25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAlHFE DÖRT ı m\.um . Türkiyede ışçi Eylemleri ve Sonuçlan E r o l TOY 22 Temmuz 1970 CÜMHURÎTBT dahs da açıklıg» ksvuşturmaktadır. Lewise gore; «Sendika kapitalist düzenin ayrümaz parçasıdır. Sendika öylesine kapitalist bir olgudur ki, bir anonim ortakhktan ayırd edileme*. Birl üretünde ve satışta ortak bir bareket sağlamak İçin Işçileri, diferi aynı amaçla sertnaye sahiplerini bir araya getirir. tldsi için de sonnç aynıdır: KAZANÇji (1) Hedeü bu olan Işçi eyleminin kapitalizmle birlikte emperyalist olmamasının imkânı yoktur. Nitekim, A J 1 . CJ.O, bunu te min etmek ve Başkanı Meany'nin ifadesine göre hattâ daha da ileri giderek; •CIA'nın olmadığı dönemlerde bn görevi A.FX. • C.I.O, yapmıştııj» (2) Ve tabiî bunu yapmakta, kendine yakın sendikacılar yetiştirerek, ucuz emek karşılığı sağlanacak büyük kârlardan payını almakta, Amerikan İşçilerinin çıkan bakımından çok hakhdır da .. Tabiî bunlar, Amerikan Işçi eyleminin geçirdiği büyük ezme, yok edilme davramşlarmdan sonraki gelişmelerdir. 1905'lere kadar, Amerikan işçi eyleminin de gelişmesi, sosyallst ya da ihtilâlci yönde olmuş, «Demir ö k çe»nin baskısıyla liljeral yola sokulması sağlanmıştır. Bizde ise, Batı'ya açılan pen cere giderek genişlemektedir. Ba tı'da eğitim gören aydınlar, fıkir akımlannm da etkisinde kalmak tadırlar. Ancak, yabancı sermaye, Duyunu Umumiye kanadı altında tam bir sömürme düzeni kurduğu için, yatınmlarında uzman olarak kendi işçilerini kullanmakta bir sakınca görmemek tedir. Emniyette olmanın verdiği rahatlıkla getirdiği işçiler, çoğunlukla işçi eylemlerinin içinden gel mektedirler. Yatırımlarla birlikte, Türk tşçi eylemi tekrar canlanmaktadır. 1871 yüında kurulan «Ameleperver Cemiyeti» kısa zamanda işçiler üzerinde etkili bir örgütlenme imkânı varatmıştır. 798 FERMANI üe 1845 polls pjmmnıiTTiKi, isçiler tizerinde tam bir sulta olarak 1871 yüına kadar egemen olmuş tur. 1854 yılında başlayan ilk borç lanma, 1867 yılında Sultan Abdülâziz'in Paris ve Londra gezileriyle iyice açüan Batı pencereainin rüzgârlarını Osmaniı topraklan üzerinde de estirmeye başlamıştır. Devletin, kendi iradesiyle önüne geçemiyeceği olaylar Ust üste sıralanmaya başlamıştır artık. Alacaklılar, kendUerlne büyük kân ancak İmparatorluk topraklannda kurulmasıyla sağlayacak, ya da ordunun baskısı ile pazarlık konusu vapılamıyacak sanayi kurumlanmn kunılmasına izin vermişlerdir. 1870 lerde, demiryollan, tophane, tersane, feshane, Hereke Doku ma Fabrikalan, Beykoa Derl ve Kundura kurumu İle, 1865 znorotoryumumm yarattıgı Dn ı Grevler ve yalırımlar yunu ümumiye'ye bağlı reji, tütün, sigara ve sigara kâğıdı işletmeleri faaliyete geçmiştir. Ve tabiî işçi sorunlan da yeniden ve bu kez peşinden bilinçli bir gelişimi getlrerek ortaya tekrar çıkmıştır. uygua davranışlann miştir. içine glr • BATI SEyPİKACILIĞININ îlkln, Manc Engels öğretisine bagh ihtilâlci, Saint Simon, Proudhon, Pourier, öğretisine bağlı anarşist ve Lassal öğretisine bağlı sıyasal nitelıkteki işçı eylemi, belirli kurallarda buluşmaya başlamıştır. özellikle Manc Engels grupunun savunduğu fikirlerle, Proudhonculann birleşmesi, bugün en gliçlü ve en geniş bir alanda örgütlenmiş devrimci sendikacılığı meydaaa getinniştir. Daha sonra Berlin Mekanlsyenleri kongresinde, işçi eyleminin siyasal degil, sadece ücret arttıniffl üe ilgilenen kısıtlı bir dav ranış olması gereğini savunan Hırscb, kongreden ve üyelikten çikanlınea, liberal sendikaoılık dediğimiz, işçınin sadece kişisel sorunlannın çözümü için uğraşan bir dal daha doğarak, yine üç ayn eylem halinde devam etmiştir. • AIVIERtKAN SENDİKACHJĞI EMPERYALİST sendıkacüık ise, Amerikan sendikacılığıdır. Çünkü, Amerikan tşçl Koniederasyonunun Eaşkanı ve bugünkU Başkan Meany*nin selefi ve öğretmenl olan Gompers, sendikacüık için, «Mevcnt dfizenin savnnulması ve muhafazası, geliştirilip düzeltümesl» derken, en büyük destekçilerinden sonralan maden işçilerinin llderi olan John Lewis bu anlayışı DURUMU E • 1789 yılından sonra tesblt edilen ilk grev. Kasımpaşa'da tersane işçilerlnin Ikl fua sürdürdüğü grevdir Harbiye Nezaretince verllen sözden de bir şey çıkmaymca. işçiler haklannı aramak amacı ile işi terkedlp durnmu padi^aha bildirmefe karar verirler. ler de Fabien Derneğini kurarak, bütün emekçiler için dfmokratik kurtuluşun hazırlığına giriyorlardı. Keir Hardie, milletvekili olmasına ragmen, daha sonra başanh bir gelışme gosterememiştır. Partinin kurulma nedeni de, derinlerde yatmaktadır. Ingiliz emekçilert, tıpkı bugün Türkıye'de olduğu gibi çeşıtli partıler arasında bölünmüş, hattâ 1890larda, Lıberal Partiyle baa yasalar konusunda anlaşraaya vararak, onlan desteklemiştir. Ne var ki, anlaşmalara rağmen çıkan yasalar, emekçilerin aleyhinedir. Işte o zaman bagımsız bir siyasal güç halinde birleşme zorunluğunda karar kümışlardır. Çün kü liberal sendikacılıguı merkezı olmasına rağmen, Ingiliz emekçüeri sınai gelismeyle birlikte, sadece kâr ortaklığının yetişmediği inancmdadırlar. Ve egemenlik konusunda çekimser kaldıkça, sözleşmelerle elde edilenlerin bir yasayla kaybedilmesi işten değıldir. Bunun ıçın, siyasal bilinç gelişmekte, Bağzmsız tşçi Partisi ile, Fabıan Derneginin paha biçilmez çalışmaları, giderek tek örgüt halinde birleşme zorunluğunu yay maktadır. Ve tabii, îkinci Dunya Savaşmdan sonra ve tekrar geçtığimiz günlerde iküdarda bulunan Labour Party (İşçi Partisi) bu doğal sonucun meyvesidir. 1900 yılında Keir Hardie'nin Bagımsıı îşçi Partisi ile B. Show'un Fabian Derneği, tngiliz Ulusal Emekçiler Bırliğine bağlı bütün işçileri de arkalanna alarak, bir tek ad altında birleşmişlerdir. Bunun, diğer Ulkelerde de aynı aşamayı İ2lediğinden kuşkulanmamak gerekir. Yalntz burada belirtiknesl gereken bır husus vardır. Gerek Batılı ısçıler, gerek Turk işçüeri 1920'lere kadar içinde bulunduklan ey lemi her şeye rağmen uygulama bilincini göstermişlerdir. Bir Polis Nizamnamesi vardır. Bu nizamnameye göre î?çi Sendikası kurmakla, ihtilâl yapmak, aynı anlamı tasımaktadır. Ve yakalanan kurucular ya da üyeler. aynı cezayı görmektedirler. Buna rağmen sendikalar kurulmuş, grevler yapılmış ve hattâ genel aşamanın paraleltode bir siyasal örgUtlenmeye gidilmiştir. Batı işçilerii'«.rw özellikle demokratik sosyalizm yolunda başanlı bır örnek olarak eie alınabılecek lngiliz işçileri de aynı yollardan geçmişlerdir. Uluslararası Emekçiler Derneği'nin açılış konusmasmda, Karl Manc durumu şöyle özetlemiştir: «On üç yıl boynnca hayran otunscak kadar ısrarla sürdürülen bir kavgadan sonra lnçiliz işçileri on saatlik işgününü zorla kabul ettirmeyi başardılar. On saatlik işgünü kamnra yatanz uygulama alanınds bir başan olmakla kalmadı, bir başlangıcın z%feri oldu .. Tarihte ilk olarak burjuvazinin ekonomi politifi, işçi sınıfının ekonomi politiği tarafmdan yenilmi? oldu.. Ama, emefin ekonomi politiğinin, varIıklı smıflannın ekonomi politiğine karşı kazanacajh daha bflyflk bir zafer de vardı. Ortak hareketten ve özellikle iiretim kooperatifleri hareketinden söz etmek istiyornz» (4). tşçılerin direnmesi sonucu elde edilenler, büyük başanlann mustucusudur ancak. Ve aşamalar ıki yönde aynı çizgiyi izleyerek devam etmektedir. Bunlardan binncisi, demokrasiye eönül vermiş önderlere sahip olma şansıyla siyasal yol, ikincisi de ezilmenın getirdiği tortunun patlaması ve önderlerin sürüklemesıyle kaçınılmaz olan devrim yo ludur. 1 Büyük îhanet, Albert Kahn. 2 P. Meany, AFL • CIO Genel Kurul Açılış KonuşmasL 3 Tarık Z. Tuna>a. Siyasl Partiler. F. Engels, Ma4 K. Manc nilesto.. B ATI bu arada hem sınai, hem de sosyal aşamalan belirll kurallar içine yerleştirmenln rahatlığındadır. önceleri çok kanşık ve değişik anlamlarda gelişen Işçi eylemi giderek durulmuş, üç ana dal içinde toplanarak kendi niteliğine MOİİtOÇO^IU | konu ver«im: AYHAN B Ş Ğ U | | ()EH SULTAN AO L Tibur nehri V bır > bir ölüm \\Ûl \/Srdl • TERSANE İŞÇİLERtNİN GREVÎ V onüuor; mürva<ii\<Hn S Öma "ıti \cad\n V*«iı.fcbnusmuuor mn r\e. duçüwaüö5yıü 9i'& bu Sozün nieb.'clduÖımu. blliuordu E 1798 YJLINDAN sonra tes bit edilen ilk grev, Kasımpaşa tersane işçilerinin grevidır. 600 kadar müslim ve gajTİmüslim tersane işçisi, aylardır ücret alamamaktadırlar. Devletin bildirgelerine göre, zaman zaman gdnderilen ücret karşılığı paralar, öncelikle en az ücret alanlardan başlanarak dağıtılacaktır. Müdür, memur düzeyinde olanlar, ilkin uygulamışlardır bu genelgeyi. Ama. bakmışlardır ki, kendilerine çok az kalmakta ya da hiç kalmamaktadır. Hemen değiştirmişler, para gelir gelmez en yüksek ücretlilerden dagıtmaya başlamıj lardır. Işçiler, dununı: Padljaha bfldırmek isterler. Harbiye Nezareti soz verir. Ama bir şey çıkmaz. Artık bir Cııma selâmlığında, i|i terk edip durumu bildirmekten başka yapacaklan kalmamıştır. Grev başlar... Tümünün katıldığı grev, iki gün sürmü^tür. Hem gegmiş alacaklarını bir tamam tabsil etmişler, hem de ücreflerine îam sağlamışlardır. Bu davranış, bir furya yaratır. Grev furyası Asitane'yi sarsmaktadır. Demiryolu, tütün, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, tramvay işçileri sıraya dizümişlerdi. Hepsi grev yapıyor, başanyla sürdürdükleri takdirde, hem zam sağlıyor. hem alacaklarını tahsil ediyorlardı. YARIN Sihirli kelimeler ııııımı 4 3 olavın başlangıcı MUZAFFtR BUYÜÜKÇU «Oyle.» dedi Dogan. «Eve gidince okuyayım^ 4edi, yer» «tılmıj klişeleri ayağının ucuyla dürttü, kenara itti, Veb bi'ye baktı, «Şu kalıplan kır.» Vehbl, eUerini simsiyah i | elbisesüün yağlı yağlı parlayan dizlerine vurdu kalkb, balyozu kap tığı gibl kurşun kalıplannm üzerina indinneye ba^ladı. Doğan, dudaklarını kipırdanyordu. Sonta se sinl yükseltti ve hikâj'enin yarısına gelmişken, •Dört çay al gel.» sözcüklerini isitti ve göğsünün tam ortasından boğazına doğru çıkan bir ufultu bu sözcükleri yuttu, sonra kustu, çiğnedi bir sakız gibi ve tükürdü. Doğan tükürük sesiyle birlikte yere baktı, bir şey göremedi, gözlerini gene satır lara dikti. Yukarıya çıkma, sandalyesine oturup rahatça okuma isteğiyle tedirginleşti, merdlvene yöneldi, «Nereye? Çay söyledik. Iç de öyle git!» sozleriyle durdu, Sinasi'yle Vehbl*ye dalgm dalgın ama gülümseyerek baktı. İki böcektiler, otlarm diplerindc dolaşıyor, otlan aştp geçen aran boylu, sarı çiçeklerin gövdelerine tırmanıyorlardı. Vehbi'yi bir koyun sürüsünün önünde giden erkek bir çoban köpeği olarak gördü. Şinasl'nln y n . zü, Vehbi'nin basınuı iistüne kadar kaldırdığı balyoz. rotatif. freze, gazete desteleri, bütün aynntılariyle ortaya cıktı ve Şinasinin ağzından iğrentill bir mlde bulantısıyla taşan ve yüzünü bulaştıran cigara kokusunu duydn. Ama ba koka simdi gelemozdi; çünkü Şinasi çok uzaktaydl. Dü jündü bulamadı. bulamadığı için de dert etmedi, yalnız o kokunun ulaşamıyacağını düsündüğü bir yere çekildi farkına varmadan. Şabanın verdiği çayı hemen kanstırdı ve çok sıcak olmadığı için dört beş yndnmda içti, yukarı çıktı, sandalyeye oturdu. gazeteyi yaydı; ba bası uyurken paketinden aldığı üç tek cigaradmn birini dndaklannın arasına sıkıstırdı. Yağmurlu Bir Gece Yazan: Doğan Özden ••İNIIIIIIIIHMIIHHIIII DİŞİ BOND • GREV KIRICTLIĞI BAŞLIYOR B MADAM İCİ ÖMCE BİMl / i APINI VE TİFFANY JONES PUSJ OLDU, RuTLu^AM BlC SU 8 0 yÛZÛMOEM /^İSAPlC ODALABfOJ CSOUE ii U DURUM, yönetimde yeni biçimler uygulama zorunluğunu doğurdu. Ve ilk kez, Rumeli Şimendifer şirketinde, iş çileri bölmeyi başardı. Tam grev sırasmda temsücilerin bir kısmıy la anlaşıp, grevi kırarken, öteki yanya gözdağı vererek sonuca ulaşmayı denedi. Ama, işçilerin çoğunluğu greve devam edince, bu taktiği söktüremedi. Söktüremedi ya, bunu sonraları da kullanmaya devam etti. tşçüerin haklannı savunmadaki bu büyük çabas^ aydınlann dikkatini çekmekte gecikmedi. Ancak, 1900lere doğru, yörünge Paris'ten, Berlin'e doğru kayıyordu. Berlin ise, başmdan beri işçi eylemini ya liberal yöntemde, ya da siyasal yöntemde götürmüştü. Tabii daha çok, siyasal yöntem egemendi. Ve yörün genin yer değiştirmesiyle birlikte, Türk işçi eylemi de siyasal aşamaya doğru gelişme gösterme ye başlamıştı. TLDİDA '5ÇÜeri sd yasal bilince ulaştır mak amacıyla bir, •İttihadı Osmani Cemiyeti» kurulmuştur. Kuruculan işçilerden ve aydınlardan teşekkül etmektedir. Ama, yurt içinde başanlı bir savaş veremiyeceğinı anlayarak, a>nı yıl merkezini Paris'e nakletmiş, oradan siyasal kavga ya devam etme yollarmı açmaya çalışmıştır. Bunun üzerine, çoğunluğunu Tophane işçilerinin teşkil etüği yeni bir parti eyleme geçirilmiş tir. Yıl 1895'tir. Ve Osmanlı Ame le Cemiyeti» su yüzünde bir sendika olarak görünmekte, su altında ise işçîlere siyasal bilinci aşılamaktadır. Bu durumu uzun süre devam ettirememis, kurucu lan, yöneticileri ve üyeleri o za manm gereklerine uygun işkence ve cezalar görmüş, sürgünlere gönderilmislerdir. Ne var ki, bütün bu davranışlar işçilerin örgütlenmesini. siyasal bakımdan bilinçlenmesini önleyecek nitelikte değildir. 19061907 lerde, Hereke Dokuma Fabrikasınm Başmakinisti Rıza Bey, «Selâmeti ümumiye Kulübünün» kuruculan arasına katılarak, kulübü işçüerle buluşturduktan sonra «Osmanlı Demokrat Fırkası» na dönüştürmenin cabasını harcamaktadır (3) En korkunç cinayetlerin işleneceği ve yagmun m çakır sakır yağdığı bir geceydi. Ortabkta zi firi. katran karas bir karanlık vardı. Çok uzaklardan gelen bekçi düdükleri yağmurun sesiyla kesiliyor, adama ulaşamadan sönüyordu. Adam, kalın, siyah paltosunun büyük yakalarını kulaklarına kadar çekmişti. Yüzü duşünceliydi; ağzında arada nrada ateşi harlayan bir cigara vardı. Köpek havlamalaruıın ruhunda meydana getirdiği ürperüleri, bazı kimselerce uğursuz sayılan ulumalan dinliyor, azgın rüzgârın ıslık çalarak do lastığı saçaklann altlarından yürüyordu. Kalbi duracak gibl oldu. Adamın az sonra gö receğini bildiği sahnenin etkisi altındaydı. O kadar heyecanlıydı ki okuyamıyacağını anladı, gazeteyi lleriye itti, cigarayı emdi. Ağzına duman gelmeyince ve cigaranın ucundaki yuvarlaklığı görünce yakmadığmı anladı. Kibrit çopünii kutuya sertçe sürdii ve alevi yaklastırdı. Kalbi hâli hızlı hızlı atıyor. kalbinin atısından vücuduns ya yılan tedirginlikten, aklına baska baska şevlec getirerek kurtulmak istiyordu. Kalktı, eUerini rep lerine sokarak dolastı, ıslık çaldı, tdare Müdürünün odasını, arkadan da camını açtı, aldığı toluklarla ciferlerinl şişirdl. biraz yatışır gibl olda. Olda ama hikâyeyi bıraktığı yerden tekrar okumaya karar verince atıs başladı. «Hay Allah! Ne oluyor bana?» dedi. gazetedeki büyük banka ilânına göz gezdirdL Apartman Dairesi Kazananlan 1 Antakya: Menekşe Bayraktar. 2 Alanya: M. Ali Ergül, 3 Ankara: tsminin açıklanmasını Istemeyen bir mudi, 4 Trabzon: Ismail Filiz, ' 5 Sarıkamış: Mehmet Turan, 6 Kırklareli: Huriye Büyükay. Sağ kulağı enıladı ve •Hümeyra andı» dedi, çinlama hemen kesildi. Onun yanında olmasmı, eUerini tutup sıkmanm, ağzından öpmesinl istedL (Arkan vmrı J 74 « Amcanızla sık sık mfinakasa ediyordunuz.. Fakat münakaşalar daima tatlıya bağlanıyor ve barı şıyordunuz... Sadece bir defasında bunun tam tersi oldu, banşmadınız ve amcanız öldü. Öldürüldü daha doğnısu. Bu iki olay arasında bağlantı kurma zorunluğunun bir çeşit mantık icabı olduğunu biç düşündünüz mü acaba?...» « Hayır.» « Niçin hayır?... Baska bir izah tarzınız mı var yoksa? « Evet...» « Söyler misiniz lütfen...> « Son kavgamız da öncekiler gibi sayet banşma üe bitmedi ise sebep gayet basit.> • Neymiş sebep?.> « Amcamın ölmesi... Sağ kalsaydı yine banşacaktık eninde sonunda...» Fletcher tebessüm ediyor Sinsi va kurnaz « Anlıyorum.» Elleri ceketinin ceplerinde™ Gözleri öne doğru eğik .. Bir süre iskarpinlerinin burun kısmını süzüyor. Sonra başuıı kaldırıp gözlerini tekrardan Mary Weaver'e dikiyor: < Son kavganızın sebebi neydi?.> Mary Weaver, tavandakl camlı bölmenm bir noktasına dalmıs... Bu noktadan, içinde toz zerrela rinin kaynaştığı bir güneş şeridi giriyor salona.. < Son kavgamızın sebebi paraydı..^ « Para istemek için mi gitmistiniz o gün amcanıza?... diye Fletcher cümlenin ucunu yakalayıp konduruyor. « Babamdan bana kalan servetin idaresini de amcam üstüne almıstı. Bana para lâzım oldukça, Iâzım olduğu kadar veriyordu... Anaparaya dokun maksızın bunun sağladığı senelik geliri belirli aylara bölerekten aktanyordu bana Yılda 12 binle 15 bin dolâr arası.• Fakat sizin daha fazlasma ih(yacınız vardı değil mi?...» « Evet... « Meselâ ne kadar?...» « Elli bin dolâr.. Bir defada elli bin dolâr Utiyordum...> « Ne yapacaktmız bu parayı?...» « Piyasada, becerebilene çok kolay para ka zandıran meslekler var. Bazılanndan gayet iyi an GARTH YARINSIZ H. L. DUGAL Türkçesi: Adnan TAHİR ladıgımı sanıyorum... New York'ta lüks bir butik açmRk niyetindeydim.. Başlangıç için de kuvvetli bir sermaye şarttı...» » Amcanız teklife yanaşmadı, reddetti ve istediğiniz parayı vermedi öyle mi?.» Evet...» « Niçin?.» « Ona göre bu tür yatınmlar faydalı değildl Aynca bir sürenin sonunda nasıl olsa büyük bl» mirasa konacaktım... Çalışmak neme gerekti benim... Zahmete bile değmezdi .. Kadınlar konusundaki fikir ve eğilimleri pek gelismemlşti amcamın Kadınla iş hayatını bağdastıramazdı bir türlü..^ « Size kalacak servetin. ameani7 tarafından idare edilmesinl babanız sağlığında mı istemişti?* Evet» AYLÂK MUSA VALLAUÎ. • VKA DEVİMCE, UIC • BİR KARŞILAŞTTRMA ŞTE, bizde ikind işçi siyasal örgütü olan «Osmanlı Amele Cemiyeti» nin kurul duğu tarihte, lngiliz işçilen de bugünkü tşçi Partisinin temellerini atıyor, lskoçyalı bir sendikacı olan Keir Hardie, Bagimsız Işçi Partisi"ni kurarken. I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle