Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHIFE DÖRT 13 Temmuz 1970 parişl getirmiştlr MaVın Suriye'cfe nasıl ve neıede teslım edüecegi, ödemenin aekll konuşulur. Puarlıtm en güzel g«ce klüplerlnin lof ısığı altında, kara gözlükler ardında yapıldığı cSylentr. Ml Idlolnk raahn Snriye tea* limi İçin küoco 65 dolardaa (•on flystlar) anlafüır. 500 kUo afyotnın deferi 32J00 dolardır. Reaml knrdan 292^00 lira, karsbonadan 455.000 liradır. KBylO, ba 500 kilo afyonu TJtf.O.'ne rerseydi 4JİO0 lira alaeaktı!. Anlasmada 1« bin dolarbk bir avans verilir. Her şey karsılıkh güvene dayanır. Görensizllk, Afyonkarablsar yola flserinde bilinmeyen kişiler tarafından bir araba içinde kurşnnla ölüm ya da Istanbulda beklenmedik bir trafik kacasıdır. Gerl kalan 22.560 dolar da mahn teslim edileceği 8oriye'de altın olarak Sdeneeektir. Bsndan dolayı afyona «gisII altın» ya da «eımer altın» denilir. Söylendiğine g5re 1928larda geaç Türkiye Cumhuriyetinin altın ve döviz sıkıntısı vartnıs. Japonlar hükümete bir teklifte bulunmuşlar. Teklif kabul edilmis ve devletin kontrolfi altında bir gizli morfin ve eroln fabrikası kurulraus... Fabrikanın üretiml yine devletin kontrolü altında Avrupa'ya ve Amerikaya gizlice ihraç edilmi» ve hazineye altın sağlanmıı... Inönü'nün basbakanlıgı nrasında Malatya'da afyon üretiminin yasaklanmasmır Maliye Bakaoı Ferit Melea'in «gizli altın» gerekçesiyle durdurtfugu da söylenir... Bay Muteber, 10 bin dolan lsviçre'deki banka hesabına aktarır. En yakın adamım, «Hacıaga» ile temas kurmaya göndermiştir firmanın temsilcisi lstanbul'a geleceğinl bildirmeden önce. En yakın adarnı, dediğimiz, kilo başma komis yon alan, güvenilir, gözünii, budaktan esirgemez, sftbıkasız bir kisidir. lşin sekllne göre değişir komisyoncunun da ücreti. Dünkfl yazımızda Çorumlu şoförün anlattığı müsteri aslında bir komisyoncud'an, Bay Muteber'in adammdan başka birisl değildir. Görevi, Hacıağa'dan malı alıp, gideceği yördeki kisiye tesllm etmektir. Hacıağadan 450 kilo, bir başka kaynaktan da 50 kilo alarak malı kamyona yerlestirmiştir. Çorumlu şoförün hangl yönde uçtuğunu bümediğt kus, Kilis yönünde uçmustur. Komisyoncunun bu işteki korr.lsyonu kilo basına 3 dolardan toplam 1S00 rfolardır. (Resmî 13.500 karaborsa 22.000 liradır). ALIŞ FÎTAT1 90 dolar M » İM » t50 » SM » CUMHURÎYET lürk Mafya'sı ya da Bay Muteber'in macerası TANBUI/DA üç beş kivardır. Itibarhdırlar. Vergilerini düzenli olar«k öderler Turkiye Cumhuriyeti hazineslne. lthalât ihracat işleriyle uğraştıklanndan sık sık yurt dışma gider gelirler. En çok gittikleri Fransa, Italya ve Lübnan'dır her nedense. Hani gazetelerln sosyete sütunlarında okursunuz: « Bayan Lili, sevimli eşi ile yine Parls'e nçtn> « Bayan Fifl, ltalya'dan 19 baval dolara son model elbise lle dSndtt~» Ya da, • Bay Mnteber, MarsHya'da evrak çantasını çaldırdı. Çantada 500 bin lira vardı.~» Bu kişilerl tanıyanlann çözemedıkleri bir takım lorular vardır kafalannda. Gelir Ver«lsi Bildirimindeki gelirlerlne kıyasla nasıl fazla para harcarlar, bu gelire göre nasıl üs RAPORU Bu kişllere taman. olur Lübnan'dakl, fün olur Italya vo Fransa'dakl i | yaptıklan firmalann ylne kendileri gibi namuılu, itibarlı temsilcileri gelir, gider... Bu gelişler özellikle Temmtos Eylül aylan arasında yoğunlasır. îstanbul'da ea iyi mevsimdir, felekten gün çalmak için en İyi zamandır bu tarihler. Oysa, bu tarakta pek bezleri görülmez. Çünlcfl, lş arasında zevk olmaz.. Konuk bir temsilci aynı zamanda Türkçeyi an* dill gibi bilir. Fransızcayı da... Arapçayı da. Ana diUeri ya Ermenlce, ya da Rumcadır. Firma Szellikle gönderir bByle, bölgenin dllini çok iyi bilen klçileri. Hattft, 8zellikle seçer, bu temsilcileri eskiden Turkiye aTürlc vatandashğında bulunmuş kişiler arasından. Bu temsllcilerin Fransa ya da Italya çıkışlı palaportlarında Istanbul, Halep DEGERLENİS TJMLO.'nin resad flyafc Kfiylfldon Araoya Aracıdan Komiayonenya Komisyoncadan Bay Mtıtebere Bay Muteber"den Bay Temsilci ye Snriye tesliml MtK 10 10 10 10 T A R kilo afyon » » a > a » • SATIŞ FÎYATI MASRAF KAR 160 dolar İM a 90 aoıar " 10 a 250 a 2M a to » 650 » 90 dolar 280 a 10 » ÖzgenACAR ve Beyrut gümrflk giriş ve çıkış damgalanna bol miktarda rastlanır. Bu firmalar, buralardan yaptıklan lhracatı, Amerikaya ihraç ederken Koraikalı, Marsilyalı ya da ltalyanlan «eçerler. Çünku, A.BJVd» bu ülkelerden göç etmiı pek çok Amerikan vatandası vardır. Bu itibarlı firmalann temsilcileri aslında uluslararatı kaçakçı* lık şebekelerinin adamlarıdır. htanbul'daki ithalat ihracat isleri ile ugraşan bu itibarh kişilere «Tfirk Mafyatn» ya da «Bay Mnteberier» denilebilir, rahatlıkla. AFYON ÜRETİCİStlSDEN EROİN TÜKETİCİSİ1SE KADAR ULVSLARARASl KAÇAKÇMK FİATLARl 1. Bn tablo, bnndan tenraki yazılarda tftketiciye kadar devam edecektir. 2. örnefin, M kilo afyoa üzerinden d&ıenlenmesinin nedenl bn kadar afyondan daha sonra elde edilecek 1 kilo eroinln deger artışını kolayea iılemek içlndir. 3. Köylünfln kân, bn afyonu aracı yerine T3I.O. ne vermiı ol* •aydı, elde edeceği paraya goredir. 4. Hesaplarda 1 dolar 10 lira elarak kabvl edilmiştlr. yasla fazla harcar ve yakınmanki Ankara Büytkelçisl Ue mıştı. (Amerika'da doktorlar, hastabakıcılar, hemşireler aramakamında konnşnyordnm. G5lan da sadece bir bit yeniği sında morfin ve eroin yaygınrüşme bitmiş, cıkmak ücereysezinlerler, işin içinde bir if dır.) Bn Amerikalı general 24 ken bir tacear, bflyfikelçlnin oolduğundan şüphelenirler. Sosaat içinde Amerikan askert dasına girmlşti. Gelen Fransıznuç değismez polisi tarafından Tfirkiyeyi terea, Büyükelçi Ue Inriliıce bike mecbnr bırakddı. Âkibetini • T1ÜİKINDA liyordn. Bflyfikeld benden 1erbilmiyornz. Kaçakçıbğın bir cUmanlık yapmanu isteylnce başka yoln da Türkiyedekl AA I MUTEBER ile Stekl I MUTEBER ile ötekl kabnl ettim. Konn şnydn: Ge,A merikan üslerinden kalkan asBay Muteberlertn bu itleneksel Türk Pakistan dostkeri Dlaştırma uçakları ile Al[ halât ve ihracat isleri her lnfnnnn gereği olarak savaş halit manya'ya ve oradan da yine içinde ve gfiç dnrnmda olan yıl tıkmnda gider. Bugüne aynı tip nçaklarla A.BJ). ne Pakiıtan'a Türkiye'den kaçak kadar her hangi bir Bay Mutegönderme yolnndan da sö* e•ilâh latmak istiyordn Bay ber'in bu işten ötürü yakalandilmektedlr. Tflrkiye'dekl ATficear. Uçak ve tank dısında dığı görülmemiştir, duyulmamerikan yardım örrütünde daher türlü silih ve eephane satmıştır. Köylüyü tanımaz. Hacınışman olarak calışan ve aslınmaya hazırdı. Büyükelçi, (belağayı bilmez. Kllis sınır kada Narkotik Büronnn Türkiye ki benden çekinmiş olaeak) çakçısını ömrflnde hiç görtemsilcisi Bay Daniels'in (Cunezaketle, konnyn dflsünecejimemiştir. Tanıdıgı tek lnsan sack'ın halefi) bn konuya eni ve gerekine kendislnl aragüvendlği adamı, yani komisfilmetinde fayda vardır!. yacafım sSyledi. Sonra ne olyoncusudur. Vakalanan ya do, bilmiyomm. köylüdür, ya Hacıağa giblleri, Kaçakçılann kullandıklan TUrkiye'nin afyon çıkıs 11ya da komisyonculardır. Ko«malı» glzleme usulleri de tekmanları sadece Kills ve Iran misyonculann ihbar üzerine nik ilerledikçe her gün değişdeğildir. Akdeniz'de işleyen yakalanışlan da pek enderdir. mektedir. Arabalarda yapılan Denizcılik Bankasımn gemileBazan da ıınırda Jandarma ile özel gizleme yerlerinin yanıri ki bu yol Suriye Lübçarpışarak 61en sınır kaçakçısıra, farlann arkası, karinan masraflanm azalttıgi için landır. Türk Mafia'sı diyebilesdr altı, karbüratör borulan, Türk Mafyasına daha çok para ceğimiz Bay Muteber'lerin yedek lastik içleri, kapt alUabırakır, frlgortfik kamyonmaskesini sıyırmadıkça, afn, billnen klâsik yerler aralar, kuçük çapta olanı, uçak yon kaçakçıhğmm önlenmesi, smdadır. Otobüs ve kamyonyolculannın bavullan, son zaözellikle Türk ekonomisine kalarda sahte tavan ve taban manlarda da hlppller... Türk çak ithalat yolu ile bindirilen aralarma, yUk arasına yerleştiisçilerinin Avrupaya morfin ağır darbenin gitferilmeri olarilir. Gemilerde baca, vantilâkaçırdıklan söylenir. Asılsız olnak dışıdır. tör, gaz tanklan, paspas oyukdugunu sandığım bu işte, işçilan, pervane şaftlan afyon için lerln kaçırdıklan ya esrardır Tek çfirevi artık, Orta Dogngeleneksel saklama bölümleriya da gülyafiı.. da aadece istihbarat yapmak dir. Katır ve atlann ejer aldnrnmnna gelen CENTO'nnn tı, develere agızdan pllstlk • BİR OLAY dosyalannda Türkiye üzerintorbalar fçinde yutturma ya da den yapılan silih kaçakçılıgianiisten yerleştirme bu yollarnın altında afyon kaçakçıhjh tJRADA Türk kamnoyvdan bazılandır^. gellrinin yattıginı herhalde na intikal etmemlf bir o* CENTO yetMUleri Turk hükülayı da açıklamak yerinYARIN : metlne büdirmlşlerdir. Bn arade olacaktır. Bnndan S 4 yıl da ilginç bir annna borada önce Adana încirlik üssünde Uluslararası kaçak kısaca yer vermek lstiyornm. bir Amerikalı general doktor, 1965 yıhnda Pakistan HindisLübnan'dan Türklyeye külçetrafiği tan savaşlan ıırasında bir aklerle altın kaçınrken Amerişam fizeri Pakistan'ın o ıakan pollıi tarafından yakalan B tün bir hayat yaşarlar? 10 bavulla nasıl döner bu insanların eşlerl d&viz sıkratısından çatlayacak dururaa gelen bu ülkeye? Tamyanlar, «vergi kaçmyor» diye düşünürler. Oysa, bunlann çoğunluğunun en sağlam yerleri vergi işleridir. Doviz kaçırıyorlar, diye düşünür bazılan da. Aslında işin içinde başka işler vardır. Afyon kaçağının gelirini naııl gösterirsiniz defterinizde? • KIRALLAR GtBt AZ ATLARINDA bir firmanm temsilcisi îstanbul'a geldiginde. ithalat İhracat lsi lle uğraşan Bay Muteber tarafından agırlanır Hilton'da kırallar gibi. Temsilci 500 kiloluk «mal» si Y Mg»İİCO<?Ogltl | konu vc resim: AYHAN BAŞOĞLU \ I QEM SUITÂH y & Iık4su ucu w«şıl btv o t BI ••••••••• « 34 ^ • KİLO BAŞEVA menin bedell bu mal için kilo basına 4 dolardır. Deferleri dolar olarak vermemllin iki nedenl vardır. Bir, kaçakçılar Türk llrasını kabul etmezler. Dolar ya da altın karsıhğıod» i* yaparla*. Çüakü, bu dolan kendileri de başka kaçak mallara çevireceklerdir sonradan. îkind neden öTe, Türkiye dışma çıkan afyonun bu ülkelerdeki değer yükselişlerini izlemekte dolar kullanmak gerekecektir. Kilisli sınır kaçakçısmın payı ise bu lşte 2.000 dolardır. Ulaşım ve sının geçme gibi harcamalarda Istanbul'daki Bay Muteber, kiİO başma 9 dolar ödemek zorundadır. Böylece Bay Muteber'in bu işteki net kazancı 28 dolardır. Toplam net kazancı ise 14.000 dolara ulasmıştır. Şimdl Bay Muteber'in afyon lhracatı sının geçedursun, biz, onun Türkiye'ye olan ithalâtına d6nelim. Bu ithalâtı da iki yoldan izleyelim. Blrinei yol, lsvlçre bankalarına yatan dolarlann er geç Tflrklye'ye dSnflffidftr. Bu dönüş, bir îsviçre, bir Almanya ya da bir Amerikan firması ile yapılan anlaşmanm sonucunda olur. Kurulacak olan «Türkîsviçre Bay Muteberler Bilmem Ne Şirketl», Turklyedeki Yabanct Sermayeyi Teşvik Kanununa dayanarak, yurdun şu ya da bu köşesinde yatmm yapar. Bu yabancı şirket daha sonra getirdiğinden daha farlasını götüreceginden Bay Mu | teber'in kân da tsviçre Ban I kasında yoğunlaşır. Efer, bn dolarlar îsviçre Bankalannda Tabaneı Sermaye olacak kadar birikmemlşse, mevent dSvtı bedelsiı ithalfit yoiuyla çeşitlj yedek parçalar olarak Tfirk gtimrükleTini zorlayacaktır. Piyasada bulunmayan bir madoTenin spekülâsyon kâr marjı da büyük olacağından, Bay Muteber, Türkiye'deki sermayesine sermaye katacaktır. Bir başka dBnüs yolıı da efi Bayan Mntebere'nin a yıl 1çlndeld bilmem kaçma Arpa gezisinde 10 bavnl dolnsn •on model elbiseye çevrilecek ve Lili Ue Fifi ya da Mirai hasetinden çatlayacaklardır... Bay Mvteber'in ikinei itnaIftt yoln ise baskadır. Elinde malın Snriye tesllminden aldıği 22.500 dolarhk altın bnlnnmaktadır. Bn altın, ya Amerikan sigarası, ya Çekoslovak, Belçika, Ispanyol, Amerikan tabancan, ya Brezilya kahvesi, ya tran çayı, ya da Frannı makyaj malzemesi olacaktır. örneğin, iyi bir Amerikan tabaneasını M dolardan alacak olnrsa, elindeki para ile 280 tabanea alacak demektir. Bn tabancanın Türkiye'dekt değrrl 4 bin lira oldngnna göre, 280 tabancalık bir partl rilahın latıs geliri 1 milyon 120 bin liradır. 370 bin Iiralık çesitli masraflar çıktıktan sonra Bay Mnteber'in tabanca ithalStından net kazancı 750 bin liradır. Bnna 10 bin dolarhk tsviçre bankasındakl sermayeyi, bn eermayenin Türkiye'de ürettifi kSn ve «on model elbise doln bavnl!an da ekleyecek olnrsak, Bay mnteber'in 500 kilo afyondan elde ettifl net kân 1 milyon Hrayı bnlnr. Hangi muhasebe defterinde ya da Gelir Vergisi Bildlriminde bu rakamı görebilirsiniz? oıayın başlangıcı ı MUZAFFER BUYRUKCU Hümeyra, aŞlar gibi sesler çıkararak açtı gözlerini, dislerinl gıcırdattı, yutnrnklannı sıkıp açtı ve yeniden külçeleşip Doğan'ın kollanna bıraktı kendinl. Doğan, bir yandan kollannın arasındaki bu vücudu istediği gibi el. lemenin, okşamanın mutluluğunu dnyuyor, bir yandan da sık sık ısıklı lokaga gSz atarâk a#ığıya • yukanya gidenlerden birislnin bu tokağa sapabileceginl düşündüjü için tedlrgin oluyonfu. Yalnız, Hümeyra ses çıkarmadan durunca vücııdunda kanncalanmalar oluyor, 6pmeyi asan şeyler düşünüyordu. «Kandırsam da Hulki'lerin evine götfirsem.» Bu düçünceyi işlemeye koyuldu. Hulld, lkisinl bir odaya kitliyor, çekip gidiyordu. Hflmeyra'yı karanlıkta soymaya bashyordu kendi ellerlyle.. Giyslsinl her çıkanşta bir yerinl Cpuyor, bir yerini sıkıyor, tÇabuk ol, dayanamıyorum artık.» tfiyordu ve yere serilmlş yatafa atıyordu. Vaso yatağa yüzükoyun uzanmış, «Omuzlanmı ov!» diyor, omuzlınnı ovan parmaklarını öpüyordu. Hümeyra gözlerini içtıjında, ilk sözü, «Ne oldu bana?» oldu. «Kollarımdasın.» dedi Dogan. «Gidelim artık. Çok fena oldum.» dedl Hümeyra, ellerini sıktı, yüzüne götüroM, avuçlarından öpmeye başladı. «tlk gördüğüm günden beri seni dusünüyorum.» dedl Dogan, kabarmış ve kurumuş dudaklanndan öptü, agzının içinde diliyle dilini aradı. Hümeyra, dudaklanndan kurtuldu, «Ne olur gidelim! Çok geç kaldım!» dedl. «Senl seviyorum.» dedi Doğan, kalçalanndan tutarak vücuduna bastırdı Hümeyra'nın vücudunu. Sadece üst dudagından öntü, «Beni seviyor musun?» Hümeyra başım salladı. «Yüksek sesle söyle!» «Seviyorum.» dedi Hümeyra, sanldı ve çenesinden öptü, sonra 'başım göğsüne gSmdfl. Dogan, başım tutup kaldırdı, yanagını ya* nagına dayadı. Bir süre 5yle durdular. Vanllya ımımıııı K tLtSTEN sının feçir DtŞt BOND TİFFANY JONES «41 kokusu çok yakından geliyorcfu. Hümeyra'nın vücudu çörülmüş gibiydi, zor dayanılır bir yorgunluk içindeydi; dimdik yere basamıyor, ba* caklan katlanıyordu. Başı dSnüyor. gözleri kararıyordu. Ablasının evlendigi gace saga • sola koşmaktan, herkesin Uteginl yerine getirmek için çalışmaktan kafası kazan gibi olmuştu. Ne yaptıgım biliyor, ne söyleneni anlıyordu. Bartfak almak için glrdiği mutfaktan hlçbir şey almadan çıkıyor, «Ben buraya niye geldlmT» diyor, düşflnüyor, düşünüyor, neden sonra niçin geldlgini buluyordu. O gecekine dönmüştfl. «Gidelim, hadi, nolur, kırma beni. Yann akşam gene buluşuruz.» dedi, agzıncran Sptü Doğan'ı, sonra kucakladı, «Hiç aynlmak lstemiyorum senden.» Dojan, Hulki*nln evinl düşünüyor ama «Gidelim • demeye bir türlü cesaret edemiyordu. Ya birdenbire hırçınlaşırsa ve ,«Sen beni kdtü kızlardan mı «andmT Çok teessüf ederim» derse? Aynı anda eteklerini kaldırmayı, donunu sıyırmayı geçirdi aklmdan ama aynı şey olabilirdl. Elleriyle başının lkl yanından tutarak öpmeye başladı. Sonra ellerini agzını agzından ayırmadan gSğüslerine götfiroTü. Hümeyra*nın gözleri yumulmuş, elleri ayaklan titremeye başlamıştı. Agzından, burnundan boguk bojuk sesler çıkıyordu. Merdivenden inerlerken Hümeyra DoSaH'ın koluna girmiş, başım omuzuna dayamıştı. Ayaklan blrbirine dolaşıyordu. Ama slmdiye kadar hiç duymadıği bir taö? duymuştu. Dedikleri gibi bayılmıştı ijte Gözlerinden binlerce kıvılcım çıkmış, beyninin içinde açılan çok aydınlık bir yerdekl çimenlerde yuvarlamp durmuş ve tam iki kere bir ateş çukurunun içlne yumarlanmış, ama kurtulmak için de çırpınmamıştı. Susamıştı. Ağzı kupkuruydu. Dili ıert sert damağına vuruyor, damağım çiziyordu. Işıkh yola indiklerinde ilk olarak ne yaptlgımn billnrine varmış, utanmaktan başım kaldmp Doğan'ın yüzüne bakamamıştı. «Işıkh yerlerden gltmeyelim.» dedi. (Arkası var) J ••• 65 GARTH AYLÂK MUSA Oysa Fletcher'i taktigi aşikar... Ona ve dlgerlerine göre benim suçlulugum su götürmez bir gerçek. Neticede mahkum olacagim. Yüzde yüz. Kamuoyunun bu başanyı candan ve gönülden alkışlayacağı, sonra da benimseyeceği muhakkak... Adli bir zafer olacak çünkü benim duruşmam. llgilllerin tümü son derece memnun kalacak. Fakat Fletcher yine de dayatıyor. Tek yönlü bir zaferin onu tatmin etmiyeceğinden eminlm... Yalnız benimle yetlnmek niyetinde degil. Mary WeaverJin de kelle.ini istiyor... Na yapıp yapmak, cinayet olayına onu da bulaıtırmak karannda... Benden sonra genç kadının da sorguya çekllmesi kuvvetle muhtemel. Ona da aynı sualler sorulacak... O da aynı şekilde sıkıştınlacak. Onun verecegi cevaplarla benim verdiklerim arasında ufacık tefecik farklar meydana çıkar«a, bunlar Fletcher hesabına mükemmel blrer hedet vazifesi görecek... Sonrası felâket... Böyle bir şeye her ne pahasına olursa olsun meydan vermemek gerekiyor. Umursamayan bir ifadeyle omuzlanmı silkiyorum tekrardan : «Saate bakmadıgımı 8aeo de söylemiştim size...» «İyi ama ifadenlzin ta başından beri belirli bir program dahilinde, plânlı ve projell olarak hareket ettlginizl söylemiş* iz değil mi?...» «Belki...» «Evet mi hayır mıT...» «Evet...» «Bu durumda apartmandan aynldıgınız zaman saat dokuz otuzdu... Sonra nereye gittlniz?...» «Kaldıgım otele...» «Nerede bu otelT...» «Rıhtım civannda... Onüçüncü Caddede..» «Daha sonra ne yaptımz?..» «Odama girer girmez yataja uzandım... Yorgundum... Minen ve m.iddeten... Daha sonra Mary Weaver'e telefon ettim... Ama cevap alamadım...» «Saat kıçtı telefon ettiğinizdeT...» «On otuzla onbtr arası...» «Devara edin...» «Hava alanına gltmek üzere çıkmış ola Türkçesi: Adnan TAHİR cak herhalde diye düşündüm. Biraz beklemek uygun olacaktı... Kısa bir sürenin sonunda havaalanını aradım telefonla... Uçaga binlp bln* mediğini Cgrenmek istiyordum. Bana verilen bilgiye g5re uçakta Mary Weaver adına bir yer aynlmıştı ama yerin lahibl gelmemişti... Uçak da kalkmıştı*» «O anda neler düşündüğunüzü söyler mi* slnlzT...» «Bir şeylerin yolunda gitmediğlni sezin* ler gibi olmuştum. îçim içime sığmıyordu... Enl* konu telftşlanmıştım... Bir şeyler yapmam gere* kiyordu ama ne?... Otelden çıktım... En yakın lokallerden birine glrdim Orada, radyonun haber bültenini duyacaktim. Stephen Weaver'ln bir dnayete kurban gittlği, yegeninin de polia tarafından sorguya çekilmekte oldugu açiklanıyordu.»