25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• «•••••«l| alkm ga&lıgından, saflık hizmetlerini halka götünnekten sık sık söz açarıs »ma halkm «sağlık» kavramını nasıl anladıfını, saflık ve hastalıklar konnsnnda neler bilip neler düşündüğünü pek dikkate almayız. Oysa sağlık hizmetlerinde veriş kadar alış da önemlidir. Saflık hizmetleri denince, alıskanbklarls, akla çok defa gadece doktor sayısı. hasta yatağı sayısı ve bn unsurlann yurttaki daiılımı gelir. Oysa önemli olan «sağlık hizmetlerinin verimi» dir ve verimi etkileyen en önemli etkenlerden biri balkın sağlık anlayısıdır. Bn konn, baslıbasına ele alınmaya deger bir ineeleme ve araştırma konusndur. Çünkfi, halkm saglık anlayışını bilmeden, bn anlayışı olcşturan düşünce ve eylem etkenlerinl bilmeden, hastane yapmanın ya da heklm görevlendirmenin önemi sanıldığından daha azdır. Bir taraftan sağlık örgütlerimizi knrarken, diger taraftan bu hizmeti verimli kilacak anlayışı knrabilmeliyiz kl. halkm sağlıgı safclanabilsln. Aksi halde rerçekleri belirtmeyen, verimi yansıtmayan rakamlarla avnnmak gibi yanlj? bir yolda ilerledigimizi sanırız. H HALK ve HASTAIIK • I Dr. Erdal ATABEK WM TÜRK TABİPLERİ BİRIİĞÎ BAŞKANI araştırma yapümıştır. Bn çok deferli bilimsel incelemede ortaya çıkan gerçeklere bir göz atarsak (3), özellikle ruhsal hastalıklar konnsunda halkiD davranışlanmn çok dlkkate defer oldnfunu görebiliriz. Arastırmacı yflz köy ailesini ve elli sehirli aileyi incelentiştir. «Her şeye karşı ilgisizlik, içe kapanma ve tedrıci bir ruhsal yıkmtı» (4) diye tanımlanabilecek basit şizofreniform bir sendrom için yapılan yorumlar söyledir : Köy Şehir Söyleyemedigi bir derdi vardır c/o39 o/o4O Kişilik özellikleri »/o!9 •'• 4 Ailevi problemler % 9 °'«28 Mali problemler °,'«15 »,'t 2 Ruhi hastalık •/. 0 V.12 Bedenl hastalık %2 "t 2 Fazla varlık zenginlik */t 2 • ' • Aşk „ % •'. 4 Normal % 1 «4 Bilmez veya cevapsiz "» 7 °'o 8 ablonnn incelenmesinden ( köy ve kent kesiminde bu durnmnn bir hastalık olarak tanınmadıfını eörflyornz. Yaklaşık olarak on denekten biri durnmu hastalık olarak nitelendirmektedir (5). «Bnnunla beraber hikâye yüksek oranda dert yani «ruhi problem kavramı ile bağlanmaktadır. Köv ve kentte bn derdin '«40 oranında sövlenemiyecek bir dert olarak tarif edilmesi toplnraca içe dönüklfigümüz hakkında bir tahmin yapmamıza imkân verebllir». (S) «Haslalann siddetli ıçsel sıkıntılarını bilinçdışı olarak zihinlerme takılan Ve irade çabalanna rağmen atılamıvan süreli, tekrarlı, aykırı ve yaçma düsünceler ve fiillerle degiştırmeye ve hafifletmeve çalıstıklan snormal bir halin ifadesi» olarak tanımlanan obsessif kompuisif reaksiyon (6) için yapılan yornmlar şöyledir (7) : Köy Şehir Sevap, meziyet Gösteriş, kıbir KisiUk özelliğı (huy) Sinir, ruh hastahğı Sovaçekım Mikrop korkusu Söyieyemedıği bir derdi vardır Ailevî derdi vardır tssizlik meşguliyetsizlik Ruhi doyumsuzluk ^ile egıtimi Bilmez °/o56 "'o29 »'. 3 "t 3 «, 1 '/t 2 y a » cerçevesi içinde, yokarda belirlenen dommlarda balkın neleri tavsiye ettiğini açıklamamız mümkiin olmadı. Bir başka yazunızda bnnn belirtirken göreceğiz ki, toplnmnn yapısı bir bütündür ve hiçbir birmeti diğerleri dışında görmek mümkiin defildir. Sağlık hizmetleri de toplnmun feodal vapısından, tarım ve sanayl özelliklerinden. eğitiminden. »osyal ve ekonomik özelliklerinden ayn olarak de|erlendirilemes ve gelivtirilemes. Toplomnmuzu tanımak ve topyeknn kalkınmayı sağlamak bunun için olağannstâ önemlidir. Eğer konnyn. bilimsel ineelemelerin konusn yapmazsak. basitçe cebalet deyip çeçersek, kadirbilmezlik sayıp kfiçfimsenek asıl bizler en bflyük hatayı yapmıs olnrt». Bn konnda etken oUrak, yeterli bir sa|lık hizmeti verememek vardır, halk efitimini tat* layamamak vardır, halka inememek vardır. avdın halk iliskUinin kopnklnğn vardır. devrimlerden taviz vermek vardır, oy kaysas vardır ve daha bnnlar eibi birçok etken vardır. erımlı bir saîlık hizmeti vermek iartiyorsak. halkm Mflık anlayısına efilmek ve bn anlayıstaki hataian düıeltmek zornndayız. Tnkarıda belirttifeimiz arastırmalann bn anlamda avn bir defer tasıdı£i kanı«lyla arastırmacılan kntlarken bn alanda Vniversiteler. deviet vöneticileri, aydınlar ve halkm isbirlieini mntlak bir rornnlnnık olarak (rördflfflmiizü de belirtiriz. (1) ve (2) Türkıye'de SaSlık Alanınrta tnsangücii Ara$tırma«ı fBulsylar ö n Raporu) Ankara Hıfr.issıhha Okulu ve John Honkın'! Halk Saglı5ı Okulu U!u*lararası Safilık Bolümü. 1967 (31 Ruh Hastaları ve Ha«1ahklarına Kar>;ı Tutum ve tnançlar Üzerine Bir Araştırma. Dr. Yusuf Savamr. Hacettepe Universlteci Tıp Fakülte?i Psikiyatri Bölümü, Doçentlik Tezi. 1969. (5) re (7) Aynı eser (4) ve (6) Klinik Psikiyatri. Ruh Hastalıklan. Prof Dr Ra<=ım Adasal. 1369. Hazreti Süleyman'ın mirası Bay Süleyman Demiret ne yapacak? Şn satırları yazdığımız dakikalara kadar pek belli degiidi bn sornnun cevabı Ama Demirel artık ne yaparsa yapsın, îki sıfata lâyık oldufo çün gibi asikârdır : 1 Demirel, kaptanı oldufu gemiyi karaya otnrtmnştur. 2 ÜstSnde sanık olarak Demirel adı yazılı dosyalar birikmiş, sırada beklemektedlr. Gerçekten de Adalet Partisi Genel Başkanı gemisini karaya otortmus kaptan poıundadır. Hem de bir «>eçım zaferı>nden üç ay sonra, \e siyaci iktisadi fikir ayrılıfı bnlnnmıyan birtakım kişilerle çatısmayı idare edemiyerek .. Böylece açıkgözlük politikasıyia beceriksizlik, sarmas dolas ortaya dökülüvermis ve Bay Süleyman Demirel bes yıllık iktidan sonnnda çürümüs gitmiştir. tster koltnfa yapışsm, ister koltnkian kaysın, sonuç defismiyecektir. Demirel'in koltnkta dlrenmesi işin sonnnn daha da t/ürüitüln biçimde kapatmak yolnnda yeni tohnmlar »tmaktan baska bir ise yaramıyacaktır. Süleyman Demirel iktidannın bes yıllık sonucu nedir? Memleketi nereden nereye çetirmistir A.P. Baskanı? Bn sornların cevabı Millî Birlikçi Snpbi Karaman'ın Bütçe Tenkidindeki birkaç rakamla aydınlanıverir. Süleyman Demirel iktidannın bes yıl içinde Türk vatandaşının sırtına vnrdnfen vük korknnçtnr. 1965 vılında iç ve dıs borçlar toplamı 26 milyar 587 milyon lira idi. 1969 sonnnda borc 41 milyar 144 milyon liraya çıkmıstır. Demek ki. son dört yılda 1516 milyar lira borcnn batafın» girmisiz. Tılda ber Türk ailesi yabancilara 375 lira borç ödemektedir. Her yıl en asafı 350 bin tan butdav ithal ederek aç kalmamava çalısıvomz. Dıs Ticaret açıgi büvümüstfir. Adam basın a ihracat; dönüm basma bntday üretimi artmamıstır. Ekonomi bes yıl içinde daha bağımh hale düsürültntiırtur. tktlradi alanda dar bir bogaza girmis bnlnnnyornz. t«te Demirel. sapkasını alıp koltntu terkettiü zaman ardından relecek olana bn mirası bırakaeaktır. Kim vüklenir bn mirası? Bay Süleyman Demirel memleketi horçlandırtnıs ve hatırmıs, ama ailecek zeneinlesmis ve jelismis olarak koltnfnnn hırakacaktır. Ardından ceiecek Ba«bakan. nerçekte iflâs etmiş bir vönetimin basın a froeerktir. 1A70 vılı dıs vardımlar bakımından ivi isaretlere rebe törünmByor. Süleyman Demirel iktidara jreçtljfi raman Amerika ve Almanya celisme vıllan içindeydi. Almanya Türkive'den isçj cekivor; ve isci dövizlerl 1965 1%6'da 100 milyon dolâr artıvordu. Amerika Vietnam savaşının pompaladıfı bir tirmanıs yolnndaydı. 1970 senesinde her şey tersinedir. Nizon yönetimi Vietnarn venilçisini kabnllenmis, gerive tırmanısı dıs politikanın ekseni olartk benhnsemistir. Amerikan dı> politikası Amerikan iktisadiyatı demektir. » a l l Street'teki patron yayılmak istediti zaman Anıerika yavıiır; yayılma kârdan zarara dönüstüfü zaman patron bazı yerlerdeki masraflan kı«.mak ister: ve o zaman cekilme baslar. Bay Süleyman Derairel'in yerine reçecek olan kişi «Patron»un kötü zamanına raslamış olacaktır. Washlngton, Demirel İçln ne dÜBÜnmektedir? Konnva bir de bn açıdan bakraak rerekir. Amerika'nın biHnen politikası su formülle yüriimektedir : € A.B.D. hiçbir ülkede batmıs bir politikacıyla birlikte batmak i^'emez.» Foraıül nankör ve insafsıt, ama gerçekçidir. Herhalde Bay Süleyman Demirel eskisi kadar sempatik görülmüyor Beyaz Saray'da .. «Gemısıni karaya oturtmuş kaptan» isini bitirmiş savılıyorsa ve yerine biri aranacaksa, Amerika kendi açısından haksız gfirfllemez. İsler tıkırmda tittlji ve kâr yfiksek oldngu zaman ortakhklar iyi fider; zarar kesimine geçüdijti zaman ortaklar arannda soğnkluk baslar: ticaretin bilinen kanunndnr bn... Simdi Süleyman bey azınlık İktidan olarak mı yfirüyecek? Koalisyon knrmaya, mı yeltenecek? Yeni seçimlere mi yöneleeek? Direnecek mi iktidar İçin? Cekilecek mi? Bütün bnnlar gfinlfik sornlardır. Gerçekte Türkiye'deki İktisadi çıkmaz, siyasi çıkmaza dönüşmüs, rejim bnnahm yolnna girmiftir. öyle samyomı kl, pek yakında bütün statükoen çevreler «rejlmi kurtarmak» bahanesl altında isbirlijiîne girerek «idaref maslahat> için anlasma yollan anyacaklardır. Ama bn gayret de nereye kadar sfirer? Ve lürse ne yaran •lnr? Cevap flç barflik bir kelimedir: tSe! •«20 °o 2 •o t> r •« 0,0 0 Toplumu tanımak oeugunn düşürmek isteyen kadınlar, çocnk dnmandan bofalnr ve anne rahminden dışan çıkar ümidiyle, altında otların yandığı bir mangal ttzerine otnrtnlnr.» (1). «Doğumdan sonra kanama durrnamışsa, lohusa kadın beline kadar hayvan gübresine gömülür» (2). Bn gerçekler bir araştırma sırasında tesbit edilmis toplnm gerçekieridir. Yurdumnz çok zengin sahte hekimlik (mfitetabbiplik) örnekleriyle dolndur. «Tüberkülozlu kiraseye kopek etı yedirmek», «korkak kimselere erkek çocuk itfrarı içirmek«, «akıl hastalarmı karanlık bir verde ıple bağlayıp üç gun bırakmak» (ribi usnller bnnlar arasındadır. Çahsan hekimler birçok yerde halk tarafından hastalıkların «doktorlnk hastalıklar», «hocalık hastalıklar» dive ayrıldığını görmüşlerdir. Daha ziyade bedene ait hastalıklar «doktorlnk», rnh ve akla ait olanlar «hocalık» diye nitelendirilir. Rah hastalan ve hastalıklarına karsı tutnm ve inançlar üzerine bir 'o 6 «, 2 »» 2 •'« 2 % 2 s, 2 n o 2 0 C bir göruşle, bu tutumun arzu edilen bir davranış olduğunu belirtmişlerdır. Demek kı, memleketimız köylerınde obsessıf kompülsif reaksiyona ait bir epidemiyoloji araştırması yapılırsa tarnamen yanıltıcı sonuçlar alınabilecektır.» îani, kdyde, dinsel bir konnya vönelen siddetli içsel sıkıntılı bir kifinin süreli, tekrarlı, avkın ve saçma düsünce ve fiilleri '.56 oranında sevap ve meziyet olarak kabul edilecek, ( ı29 oranında ise gösteriş ve kibır olarak de|erlendirilecektir. Böyle bir dnrnmnn dinsel bir konnya, Atatürk düsmanlığına, devrim düsanbfeına ySnelmesi halinde ne tehlikell selijmeler olabileeeği ne kadar aciktır. n bölfim B «Deneklerındaha ilgi çekici olmaktadır. yansından faziası, dinsel Sonuc er sevden Hve kültürel önte, toplnmnmnzn tanımak azgelişmişlikten, yanlıs inanç ve taplantılardan knrtnlmak zornndayız. Bir UNDEN UNE Menderes'in dramı, 1954 seçimlerini 30 kfisur muhalife karsı 400 kflsnr milletvekilinden knrnln bir ekiple kszandıgı gün başlamıstı. Çunkü D.P.'nin Menderesle birlikte kazandıgı büyük zafer, kisi olarak milletvekilinin değerini ve etkisini azaltıyordu . Milletvekili mnhalefet mi ediyor? Atarsın. lspat hakkı mı istiyor? Dalkavuklann tamtam sesleriyle ve aliyı vâlâ ile kovarsın .. Nihayet partiden otuz kişi, kırk kisi, elli kişi azalsa ne olur? Geride tethiş ynzfinden tirtir titreyen ve ekmek paralannı ksybetmekten korkan 400 tanesiyle Menderes iktidan gene de muhafaza edebilirdi. Bn mantık yainız rakkamın sofuk msntıgı idi. Oyss ki bn mantık ile milletvekilinin değeri sıfıra doğm yaklastıgı, milletvekillifinin kisiliğini ve anlamını kaybetmiş renksiı bir robot haline getirdiği için, milletvekillerinden knrnln olan parlfimentonnn da itiban ister istemez «edeleniyordn. * * * Menderes, bn psikolojik faktörü hesaplayamadt ve bildifiniz olaylarla bildiğiniz akıbet meydana geldi. Tam yirmi bes gün evvel bn sütunds yazdıgım bir yazıda Sayın Demirelin sinirlerinin boznldnfnnn, sabnnın tükendifcini söylemis ve Cnmhnriyet Halk Partisi'nin önergesi konuşnlurken, «Kimdir o 20 dakikalık söz kısıtlanmasına itiraz edenler? Getirin şnnların isimlerini de ben onların canıns oknyayım. Diye o isimleri istedi mi? tstemedi mi? lşte o an AP içinde kendisi için de felâketin başlangıcı oldn» demistim. Menderes aynı çıkısı yaptıgı zaman 30 kisiyi kovabiliyor ve arkasında 400 kişi onun ber sözüne «Amenna» diyebiliyordn. Bnna ragmen olaylar onn yere sermekten geri kalmadı. Ovsa Demirel 400 kişilik deÇil yalnız 28 kisillk çflrük bir ekseriyetle bu çıkısı yapma&a kalktı, tabii tökezleyerek tıpkı 1965'de Inönü'ye karsı kullandığı oynnla kendi nrtını yere getirdi. * * * Viçtor Hnero'nnn okul sıralannda iken okudugum (Enligement) ismindeki bir yazısım hatırlanm. Bir insan gaiiba knmlann gevşekliği ile meşhur Brotanya kumsallannda knma batar, kıpırdadıkça daha asagı dogru iner, can havli ile didinir, fakat her didinme, onn biraz daha batınr, ölfime sürflkler, knmlar basının ve hayatınm nstunü örterler. tktidarda herşeye rağmen kalmak için debelenen insanIan, Hujro'nun, bu çöküşü ve arkasından gelen ölümfl hasmetli bir fislupla anlatan hikâyesini hatırlanm. Politik fataliteyi yenmenin tek çaresi knma römülmeden Istifa etmesini bilmektir. Bir deviet adamı ya hesap vermekten korktnğu, yahntta cahilâne ve ilkel bir hırs yüzünden aklını knllanamadıfı zaman istifadan kaçınır. Aslında her iki halin de akibeti felSkettir. Kendisine karsı çıkan oylara rafmen «Ben memlekete hizmet edeceğim» diye tnakama sanlmak, meşru olmayan bn sının zorlamaktır. Meclis'te azınlıga düştüğü halde Basbakanlıkta ısrar etmek hem kendisine, hem memlekete fenalık olur. Biz Demirel'in yakm gibi görünen arkadaşlannın öğütlerine rafmen hemen çekilmesini önerecefiz. Çünkü kendi çıkarlan hesabına Demirel'i ateşe sürenler, isler kötö gittiği zaman onun yamndan kaçacaklar, fakat biz bugünkii objekiif mesafeyi gene muhafaza edecegiz .. Buna rafmen Demirel bn beseri dramı sezemiyerek gene çekilmeyecek olursa, bize kızacak fakat günün birinde olaylar bundan evvel oldufu «ibi maalesef bire hak verecek, fakat işisten geçmi? olaeaktır. Donuşu olmayan yol kili anlaşmalar konusundaki 3 Temmuz 1969 tarihli Temel Andlaşma, Parlâmentoda, kapab kapılar ardında jjörüşüldü; üyeler aydınlandı mı bilinmez ama, halk yine karanIıkta kaldı. Bu olupbittinin tepkileri Başbaka nı da tedirgin etmiş olacak ki o bile özel bir basın toplantısıyla bazı açıklamalarda bulunmayı gerekli gördü. Açıklamalann, karanhğı daha da koyulaştırdığma şüphe yok. Tek sevinilecek yqp şu: YAZAN: sosyalistlerin kaç yıldır istedikleri düzeltmelerden bir ikisini becerebilmiş olmak, ar tık Başbakan için de öviinme konusu olmuş. gulama andlaşmalannın yayımlan kullanılan» kamu mailan üzerinAma yine de, Türk hal madan yürurlüge konmasına göı deki bayrak dUzeninl öngörür bir hüküm yok. Yönetmelıği kmın giivenh'ğiyle il yumulabilsin. hangı yasaya ya da nangi tüziv gih' çeşitli andlaşmalağün nangi hükmüne dayanarak ra temel olacak bir çıkanp Türlc devlettnin miilkımetni kamuoyundan yetindekl tesisler uzerinde yabancı dostlannızla ortaklasa tökaçırma çabası bütün ASALARl DEGIŞTtRMtYOR rencilik oynayacaksınız? Boyle açıklığıyla ortada. MU? : Temel andlasmayı «uy f Ikili anlaşmalar ve PARLAMENTO Prof. Mümtaz SOYSAL Değişliriyor mu? bir yönetmelik, tster lstemez, Türk yasalannda bulunmayan bir hüklm getirecegı için, onu öngören andlaşma da 65. madderun bırincı fıkrası kapsamına gırer nitelıkte sayılabilir. nun»un «yapııış»ındakl usul ve ieckı yönimden Anayasa Mtthkemesınde ıptâi dâvası niçin açılmasın? Ayrıca, bsska bir yol daha denenebilir: Yasayla uygun bulma yönündeki onergeyı readeden meclis karanna karsı da Anayasa Mahkemesine gitmek mütnktin. Meclis, Anayasaya göre kendisine ait oldugu Ueri sürülen bir yetkıyi kullanmaktan çoğunluk karanyla Ka^ınabilecegıni bellrtici bir karar almış, daha dogrusu dolaylı yoldan bir içtüzuk yonunu yaratmış demektir. Bu içtüzük yonımuDun geçer li olabilmesi, andlasmay: uygun bulma konusundald yetkinin gerçekten yasama arganına ait sayüıp sayümajacagma baglıdır. Anayasa Mahkemesi, 27 Şubat 1968 tarihli karanyla ve buna benzer başka kararlarla, ken dısini «içtüzük btikmü niteliğindeki meclis kararlannı tptale yetkili» saymısu. Demek ki, yasayla uygun bulma Istegini reddeden meclis karanna karsı da Anayasa Mahkemesine basvurulabiUr. Üygulama andlaşması mı? İKTİDAB şöyle dlyor: «Temel andlaşma, parlâmentoca daha önce nygnn bnlnnmns olan Kuzey Atlântik Andlasmasnun 3. tnaddesine dayanılarak yapılmış bir üygulama andlasmasıdir; Anayasa'nm 65. maddesindeki 3. fıkra çerefince, parlâmentodan reçirihnesi zornnlu değildir.j» Ostelik, bir de. Anayasa Mahkemesınin 24 Aralık 1965 gün lü karanvia Anayasaya uygun buldugu 31 Mayıs 1963 tarihli ve 244 sayılı yasadaki 2. raaddenin 3 fıkrası var:«Milletlerarası bir andlasmaya dayanılarak Bakanlar Kurnlnnca yapılan uyjrolama andlasmalarından Türk kanunlarına degişiklik çetirmeyenleri onaylamak veya bunlara katılmak için; bunlann konnsu iktisadî, ticarf veya teknik münasebetlerin dışında kalsa veya «üresi bir yılı assa veva deviet maiiyesi bakimından bir yfiklenmeyi gerektirse veya kişi hallerine veyahnt Türk vatandaşlarır.'n yabancı memleketlerdeki mülkivet haklanna doknnsa. onaylama veya katılmayı uyrnn bulmak fizere kanun yapılması zornnlulnğn yoktur» Oysa, andlaşmanm şimdiye kadar açıklanan ilkeleri gözden geçirilince, bir «üygulama andlasmasısndan daha çok. üygulama andlaşmalanna temel sayılacak bir ana andlaşmanın söz konusu oldugu açıkça anlaşılıyor. Adı üstünde, bir «temel andlaşman bu: Kuzey Atlântik Andlaşmasını «tıygulamak için» degil, o And laşma «gereğince» yapılmış. Böyle bir temel andlaşmanm hükümleri açık seçik belli olmalı ki, ona uyularak yapılacak asıl uy I «Tenzüâth saüşlar, 5590 sayıü Kanunun verdlği yetlüye ıstinaden Odarruzın aldığı riayeti mecburl bir meslekl kararla düzenlenmiştir. Buna göre tenzilâtlı satışlar Odamızdan önceden tnüsaade alınmaK suretiyle Odamız murakabesi altında ve bu kış sonu devresı içinde 1 Mart • 15 Nisan 1970 tarüıleri arasında Uü hafta süre ile yapılabılir. Son günlerde şehrinıizlr) muhtelil semtlerlnde çok sayıda Hrmanın henüz Şubat ayında olmamız sebebiyle haklan tnılunmadığı ve Odamızdan müsaade almadıklan halde. tıalln aldatıa şekilde tenzilâtlı satış vaptıklarını ilân ettiklert görülmektedir. Bu yolda hareket edenlerin haklannda gerekli kanunl müeyylda uygulanmakla beraber bu şekilde vapılmakta olan saOşların Odamızan kontrolü altında olmadığını ve halkıırazın uyanık bulunrrıası gerektiğirü önemle duyururuz..ıı İstanbul Ticaret Odasından Sayın Halkımıza Duyuru gulama andlaşması» sayanlar, 65. maddenin 3. fıkrasındaki kaçamaktan yararlansalar bile, aynı maddenin 4. fıkra hükmtinü hatırlamak gerek: «Türk kanonlanna değişiklik Retiren her türlü andlaşmanm yapılmasında birinci fıkra hfikmü nygulanırj Demek ki, Türk yasalanna degişikltk getiren ber andlaşmanın onaylanması, parlAmentoca bir uyfun bulma vasasımn cıkanlrrıa.«ıırıa bağll. Temel andlaşmanın bütünü, Türk \asalanna çok özlü bir noktadan degişiklik getirmelrted:r. Açıklanan ilkelere göre, Türkiye Cumhuriyeti, «Ortak tesislerdeki tasınmaz mallann mülkiyetini elinde bulundurmaktadır ve hat tâ kira bile söz konusn deçitdir..» Ama «Müşterek savunma tesisleri müşterek kullanma esasına müstenittir..» Şimdl sormak gerekir: Türk yasalan içinde. Türk devletine ait bir tasınmaz malın başka bir devletle ortaklaşa kullamlabilmesine izın veren bir hüküm var mıdır? Türk hukuk sistemıne göre, «Âmme emlâki». «Devletin tasarruf ve idaresinde bulunan emiâk ve arazidir..» Andlaşma herşeyden önee, bu noktada Türk yasalanna degişiklik getirdiği için bir yasayla uygun bulunmalıdır Y (Basın: 11289/1492) ÜYGÜSAL jöne önem veren leri ilgilendirecek bir nokta daha: Andlaşmanın tlkelerınden birine göre, «Müşterek saıumna tesislerinde millî bayrablann çekilmesine miitedair Türkiye Comhnriyeti mevzuatına nvgnn özel bir yönetmelik olacaktır..» Yine Tiirk hukuk sistemı geregince, yönetmelikler, «Yasalann ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamaU üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla» çıkan lır. Yürürlükteki 1936 tarihli Türk Bayragı Vasasında ve Türk Bayrağı Tüzüğünde, «Türk devletine ait olan, ama ortaklasa D Bu ömeklen daha da çoğalt mak ve temel andlaşmada Turk yasalanna degişiklik getiıecek nirlü yönler bulmak mUmkün. LLPBİTT1 SAİU,ABİLm Mİ?: Bütun buniar, andlaşmanın tam metru görülmeüen, açıklanmış ıllteiere gore gıkarüabılen socuçlar. Metın Kesmi Gazetede yayınlansaydı, o zaman «Lsulüne göre vürttrlüşe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmiindedir. Bun lar hakkında U9. ve İ5İ. madieler gereğince Anayasa Mahkemesinc başvurulamaz» diyen Anayasa hukmüne rağmen, onaylama ışlemı konusunda, bıçıaı ve yetka yonunden Daaıstaya baş vurmak mumJcündü: Bu dâvada, andiaşmanın Kendisı üegil, uygun bulunması için parlâmentodan geçırılmesı gereken bir andlasmayı doğrudan dogruya yuriırluğe koyan yürütme organının ışlemı ıptal konusu oıurdu. Andlaşmanın n.etru ysjirjlanmadıgına göre, bir kjsır döngüyle karşı kajşıyayız. Sorun, kısaca şu: Ortada, uygun bulunup bulunmadıgının anlaşüması ıçın parlâmentodan geçırılmesmın ge rekügı ılerı sürülen bir antlaşma var; ıktidar, daüa dogrusu parlâmento çoğunluğu, bu uygun bulma ışinı yasa Konusu ya pıp antlaşmayı aydınlıga çıkarmak ıstemiyor. Anayasanın 149. maddesi geregjnce ancak, yasalara ve içtüzüklere karşı Anayasa Mahkemesıne gıdüebildiğıne göre, bütün halkı ilgilendiren bir konu bu hukuk raiman yuzünden karanlıkta mı kalacak? Bazı yazarlar, bu noktada hukuk yollanmn durdugunu ve artık siyasal sorumlulıık mekamzmasıyla yetinmek gerektigini ilerı surerler. 0 Karanlıkla gözkırpma mı? K «TÛRKIYE'DE GERİ KALMISLIĞIN TARİHİ» onunun yargı knruluslarına ileri Osmsnlı toplumundan haceketie nas>ı ve oeden getirilişi, gizli sayüan andlaşma metninl de, gerekli yorugeri kaldığımızı araştırmakta: geri ğ mun yapılabilmesi için, yargıçaltedernjeyen son jkiyüz yıllık iktidarfann hangi lara bildirme zorunluluğunu doortsk vanlışı paylastığını; sosyai ve ekonomik gurur. Türkiye'yi gizlikapakJı düzenin temefindeki bozukiuğu: bu bozukluğun teröplerle satmadıklannı iddia gunümüzdekı sonuçlannı inceiemektedır. edenler, ülkenin en çorumlu ve yetkili yargıçlan önünde bu kadarcık bir açıklığa katlanmak zorundadırlar. Bu noktada, yargıçlara, yargı yollannı isletebiGenel dağıhm: CEM YAY1NEVİ lecek durumda olanlara ve özellikle muhalefet partileTine büyük görev düşuyor. Sorun, bu Anayasanın ve onunla benimsentniş olan hukuk mekanizmasının, kurulu düzeni ve onun dış Ciimhuriyet 1508 dolaplannı Ortbas etmefe yara•••»•••• • • •• • • • » yıp yaramadığını ortaya çıkarma ••••••»••••••••••••••< sorunudur. Anayasa, nrtuculuğun ve satıcılığın aracı olmaktan kurtulduğu sürece onurîu bir belge olarak yaşar. SON TEŞEKKÜR ENİS NACf KEPENEKİ Rize avukatlarından merhum. : * AVUKAT ARANIYOR İ NIMBÜS YSA, asıl Durada hukuk yoV lannı biraz zorlamak gerek. Hukuk, bu iki konularda işe yaramayacak da hep kurulu düzenın korunma aracı olarak mı duracak? Anayasadaki 65. maddenin son fıkrasıyia «kanun hükmünde> savüan ve alej'hlerine yargı yollan kapanan andlaşmalar, «Usulüne göre yurürlUge konulmuş» andlaşmalardır. Şimdi, varığı ve yürürlüfe girdiği kabul olunan, ama kendisi ortada görünmeyen bır andaşma var. Iptal konusu olarak bu andlasmavı alın. vü O varisleri tarafından müesse | 4 semize hibe edilen çok kıy ! I ; metli bir cihaz için hasta • nemiz adına alenen tesek Ş kürlerimi arzederim. Dr. Orhan Tan PTT Hastanesi Basbeldmi i: i: BüyOk bir Şirketın üukuiu Konulardaki ışlerini takip ve yürütmekJe görevli olmak ve devamü şekilde çalıs.mak uzere Ticaret ve ıs Hukuku sabalannda en az 5 yı) tecrübesi bulunan azamî 40 yaşında ve İngUizce lisanıru çok iyı büen bir Avukat aranmaktadır Taliplerin özgeçmışlennı ve IstedikJeri fıcreti büdiren resimli bir mektupla P K 416 Karaköy adresine Avukat rOmuzu ile en pec 23/2/1970 tarıhiue kadar mCracaatlan rica olu nur. Taîeplerde edüecektir. mahremi3'ete tamamen nay< (Basm: 11296) 1499 OOKTüR • Söreyya Atamal j | MuaTtnrhanesinJ naktettl Voni aılnc 1 ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle