Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA DÖRT ..5 130 yıHık yaöancı yöneiim, arkasında neler bıraktı den'de ne tarafa bakarsanız bakın Ingilizlerdeıubir kalıntı görürsünüz. Kormak sar hava alanını şehire bağlayan yolun iki yanında tel örgülerle çevrili bakımsız apartmanlar dizili. Biraz dikkatle bakınca duvarlarda kurşun delikleri görülüyor. Bir zamanlar bu evlerde İngiliz subay aileleri otururmuş. Şitndi orta halli Güney Yemenliler yaşıyor. Kristal avizelerin alttnda nice kokteyl ve ziyafetlerin verildiği İngilizle t rin gözde oteli Cres • cent'in kapısında şimdi bir tabelâ asılı. NATÎONALIZED (Mülilestirilmistir). Koca otelın yegâne tnüşterileri bizleriz. Beyaz elbiseli, siyah kuşakh garsonlar etrafımızda pervane gibi dönüyorlar. Ingilizler ıımamnda evlerde hayatlannı uşaklık ederek kazanan on sekiz bin insan çimdi issiz. Garson, taksi soforu, tuccar şikâyetçı: Eskiden başka ldî, diyorlar. Evet, eskiden gerçekten başka imis Aden. Barları, lokantalan, gece kulüpleTİyle bir sefahat sehri imiş. Karaborsa ve beyaz kadın ticaretınde birçok insan servet yapmış. Suveyş Kanah kapanmadan önce ayda beş yuz silep Aden Güneş Karabıda limanma demir atanniş. Bugün buraya uğrayan gemilerin »ayısı ayda elli, altrmşı geçmiyor. Dükkân, sahipleri sinek avlıyor. Taksi şoforumuz: «Eskiden durmadan barlara adam tasırdım. İngiliz ve Amerikalüar çok içerlerdi. (Yoldan geçen Sovyet gemıcılerini gostererek «Bunlar uç kişi, bir sise CocaCola'yı paylaşırlar» diyor. Aden, Ingilizlere tam 130 yıl sömürgelik etmiş. 1963'te baslayan kurtulus savası amansız bir sekilde beş yıl sürmüs. 1967 sonbahannda basa çıkamıyacakları Güney Temen Halk Cnmhnriyeti Dışislen Bakam Ali SaUm Al Beedh (sağ basta). soldakı Sıvil Havacılık Daıresi Baskam Arâzi., MClllC4PÇOğlU . konu veresim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyan Güneş Ksrabuda ve Dofarlı nı anlayan tngibzler tası tarağı toplayıp aynlmışlar Aden'den .. Yüz otu* yıl bu memleketin insanlarının hayat şartlannı düzeltmek için hiçbir şey yapmayan yaöancı idare, arkasında issizlik, yoksulluk ve bilgisizlık bırakarak aynlmış. Güney Teraen Halk Cumhuriyeti her bakımdan gepgen; bir devlet. Kabine üyelerinin yaş ortalaması otuzun altmda. örnegin, Dışisleri Bakam 28 yasında. 22 Haziran 1989'da iktidar partisi FNL (MÜH Kurtulus Cephesi) nht s6l kanadı isbaşına geçiyor. O tarihten bu yana Güney Yemen Hütumeti açık bir sosyalist politika izlemeye baslıyor. Bunun sonucu olarak, Kasım 1969'da yabancı bankalar, sigorta ve petrol şirketleri ile otellerin « e Tı millileştiriliyor. A.B. /O ' D. ile diplomatik ilişkiler kesiKp, Doğu Almanya ve Güney Vietnam Kurtulus Cephesi hükumetleri resmen tamnıyor. Güney Yemen'in dıs yardıma ihtiyacı çok büyük. Fakat kişihk sahib! bu sosyalist hükumet. «ne pahasına olnrsa olsnn ve kintden gelirse gelsin> tipi dış yardım kabul etmiyor. Kan ve canlariyle elde ettikleri bağımsızlığın ne demek olduğunu çok iyi bıliyorlar. Dışisleri Bakanı Ali Salim Al Beedh : «Herkesten çok kendimize güvenmemiz gerekiyor. Hiçbir memleketten ysrdımı par» şekllnde almıyom . Par»vı veren karşılıgını istiyor. Üç knrns par» için politikjunııd» de|1$iklik yapmak aklıımzdan geçmez. Sosyalist mem Ieketler para yardımı vapmazlar. Belli bazı projelerimize ekonomik Tardım alırız» diyor ve hangi memleketlerin ne gibi yardımlarda bulunduklarını anlatıyor: Çin Halk Cumhuriyeti mesletc okullan, örnek çiftlikler ve sağlık alamnda; Sovyetler Birliği, tarım ve askeri uzmanlar yollayarak: Doğu Almanya çesitli makinalar verip yol inşaatlan yaparak: Kuzey Kore balıkçılık için soğuk hava depoları kurarak; Romanya ise çimento sanayiini kalkmdırarak do^t ellerini uzatıyorlar. Bir gün otelimize Güney Vietnam Kurtulus Cephesine mensup iki klşilik bir heyet geliyor. Akşam otelin taraçasında Vietnam savası ile llgili bir filim gösterecekler. Sosyalist memleketlerin diplomatik temsilcileri davetli. Bizi de çağınyorlar. önce Sovyet ve Doğu Bloku diplomatlan geliyorlar. Arkasından gri üniformalan, yakalannda Mao rozetleri lle Çin Halk Cumhuriyeti diplomatlan sökfin ediyorlar. Hava elektrikli, durum nazik. Fakat Çinliler di|er konuklar ile selâmlaşıp Sovyet diplomatlarının yüzlerine bile bakmadan geçip bir köseye oturuyorlar. Bu. derin anlamı olan bir jest. Güney Yemen hem Sovyetler Birliği'nden, hem de Çin'den yardım ahyor. Ama bu sonsuz bir süre devam edebilecek mi? jerillacılardan arda kalan bir anj» r Bir olayın başlangıcı 79 ÖF H«B, İÎU SAİPIlJ OÜİSÜ MUZAFFER BUYRUKÇU Kocası bitmiMi Ondan nefret bile etmiyor, onu bir tozdan, bir tırtıldan, bir sinekten daha önemsiı förüyordu ve sanki yıllannı onun yaîlı, hastalıklı kollannda geçirmemisti .. Hnlki, demin kucağuıa alıp go'turseydi .. Ellerine, a>aklanna blı aynşukluk gelmişti. Memeleri sancı> ordu. Çok koşmujcasına sık sık soluy<v, başı boynunun iistünde duramı yor, yana dusiiyordu. Oyle ne kadar kaldı bilmiyordu. Ayaga kalktığtnda kalbJ, «izJeri, çok korluuılarda oldugu gibi titriyor, ağlamak istiyordu. Ama kstılasmış ve katılasmaya devam eden bir acının olumsiizliiğiınden dogan bir ağlama değildi bu. Bir sevinç ağlamasaydı, blr yere varmanm ağlamasıydı... Ağladı sessiz sessiz ve hayalinde Hulki'nin gög süne kapanarak ağladı uzon uzun ve açıldı. O zaman nane kokasunu duydu. hıyar kokusunu duydu, rakı kokasunu duydu, basını çevirip Hulki'ye baktı. «Sana bir parça hıyar vereyim mi?» dedl HnlkL tsitilir işitilmez bir sesle, Bana mı soyledin?» dedi Kadriye. Hulki, ilk basanyi sağbunanm gunıroyla ama slmdi daha gerginleşen bir vücutla yaklaştı Kadriye'ye, •Uykun mu var?» dedi, güidü. Kadriye, birden hırçınlastı, «Bir de alay ediyorson değil mi?» dedi. •Alay etmlyorum. Yanlıs anlama. Hıyar istiyor musun dedim?» Kadriye'nin bu sert çıkısmdan urk tu. Ya her şey bu kadarlıkla kalırsa? Sesini yumo şattı, butun sinir bozucu oğelerden kurtardı, «İnsan sevdiğiyle alay eder mi?«Sen beni seMniyorsun. Sevseydin böyle yapmazdın» dedl Kadriye ve opulmesini çok net olarak gordü, içinde bir şeyler kıvrandı. «Bir parça ye de bak, çok güzel, senln için soydum» dedi Hulki, hıyan uzattı. Kadriye, önce dargra dargm, sonra azarlarca, daha sonra da bütün sevgisini bakışlanna koyarak baktı, «Demek sen beni düşünüvorsun ha?» dedi. «Düîünmediğim an yok ki» dedi Hulki, «Tuzlayayım mı?» «Biraz» dedi Kadriye, aldı, kibar kibar yemeye koyuldu ve üstünden o sersemletici ama çok tatlı agırhğın kalktığını, vücndundaki gürültülerin dindiğini, vücudunun eski hoş zindeliğini kazandığını anladı, guldü, «Beceriklisin de. Eline yakısıyor.» «Yok canun. Bu bir iş değil ki» dedi Hnlki. «Bizde yaptığm salatanın lezzetini bir türlfl unutamıyorum» dedi Kadriye, dudaklanna dalgın dalgın baktı, •Rakını içsene, ısınacak^ «Sana da vereyim mi?» «Çok şakacısın» dedi Kadriye, «Sana göre hava hos. Bağlı olduğun kimse yok.» Gozlerinin içine içine baktı Hulki. «Yok ma? tyice biliyor musun?» dedi. «Bir de benim her istediğimi yapmayan, beni üzen birisine bağlıyım. Aksilik işte, naparsın''» dedi Hulki. «Yaaa, kim bu?» dedi Kadriye, onun ne demek istediğini çok iyi bildiği halde bilmezlikten geiiyor, anlamlann açıklığa çıkmamasından, karanlıkta ltalmasmdan hoşlanıyordu. Bütün ilişkilerin esrarlı. yorumlanır bir nitelikte oluşunu, bir şey yapılırken o yapılan seyin adının soylenmemesini seviyordu. «Rakını niye içmiyorsun?» •Boğazundan geçmiyor ki» dedi Hulki. •Çocuksun sen» dedi Kadriye, «îç bakaynn, hadi!» «Başüstüne» dedi Hulki, askerce bir selâm verdi, bardağa doldurduğu rakıyı ağzma götürdü, «Se nin için.» «Afiyet olsun» dedi Kadriye, yemek yeyişini, içki icişini seyre koyuldu. Bir kofleyi ağztna atan Hnlki, «Çok lezzetli olmus, eline sağlık» dedi. «Doğru sdyle» dedi Kadriye, setindi. •Bir parça salata al bari» dedi Hulki. Alacağım, alacağim ama masaya yaklasmaktan korkuyorum. Biliyorsun burdakilerin hepsi d*dikoducu» dedi Kadriye, •••• *•••••%••••( O!Q T A B t B t na «Allah hepsinin canını alsın. Bos ver, dur, sabir çatal getirejim.» «Istemez. Senin çatalınla alırun ben» dedi Kadriye. «Ben vereceğim ama» dedi Hulki. «Yaaa, deminki gibi yapasın değil mi? O b h kere olur» sozleri Kadıiye"nin dilinin ucuna kadar geldi ama soylemedi, niyetini öğrenmek amacıyla baktı Hulki'ye. • HBİKI, iki hıyar tekertegt Te^ bfedomates dllimine sapladığı çatalı, açılıtken daha guzel, daha şehvetli bir görünüm kazanan ağzuıa götürdü Kadriye'nin ve çatalı geriye çekmeden önce gözgöze geldiler. Kadriye, Hulki'nin goğsunün inip kalkmasından, renginin atraasmdan, kendisini yeniden öpmeye hazulandığını anladı, çataldakileıi dişleriyle sıyırdı ve yüzünün alacağı biçüni. çenesinin, dudaklannın kıpırdayışıyla yaratacağı çarpıcı etkiyi düşünerek ağzındakilerf çlğnemiyormuşcasına çiğnemeye koyuldu. Ortaiık alUminyum rengindeydi. Günes, damlardan, bahçelerden çekilmişti. Her yan gölge içindeydi. Sadece çok uzaklardaki apartmanlann ta. raslannda hafif bir sanlık vardı. Yazın o delidolu uğultusu gittikçe büyüyordu. Aşağıdaki sokaktan gelen kanun seslert onlara ulastı. Bakıştüar. Ve gözleri durmadan açdıyor, kısılıyor, yeni yeni, yüreklerinden kopan kışkırtıcı bakışlarla dolup tasiyordu. Ağızlaruıı açıp soludular. Şimdi, birbirlerinden ayrtlmalan lmkânsn isteklerin delilikleriyle, atüganlıklariyle parhyordu gözleri. Kadriye'nin dolgun göğsüne bakan Halk], «Seni seviyorum» dedi. Kadriye sarsüdı ve Hnlki öpmeden Sncekl bnyülü havaya yavas yavaş girmekte olduğunu gordü. Öpmesini istedi ama lıemcn vazgeçti. Demin görmemiş olabilirlerdi, ya şimdi gbriırlerse? Bn düşuncelerin bozamadığı ve tamamlyle isteklerinin egemenliğinde olan bir sesle, «Yemeğini yescne soğuyacak dedi. •Seni seviyorum» dedi Hulki. Ses Kadriye'nin içine darnla damla akıyordn. «Sevdiğime inanmıyor musun?» •İnanmıyonım, hlc inanmıyorutn» dedi Kadriye, gülerek ozaklaştı, bir yatak çarşafını ipe serdi, mandallarla tutturdu. «Sevsen geceyanlan gelmezsin.» «Bundan sonra hep erken geleceğim. Iş'en çıkaz çıkmaz burdayun^ «Yemin et!» Uzun uzun yemin etti Hulki ve kucaklamak l«teğinl duydu o ağzına bakarken. Hâlâ bir şey yapamamıştı. Annesi nerdeyse gelirdi. Bir şey. bit fırsat yoktu ki. Karanlığı beklemekten ya da Kadriye eve girerken onun arkasından ginnekten başka çare yoktu. •Biraz su versene bana!» dedi Kadriye, Su verirken ayağa kalktı Hulki, boynuna, omuzlanna, memelerine baktı. Şurda duruyordu da uzanamıyordn! Deli olacaktı!Boş bardağı uzatıp teşekkür eden Kadriye» «Sizde mandal var mı?» dedi. •Var» dedi Hulki, .Mı"'kta.. Kalbi küt kiit atmaya, eli ayağı titrem" şladı. rakıdan büyükçe bir yudum aldı. Kadriye eve girerken arhasma dönüp baktı, «Kıpırdama yerinden» dedi. Güidü Hulki sinirli sinirü, «Gelmem, hiç merak etme, zorla güzellik olmaz» dedi. «Hah, öyle cici çocnk ol işte, öyle cici çocnk oldnr< mu senin her istediğini yaparun» dedi. Kadriye, eve (rlrdl. Hulki kostu. ittl kapiyı. içerden kitledi ve Kadriye'yi kucakladı. «Ayyy! Çık dışan, çık!» diye bağirdı Kadriye. «Hiç düşünce yok mu sende? Ne yapıyorsun? Eğer beni birazcık seviyorsan çık! Bağrracağım yoksa?» (Arkan TBT> SANCtfU DlŞt BOND TIFFANY JONEfl T BOZUK. LE.B. DÜVVN CA GELDİM GARTH AYLÂK MUSA ÖPÛP SELU EOEEATtVI ÜWÜ Sosyalizmin sağlam bir sekilde kurulması ve yayılması için canla başla çahşan Güney Yeınen' Hükumett mensupları arasında da sosyalizmin anlayısı ve uygulanması konusunda fikir aynlıkları var. Kabîne fiyelerı içinde Baas Parti«ine, Sovyetler H Blrliği'ne ve Çin'e lempatl du • yanlar mevcut. Güney Yemen • rejimi Sncelikle emperyallzme karsı bütün ileriei kurtuluş hareketlerinden vana, bağımsızlıgını her seyin üstüntfe tutan bir idare tflrü. Böylelikle Arabistan Yarımadasının güneyinde yeni bir Küba değmus ©luyor... • Orhan Tüzün Saat: 1330\TM Samatyn C8d No. «00 T e I : î l 75 Ö O oktor Süreyya A tam a I ALMANYA'YA TETKİK SEYAHATİNE GİTTİ SON WMMtM«MMMMtMMMMtttttf # • • » > • •» 88.712^ Iira keşif bedelli İstanbul Çapa Kan Merkezi binasında yapılacak olan soğuk depo işınin ihalesi 8/9/1970 Sah günu saat 16 da Ankara'da K!zılay Genel Merkezinde yamlacakhr. Dosyanm tetkikl için ilgililerin Kızılay Fen Mösavirliği (Karanfil Sokak No. 7 Kızday Ankara> müracaatlan ve yine Fen Müşavirliğinden 5/9/1970 sünü saat 13 e kadar iştırak belgelerini almalan rica olımur. Cumhurivet 8467 Tiirkiye Kızılay Dernegi Genel Merkezinden: