22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAiflFE ALTT, 25 Temmuz 1970 CUMHURfYIT Hayat 40 YIL ÖNCE Cumhuriyet Vilâyet ilgililericin dikkat nazarı çekilmiştir. • Meclise yeni bir kanun tasansı d'aha verilmıştir. Bu tasarıya göre, evvelce işgal edilen Rum mallarının gaynmenkulesi derhal tahliye edilecektır. • Çatalca'dan kalkıp bmbir devadır dıye muskalar satarak Kami'ye kadar gelen Abduilah. isminde bir üfürükçü, Ramı'de, insan vücuduna kurşun işlememek hassasını haiz bir müstahzar, bir muska satarken suçustü jandarmalar tarafmdan yakalanmış ve Adliyeye teslim edilroiştir. 25 Temmuz 1931 tarihli tutarlılığı O arkada$ımız Leylâ Erduran'a tedavl ettiği hasta saatlerinden blrini Kanserli saatler doktoru= Cenıalî Leylâ ERDURAN 2 saniye geç vey» erken kaldıgını söyler. Ben de hırsımdan açıp 10 dakika geç veya erken bıraktınnm. Onlar gelip bana saatlerini düzelttifim an teşekkfir etmezler mi, iste o zaman deliye dönerim.. LÜMÜ ile tazelenen Orhan Kemal gerçeği, birçok önemli ilkenin açıklanmasına yol açtj. Ba arada kalemi ile geçinme direnişindeki edebiyatçının, onurunu ve sanatmı nasıl koruyabilecegi, bütün yazılara eksen oldu. Orhan Kemal gibi yazarlarımızın yetisme yollan da ayrı bir bakış açısı. Aııısına saygı duyan bütün kalernler Orhan Kemol'in ısrarlı ve çaresiz bir çabayla yazarlığinın sorumlulugunu soııun kadar savunduğnnu onayladılar. Gerçekten çağdaş edebiyatımız için en önemli sorunlardan biri bu: Tazarlık goreviyle yaşamanm ihtiyaçları arasında tutarlı bir ölçüyü sürdürmenin yollan nasıl bulnnabilir? Acaba gunümüzün sanatçılan hangi yetisme ve yaşama koşulları içinde? Aşağıdaki yazı, konuya bu açıdan, tek tek kişilerde rastlanan hayat ozelliklerinin birleştirilmis ve geneleştirilmis ortak noktalarından bakıyor. Son günlerde Anadolu'dan Istanbul'a i ş aramak için geienl e n n miktarı gittıkçe artmakia ve mühim bır yekunu bulmaktadır. Esasen İstanbul'da fazla miktarda işsiz varken Anacfoludan da gelenler buna ılâve edihnce hem vaziyet daha muşkülleşmekte ve hattâ zabıta vukuatının çoğalmasına sebep olmaktadır. Memleket hudutlan dahilinde vatanda'îların serbestçe seyahatleri tahdit edilemiyeceği malum olmakla beraber hıç olmazsa bunların lstanbul'a gelerek aç ve sefil kalmağa mahkum olmamalan için ikaz edilmeleri hususunda İş oroyonlar • SAAT HASTALARI Î ı Cemali Sönmez «Bi zim insan doktorlarından farkunız şudur» diyor. «Hastayı doğrar, içini değiştirtr, ama asla öldürmeyiz...» Kücükpazar'dan Fatih'e, oradan o"a Beyoğlu'na taşınan Cemalî bugun Türkiye'de saat fabrikası kurma hazırlıklanm bıtinyor. C emalî Sönmez kendi tâbiriyle «kanserli saatleri» ta mir etmekte değil Türkiye Ortadoğu'da tek kişi olduğu nu iddıa ediyor. «Bana en oir mayacak saati verin, eğer ta. rnır etmez, onu yenıden haya ta kavuşturmazsam hiçbir sozume inanmayın» diyor. Kırk dokuz yaşındaki Cemall'nın hayat hıkâyesi su : • HAYAT HİKÂYESİ B ulçaristan'dan 24 yıl önce buraya göç edinceye kad'ar denemediğı iş kalmamış. Okumağa niyetli olmayınca Sofya'nın en meşhur saatçisi olan babası onu bir gün ağaca bağlayıp bir temiz dayak atnıış. «Ta benim sanatımı öğrenir, ya d» ba ağaca baglı çok dayak yersin» demiş. O zaraan babasına çok içerleycn Cemali bugün, içınde milyonlar değerinde saat bulunan dükkânmın baş köşesine onun resmini asmış, durmadan tesekkür ediyor attığı dayaklar için. Bulgaristan'da Almanlara karşı ddvüştüğü için prangaya vuTulan v e hâlâ vücudunda o gunlerin izlerini taşıyan Cemali bir kelime Türkçe bilmeden ve beş parasız Istanbul'a gelmiş. Burada girmediği iş kalmamış. Bir ara badana yaptığı bir binamn yedinci katmdan düşüp kemiklerini kırmış. Ama 4900 lira biriktirince de Küçükpazar'da saat tamiri yapabileceği ufacık bir dukkân as ürkiye'de saat hastalannm her hafta bir saat aldıklarını, üstü bası pejmürde bir kadm müşterisinin istediği saatleri alabllmek için apartmanını sattığını. seksen bin liralık saatlerine rahatça müşteri bulduğunu söyleyen Cemali; «Bir gün» diyor, «Ömer Şerif on beş bin liralık saatini rehin bıraktı. Geri »Imavınca sabibinin adını verip saati epey kârla sattım. Gazeteler ö m e r Şerif'in bana saatini bıraktığını y a n n ca düny» kadar insan üşüştü dükkâna, (Ömer Şerif'in saatine ne istersen vereyim) diye. Istesem, aynı marka saati ö mer'in saati diye a kadar kişiye satar dünya kadar para kazanırdım.» Marlon Brando'nun da saatini kendi dükkânından aldığını söyleyen Cemali, «Türkiye'de saat her yerden ncnz oldnğv için sn eibi satılır» diyor aatçinin aynı zamanda psikolog olması icabettiğini söyleyen Cemali, «öyle adant vardır ki» diyor, «saatini sipsak tamir etsen aldandığinı sanır. Onn bekletirsin, raemnun olnr. En büyük zevkim saati sevip, onn kullanmasım bilen müşteriye saat satmaktır.» Memleketimizdeki buyük saat kolleksiyoncularından birinde on milyonluk saat bulıınduğunu söyleyen Cemali, «Şimdi ben o bankerle fabrika knrtıyornm. Gayemiz, ncnz, iyi masa, sonra da kol saati imal etmek» diyor. îsviçre'deki bir müsabakaya 30 kişi ile katılıp 27 dakikada bir saat monte edip birincihk alan Cemali Sönmez, «Saat» diyor, «ne bayram, ne ihtilâl demez çalışır durur. Kanser oldu mn da bizim gibi doktor eline düşer. Bizim insan doktorundan farkımız şndnr: Hastavı doğrar, içini değistirir ama asla öldürmeyiz.» Yozarın yelişme yolu Rauf MUTLUAY edebiyatçının yetisme yollan şöy le: 59'u yarım bırakılmıs ünıver site, 17'si liloloji, 15i Siyasal Bilgıler Fakültesi, 32'si Hukuk, 9'u Türkoloji, 25'i çeşitli kademelerde öğretmen okullannı, 5'i Harbokulunu, 14'ü felsefe, 5'i mimarlık, bıri matematıktoplam olarak 123'ü üniversite mezunu . 39 kişi ortaokuldan sonrasmı okuyamamış, lise bğrenımleri yanm. Aynca 4 doktor, 3 veteriner, 4 müzikçi, iki iktisatçı, bir yüksek mühendis var. Bunlar ne ifade ediyor? Toplumda yaptıklan işleri tabii. Böylece yazarlanmızın 80 tanesi öğretmen, 14'ü muhabir teknisyen sıfatiyle gazeteci, 40 kişi küçük memur, 27'si orta memur, 12 kişi yayınevi yönetmeni, 10 kişi gazete yazarlığında, 15'i ticaret yapıyor, 15 kişi aktörlük ve rejisörlükle tiyatro alanında, 14'ü doktorluk, mimarlık, veterinerlik, mühendislik işinde... Sadece 8 bağımsız yazanmız var, yazilanyla geçinmede direnen.. Edebıyatçı, edebiyata düşman birçok araçlarla çekişmek zonında kaldığı için esennin kendisine getireceği para, ün, değer ımkânlanndan yok sım, bir başka işin maaş veya ücretine yaslanrr. Vaktinm çogunu bu gelirin nmuduna Hraladığı için de yazacafı, yazablleceği eserlerden voksun kahr. Asıl üzücü kısır döngü bu.. Oy Mebmet Seyda tarafından hazırlanan «Edebiyat Dostları» isimli kitabın kapagı . 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 1 1 2 1 3 1 4 1B16 • SAATÇt ve PSİKOLOG S • BİRtNCİLtKLER sviçre'deki saat tamir v e monte musabakalannda birincilikleri olduğunu ve orada kendisinden «büyük saatçi» diye bahsedildiğini söyleyen Cemali, saat bakımımn önemini şöyle anlatıyor : Bizde sast kadar hor mnamele gören bir şey yoktur. Saat en az dokuz ayda bir temizlenmeli, kola sıkı takılmalı, sabahlan knrnlmalı. Ama bir adara yirmi yıl önce yirmi liraya »ldı|ı saati getirip «Şnnu tamir et> demez mi deli olnrnra. Sırf kendi zevkim için böyle hasta saatleri tamir ederim. Ama beni en çok ne deli eder bilir misiniz? Saat hastalan. Bazılan yirmi otnz bin liraya aldıklan saatleri getirip I EREDEYSE dört yıl olacak. «Türk Edebiyatçısinın Bugünkü TopIamdaU reri ve sorumlulukları» konusunda görüsmek üzere Yaşar Nabi Nayır'ın evinde toplanmıştık (13 ve 20 Kasım 1966). 21 yazann özgür konuşmalan, konu dışına taşan bazı tabii çağnşunlarla birlikte olduğu gibi banda ahndı, 80 sayfahk bir metin balinde Varük Yıllıgmda yayınlandı (1967). Konu genişliğinin yarattığı çok yanlılıkla o gün yazann devlet ve hükumet karşısmda yer alan yeni tavrı; okul kitaplarında sessizce geçilen çağdaş edebiyatm yalmzlığı; toplumda yaratılan spor, sinema, plâk sanayii, radyo yayını, eğlence tiyatrosu gibi hafif akımlar karşısında edebiyatm ilgisiz kalan değeri; yazar yayıncı ilişkıleri... konuşulmuş; bütün ökanık yollara rağmen Türk yazannm çağdaş sorumluluguna uygun başanlı emekler harcadığmda birleşilmişti. Ama yakınılan konular da ortaktı: Kitaplann az basılması, satmaması, sürülmemesi. toplumda etki ve yankı yaraünaması, dü özteşmeeinm yarattığı kopukluk. yazarlığın geçim özgürlüğü sağlayan ım M özetleri. Son ay içinde satır satır okuduğuzn, etkilendiğım, yararlandıgım, enıne boyuna düşündüğum yazılar oldutaepsi.Nâ zım Hıkmet'in, Sabahattin Ali' nin, Aziz Nesm'ın, Kemal Tahir'in, Orhan Kemal'in, Yaşar Kemal'in... yetişmelerindeki ınanılmaz zaferleri belki herkes bılir. Ama bugünün yazarlanmn hemen hepsinin geldikleri yolların güçlUgü en çok bu iki derlemede ortaya çıkıyor. Genel çızgılermi şöyle özetleyebilînm: • SIKINTILAR ABASIZ çocukluklar, yoksul evler darlığı, yatılı devlet okullannda ögrenim imkânları, harçsızlık delikanlılıklar, cinsel sıkmtıLar ve özlenv ler içinde yarım gençlikler, pastahane ve meyhane masalannda edebiyat arkadaşlıklan, küçük maaşlann sanata o kadar uzak işlerinde harcanışlar. çoğunlukla kitap defter ihtiyacını bile karşılayamayan kısıı bütçeler yuzünden okul aynlıslan, rasİantı meslekler, ilk geçim ımkânlanndan bir parca ayınp cepten kitapçıklar bastırmalar, ele ne geçerse hırsla okumalar, bütün baskılara karşı dünyanın ve insanın doğrulan için direniş ve dögüşler. tutuklanmalar, hapishaneler,, açlıklar, yokluklar, kfmseye boyun eftrneden yç inanmadığı hiçbir şeye hizmet etmeden ekmek kazanmak için bile bile kurbanlıklar, yiğit evlılikler. erken babahklar, yazıya ve esere düşman kuvvetlere kar şı bitmez tükenmez karşı koyuşlar, bağımsızhk ve özgürlük istekleri, özlemler, umutlar, direnişler, vakitsiz hastalıklar, er ken ölümler... ama yüzümtizd sğartan eserler, onca imkânsızlık içinde yaratılan canlı ve değerli. övünülecek ve yanna kalacak sanat değerleri. Herkes ayrı bir sınavdan gelmiş; çatısarak, çekişerek, terlejerek. kavga ederek Sözgelimi bir Fakir Baykurtia, Bekir Yıldız'ın; Balabania Abdullah Aşçı'nın, Arif Damar'la Mehmet Doğan'm, Tank Dursunia ömer Faruk'un, Asım Bezirci ile Adnan Binyazar'ın, Vedat Günyol'la Hasan tzzettin Dinamo' nun .. hayat yollan hiç benzemiyor birbirine. Ama ortak bir sonuç çıkıyor ortaya. Tevfık Fikret Galatasaray Sultamsinı, Cenap Şahabettin Tıbbiyeyi bıtirdikleri zaman toplum dışı kü çücük bir azınlığın içine kapan mışlardı. Bugünkü yazarlar, öğrenimleri ve aileleri ne olursa olsun, yetisme ve gelişme, yaşama ve çatısma yollanyla toplumun tam içindedirler. Edebiyatımızı değiştiren ılk etken bu. B c D 0 V • B.BN AA A S BAŞÇI.LAA ^^^^E^^IHR ^^^^K^L^Bl ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ F ^ 1««BBBBBBBBBBBBBBK) . Hastabonede 6 saal I acı ile kıvrandım Son üç ayd&n beri sağ bacagımdaki bir hastalıktan rahatsızım. Bu durum karşısmda Ankaraya geldım. tlk önce Yüksek fhtisas Hastahanesinde muayene oldum. Gerekli bir tetkik için Nümune Hastahanesi Nöroloji Polikliniğine gönderdiler. Orada da muayene olduktan sonra gbrevli doktor, fizik tedavi servisme sevketti. (6 Nisan 1970) pazartesi günü servis ilgililerine müracaat ettiğimde, o gün bir işlem yapamıyacaklannı söyledıler. (7 Nisan) salı günü saat dokuza randevu verdıler. Verilen saatte servise vardık. Bütün bu anlattıklanm burada yazıldığı gibi gerçekleşmedi. Çünkü yürüyecek bir durum da değilim. Öyle ki, hastahanelere gelip giderken kiraladığım bir taksiyle, hastahane içinde tornnumun sırtında dolaştım. Çektiğim bu acılar yetmiyormuş gibi, söz konusu randevu saatinden itibaren altı saat a« l a r içinde kıvranarak bekletildim. Bu süre içinde gelen zengin soylu hanunlar . beyler benden önce muayene edıldüer. Halbuki ben randevulu gelmiştim. Çeşitli babanelerle tam altı saat bekletüdikten son ra da, llgill doktorun şu cevabiyle karşılaştun: «Bugün âlet iyi çahşmıyor, baska bir gün gelin.» Işte tam bu sözü işittiğim zaman âdeta felç oldum. Kurtuluş Savaşımızda, Fraasız ordulariyle savaşırken ayni bacağıma bir kurşun isabet etmişti. Üç gün illc yardım yapılmadan kanama devam ettiği zaman bi2e, bu kadar acı çekmemiştim. Karşılaştığım bu haksız ve çirkin muameleyi şikâyet edecek bir makamın olup olmadığını bilmiyorum. Olsa da ilgıleneceklerini tanmin etmiyorum. Tann yoksul, hasta ve çlîekeş köylülerimizin yardımcısı olsun... Bnıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııınnnnnımı«s c FAK 1 BAVKUKT c AR,F OAUAR c > Dv ^ASIAN D • •^•.•rr OOĞAS U '• E O T ° S C O rA I t»L2 . HT z B "A3C> c I^^^^^^^^HH ^^^^^^^^HHİ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H ! ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ B j H^^^^^^^^H Cumhuriyet'e mekfuplar w K <A CS EB lAV VAŞAR NA8 '^••••l e r c H H • 0 0 F TOPRAK , B. VIICI2 • H • Taym güçlükleri yüzünden kapanmak zornnd» kalan «Papirüs» dergisinin Mayıs 1970 tarihli nüshasının kapajı SOLDAN SAĞA: 1 Bıktırmak (Üç kelime), 2 Kasla ilgıli Zâlım bir Roma împaratoru Temel niteliğinde olan, 3 Armın yapüğı Bir harfin okunuşu Tersi çoğul takısı Tarudık 4 Acele Adet Itaatli. 5 Bir harfin okunuşu Kalın ip Vâdolunan süre Bir harfin okunuşu. 6 Bır memlekete yabancı diyarlardan mal sokma Maksatlı söylenmiş söz, 7 Ücret Eskiden beri olagelen. 8 Yabancı Bazan yüzünden pahalı olur Bir is hakkınd^ düşünülüp tasınılarak üzerinde durulan care. 9 Hükümdarlar eiyer Gizli görevi olan insan Asker Bir nota10 Su yolu Kızarmıs ateş Proteini bol bir besin maddesi Olmamış, 11 Bilimle ilgili Bir Filmin ilk gösterilişi Hasta. lıkla ilgili. 12 Tersinden kâfî değil Çelane Üçüncü şahıs tekil Film gösterüen yer. 13 Sonradan takılmış ad Tırnak d Iâsı Vahşi hayvan evi. 14 Bir sayı Biraz genişliği olan. 15 Bakır kaplar bunsuz olursa yemekler zehirlenir Ecnebi bir ka dm adı • Bir şevi yaptıran özellik. 16 Hayvan ölüsü Vakit kazanmak için aldatmak. YUKARIDAV ASAGlYA: 1 Yeteneksizlık. 2 Düîmar lık Bir nota En azından. 3 Danslı piyes Bir harfin okunuşu Bir ağaç Eskiden tahıl bununla ölçülürdü. 4 Kırmızı Bi rinin iyiliği için AUaha yalvaran D i 1 e m e Yemek. 5 Kendini başkalarından üstün gören Beyaz Oldukça. 6 Araçlar kul lanılmayınca buraya konur Gra mın kısa yazılması • Üçüncü 5ahıs tekil. 7 En kısa zaman Par lak değil Su taşır Vak'a. 8 Dikine uzun tnsan ırklannın, aralarındaki benzeyij ve ayrıhklann neredea cıkıp nasıl yayüdıklarmı ve her birinin özelliklerini inceleyen bilim. 9 Uzak Radvum cisminin simgesi Ölüm, 10 Potansiyel farklannı ölçmek için kullanılan âlet Bir BÖJ rengi. 11 Genişlik En küçük topluluk Bir cins fal Somur anlamında bir emir. 12 Bulmaya çalısmak îhtişam. 13 Sonuna bir harf gelirse ateş rutmava yarar Beyin Bir nota. 14 Tutssk BaŞımsız Gebe. 15 Su yolu • Geveze. 16 Mikroskop ta bir şevi muayene ederken bu eam parcasmm özerine Woyari2 Istanbulda bir semt » Eski tstanbul Valisinin stjyadı. Radyo05.55 06.00 07.00 07 05 07 30 07.45 08 00 08 05 08 10 08 30 08 45 09 00 09 20 09 40 10 00 10.05 10 25 10.45 11.00 11.45 12.00 12.10 12.30 13.00 13.15 05.55 06.00 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08 40 09 00 09 20 09 40 10.00 10 05 09 30 10.55 11.10 11.30 12 00 12 05 12.25 12 30 13.00 13 15 13 30 15.05 15 20 16 05 16.25 16.45 16.50 17.50 19 00 19 30 19.35 Açılış ve program Gunaydm Koye haberler Türküler, oyun havalan Haberler Hafif Batı müziği İstanbul'da bugün Reklâm spotlan Solıstler geçidı Arp sololan T. Karabulut'tan türküler Ev için Saz eserleri Arkası yann Haberler M. YüdınnTdan şarküar Hafif Batı müziği Türküler, oyun havalan Sabah konseri F. Tunceli'den şarkılar Haberler Çigan müziği Beraber şarkılar Haberler E. Uyamkoğlu'dan şark. Açılış ve program Günaydın Köye haberler Türküler, oyun havalan Haberler Sabah müagi Ankara'da bugün Sabah şarkıları Hafif Batı müziği Ev için Sabah konsert Arkası yann Ara haberler Y. Özel'den şarkılar Çeşitli müsâk T. Elgin'den türküler M. üğurlu'dan şarkılar Konser saati Ara baberler N. Akol'dan türküler Programsız reklâmlar Şarkılar Haberler Haftf müzik Reklâm programlan Z. îzgm'den türküler Batı sanat müziği D. Balkan'dan şarkılar Türküler geçidi Ara haberler Çocuk saati Reklâm programlan Hs>ıerler Programsız reklâmlar Çeşitli müzik orkestrasj ; ' < İ S T A NBUL 13.30 15.00 15.05 15.20 15.35 16.00 16.15 1630 16.45 17.00 17.05 17.20 1750 19.00 19.30 19.40 19 55 20.00 20 30 21.00 21.10 22 00 22.45 23.55 24.00 PAPİRÜS ^^ AVUK DEPGI ÖZEL SAYI 10 JRA 0 SAYI 4647 a Kıyılar halka açılsa olmaz mı? kânlar getirmemesl, yerli eser yerine gereksız birçok çevirinın basılması, edebiyatçılann bazılannın toplumun ihtiyaç ve isteklerine karşıt bencü smırlarda kalması, edebiyatm gazete ve radyo kalabauklanna ulaşamayışı... sa bir ülkenin edebiyatı, emelr ve zamanlannı sanatlarına ayi' rabilen kişilerin gücüyle yücelebüir ancak..jı • HAYAT HİKÂYELERİ SKfLER, «Medh ü zem eylemeden kurtulayun kullannı Bana bîvasıta kjl rızkımı vârâb, ihsan» (îzzet MoUa) ve «Bir başıma kateam şaha, sultana kul olmam Vîran olası hânede evlâd ü ıyal var» (Dertli) diye yakmmıslar. Yüzyıllarca süren kaside övgücülüğü ile kapıkulluğundan bu kadar kısa bir sürede kurtulup özgürlüğe kavuşmak kolay değıl. Bugünün yazarının yapabileceği en büyük fedakârkk, ev devini doyurmak için veteneğini kurban edip emeğini, zamanını, ögrenimini, bilsisini bir ışın ücretine adamaktır. Bugünün gerçeği de bu. Nice hayat smavlarından alınteri ve hayat azabıyla geçtikten sonra Aziz Nesin, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Kemal Tahir gibi birkaç yazann ulaştıgı basım haklarıyİa dovmak talihi onların eserleri yoluyla daha çok kazanan kurumlar bir vana öteki yazarlar için gene de imrenilecek bir amaçtır. O vakte kadar, herkes kendi sünlük çilesini çekecek. Onurunu, sabnnı, sanatını, gucünü yitirmemek şartiyle.. • EDEBÎYATÇININ YERİ E Notlar Haberler # Dağlarca'nın yurt Jçinde yayunlanan 32. ve 33. siir kitaplan çıktı. Biri «Vietnam Körü» (destan oyun), öburü atom bombasmın 25. yılım anan «Hiroşima». Hiroşima'daki 11 şiir, Tahsin Saraç'ın Fransızca; Feyyaz Kayacanla lâlat Halman'ın İngilizce çevirileriyle birlikte ba sılmış (Kitap Yayınlan). Bilindiği gibi Fazıl Hüsnii Daflarcanın şürleri Üsküp'de Türkçe; çeşitli seçmeler halinde Fransa, îngiltere, Almanya, Estonya, Sovyet Rusva ve Amerikada ds yaymlanmıştı. # Kemal Bilbaşar'ın May Ede biyat Ödülünü roman dalında Mehmet Seyda ile paylaşan «Yeşil Gölge» eseri May Yayınlan arasmda çıktı (438 sayfa, 20 lira). Romanın kısaltıbnış şekli Milliyet Gazetesinde «Şu 1945 Yıllan» adıyla tefrika edilmiş 35 müyon vatandaşm hakkı olduğuna kanaat ettiğım denız kenarlarınuz, 12 bin kişi diyelırn, parası olanlarla alınıp zaptedilmiştir. Belki sizce de malum bir mevzudur bu. Parası olmayan denize girmesin mânâsı çıkan bu mühim hâdiseye bir çâre olmak üzere evleri ve tesisleri kıyılardan uzağa yapabileceklerine dair bir kanun çıka rılamaz mı? Dnrmuş DİNÇ İbrahim StNDEL Çömelek köyü sâkinlerinBekirdere 228 İZMİT den bir Mnharip Gazi Büro görevlilerinin durumu ne olacak Devlet Personel Kanununun çıkacağı şu günlerde, (D. E.N.) cetvellerinden maaş alan personeün durumlan henüz bir kesinliğe ka\iışmamış bulunmaktadır. Personel Kanunumn dışında bırakılan bu personelin «işçi» sayılmalan halinde lntibaklarının ne şekilde yapılacaği üyelerimlzi düşündürmektedir. Üyelerimizin şimdiye kadar aldıklan ücretler çok düşük olduğundan 250300 liralık kadrolar üzerinden intibaklar yapıldığı takdirde, bu intibaklar ücret dengesini ve sosj'al adalet ilkesini kapsamıyacakhr. Üyelerimizin işçi sdyılmalan halinde intibaklannm nasıl yapılacağı ve hangi ücret üzerinden toplu iş sözleşmeii yapılacağı, özlük haklarırun nasıl korunacağı ve verilecefi, aynca özel idarelerden maaş alan (D) cetveli personelinic durumunun da ne olacağı kesinlikle açıklanmah ve kuşkular giderilmelidir. Bu durumlarm flgüilerce açıklanmasını Uyelerimiz adına arzederirn. Mehmet Ali DERE Türkiye Devlet Büro GÖrevlilerl Sendikası Kütahya Şubesi Başkanı Niifus Memurluğundan şikâyet «Alemdar Nüfus Memurluğun dan çok şıkâyetçiyiz. Ne zaman bir işimiz düşse, «Bugun git, ya rın gel» denilmektedir. llgüi memur, genellikle bir misafıri karşısma almış konuşuyordur. Bu konuşma sürer de sürer!.. «Beyefendi ne oldu bizim işimiz?» dedinız mi. yandınız. Hemen azarı yersiniz. «Bir şjitâyetin varsa git istediğin yere» diye başlar. Büyüklerimizden, ilgi ve anlayış bekleyerck rica edıyoruz: Bu daireyle biraz ilgılensinler. Hajdar Kİ'CÜK GÜNKt) konuşmalardan bazı yerlen olduğu gıbl alıyorum: «Konuşmacıların çoğu devlet, hükumet ve çeşitli yayın organlan karşısmda edebiyatçının değişen durumuna değindiler, özellikle şu özet çıktı ortaya: Bugünkü edebiyabçının, eski yazarlar gibi toplum içinde kişisel bir ayncalığı, aynlığı yok. Yetişmesi herbangi bir yurttaş yetişmesidır. Yeteneği olsa da özel bir durumu yoktur. Ya bir meslek okulunda, ya üniversitede yetişmiş, ya da hayatım kazanmak için kendisini edebiyattan ötelere iten zahmetlere kanşmıştır.. Devlet ve hükumet. değerlendırme yolımda, edebiyatçıya özel bir önem vermez artık. Aslında veni edebiyatçı da her zaman tutucu güçlerin elinde bulunan hükumetin karşısrndadır. O hal<ie bugünkü yazar emeğini han& yollarla gerçekleştirecek ve ^ ürünlen nasıl Geçen haftakJ konuşmalarda edebiyatçının yeri konusu, kendiliğinden yazarlarla yayınevlerinin ilişkisi şekline döküldü. Bu bir raslantı degil, yeni bir dönemdeyiz. Edebiyatçı artık yalnız kendi silâhıyla dövüşmek zorunda Kendisini halka, hüfcumete, toplum kurumlanna yalnız kendi eseriyle tanırabilir. Bu, hazırlanıp topluma sunulması pereken bir eser olduğuna göre. baskı ve vayın işi de öne çeçrr.iş oluyor. Edebiyatc psprini "37mak vav1 mak. okııtr" "^ ommla yasamak O Reklâmlaı Haberler Türküler V. üçaroğlu Orkestrası SoUstler geçidi Hafif Batı müziği O. Türen'den türküler A. Dal orkestrası S. Tur'dan şarkılar Haberler Bir Türk yorumcus» Yurdun sesi Reklâmlar Haberler Reklâm spotlan O. Avşar Orkestrası Bir varmış bir yokmuj Deyişler ve ezgiler Melodi demeti 24 saatin olaylan Türk müziği Reklâmlar Haberler Haberler Kapan ı? A N KA RA 1950 2020 20.40 20.53 21.00 21.10 21.30 21.50 22.05 22.45 23.00 2350 23 55 24.00 A. Zenger'den şarkılar Italya'dan müzık S. Erorhan'dan türküler Bir varmış bir yokmuş 24 saatin olaylan N. Güyer'den şarkılar Hafif Batı mUziği Türküler TBM.M saatı Haberler Çeşitli Türlc müziği SolisUer orkestralar Haberler Kapanış 12.00 13.00 14.00 14^0 15.00 15 30 16 00 1S30 17.30 18.00 18 30 19.30 20.00 21.00 22 00 23 00 24.00 01.00 SİNHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIllıııııııııuaııııııııııııııııııiS NtİT^nr Ama ho«afta AIOTI"^?^ Bu konuya, yazarlanmızm hayat serüvenlerini kendi ağızlarından dile getiren iki eser yüzünden geldim. Daha önce duymuşunuzdur. Mehmet Sevda, 26 ^•azann bivoerafilerini. kendilerinden dinleyerek, bir kitapta topladı: Edebiyat Dostları (Kıtaş yayınları, 428 sayfa, 15 lira. Kendi yaşamasmı ise yayınladığı bunca romandaki «Osman«m kişiliğinden biliyoruz. Aynca, vayın güçlükleri yüzünden kapan raak zorunda kalan «Papirüs» dergisinin son sayısını da Cemal Süreya, «Otobiyografiler» özel sayısina avırdı (Haziran 1970. 4647) ürada da 17 edPbi ö. # Halit Fahrl Ozansoyrm ara lara dayanan yazılar Süraerbank Kültür aYymlan İçinde ki tap haline getirildi: Edebiyatçıîar Çevremde (70 yazı, 373 sayfa, 7.5 lira). tkincl M^srutiyetten bu rana edebiyat ve basın dünyasının yer yer belge niteliği taşıyan ilginç portre ve olsylan. # Yusuf ıZya Bahadmlı'nm'Re zi Izlenimleri «Dört Sosyalist ülke» kitabmda toplandT: Bulparistan. Macaristan. Polonya, Romanva 'Htir Yavınevi, 30 re.,». inn <».^« Açılış ve program öğle konseri S. Nelson çahyoı Senlonık müzık Çeşitli müzık P. Sınatra söylüyor Sonat saati L. Zeppelıo ve topluluğu Booker T., M.G's çalıyor Cumartesi konseri C Aznavour söylüyor Haftanın topluluğu Konser saati ÇeşitH müzik Batı sanat mUziği Haftanın plâklan Mantovana orkestrası Dünyanın dört bucağından Gee« ve müzik Kapanış ANKARA İL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle