal feküde yoğunlaşan, ama hızlı görunen bir sanayileame içindeyiz. Fakat mademki sanayileame başlamıştır. O halde aanayi, kendi dogorduğu ve bu doguruşun kaçınılmaz oldugu ös evlâdını da, iiter Istemez yaratacaktı. l ı t e bu jaratık, işçi ve işçi ıınıfıdtr. f ya»a'dan »nra sendikalar ve grev hakkı yerleaince, hemen iktisadi mucadele başladı. Grevler birbirini takibetti. Çünkü sendikalar aslında, birer iktisadî mucadele organıdırlar. Gerçi •her iktisadî mucadele, bir siyasi mücadeledir» fakat asıl siyasi mucadele, siyasî organ olan parti ile yürürülür. Bizde de bir «İşçi PartJtiteşekkül etmlştl. Hattâ bir çok çilelere, saldınları, taşlanmalara dayanarak bu partl blr gün Meclise, 15 kadar milletvekili de getirdi. Ama öyle sanıyorum ki, bu parti, böylece bir taribi afama vererek, aktif ve vaadeden hayarmı, Raliba bugünkü dunırauna bağladı. Şimdi ortada, göze çarpan bir boşluk var: Aşağıdan gelen. •endikalardan gelen, teşkllâtlı ffüçlere dayanan ve cercek sloganlannı bulabilen, reniş tcmelli bir işçiaydın partisi. Haydi bunu simdllik. Inailtere'deki tsçi Partisine benzetelim. Orada da TredÜnyoniar, yani sendikalar vardır. Ama parlamentoda onlan İşçi Partisi temsil eder. Ve zaman zaman da iktidan eline alır. tngilterede, bir nevi bizdekl Demokrat veya Demokratik Partiye benzeyen Liberal Partiyi, bu l}çi Partisi eritmiştir. I Hareketli I bir hafta Geeen haftamn 6nemli olaylan: ünlversite kanun tasanları, özel yuksek okullar kcnusunda Anavasa Mahkeme»i ka | ran, Ankara'dakl banka soygunu ve Turkîş Kızılcahamam toplantısıdır. Ankara'daki banka soygunu Haftamn basında, Ankara Emek Mahallesindeki î? Banka«ı Şubesl, kımliği meçhul dört kişi tarafından «oyulmuş; sı'.âhlı gangsterler kasacfakı 124 bin lirayı aldıktan ionra bir otomobıle bınerek kaçmışlardır. Bu olay, önemlıce bir zabıta vakası layılabillr ve bu yolda degerlendirilebilırdı. Ancak ılgıh makamlann işi ele alış biçimlerı, soyguna siyas! bir renk vermek çabasına dönüktür. Yetkıll merciler, soygunu eski Sğrenct Hderlerınden Deniz Gezmiş ile arkadaşı Yusuf Arslan'ın tertiplediğini ileri sürerek olayla Orta Doğu Oniversıtesi arasında bir bağlantı kurmak istemislerdir. Bu amaçla güvenhk kuvvetleri seferber edilmiş, ünıversite çevTelerinde büyük arama ve tarama yapılmıştır. Bu daVTanışlarda saptanan eğılimler, Orta Doğu Teknik Üniversitesl RektSrlOğünce tepkıvle karşılanmıstır. Rektör Profesör Erdal tnönu, aramanın «soygnnculan bnlma ga. yesi dışında kallanıldıfmı» belirtmlştlr. ö y l e anlaşılıyor kl, hükümet çevrelen, banka soygununu, Oniversiteyl kamuoyu gözünde mahkum etmek için bir veslle saymak nıyetindedir. «Uygarltiın tarihi; Insanoğlunun, hareketf hararete döndürebilmesi ile, harareti harekete döndürmesi araaında geçen tamandan ib* rettir.* Yani tnsanın, ateşt elde edebilmesi ve ateşe hâkim olmaaı ile, buhar gücünfi emrine almaaı araıında geçen laman.. İtte yukarıda degindigiıniı Sanayi Inkılibı, yani buhann makinalara uyfulanmasıdır ki, çagdaş anlamda i?çiyi ve işçi «ınıfını yarattı. Ve bu »anayi inkılâbımn ilk kurbanlan da. Türkiye, Iran, Hindistan ve Çin gibi, aanayii el ve ev tezgfhlarına dayanan eski uygarlık filkeleri oldu. Bu ülkeler, metropollerde, yani makinayı ve sanayii elinde toplayan Batı ülkelerinln, ucuz ve bol sanayi mamul sellrrl altında erildller. Sanayilerini kay. bettiler. Basit ham madde yetiştiricileri ve Batıdan hazır sanayi mamullrri alıcılan haline geldiler. Tart sömürgelik denilen hal, yani iktisadî esaret budur. Meseli biz Türkiye, kapltüli«vonlafla da eli kolu baglanmış bu yan sömürgelerden biriydik. Atatürk'ttn onderlik ettigi ve kazandıgı îstiklâl Savası bizi, yalnız düşman istilasından degil, bu iktiaadi eaaretten de kurtardı.. Bu kurtuluş olunca, elbette ki, TOrkiye* nin de kendl »anayiini yaratması gerekecekti. öyle de oldu. Çünkü meselâ Birinci Dünya Harbi öncesinde, biitün Osmanlı tmparatorluğunda, sanayi yoktu. Meselâ 1913 de yapılan bir savımda, Imparatorlukta. ancak 13.000 fabrika l e ulastırroa işçisi bulunabildi. Bu fabrika dediğimiz şeyler de, ilkel bazı devlet askeri islettneleri ile demiryollanndan, tstanbul, izmir ve Çukurova'daki hırpâni bir kaç dokuma tesisinden ibaretti. Düsünmell ki, Birinci Dünya Harbinde Anadoluda, bunlar dısında tek bir fabrika bacası tütmüyordu. Ve Eskisehir çarşılanndaki zayıf bir ışıklandırrna dışında bütün Anadoluda, tek bir ampnl yanmıyordu» Amele güruhundan, işçi sınıfına mele denirdi. Ama btl amele basin haberlerfnde. amele gurâhu olarak reçerdi. Gürfih, kfitfl bir yıgın, toplnmun döküntüsü demektir. Hattâ meaelft Türk Dil Kurumnnun 1959 da yayinlanan «Türkçe Sözlük»ün üçüncü bavkısında bu s8z «Sfirfl> olarak verflir. Meselâ ben şahsen ilk sosyal ysyınlanmda (Aydınlık Nesriyatı) bu durumu ele alarak, yani eazetelerde «Amele çiiruhundan filin falanı şöyle etmiş, böyle yaralamıştır» gibi haberlere karsı çıkarak, ilk kalem tecrübelerime »Amele jrOrnhu depil, amele sınıfı» sayreti içinde baBİamışnndır. Arkadaflantnn da bn fayretteydi. Bildiftimlz pfbi o xaman, tş Kanunu, Sendikalar Kanunu (ibi hukuk müeaseseleri de yoktu. İlk tş Kanunu Usarı ve teklifi, tatanbul'da «Amele Teâli Cemiyeti» tarafindan, çok basit şekilde hazırlanarak hükümete sunuldu. Teâli, yükseliş demektir. Tani bu Amele Cemlyeti, amelenin yükselişini, hak »ahibi olmaauu hedef tutuyordu. Fakat bn kanun taslağı teklifi, araatırmayi. •aruşturmayı (erektirdi. Buna karşılık hükfimet, rahmetli Akçorao{Iu Tusuf Beye veya onun baskanlığındaki heyete. bir «t? Kanurra Tasansı» hazırlaması görevini verdi. Atatörk de Meclis açış nutuklannda, bn teşebbüsü destekledL Ama bilindiği fibi, ftrek i», gerek aendikalar kanunları, çok aonraU tarihleri taaırlar. Fakat, arada ve oUylarm a > kısı İçinde şu oldn ki, Atatürk'ün bu konuya destek olması ile, Türkiye'de işçi ve hatU laçi aınıfc, aSıleri yerleşti. faç4 iirufı, iaçi rÂrnhu olmaktan kurtuldu. Ve bugün Tflrkiye'de bir işçi »ınıfı ve onun kanunlan, yani bir iş hukuku vardır. Çünkü Türkiye Mr aanayilesme içindedir. Ve aanayi isçisini daha da yarataraktır. Nitekim daha şimdiden, bir milyonu aşkın isçi teşkilâtıdır. Ve bu yekun, hele tarun işçilerinin de örgütlenmeaiyle. öyle denüebilir ki, meseli 1975 de, 5.000.M«'u bnlacaktır. Bu, çağdaş, kaçınılmac, ileri ve mutlu bir jeüşmedir. Çünka İşçi sınıfı. onun dilini bllen ve ihtiyaçlannı deferlendiren bir demokraside rejimin, her türlü gericlliklere karfı çıkacak olan en jüçlü desteğidir. Türk demokrasisi, bupünkü olljarşik heves ve tecrübelerden vaz geçerek, bn cafdaa gbrüşe ydnelirae iyi olnr. tsçi sınıfının siyasî örgüüenmesi jrazetelerdra öğrenlyoruz kl, TürM^ y e d e de işçi sınıfı bir siyasî örgütlenme çabaımdadır. Ve bnna, Türklş önder olmaktadır. Kızılcahamamda bir toplantı düzenlenmiştir. Buna Türkİş'in sendika yöneticileri, yanl llderleri önderlik edeceklerdİT. Bu sahrlarm yanldığı sırada bu toplantı henüı ba»laj»«dıffi ve sona erişmediü için, burada tabiî ancak genel irörüşlerimiı ve temennilerimiz yer alacaktır. Bu teşebbuse başanlar dilemek, her aydm insanın, her Mğduyulu vaUndaşm içinden reien blr dnytru ol»a gerektir. Hattâ Türklşie görii» aynhklan olan diğer örgütlerin de. Çünkü demek İsçi »ınıfı. evvelâ iktisadî suuruna nlafmiftır. Shndi siyasî şuuruna varmıştır. Ve aiyast örgütlenmeye geçmek üıeredir. Böyle blr siyast örgiitfln, yanl işçi snnfmm dilek ve Bienfaatlannı parlamentoda temsil edecek füçlB bir partinin Ise, parlamentoda yeri boftur. Bu böyle olunca da, İsçi evvelâ sendlkada İktisadi mücadelestnl verecektir. Yani tendikalı olaeaktır. Sonra da böyle blr siyasf orgütlenmede yerini alarak, yanl bn sefer de partili olarak, siyasi hayatta sözcülerinl, ajhrlığını ortaya ataeaktır. Böylece de, sermayeleri artık demagojiden ibaret kaldığı görülen ve aslinda kendl gerçek sloganlannı da bulamamış olan dlfer partilerin yanında, gerçek temele, şuura ve llerl »loganlara dayanarak, ilerici rejimi savunacak olan, Ortaçağa ve «ekak kalabalıklarına ruşvet vermeyen bir ciddî partl, milH ve siyasi hayatımıza. elbette ki, büyük KÜÇ katacaktır. Çünkü toplumda, gorü gerive dönük olmayan, ne lstediğini. ne yaptjğmı bilen, millî bağımsızlığı ve milli gnruru herşeyln fistünde tutan Insanlar, en zi\ade, ilerici isçiler ve ilerici aydınlar arasinda bulunur. ı ı Ünivershe konusunda kanun tasarüan Mılli Eğitım Bakanı Orhan Oguz, ünıversltelerle ilgıli kanun tasarılarını görü<;rnek uzere üniversıte rektörlerini 21 Ocak'ta Ankara'da toplantıya çağırmıştır. Görüşülecek olan kanun tasarıları ıkıdır : «Üniversitelerarası Ortak tlkeler Kannnn» ile «Tfiksek Ofretim Kurumlarında Çalışma Güveni ve öıgürlügfi Bakkınd» Kanun» tasarılan, muhalefet çevreleriyle ünıversıtelerden yukselen sert tepkilerle karşılaşmıştır. Buna ragmen Mıll! Egitım Bakanı «Hazırladıgımız tasarılar üzerindeki her tflrlü elomla teklife yatkınız. Her türlü defişfklige hazınz» diyerek bir ortak zemın bulmaya çalışmaktadır. Bakanın söyledıklenne göre, kanun tasarıları üniversıte yetkılilennın teklıilenn» gore hazırlanmıştır. Ancak tasarılar hazırlandıktan sonra universıtelenn fıklrlerl alınmamıştır. Hükümet, Ankara'daki 21 Ocak topıantısıyla üniversıte r e i törlerinın fıkır v* onaylarını aimaya çal.jacalttır. S on Osmanlı Basınında. hatit İlk Cunv huriyet yıüan faatetelerinde. Işçiye a. Sınıf ve fuur (bilinç) tf «mıfı mademki teşekkttl etmektedlr. O halde onun blr »ınıf juuru da olacaktır. Smıf juuru demek şu veya bu sınıfın, toplnm Içindeki yerini, gücünü ve rolünü anlaması demektir. Meselâ şhndi Türklyede mütesebbls de* dtHmlı zümre. banka. «ermaye ve teşebbüs hareketlerinl, hattt bn alanlarda hem Iç. hem dıj kombuıezonlan elinde bulunduran dar. fakat aktif zümre, iç ve dıs güçleri ile teşküâ'Hnmıs, bn sınıf şuuruna fbilincine) ulaşnıışf Zaten demokratik bir oligarfide. bu ıtimrenln vasfı bu naıflaşmak ve fourlasmakrır. Ama fo da var: E\ıelâ smıf dofar. teşekkül eder. Sınıf şooru sonradan gelir. Fakat f«Ur. Şlmdi Türldyede de bir işçi » D l l f l doğduRuna, genişlemekte olduğuna ve bngfinkü varlıjı İle ve tabii kanunlar dahiiinde teşkilâtlandığma göte, elbetteki sınıf «uurnna da erişeeektir. Bajün, ba (relijmenin çok hızlı olusnmu karşinndayn, Fakat bu oluşta da safhalar vardır: tşçl ftnıfında ilk önce smıf suuru olmaz demiştik. Bizde de dnrum buydu. Meselâ şnrada veya burada isçi kütleleri. siyasi seçimlerde oylarını, şnraya bnraya, hattâ en akla selmez partilere dagıtiyordu. Ama bu bosluktan sonra, evvelâ iktisadl taumn gelifmesi mukadder, yani kaçmılmazdı. Öyle de oldu. 71 Mayıs'm getirdiğt Ana t Anayasa Mahkemesi kararı Anayasa Mahkemesi, «ü sayııı «Özel ögretim KurnmUrı Kanunn» ndakı ozel yuksek oKuliarla ılgılı butun maddelen ıptal etmlştır. Iptal kararı altı ay sonra yunırluğe gırecektır. Böylece ozel okülların Anayasa>» aykırı ulduğu yargısına varılmıstır. Bu karar, o/taya oazı aorunlar çıkaracaktır. Çunku ozel yuktek okullarda 70 bıne yakın ogrencı vardır. Ozel yuksek ukullarda ogretımın yetertu olduğu ve kar amacırıın eğltım amacına ağır bastıgı daha once üuyuJc Mlllet Meclısı benatosunca düzenlenen Dir Komısyonun araştırmasıyia ortaya Cikmıştı. üerçekte özel yuksek okulıarın toplumda yarattıgı sorunlar, Anayasa MahKemesı kararıyln urtaya çıkmış aeğüdır. Bu okullarda ogretımın oaşiDoşluğu onemıı davalar \aratmaKta ve egıtımcılen kaygıiar* duşurmeitte ldi Mımar ve Aluhendu Uöaları da ozel yuksen okul rnezunlannı uye almıyorlardı. Anayasa Mahkemesı kararı, çozumlenmesı şart olan Dir sorunQa aiınacak tedbırıerı nulancfırmak Dakımınaan jararü sayılmalıdır. Olacak iş değil Afvoo Milletvekili Sayın Rıza Çerçel'in. hükümetüı ne xaman bir genel af çıkaraeafını sormak için, Meelis Başkanhtına bir ftnerge verdifini gazetelerde okudnk. Tani, anladıgımız kadarı doiru ise, Sayın Rııa Çerçel hflkflmete «Ne duruyorsnnuz? Bir tenel af çıkann!» demek ltte. tniştir. Bu sorn dnergesini okudaiumnz zaman Irkildlk. Blt de layın milletvekiline bu genel af meselesi nereden çıktı? diye sormak istedlk, ortada bayram yok, seyran yok, Türk kozmonotları, Me. rih'e inmediler ki bu başarımn yUreklerimtzi dolduran sevlncinden hapiıhanedekiler mahrum kalmasın diye düşünellm. . Bir rejim defişiklifi olmadı, son yirmi yıldan beri (enel ve öıel aflar ilin ede ede mahkemelerin otoritesini yok ettik. Memleketteki suç ve ceza anlayıaım yıktık...,Ne «torite, ne de iuç ve ceza anlayısı yerine geldl. Eh! yine düşündük, Sayın Çerçel ve onun fikrinde olanlar, «hapishanelerde yer yok, vetmis seksen bin kişi yatıyor, bnnların aileleri de dııarda azap çekiyorlar, kafesin kapısını açarsak bu kuşlar ve onlarvn aileleri önümüzdeki geçimlerde bize oy verebilirler» dive de düsünmas olabilirler. tçerde yetmiş bin kişi var ama .. Dışarda da haklarına tecavttf edilen 39 milyon insan var .. Bn içerdekiler, dışardakilerden kiminin babasını, anasını, kardesini öldürmüsler, kiminin sevgilisini hem elinden almışlar, hem de kafasını tasla eımişler... Banka seymuşlar, vatandaşların insanlıklarından istifade ederek ellerinden paralannı, mallarını asırmışlar, yol kesmişler, ı n a «^çmişler . thtilâı yapmıslar, alın terinizin mahsulü verdiginiz vergilerden (elen paralan yemisler, evrak üzerinde fahtecllik yaparak. Alinin hakkını Veliye aktarmışlar... Biz, toplnm olarak, mlllet olarak bu suçların karsısına çıkmış ve bnnlan Türk mllleti ve toplumu adına cezalandırmısız. Slmdi; meselâ emeklilerin, personel kannnn dolayıslvle n | . radıkları haksıslıgı protesto etmek için değil, hayat pahalılıfı karşısında eviidına okuma esitllfi vermek isteyen işçi gibl de degil; ortada hiç sebeb yokken, zorla atıfet koparmak ve kopa. ramayınea da bn atıfeti bir hak haline getirip yollara dökülenlere ayaklananlara ne demeli? Hele hele suçluyu knrtarmak için sokafa dökülenler namına sorn önergesi veren ve suçlalnfa oy karşılığı rüsvet veren tutuma ne demeli? Hapisbanedekiler talihsizdirler, kara bir kaderin esiri olmnşlardır, Onları bn hale getiren toplumnn da gtinahı vardır, vardır ama, suçsnz, matdnr, zulme ugramıs suçlunun cararını çeken insanlar da bn toplumnn insanı degil midir? Mahkemelerimiz acaba çok mn haksız karar veriyorlar da zaman zaman bn haksızlıklan ortadan kaldırmak için af mfleısesesinden istifade ediliyor? diye hatıra bir sorn gelebilir... Bn düşünceyi son yirmi yıl içinde gördügflmüz ve tatbik ettigimiz aflar yalanlayacaktır. Biz snçlulara kapıları açanz, aradan altı ay geçmez, ekserisi yeni suçlar işleyerek yeni ean. lar yakarak, yeniden ellerini kana boyayarak tekrar içeri girerler yalan mı Sayın Çerçel? Yok .. yok, ben bn sebebsiz ve zamansız afların kamsındayım, çünkü magdurlann yanındayım .. Ben bn afların hiç bir ise yaramadıgını förmüs bir kisivim Hele hele sokak yiirüyüsleri ile af elde etmenin bir millet için hassiyet kırıcı bir anlam tasıdıgını da iddia ederek, böyle bir baskıyı şiddetle red ederim.. İslanbul Tıp Fakültesi Dekanlığından Fakültemızin, Fizyoloji Kürsüsünde açık asistanlık kadrolan vardır. tsteklilerın yabancı dil sınavlan 3 Şubat 1971 Carşamba günü saat 9 da, Bilim Dalı sınavları da 10 Şubat 1971 Çarşamba günü aym saatte Dekanhkta yapılacaktır. İsteklılenn 29 Ocak 1971 Cuma günü saat 17 ye kadar, bir dılekçe, dört adet fotoğraf ve mezun oldukları Fakülteden alacaklan ders notlannı gösterir mezunıyet belgesi ile bırlıkte Dekanlığa müracaatlan. (Baîin: 10177/541) NİMBÜ3 dan sonra blr şey olursa, o sa görebllirdl. Nitekim dedlfiml» çıktı: Vatan bugün felâkete dogman yakınmağa hakkm olsun» ru, hem de hızlı adımlarla, jididemez. Tersine, hemen bütün siyasal örgütler, hastalığın temel yor. nedeninl .araştınp onu giderme çârelerine başvurmaktansa, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasını ehven bulurlar ve bu konuda an& u gidişi yadırgamamak gerelaşıverirler. Bir «sil yeni bastan» I I kir. Bir iktidar ki kendisinln dönemlne girilir. " iktidara gelışinin sebep ve Bunun nedeni, slyasal Orgütlehikmeti olan bir Anayasa'ya düşri yönetenlerden hepsinin, ayni mandır; blr iktidar ki onun başıdüzenin adamı olmasındadır. Son nın ilk ve değişmez amacı, Anazamanlardaki yazılarıradan kimıyasa'nın özerk denetim müessesine, eski tanhlı yazılanmdan selerine ilişkin kurallan yok edeparça'ar aKtarmak zorunda karek kendismı eleştlri ve kontrolhyorum. Bunun için okuyuculadan kurtarmak ve bu yasanın sos nmdan 6rür dilerim. «Kısır dön5al ve iktisadî kurallanra uygugü» sürüp gittıği için ben de, lamasız bırakmaktır. Böyle bir doğal olarak. onun çarkı içinde rada ihtilâller olur; CÜMUI'I ıktidann devrinde, en haflfindlşlilerden kurtulma çârelerini sarsan büyük harpler gelir den, yukanki türde pek çok şey anyor ve o zaman vaktiyle kalegeçer; Türk Ulusu ölUm uçuyazılır ve söylenir; sonra kanşıkme alınmış bazı düşıincelen orrumunun kenanndan, bir kahralıklar olur, kanlar akar, körpetaya koyuyorum. Örneğin 1965 raanın örvderliğinde sor kurtucik vatan evlâtlan öldUrülür ve yılında şöyle yazmışınr lur. Kendinl bağlayan emperyaardından. bu Anayasa'ya «anarllnn, din taassubu ve dıs somü«Milll bakiye sistemine ragşik Anayasa» diyen çıkarcılann rü zinoirlni, birçok kanlar pahamen, seçimi tek başına kazanıp da tahrikleriyle tarihimizde çosına, anp parçalar. Fakat o kahiktidara gelenlerin derhâl iktisağu kez görülmlis olan • kısır ramanın ölümünden sonra, hak dî konular üzerine eğilmesi; kendöngü yeniden işlemeye ve fır ve özgürlükler, parçalanan o esdisinin inanmıs oldııçn kapitafır dönmeye başlar. Doğal olarak ki şer kuvvetleri yaranna lşlemelist fktisat sistemi içinde müm bu arada birçok dalavereler de ye başlar ve Iç sömUrü eskisl kün olan herseyi plânda ve mil hirlikte döner durur. Bu düzen, gibl sUrer gider. Dı$ sömürü de lî bir yolda yapmaya azimli olson yüzyıllık tanhımizde, padibuna katıhr. Anayasa uygıüanduguna herkesi Inandırmak İçin şah, vezlr, pasa, parti başkanı, maz. Bu bir kısır döngüdür. mekanizmayı hazırlayıp çalışma hukumet başkanı. U başkanı, 11tezgâhlarını kurması ve böylece çe başkanı ve Mr valdtler bucak Ylne Blüm uçurumunun kenahalkın biiytik çogunluğunun bubaşkanı nıtelıkleriru taşıyan kışl n, daha doğrusu çürümUşlüğün gün içinde bulundnjn yoksulluk lerın yoresinde kenetlenen çıkaryok edici bataklıfı görünüp, buve huzurcuzluro riderme yoluncı ve somürücü bir zümrenin yana karşı sağlam güçlerden direnda oldukiannı gSstrrecek müsrattıgı ve ruhlan Rörlenen korme ve protesto sesleri yükselbet delilier ortaya kovması gekaklann da desteklediğl blr dümeye başlayınca, bu kez çok marekirdi. tş böyle olmadı ( . ) Sezendır sum bir edâ ile: «Efendim, bu çim sisteminde, dört yıl sonraki anaraik Anayasa ile memleket m||aVf| de «Temeı nak ve iktidan garantilevecek degişikidare edilemes ki! Benim yetkil U # 1 1 hürrlyetlerin Korunlikler için çalışıldı. Halbuki bu lerim sınırlı ve kısıtlıdır. Ben ne '& * " ması» oahanesiyle işin acete«i yoktu. Sen hükomet yapayım?» gibislnden, yalnız apDU haklan «boğma» tasarısı tıaolarak icraat yap; bugün koalistalları kandıracak, boynu bükuk zırlanmıştı, kaidı Şimdi de «Ayona, «lya«l pazarhklara muhifadsü şikâyetlerle. halka yeniden narşi var» bahanesıyle yeni tataç degiisln. Seçtiğin yol, gerçekİnsan hak re özgürlüklerınin kısarüar getınlecekmiş. Deraek a sıtlanması yolu gosterilir ve «ay ten milleti kalkindrrma, huzura karanlık bir devrin eslğine adıro refaha kavuşturma yolu ise, onun ni hıkâve» hep böyle sürer eiatıyoruz. Aneafc esklden dedigimetodlannı ara, bul: netice al: der, Bir toplum«al kısır döngümlz gibl, sunu tekrarlayalım ki, dört yıl sonra hangi serim sistedür bu! devlet ldaresl, menfaat çekişmemi ile olursa olsun, bu millet lerinl örtbas etmek için, insanlık yine senj iktidara getirlr. Buna nak ve ezgürlüklerinl kısıtlamak karşıhk vatan bUtünlUtünün tehve böylece yeni patlamalara meylikede olduğu ve bâlen bazı eğedan vererek devletm varhğını menlik haklanmızın sınırlanmı» ir güçlü »iyasal örgüt çıkıp oöyle kısır çekısmelerle tehlıkebulundugu btr earnanda, bütün ta: «Anayasa'nın nesl var? ye Koymak demek değıldir Bir bunlan bir yana bırakip, işi yine Sen herşeyden önce onun takım öşller, sosyailzm şöyle lçindekileri gereğl gibi ?e dü sen ben kavgasına dökmek bu dursun, sosyai adalet reformJarüst olarak uygula. Anayasanın vatanın felâketini hazırlamak derını bıle bu memlekete çok gor(41) incı maddesindekl kuralın mektir.» (Cumhurıyet, 22 Aralık mektedırleı Bundan daha büyük emrettiklerlni yerlne getir. Yanj 1965). (herkes için insanlık haysiyetinc O zaman yazdıklanmız bir kebir yanılma düşünülemez Ülkede yaraşır bir yaşayış seviyesl sag hânet dejıldl. Sosyal bilimlerle sosyal adaleun kurulması demek, lamak) amacını güt ve ancak ontoplumun temel yapısının saglam az çok lilfeti olan herkes bunlan laşması, altyapının güçlenmesı ve dolayıslyle vatan bagımsızlığmın kuvvetlenmesi demektir. Çıkarlaruu bunda görmeyenler, vatan ve millet sevgisinden yok sun klşıler, bu uğurda çalışanlara elbette her iltırayı atacaktır Med»nl cesaret sahlbi üısan böyle iftlralardan korkmaz. Aydınları, «Amaa bana bir şey bulaşmasın, aman ben kanfmayayun, aman sonra ne derler» gibi dttşüncelerle nemelâzımcüıja gapan uluslar, bagımnz bir toplum olarak yaaama hakkından yoksun kahrlarj Şükürler olsun ki. bu ülkede medenî cesaret sahibi aydınlann v« klşlllğlnden hiçblr fedakârlık yapmajarak «hak bel İR kişi reya parti, bir Anayasa'ya yemin ederek iktidara gelir; o Anayasa'yı, saygı il* ve gereği gibi uygulayacak yerde, bir süre sonra, kendi iktidan ve çıkarlan için ayak bagı olarak görmeye başlar; «Millet henüz olgunlaşmamıştır» veya «Hürriyetler suiistimal edilmektedir...>, ya da «Memlekette ihtilâl me todları uygulanmakta . ve anarşi havası yaratılmaktadır» gibi bahanelerle Anayasa'yı rafa kaldınr, ya da özgür lükleri yok eder veya lasıtlar. B Hep aym hikâyei YAZAN Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU Türkİş'te çatlak Turk.ly Vonetım Kurulunun Kızılcahımam'da yaptıgı toplantı, Konjeaerasyunun hayatında Dir dönum noktası sayıl I malıdır. Bu toplantıya, Xurklş • baglı en güçlü kuruluşiar | dan dordunün bajkanıarı bir rapor sunmuşlardır. Raporda TurkIş ın 1%7197U yıljanndakı tutumu «inanet donemi» diye I nıteıendırılmekt* ve demokratik sosyalıst Dir yola gırilmesı | ıstenmektedır. . A ' jevrelBrae«*osyalızm» kelımesırun tel&ltuzu bıle suç I ft Huyufc5TÇt orgutunde bu noktaya gelınmçsı Dir | aşama sayılabılır. Olay, ısçı Kitlelen arasındaKi Kaynaşmayı yansıtmaktadır. Turkıye nın en buyük ışçı Konteaerasyonu, I Doylece ıkıye çatlamış bulunmaktadır. tson yıllarda Düyuk I toplumsal kurumlarda basgosteren sarsıntının Turklşı de . sardığı gorulmekterfır. CH.f. sola kaymış ve G.P.'yı meydana I getırecek olaylara sahne olmu^, A F. de kaynayan muhaleie; | D.P.'yı dogurmuştur. Uu lkı buyuk partıde olanların yanısıra unıversıteden burokrasıye kadar ner kesımde adeta blr dep I rem duyulmaktadır. Bu deprem, ıyımser gozlerle ızlendlgı I zaman toplumun eski toplum olmadığım haber veren bir sar . sıntı olarak nıtelenmelıdır. Türklş'ın de eski Türkls olarak I kalamıyacağını, ve bu yolda direnlrse, zaten öırpalanmış Olan ıtibar ve iktidannın daha çok yaralanacağını yöneticileri her • halde bllmekte, kuruluşa canlı bir yon vermek ıçın çart ara» | maktadırlar. Bir iktidar ki! Kısır döngii A ^ TCİda, tek başma d» olga, yüriı>ebılecek» ülkuctl ınsanlann sayısı, sanıldığından çok fazladır. Türk halkı ve Türk gençliği, istenlldiçi yönde gudülecek bir koyun sürüsü değildir. eryüzünde geçirdiğimls şu hayat, ancak egilmeyen bir baş taşıyarak, ruh soyluluğu içinde yaşanabilirse bir anlam ve defer taşır. Bu özden yokaun olaıı bir yaşam, bitkisel hayattan daha kötüdür, yasanmaya değmeı. Ne yazık ki, böyle yaşamayı yeg bulan satılmışlar veya kdle runlu korkaklar bu memleket te aj değildir. Böyle «kdleleş | rnis» nıhlardan bınnln tipik bir örneğlnl, bundan lki yüz yıl on ( ce yazmış olduğu hayalî bir dıyalogunda, Voltaıre bütün insanlı|ın gözü önüne sermiştır. Ben bu diyalogu CHP ve DP dönemlerinde ve insan hak ve özgürlüklerini kısıtlama eğüiminı, daha iktidannın ilk aylan İçinde açığa vuran AP dönemlnde bu sütunlarda yayınlamıştım Diyalogun en son yayımı tarihlnda tlkokulu bitirenler, şimdi Oniversitededlr Satılmışlıgın, flkır kölehginln, korkaiclığın ve medenî cesaret yoksunluğunun ne demek oldugunu, oütün aydın Türk gençliğinin bllmesl gerekir. Voltaire'in bunu canlandıran diyalofunu, mükemmel olarak Türkçeye çevıren sayın Refet Ozdemir* in müsaadelerlyle, bugünkü an Turkçeye çevırerek bir kez daha yayımlamak torunlugunu duyuyoruz. Bu yazıstnda Voltaire guya 1700 yüı baslarmda, özgür duşünceli blı Inglliz Lordu ile kendısinl o devnn zalıro Enkızısyon mankemeierinın emrine vermi» olan (Kont Medroso) admda bir Portekiz kontu ile konuşturarak onun fikir kölelığini, korkaklıgını v» alçak ruhunu canlandınyor. Y CUMHURIYET Onnan Mühendisleri Odası Üyelerine DuyıUTi | 16 Ocak tarthll barı gazeteierde Udamız olaganüstü Genel Kurulu için lmza toplandıgından bahısle ve lkı ımza İle neşredilen duyuru'nun Vönetlm Kuruluınuzun Kararının öilinmeden yapıiaığı anlaşıimaktadır. Yönetim Kurulumuz Orman YUksek Mühendlslertnln haklannı arama ve Devlet Memurları Kanununun tatbıkatı konusunda mevzuat daıresinde tam bir clddlyet, vakar ve vukufla çalışmalarına devam etmektedır. «Tntncu, cusucu, çekimser» olmavan Yönetim Kurulumuz, esasen normal Genel Kurulu toplamaga 30.12.1970 günU 149 sayı ile karar vermlş bulunmaktadır. Oenel Kurulumuz aynca ve Kanunl süresı lçinde gündeml llân edılerek 13/14 Şubat 1971 günlennde yapüacaktir. Sayın üyelerinüze saygı üe duyunılur. TJM.M.O.B. ORMAN MÜHENDtSLERİ ODASI TÖNETtM KORDLO (Cumhurıyet 554) Mehmet BARLAS YARIN BİZDEKİ «IWEDROSO»LAR • • • • « • •• • • • • • • • • •• • « • • • • • • Neden? TEŞEKKÜ!. Eşim Kimya Y. Müh. Güner Arpınar'ın güçlük a n eden doğumunu başanlı bir ameliyatla sonuçlandırarak biz lere kızımız ESRA'yı kazandıran Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin değerli Profes3rü Opr B GİRAY YAYINLARI Genel dağıtım: Kemal KARATEKİN TÜRKİYE ÜZERİNDE PAZARLIKLAR SUAVİ TOPÇUOÛLU'na müdahale esnasında yardımlarını esireemeven hazik Opr. Dr. GÜZtN SERtM ve Narkozitör Dr. İİLKER İNSEL hanımefendilere, Cıhangir Kliniği sahibi Opr. Dr. HAMDt ÖZKAN'a, Opr. Dr F4HÎB TUZ17J. Opr Dr. OĞUZ CAVAY, Dr. ARTÎN PEKER. Dr AYLA ERİM'e Klinik hemşire ve mensuplanna telgraf, telefon ve bizzat ziyaretimize gelerek tebrikt» bulunan doct ve yakınlanmıza sonsuz minnet ve lükranlanmızı nınarız. Dr. FahreHin ARPINAR (Cumhurıyet: 55U) Atlas Sinemasında 2 ZAFEK HAK1ASI H£XICO 70 DÜNVA KUTBOL KUPA.M MAÇLAR1 Anlatan: Halit KIVANÇ Seuıılar: 12.00 2.15 t30 5.4S 9.15 • ~ oooOooooı; oc lilaaar reklâm. 31/532) (Renkli fürkçe)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle