25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA DÖRT: sCUMHURİYET: 22 Ekim 1970 Düşman ajanını uzaklarda değü yakınınızda araymız IBAY Nelson'un Anadolu'ya soktuğu ajanların klmliklerinl ve fotoğraflannı Ankara ya Genel Kurmay Başkanlığına bildirdigimizi açıklamıştun. Bu ajauar, araştıruıyor; elbette, teşhis edümeye çalışılıyordu. Ele geçirüenler, ya da, teşhis edillp de faaliyetine takipli olarak göz yumulan.ar »ıfre ıle blze bildiriUyordu. Bunlardan birinin, Rum Yorgi nin nasıl teşhis edip yikolanöıpiDU daha sonraki yuiarda öğ rendiklerimle birleştirerek anla tayım: ! \/; Rum ajanı Yorgi nosıl teşhis edildi RKAm Harblye Reisi (Genel Kurmay Başkanı) Fevzi Paşa btr gün bürosunda çaUşırken tarafımızdan Ankara'ya gonderilen fotoğraflan önüne serer, gözden geçirmeve başlar. Bir ara elini yuzune dayamış dU şünmeye başlamış. Fakat ellnin yUzüne değmesi sonucu o gün sa kal tırası olmadığını farkeder. Zile basar, gelen hizmet erine: « Berbere söyleyin, takunlannı »istn gelsin, sakal tıraşı olacağım» der. Blraz sonra berber geür. Fev«i Pasa"yı tıraş etmeye başlar. «tf • GİZLİ TESKİIATI Nl BEN İDARE EDİYORDUM '! MUSTAFA KEMALİN tttfkU «rorgenerol BtREM BATDAR tugu, bu Rum ajanı tutuklanıp Divanl Harbe sevkedilmiştir. Uzaklarda değil yakında İZLÎ istihbaratçıhktaki kuralı haünatalım. Düşman ajanııu uzaklarda degil, yakı nınızda, çevrenizde arayuuz. Fevzi Paşa düşman ajanını ken di çevresinde bulmuştur. Istanbul'daki İngiÛz İstihbarat Teşküâü da bu kurala uysaydı beni, kendi çevrelerinde ararlar ve Bostancı'daki Hint Tugayı Karargâhı civannda otur dugum evde gizli telgraf merkezi ila birlikte ele geçirebiUrdl. Bu kurala uymadıklan için îstanbul gibi dar bir çevrede beni ve teşkilâtımı 3^ yıl aramışlar, fakat bir sonuca ulaşamamışlardır. 6  E Sürekli çaUşmaktan yorgun olan Paşa, tıras olurken bir yan dan da dalgın dalgın düsünür. Da ha doğrusu kendisini tıraş eden berber erin yüzünü hatırlamaya çahşır. Hayret. Fevzi Paşa bu yüzü bir yerde gördüğünü, tanıdığını sezmektedlr. Ams nerede görmüştür, nasıl tanımıştır. Fevzi Paşa traşın sonuna kadar bu sorunun cevabuu bulamaz. Tıraştan sonra çalışma masası nin başına geçip de gözleri ajan lann lotoğraflanna takıhnca kendisini tıraş eden berberin yü zünti birdenbire farkeder. Besimlerin arasındaa berber erin resmini çeker ahr, iylden iyiye tncelen Evet, onun; kendisini tıraş eden berberin reenıil Derhal pmir verir. îlgill subay lar gereken soruşturmayı yaparlar. Hiç bir renk vermeyen adı ve hüviyeti uydurma bir TUrk olan, askere alınıp er olarak ka» rargâha kadar giren bu baslt gö rUnüşlü adam, Ingüla ajanı Rum Yorgi, dnnımunu ltiraf eder. Albay Nelson'un Ankarada yüksek karargâhımıza kadar sok • FEVZt Pasa tıraş olduktan sonra, Ankara'ya kadar sızan casusiara alt fotoğraflan incelerken. bunlar arasında. kendisini tıra? eden berberin bulunduğunu da tarketmiştl. Bennett'in beni tanımak ve elimıze yanlış bügiler geçirerek An kara'yı yanıltmak plânlan lflâs etmişti. Ingiliz tstihbaratına hizmet eden YUzbaşı Razi Yalçın da böylece teşkilâtanızın kontroluna glrmlş oldu. Nelson'un ajanlan göz allında ELSON*un Anadolu'ya gönderdigi ve daha önce kodlan Ue görevlı olduklan bölgeleri bildirdigimiz ajanlan da millî kuvvetlerce tespit edilmiş, gözaltına, kontrol altına alınmakla yetinilmiştir. Tutuklayıp yargılama yoluna gklilmemiştir. Genel Kurmay Başkanhğınca bunlarm kontrol altında tutulmaa daha uygun görülmüştür. Çünkü, bu ajanlar tutuklansa yerlerine yenileri gönderilecek ve bu yeni ajanlann tespiti çok zaman alacak, belkl de mümkUn olmayacaktı. En verimli yol tes plt edilen ajanlann kontrol altın da tutulması, tngilizlerin hedeflerinin öğrenümesi ve gerekince bu ajanlan şaşırtarak başka hedeflere yöneltmekti. Sonuna kadar böyle yapıldı. Bu yolda sağlanan başan bUyüktür. Sadece Mustafa Abdullah Sagir'in hedefi Mustata Kemali öldürmek olduğundan, hakkında inkâr kabUİ etmez knnıt.lar toplanarak tutuklanmış Dlvam Harptetd yargılanması sonunda da idam olunmuştur. Bu ajamn çahsmalanm ve Ankara'ya nasıl ulaştığını sırası gekilği zaman açıklayacagım. YARIN SANSÜR HEYETtNE KARŞ1 TEDBİRLERtMtZ VE ANKARA'NIN RESMÎ TEBLİĞLERİNİN BASINA ÎNTtKAll. konu veresim: AYHAN BAŞOGLU endülüste isyan DÜZELTME : Dünkü tefrikamızda Mustafa Sagır'den bahsederken «Türkolojı Profesöru olarak «ynca şarkiyat ıhtisası yapmış..» ifadesi «Türkoloji profesöru ihtısası yapmış» şekhnde çıkmıştır. Düzeltir, özür düerlz. M «••••••••••••••••••••••••••»••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••" FAKİR BAYKURT 35 «Aşşa en de tavuklan yemle Dürüüî.j» dlye bağıtdı Havana. Kra yolladL Kendisi de oc*t» bir tarhana vurdu. «Evlendik evlenell bir tek gün göstennedl. Blr tek gün kendl »klımnlan yöriimedi. Hep ellerin sözlerine kulak verdl de, kendi öz avradını dinlemedL Her gün birer kurşun yisem bu kadar acunaı sızlamazdun! îüreğim kalbur gözesine döndfl. Düveyi satıp tosun aldığımız zaman başladı bu! Sırtım* nrtıma furdu yumruklanm. Pelit odnnlanyla dövdü. Kırıldı kemiklerim. De şimdi çıkabüirsen çık l»in içlnden. Kurtulabilirsen knrtul. Anan baban dersen, başlanndan attıklanna ran. Oğlan kardaşın, enişten? Hepsi başlarıatn derdinde. Dost yooook, datamak yok! Nere gtdersin, ne halt edersin? Daf» çıksan kadınsm. ÇakaUar, cana. varlar, erkekler yirler çimçiy. He diye, In dlye basılıp kalıyorsan. Yavrum clğerim Dürüm de böyle mi olacak AUahım? Domuı bnbası aklına gidiyor da. bir benim dedijime titmiyor. Tok de bre herit, benim size verilecek kuım yok de! Deyerae»! îüar ellerden. Heml de yüzü dutmaz. Utamr. Utamlaeak yerierde uUnma» da, bn işlerde otamr. OerHuMJ'Mİ T»P»r kfirolası!.> Evçeni eUnin altinâ TadrT*«Blr tayantet^ lâf çarptırdı akşam Clugus. «Bana da verdinlz mi bir yere?» dedl. Tavrnm, Idmbilir aenin kaderlerin nasü olacak? Sen de anan gibl. aban gibi, öteki aban gibi oluraan yanıver gitstn! Kı» lann kaderi daha göbekleri kesilmeden vazılır çızılır da, adlan konmadan ufltnirml? knlacıklanna. Herkesin ki ncyse ne ya. Dürümunki bek karaymış! Güıel AUahım, blr o Kabak Musduya baaak. ayıya; blr de benim DürOme bak, fülüme, şurubnma...» «Ne yapacam ben o herife varıp? Nasü bas edecem dünyalan, aylan, yülan?» tçini çektl Dürfl. «Geçinemezsen döner gelinin diyor bubam. Dönüp gelirsem sonra ne yaparun? Kim yüzüme bakar bir daha benim? Şişgöbegin rülüşü, bakısi gözümfln önüne geldi mi bofnlacak gibİ oluyorum. Geh bfilfl bülü bülü bulü bfilfi!Geh bülü bülü bülü bülü!.. Tad tavnk git! Tad tevuk git! Cluguş Amat KayadipU Hayri afanin çobanıydı. Anam yoksul dedl, bubam çılbak... Kimln kimi sevdiğini ne büsin anası bubası? Varsın yoksnl olsun! Vand olop da «evmediğine varacağma, yoksul olsun da sevdigine varsın! Benim de olaydı öyle Ulnguş Amat gibi gönlümün aktıgi bir sevenim! Bubam böy. le Kabak Musdu gibi birlne verimker olunsa, el ele dutuşup kaçıvereydik biz de! Degmenci Kerimln oghı Emin'e bakıyorum bakıyorum, heç y6nünü benden yana çevirmiyor eşşegin oğlu! Hemi ufak, heml esgerliglni yapmamış. Heml korkak. Aaah, acık benden yana bakaydı da vara korkak olaydı! Ben orra yüreklendirirdim. El ele dutardık, dooooğrn Clugus ninenin erine kaçardık. O taklardı bizi. Kiiiimse bulamaıdı. Candarmalar gelseler de bulamazlardı. Gider yaylalarda saklanırdık. Derelerden kuzukulafı toplardık. Dunı duru akan sularda durlanırdık. Blr atas yakar, tjlujfus ninenin getirdiği ekmekleri gevretir. çörekleri dürünür yirdik. Bir huğ bulur girerdik içine. Gece günuz sanlır yatardık koyun koyuna. ülugus nineye vanp söyleyecem, git konuş Emin denen eşşeklen! KaçaUm hemen, deyecem ..» Atekçı VeU, ellndekl ırhıfı sallaya sallaya <iktı geldi: Teter gayrl ku Dürü glbl adı batasıca!» dedi. «Yemledlysen yemledta. çık yokan!. «Daha mallan suya salacam!» dedl DürO. «Şuna bak! dedi, göılerinl oynattı Veli. «Ulaa her «özüme aykın covap veriyon, »enin i«in gfl. cün anan kan gibi benlminen Inatlaîmak mı ulan?» Üstüne yürüdü. sırtına blr yumrak atü Dürünüa. «Çık yokan. esşegln kunnadıgı!» Havana duydu: «Bet ettin Rayrl!« dlye b»ğ»dı. «Marifet ettin gayrl. «Ejseğln kunnadıgı. köpeğin eniği!» Heç kendl adını kanstırmıyorsun! Ben onu sokaktan, kendl kınklanmdan mı buldum?. , Süre süre, yukarj altp geldl Dvrflyü: «Havana kız!» deft «Beri bak ne diyorum; Sa. kın sokağa bırakma "bo dllll düdüğü! O Ulugu» olacak «erserinin yanma da yollama heç!. Sonra saçağın ocuna durdu: «Git blrez kül geür!» dedl Dürüye. «Kül getir de fltme su dök. Yuyayun blr* Bekledl Dürü kül getirsin. «Çabuk ol, bak daha dorayor!» dlye bağırdı yenlden. Dürü bir avuç kül getirdu Koydu babasının avuçlanna. lrbığı alıp su döktü. VeU, hafif ıslattı külü. Ogdu cllerini bastıra bastua. «Dok!» dedl, «Eh!> dedl, blraı daha su aldı eline, oğdu biraz daha, sonra yıkadı, tonra avucuna su doldurup yüzüne çaldı. «Pesklr getir!» dlye bağırdı ayağa kalkip. «Anan olacak lnatçı keçi, sana kötii huylan belleteceğine, işe yarar hnylan belletseydi birer! Bir adamın ellne su dökecek oldun mu, peşklri birlikte getireceksln, beUe. Ayak yolnna gidlp geldikten sonra da elinl küllen yumayl nnutma. Ayakyolunda işrni gördüktcn sonra tahratlanmayı unntma. Kız kısmmın en dikkat edecegi nokta, temizlik! Elini külle oğmadan gelip hamurnn başvna oturan avratlar vardır bUiyon mn? Sakın onlardan olma! Tahratlanmadan eve geUp gidenlerin eUerini öpme. Pis ellerinle el öpmenio bir yaran yoktur. Elini başkalarına da öptürme. Yarın Kelin olup gideceksin bak. Kocayın eline sa dökeceksin. Peşkirl boynuna alıp «itmedio mi olmaz. Gözü körolsun seni terblye eden ananm derler. Gidece|in ev, varlıklı ev. Bahusus ki gelip gidenl de cok olur Kabak Musdunun. Ona göre terbiyeni tekmille. Bunlan bir bir belle. EksJklerin varsa sor anandan, benden. Hep o serseti Ulnguşdan vitnelik belleme. Bir daha o Ulngnştan yana adım attığmı görraeyecem! Uiugaşun evine gittiglnl daymayacam! Dayarsam keserim seni, yakarnn ellerini ayaklarmı. Ata;ta tnaşayı kızdınr, hec yanlarmı dağlanm vaUa!.> ~ (Arkası var> Ynbası Bennelt'in teşhis gayreli DİŞİ BOND EŞKtLÂTIMIZlN önemli vardımcısı îstanbul Polis MüdürU Albay Esat beyi bir gün ziyaret ettiğimde, Esat bey bana şöyle dedl: « Efendim, birçoh Işlerde basuılı hizmetlerini gördüğüm, ltimadımı kazanmış Yüzbaşı Rasi Yalçın bizim serviste çalışmak için zatıaünize takdim edilmeyi lstiyor. Size faydalı olnr kanaatindeyim.j Bu glbl işlerde, 6ıü karar ver meyi zararlı gördüğüm İçin «Arkadaşlara söylerim, kendld Ue temasa geçerler» öedim' Esat beyden aynldıktan sonra durumu gözden geçırdim: Yüzbaşı Razi, Hürriyet ve Itilâl Fır Kasından gozükerek kendisini Beyoglu înzibat Subaylığına tâyin etürmiş. Gorevı icabı Yuz başı Bennett'le tanışmiş ve Ingilizler kendisini ücretli olarak istihbarat genel karftrg^hi r^^^ çahştırmaya başlamışlar. Razı Yalçın aynı zamanda MM. Grupu Ue de temasta MM. Grupu Başkanı Topkapüı Cambaz Meb met beym itimadını kazanmış, bu teşkılâta da bilgj veriyordu. Düsündum: Memlekete gerçekten hizmet etmek istiyorsa Istihbarat Başkanı olarak bana t&kclinı edilmesinö lüzum yoktur. Beni şahsen tanıma arzusu göstermesi bir anlam taşıyordu. Razi Yalçın, şeklen de olsa, Yüz başı Bennett'in ajanı durumundaydı. Razi Yüzbaşı ile göriişmemeye karar vererek, yardımcım Binbaşı Aziz Hüdai beyi kendisı Ue temas etmek Uzere vazifelendirdim. Aziz Hüdaı bey kendisıne başkanı tanımaya lüzum olmadığını, raporlan kendisine verdiği takdirde bu raporlann Anadolu'ya ulaşacağını anlattı. Î TİPFANY JONES ISTEESEM &B BU V&Z&. •»•••••••••••••••••••ıııııııııiııııııııidiııııııııııııııı 57 « Meraba kuçük» dedi berıkı sıntaraktan. «Şimdi sen ve ben güzel bir gezinti yapacagız J Tabancanın soguk namlusunu tpyın yanağına dayamıştı. « Ne demek istedigimi anladm değil mı?.jı O anda fcn^n koyu ve nemll saçlanndan gayn bir şey görün muyordu. Fakat bir iki saniya sonra bulutlann ardında kaybolan ay meydana çıktı. Mehtabın çığ ışıklan altında Perry onun göğsunü ve dolgun bacaklannı farkettı. Incecık bluzun gogüs kısmı adamaloliı gerümişti. Ku maş şeffafa yakın bir şeydi. Me melennin uçlan koyu birer lake gibi derhal dikkati çelciyordu. ı Bu, sandığım gibi kilçük bir kız değil, dupedüz bir kadın mış..» diye düşündü Perry. Kadınlara. karşı ötedenberi zayUtı. Şimdi tana 62 yaşında olduğu halde bu zaaîı bütün şiddetiyle devam ediyordu. Kızın, korkudan nefesı tıkanır gıbı olmuştu. Perry, tabancanın namlusunu biraz daha bastırdı: a Seani filân çıkarmak bevesine kapüayım deme. Mintmini suratmı delüs desik ederim.» Çevik bir hareketle kızın adetâ üstünden atlayarak yanına oturdu: « Nereye gidecegimlzi ben srna söylerim. Gazla bakalım..» Kızcağızm eli ayagı ütremeğe başlamıştı. Kontak anahtannı çevirdi, gaza basü, vitese taktı, el ferini boşalttı, arabayı yürüttü. Bütün bunlan kurulmuş bir makina gibi yapıyordu. Çok tehlikeli bir durumla burun buruna geldiginin pekâlâ farkmdaydı. Her an öldürülebileceğinl sezinlemekten de geri kalmıyor du. Yanında oturan su beyas saçlı ve tıknaz adam ödünü kopannamlunun pınlbsım farkediyordu. « Korkacak bir şey yok. Ken dinl toparla küçük.» Perry, pis pis gülmüstU böyle söylerken. Oysa kızın korkusu her an biraz daha artıyordu. Hele adamın sesi? ömrü boyunca böylesine ürkütücü blr ses duyduğunu haUrlamıyordu. « Tsmin ne bakayım senin çocuk?» Genç bz, cevap vermek İçin kendinl zorluyor, fakat muvaffak olamıyordu. Dili kupkuruydu. Buna dil demek de doğru değildl artık. Bir kösele parçasuıdan farksızdı. Perry, sol eUnln terU avucuna mzm sağ dlz kapagına dayadı. Bu yapışkan temas sebebiyle yan çıplak durumdaki taz irkildl, tepeden tımağa urperdi. Kenara çekümek çabası Ue şöyle bir doğruldu. Direksiyon blr an için başıboş kaldığından araba önce kaldmma çıktı sonra kendiliğinden yine caddeye indl. Perry, okkalı bir küîür savurarak ayağmı fren pedalına uzattı, bastı Otomobil zınk diye durdu, motöT sustu. tki tarafı ağaçU bir yolda bulunuyorlardı o anda. Eve benzer bir şey yoktu çevrede. Deniz kıyısına inen tenha bir yoldu. Arabanın farlan açık kalmıştı. Glttikçe genişleyerek uzayıp giden ışık huzmeleri, karan lığı deliyor, aydınlık bir tünel tesiri uyandınyordu insanda. En ufak blr gürültU duyulmuyordu. Civardaki büyüS c^îdelerden geçen otomobillerin motör sesi bile ulaşmıyordn buraya kadar. Perry uzanıp bUyük farlan söndürdü. üfaklar da ancak ara banm bulunduğu yeri aydınlaöyordu. , f Arkası var} GARTH AYLÂK MUSA Bu görüşmeye uyan Yüzbaşı Razi, raporlannı göndermeye başladı. Fakat verdiği raporlar önem taşımıyordu. Bunun üzerine Yüzbaşı Razi'nin beni tanıyıp da gizleyip, gizlemediğinl ögrenmek üzere, beni ve Yüzbaşı Razi'yi iki arkadaşımıza takip ettirdik. Günlerce süren takipten sonra Yüzbaşı Razi'nin beni hiç tanımadığmı, böylece tespit ettik. Rahatlamıştık. Yüzbaşı Razi'nin beni tanıma ve itimadımı kazanma isteğinin de Bennettten geldiği seziliyordu. Razi Yalçın"ın Yunan birliklerinin konuşuna dair getirdigl bilgi ve haritanın gerçeğe uymaması bunun delili idi. Haritayı Bennef.'in verdiği anlaşüıyordu. Fakat, bu harita ve bilgi kasden yanhş veriliyordu. Bu teşhis üzerine şu sonuca vardık: Bu harita Yüzbaşı Bennett'in teşkilâh tarafından özel olarak hazırlanmıştır. Amaçlan Yüzbaşı Razi'nin beni tespitine imkân vermesidir. Razi Yalçın belH de memlekete faydalı olmak istiyordu. Yüzbaşı Bennett de Razi Yalçın'ın bu safça duygulann dan yararlanmak istlyordu (casusluk Içinde casusluk). Sonuç James Hadley CHASE Türkçesi Şehbal AYGEN yordu. Buna ragmen aüşümı? hareketlerle arabayı sürUyor, sesini çıkarmaksızm, hattâ nefes almaksızın yapıyordu bu işt Midesine sancıya benzer bir şey saplanmıştı. Kalbl de delicesine çarpıyordu. « Senin gibl bir tazm denl2 tayısmda tek başına ne Işi olabilir bakayım?» diye Perry sordu. Berüdnde cevap verecek bal yoktu. Mehtabm ışıklan altmda er> kBğin kendisme doğru tuttugu tabancaya yan g3zle bakıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle