Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SATFA İKİ ÎCUMHUBÎYET: 29 Ekim 1970 UMHURlYETLEKE sıfat takmak, nî' telik tanımak ve onlan numaralamak eski bir gelenektir. özellikle Fransada bnnlann üçünü de yaparlar. Numaralamad» beş» kadar çıktılar. Sıfat takma ve nlteUk tarumada da, cumhuriyetlerinl «karikatür» sıfatına kadar lâyık gördüler: Dördüncü Cnmhnrlyetlerine «karikatür cumhuriyet» demege kadar 1leri gittiler. Blzim Korncn Meclis, Türkiye Cumhuriyetlne nnmara takmaya karsı kovdu. Oradakt C.HJ. çogunluğn, «tüm yürüttnenin seçim lle I? basına gelmesi» Okesinden Stesinl düşünmemek anlamında olmak ücere «bir tek ve ebedî eumhuriyet vardır» dedl «o da Mnstafa Kemalin knmp şimdi bizimle (CHP ile) sürecek olan cumhuriyettir» demiye getlrdt. Fakat Mnstafa Kemal Cnmhnriyetindekl sfirekli degisim \e devrim süreclnl anımsatmıya gereksinme duymadı. Mnstafa Kemal'l, Szündeki sosyal icerik ile, taribin ve üretim illgkilerinin, 20. yüzyılm ikinci yansmda getirdigi yenl koşnllara göre yapılacak defisim ve güdüleeek devrim süreci slarak geliştlrmeyi öngörmedi. Yİ1İK CUMHURİYET Prof. Bahri SAVCI •eçimlerden çıkan bir parlâmentonun denetiml »ltındadır, deniyor. Hattâ bn seçimlerin bile, hiçbir devlet organına nnıraıı yetM, toramsuı yBnetim ayncalıgı getiremiyeeeği, yasalarda yazıyor. O kadar ki, yürütme bir yetkl, bir «iktidar» bile değlldir de, ancak bir «g6rev»dir. Devlet Baskanı da ancak bir yedi yıl ieindir. Ama bütün bnnlar neye yarar? Bilimsel bir analizin merceginden bakınca, ortada hele bütün dünya için çok degerli olan ton yirml bes yılda tüm cnmhnriyetlerin halklasma akıraına nyan bir Türk CnmhnriyeÜ gSrdügümüz yok. Bir bakıma yürütme, bir alle aynealı|ı; ve devlet, bir aile saltanatı olmaktan çıkmıştır. Ama halk yıgınlannm rasyonaltae Istemleri, Szlemleri, dilekleri ile özdeşlesmis bir siyasal iktidar veren bir devlet sistemt durnmnnda bir Cnmhuriyetiraiz yoktnr. tç ve dış Mşkller, üretim biçimleri olarak Türkiye'yi «lstiklâli tam.a ulastırroış bir siya»al rejim özünde bir cnmhurivetin içinde degiliı. Bn cnmburivet. vitip gitmiştir. Ta ne vardır ortada? Ancak biçimsel bir demokrasi ve onun «irs»ten gelmiyen, ama kendisi de tüm biçimsel olan siyasal iktidan. Çünkü ortada. devrim sürecınin isletilmemesi yüzünden ancak bSyle bir siyasal rejlml verebilen ilkel bir toplnro yapısı vardır. BOyle bir toplam vapısı içinde de kitlelerin gerçek ve büyük özlem ve gereksinmeleriyle özdesIeSmiven, geleneksel siyasal iliskiler demeti yasar. Bn toplum vapısı içinde, bn siyasal Hişkfler demeti içinde, eski kalıntılann sürüp giden zümre egemenlikleri vardır. Ta da, kendileri blraı yenileşip, bn kez, bnndan da kazandıklan güç ile balka esemenüklerini yogunlaştırarak oyçnlayan yeni türedi umflar vardır. Geleneksel, ya da yeni türedi sımflanıt; yfirütmeyi ve onun da yanağı olan parlftmenter coğnnlnğn seçimlerden sandıktanmnhakkak çıkartma knrabnı kendi tekellerlnde isletmeleri vardır. BSylece balkı, siyasal iktidar sürecine katmayı Snfören, siyasal karan bn ülkfive dayatan cnmbnriyetimizi, siyasal bir saptırma ile kendine bağlıyan eiiç merkezleri vardır. Bo süç merkezleri yoln ile «siyasal oy>n kendisiyte özdeslestiren bir küçiık zümrenin «siyasaya sahipligi tekel!» vardır. Bütün bnnlar böyle olnnca da, ortada cnmhuriyetimizin yltip eitmesi olayı vardır. Lâfta kaldı ebedî enmhurlyet O SVS Için «Bir tek ve da, Mnstafa Kevardır Tiirkiyede. O mal'in cnmhnriyetidir» aöıfl lâfta k»ldı: Sonradan ortaya çıkan ortanın solu «logsnın»; henflı koca parti içinde aneak bir tek agı«dan çıkan «alt yapı devrimleri», «modern flre tlm iliskileri içinde sömürünün kaldınlması» prensiplerine rağmen. Ve ne oldu? Türkler restnl olarak henfl» eHlnci yıhnı bile dolduramadan cumhuriyetl, gerçek anlamında, yitirdiler: O, dış politikadaki prensipleri ile, bugün yaşamamaktadır. tç politikadaki prensipleri ile de bir siyasal sapma içindedir. Tiim bilimsel olmasa da, cnmhuriyetin, bir tarih çizgisi olarak ekonomlde önsördügü balkçı ülküsü ise ortalıkta hiç yoktnr. Toplom yapınm degiştirmede bu eumhuriyetin dnydnğn loronlolok Ukesi, «ıkı önlemelerle karsılaşroıştır. Cnmharivetin. insandaki kafa ve duygu sistemini bir lâik modernizasyona ulastırma amacı, tarihte bir övkü olarak kalmıstır. özetle: Türkler Cumhuriyetlerini, bemen Tvkanda gösterilen tütn bu değerler yolnyle bir divalektik gelişme yöntemi Içlne «okma olanatindan voksun kalarak, onu pozitivtst açısı ile birlikte yitirdiler. Evet; şlmdilik. tüm yürütme. seçimlerden çıkmakta sflrflyor ve bn yürütme, gene leştlrme formflia İle yettnlldl. Geriri, ebedl devrim sürecinin zaman içindekı olçu çücüne bırakıldı. Fakat devrim sürecınin bn olgn EÜcune, dış ekonomik iç iliskiler alanında bazı doğrnltnlar da gösterildi. örne|in, dıs iliskiler alanında «düv«ll mnazzama>ya nvdnlnk prensîpi bırakıldı. A* yakta kalma sücünü vabancı devletlerin kornmaları içinde arama prensipi ortadan kaldınldı. Ancak, Nonjonktur'ün gereklerinden çıkmak üzere, yabancı ülkelerle, esit haklar orantıli »ommlninklar. çerekli dayanısmalar içinde ban» anlasmalan vapılabilir. Fakat bnnlar da ancak evrensel barısın bir parçası olarak. onnn dogrnltnsnnda olabilir. Ekonomik iliskiler alanında, emperyallzmin sömürü konnsn olmak tüm reddedlldi. Emperyalizmin kapitaiist slsteml, raazlnm nluslar adına siddetle kritikten geçirildi. Büyük çotnnln|n yüzvıllardan beri «ömürüle gelen köylü isçi den kurulo bir halk anlayısına geçildi. Ekonomiyi bunnn «sai»sine dayatma prensipi kabnl edildl. Çalısmayı s5mürme istıdadındaki bütün avncalıklara kar«ı olnşlnk açıklandı. Modernlesmek ve rasyonellesmek snretivle çatdasla«mıs sanayi, sanavi toplumu ve onnn sovral havat biçiml öngörüldü. tç siyasal iliskiler aianında ise, dogrudan dotrnva vnkarıda tanımlanan balkı yansıtan, ancak bn halkın iktidannı veren bir cnmhnrivet prensipi kabnl edildi. Bu cumhuriyettekl temel: iktidan halk dısı sınıflar» da kaptırmamaktır. lyi ki büyük adam değilim { Eskiâen ana ile baba, çocuğunun büyük adam olmasım isterdi. Okşayıp operken, sevip kucaklarken : Benim oğlum insallah, büyük adam olacak diye doa ederdı. Kızlardan pek umut olmadıgı için, bn tür dnalar oğUnlara yönelirdı. Kız çocuğu dedigin de nedir ki ! Evlensin, köşe«ınde otursun, kocasına ıjı hizmet etsin, lâf çıkarmasın, etlıve sütlüye karısmasın. Kız çocuÇu bu! Ama ılle de oğlanın büjük adam olması lâzımdı. Herkesin rinünde egüdiği kişilerin bayalini. ana ile baba gözlerinde sisirıp sisirip : Bizim oglan büyük adam olmalı.. diye omutlanırlardı. Büyük adam olmak da kolav deçildir. Bir yere gittigı zaman davul znma çalınacak, nutnklar «Sylenecek, Kurban kesilecek kisi olmak kolay mı ! Büvük adamın çevresinde yaScılık yolunda uzmanlaşmıs açıkgözler bulnnnr. Bunlar ivı vağlar, ve konuşurken bazı kelimeleri sık uk söylemeyi hiç nnutmazlar : Zatıâliniz.. Malftmn Sliniz.. Tüksek şahsiyetinii Bendeniz Hftkipayiniz. Büyük adam. kudretll adam demektlr, mnktedir adam demektir. Buna «Sre yürümeli. huna göre konusmalı, buna gore yemell. buna göre içmeiı Büjuk adam canının ıstedıtmı japamaz. Çevresindekiler hemen kendisini uyarırlar, yakışmıyacak bir sey yapmasını önlerler.. Bnn» yaptıklan laman gerçı söze : Beyefendi, zatıSliniz. diye baslasalar da. bn sBzün anlamı içinde : ülan hırt, dikkat etsene..' glbi nfibo» bir gerçek yatar. Zaten son zaraanlarda büyük adamlar hakkında iyi seyler Isltmez oldum. Halk bir tuhaflaştı. Bizim halk her zaman bir tuhaftır. Olmadık yerlerde övle olmadık sözler Isitiyorum kı, sa?ıp kalıyorum. Büyük adamlardan. iktidat »ahiplerinden, terbiye dısında bir flslâpla sözaçılıyor t Kimisine : Hırsız.. diyoriar. Kimisine : Balkabagı. diyoriar. Kimisine : $en dana diyoriar. Kimisine : Un çuvalı» dlyorlar. Kimisine : ÇiviU dlyorlar. Merak edip sordum : Peki, niye çivit diyorsunuzt Meger pivasada meshur bir ökttzhaa tnarka ejvit varmış; ona baglıyarak Çivit diyoriarmıs büyük adamlardan birine Siz sn terbivesizliğe bakın! Zaten dönyanın tersi döndO artık. Terbive, namos, dogrnlnk, erdem, nezaket hakgetire tsler öylesine bırbirine dolandı. Bylesine sarpa sardı ki, bnndan sonra hiçbir anababa, oglunnn büyük adam olmasım korkarım istemnecek. Eskiden bebeklerin besiklerinj : Benim oğlnm büyük adam olacak. diye pıspıslayan analann, babaların artık bevesi kaçtı. Şimdi çogu ana ve babs gayet kararlı bir itadeyle : Benim oflum, büyük adam olmıyacak» dlyor. Ya ne olacak? Namusln adam olacak. Olan • bitenlere baktıkça ben, bByle konnsan »na ve babalara hak vennekten kendimi alamıyorum. Benim de bir o|lum olsa, büyük adam olup namussuz olaca|ına, doğrudünist adam olmasım yeg görürüm. Hakçası büyüklügü bir yana bırakmalı, ve çocukları pıspıslarken : Benim oğlnm adam olacak» diye dile getirmeli özlemleri Bn bakımdan yalnıs anababalara degil; balkımıza da hak vermek gerekiyor. ötede beride konusulanlann koknsn, tstanbul *un fosseptik ve lâfım koknsnnu çoktan astı geçtl. Hırsızlık hikâyesinin binl bir para.. îolsuzlnk hikiyesinin bes yüzü bir para.. Rüsvet zaten teamül haüne teldi Sömürü ise kanunla yapılan bir sey... Bütün banlara baktıkça kendi kendjme ,;,,, , ( „ "• îyf ki bOydk adam defillm» dlye ^fbl&aOjorujA. • DüsunUn bir kere, simdi büyük adam oisam. Cnmhnrive'in 47'ncl yılı diye başlayıp ne kadar müreffeh ve mamur olduğumuzn, nurlu ufuklara nasıl kanatlandıgımısı ve ne mntln kisiler sayılacağımızı anlatıp bir adamakıllı tıras edecektim sizleri.. Ancak ben, kolera ortalıfı sarmısken Cumhurivet'e detçin ya?lama ve yıkama üzerine konnsmak zornnda değilim. Kimsenin Insnmıyacagı blrtakırn tekerlemelerl s6ylemek zorunda da deŞilim. Büyük adam olnp yalan sSylemektense. adam olnp dogruyu söylemek daha lyi degil mi? 1 Devletin arınması UMHTJRİYET daba yitlrilmeden Snce, Mnstafa Kemal tarafından «devletin Osmanlı 8;celerinden arınması» diyebileceiimi» bir isleme tntnlmnstn. Eskl reaya ve tarımeı köylülükten, onnn tımarlı sipahi ile merketsel bürokrasive, medresenin dunvava kapalı fanatik eğitim sistemine Uolc olma oydnlninndan knrtnlnnmak istenmisti. 1919 lhtilâlinin siyasal prensipleri, tıraarIı «ipahl ile merkezsel bürokrasinin eçemen. lifini, bir siyasal cnmbnriyet eelişmesi içinde Usfiyeyl denedl. Devleti Osmanlıdan annanm bn evresi basanidi da. Fanatik. müspet bilime kapalı efitim sistemi de kaldınldı. Ayrıca, sı\asa) cnmhurivetin toplum•al temellerini verecek olan bazı sosyal eylemler de basanidı. Ekonomide; 1919 thtilftlinin tfirlfl sınıflar arasındaki ortaklı£ından gelen tarihsel kosnllar lorunn ile, direkt bir halk ekonomisini verecek olan jöntemlere. evlemlere geCİlemedi. Ancak rtnıflar arası çıkarları ahenk Sonuç AKAT F oldn? bir kez daba soralım: Sonra ne Bu sornnnn karstlılh v»'» »C»k! H»lkU Szdeslesmenin bütün dünyada yognnlastıgı son 25 yıl içindc bizim cnmhnriyetimiz bir açmaz ictne düsüriildü. Adetâ Osmanlı ögelerl geri geldi: Kültür ikiliğt. emperyallzm ortaklıjh kalıntılan, enmbnrlyetimizi, gene nydnlnk platformnna, selismezlik dojmltnsnna düsürdüler. İlkel tarımsal üretim biçimi sahte şehirlesme, dısa dönük sahte sanayilesme toplnmn olmanın karanük çlzgileri cnmhnriyetimizi gerilere Itti. Böylece de, cnmhnrivetimlı, tophımsal dtnamitindeki diyalekti \akalıvarak Mustafa Kemalieri asacak iken. onnn yoketti|i degerleri yeniden yaratan politikacılar sayesinde, elimizden kayıp gitmelige düştü: Feodalite ve arkaizm kahntısı. sömürü ıs blrlikçisi, emperyalizm safı beraberlikçisi, halktan kopmnslar egemenlikçısi baskıları altında. C Cumhuriyeti yıkmak istiyenlere karşı çıkmabyız Cumhnriyetimiz 41 yaşını bltlrip kırk sekiı yasına basıyor, Atatürk 101 pâre topla Türkivede Saltanattn yıkıldıiinı üân ettiği aaman yinni yasında olanlar bugün 67 yaşını aşmak üzeredirler. O zamanın is basındakl knşaktaa bir I d taae dfçerii yadlV fârctan başka ortada kimse kalmadı. TürUyede nesil değişti. Bufiin defişen bn kvşağı hesaba katarak, nerede olduğmnnsu araştualun: Atatürk Cumhurlyetl ilân ettiü zaman 14 milyondnk. Bunnn yüzde doksanı okoma yazma bilmezdJ, bn •• M, 12.600 000 kisj, / i. Bufün 35 milyonu bulduk, yajh yany» okuma yazm* bl" . Bu da tt.5«W»0 eder. yani bugun Türkiyede eahUtm*' tan rakam olarak Cumhuriyeti kurduğumuz günden fazla Bu hal zayıf idareler elinde neden dolayı imamhatip okullan sistemi içine yuvarlandıgımızı, neden tarikatlann fışkırdıtuu, neden demokratik düzeni sömürmek istiyenlerin vatandaşı aldattıklanm, neden takke ile namazda resim çıkartıldjgım ve bir mllll birllk •ebebl olan lâikliğin neden tepildiğini anlatmaya yeter. Evet, aradan 47 yıl jeçtl. Kırk yedl yıl evvel dünya yüzünde Hibar sahibi bir mÛlet idik.. Atatürkün bir Antolyaya gidişi Mussolini'yi Romada sarsardı, Hatayı bu ltibar sayesinde aldık. Montreaoz'yfi bu itibann RÖlgesinde kazandık. Oysa bugün bütün dönya bizden yine hasta adam diye bahsediyor. Çünkü kalkuunanın, yükselmenin tek faktörü olan insan yetiştirme yolunda ne yapacağınuzı bilemedik. Evvela gerekli Insam yetiştirip sonra tesebbuse çeçecefimize, hiç değilse teşebbüsle birlikte adamı da yetiştireceğimize evvelâ tesebbuse geçtik, sonra insan aıadık, hâlâ da ayni yoldayız. Bu arada, böyle hallerde mutlaka kenriini gösteren bir olay ortaya çıktı, ekmeğinden korkan ftciz adatn, bilgiiivi tervir yoluyla, iftira yoluyla tepti.. Hatırlarsınız, Demokrat Parti iktidara geldlği zaman, Imzasız ihbarlardan bıkıp usandığını bir tebliğle yayınlamıstı. Aradan on yıl geçti, aynl işi Millî Blrlik hükumeti de yapmak zorunluğunu duydu. Demokrat iktidan, çıkarcüar, dalavereciler, iş taklpçileri, bemen muhasara ederek kendi ortalannda eritiverdiler. Belki başka insanlarla fakat ayni karakterdeki çcvre, Millî Birlik iktidarının da etrafını almak istedi. Bir lamanlar Demokrat Parti sofrasında yer bulamıyan opportücistler, büynk ba|lüıklar iddiasiyie Avru palardan koşarak genç inkılâpçılarm etrafını çevirmeve kalktılar. A.P. Şellefyanı ile, onu emziren bankacılan ile hükümet nezdinde nufuzlu kimseleri ile, eski Demokratlann, mağduriyetten kurtarılroası istenen iş çeviricileri ile yine ayni (Demirel ne kadar 'nkir ederse etein) boğucu ve öldürücü cevrenin ortasına düştü. *** Hani bugün Cumhuriyetin 47 nci yıld6nümund« Atatürkü ve onun eserini düşünecek idik? Lâf lâfı bakın nasıl sürükledi, ve bis serefli bir Cumhuriyet kuruluşundan söze baslıyarak yarım yüz yıl sonıa nasü o serefi yiyen kurtlardan bahsetmeye mecbur olduk? Evet, Atatürk, Cumhuriyeti kurdu ama, aradan yanm yüzyıla yakın bir zaman geçtiği halde, biı o kuruluşun üzerinde güvenle oturamıyoruz. Bir yerden çöker mi? diye korkuyorn» . Çünkü Atatürk prensiplerinde birieştigimisi hepimiz iddia ettiğimiz halde yalan söylüyoruz. Çunkü o prensiplerden ayrıldık, jcerçi Cumhuriyeti O kurdu, fakat O'nu tanımıyanların ve daha fenası tanımak istemiyenlerin elinde şimdi mahvedilmek istenmektedir. Onu yıkma, onu reddetme yolunda bugünün bütün Cl&ctd 3a6cc/c taassup kuvvetleri el ele vermiş görünüyorlar. niçin herkes ayni odada ? ..... . . . . . 1 S)!iıııııiiimıııııııııııınıııııııniiiıııınıııııııııııııııi''J Çok Acı Kavbımız Hasekl Hastahanesi Başhekim Muavıni degerU İnsan, vazıfeşınas ve çok dürüst arkadaşutuz 1 TEŞEKKÜR 1 S . Uzun tamandır ıztırabını s «ektığun hastalığı teşhıs eden = Sn profesor Dr. CİHAT ABA. H OĞLU'na, Sn. Rfintgen mtıte5 hassısı Cengiı Büyükutku'\a. = yaptığı amellyatla benl şifaya s kavuşturan S S K. tstanbul = Hastahaneai operatârü uyın Dr = = B = g = = 3 Diğer odalar soğuk da ondan! Bu sıkmtıdan kurtulmak için güzel bir çare var: eve bir IŞIN almak! tdeal ilâ\e ısıtıcı IŞIÎS"la diledi&iniz odayı ı«ıtabilir ve o odada da oturabiürsiniz. IŞIN borusuz ve kokusuz bir bütanpazı sobasıdır. Pratik ve portatiftir. Tam emniyetlidir. hiç beklenmedik bir zamanda kaybetmış olmanın acısı içmdeyız. Kıymetli arkadaşınuzın cenazesi 30/Etam/1970 Cuma günU saat 1100 de Haseki Hastahaneslnde yapılacak me rasimden sonra Şişli Camunde öğle namazını mütaatap Z'jıcırlıkuyu Asrî Mezarlığındaki ebedî ısUrahatgâtaına tevdl edilecektir. Acılı aile efradına, çaiışma arkadaşlanna ve dostlarına başsağlığı dıleriz. Haseki Hastahanesi Çaiışma Arkadaşlan Cumhuriyet 10764 Dr. MUAMMER AKKANAT'ı i Adnan Kürkçiio&lu'na H S S g S S = s = = = H ş S = g i | ameliyatt» bulunan Dr. Neclin 3 Ulusel'e, buyuk alikasını gor S dlıguın UT Op Dr. sayın = ORHAN MORDALGA'ya, beni = hastaneye gonderen Sn. Dr H Emın tstanbullu'ya. Sn. Dr = Cünduz Tenioğlu'na. Sn. Dr = Semra Erdoğan'a. amehyatçı = hemjıre Ayw Hanıma. lâborant = Bay Nuri Dalkjlıç'a. bütün has 5 tahane personeline gazetsniz a 5 racıhgı lle candan tesekkOr e Ü der. minnet ve sükranlarımı = arzederun. = Yeni Karamürsel Majazaları | Toptan Satıs Sefl | Mu»UfB AKTAS | Cumhuriyet 10755 iıııııııııımnımımıııııııiNiııııııııımiMiııııımmif m AYTEN a» Oektrlk Yuk. Müh. NEDRET ÖZTÜRK Bütangazı Sobası 2» Eklm 970 Amasya m V E F AT Baromuzun 4960 sicU sayısında kayıtlı bulunan Avukat vefat etmıştır. Cenazesı 2910.1970 günü (bugun) öğle namazını mütaakip Şısli Caraiinden almarak ebedi istirahatgâhına tev di edilecektir. Kederli aileslne ve meslekdaşlanmıza başsağlığı dilerız tstanbul Barosu Ba?kanlığı i. .. Cumhurtjrat 10745 TÜRK DEMİR DÖKÜM FABRİKALARI A . Ş . Silâhtar tstanbul Yeni Ajans: 4126/10748 ACI KAYBIMIZ Cok bMarüı bir amcltjratla benl guatr hastalıtından kurtaran de|«rlı operator PROFESÖR Beylerbeyı Reklâm /10770 ••••••••••••••••••••• • D1S TABİBİ • îrfan Ergülen'in eşl, GUnseli Ergülen, GUlgün Kazanoğlu, GUnerl Ergülen'in sevgüi anneleri, Yüisel Ergülen ve Hasan Kazanoğlu'nun kaymvaldeleri, Alp Kazanoğlu'nun anneannesl, Sacide Araç, Yumnıye Kızıldemır ve Cevher özgöden'in ablalan, Yıldız, Çigdem, DUek, Dinç, GUlsüm ve AriTin teyzeleri en kıymetli varhğınuz TEŞEKKÜR VEFAT Merhum Muımnnt Hanımın ejl, H«ral Tüzünataç ve özden Mlnlsker'in bsbaları, Kütahya Devlet Haıtanesl operatdrü Dr. Yıldız Tüzünataç ve Ergın Mlnisker'in kayınpederleri, Hu kuk doktoru Hadi Tan'ın amcalan. Reşat, Blnnur, Nejat ve Dldem'in aevglli dedeleri EMEKLÎ TEMYÎZ AZAS1 TEŞEKKÜR i Sevim DtKMEN EROL DÜREN'e asistanlan Ojpt. Dr. Erol Genc'e ve Gürcan Unal'a. klinlk sahibi saytn Dr. Pftkize Tarri'y». Dr. Penhan Baykal. Dr Bilge Tunalı. Dr. Nevın Kıvce'ya, hem§ıre Hatlce Yonet, hemşıre S«vım Karagöz'e ve klinlğta dıeer «efkatll p«nonellne aonsuz mınnet v« sıikranlarımı «unarıra. Sablha Dr. Yavuz ERKOÇAK Dr. Leon NAMER'in ve SevgiU aımemiz Nlmet S> | LÂGÖZ'ün uzun seneler sü • ren rahatsızlığından vefatına • kadar çok toynıetll | AHMET LÛTFt TAN 2S 10.1970 Pazartesl günü vefat etnüstir. Cenazesi 30.101970 Cuma gılnü Cğle namtzını müteakıp Eyüpsultan'daM mezar'. na defnedıecektır AtLEflt ınT48 TAYYtBE ERGÜLEN 2610.1970 günü Haklon rahmetıne kavuşmuştur. Mevlâ rahmet eyleye Ankara Saat: 13.30 19J» "naKa Cad N o : 4W • g birlikte gösterdlöerl candan al&to, sefkat ve ihtimaına en derm minnet ve teşekkurlerlmizj sunariî. EtAGÖZ ve TANSAL AtLELERİ (BaşHeDt R«lt. YAPI ve KREDI BANKASI Oaıma en iyi hizmet Moran: 2575/10