18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: :CÜMHURtlET 3 Ekim 1970 Etgun BALCI Oteller şehri Mamaia ÜKREŞ'TE son günüm, beni Romanya'nm Karaâeniz kıyısındaki ünlü sayfiye yeri Mamaia'ya götürecek uçak, akşam saat 22.00 de kalkıyor. Yollarda vitrinlere baka baka yürüyorum. Mağazalarda televizyondan buz dolabına, radyo ve pikaptan saat ve fotoğraf makinesine kadar her türlü eşya rar. Radyolann OysOan 780 Lei «Jolaylannda. «tstrla» radyolan 935 Lei. Bmdolaplan 1540 Lcl. B Televisyonlar lse pahah adamakjllı, 30003400 Lei ara&md*. Yanl blr ljçinin iki sjbk Ucretine eştt Bükreşte lüka eçya yok; Fakat göze çarpan blr bolluk v&r. Caddelerde sılc sık giyim eşyası satan bir kaç katlı dev m> ğazalara, ya da büyük bakkaliye lei* rastlıyorsunuz. Dikkattmi çeken blr nokta da plftk dtlkkan lannın bolluğu ve plâklarm ucuzluğu old'j. Blr longplay plâk 28 Lei, yanl devalüasyondan son r» 23 TL. kadar. Beş kilometrelik bir şerit ustunde birbiıinden guzel elii bina şıUar içlnde pek hos blr gtirttn tusü var buranın... Mamaia yolculan 40 kisl kadans... Bagajlar tartıldıktan sonra uçaga binlyonu... tath blr mUsUc çalıyor içerde... Bükres Mamnla arası 20 dakika .. însan şöyle blr yerleşlp, sigarasmı ymkana kadar, uçak lnişe geçiyor. Mamaia, Karadenlı kıyısında 56 Km. uzunluğunda blr şerit. Şeridin bir tarafmda denlz, öbür yanında da göl var. Ve Romanya'lüar bu 5 Km. Ük çeride 50 tane otel difcmlşler. Bua lann hlç olmazaa 30'u en u bidm HUton OteU büyüklüguwte/, Her 2025 metrede bir otel görll yorsunua. Aynca diziyle lokantn, kafeterya ve bar... Her otelin, yollan, otopark yerl ve gülden lâleye kadar tUrlü çlçeklerle do lu, havuzlu babçelerl var. Sözün kısası, bir otel şehrt meydana getirmis. devlet Mamaia'da. Romanya'nın Karadeniı kıyısındaki Soneştur sayfiyesi Mamaia en ileri Batı Dlkelerindekl tatU iBerkezlerini arstmayacak icadar güzel Wr yer. Oteller gayet konforlu ve rahat. Elli »ane KŞAM yemeğinl Maghemı' da blr lokantada yedlkten sonra, otobüsle havaalamna gittim. Gecenin karanhğmda ı 8 yıl içinde A R EHBERÎMİZ anlattı. Turistik lnşaat 1956 da başlamıa, 1964 te tamamlanmış... 8 yü konu ve resim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyan da 50 otel yapjjmış. Oteller kumsalda olduğundan, mayonuz la doğru denize gidebüıyorsunuz. Plâjlarda ise turistten geçilmiyor... binlerce turist. Kuzey Avrupa, özellikle Almanya, buraya akmıs sanki. Fiyaüar ga yet ucuz. Kaldığım otelde, duşlu, lâvabolu, tek yataklı bir oda (3 öğün yemek dahil), 8 dolardı (devaluasyondan sonra 120 TL). Ama bu turistik tarife .. Boman yalüara •• 50 indirim var; On/ lar 60 lira verivorlar. Günde 8 dolara gtlneş, denia, ote) ve yemek bulan sıcaga hasret Kuzey Avrupa'l» âurur mu? Istilâ etmiş burasını. Plâjlar herkcse açık ve bedava. Romanya'Usı da turisti de gellyor, güneşlenıyor, denize giriyor, yann tadını çıkanyor. Birde, Pazar gunlert boğazda paçalannı sıvayıp, bacaklanıu denize uzatarak yazm tadını çıkarmaya çabalayanlan duşünüyorum. Tarabya plâjından başka, halkın denize girebileceği tek yer Lido idl. Onu da öwl kulüp yaptılar. ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I FAKIR BAYKURT 16 •Bakracı kaphğa koy kaplığa!» dedi Ulugas. •Irbığı da getir, iğdenin dibine dokelim. Sulannn. Öteki bakracınan bunu alın da, bir daha kapıp geliverin. Çabık gelin, lize zoasal sokeyim.» Koçturdu kızları. «(Dürü gitti, Dürü gittl, Dürü de gittl!)» dedi kendine. (Hazreti Hacer gününden beri bejer onar, yüzer biner, yanar kular. Bu kara yazdar bize kuduretten yazılmıs, sileriz silerü çıkmaz. SUıek de, kazısak da çıkmaı. Dürit gitti, Dürücez de gitgeldi. Ko^arak fehnljler. Dökmüjler bakraçtaki sulann yansını. «Acalanıı ncyidl. uçarak geldinlz? Uçarak, oearak Ridiyoreonuı ağlayacağuız KÜnlerta üstüne!» •Hayııır Uluguş nine, bize böyle derae!» «Gdkçimenli değil misinte, olacağinız bn'.« •Hayır Ulaguj nine, bine deme!..> «Hayır deyin, avunun sız! Elin adaraı tuttu A* saydı mı paralan. çatır çatır ayınr slıin de bacaklarınızı !• •Abuuuuooov!' dedi, karktu kular. Uluguş, ooağın iki başma iki minder attı. Oturun ustlerine!» dedi, Kendi de kuru yere oturdu. Demek bubası \erimker obnuş da, anasının gotılü yoğumuj! Onun da olur yakında. Olmasa da kim dakar onun gönliinü? Ana o! Kadm o! Kim dakar kadım, köleyi? Kadm ev kölesi! Kadın doğurur, ölümü yener. Kadm koskoca ölümü yener de bir kaderini yenemez. Bütün koyün kartlan blr olup, kızlan bir olop blr Kabak IHnsduyn yeneme»! Yener emme yenemez. Güleş Iküse, yener. Güleş bllmez. Güle^nek istemez. Pes der. Kendi gbnlüyle yatar alta. Kınn birini bir sandıga korup kitlemis!er. Atmışlar ırmsjta. Bebeyml; daha. Irm»k sandıgı alıp gölürmiiî denize. Çalkanmı; sandık denizlerde. Orasıymış. burasıymı;, vartp bir kıyıya alafmı;. Denizt blrmeye gelenler RÖrüp kojmajlar. Tamam dcmişler. Hazine bu. Paranm muıa goduk! Varıü olduk! İlişlp kakısmt?lar b»şında. Kırmızı sakallı bir herif vanmış içlermde. Blzim Macir Osman gibl bir herif, blldlniz ml? O demtş ki. «Durun! Durun da aealım. Belkl de para degfldir!» Bu olmaz olası paralar her yerde böyle yfcrenl voldajı birlblrine düşürürmüş. Eee, boşuna nı demi;ter: Anayı kudan ayıran para! Ocaeı batftn para! ttistp kakıjmayi bırakıp açmışlar sndıği. Açmışlar ki ne fönünler? Ne Rörsünler? Bilin hakalım.» dim!> Bebeyi göronce kız deye kararmıs avradu «Kararma!» demiş balıkçı. «Sen altı dene bnlnn geldin, ben sesimi eıkannadim, ben blr denecik ge« tirdlm, acn de cıkarma sestnl!.^ Çıkarmak ıtese da çıkaranıaz, sesini çıkarmami} kadm. Katmıj buna da ötckilerln içine..» •Eee, böyüt eabuk! Böyflt çabuk Ulugu; nine!» •Aealanız ne? Ne yapacaksınız böyüyüp de? Btr Kabak Musdu daha çıkar. Savar parayı, sayar parayı. Alır gider onu da on dördüne basmadan. Ellemeytn birex oyn»sm çocuk, akTanlannın ara«mda!..> HAVANANIN HALLABI «fhyırtı olsun Ravana!..» •Hayırlı uğurlu olnın Havana!.» •Dürümüz ma$$allah, serpillverdl!» «Kaderi vanmı}! Varsıl eve gidiyor!» «Sürnnmez ömrü boyunca!..» «Eeee, kader bu! Dürümüzii duttu götüriiyo» bakalım, nere konduracak, nere döndürecek? GuU dürecek ml, aglatacak mı? Bellolmaz! Emme Kabak Musdunun kaç günlük ömrü kalmı* şurda? Hbkiimet nikâhı yaptınn da yisin mallaruu dürrünün» ' )Kızlar Boş kalmıyor TELDE arkada? olduğum bir Romanya'h oğrenci anlatö. Bu yıl sel felâketinden ötürü turist sayısında azalma ol muş. Yoksa geçmlş yıllarda Ma maia'da plâjlarda rahatça uzana cak yer bile bulunamazmıs. Turistler genellikle 4050 kişilik gruplar halinde uçaklarla geliyor ve bir hafta, 10 gün kaldıktan sonra gldiyorlar. Çeşitli U1kelerdeki uçak ve seyahat şirketleri ile anlaşmalar yapılmıs. Böylece bütün mevsim boyuncs Mamaia bir gtln bile boş kalmı yor. Dan (Otelde arkadaş oldugum öğrenci), «Biı Türklye* ye bnradan turist grnplan r/8n derlyonn. Ama Ataköydrti otel lerin birçotn boşmns. Ntden acaba?» diye soruyor. Ben, «Biı 5yle vasat bütçell orta mmt tnriste tenezzfil etmeyiz, ancak, çok •engia oianlan abnz*, bir de orijinâlite olsun diye hippile ri kabul ederis» diyorum. Yüzü me batayor, anlayamadıgı için pek Ustelemiyor. O Turisle rahatlık M AMAtA'da gözüme çarpan bir nokta da, turiste sağlanan güvenlik ve rahatlık oldu. Gece saat 23 te, 24 te fıtil gibi sarhoş, yalpalaya, yalpalaya otellerine glden turist kızlara çok rastladun sokaklarda. Kimse başını çevirip bakmıyordu bile. Kadm, çoğu Avrupa ül keleri gibi, Romanya'hlar için de bir problem değiL De¥İsl işletmeciliği «Paralı herife düttfl, «ıkoisan!» «Paran da batsm, malı da! Yeter kl yüzü gültün yavnnuBB'.* •Hayırlı olsun Ravana! Haynlı nğariu olsun!» «E«e, dügün ne xaman, kısmetse?» Srrtmm çuvalıyla bağdan geliyordu. Çuvaiı yaprık doluydu. Asua yapraklannı, clma arnuıt, zer« dall yapraklannı doldunıp peliyordu. Telef olma«ın. Nal maşat yesln. Yüzünden düjen bin parça olnyordu. İrinin bir yerleıi cayır cayir yanıyodu. Dumanı bajmdan çıkıyordu. Herkes böyle, «Hayırlı olsun Havana!» diyordu gelirken giderken. tj olmasa «rıkmayaeaktı dışarı. Eve de geliyorlardı. Elinden gelse blr kuyu^ejerek, srirecckti, içine. Hlc (ikmayacaktı dibuıten. «AjhP fifek kapcıklı dürtüye ml kaldı benlm kızrm? Emsalı mı onun? Ne sevkslz, edapsız avratlar bunlar? Burasmı heç dülünmüyorlaı! MalU. Paımh. Köpek yisin malını, parasun» Sokaklardnn kurhılup eve geleneee, yüs kanafa lâf anlatmak zorunda kalıyerdn. Çofnnn duymuyorda. Daymayacaktı ama, «Sişinlyor baksanıza! Para deüsl kancık! Kızunı varsıla veriyMn deye uçuyor orasbı! Glt anam giiit! Bla «Kıız!.. Kız görmü}ler «ndıgin içlnde!» seni böyle bilmezdlk! Malı parayı görünce sen «Kitll sandığm içinde kn var Ublîl Ne bfldide değiştin! Değismeyen ml var? Anayı kızdan ayınlz?» ran para!» diyorlardı. Deyip günahına giriyorlardı. •Dedin ya, kra sandığm Içtne koyup Utlemij•Benlm Içerim ramyor! Cok ranım sıkılıyor bu ler!. Ije benim avratlar! Ben o Şijgöbek canavan, ben •Çomak çıksm akluna! Oyle ya, kltlenıijler deo Topak Soynlcam sörünce nefretimden sapsan dlm. Unutuverdim. Sonra demişler, biz bu kızı ne oluyorum! Tosba sımalı herif! Elim ayafım tityapalım? Çok da giizeü Ay parcan! Çok nyazımıj ortahk. Gün doğunca daha ia. heyazlanmış kız. Emriyor. Titrlyonun. Zenzele gibl hlr avrat oluvorum. me heçbirl almaya tamahlanmamı;. Ne ypsınlar Ne yapar. nasil bai eder peeelerl bcnhn Dürüm şinci bunn? İçlerinden en yoksal blrine verip, yolonunla? Yılan elinde kalmı? serçe ka;u gibl cırlamışlar e^ine. Altı dene kcn varmıj herifin. •Bir pmmaz mı yavmcazım? Bulgur serdik de kan«tınde bunu götür, yedi olsun arkadaş !• demijler. Heçyorduk damın başında. A}$a köylerden geliyormuf birisl malstnmamı; da en ycksullan alıp gitmlj bubu devrilesi. Çoccam da elfne blr ayva almı» ı«ıJ luntu kızı evine. «Canlı balıfc dutnp peldim avraat!» nyordu. Çeeuk o daha, ne bllsin? Beşi bıldır bithdL • deye bafprmış karşıdan. «Dişi balık dutnp gel(Arkısi varı nnnııııııınıııııınııiHiımııııııııııııııııııııııııııııııııı mak hiç de kolay olmuyordu.Ama bir »abırlısını yakalamaym görsündü... Saatlerce blrakmama casına anlatıyordu da anlaüyordu... Hey gibi geçmis yıÜar heyNe kalmıjtı ju pia dünyaya • eski ve ?anlı yülardan?.. Ijini de ihmal ediyor sayümam dı. Dürusttü, sadıktı. muntazarodı... Fakat ihtiyarlamıstı arttk... Yıprannuju™ G«vezelik etmeden de duramıyordu. Harry L«wis'in görev dağıümı sırasında düştüğü tek hata ju Regan'dı i»te. Ük bakıjta belli ol muyordu belki... Oysa tasavvur edilemeyecek kadar sorumlu bir içti bu. Gözlerini, arkasında oturduğu genij vitrinden bir an olsun ayırmamah, herhangi bir yabancuun da içeri sızmasına her ne pahastna olursa olsun meydan vermemeliydi. Kapıdan girme çabası gösteren bir adamı pek gözü tutmadığı za man onu derhal durdurup hüviyet sorması, ibraz edilen kâğıt lan da gözlerini dört acarak incelemesi gerekiyordu. Kesin e» mir almı^t Bu rağmen yin« de kanaat getirememişse söz ko nusu adamı sokmayacaktı. Regan, kendisine karşı duyulan güven duygusundan ve yüklendiği büyük sorumluluktan son derece memnundu». Gururlanıyordu da.» Maisky, bu durumu keşfebnek te geciknıemijti. Bir iki gevezelik sonucu her çey kendiliğinden meydana okmıştı zaten... Önemli bir karar mı verilecekti, Regan kimseye danışmaksızm bu karan kendiliSinden vermeğe ba yılıyordu... Müdahaleye tahammülü yoktu. Ne olmuştu yani. Yıllardan beri sunun surasında aynı ijl gSrüyordu.. lyiyi kötüden, zararsızı lararlıdan ayırmak omm İçin çocuk oyuncaImdan farksızdı. Biri çıkıp da akıl hocalığı yapma hevesin« kapıldı mı kSpürüyordu. Âmir de olaa memur da olaa nefret •diyordu bu çejit davranışlardan. Maisky bu zayıf noktayı daha Uk gününden sezmlemişti. Aradığı da buydu zaten. Her şeyi ihtiyar ve şişman bir kapıcınm bu zaafına pekalu istinat ettirebOlrdi. D TlFFANY JONES EVLET tlcaret yapamaz, diyenler gelip şu Mamai'ya yı görseler, herhalde değisö rirler fikirlerini. özel tcşebbüs yok, rekabet yok, daha çok kâr etmek İçin işletmeyi duha ca«ip, daha orijinâl duruma getir me kaygısı yok. Pakat 8 yılda, geniş yollan, otoparklan, çiçekll ve havuzlu bahçeleri ile bir otel şehri yaratmış devlet Mamaia'da. Ve bu oteller gerek mimari, gerekse temizllk ve ser vis bakmundan ttalya, ya da tsviçre'de kaldığını turistik oteUerden hiç farklı değlUerdi. Sadece, yemeklerin iyi olmadıgı nı söylemek gerekir. Bu fiyata daha iyi yemek bulmak'ta güç birşey zaten. 38 Muhafızlardan birinin adı Hank Jefferaon'du. Uzun boylu, iri yarı bir adamdı. Nasıl da bünnış, nasü da usanmıştı bu i$tec Her gece yaptığı gibi altındaki fi kas katı tabureye oturarak sabahın erken saatlerine kadar yukardan gelen tomar tomar paralan bir iki hafta daha seyrederse çuiıracağından emindi. Sinir bozucu bir jeydi bu. Muhafızlık lyiydi hoştu ama, yerin dibindeki şu zırhlı odada müyonlan seyıederekten pineklemektense gîLcnonun etraiında ve açık havacla dolaşarak da yapabüirdi bu U'ı pekâlâ. Diğeri, daha yajlıca, tıknaz ve saçları enikonu dökülmüş bir adamdı: Bie Lawdry. Arkadaşının tersine durumdan ve hayatından son derece memmmdu. Rahat bir görev bulduğu içm sık sık kendini tebrik etmekten de geri kalmıyordu. Öyle ya. Oturduğu yerde sadece milyonlarca dolârın yaptığı geçit resmuıi değü, birbirinden güzel bir surü kızın da çeşitli hareketlerini zevk le izliyordu. Kısacık, eteklerin meydanda bıraktığı «ahİDe bacaklar, dolgun koUar, gergin göğüsler. Daha ne isteyebüiröî Allahından. Bütün bunlann üstüne bir de maa? veriyorlantı kendisine. Sonra, kızlann giriati v« çıkıntılarını seyrederekten çeşitli hayâller kurmasına kanşan da yoktu, engelleyen de. O anda yine aynı ş<»yi yapıyor, b t kibrit çöpü ile de dişlerini kanştınyordu. Yurda dönüş tHAYET Istanbul uçağmdayun... yurda dönüyorum, Ca raveUe jet uçağı 50 dakikada getiriverdl bizl Yeşilköy'e. Gece saat 22 00 de alana indik.. Havaalanı binasının üzerinde ışıklı tabelâda «Weltcome to Torkey» diye yanyor... Blr sıcaklık yayılıyor içime... GÜmrük binasına doğru yürüyoruz Yanımda bir Pransıa çlft varGenç kadın eTkeğe, «Çok sevhn siz bir havaalanı» diyor... lçimdeki sıcaklık burukluğa dönuşüyor. Otobüste gelirken bu sözü düşünüyorum .. «Çok sevimsiz blr havaalanı», «VVelcome to Turkey» Havaalanı aslmda sevimsizlikler zincirinin en ufak bir halka SL Geleneksel enerjimizl sıhhat ü yollara bir kanaliz8 edebilsek, toplum halinde uyanıp ger çek sorunlarınuzı görebilsek, tüm sevimsizlikler kökünden ka zılacak. Romanya'da tanıdı&ım tdmi Bydınlar sıkılıyordu. T\irk aydınınm lse önünde o kadar çok lş var kl, herhalde uzun süre sıkılacak vakit bulamaz. SON M • James Hadley CHASE Türkçesl Şehbal AYGEN ESKİŞEHÎR İÇİN ECZACI ARANIYOR Tel: 47 SS Eskljehir Duyurma: 304/9809 Zırhlı odanın dışında uzun bir koridor vardı. Işçilerin ginp çıktığı arkadaki büyük kapıyi bağ lantılıydı bu koridor. Ifkiler, mutiak malzemesi, gıda mad Gazinodaki diğer görevlüer eskisine kıyasla simdi ona daha deleri, temiz çamaşırlar, örtüler çok takıhyorlar, çenesi düşiik, ve benzeri şeyler kamyc<nlarla hep bu kapının önüne getriliyor, kafa ütüleyen şişko ihtiyann biri olduğunu çekinmeksizin s5yoradan içeri naklediliyordu. Bu lüyorlardı. giriş cıkışları dikkat ve itita ile kontrol eden bir de kapıa göBaşına ne geliyorsa dilinden rei'liydl orada: Sid Regan. geliyordu zaten... Ama ne yapsındı?... Bitmez tükenmez antlaRegau tam altmış bir yaf mdaydı. Dört yıl daha çahşacak son 1 n vardı.» Bıınlan bütün aynntu lan ile ve teker teker anlatmadan ra emekliye ayrüacakü. Gazinoedemiyordu. Onun gençlik yılnun otuz sekiz yıllık adsnuydı larındaki dünya, bambaşka v« Enikonu şişmandı, bir o kadar da çok güzel bir dflnya idl. Bun» tıknaz... Güler yuzlüydü.. Suraragmen lâf dinletecek birini bul tı da çil içinde.. Saçlan kırçü. gözleri de fddır fıldır™ Yaşmm hergün biraz daha Ber lemesine, bir süre sonra da artık gazinodaki görevine devam edemeyecek hale gelme cerunlu ğuna ve emeklilik fikrine fena bozuluyordu. Boş otunıp da ne yapacaktı o taman?. Sıkmtıdan patlardı muhakkak™ Ya da hastalann yataklara dü$er tAıfcan m )
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle