17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAtdFE DÖRT 18 Ocak 1970 CUMHURITETt AnzaMaı* Anlatan: WİLLÎAM £DWARD ROİGABD Gelibolu'daki rütbe. si ve görevi: Aucland piyade alayı 16 ncı bölükte çavuş Bugünkü adresi: 5 Judea Road Tauranga, New ZELAND. 914 Harbi başladığı sırada babamın çiftliğinde ona yardım eden gencecik bir delıkanlıydım. Çok geçmeden askere alınarak 1 Nısan 1915 tarihınde gemılerle yapılan sevkıyat arasında ben de Yeni Zelinda'dan aynldım. Mayıs »onlanna doğru Gelibolu'ya ulaşmıştık. Bu savaşlara çavuş rütbesiyle katıldım. Gelibolu'da kalışım uzun sürmedi. Ağustos ayındaki kanlı çarpışmalar sırastnda aldığım yara yuzutv den yanmadadan ayrılarak hastaneye gittim. Anlatacağım hatıra o çetin savaş gunlerınd'e bizi hayli guldürmuı bir olayın özeti olacaktır : O gün cephede durum sakindi. Arasıra keskin nişancıların yaptığı münferit atıslardan başka tufek sesi de duyulmuyordu. Fırsattan faydalanarak ikincı hattaki siperlerde dinleniyor ve sohbet ediyorduk. Sağ gerimizde bir çukur içinde aşçılar yemek hazırlamaktaydılar. Biraz daha geride ise Slper savaşlarında Türk askerinin benzeri yoktur sahra helâlanmıza ait çukurlar sıralamyordu. Sohbete devam ettığimiz bir sırada, birdenbıre mutfak çukurunun içine duştuğunü gorduğumuz bir el bombası hepimizi telâşlandırmıştı. Faciayı gormemek için gdzlerimizı yummuştuk. Lâkin aşçı büyük bir soğukkanlüık ve âni bir kararla kazanı bombamn ustune kapatıvermiş ve amada kendısi de yuzükoyun yere kapanmıştı. lnfilâk sonunda, ufak tefek zarardan başka bir şey olmadığını gorunce, a<=çı'n bu hareketine gülmekten kendimizi alamamıştık. Lâkin olay bu tuhaflıkla kalmıyacaktı. Bu defa d a ikinci bir bomba, helâ çu" kurlannm ortasına düsmüştu. Helâlarda bulunan arkadaşlarımızın donlarını dahi toparlamaya vakit bulamadan kendilerıni dışarı atıp sağa sola öyle bir kaçışlan vardı ki, gorülmeye değerdı. Hele bombanın bekleyişimıze rağmen bir türlü patlamayışı ve patlamıyacağınm anlaşılması ise durumu tam bir komedya haline getirmişti. Artık hepimiz tutamaz halde katıla katıla gülüyorduk. 1 inci Dür.ya Harbinde Türklerin karşı tarafta yer alenklarını öğrendığimiz zaman çok üzülmüstük. Bızım, Turk askerine büyuk saygımız vardır. Onun, Bzellikle siper savaşlannda dünyada bir eşini bulmak mümkün değildir. BAHA VEFA KARATAY Anlatan: Newmaö Harold Cliv GeUbolu'daki rütbesi ve görevi: 9 uncu süvari alayında er. Bugünkü adresi: 113 La Perusa Street, Grif. fith, Canberra AUSTRALİA. 898 yılında Güney Avustralya'da doğdum. Dedem bölgeye yerleşen ilk aileler arasmda, 1837'de buraya gelmiştir. 1 Her iki dünya harbine de katıldım. Sava; yüları dışmdaki hayatım ise meslek olarak seçtiğim maliyecilik hizmetlerinde geçti. 1961 yılında da maliye başmüfettişliğinden emekli oldum. Halen Kanberra'da oturmaktayım. Gelibolu'da kaldığım sırada, 30 Haziran 1915 tarihinde bafimdan şöyle, enteresan bir olay geçmlştir : O gece Türkler şiddetli hücumlar yapmışlardı. Sabah olup ortalık ağarmıya başladığı zaman, periskopla siperlerimizin önündeki araziyi incelemeye başladım. Çok geçmed'en, siperlerimizin hemen önünde üç Turk askerinin yerde yatmakta olduklarını görmüştüm. Içlerinden biri elindeki beyaz mendili guçlükle sallıyarak işaret vermiye çahşıyordu. Kıpırdanamıyacak derecede ağır yarah olduklan belliydi. Türk siperleriyle aramızdakl mesafe ancak 25 30 metre kadardı. Böyle bir durumda siperden çıkmak değil, sadece başını üçbeş santim kaldırmak bıle mutlak olum demekti. Buna rağmen, gorduğum yaralı askerîerin durumu karşısında bir anda ne yaptığımı düşünmez bir halde siperden lırladım. Göz açıp kapayıncaya kadar yaralıların yanına varmı?tım. Şimdî tam bir boy hedefi halinde ve düşman namlularının hemen önünde bulunuyordum. Böyle bir hedefi değıl, saniyelik görünmeleri dahi kaçırmıyan Türk nişancılan için çantada keklik durumunda olduğum aşikârdı. 1 Mr. Newman 9. hafif süvari alayında görev alarak Gelibolu savaşlarına katılmtş ve Maliye Başmüfettişliğinden 1961 de emekliye ayrılmış bir Anzaktır. Birinci resimde Nevrman Birinci Dünya Savaşına katıldığı sırada, ikinci resimde de bugünkü haliyle gorülüyor. Yeni Zelândahlar ve Türkler arasında o savaşlarda karşılıkh bir sevgi ve saygı doğmuş ve öylece de devam etmiştir. Bu Yenl Zelânda'h Anzak W.E. Rolgara soldaU resimde. ça duygulanmızın gelecek kuşakvuş rütbesiyle Gellbolu savaşlanna katıldığı günlerdeki lara daha da kuvvetli şekild"e haliyle görüluyor. Sağdaki fotoğrafta da bugünkü haliyle malolmasını yürekten temenni görülmektedir. etmekteyim » Melib Cevdet Anday 73 Nerdesınız kuzum, dıye ayağa kalktı. Siz Asayişı Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Dırektorluğunu çocuk ovuncağı mı sanıyorsunuz? Telefon edıliyor, arkasından memur yollamyor, gelmemekte ayak dıremenin anlamı var mı? Koca göbekli bir adamdt bu, ayağa kalkınca dengesini bulmak İçin başjnı arkaya atmak zorunda kalıyordu; bu da ona, küçük bir sef değil de, bir müd^r gorunüşü veriyordu. Aktor Bilâl: Bu akşam oyunumuz var da, dinlenmek için yatmıştım, dedi. Ama... Şef ^özünü kesti onun: Bu akşam oyununuz olduğundan kimsenin haben yok, dedı. Sonra bu aksam oyununuz olması bizi ılgilendirmez. Yatıp uyumağa gelınce, yaşamınızın hiç de düzenli olmadığını gösterir bu. Asayişı Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünce her an çağırılacağını bıle bile, üstelik günrfüzün yatıp uyumanız doğru mu? Affedersiniz, ama, dedi aktör Bilâl, bu işte bir yanlışlık olacak. Bugün çağmlacağımdan hiç haberim yoktu. Sonra biz oyuncular gündüzleri... Adam: Durun bayım, dedi. Evinize telefon edilmedı mi? Edıldt ama daha... Evinize memur gönderilmedi miî Gönd'erildi ama... Bunun aması marnast Jtok artık. Gerıiş yürekhlık derler sizinkine. Asayişi Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel DirektSrlüğunce beklenen bir kentlinin yatıp uyuması işitilmiş scy midir? Adam göbeği ile ikide bir masaya vuruyor, aktör Bilâl'e ağzını açma fırsatını vermeden birbiri arkasına söyluyordu. Evet, uyku doğal bir ihtiyaçtır, ama çağnlan bir kimse önce gelir, emri yerine getirir, sonra gerekirse burada uyur. Sizse uykuyu öne alıyorsunuz. "Suçunuz burada bayım. Üstelik de bu işte bir yanlışlık olduğunu söylemek cesaretini gösteriyorsunuz. Asavişi Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünün yanlış bir iş yaptı|ı nerede gbrülmüştür? Bir suçlu, suçunu başkasınm üstüne atabilir, ama Asayişi Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünü suçlar mı hiç^T Aktör Bilâl, adamın kaşlarını kaldırarak kollannı yana açmasından yararlanarak: Ben suçlu d'eğilim, dedi. Şef: îşte bir küstahhk dah«, dedi. Sizin suçlu olmadığınızı ancak Asayişi Yerlestirme Olağanüstü Teskilâtı Genel DirektorlüSü kararlastırır. O karar verinceye kadar suçlu durumundasınızdır. Suçsuzluk değ*il, suçluluktur aslolan ve ancak Asayişi Yerleştirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünün kararı ile bir kentli suçlu olmak durumundan, o da kısa bir sure için, kurtulabilir. Aktör Bilâl: Beni sorguya çekivorsanız, söyledikleri' mi dinlemelisıniz, ö*edi. Ben bu akşaro oyunumuz olduğu... Adam durdurdu onu: Yo, sizi sorguya çekmiyorum, dedı. Sorguya çekmek benim görevim değildir. Ben sorgunun ön hazırhklann» yapar, üst yanını yukarıva bırakırım. Ve böyle diyerek masasmdan ayrıldı, aktör Bilâl'in yanından geçti, gidip oda kapısını açtı, orada durarak: Buyurun, dedi, gidelim. Aktör Bilâl öne geçti. bir koridordan yürüdüler, sağa saptılar, sonra sola saptilar. ondan sonra bir merdiven çıktılar, uzun bir ko» ridoru da geçtikten sonra bir odanın önünde durdular. Şef olduğu anlaşılan memur kapıyı vurdu. Bekledi. eene vurdu, «ı?iriniz» sesini duyunca aktor Bilâl'e isaret etti. Girin, dedi. Kendi girmedi. Aktor Bilâl odatfs şu görünü ile karjılaştı: Müdürün masası ortaya yerleştirilmi?, yuvarlak, büvük bir masaydı; fakat müdür bu mabir yatakta yatıyordu. Duvarlar tavana kadar dayanan dosya dolaplan İle kaplıydı, bu dolapların t=men hepsinin kapaklan açılmış. dosyalar dışarı dökülmüştü, evrak verlere »açıimıftı. Odada hiçbir pencere eörülmüvordu Belki d« dosya dolaplan kapatmıştı peneereleri. Tavandaki çıplak bir ampuldejı oday» donuk bir ışık yayılıyordu. Cumbanın içinde yatan müdürün başı kapıdan yana idi, bundan Stürfl de adam Içeri kimin girdigini göremiyordu. Yatağm ba» ucunda biri büyük, biri küçük iki tas vardı. Bunlardan büyüğünfln içi pi» bir $eyle doluydu, aktör Bilâl bunun kusmuk olduğunu, çok Eecmedpn, kokudan anladı Müdür tnm ^ sıTada eğilip küçük tası da doltfurmaga başlamıstı. Aktör Bilâl, bir ara, dı»an çıkmaRı düşündü, geri döndü. fakat müdür Sksürükler a n sında seslendi ona: Bekle, bekle, dedi. Sonra inliye inliye doSruldu, elivle işaret etti aktör Bilâl'e, yürümesini, Bne doğru. onun görebileceği vere doğru gelmesint istiyerdu. Aktör Bilâl yürüdü, onun g6rebHec«ği yere gelince durdu. O zaman adam bofiuk bir sesle bağırmağa başladı: Nerdesin senT Ne yaptığımn farkında mısın sen? Şaşkm mısın sen? Bak hasta ettin beni, dünden beri kusuyorum. îçim dışıma çıktu Kentte bir yanlışlık olunca sinirim bozuluvor, sinirim bozulunca mideme vuruyor. Mideme vurunca da yatak döşek yatıyorum böyle Sisıl cesaret edebilirsin kendi başma hareket etmeğe? Asayişi Yerlestirme Olağanüstü Teşkilâtı Genel Direktörlüğünden haberin yok mtl senin' Dağ basında mı yaşıyorsun sen? (Arkası vaf> sada otıırm']vrtr wMn, r»ımhnnırt ÎHnHpVi Har McillCOpoğlU KonuvercsimAYHAN BAŞOGLU [ TUHA CASUSU HAYRET Y aralı erleri teker teker çekerek siperimize göturmeyo başladım. Bu iş ne kadar sürdü, farkında d'eğilim. Fakat hayret, Türk siperlerinden hiçbir asker bana karşj. tüfeğini kullanmamıştı... . Yine bir başka hücum sonunda Türklerin ilk dalgalanyla bir kısım erleri siperlerimizi asmış, fakat gerilerinden gelenler tarafımızdan önlenince bunlar tecrit edilmi? bir durum da kalmıslardı. Bunlan teker teker zararsız hale getirmeye çalışıyorduk. îçlerinden biri tek başma bir çukura sinmisti. Bir türlü teslim olnrak bilmiyordu. Son mermisini harcayınî»ya kadar bizimle mücadele etti. Nihayet yarı baygın bir halde ele geçirdiğimiz bu erin çok ağır yaralı olduğunu da görün» ce hepimizin hayreti de, takdiri de bir kat artmıştı. Yarasmdan akan kanlar kısmen pıhtılaşmış ve kaskatı olan iç çamaşırlan vücudundan çıkmıyacak hale gelmiş bulunuyordu. Sıhhiyeler bu çamaşırlan keserek yaralıyı soyabildiler. Yaralan temizlenip sanldıktan sonra sedye ile geri giderken orada bulunanlanmız kendisini en içten duygularla uğurlamış, yiğitliği için tebrik etmlştik. CENTİLMENLİK •:••:::::::::::::::::::::::::" B ent ve bütün şahit olanlart tferinden etkilemiş olan bir diğer olay da, Türk topçusunun centilmenliğidir. Bu topçu limanda demirli hastane gemimize daima özel bir dikkat göstermiştir. Hattâ bizim tarafa ait harp gemilerinin bu hastane gemisine sokulduklan bazı hallerde bile Türk topçusu, hastane geniisine zarar vermemek için, harp gemilerine dahi ateş etmemek insanlığını göstermiştir. Eminim ki, birliğimiz mensubu bütün ANZAK'lar Türk askerine derin saygı duymuşlardır. Her zaman olduğu gibi hâlâ da derim ki, keski Türkler o savaşlarrfa karşııjıızda değil yanımızda olsaydı. Bu sözlerim ve dileğimle, bizim taraftakilerin hemen hepsinin hissiyatını ifade ettiğime şuphem yoktur. Mimarlar Odası totoğrafçılık kolu arnatör ve profesyonel fotoğrafçılan 1. fotoğral sergisine katılmaya dâvet eder. Konu: Çocuk ve dünyası. Son fotoğral gönderme: 15 Mart 1970. Şartnams aşağıdakl adresten temın olu DUYURU 2 MACEF LEVANTE 1 nur. •«•••••• •• • • • • • • Tifffany Jones ••••••••••••••••••••••««•a • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ••• • • • « • • •• I K •••••••! •••••••••( Mimarlar Odası Mithatpaşa Cad. No. 36/5 ANKARA •••••••••I 3? Bizim Conl Türk'e büyük saygımız vardır. Samimi temennim, Gelibolu savaşıyla başlamış olan tanışmamızın yarattığı yakınlık, Avustralya Türkiye dostluğunun en ileri seviyelere ulasmasıyla perçinlensin, pekleşsin. Cumhuriyet 597 I Telefon değişikliği ;Orhan Ersanlı'nın \ muayenehane yeni telefonu 45 59 68 dir. Profesör Dr. YARIN «BtZE TÜRK ASKERLERtNlN BARBAR OLDUGUNU SOYLEMIŞLERDİ» Cumhuriyet 598 MACEF Levante I MİLLETLERARAS1 İHTİSAS FUARI EV EŞY'ASl KRİSTAL SERAMÎK GÜIVÎÜŞ EŞYA HEDİ" YELİK EŞYA fflRDAVAT EL ÂLETLERİ • 4 Uluslararası turizm plânlama yarışması kollokyumu 6 Şubat 1970 Cuma günfl saat 14 00 de Ankara'da t İmar ve Iskân Bakanlığı Konferans Salonunda yapüacaktır. Yazılı sorulann en geç 26 Ocak 1970 akşamı aşağıdaki adreste olacak şekllde Türkçe, Fransızca veya İngilızce olarak gönderilmesini rica ederiz. TURtZM VE TANITMA BAKANLIĞI FİZİKSEL PLÂNLAMA DAİRESİ MALTEPE 4NKARA » (Basm: A. 517810262/593) BARI'de 31 Ocak 3 Şubat 1970 tarihleri arasında, Doğu Akdeniz Fuarı sahasında Bu Fuar, özellikle Doğu ve Airika ülkelerlnin tüccarlanvla ilgili olarak tertiplenmistir. İthalâtçılar bu Fuarda zengin bir taleple karşılaşacaklar ve işlerini geliştirmek için en elverisli fırsatlan bulacaklardır. Her türlü bilgi edinmek için müracaat: Fiera del Levante 70100 BARİ (ttalie) (Basın: 31079/592)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle