16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT tlp» I vani riitVıe «tra«'nı Mcplıste de uygulamıştı Artık Reis Paşa ile doğruöar, doğnıya karşı karşıya gelmeh fırsatma kavuşmadım. Fakai Meclisteki hemen hiçbir konuşmasını da kaçırmadım. (1) «Mustafa Kemal» ile «Ankara» nın ayrılmazlığını evvelce bir yazımda şoyle dile getirmiştım : «Mustafa Kemal ve Ankara !. Bunlardan biri Türk vatanını batmaktan, Türk ulusunu tutsaklıktan kurtarma savaşına basarıyla önderlik eden ve Cumhuriyetimizi kuran Turk kahramam ve devlet adamı öteki bu savaşın kalbi ve genç Turkiye Cumhuriyetinin merkezi olan kahraman kent. Sembollesmiş bu iki ad blrbirine oylesine kenetlenmijtir kı, Mustafa Kemalsiz bir Ankara'eîa ve Ankara'sız bir Mustafa Kemal'de kavram olarak, bir eksikhk duyanz. Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık 1919'da Ankara1 ya geldi. O tarihten başhyarak devamlı konutu Ankara oldu. Turkive Büyük Millet Meclisi açıldıktan sonra Ankara Milletvekılhğini kabul etti ve ölünceve değln bu görevde kaldı. öldükten sonra da fânî ve aziz vucudu Ankara toprağının bağrma gömüldü. Onları birbirınden nasıl avınrsınız?» 4 Mavıs 1970 CUMHURTVFT URADA Mustafa KemaH, Ulusal Kurtuluş Savaşının başı olarak dteğıl, ozellikle Türkiye Büyük Millet Meclisi rr.emurlannın en yuksek âmiri olarak, benim küçük memur gozümle anlatmağa çalışacağım. Ontın adı kalemde memurlar ve dışarıda koruyucu polis, jandarma ve hattâ odacılar arasında hep «Reig Paşa» diye geçerdi. Milletveklllerindeıı çoğu da onu böyle anarlardı. Biz kalemdekiler içırt Mecliste ıki büyük şahsiyet vardı : Reis Paşa ve Başkâtip Recep bey. Bu şahsiyetlerin ikisi de askerdi. AralanncTa rütbece büyük mesafe vardı : Blri erkâm harp paşası, öteki kıdemli erkânıharp binbaşısı; fakat ikisi de rütbe işareti taşımazdı. Biz memurlar için aralanndaki fark janki kıl payı gibiydi. Hattâ • Kecep beyden daha çok çekinirdık. Mecllstekl Hmi memurlar, örneğın bizim Evrak ve Tahrirat Kalemi Müdür Muavini Ankaralı Tevfik bey, Mustafa Kemal Paşayı llk kez Mecliste gordüğü halde ben. birisi onun Ankara'ya ilk geldıği gün (1) ötpkisi 16 Mart 1920'de Istanbul'un düşmanlarca işgalind'en sonra Ankara Lisesini ziyaret ederek bir konuşma yaptığı gün olmak üzere, onu daha önce iki kez görmüş, o zamanki llk gençlık heyecammı yukanki yazılarda anlatmıştım. Reis Paşay: Meclisin genel kurul toplantılanndan başka zamanlar pek gördüğumüz olmazdı. O, ya Başkanlık kürsü B Bir lise Sğrendsinin HIFZI VELDET VELİDEDEOGLU funde M«disi ydnetir ya da eğer Meclisi îkinci Başkan yönetıyorsa kürsünün «olundaki en ön sırslardan birlnde, her laman aym yerde otururdu. Onu böylece hep uzaktar. görürdük. Yalnız bir kez Ramazan Bayramında bütün memurlar onun makamına bayram kutlamasına gitrciş, elinı sıkmıştık. Bir d e küçük me" murlardan yalnız ben, makamına giderek onu çok yakından gönnüştüm. Birkaç yıl önce kısaca değlndiğim bu anılarımı burada anlatmalıyım : bınanın öteki ucunda bulunan Reis Paşanm odasına yoneldik. Ben en genç memur olarak en sondaydım. Az önce milletvekilleri kutlamayı bitirmişlerdi. Odanın kapısı açıktı. Girdik. Başkâtlp Recep bey Reis Paşanın elini sıkarak masasının yanında ayakta cfurdu. Reis Pasa da ayakta idi. Kalem müdür ve muavinlerini zaten önceden tanımı? olduğu için, Recep bey yalnız küçük memurlan, adları ve görevleriyle Paşaya tanıtıyordu. Memurlardan bazısı Reis Pasanın elini öpmeğe davrandılar. O da bundan memnun olmadığını belli ederek elini çabuk geri çekti. Sıra bana gelince Recep Bey : «Evrak mübeyyizl Hıfzı efendi; sultanî (vanı lıse) onbirinci sınıf talebesindendir. Hüsnü taattı çok iyidir Paşam» dedi. Reis Paşa, herkese yaptığı gıbi, bana da : «Tesekkür ederim, memnun oldnm» diyerek elini uzattı. Uçları sigaradan sararmış ince parmaklı zayıf fakat biçımli elini sıkarken yureğım goğsümden d'.şan fırlayacakmış gibi, çiddetle çarpıyordu. Elini öpmeğe kalkışmadım. Hafifçe eğilerek sıktım. Çok kısa süren bu tören benim tebnkimden sonra bitti. Bu kutlama, kalem memurlarının Reis Paşavı ilk ve son kutlaması olö"u. O tanhten sonra bayram kutlamalarına kalem mudür ve memurları adına yalnız Umumt Kâtıp (yani Baskâtıp) giderdi. BAYRAMLAŞMA yüınm Ramazan Bayramı, sanıyorum ki, o yıl Haziran ayına rastlamıştı. Çünkü havalar çok sıcaktı. Daha Mayıs'ta kimi mebuslar bir onerge vererek Meclısin Ramazan suresince tatıle gırmesini istemlşlerse de, «ahvalin nezSketine binaen Meclisin möstemirren calışmak mecbnriyetinde olduğu» duşuncesi ustun gelmış ve önerge kabul olunmamıştı. Hacı hoca, şeyh, çelebi takımının çogunlukta bulunduğu bu Meclis gerçekten vatansever blr Meclirti. Birçok milletvekili : «Meclis daha yeni aeılmışken bırakıp gitmek ve tatile girmek, balkın naıarında Mficadelei Milliyeyi xayıflatı» diye dıretiyorlardl. Zaten Ramazanda tatile gırmek isteyenlerın amacı da Ramazandan yararlanarak memleketın ıçıne dağılıp halkı Kurtuluş Savaşının amacı uzerinde aydınlatmaktı. Ankara sıcak günlerini yaşıyordu. Şehir içınde hiçbir taşıt aracı bulunmadığından, her gun okuldan Meclıse yuruyerek gidip gelirdim. Ramazan akşamları erkence, yanı tam iş saatınin hitıminde Meclısten ayrıldığımız gunler (başka günler geç saatlere tfeğm çalıştığı znız çok olurdu) okula döner* ken, kimi zaman birdenbire havanın kararması ve gimşeklerle baslayan «kırk iklndi» yağmuruna yakalamr, kentrda bir yere sığınarak geçmesini beklerdim. O yıl bu ckırk iklndi yağmurlan» ns kadar da. bol yağmıştı. Ramazanın »onuna gelmiştik. Arife gunu Başkâtibimızden kaleme bir haber geldi. Bütun kalem Reis Paşaya bayram kutlamasına gidecekti. Bu bayram, Meclis açıldıktan sonra gelen ilk bayramdı. En önde Başkâtip Recep bey, sonra müdürler, muavin ve mumeyyizler ve arkasınö*an küçuk memurlar, kalem odasımn önündeki dar korıdorda gıralandık. Bos olan toplantı salonundan geçerek. YARIN PADtŞAHA YAZDIĞIM YAZI O devirde, berkesin kendisine Reis Paşa dediği Mustafa Kemal, Meclise arasna fototrafta förülen kıyafetle teliyordu konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU Q£(| SULTAN DEFINE TALSR APAYDIN 89 Hiç tınmayın siz. Parayı alınca birkaç bin verir lavanz. Değılse bagımıza iş açar. Gıder ihbar eder. Siz şimdl ona hiçbir şey »öylemeyin, idare edin. Cık cık cık.. etti Seyit All. Kızıyordu. Şuna buna para vermeye hiç niyeti yoktu. Yatağa uzandı. Tavana bakmaya başladı. Yuzü karanlıktı. Rüstem de uzandı yatağa, Ohh, dedi. Nasıl yorgunum be? Cevap veren olmadı. Yarbay dayı dışan çıktı, Seyit AH basını kaldınp fısıldadı, Bu gece nöbet tutacağız Rüstem. Değilse kaptınnz biz bu rnalı gSzünü aç. Olur. Başımıza tebellef oldu deyyuslar. Biri yetmez mis gıbi bi de öbürü çıktı. Keşke habar vermeseydin bu dürzüye. Ne edeyim Seyit «ğa? Demedim emm« kendi sezdi. Hisse misae deyip durur. Ortak olmak lstiyorlar ellâm. Yok yavu. O kadar da değil. Mal bizim. Seyit Ali bu söze de kudı. «Bizimmis. Rezil •eni. Dün zorla götürdüm ya? Ne çabuk unuttun?» Yarbay dayı girince sustular. Ee, ne ediyorur simdi dayı? Ben de onu düşünüyorum Rüstem yeğen. Bu malı yanımızda bekletmek olmaz. Tehlikeli iş. Telefon melefon eder yakalaUrlar. Hep emeğimiz zayı olur. «Bak emeğimiz der. Ne emeği varsa? Ah dürzü ah. Nerden takıldın pejimize?» Memduh beyin evıni bilsek de şimdi doğruca oraya götürsek. Olmassa ben (ofSrle gidip öğreneyim. Siz burada bekleyin. •tyi olur valla. Biz de kalkıp savusalım. Gidip kendimiz satalım malımızı. Siz hava alın. Emme paramız yok, nereye gideceksin? Parasız adrm atılmaz Ankara şehrinde. Ah ula yanımda bi yüz lira olsa, sana eyvallah etmem emme, simdi boynum eyri.» Biz çok yorgunuz dayı, dedi Rüstem. Bir yere gidecek halımız yok. Biliyorum. Siz yatın biraz dinlenin. Biz 50förle gidip Memduh beyi bulalun. Akşamdan malı teslim edelim ona. Ne olur ne olmaz. Arkamızdan ihbar ettilerse, polis bizi arar bulur. Seyit Ali dinliyor, fakat cevap vermiyordu. DoJ ruca vekile de götürmek olmaz gibi geliyordu ona. Daha önce «Amerikah Corc ehbaba» göstermeli miy di acaba? Belki o daha çok verirdi. Yüzünü döndürdü, Yarbay dayı, dedi. önce benim Corc ehbabı bulsak da ona göstersek nasıl olur? îyi olur emme, o gâvuru nerde bulacağn aimdi? Hem ben diyonım ki gâvura doğrudan göstermiyelim. Memduh beyi bulalım, o göstersin Öyle ya, beHri daha iyi para verenler çıkar. Ankaranın kuyumcularına güç mü yeter? Bizi aldatırlar emme Memduh beyi aldatamazlar. O de... Kocaman vekil. Tanışlan çoktur. Bizim gibi degiL Öyle. Doğru. Seyit Ali duşündü Yarbay dayıya uymaktaa başka çare yoktu. Belli etmeden boynunu büktü. «Ah parasızlık, dedi. Yarın sona ereceksin emm» şimdi yok işte.> Rüstem yatağa yanlamıs, elini basmın altın» koymuştu. Senin dediğini yapacağız dayı, dedi. Bajka çare yok. Şu vekilimızi bulmanın yolu. Buluruz herhalde. Koca vekili. Kime sorsak bilir. Seyit Ali ağırdan aldı, Hele sabah olsun bakalım. Buluruz. Şimdi çok yorgunuz biz. Yok yeğen. Sabaha bırakmıyalım. Siz yatm uyuyun. Biz gidip bulalım Memduh beyimizi. Durumu anlatalım. O ne derse oyle yaparız gayri Seyit düşundü, €hımm... Biz yokken Memduh beyle konuşacak. Kim bilir ne diyecek? Belki çoğunu kendileri alacaklar, azını bize verecekler Ya vas ol Yarbay dayı. Sen tilkiysen biz de kuyruğuz. Olmaz o iş. Biz yokken kimseyle konuşamazsın.» Belki arkamızdan telefon ettiler. Belki şimdl Ankarada folluk folluk bizi arıyorlar. Aha şimdi po lisler içeri doluverdi? Yaa... Sen şaka mı sanıyoa bu işi? Ucunda milyon var kardaıım. Koca Ankarada nerde bulacaklar bizi? Sen öyle mi sanıyon? Bes dakkada bulurlar valla. Otellere bi baskın, tamam. Gelin biz sabaha bırakmıyalım bu işi. Bu kadar zahmetini çekük, sonra hava alırız. «Zahmetini çekmiş, bak suna! Hava alırmıs. Al ula, ne olur?» Şoför girince sustular. Tamam ağalar. Ne ediyoruz şimdi? Acıkmada nız mı? Gidip yemek yiyelim. Seyit Ali birden açlığmı duydu. Midesi kazaruyordu. He ya, dedi Rüstem de. öldük açlıktan. Dün akşamdan beri açız. Nasıl yapacağız? Bunu bırakıp gitmek olmax. Olmaz elbet. Bırakılır mı? Yarbay dayı keseye davrandı. Bana bak yeğen, sen şu parayı al da helva ek« mek neyi bir şeyler al getir. Bu karadayılar yesin» ler. Sonra biraz uyusunlar. Biz de »eninle çıkalun, Memduh beyi anyalım. Akşamdan halledelim isimizi. Hay yasıyasm dayı. Ben de 5yle diyorumı Bu is tehlikeli iş. Bir an önce elden çıkarmalı. Hadi sen bir seyler al gel. çabuk I Peki. Şoför ömer bes lirahğı aldı gitti. Biraz sonrt tekrar açtı, Sıgara da ister misinizT Alayım mı? Al al, bir paket a l Beni savıp kaçmaya kalkmayın ha! Ben aaa> ğıdayım. (ArkBB var) EVRAK İMZALATMAĞA GİDİŞ R DİŞİ BOND ei» Paşa ile son defa karşt karşıya gelişim, resml bır kâgıdın imzalanması ısi için oldu: Bir gün Başkâtibin odacısı kaleme gelerek Evrak Müdür Muavini Tevfik beyı çağırdı. Tevfik bey yerinde yoktu. Odacı yeniden geldi, «Başkâtip Bey evrak memurlanndan klm varsa gelsin dlyor» d'edi. Yalnı? ben vardım ve gittim. «Şn kâgıdı al, çabnk Reiı Paşaya imzalat geri gttlr» emrmi verdı. Elbısemin duğmelerini kontrol ettım. Yakamın kopçalannı ilikledım. Henüz sivil elbisem olmadığından okul üniformasını giyiyordum. îlk maaşımla siyah kuzu derısi bir kuvayı milhye kalpağı almıştım. Kalpağımı duzelttim ve Reis Paşanın makamına gittim; kapıyı vurdum «Giriniı !» sesini duyunca girdim. Sanki lnsanın gözlerinden içeriye doğru d'elip geçerek tâ ruhuna kadar işleyen ke<;kin bakısianyla yüzume baktı. «Ne var?» demek i^tiyordu. Ben hemen : «Efendim, (Paşam demeği becerememiştim) Başkâtip bey zStı&linize imzalatmak üzere gönderdi» diyerek kâğıdı uzattım. Aldı okudj. masasının üzerine koydu ve «Pekiy kalsın. Recep Beye «övleyiniz, bana kadar gelstn» dedi; çıktım. Recep Bey bara hep «sen» diye hitap ederd1! Reis Pasa ise «siz» demişti. O anda çocuk ruhumda büvuk bir Rurur duvdum : «Reis Paşa bana, siz diyordo». Bjvük adamlık duygusu geldi içime ' O günden sonra Başkâtipten baska hiç kimse Reis Pasaya kâfıt imzalatmaga gitmedi. Ovsa eskiden müdürler ve muavinler c e imzalatırlardı. Reis PaT şa askerlikteki «sllsilei merâDr. KEMAL ÇAĞLAR Idrar Yollan ve Tenasül HastaJıklan MUtehassuı T E L : 44 14 36 10 . 12 14 • 18 TİFFANY JONES SuMFEMTOM ISTl>CX2SUU JTED HUâO (llâncüık: 77574464) J DENİZCİLİK BANKASI T. A. 0. İsfanbul Liman İşlehnesi Müdnrlüğiinden 1 Isletmemiz Klâvuzluk ve Romorkörcülük »ervisinde çalıştınlmak uzere sınavla stajyer klâvuz kaptan alınacaktır. 2 Aşağıdaki şartlan haiz isteklilerin sınavlan 25 Mayıs 1970 gunu saat 14 00'de Işletme Mürfürluğümuz binasır.da yapılacağmdan, en geç mezkur gün, saat 12.00'ye kadar luzumlu belgeleriyle Personel Servisi Şefliğimıze muracaat edilmesı ilân olunur. ARANILACAK ŞARTLAR: 1 Yuksek Denizcilik Okulu veya Deniz Harp Okulu mezunu olmak, 2 En az Yakm Yo! Kaptanlığı ehliyet belgesinl haiz bulunmak, (Uzak Yol tercih sebebidir). 3 Sıhhî heyet muayenesinde (Denizde çalışır) durumunu heyet raporu İle tevsik etmek, 4 Işletmece meslekî yönden test usulü İle yapılacak seçme imtihanında ve Ingilizce dilinden yapılacak imtihanda başan sağlamak, (Îkinci ve daha fazla diller bilmek tercih sebebıdır.) 5 (45) yaşını aşmış olmamak. (Basın: 14385) 4477 Süt Ahnacaktır Türkiye Selüloz ve Kâgıt Fab. İsletmesi Gene! Müdürlüğünden: İZMİT îşletmemizce. işci mutfagı 1970 yıh ihtiyacı için 120 ton süt almacaktır. Şartname Genel Müdürlüğümüzden bedelsiz olarak temin edilebilir İstekliler % 7.5 geçicı teminat yatırmak şartı ile teklif mektuplannı 15/5/1970 Cuma gunü akşamı tevdi edecektir. saat 17.00 ye kadar İşletmemiz Muhaberat Şefliğine Postadaki vâki geoikmeler Itibar nazanna almmaz. Genel Müd.ürlüğümüz, Artınna ve Eksiltme Kanununa tâbı olmadığmdan. ıhaleyi yapıp yapmamakta, ihtiyacı bölmekte veya diledifeine yapmakta serbesttir (Basın: 14174/4473 AYLAK MUSA ••• ^ Yiiksek ve Alçak Gerilim Kablosu Salın Âlınaeaklır \ YAPSAM Û E Ü ' ^ Ihtiyacımız bulunan muhtelif tip takriben 32425 metre kablo ihalesı için. ilgüüerin Ankara Mithatpa9a Caddesı No. 14 deki Genel MOdürlüğümüzle İstanbul Sirkeci Şeker Handaki Büromuz Ticaret Servislerinden bedelsiz olarak alacakları şartnamelerimiz esaslan dahilinde hazırlayacakları tekliflerini 20/5/ 1970 günü saat 17.30 a kadar kapalı zarf halinde Genel Müdürlüğümüz Muhaberat Servisinde bulundurmalan duyurulur. Şirketimiz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. Pelrol Ofisi Marmara Bölge Miidürlü günden: 1 Ofisimiz Haramidere deposunda bulunan. hizmet dışı bırakılmış (6) adet muhtelif cıns kara aracınm satışı yapılacaktır 2 Araçlar ve satış şartnamesi her gün mesai saatleri dahilinde Haramidere depomuzda görüIebüir. 3 Araçlann satışma talıp otaeaklann kapali zarl fiat tekliflerini engeç 15/5'197O Cums günü saat 16.30 a kRdar Cumhuriyet Cad Emek tş Hanj No: 209 HARBÎYE adresine pöndprmeleri veya vermeler) «.arttır 4 Ofisimiz 2490 sayüı kanuna tflbi olmayıp sa \l£DE»J <1APAC ^ m w v ^ yopou > * \^4, » 5" Türkiye Şcker Fabrikaları A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle