Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAEtfFE 13 Temmtu 1970 CÜMHURİTET pıyorlar. Afrika'nın «rtannda, Nijerin batkentl Niamey'in 40 kilometrelik çevresinde balonan ilkokallarda çocnklar hergün derslerlnl televizyondan izliyorlar. Televizyonla egifim bu bölgede 20 ilkoknlda nygnlanıyor. Daha önce okn] yokmuş bn köylerde. Televtayon aygarlıfc getlriyor bn bölgeye. Şimdi lftlî yaşlannda çocaklar kendi aralannda Fransızca konnşayorlar. Nİamey'e 15 km. naklıki», Tondl Bia denen nfak bir köyün llkoknlnndayım. Köy «paillette» denen ynvarlak, saz knlübelerden karnla. Bütün köy halkı muslüman. KBylüler dan eklyor, tavuk yetiştiriyor ve keci besliyorlar. Nijer ırmağı uzanıyor Bnümüzde. Bu sular Nijer'den sonra bütün Nijerya'yı doIasTp Gine körtezıne döküleeekler. Irmağın iki kıyısı yemyesil palmıye ve Hindistan eevizi ağaçlanyla kaplı. Aksamüstn koye vanyoruz. Erkekler krivün avlasunda iklndi namazına dnrmuslar. Çocaklar ise okalda. Oknl köyün bırkaç vüz metre dısmda, kıyiya yakın bir yere yapılrnış. Oknl ikı goı bir yapı Kille sıvamıglar davarlannı. Otnza erkek, en'n kız, kırk öğrenci var bn oknlda. Yabancılardan hiç çekinmiyor, örkmiiyorlar. Şirin, sevimli. aydınlık yüzlfl çocaklar. Cç yıl 8nce eknla başlamışlar. Çok şeyler ogrenmi»ler bn fiç yılda. Kövün aydınlan şimdi ba çocnklarmış. Bnnlardan baska okama . ya«m> bilen vok Tondi Bla köyünde. Devletin resmî dilinı, yani, Fransızcayı anlayan kona»a» *a yok. ncakların basmda genç bir Ç îbrahim. O da 20 vaslanndaeğltmen var: sevimli bir be? yıldan N Uer'de 800 lenel çoeagatelevizyonla beri Ukokal eğitiminl y« AFRIKA'dO TV İLE EGÎTİM GÎTİ Hıfzı TOPUZ Y Nijerli. Orta oknln bitirdıkten sonra blrkac •ylık btr staja katıtmıg, teievizyonia oknl eğitmeni olmns. Oknlnn bfatun yonetiminden, denlerden, her şeyden o soramla. Denhanede ikı televizyon var; birl yedek. Akü ile çalısıyor televizy onlar; köyde elektrik yok tabii. Yayın saati geiince çocnklar elele tntuşap sııufa girıyorlar. Yerdeki hasırlara otnrnp yayını beklıyorlar. Aa •onra televizyonun camı aydmlanıyor: «Buran Nijer Televizyonla Eğitim Istasyonn». Çoenklar başlıvorlar anonsn alkışlamaya. Bir dakıka surüyor bu alkış faslı. Kimisi Afrika halk ovnnlarındakı tamtamların tempofnna nvarak omnzlarını kıra kıra alkıshyor televizyonn; geleneklerin etklleri devam edlyor. Televizyondaki vavın 15 dakika gfirayer. Kona: Hazım. Çocnklar eanlı resimlerle hazım organlannın nasıl çalıştıgını gorüyorlar. Resimlerle genıs bilgri veriliyor çocnklars. Yayın bitinee oğretmen: «Şimdi, diyor, yaaıa aklmızda kalanlan.» Çocnklar yazıyorlar. öfretmen bnnları kontrol ediyor. Sonra da tahta başına geçip televizyondaki dersi yenlden anlstıyor çocaklara. aol, televizyondakl yaytnla öğTetaacnin görevl bümış olmuyor. Televizyon çok •nemli bir araç ama, öğretmenin yine çeşit çeşit gorevleri var. Öfretmen yeteneksizse, pek Sneml y«k. Çünkü asıl ögretmen televizyonun eamında olan Sğretmen. Sınıftaki öfretmen Stekinın anlattıklannı tekrarlıyor. Aıünda deni televizyonnn eamındaki öfretmen de haztrlamıvor. Tayın merkezinde 120 klsilik bir ekip var; öçretmenlerden, psıkologlardan, pedagoglardan, sosyologlardan, deslnatorlerden ve teknikerlerden kurulu bir ekip. Deni onlar hazırlıyor. 20 köy oknlunda okutulacak denlerin programmı hazulamak icin aylarca ealısıyorlar. Ama okul sayısı 200 de olsa, 2.000 de olsa kadro avnı kalacak. Bir pilot deneme yapıbvor şimdi. Bnndan çıkartılacak tonnçlar başka yerlerde nygnlanacak. Dünyada ikl yerde daha yapılıvor bn çesit denemeler: Samoa adalarında ve SaHador'da. Fildigi Kıyısında bir vıl sonra bfltiin ilkoknllarda televizyonla f Jıtim devrimi başlayacak. Bn devrime Nijer denemesi Sraek olnyor. (Nian»ey) enfnMtrtktar kanrbkUnnı gerektiriyar, n m s n istiyor. Televizyonla eğitim sisteminde ise Ostön yetenekleri olan dar bir öğretmen kadrosnyla bfiyiik isler yapabillyorsnnnz. Geri kalraı? filkelerde bütün ekollan •tretim araçlanyla, lâboratnar vt arşivlerle donatmak dünyanın parasını gerektlriyor. Oyaa televizronlu eğitira sisteminde ülketdn en yeni eğitira araçlannı yayın merkezind* to»lnvorsnnnz. Bnndan valaız bflyflk kentlerin varlıklı çocakları defil, bfltün oknllar yararlanıvor. Televizyonla daha demokratik bir egitim dflzeni knrmns olnyorsnnnz Televizvonla egitim klâsik etitimden daha ncaza geliyor. Afrika'da bir ilkokul »tretmeninin vetiştirltmesi 4060 bin Fransız frangı. Oysa televityonln sistemde bir ö|retmen 10 bin franga retistiriliyor. Tele\izy»nln egitim gören çocnkların sayısı 170 bini asarsa bn sistem klâsik eğitimden daba ncaza çıkıyor. Ama az savıda ögrencıvle böUesel bir egitim yapılacak olnrsa sistem hiç kazançlı değil. Televizvonla egitimdr, sinema «erıdi trlbi, çoengnn eözönün önunden grçen eanlı resimler, (otofraflar, tablolar, ögretıci fllmler ögrencinin belle|inde genis etkUer bırakıyor. Çocnk çok daba kolay ögreniyor dersini ve kolav kolay onatmnvor. Avnea, bellegi tazelendırtnek ıçın çocnğa bir takım notlar, basılı erltim belt«leri de dagitıbyor. ögelevizyonla efitimln yararlan «nnlar: renei bnnlarla dersi lzliyor. Bir defa, bütün «kollar televiZTon merkezindeki en seçkin ve yetkıli öjretmen Televizyonla egitim Sgretmen İçin de lerden ders çörmüs olnyorlar. «Kötü 8|retbir egitim aracı olaror. ögretmen her gün men» diye bir aey kalmıyor arttk. En nzak ve Sgreneilerle birlikte televizvon vayınlannda en yoksnn köylerdeki çocaklar bile iilkenln bir seyler oğrenivor, bilfisini tazellyor ve en lyi 8jfretmen kadrosandan yararlanıyorrorsiisflnfl senisletlvor. lar. Televizyon, efftimde eşitlik sağlıvor. Televizvonln egitimde televtzyennn «a Geri kalmış ülkelerde büvük aşamalamında gorfinen ögretmenler her saman agırn gerçekleştirmek için kısa zamanda binlerbaalı, gftler yfiılfi, çocaklara sevçisi olan kit» ötretmea y««ştirmek kolay değHl. Ba iş sUer. ÖİTencller a« yapsalar onlan kısdıro auyorlar. Camdakl Sgretmen slnlrlenlp tokat atanuyor çocaklara, küfür de edemiyor. Çocnklann sonsaa bir saytısı var camdaki ögretmenlere. Çevrenin baskılan da yok onnn fiıerinde. Aganın çocnfn da bir onnn İçin, kSylflnün çocnğn da. Afa. ögretmeni baska yere naklettiremiyor. Çevrenin etkilerine karfi ba ılgtem daha göçlfl. (Ama Devletin de yayın merkezi üzerinde sonsuz etkileri olabilir, olaeaktır da. Ba etkiler, rejime söre, çok iyt de olabillr, çok kötü de olabilir tablt. Ama devrimci bir rejimde televizyonla çok başanll bir egitim sıstemi knrnlabilir.) Taym merkezinin toplnm bilint azManlart her gün köy köv dolasarak ysymlann çocaklar uzerindeki etkilerini Ineeliyorlar. Egitimin çevrenin ıhtiyaçlarına nyması için programlarda nk sık değisiklikler yapılıyer. Bn sistemde cevredekl felişmeler e«k daha dinamik bir bicimde izIenebiIİTor, çevrenin gerçekleri ile egitim programı arasında bir nvnmnn, bir dengenin knrnlmasına çabajüıvor. Televizvonln egitimde çocnfnn makine karşısında tek başına kaldıSmı düsünmek yanl^ olnr. Sınıfta vine bir öfretmen var; bntftn toplnnual ve davgasal tliskileri ytne ögretmen düzenllyor. Çocaklar sınırta karşılannda bir «agabey» candan bir insan bnlnvoriar. Dertlerinı, sıkıntılannı ona açıvorlar. Ders hazırlama derdindrn kurtulmus olan ögretmen de çocnklarla ilçilenmek için daha çok zaman bulmns oln\or. Nijer'de egitim mufettisleri nk nk celip oknllan kontrol edı\orlar, klâsik «sterai nygalavan okullarla televizvonla oknllarda okaran çocnklann bıljilerini karsılastınyorlar. \raftırmalar televizvonla oknllardaki çocaklann çok daha nvanık »lduklarını, çtvrtierine çok daha kolav nvduklannı, genel kültiir ve bilçilerinin de çok daha zrngin oldngann gösterivor. Tntucıı çevrelerin tepkisi ijer'de televızyonln e|itime karsı bir tek tepki var: Geleneksel ve tntacu çevreierin tepkisi. Nijer'de veni egitim sistemi MUlî Egitim Bakanlıgının dısında bir öreiit tsraftndan yönetiliyor. Devlet Baskanı ba sısteme Inandıgı içm vöneticilere yetki vermif, onlar da bn işe gmsmisler. Fransız egitim ozmanlan yönetivor bn projevi. Bölgedeki köylüler de memnun: çocnklar dtlnyanın en raodern metodlarıyla egitim görüyorlar. Ama ba sistem bir türlö butün Blkede ayralananuyor. Geleneksel çevreler Nijer'de de eek roçlü. Pildisi Kıyısında ise daram daha baaka. Başka bir yazıda da ona bellrtmeye çalışaeattnı. Yararları T UNDEN UNE Öğretim ve Egitim ref ormu G Tiirkiyede öğTetim ve egitim reformn, yani Tftrklyenln ne elması gerektiğini duşünüp, o amac» uygnn insan Tetiştirme ihtiyacı, bugun bizi ca>ır cayır yakan alevli bir mesele olarak karfimızda durraaktadır. Turk toplunıunu, geçmişi, gelecefi ve dünya toplumlan or tasındakı gorevleri iie ayakta tutmak kolay bir iş degildlr. Saym Profesor Bedii Şehsavaroğlu'non Türk Tarihi Dergisinde yazdifi gıbı, geçen eili yıl zarfında eger MilU Egitim Bnbanlıjı görennı cıddi olarak yapmış olsaydı, bngün memleketia karsı karsiya geldiği bir çok ağır sorunlar hiç şüphe yok balledUmls olnrda. NV tekim yine Profesore gore, toplumaai meselelerin hallmde her* hangi bir toplumun doçrn ve verimli bir yoMa oltrp obnadığım anlamak için ytrnd bc? sene yeterli bir zamandır. Halbnki Tttrkiye elll yıldanberi egitim kargaşalığı içindedir. Sayın Şehsuvaroğlu'niın yine öğretim ve egitim reforma hak> kında çizdiği şcma üzerinde duracak degilim. Ba fibi şemalann çok defa netice vermediğini bilhassa son on yıl içlnde bir çuk örnekleri ile gormuşüzdur. Meselevi Avnıpa fatası kafasiyle düsüniip, meselâ şöyle mütalâalarla karşılastıfımız zaman: Bir E Sitim Şurası toplayalım Yahut bölgesel milli egitim kurnmlan teşkıl edelim. Hâkimler Kurulu gıbi ögretmenin tâyin, natdl işleruu Bakanlığın tasarrufundan kurtarmak için ögretmen Idşilik işleri kurulu kuralım Bir akademi; milli folklor enstitüsü tesis edelun. Boyle konuştukça belki ciddi olarak yanılabiliriz çünkü biz Türkîyeli ve kıtalı olduğumuz için evveli mfiesseaeyi hanrlarız sonra da o müessesede çalışocak insanlan aranz. Buturıak o muessese işlcr, bulamazsak çok emsall oldnğn gibi isiemes. Halboki AngloSakson evvelft müesseseleri isletecek tnnanlan arar, bulurm mfieascaeyt kurar, bulamazaa bomncaya kadar bekler. Biı de femalan gördukten sonra bunlaım hepsi lyi ama.. Bunlan kimlerle doldoracafız? Duşüncesine varmadık desek ya> lan söviemiş olnruz. ImamIIatip oknllarının vatandaam din ihtiyacına cevap verecek elcmanları yetiştirmesini istemek makol ve Uk ağızda kabol edilecek bir tekliftir. Fakat zaman gSstermis«r ki bu oknllar gereken bilçüi öğTetmenlerle teçhiz edilmediğl için taassup yuvası halıııe Relrniş, Sayın Şchsuvaroglu'nun dediği gibl bnradan çıkanlar dinsel RÖrevi yerine getirecekleri yerde, dünyaya ait siyasal rneselelerle uğTaşmaya baslamışlar ve memlekette gerici bir hızbin ıfadesi olmuslardır. Bis ba gibi meselelerde sivasal nutuk yarışmalarına veya birbirine rakip öğretmen derneklerinin dögiişmelerine sahne olan toplantılarda KÖrüsülmeden evrel dar çerçevelerde tartışılmasını ve kültür dftvasında takip edeceğimis yolun kesin olarak tâyin edilmesini istiyoraz. Içine sıvaset salatasının karışmadığı özel çıkarların cirit oynamadığı bılimsei bir arastırma. Bu araştırmamn neticeleri iıylesine kesin olmalıdır ki yarın bu dâvalar açık oturumlarda, televızyonda veya şuralarda tartışıldığı zaman her sorunan gerçek ve ikna edici cevabı verilebilsın. ' Sayın Şehsuvaroğlu meselevi bütün canlüığı ile ortaya koy> muş bulunujor .. O kalemin ve aydının yapacağı hizmeti yapmıstiı. Işi tezgâblamak Milli Egitim Bakanlığuıa duşmektedir. Biz yazarlar; ise öğretim ve egitim reformunun bir an ewel yapılve gençlerimizin birbirlerib a s k s n e TapabUirU?... •>««««««««• •««««««««««««««««««««««««••••««• Sıkıyönetim kararının yargı yolu ile denetlenmesi isi, gerçekten Danıştayın görevi dısında mıdır? Eğer bövle ise bu konu hangi yargı merciinin yetkisl içerismdedır"' Bır Hukuk Dev leti olan Türkiye Cumhuriyetinde kamu organ ve makamlannın Anayasada öngörülen istisna bir yana hiçbir ijlerni, hiçbir halde yargı denetimi dıçında kalamıyacağına gore; bu sorulardan birinin mutlaka olumlu bir kartılıSı bulunmalıdır. erçekten, Anayasa Mahkemesi ile Danıştayın sureklı ve kesin içtıhatlan ile de belirlendlği üzere, Hukuk Devleti ilkesi, kamu islem ve eylemierinin tümünün yargı yerlerınden birının veya dığerınin denetimine t&bl tutulmasım zorunlu küar. Bu llkenin bir gereği olarak, yasama meclislerinin kanun ve içtüzük ışlemleri ile içtüzük nitehğındeki kararlan ve hattâ Anayasayı değiştıren kanunlan Anayasa Mahketnesinin, yürütme ve ıdarenm bütun ijlem ve eylemleri Danıçtayın yargı yolu ile denetımmden geçmektedır. eçen Haziran ayı ortasında tstanbul ve İzmit yöresinde, İşçilerin Sendikalar Kanununda yapılmak istenen değişÛdiği protesto amacıyla direnişe geçmeleri Bakanlar Kurulunca, ayaklanma sayılarak bu bölgede bir ay süre ile Sıtayönetim ilân edilmiş; TBMM de ertesi tfin bu karan onamıştrr. Ö^ililer hemen, bu karann Anayasaya aykrn olduğunu Ueri sürerek, iptali istemile Danıştaya başvurmuşlardır. Danıştay Birinci Başkanının, birkaç gün önce, bir haber ajansı aracılığı ile verdiğl demeçte, «Bu gibi konu* lar Danıştavın pörevi dahilinde olmadığı ge* rekçesiyle müracaatlan n reddine karar verilği» bildirilmiştir. Sıkıvönetim kararı Prof. Lutti DUBAN ganmın, bazı zorunluklar dolayısıyle bır >en ve halkını dejiçik hukuk kurallanna gör« ıdare etmesmi sağla\an bır icrai şart ışlemden başka bırşey değıldır. Ancak bu karar geçıcı bır sure ıçın de olsa, kapsamıaa gıren bolgede Anayasa hak ve özgürluklennı kısıtladığından veya askıva aldığından. tek başına Bakanlar Kurulunun iradesine bırakılmamış, aynca halkm temsılcilerinden kurulu TBMM'nın zorunlu bir »ıyasi denetimi demek olan onamasına tâbı tutulmuştur. Yasama organının bu onama işlemı, goruldMğü gıbı alınmakla uygulanmaga başlayan Sıkıvönetim karanndan ayn ve farklı bır irade olup, sadece olaganustu rejımin yururluğunun engellenmemesi sonucunu doğurmakta ona hiçbir yeni öge ve güç eklememektedır. Yoksa TBMM sıkıyönetim karannı onamakla ve sorumluluğu Bakanlar Kuruluna ait olan ve kalan olaganustu rejımi denetlemış veya başlangıcından itibaren kendısıne mal etmış olur ve bu donemde uygulanacak hukuk kurallarını koymuş ve hattâ ve de *oz konusu yerde bazı hak ve ozgurluklerin sınırlanmasına, kı<;ıtlanmasına ve durdurulmasına izin vermiş bulunur. Butun bunlar, daha önce «örfi ıdare kanunu» ile öngorülmü» ve yurutme organına tanınmış vetkilerı olduğu gıbı; Sıkıyönetim ılânı uygulanması ve sürdurulmesı yetkılen de esa^en Anayasa tarafından Bakanlar Kuruluna verılmıştir. Bu bakımdan Sıkıyonetimin kaldınlma'i \ey& süresinin kısaltılması TB MM'nın yetkısi ıçerisınde ı=e de bu rejimin devamı veya suresmın uzatılması, hükümet tarafından ıstenmedikçe yasama organınca doğrudan doğruya kararlaştmlamaz. Çünkü Sıkı yönetim, yasama yetkisine değıl, vurütme gorevine giren idare bıcimlerinden biridir ve bunun butun sorumluluğu Bakanlar Kurulunun üzerindedlr. yasağı da bundan ibarettir. Burada dikkat edilecek nokta, milletlerarası andlaşmalara kanızh hükmunü izafe eden gücün, onaylamayı uygun bulan kanunun değil, anılan 65 ınci madctenın son lıkrasımn olduğudur. Gerçekten yurutme organının, TBMM'nın uygun bulma kanunu a da\anmadan doğrudan doğruya onaylayıp yururluğe koyablleceğı mılletlerarası ^.ndlaşmalar da. Anayasanın avnı fıkrasına gore, kanun hukmundedır Şu halde, onceden çıkarılan onaylamayı uygun bulma kanunu, railletlerarası andlaşmaların hukukt niteliginı değıştırmemekte, onlan yasama işlerrne donu^'urmemekted'ır tşte bu sıkıyönetim kararının TBMM"nce sonradan onanması da, onu yurutme işlemi olmaktan çıkanp, yasama işlemı haline koymamaktadır. YAZAN: ğışmesıne ve o işte Danıştayın gorevsiz sayılmasına sebep teskıl edemez. ununla beraber Sıkıyönetim karannın TBMM nce onanmakla organik bakım dan lrfarî mteliğıni kaybederek tek bir yasama ışlemı halıne geldigi kabul edilse bile, yine de Danıştayın yargı yetkisi dlşında kalmış olmaz. Çunkü, Sıkıyönetim karannın her halükârda fonk^ıvonel yönden yürütme ve maddi bakımdan da ıdare ışlemı olduğunda kuşku yoktur Danıştay öteoTen beri parlâmento organlarının bu nitelıkteki işletnlerine karsı açılan dâvalan tereddutsuz görev \ e vetkisı ıçınde kabul etmekte olduğuna gore; yasama meclisleri başkanlık divanlarının ıdari kararlan gibl, TBMM birlesik toplantısımn Sıkıyönetim ilânının onanması ile ortaya çıkan ıcraı karan da yargı yolu ile denetlenmek durumundadır Burada hükümet ile parlâmento arasındaki ilisflDerden cfoğan bir lslemin varlığı 6ne sürülerek, «hükümet tasarrufu» gerekçesıyle Ydksek tdare Mahkemesının bu konuya kansamıyacaŞı sovlenemez. Zıra T C. Anavasası «hukumet tasarrufu» nazanyesmi açıkça reddettıği gıbi Sıkıyönetim karannı, takdiri değıl sebeplı bır işlem olarak öngormüştur B Okurlarım bilirler ki, ba köşede kendimâen konnşmak alış j kanlığında değilimdir. Gerçi Babıâli esnalı arasında canı azi • zinden söz açıp, kendi kendisinin propagandasına sık sık başvu • ran çoktnr : ! Ey ahali ! Ben kendini dine diyanete adamış, zemzem sn • ynyla yıkanmıs bir âdemım. Günde beş vakit namazımı, Rama J zanda orocumu kaçırmam. Dünya nimetinde gözüm yoktur. Ha • rama nçknr çözmem Hanrnvet erbabındanım.. diye, kisiliğine ! evliva havası basan tarıpler bizım vokaşta eksik değıldır. tki bnçnk eünlük omürde. hayatı Katolık papazı gıbi değerlendirmek lslâmda yoktnr ama, ham sofalar çıkarlarını vürfltmek için öylesıne bir ortam varatmıslardır ki, içkı haram, ku erkek arkadash|ı günah, eğlenmek dansetmek maazallab . Softalık eyvamında kalaç atmava kalktm mı kendi köşende kendine methiye duzmek zornndasın : Ben elhamdülillah ağzıma içki koymam, kadınlara yan gözle bakmam. faziletlivım. ahlikhyım... Gerçek yazarlann dünyasında bn nanelere ancak şülünüp geçilir; bn tür aldatmaraya sapan vazar, maskara bellenir Gerçek yazar, kendi kisiliğine eğildi mi, ya özeleştıri içindır. va da kendi kendisinı yermek için Kendi benligine, kendisinin dısındaki esya giU bakmak yeteneğinden yoksnn yazar, ba konada kalemi eline almasın, rezil olmak vardır defterde Bn bakımdan ^azılanmda kisiligimi kona edinmek istemem. Yaptıgım işle nvusmazlığa duser bn is Kendimi bir güzel eleştirsem, devrimci fikirlere dusman olanlar : Gördönüz ya, herif kendisinin ne mal •ldngnnn itiraf edivor.. diye sineçın kanadından vag çıkarmaya çabalıvacaklardır. Kendimi övsem, kısilifime saygımı vitiririm. En ivisi bn gibi konnları kösemın dısına itelerim. Ve hattS bana iftira rdenlere, hakarete veltenenlere de bnrada cevap vennem. Bn soy yazarlan şimdiye dek mahkemeye verdım; hepsi de mahkum oldnlar Kisılıkleri bir yana bırakıp fikirlerin savaşını vermek bizim ngrasımızda en doğrn roldur. Ve dogru fîkir, yalanın yanlısın bileğini zamanla mnhakkak büktüîü ırın. basarı biıimdır. Ba çidisten deliye donen sömürgen taıfesı, hakkımızda bin türlü valanı, türlöcesitli araçla vavmava calısır. Nitekim şn sırada aleyhimize bir kampanva açılması öneörülmüs. birtakım varasalar, nerede basıldıgı belll oltnavan birtakım brosürlen sahte bir isim altında dzliden dagıtmava baslamıslardır. Resmî dairelere, oknllara. askeri birliklere, parlâmento fiveleritıe. gazetelere, kavtnakamlıklara, askerlik snbelerine binleree kitap brosıir vollanmaktadır. Anadolo'daki okariar : Haberiniz belki voktnr.. dive bnnlan gönderivorlar. Bizım oknrumnz bn pespaveliklere degerini verecek düzeydedır. Görmiyenlere oynanan oynnnn dtisüklügünü anlatmak için kitaptan bir Srnek vereyim : Ben Moskova'ya gıttıgımde sarışın Rus kadınlarını gbrünce lçlm «gıdıklanmış», azgınlaşmışım : Canım bir yoldaş kadımyla yatmak istiyor.. diye tutturmuşum Aman etme eyleme, bir duyan olursa.. diye yalvarmıslar Dinler miyim ' Gözüm dönmüş : lstenm 1. diye dıretmişım. Solculukta «aile mukaddesatı» olmadığı için bulmuşlar Ama kadın yüz dolârımı yurutmuş. Karakola düşmüşuz. Kadın : Ben bu parayı çalmadım. hak ettlm diyormuş. Benim de kafam kızmış, bağırmışım : Kızdırmayın beni, Moskova'ya fosyalist geldim, kapitallıt eTöneceğim t Hangi geri zektlı oydurmaş ba hlklyeleri elbette bilemıvoraz. Bnnlan polis de bnlamaz, bnlraaz. öldürülen eenrlerin kaatilleri nasıl bnlnnmnvorsa. bn tür hrostirleri vazanlar basanlar, yayanlar bnlnnmaz. Siz de elinize alıp, şn ham er\ah propagandava mı gülevim. memlekrtin haüne ml acıyavım. dive dOsünürsünüz. Yobazhk dünvasının cinsel gtidüler baskısında baharlasmıs beyinlerl de, belki ba tur biklyeleri okayap kendilerine eöre bir ahkSm çıkanrlar . Kimbilir? O örümcekli kafalan kendi filemlerinde bırakıp gelelım kendimlze Şn olaydan yararlanıp benlıŞimizden blraı soz açmak istedik bngün Bn konada çok bır sey yazmadığımıa ıçın eski hikâvelerdekl gibi bizi soran balanarsa : tn misin cin misin? Ne inim ne cinim, senin gibi bir Sdemim. Evet, sayın oknram, sen benı tanımak Istiyorsan, aynada kendine bak ! Ben aneak senin kadar ahlâklı, senin kadar doğroyam, senin kadar zayıf, senin kadar güçlüyüm, kadınlara senin gibi bakar, içkiyi senin «ibi içerim, senin gibi efkârlanır senin gibi sevinirim, tüm b'zlemlerim seninhiler gibidir. Bir snb«îy oflnynm; bir asker aileslnin çocagn nasıl bflyfirse, öyle bfiyfldftm. Cnmhnriyet yazanvım; Cnmhnriyet vazan nasıl yaşarsa, Syle yaşarım. Ba yaşavısın nasibinde benim için vazılanlan oknyup oknvap gülmek de vardır. Senin çibi inançlıvım Yabancı sömürgenin nsaklan hiç merak etmesinler ki. hep«inin hakkından gelıp, cümlesini tarümar edecegiz. Bana basarmak için, ne ın. ne cin. ne de insanüstü olmak cerekir. Puno hasarmak için insan olmak gerekir; senin benim gibi sadece bir insan olmak, basarı için yeter de artar bile .. Çünku insanın insanlık savasıdır bn. ( NUcadelenin cilveleri.. w •••••••»••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••a* RaUıe ALKAN Ue Htkmct ATDUK Nlşanlandılar ö m u r . BakırkST 12 7 197» V ^ Ayrıea vrıca behrtelim ki, Ana>asanın 5 ıncı maddesındeki yasağa rağmen, bazı kanıınlann Bakanlar Kuruluna verdığı yasama alanına gıren işleri kararnamelerle duzenleme yetkısının kullanılması sonucu yapılan ışlemlenn TBMM nce onaylanması, Sıkıvönetim kararının onaylanmasmdan çok farklı ve değışık hukumler doğurur. Çunku yetkı kanunlarına dayanan kararnaroeler genel, soyut, nesnel ve süreklı hukuk kurallan koyar, yasama meclıslerı de bunlan onaylamak la. yururluğe girdîklerı gunden itibaren kanun halıne getırır. Oysa Sıkıyönetim kararının onanması ozel, somut, bıreysel ve geçıci bır yurütme işleminin sadece yurürlüğune «ngel olmamayı tazammun eder. Bu itibtrla, yetkı kararnamelerı onajlanıncaya kadar birer ıdarî iMem olarak Danıştayın, onaylandıktan sonra bırer kanun olarak Anayasa Mahkemesinin yargı denetimine tâbı tutulur, Sıkıyönetim kararı ise, onamadan sonra da önceki îdarl tşlem nıtelığmı koruduğu ve surdurduğu için, Dsmştayın yargı yolu ile denetlemesine bağlı kalır. Binaenaleyh, Sıkıyönetim karan, yasama organının onamaaından geçmesine rağmen, hukuk açısından, yürutmenın dığer ışlemleri niteliğındedır ve Damştay'ın yargı yolu ile denetimine tibi olmalıdır. Çünkü bır konuda sıyasl denetımin varlığı, ytrQ denetimınin vapılmasına engel olamaz. Kıtekım Danıştay, TBMM Dılekçe Karma Komisyonunca vasama organı adına mcelenip bozulan ıdare işlemlerinin duzeltılmernci veya değiştırilmemesi dolayijıjle açılan dâvalarda çok rfoğru ve yerinde olarak kendısını yetkıli gormekte ve adı geçen komısyon kararlan ile bağlı saymamaktadır. Gerçekten Karma Komısyonun kararları organik bakımdan yasama Işlemleri ise de. fonksıyonel yonden ıdart işlemler olduğundan bunlsnn hır muampirde « • raya sumıs bulunması. e<a« f•••••»••••••»•••••••»•••»••»•»»••••••••••• Cuınhuriyet 7071 6 •••••••••••••••••••••••••»•••»»»»>»»•»••< |% 25 liğe kadar her vosıffa: 1 • AMONYAK Mahlulü lı hususi fiatlar yapılmaktadır. l E K N t K Tlf.: 2343 35 T t C A R E I ünkapanı tST. ' • '* Büyük miktardı kullanan sanayıciler için, fevkalâde tenzilât (Reklâmcılık: 1872/7055) 1 X ıınıınıııı Şu halde, Bakanlar Kurulunca alınıp yürürluğe konan ve daha sonra TBMM birlesik toplantısında onanan Sıkıyönetim kararı, yurıitraenın bır Işlemı ise Danıştayın, yasamanın bır ışleraı sayılırsa Anayasa Mahkemesinin. yargı denetimine bağlı olmak gerekir. Bız, Sıkıyönetim karannın, onanmadan sonra da, vurütme ışlemı nitehğlni koruduBu ve surdurduğu kanısında olduğumuz için, kanun veya içtuzuk admı tasımayan bu yasama işleminin Anayasa MahkemesiTim gbrev alanına nasıl gırebıleceği sorunu uzerınde simdilik durmayı gereklı görmuyoruz. 66 Bome Nedir? ıkıyonetım nedir? Kısaca, Sıkıvönetim, Aiayasanın 124 uncu maddesınde sayı!ı ve sınırh nedenlerle, Bakanlar Kurulunun yurdun bır bolgesınde veya tumünde temel hak ve özgurluklerı kayıtlayan veya durduran olaganustu bır hukuk rejiminı uygulamağa baslamasıdır. Bu olaganustu re|im daha once çıkarılmıs ve yururluğe konmuş olan «orfı ıdare kanunu» ile belırlenmiş ve saptar.mış bulunmaktadır. Bmaenaleyh, Sıkıyönetim karan, memleketın yonetımınden SÜLFÜRİK ASİT • satıslanmız, yeni, ucaz fıatlarla devam etmektedır. S ı İ TEKNÎK TtCARET Tel. : 22 43 35 Ünkapanı tstanbul s unun gibi, yeni Anayasa sıstemımızde milletlerara«ı andlaşmaların onaylanması ve yürürlöğe konması yurutme organının yetkıleri arasında kabul edilmekle beraber; bu ışlemın yapılması, kural olarak, daha önce TBMM nın onaylamayı bır kanunla ujgun bulmasına bağlanmıştır Ancak, onaylamayı uygun bulan kanun, mılletlerarası andlaşmadan ayn ve farklı bir işlem olduğundan, bu belgeye vasama işlemi nitehğinı kazanArmaz. Çunkü milletlerarası ar.dlasmalar, yalnız Turkne Cumhurıyetımn değıl, onunla birlikte yabancı devletlenn ve>a milletlerarası kuruluşların ortak ıradelennı ta^ıdığı ıçın, Turk Devletının ıradesi demek olan onavlama ile yasama ışlemi hahne gelemez. Onun, ıçındır kı, Anayasanın 65 incı maddesinin »on fıkrası hukmünce, • usulune gore yürürluğe konulmuj milletlerarası andlaşmalar kanun hukmünde» savıldığı halde, bunlar hakkında diva ve ıMra? vollanndan Aravass Mahkemc^ne ba»\ urulma«ı kabul edılmemı>lır Ana\as<ımızda on B îste bu reden ve düşüncelerle, Danıştayın, Sıkıyönetim kaHİDROKOBTİZON BULUNUK. J rannın iptali için açılan d&va • ları gorevı dahilinde olmadıgı J T E L : 2 2 4107 X gerekçesıvle reddetme«ını doğru ••••••»•••••••••••»••• • • • • • •• • • • • • • • • • • •• • • ve yerinde görmuyoruz. (Reltlâmcılık: 1893/7057> rlvet Parlâmentosunun 1924 Teş adı altında yapılan onama işlekılâtı Esasıye Kanununun TBM mı, gerçekte «kanun» niteliğınM'den farklı olarak, çıft mecdedır. Ve Anayasanın kanun lıslı olmasından ılerı gelmektehakkındaki hukumlerıne tâbi dır. Yoksa benımsedığı sıstemolmalıdır le tutarlı olan bır Anayasa, teer ne kadar Anayasamız, mel hak ve özgurlukleri askıSıkıyönetim kararının oya alan olaganustu bir rejımin anıştayın bu gdrevsizlık nanması ışleminı «karar» kurulmasını ancak kanun yolu kararı karşısmrfa, Sıkıyödiye anmış ve kanunlann yaile ve yargı denetimi altında pılmasından farklı bır usu'.e netim kararmın hem orkabul edebilir. bağlı tutmuş ise de bu bıçım ganik hem de fonksiyonel babaşkalıklan özrfekı eşlıği ortakımdan yasama işlemi nitelığidan kaldıramaz. Gerçekten TB ni taşıdığını bir an için kabul MM'nin görev ve yetkılerini geedelim. Bu takdırde. Hukuk nel olarak gösteren Anayasanın Deırleti ilkesi gereğınce TBMM maenaleyh, Anayasa Mah64 üncü maddesinde sayılan bır birleşık toplantısımn onama kakemesi, rfâva veya itiraz kısım işlemler «ilân» ve «karar» rannın Anayasaya aykınlığı dâyolundan önüne getırileolarak nıtelendiğı halde vatanva ve ltıraz yolu ile ıleri sürücek TBMM bırleşık toplantısıdaşlan ılgılendırdikleri içm lerek iptali Anayasa Mahkememn Sıkıyönetim ıl&nını onayan «kanun» bıçımınde yapılmaktasınden istenebilmelıdir. karannı, kanun hükmü nltelidır. ömeğin I Cumhuriyet reGerçı Anayasada, yasama ğınde sayarak, Anayasaya uyiıminde TBMM sinin kesinlemechslerinın Anayasa Mahkegunluk bakımmdan lncelemeye şen ölüm cezalannın yerine gemesı önunde iptali istenebileyetkili ve gdrevlidir. tırilmesine karar vermek yetcek ışlemleri arasında Sıkıyökisi «karar» adı altında kullaNe var ki, Danıştay gibi Anetim karannın onanması işlenılmakta ıken, yeni Anayasa nayasa Mahkemesinin bu komı açıkça sayılmamıştır. Lâkm, sistemıntfe «kanun» bıçımınde nuda görevsızhk karan verAnayasa Mahkemesi içtihad yoortaya çıkmakta ve Anayasa mesl halinde Uyuşmazlık Mahlu ile nasıl ıç tüzük hükmü nıMahkemesinin kararlanns da kemesi, idare yargısı ile Anatelığındekl yasama meclısleri konu teşkil etmiş bulunmaktayasa yargısı arasındaki <seV>i» kararlannı yargı tfenetimi ıçine dır. veya olumsuz görev ıhtilâflannı almış bulunuyorsa, TBMM birçozümlemeye yetkili bulunmale>nk toplantısımn onama karadığından; Türkiye Cumhunyete yandan, Anayasanın karının da, kanun hükmü nitelıtinin Hukuk Devleti nıtehğıne bul ettiğı kanun yapma uğınde olduğu gerekçesiyle, dâva rağmen Sıkıyönetim karannm sulunde yasama meclısleri ve itiraza konu teşkil edebileceAnayasaya aykınlığı iddıalanayn ayn çahşmak durumunda gini kabul edebilir va etmelının yargı merciinden ve denetiolmakla beraber; bazı hallerde dir. minden yoksun kalması ihtimaseçimler ve siyast partılerle illı vardır Bu sakıncayı önlemek gıli tasan ve tekliflerin son Sövle ki, Sıkıvönetim kararı için ilgililer bir kez de Adagörüşme ve oylaması TBMM vatandaşlann temel hak ve hurlet Mahkemelerine başvurarak bırleşık toplantısırda vapılarıyetlerini tanıyan ve düzenleSıkıyönetim kararımn Anavabilmektedır ven bırçok kanun ve Anayasa sava avkınlığının tesbıti dâhukümlerini kayıtladıgına veDemek oluyor kı, Anayasamız vası açabılirler ve buradan alava kaldırdığına göre; bu yasayasama meclislenmn birlikte caklan gorevsizlik kararı uzema ışlemlennin geçerhk ve yuçalısarak kanun yapmalarını kerıne Uvu«mazlık Mahkemesıne rurlüğünü bir süre ıçın de olsmlıkle yasaklamıs veya ongormüracaat ile, görevli vargı mersa askıya »lmak yetkisi ancak memiş değıldır Bu bakımdan. cıınin belirtilmesını i'teyebilırparlâmentoya aittir. TBMM de, Sıkıyönetimden soz eden Analer Uyuşmazlık Mahkemesinin Anayasaya gore bu gıbi vatanyasanın 124 uncu madcTesındekı verinın daşları ilgilentfıren konular' bırleşık toplantı kararlan 64 un bu işte görevli yargı nere^i olduğunu gösterme zoiradcîinl mutlaka kanun yolu cü maddede ver alan «ılftn» ve runda bulunduîu ve bu mercıın tle belırtmek v * ^pntamnk fo* «karar»lar eıbı •kanıın» adı alDanı?ta\rian başkası olmadıâ» rundadır Bu ıtlbarla TBMM tında cıkanlahılırrii Esasen bu İ WARFARİN.NA j Hukuk Devleli ilkesi gereğince D H Sonuç B O