25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE tKt 22 1370 CUMHURÎVET •••••••••••••••••••••••••II v» Tollannın Tfirk isçilerini m t m n n edemeyişi yüzünden, sırf Avrnpa'daki Türk işçilerini Türtdye'ye getirip götürme snretile bir kaç yeni Jet nçağı satın aldıklannı söylflyor saytn yetkili. An aet düsündüm. Biri Tfirk, biri yabancı. Tfirk Işçisi dil bilmez çoğunlukla. 7abancı şirketlerin bostesleri de Türkçe bilmez elbette. Türk Işçisi her şeyi yemez. Yabancı hava yollanmn yemeklerinde çok defa demnz eti mamnlfl bir yiyecek bnlnnnr. Ve isin kötüsfi. bizim işeiye dana etl verseler yine domuz diye süphe eder ondan haklı olarak. Bizim isçi vatanperverdir. Parannı yabancıya vermez mecbur olmadıkça. Ve nihayet Türk Hava Tollan 200 mark gibl çok uen» bir fiyatla lşçi tasıyor Avropadan boraya. Bu kadar ncnz uçak yolcnJufn da bnlnnmaz dofrura... beB lr yabaneı uçak sirketi yetkilisinin Hayanatını okudum gazetelerde. Türk TÜRK HAVA YOUARI Sadi KOÇAŞ KONYA HÖLLETVEKlLÎ Neden? nanl olnrda Tfirk işçisi Tfirk Hava Tollan varken yabaneı nçağa biner de onlan zengin eder? diye düşündum kendi kendime... Hafızamı yokladım. Eskilerden başladım tebep aramaya... Tıl 1965 di. Bir kongre içln Viyana'y» gidecektik. Sabah saat 7 uralannda bir THT uçagı fle tstanbul'a gidecek, ikl aaat kadar bekledikten ionra baska blr uçakla V'iyana" ya nçaeaktık. Saatlnden evvel Esenboga'ya gittik. Ne uçak var, ne de kimse . Sordnk soruştnrduk. Teknik bir ârıza dolayısı ile, bizi iki saat sonraki uçakla göndereceklermiş. Bu takdirde Istanbul'daki uçafı kaçıracağımızı, bnna bir çare bulmalannı riea ettik. Memnr nerede ise dövecekti bizi. Biz Iâf anlamıyor mu idik? Teknik finza vardı. Uçak yaratamazdı ya adam... olnr da, bir yabaneı şirket O balde nasıl Avrupa'dan Tfirkiye'ye? Ve bir kaç nçak satın alacak kadar Türk Ifçid bnlabillyor O sırada öteki yolcn yanıma geldi. Bir elçilik mensubu idi. (Teknik ânza filân yokmu?. Elçillğin roemnru öğrenmis. Sadeee iki yolcn imişiz tstanbnl'a gidecek. İki kişi için koca nçak kalkamazmış ya. fki saat sonraki nçağa nakletmisler bizi de...) Yapacak iş yoktu. Yoktn ama Kongreye yetişmemis de lizımdı. Ulastırma Bakanmı yatagından kaldirdık o saatte. Anlattık dnmmn ve biraı sonra bir uçak bizi tstanbnl'a götürüp esas uçağımıza yetiştirmişti. Vivana dönüsfi bu konnyn meelise getlrmek istedim. O sıralarda da Genel Mfidfir değismlş ve Agasi SEN Genel Müdfir olmustu. (Olmaz böyle hâdise simdiden sonra) diye s5ı verdi. Biz de vazgeçmfstik iddlamııdan. BByle çalışan sirketin nçagına kim biner bir dataa? Ya servis? nuşarak gidiyoruz. Kahvaltı getirdiler. Ama kahvaltı tepsisini kovacak sabit tepsi bozuk. Bir lürlü açılmaz Hostese (Bir yastık verir misiniz bana? Onun üzerine koyartm tepriyi) dedim. Gidip geldi ve ters ters (Siz baska bir koltuğa geçemez misiniz?) dedi. (Geçerim ama neye? yastık yok mu nçakta?) diye sordum. (Var ama dedi rafta geride kalmıs. Alması zor) Yüzüne öylesine bakmısım ki kızcağızın. tıpış tıpıs gitti ve blr yastık alıp ıl gidiyornz. Y ma1968. Adana'ya uçakta. l a nBir dostutesadüf ettim yana ko geldi. Gülmekten kınlmıstı arkadaşım. Böyle serviri olan nçaga yolcu biner mi bir daba? iner. Ben yine bindim çfinkfl bir kaç hafta evvel... Zfirih'e gidiyornz. Oradan da trenie Strasbourg'a gideceğiz. T.H.T. uçafının saati de nygnn. Saat 730 civannda Esenboğa'dan kalkacak, tstanbul'da kısa bir ikmal yapıp Zürib'e nçacafız. Hava çok güzel. Zürih'e vardıktan yarım saat sonra da ekspresle Strasbourg'a gidecegiz. Trende verimiz aynldı. Hiç sebep yokken Ankara'dan yarım saat geç hareket ettik. Aynı saatte diger arkadaslanmız yabaneı uçaklaria gittiler. Biraz sonra kabvaltı diye bir iki bisküvi ile bir kadeb limonata getlrdiler. Sıcak bir sey yokmuş. Tabii içemedik ubab sabab buz çibi limonatayı. tstanbul'dan da biraı geç bareket ettik nedense Ve biraz sonra bu defa bir sandöviçle limonata geldi. Bu defa mecbur olduk alıp içmeye . Zürib'e, tabii bir hayli geç olarak saat 12'de vardık. O saate kadar boşuna beklemişiı yemek verecekler diye. Trene yetismek için acele aeele ueakUn aynlırken bile thmal etmedik (Allaba ısmarladık) demeyi bu yadellerde son gSrdügümüz Tfirk olan gfizel hostese. Cevap vermedi. Ama yflzüne bakınea anladım ki. mutlâka kavga etmis Içeride bir arkadası İle. Hıncını bizden alıyor çiblydi. Toksa başka türlü bir hostesin böyle şey yaptıgını hiç görmedim hayatımda. B Uzatmayalım. Aç karnma Zflrih'e Indigimls zaman beş dakika farkla ekspresl kaçırmıstım. Karlı, buzlu, ayaz bir günde Zürih gannda iki saat bekledikten sonra posta trenine bindik. Basel'de valizleri yüklenip bir aktarma ile bir bayli bekledikten sonra geç vakii Strasbonrg'a ulastık. onüste yine T.H.*. ile geldik. Münib hava alanmda isçiler toplanmıs nçak bekliyorlardı. Ama nçakta yer yokmuş. Personel çırpinıp durnyor. Ama ne yapsın zavallılar yer olmayınca? Ogrendik ki uçagın büyüğfl bir kaç yolcusu olan Paris'e gönderilmiş, kfiçfiffi de. yfizlerce yolcunun bekledifi Münib'e. Tolcnların bfiyuk kısmı Mfinih'de haldı Sadeee bir iki kişi, karaborsadan bilet bulduklannı ögfine öğflne anlatıyortardı birbirlerine. Yolda bir yolcn su istedi. Sn yokmns oçakta. Bir di$eri siçara istedi. Tfirk sigarası kalmamıs uçakta. Ben çazete istedim. Benim istedifim gazete yokmnş. Mfinib hava alanında bu hercümerç Içinde aklı başında bir işçi dert yanıyordu önüne gelene (Ayaftımıza gelen kısmeti teplyoruz. Tabana şirketler fırsat kolluvorlar Tfirk işçilcrini almak içln. Takında onlar da ocuz seyahat imkftnı vereeeklermiş. Bakalım o zaman ne yapacak bizim T.H.T.?) diyordu. Parlâmenioculuk? Psrlimentoculuğun anavatanı Ingiltere'dır. Batı demokra sisine âsık bazı «okumuş» larımız, bu konuda lngiltere'den örnekler aktararak Türk vatandaslanna dersler vermekte pek ost'adırlar. Gerçekten de tngiliz Parlâmentosu, kurulusu ve işleyişi bakımından parlmantarızmı en göze çarpıcı biçimde yansıtır. 18S0'de sanayi devrimıni tamamlamış bulunan bu ülke dünyanın en büyük sömürge ımparatorluğunu da kurmuştu. Bu ımparatorluğa oranla avuç içı kadar bir adada fikir özgürlüğü ve demokrasi edebiyatından geçilmiyordu. Ne var kı, fikir özgürlüğü ve demokrasi. salt tngiliz vatandasının bir lüksü idi. tngiliz bayrağınm dalgalandığı sömürgelerde yasıyan insanlar ise, durumlanna göre, köle, parya, ikinci sınıf vatandas olarak yaşamak zorundaydılar. SSmürgelerden lngiltere'ye akan değerler, İngiliz proletaryasına vereceği tavizler için tngiliz burjuvasının kasalarına doluyordn. tngiltere parlâmentoculnğu İngiliz sömürgeciligi sayesinde ayakta durabiliyordu. Nitekim Alman parlâmentoculnçunun Birinei Dflnya Savaşından sonra Hitler diktasına dönüşmesi de Alman sömürgeciliğinin nefes borularını galiplerin tıkaması vüzündendir. tngiltere'de parlâmentoculuk ustalıkla ve usuletle yfirütülebilen bir rejimdir. tngiliz proletaryasınm temsilcisi olan tşçı Partisı ve tngiliz burjuvasının çıkartarını yansıtan Muhafazakâr Parti, bir çatı altında toplanarak ortaklasa yönetmektedirler ülkeyi... tngiliz toplumunun kapitalist yapısına köklü bir dönüşüm getlrmeden yirmincı yüzyılm yansını aşan parlâmentoculuk tngiltere'de çok başarılıdır. Türkiye"ye gelince... Parlâmentoculuk hevesı, tklnci Dünya Savaşından sonra AngloAmerikan etkiıi ve baskmyla yürürlüğe girmistir. Parlâmentoculuk heveslen gemi azıya alınca, öğretim Birlifi Devrimi yıkılıp lâik eğitime son verilmistir. 19301960 arasındaki parlâmentoculuk. Yabaneı Sermaye Kanunu, Petrol Kanunu, tkili Anlasmalar gibi Türkiye'yı vabancı kapitalizme baglayan kararları çıkarmıs. ve ülkemizin muhtaç bulunduğu devrimci ve reformcu davranısa çeçememiştir. Zaten Türkive'dekı parlâmentoculuk, Batı demokrasisinin anladığı mânada parlâmentoculuk değil, çok partilı dikta vönetimi biçimindedir. Fikir öıgfirlflgü denen sey yoktur bn soy parlâmentoculukta .. Türkiye'nin tnsriltere gibi sömürecek pazarlan bulunmadığından sömiirü alanı olarak da Anadolu saptanmıstır. tngiltere'de parlâmentoculuk, sınıf ayırımlarını törpüleyen ve burjuva ile proleter arasındaki uçurumu doldurmaya çalışan bir rejim iken. Türkiye'de sınıf ayırımlarını keskinlestiren, ve komprador burjnvasını palazlandıran bir rol ovnamıstır. tngiltere'de parlâmentoculuk sanayi devrimiyle yfîrümeye başlamıs, Türkiye'de ise ilkel tanro düzeni ülkenin çognnluk yaşamı iken yürürlüğe konmustur. 1950 1960 arasında Türkiye'de parlâmentonnn çıkardıgı birtek devrimci ve çağcıl kanun yoktnr. Devrimd ve çağcıl tedbirler. 27 Mayıs Devrimiyle ve parlâmento dısı güçler eliyle toplum bayatına sunulmnştur. 1961 Anayasasının öngördüğü reformlar aradan dokuz yıl geçmesine ragmen vapıtmamıs, rafa kaldınlmıstır. Anayasa'nın BngSrdögü orman reformu ve toprak reformu gibi köklü tedbirler haaraltı edilmekle kalmamıs. Inayasa tutucn parlâmento eliyle geriye doğrn değisUrilmistir. Türkiye'de bugün parlâmento rejimi bir çıkmaz lokakta sikışıp kalmıstır. Ülkemizde toplumnn 1leri güçlert. devrimet flkirler çevresinde örgütlenip parlâmentoda etkin olmaktan voksundnrlar tngiltere Parlâmentosundakl gihi burjuva temsilcisine bizim parlâmentoda raslayamazsınız. Komprador burjuvasının temıilcisidir parlâmentoda kürsüye çıkan tngiltere'deki gibi proletarya temsilcisi siyasl partlvl bizim parlâmentoda göremezsiniz. Proletarya. Türkiye'de adını ve ağırlıSını duvuraeak biçimde örgütlenip parlâmento hayatına girememiştir. Çeyrek yüzyıla yakın bir zamandan ben yürütmek istedlgimiz parlâmento rejiminde Atatürk'ün devrimlerini de kemire kemire bitirmis: bagımiı bir ülke olmak volnnda adım adım llerlemisizdir. Türkiye dısardan aktarma rejlme özendigı tçın bugünfin çökfintüsünü hazırlamıştır. Şimdi parlâmentoda kurulan mebos pazan ve oy borsasını açan lekeli iktidar, tarihî bir fiyaskonnn son sahnelerinı gözler nnüne sermektedir. Tutucn güçlere ve dnraganlık rejimine öncelik tanıvan bir parlâmentoculuk ile devrimlere ve çafdaslasmava muhtaç Türkiye'nin yapısı arasında bir çelisme vardır. Bu bilimsel gerçeği Inkâr etmek de Türkiye'de çıkarcı çevrelerden baska kimselere yaraıvamaktadır. . Tüccar olmak lâzım avayollan bir ticaret ¥ani Hdefil... kafası ile çalisırsirkelidır. kafası tüccar memnr Ue tşte kendt basımdan treçen, hatırlayablldigim flçbeş vak'a ki, gayet gfizel izah ediyor, neden bir yabaneı hava şirketi bir kaç oçak «atın alabilivor Tfirk Isçileıi vfizfinden Ben birkaç gfin sonra yine Avrupa'ya gideeefim. Daha benfiı hangi nçakla gidecegime karar vermedim. Fakat düşunüyorura da. yine aynı duruma düşraeyi hiç de arzu etmiyomm dotrusu .. Hayır Toplumdaki sancı I » Bu, bir doğum sancısı mı? Belki. Ne doğacak? Kimse bilmiyor. Am» bir aancı var toplumda. Ankarada, tstanbulda, Ermruında, îzmirde. Aydın gençlik yürüyor, bağınyor, karsı koyuyor, anyor, bnlmak istiyor. Karsısına çıkanlar kim? Bir bozuk dfizeni kornmakla kendflerini yükümlü sayan örgfitler Devrtan dfismanlıtiyle beyinleri yıkanmış tutucular. Sopa, tas, bıçak, tabanca. bomba durdurmuyor sancıyı, daha da keskinleştiriyor. Duşönen, dnyan, anlayan kafalarc. inen her yumruk daha çok dfisfinme, duyma, «"'«m» isteğini nyandıracaktır. Hani hersey olnp bitmlsti? ÎJdyüz bllmem kaç oy ahrustı Demirel iktidarı! t*ç ondan, beş bundan, on ona, otnz bnna hesaplanyla güven oyn saglanmıstı ya. Boşmuş hepsi. Meclislerde, gruplarda oy almissın, kaç para? Seçimler yapmışsın, neye yarar? Kazanmışsın, ne çıkar? Toplumda yer yer çatlamalar olnrsa, aydın yıfınUn huznrsnzluk sancılan içindeyse. ögrencileri, ö|retmenleri, işçileri, kısacası okumnşlan, bDinçlenmlşleriyle blr nlnsnn en etkin bölümü karsina çıkarsa. Bu sancı 5nce gerçek bir birey olmak, sonra aygar bir toplum olmak sorunundan doğuyor. Türk toplumu biIinçH blreylerden kurnldugu zaman bitecek bu sancı, bn ağn Şündi bir çesit «ürii gibiyiz. Kapılnuş gidiyoruz gündelik vaşam sıkmtısımn akışına. Blrfetant h^Öar verilmiş T)t«, çn£sinrrç£ftnteaen elde etmişiz onlan. Degertni anlamadân' kan <Mkmeden, «et akıtma. dan. Birey olamamışız, olduğumuzu sanmısız, ama olamamışız Tabiî toplum da olamıyornz birey olamayınca! Eğitim açısından. sosyal güvenlik, iktisat, hukuk açısından uçurumlar kadar derin synmlar var ynrttaslanmız arasında. Ortalama bir Türk bireyi yok henfiz Çelişkiler Içindeyiz toplmn yasantımızda. tste zenginin zencini bir yanda, az vergi veren, hiç vermemenln yolunu bnlan. tste yoksnlun yoksnlu öte yanda, gecekondusu yıkılan, fiç kuruşlnk ficretinden vergiler kesilen. Herkes kendince bir «yol» anyor. «Yolunu bulmak» argo sözü, bn yüzden böylesine yaygın. Yolunu bulacaksın, yolumu bulacağım, toplumun çıkış yolunu böyle anyoruz! Ne diyordu geçen gün dolmustaki o şoför: «Arkadaş yolunu bulacaksın. Ben, sen, o, hepimlz. Bulamayan kaderine küssün. Diyelim kl, sen yolunu bulsan, çevirlrsln taksiyı. atarsın bir onluk. ben de böylece yolumu bulurutn, benden de başkası bulur » Karanlıkta biribirimizi ezerek yol anyoruz. özel çıkarlanmna basislikle kornyarak, yalnız ker.dimtri duşünerek. Böyle ilke! dnygulann tutkusu içindeki kişiye «birey» demezler, bir orman yasasma uyarak paçasını kttrtarmaya çalışan kör bencU derler. Baskaldırmalar, işgaUer, boykotlar, tabancaU, bombalı kavgalar, solculann cam karmalan, safcılann okul basmalan, rektörlerin. dekanlann bağırmalan, bir kargaşaük, bir çıkmaz. Bir yanda bir batağa, bir korkunç çıkmaza doğru giden bu toplumu, aydınlık ufuklara çıKarmanın çaresini arayan Atatürkçü, toplumcn aydın, işçi. asker, halk. Sayılan az değil devrimcilerin. Ama ayn aynlar, ozaktalar biribirlerinden. Hattâ anlaşmazlık içindeler! Kim birleştirecek Atatürk ülküsiinde, devrim yolunda bizi, bizleri? Dağlarca, son şiirinde devrimcilere sonıyordu: «Omalım mı sizlerden bir devrim Ummayalım tru?» Geldi dayandı bıçak. Cmalım mı, ummayalım mı? TJmuIan, beklenen gelecek mi yakınJardan. uzaklardan?^. ••••»••••••»»•••••••••••••••••»»••••••••••• GtUSEPPE VERDİ (Opeıa 4 Perde, 1 Nisan Çarşamba saat 21 de 2 Nisan Perşembe saat 21 de (% 50 indirimli ucuz halk temsili No. 5) 4 Nisan Cnmarteşi saat 21 de ^^m JÖHANN'STRAÜSS OTELLO (Operet 3 Perde) 5 Nisan Pazar saat 21 de 1 Yukarda bildirilen dört temsilin biletleri 25 Mart Çarşamba gfinu saat 10 dan itibaren satışa çıfcanlacaktır 2 Gişeler her gün saat 1020, temsü gunleri 1021 arası açıktır. 3 Oğrençuej.e. V o indirim uygulanır. o U asa£ı cocuklar «snlnna alınmaz. T 4 DANIŞMA (Protokol Mfldürü) Tel: 45 16 44 4S 51 00/18 •»•••»•••••••••••••••»••••••••»•••»»•»••• (Basm: 12395/2769) YARASA * * ayın Prof. H. V. Velidedeoglu'nun, (Tanhimizde Ihanetler) başlıklı yaTnsırKiftlfl. taaym Prof. Dr Sabahattln rihî gerçekler bakımından önem7 cirlni kırıp, bajnmsız bir yurt 11 bir yanlışlıga işaret etmeyi biKerlmoğlu'nun, tnsanlan Ume ve gerçeklere karşı benevücut yapılanna göre: tNarihin ber devrinde, bil ve hafk eğemenliğini yeniden kurmak: mehal beslenmesi gereken saygı CELER, KALINLAR, ARTtST hassa son yıllarda, görül# Kapitalist, Işbirlikçi, ŞeriâtADAMLAR, BÎÇtMSlZLEB diyo icabı addettim. müştür ki, medeni, insaçı, Vurguncu mevcut düzenın, Sayın Profesör, herhalde «Padort gruba ayıran ıjüzel yazısını ni, teknik, ekonomik, siyasî «panzebiri olan, birçok ülkeleşa. unvanından esinlenerek3oğos okudum Bu yazıda UçüncU gruyeni ve ileri, icadlar, fikirlerin rin gelişmesinde, başarıyla uy ba verilen adda bir vazüıslık ol Nubar'a (Osmanlı Paşası) diyor bir bakıma yaratıcılan, yayıcıgulanan, demokratik, sosyalist ve Osmanlı împaratorluguna kar duğu kanısındayun. lan, herşeyden çok, dayanakdüzeni yerleştirmek: lan, genç kuşaklar olmuştur. ÇoBu gruplandırma dış görUnüşe şı eylemde bulunduğu gerekçe0 Gerçek özerkliğine uygun ğu kez, Gençlik denilince aklıgöre yapümıştır. Halbuki, AR sıyle vauın hâınliğı ile suçluyor. doğrultu da, Üniversite Reformu mıza. 'Sihhatli, ateşli. canlı, heTİST, san'atçı aalamına gelmek Osmanlı paşası olsaydı, bu suçadı verilen. «Demokratik Üniveryecanh. 1835 yagdan mürekkep dedir. Cinsiyot ve dış görünüşle larna yerinde olurdu. site Sisteminln» bir an önce kubir, BEDEN ile tahsü: költür; Ne vur ki, Bogos Nubar Pasa rl ne oiursa olsun kişller, müzık, rulmasını sağlamaktır!hassas düşüncelerle yoğrulmuş resım, sinema, ttyatro v.b. alan Osmanlı paşası değil, Mısır paşabj, KAFAYA sahip olan ve de Hasan GÜLŞAN larda san'atçı olabillrler. A sıydı, bir Mısır devlet adamıydı. R çıkar bağı ile şartlandırılamayan; 1. 0. Hukuk Fakültesi Kendisl de Mısırlıydı. Osmanlı TÎST ADAMLAR başlığj altında davramşlannda, riski göze alabiöğrencisi Devletiyle Ugisi yoktu. Dolayıverilen bllglye göre bt: gruptakilen; ülkücü; halkcı; devrimci kilerın vücutlan ahenkll bir fazla siyle, vatan hâinliği ithamı pek şiler akla gelmektedir ve gelmeyerinde olmasa gerek. Bu gerçegelişmişllk göstermektedir. lid' de. Nitekim, bu «beden ve Bütün artistler bu tip vücut ğin ışıgı altında, herhalde sayın başti> genç olmanm doğal sonuahengine sahip olmadıklan gibi müellif de bu kanaati benimseye cu da, o kimseye, ayni zamanda, bu grubun atlet görünüslü kişl cektirler. «AYDIN» sıfatmı da kazandırır. Sayın Profesörün yazısmda taleri de sözcüğün tam anlamı ile Bunun içindir ki, aydın gençten, rih hatalannın da bulunduğunu artist niteliğtnde olamazlar «engel tantmadan, sınır koymaayın Cihat Baban"ın Halide Bu açıklamadan sonra dördün rannedtyoruz. Pilhakika, bildiğidan, düşünmesi, çevresini aydınEdip Adjvar"ın büstü yazılacü gruba verilen ada da degın miz kadan, Boğos Nubar Paşa latması, bu uğurda gereken atınnı okuduk. Mıllî mücadelelımlarda bulunmasından başka mize kalemiyle katüao bu tek mek istenm Bence bu BİÇÎM 1915'de yahut 1916'da bahsedildlne beklenir? Hele son yıllarda SİZLER adı. feüçük düşürücü v8 gt sekilde bir siyasi eylemde bukadının büstü Sultanahmet fleyki, «kabını patlatırcasına, taşan, gönül b n a olduğu için uygun lunmuş değildir. Ancak harbden danma ayn bir renk verecekti. çağlayan gençlik isyanları da oüsmemektedir. DÎSPLAZÎ, bır sonra, sulh müzakereleri sırasm Zıra bu meydan Mısır, Yunan, göstermektedir H, «tüm dünya Roraa. Bizans, Türk, Alman gibi gelişme kusurudur. Bu durumda dadır ki Paris'de Ermeni delegas gençlipi. yurt ve dünya dâvalauluslann eserlerine sahne olan dünyaya gelmiş olan öşi zaten yonuna başkanlık etmistir. rına karşı, ayni hassasiyet içeriaçiK bir müze gibidir Dünya üBunlan açıklamamdan maksat, Uzgündür. Durumunu böyle hır sindedir. Sorun ve dertlerin müşzerinde böyle altı ulusun esertarihî gerçekleri tesbit etmek ve adla belirterek üzüntüsünü artır terekliğini savnnmaktadır. Çaçılerine sahne olan, bir başka meymak dogru değlldir. Sonradan Saym Profesöre baza hususlar dan yoktu. mizın ekonomik. politik, eğitim, hakkmda daha etraflı bir incele olma organ yetersizliklerl İçin müessesc >ri. bir «bitisik kaplar. me lmkânı sağlamakbr. Saygüabüe Jdşilertn. toplumda olumsuz Işte o meydan 6 Haziran 1919 ır»arası arzetmektedir. anlom kazannns 'özcüklerle aa nmla. da yine bir tarih oldu. Bu mey1 dana tzmir işgalini protesto için landırılmalannın, onlarda aşag .Aram KAÇER ukanda kısaca oelirtmeye lkiyUzbini aşan insatı toplanmıs lık duygusu uyandırcujb otr eer Hacı Mehmet Sok. 48 çabaladığımız, nitelik ve tı. Minarelerin dar şerefelerinden çektir Kurrıılus tstanbul özellikleri sinesinde toplasiyab bayraklar havada dalgalayan gençliğiri, gerek ülkesi, genıyor, siyah örtülü bir kursü. rekse de dunya halklannm mutBu kürsüye vine siyahlara bürülulufu. bağunsızhğı, özgürlüğü lü bir kadm çıkıyor. ttilâf kuvyönünde ki, «kurban» verircesivetlerine bağh uçaklar bu alane savaşının gerçek nedenini, idnrn Üzerinde gösteri uçuşlan yarak edebilenler, hayranlık duyup pıyor. Kürsüden duyulan titr'ek desteklere tavır takınmalarına seslerde, Uciyüzbin tdşinin ızdırabı dile geliyor Pirenmek seskarşılık; bilgisiz, bilincsiz halk leri yükseliyor. O gün herkesı dlrenmeye çagıran bu kadıra, Kürt Mustafa Mahkemesinin vermis oîdufu idam ilâmı boyunlanna takılmışlarla Ankara'da direnme siperin'ALK MUTDOĞAN de görüvoruz. ile uşaklardan ku^akı lara, devredilegelen bir yaşama düzeni boyunca, toplumsal ya • şantılar devamlı bir biçimde, yaşü kuşaklaıdan, genç kuşaklara devredümekte, yer değiştirmektedir. Bu nedenden, genç kuşağı «toplum olarak, yarına çekebilmenin :köprüsü veya ulaşabilmenin gemisi» olarak, kıyaslamak, yanlış olmasa gerektir. Şayet bu, köprü veya geminin dayanağı, iskeletinin herhangi bir yeri, sallantı, kınk yığınlannca da, tam tersine, akıl lık işaretleri taşıyorsa, erdirilmemekte, yanlıj bir anlanasıl ki, süre geçiril yışla anarşist olarak tanımlanmeksizin, ehil bir tek makta hattâ bazen de kargı bile çıkıldığı da görülmüstür!.. nisyen, mühendis mi•• Ikemizde ki gençlik olaylasali, hemen ânzanın I I n açısından,. konumuzu işgiderilmesi gerekmek. " leyecek olurâpk, görürüz teyse, gençliği de baş ki, gençliğimizin gerıel hatlarıykaldırmaya iten buna la İSTEKLERİ, ÜÇttsasüzerinde ümlann, eylemlerin ö düğümlenmektedir: 0 Dünyada, Emperyalizme züne de öylece inilerek karşı ilk kurtulu; savaşını verhuzursuzluklann gide r.ıij halknnızın, bilâhare, kasıtlı rilmesi sağlanmalıdır... olarak bağunlı duruma getiren Gençliğin istekleri Şimdi bizler bu arularla onun büstüne bakmayı düşünürken, üç gün sonra büstün dinamitlenmesi çok üzücü bir olaydır. Failleri bir an önce yakalanarak adliyeye teslim edilmelidir. Nail UÇAB lnlr ve rtun cıumlerlrjde derinlere mmek mutluluguna ulaşmıs bir uzman olan Sayın Bay Kerimoğlu'ndan son iki grup içln daha uygun stt* cükler bekleriz. Dr. Rustfi ERGUN S Inceler, kalınlar Bir yanlışlık T S S Türkçeleştirilmiş Metinleriyle Bırlikte TURK MEDENİ KANUNU Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Teni çıktL Fiyatı 20. Lira. TÜRK DÎL KURUMU Y AYINLARI Turk Dü Kurumu Ankara'dan ve BATEŞ •* İstanbul'dan istenebilir. Has: 896/2757 ••• • » » • • Hakikaten adı olan bir kadın Ölümünden önce NİÇE'nin yazdığı en son ve en güzel eseri S ÇıktL 7,5 lira. Bütün kitapçüarda bulunur. DOST YATINLARI: İzmir Cad. 22/9, YenişehirAnkara Dost RekJam: 501/2758 ECGE HOMO TEŞEKKÜR Y Adalet Cimcoz'un hastalıgı sırasmda evde ve ISTANBUL ÜNÎVERSİTESİ ÇAPA 1 inci İÇ HASTALIKLARI KLİNİGİNDE kaldığı sürece kendisine büyük yakınlık gösteren. candan ilgı ve yardımiarını biran esirgemeyen değerli Profesörler ve Doktorlara. Hemşırelere, Hastane personeline, vefatrnda cenazesine gelmek, çelenk göndermek suretiyle ve aynca telefon, telgral ve mektuplanyla acımı paylaşan dost. akraba ve yakınlanmıza minnet ve şükranlari"" '' r ınm MEHMET ALÎ CİMCOZ Radar Reklâm: 339/2752 Eşim UCUZLUĞU Hevsimin en büyük ZtTA AKTAS SONUÇ vet o ümttsız gecelerin lâmba ışıklı Ziraat Mektebındekı ilk karargâhda. Mustafa Kemal ve arkadaslarının çalışmalanndaki yüz hatlanndan, ateş hatlarına kadar ölmiyecek ızlenimlerini bizlere vermiştir. Nişanbuıdılar Ankara 2131970 Maliyetinden de aşağı satışlar Sultanhamam meydanı ASİSTAN ve İ SEKRETER ARANIYOR Büyük bır Ithalât Şlrketi ümum Müdürüne asıstanlık yapmak üzere tahsilini Ingiltere veya Amerika'da yapmış, mUkemmel ingilizce bilen bir gençle iyı ingüızcesi olan bir sekreter aramaktadır. tyl Ucret ve çabuk yükselme lmkânı olan bu Işlera tallp olanlann (P. K. 832 Karaköy) adresine müracaatlan riea oltaıur E Cumhurlyet 2759 CİT2&1 mağazası Tel: 22 7118221298277006 NİMBÜS YARIN BAŞLIYOR Reklâmcılık 783/2750 Radar Reklâm: 315/2751 Istanbul Ticaret Odasından 559ü sayuı Oüaıaı Kanunu yıllık aıdaUn 31 Mart akşamına kadar ödenmesini âmırdir. Sayın âzâmızın % 50 zamlı tahsüe meydan bırı=kmamak üzere yıllık aidatlarini Mart «sonuna kadar ödemelerinı h^tırlatınz iBasın: 12015/2754) FAYA1MS ÇİMENTOSU FAYANS SATICILARINDA Rauaı Kexıam: a5ö/2775
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle