19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
mmuımm derdinden kaç lcişi şikâyetçi deâil acaba? ğrenei, oğretmen boykotu sırasındaydı. Aksaray'da pencerelerı caddeje bakan bır kahvedtydu». Az sonra bır arkadasım geldı. Yamnda genç, uzun boylu bır iişı daha vardı. Tanıstırdı. Konu hemen «boykot»a atlayıverdı. Gunun konusu zaten. Boykottayu, djyor oğretBien arkadas. Nıçın boykotta olduklannı bılmemıze rağmen soruyoruz yıne de: Boykot yapmanısın nedeHİ? Gaıete ve TRT yolnyla duynrduk kamnoynna. Tıllan uno zîn her yamnda aynı dadır). Dar, gelırlı halkımızın ekonomjk durumu bılınen bır gerçektır. Memurların durumu da aynı. Ülkemızdeki altı yuz bin memurun üçte ikisi beşyuz liranın altında aylık alıyor. Bu yuzyılda, bu geçım sorunlannın ağırlığı altında halkı, raemuru ezmek yanlıj bir yoldur. Elbet bunun önemli bir nedeni de ekonomik çıkmazda olufumuzla ilglli. Yoneticiler halkımızı ekonomik tutsakJıktan kurtarmak zorundadırlar. Anayasamızmrfaemrettiğl budur. Bakkal, manav, kasap her zaman daha iyi durumda. Flyatlarla ıstedıkleri gibi oynamaktalar. Sorumsuz davranıçlanndan ulkeyi sahıpsiz sandıklan açık seçik gorunmekte. Istedıği zaman zam yapıyor. Yedi sekız ay önce gazeteler Personel Yasası'mn uygulanacağmı daha yazar yazmaz esnaf hemen her maddeye zam yapmıştı. Her dönem ertelenen Personel Yasası i'e Anka Kuşuna benzedı. Daha Personel Yasası uygulamasınm sozu edılmekle havat çok pahalılaştı. Hem tfe çok. (Dunku ajanslarda 8 Ocak 1970 Hukumetın, Personel Yasasımn onumuzdekı Mart ayına kadar muhakkak yetıştlrıleceğmi tekrarladığını duyduk. Şimdi tum pıyasa bu haber uzenne venl zamlara gebedır Bunu hepımiz goreceğız. Bu muhakkaktır) c\jynp~ MAHMUT ALPTEKIN «Ey gösterişin, şatafatın beşiği ve mesan, Oldum olası imrenilen kıraliçesi Doğunun.» (1) Tevfik FtKRET O mı« dertlerimize çare anyornz. Bngün toplnmda en çok ezilen, horlsnan bir duruma getirildı öfrretmenlik. Ben ilkokal bğretmeniyim. Yanna amatl» bakamıyornm. En küçük bır gsrantim yok. Oradan oraya dam» ta>ı gibi oynaölmaktan bıktım artık. Aylıfınız kaç Iira? Efitim ödenef iyle birlıkte besyüz elli Iira. On yıUık öfre.menim. Ikiyüz elli Iira kira verlyornm. Gecekondodan farkı yok otnrdnğnm evin. Iki de çocnfnm \ar. Soronlarının daha Snee dnynrdnğnnnza emin misiniz? Elbette. Gosteri yünıyüsleri bile düıenledık. Kimse il gHeamedi. Başka bicbir çaremız kalmadıgı için boykota başvnrdnk. Bıhyordufc bunları. Ama bır oğretraenm ağzından duymak başkaydı. öğretnıen komışujordu. oğretmen dertliydl. Daha konuşacaktı. En umutlu yarınlarımız olan çocuklanmızı, yetıştırmesi içın O'nun ellerıne teslım ettığımız öğretmfn ifte tedırgındı. öğrelmen huzursuzdu. Yanna umutla bakamıyordu. Bu hayat pahahhğmda, bu koşullar altında ehne uçyuz, dortyuz hra verıp O na ekonomık ışkence uyguladığımız yetmiyormuş gıbi kışta, kıyamette kolundan tutup bir surgun gıbi çuraya bu raya sürüyonîuk. A n ı o yine yılmıyordu. Atatârk oğretmenı olduğunu gosteriyor ve ıste direniyordu. Ama çirkın politıkacı bu direnişi anlamıyor, anlarnak istemıyordu. GEÇİM SORUNU rtanbnl, roemurlar, dar gelırlüer şehri olmaktan çok uzaktır artık. lstanbul'da geçım sorunu yüzünden fikâyetı olmayan sadece bir azmhktır. Halktan kimlerle konuşmuşsak aynı dertten yakınmışlar, panahhktan öturu hayatın her gun bıraz daha çekılmez olduğunu ozelhkle behrtroıslerdır. (Bu sorun ulkemı İ Atalurk'un vaktijle muze haline gretirilmesini ujgun gordugu Ayasofya Camli, ı istismarcılarının bir numaralı meselelerinden blridir. Buranın yeniden ibadet yeri olm için yapmadıkları baskı, koparmadıkları yay?ara kalmamıştır. Ama nafile. (Fotoğraf: İbrahım KÖSEOĞL N> zaman mı? Zamanını cöylerler. Emir gelir bir çün. Nereden ve kimden? Onu ben de bilemem. Bu masonlar, bn solcn talebeler, bu komunist yazarlar mah\edecek memleketı! Sen bangı taraftansın, bakalım? Hiç bır taraftan degilim; Ataturkçn>ıim, o kadar. Boş >er bnnlan, Aklı olan bizını tarafı tntar. Dinin, imanın yok mn senin? O, benim bilecfğim şey. Herkesin dıni kcndine ait. Adtam, * Vtatürk» sozunu ısıtınce değışıyor. Kızgınlığı arttı jjjden ıjıye Bunu fazla belh etmemeğe de çabahvor. Hattâ «Biz de Ataturkçöytız» dljor. Atatıirkçü olan k3rde« ka\gası için balkı kışkırtnıaz, dı\orum Ivıce ofkeienivor. Hop oturup hop kalkıyor yerınde. Ayakkabılarımın tamırı bıtince parasını venp hemen çıkı rum dışarı. Derin bir soluk t jorum. Oh, dunya varmış ., DİN TİCARETİ ir vanda açık saçık resimler. kartpostallar; sonra Çakmak Paşa, atının ustunde Fatih Sultan Mehraet, Mehmetçık, Dunya Guzelı Fatma'nın büyuk boy resımleri. CamıulEzher'ın fotoğrafları. Hunharca oldurulmuş bır «kondn» guzehrın destanı (Bir tek sayfa halınde). D.D.T^ Çakmak taşj, Zaloğlu Rustem, Battal Gazı Destanı, Bonjour Tnstesse çevırısı, Mızrakh îlmihâl, Dınî Sozler, Kerem ıle Aslı, Âşık Garıp ve Şah Ismaıl Mânılerimızden Seçmeler, onun altında Kore Hâtırası yazılı bır fotoğraf. Işte Anad'olu pazarlarında çok karşılaşılan bir goruntu. Ne var ki sozünü ettığjmız bu goruntu bu kez Anadolu'dan değıl' Aksaray Meydanından . Yer; hemen geçıt inşaatmın yamnda. Tam, camıin onune yakın. Pertevmyal Llsesı'nin somına dek o yol hep oyle. Vatan, Millet caddelennin agzmdakı otobus, dolmuş duraklanna dek uzanmakta. YARIN: . Kur'an Kıtrsu öğrencileri B Iteun F1 (I) Bugunun Diliyle Tevf Fikret * Yenileştiren: Kadir . «SİS» şıiri. lımana £ DEFINE TAL;P APAYDIN 16 Donup baktı, îbışın Alıydı Ne olsun, su ıçıyorum. Ne ettınız, sattınız mı odunlan? Sattık he. Kaça verdinızî Dordere. îyı. Osman nerede? Aha gelıyor. Osman ehnde bir çıkınla guierek geliyordu Ula yavu, dedi Ben bı halt ettım ki . Ne ettın hayrola? Ikı tane daha para buldum. O sıze gosterdığimd'en ayn. Ee? Birı altınmıs yavu Kım dedı? Aha saatçı Rasim efendi. kırk Iira verdl. Razı olmadım. Kırk beşi verince... Ee? Sattım gitti. Deme la? Kırk liraya mı sattın bi parayı* He valla. Anıı... dedi Ali. Emme çok bef Ne çogu? Vermesevdın Osman. Belki daha çok ederdi. Rasım efendi sdama kolay kolay para vermez Kımbülr kaçtı onun hakkı? Nebleyim, verdım gltti. ötekıleri ne yaptın? Onlan da verdim. Onlar bakırmış zati. Dedı «bende onlardan çok» Çekmeeeyi açıverdı, koca bir torba dolu. Lâkin öbürü... Ben biliyordum zati onun altın olduğunu. Dedi «daha bulursan getir. Kırktan kırkbeşten ahrım. Baskasma söyleme, sonra senı de benî de içeri atarlar» dedi. öyle. Atarlar hem de. ICive emmı? dive sortfu AIi Boyle şevler hokömatın, yeğenım Hokümata habar vennek lâzım. Bo'ver. Ben getirip Rasım efendiye satarsam kımjn haban olacak? E ışte. Modul Osman cebmdekı paraları kanştırıp duruyordu. Valla bu ış tatlı arkada?, dedi Köye vannca ben gene anyacağım Tırnak kadar şey kırk beş hra yavu. Durulur mu? Ah imrenerek bakıvordu On yuk odun getırmekten ivı. dedi. Elbet ıvi Zahmeti yok bi seyı yok. Ben de aranm bundan sonra emmi. Bulabilirsen ara elbet. Çarşıya dtoğru yurümuşlerdi. Yirik Habip düçunıivordu Gâvura srosterseydm belkı daha çok \erir Osman, dedı Bılmem Venr mıydi acaba? Elinı salladı, Boşver. Gâvura gideceğine Türke gitsin Ben Râsim efend'yi severim. tyi adam, Oturttu çay ısmarladı. Gorsen... Ne a'acaksm şimdi o parayla Osman emmi'' Bakahm». Ne alınmaz parayla' Her bir şey alınır. Vav be, ne iyi yavu Saat alsaydm emmi. Dedi «kol saatı vereyım • yok dedım. «Masa saafı vereyım» dedi Ona da yok dedim. * Aboo«. Yınk Habip ağzının içinde dilini kemiriyor. derine kaçmış gozleriyle yere bakıyordu. ' Gelın he!e aeıktık, dedi Osman. Sıze bırer koftp vedireyim şerefine. Emme başkasına deınek >ok ha' Yok emmi, demeyız. Nemize lânm? Koftecıye gırdüer. Kırmızı bıberli köfte koku iştahlarını kabarttı. Duvara dayalı, musamba kaı lımasalarm birıne oturdular. Ters cevrılmış kal cam bardaklar vardı. Garson elını önluğüne silerek geldi, Buyurun, dedi. Ne ıstedıniz? Kofte. dedi Osman. Bırer köfte getir baki Iım. Yanına yofurt da ister miainiz? Bılmem. îsteyelim mı? Oburleri cevap vermedıler. Hadi ondan da getir. Garson ocağa bağırdı, Yap uç koftee!.. Dılmmiş ekmek geturdi ortaya. Birer kase yt ğuıt getırdı. Bır büyuk şışe de su. AH dukkânın içıne bakıp duruyordu. Duvarlarda camlı kadın resimleri vardı. Emme güzeldi ha Bırisi yatmış, bacaklarını açmıştı. Baktı bakh.Sonra Habip emmi görmesin dıye başını indırdl Köfte kokusu da güzeldi. Ocağa bakıp yutkundu< Sışman aşçınjn yıizü terlemijti Kofteleri çevırıyordu habire. Biraz sonra garson üç ayn tabak getirdi. önlerine birer tane koydu. A'i uçıine de ayrı ayn baktı. Kendısuunkı az değildi. «iyi» dıye düsündü, Osman elıne öksürdü, Hadi buyurun bakalım, dedi. Konuşmadan yedıler. Yirik Habip çığnerken gozlermi yumuyordu Acüı macılı güzeldi doğrusu. Hele ustüne bır bardak da su içince. Oh, dedı Alı. Kesene bereket emmi. Geçmişlenn canına deysin. Deysin bakalım. Eski atalann köftesin yedik. Osman kalkıp parayı verdi Sonra çıktılar. Şimdi ne yapacağız? Alacakianmızı alalım da yola çıkalım Geç kalmıyahm. Olur. Ne alacağız? Ben şuradan lâmba şişesj alacağım, dedi Yirık Habip Bir de kalem alacağmu Ne kalemi, kalemi. kalemı ne edeceksin? Lâzım. Osma.T baktı, anlar gibı oldu. Aynaya bakacaksın ellâm.' ' Beüi oltnaz. Belki bakarız. Bak valla. îyı bak. Hete bizim oralara. Emme habar^ız çıkarmak yok ha? Birlıkte çıkaralım, tamam mı' Eh bakalım. Bir dükkâna girdi. , Boyalı kalem var mı? diye sordu. Nasıl kalem? Bovasj çıkmaz Söyîe mor... Hani ıslaymca. Kopya kalemı'' Hah işte ondan. Yok O bizde bulunmaz. Kara kalem var. Tukenmez var. Olmadı. Kopya kalemi lâzım bize. Yok. Çıktılsr. Yantndaki dükkâra sordular Camı penceresı kırli, kuçuk bir dukkândı Sahıbi de sakallı bır adamdı Oturdufu yerden «buyurun» dıye karşıladı. Kopye kalemi alacaktık efendi. Bulunur mıl acaba? Var dedî adam. Dondu yan taraftan tozlu bir kutu çekti, Buyurun Hay yaşıyasm. Yınk Habip altına tistune uzun uzun baktı. Elmı f kukleyin denedı. Tamam, dedı Bu .. Kaça hedıyesı bunun? Yırmi beş kuruş İyi. Duşune dflşüne kese\i çıkardi iplısmi çozdii S=srı bir vımiıhf« kuruşluk çıkarıp uzattı Lâmba şışesı de var m> sızde0 (Arkasi rar) SEM) k&GttjTMOt: ıSrGJMıVORLMı* I TİFFANY JONES Aksaray Meydanmda pek çok işportacı var. Her şey satılmakta. Çorap, toplu iğne, rfefter, Namaz Hocası, çatal ığne, iğne, çamasır mandalı. Eşyalar, kitaplar ışportada ya da yolun kıyısına senlmış. Oradaki camiıo (Valde Camii) içfnden de yol geçer. Guvercmler uçusur insanlann başlan uzennde. Camıin kapılannda sakal bırakmış genç dılencıler durur Çeşmelerde abdest alan çember sakallı adamlar, camiın avlusunda, duvarlann janıntîa yıne sakallı, tespıhh, takkeh; genç, ıhtiyar bırçok din ehh bekler. Etrafa öfkeJı bakarlar Bu bakıslarda: «Sizin yüıflnflzden dânrs boznlacak zaten. Işlerin hep kStüye gitmesi sizin yflzfinflzden bre nndıklar, kâfîrler!» dıisüncesi açık açık okunur. Bu camiin içinden tnodern giyimli bir bayanm geçnıesi (hele mini eteklıvse) çok güçtur. Bir kere boyle bır oîavla karîılaçtım. Bayanm eteğı pek nıini de savılmaz ya . îki, uç Bakallı adam demedıklenni koymadılar «GSvnr» mu Jemediler? «Fahişe», «zindık», «»eytanın ta kendisi»! Hepsini, hepsini soylediler. Orada duran diğer atfannlan bile kışkırttılar. Sonradan gelenler tarafmdan mâni olunmasalar kadını döveceklerdl. öylesine hınçlıydılar. Davranışlanndan ülkeye sanki nızam vennek için gonderildıklenni sandıkları belli oluyordu. tkı, uç dua okutnayı Sğrenıp bir de sakal bıraktılar mı kendilerini dın bılgini sanıyor, ahkâm kesiyorlar. Bu camım avlusundakı ağaçlann govdesınde, duvarlarda gerici gazeteler asılı durur hep. Serlevhalarında kıskırtıcı, kıyamdan söz eden yazılar: «Vran artık müslöman kardeşT» «Din elden gidiyor!» «Falan gün falan saatte .. Camiindeki cihad namazına mnhakkak katılmalısın!* «Gâvnrlara, zındıklars mnhakkak hadlerini j bildireceğiz:> | GARTH LİNÇ TEHPİDİ | ^YLÂK MUSA Pendik'te, yapımı yenl bıt | miş Çarşı Camunin yakınında j bir ayakkabı taroircisiydı. O gune dek gormus değılını. Kırık dokuk bır sandalyeye oturdum Zay:f, sarı vuzîu, kırk SATIŞ ILÂN1 elli yaslannda bır adamdı BırtSTANBUL 6 ncı İCRA kaç dakika geçer geçmez baMEMURJLtGU.VDAN na bır soylev çekmeye başladı, bır söylev' Şasırdim. Oysa 868/7666 ki ben ayakkabımı tamır ettırMahcuz olup satılmasına mek ıçın gitmıştım. Insana cekarar verılen 123 695 hra hencem âzabı yaşatan bır söykıyraetinde dosyada evsaflev dinleveceğiru bılsem gıder lan yazılı tnuhteUf marka oto balatanan 23.2 970 Pamiydim hıç. Ayakkabımla da zartesı gunu saat 11.3012 00 ujraşıvordu ama ıkıde bır bıarası Galata Kalafat cad. rakıp sovlevmi sürdörtiyordu: No. 84 de AkbanR deposun Dün, cihad namanna gitda yapılacalctır. tik. O ne kalabahktı. GSrme O gün verılecek bedel mubeylın. Mabser çibiydi! O kohamnen kıymetm »o 75 ıni münistler, zındıklar voktn ki bulmadığı takdirde 24 2 970 meydanda. Salı giuıü ayni mahal ve saTamamen susmak da olmuatte ıkıncı satışı yapllaralc yor. Arada soruvoruz biz de: en çok pey sürene peşin pa Maksadı nedir bn Cihad ra ıle satılacaktır. üellâhye namazlannın? Anlatabilir misive ıhale karar pulları masnit? rafının alıcıya ait olacağı flân oiunur. Maksat açık. Bnnn anlamıyacak ne var? Din elden «i Tanm Bakanlığından 1 Güney ve Guneydofu Anadulu Vılâyetlerlncfe bune ve Çol Çekırgesıne karşı yauılacak mutadelede çdlıştınlmals uze re 300 Kg depo kapasıteh 45 adet veya 55ü KE dahıl daha bu yuk kapasıteh 31) adet veya bu mıktarldra rekabul ederek sayıda çeşıtlı kapasıtelerde (300 kılo depo kspasitelı 3 artel uçak '550 kılo ve daha buyuk depo kapasıteli 2 uçsga muatfil sayı)mıştır) uçak kıralanacaktır Bu miktar uçağın bır firma tarafından temını mumkün olmadığı veya Hazıne menfaatı bulunduğu takdirde yekunu bu miktan geçmemek üzere çeşitli fırmalardan teklıf edılecek sayüarda uçak kirajanabilecektır. 2 ^ Bır kg. toz ılâcın atma ucreti (66) fcuru; ve bir litre mayl Câcm atma ucreti olarak muhammen bedel (72) kuruştur. 300 Kg. depo kapasıteli uçaklann öefıerl Içm geçıd temlnat miktan 2.160 hra, 550 Kg ve daha buyük depo kapasıteh uçaklann beheri ıçın geçıcl teminat miktan 3 240 liradır 3 Eksiltme 3 Mart 1970 Salı günu saat 1(13<l'da Ankara rfa Zıral Mücadele ve Zıraî Karantma Getıel M ıriurluju Satınaima Komısyonunda yapılaeaktır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle