22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT lle bitti. Ana da, yavrular da kurtulmuştu. Gebelık sırasında kı bir besleme ârızası olarak nitelenen, doğumdan sonra da çocukların ölmesine sebebiyet veren bu söz konusu barsalc ftrızasmı bütün ayrıntılan lle tesbit etmiş, ne çeşit bir mü dahale ile yavnılan kurtarma nın mUmkUn olacağını gün ışı ğma çıkarmıştık. Aynı usulü bu defa çocuklaı ustur.de uygulamaya başladık Hepsi de kurtuldu. Halen boyle bır amelıyata tâbl tutulmuş durumda rahat rahıt yaşıyan en azından 35 40 kişi bizim şe hırde mevcuttur. Hepsi de bü yüdüler, bir kısmı okuyor, bir kısmı çalışıyor. Gerçekten bnemli bir başany dı bu. Bir kaç gün sonra Prof John Brock beni odasma çağır dı: «Nerelerdesin Chris?.. Sa na bir teklifim var . Bir süre için Minneapolis tniversitesine gidip Prof. Wangensteen lle çalışmak ister misin?..» Insanları olumden kurtarmak içm henuz bilınmeyen çareler peş.nde kosan, bu gaye ile de gece uykulannı bıle feda eden bır doktor için daha câzip bir teklıf olamazdı Çünkü Minneppohs Unıversıtesınde kalb cerrahısi enikonu geliştırilmıştı. Orada bir kalb cığer makinesi bıle ımâl etmefe muvaffak olmuşlardı Bu Iırsat ne bü\4ık faydalar sağlayacaktı bana kımbılir? Karım en ufak bir itırazda bıle bulunmadı. Haberi buyuk bir olgunlukla karşıladı: «Ne kadar kalacaksm orada?..» «Ne kadar çok kalabilirsera o kadar çok şey öfcrpnecfjomden eminim.» «Beni •Ke cocuklan da rn kısa bir zamanda oraya aldırmava mu\affak olnrsan kabul.» Daha sonra yemege oturdtığumuzda derın bir sessızliğe gomuldü Konuşturmak, guldürmek için çok uğraştım ama fayda etmedı. «Tolunda ıdtmeyen bir şey mi t a r Louwtjie?. N'e oldu?.» Alt dudağını ısırarak gözlerini berıd°n kaçırmağa çalıştr «Bütün mesele şu: Buıtdan bö>le tek basıma kalmak ıp tok başıma vaşamak mecburiıetindevim Sey Güç bir şev tabii..» «Bıında üzülecek ne var canım? Hern niye tek başına sa>ılacak<!in?. Yavrulanmız \ar, dostlanmi7 var. Kısa bir Mire irin ikimi? de di'dmizi sıkarız. îlerisinı düsün.. tstikbalimiz..» 25 Eylul 1969 CUMHURİTET Yazan: BARNARD Çîhir ve çevredek: pratisyenler mcvcut ıhtıyacı karjılamaktan çok uzak olduğu için ha.nahane daıma dolup taşıyor. vakaların her ceşıdı bırbırıni kovalıyordu. Ateşli hastalıklar konusunda antıbıyotıkler serısini kullınıyor, şeker hastalıklanna ensülin veriyo' tumorlerı ya alıyor, ya da yakıyorduk. Karaciger, bobrek, kalb, safra kesesı ve beıueri uzm'.ardaki aksaklıkları. bu aksak hkların neden ılen geldığini bilmeks'zm bi'.inen şekillerle telâfıye uğraşıyor, dıdinip duruyorduk Fakat aldığımız bir tumorun yerine bir yenisinin daha çıkmayacağı. atışlarını düzelttiğitniz bir kslbın yeniden bozulmayacağım k m temin edebilırdi bize?... Düşen ateş bir sure sonra pekâlâ yukeelebılır, hastayı da gafil avlayıp götürebilirdi. Sabahın birinde kalb krizi geçirni« bir hasta getırdıler. Bıtkın halde>di. Nabzı 3040 arası atıyordu. Profesör Frank Forman itma edılmesı tavsiyesi ile hasiarıın tedavisini bana bıraktı. Muayene sırasında ikinci bir knze daha mâruz kaldı adam. Gozleri kaymış. o'.duğu yere yığılıp kalmıştı. Nefes de almıyordu artık. Nabzını yokladun. Hare kctın zerresi yok. tsrarla kalbini dınledim. Atmıyordu. • Öldü zavallı...» diye mırılda nsrak durumu profesore bildır CHRİSTİAN • HAYATIM llncın yopomoriiğinı neşler yopomoz mıydı? mek üzere koştum. Telefonda battm bağlanmasım beklerken Hemfire seslendi: • Hasta yajıyor... Nefes almağa başladı.» Telâf ve heyecanla koştum Adam karyolasında otıırmjış ba51nın çok ağrıdığını soylejerek aspirln istiyordu. Hayretler içindeydim. Adam öl müş ve dınlmışü. Fakat uçuncu bir krizin onu alıp gotüreceğı mu hakkaktu Dahıli tedavıleıın h:ç bıri ile onu kurtarmak mümkun olamazdı. Çunkü kalb çok esrarengiz bir şejdi. $u halde ne yap mak gerekıyordu. Bu sorunun ce vabı îon gıinlerde sâbit bir fıkır halınde kafamı meşgul etmeğe başlamıştı. İ'.âçla yapamadığımızı amelıvat 3"olu ile pekâlâ başarabılirdik. Fakat böylesine büyük bir te şebbüse geçmeden önce ihtisas ımtihanlarını vermem, sonra da Master of Medıcine sıfatı ile cer rahiığa baslamarn şarttı. Boylece oğrencılık hayatı bir kere daha geri gelmiş gıbi oldu beniın ıçin. Gecemi gündüzume katarak çalışmağa koyuldum. Tezımı hazırladım, hayvanlar üzerınde çeşitli denemeler yaptım, ımtıhana gırdım ve kazandım. ZAVALLI KÖPEKLER Açık kalb ame iyatının ilk denemelermı, vucudun ısı derecesini düşurmek surebyle önce kopekler üzerinde yaptım. En güvendiğim doktor arkadaşlardan •\e hemsirelerden bir kısmı bu kaçamak işlerde gonüllü olarak bana yardım ediyorlardı. En azından sekız on kopeğe kıydıktan sonra sonuncusunda nıhayet muvaffak olduk. Tam öldu sandığlmız bir sırada hayvan canlandı ve uzun sure yaşadı. Hastahaneye «Artesie tntestinal» dedığımız bır hastalık teşhısıyle sayısız çocuklar gelıyor. du. Yapılan cerrahî müdahaleye ve gostenlen >>ütün itınaya rağ men hepsı de ölüp gidryorlardı. Bu ârızanın daha çocuk, ana rahmindeyken başladıgını biliyorduk. Her derdin bir devası her ârızanın bır çaresi olmalı dıye duşunüyordum. Bur.u bulmak ıçın sabırla çalışmak, uzun araştırmalar ve bi f mez tükenmez denemeler yapmak lâzjm geliyordu. Ayni ekıple bu defj. gebe köpekler üzerinde çahşmaya başladık. Yaptıjırmz deneme amelıyatlarının hepsı de fıvasko :1e bıtiyordu. Fakat ben aklıma koymuştum bır kere Bıkmadan ve usanmaksızın çahşacak, muspet sonucu sağhvacaktım Amehya'tan sonra blup gıden kopeklerin sayısı ellıye yaklaşıruştı. Son b.r deneme daha yapacak, sonra vazgeçecektım Ve Allahın ışı bu sonuncu başarı Blaıberg. yankıları bütun dun>a<la dolaşan başarılı bir kalb ameliyatıntlan >onra tamanıiyle iyileşmiştl. Bir süre hastanede yatlıktan ve sıkı bir kontrola tâbl tutulduktan sonra taburcu edlldi. Fotoğrraf. evine döneccji gun. Blaiberg kendisini yeniden hayata ka\ıışturan doktor Barnard'a vedâ ve teşekkür ederken çekilmiştir. pvden ılk defa ayrıldığımaa da boyle olmuştum Duygulu klmseler :çın normal bır şeydi bu zaten Aksine hareket etmek elımden gelmiyordu bir türlu. Şımdı huyunu suyunu bılmed'ğım meslekdaşlar arasmda ve yabancı bır hastanede çalışacaktım. Gittiğim yer her bakımdan gelışmış, bıze kıyasla Gözlerimin önündeki geçlt ılen noktalara erışmıştı. Cerrahlar çok daha medeni ve çok resmıni lzleyerekten düşümn». daha uygun sartlarla çalışıyor ğe devam ettim. olmalıydı orada. Her şeyi unutmak ve uyumak YARIN: Içın başımı koltugun arkalıgına dayadım. Ne mumkün''. HâŞef, seni görmek tıralar ve ıstıkbal konusundaki istiyor hayaller beni bır an olsun bırakmıyordu... Dişi Bond MODESTY JC^tvtav UAOOJCETSIZ ••••••••••••••••••••••"•••••••••«••••"•••••••••••••••••••••••••••• •••••••••••••a* • •••••••••••••••••••••••••••••••••••••P«a»a «•••••••••••••••••••••• ••••••••••>•••• •••••••••••*«••••••••••••«•••••••••••••••••••••>>••*««••••••••««*«* rue .. . tNIHAL KARAMAGARAU 52 • Ne münasebet Nilüfer?» divemedi. Zır» dün hastanenin kapısmdan çıkacağı sırada Nilüfer'ın babasını göımuştü. Ferit Belek, omuzları sarkmış. yorgun ve dertli, elinde kuçük bır valizle kırmızı otomobılinin yanından süzulüp hastan?nın bahçesıne girmiçti. Dalgındı. Direksıyon başındak Selim'ı farketmemişti • Acaba ailesınden bıri mi hasta? Yoksa bir dostu mu hastaneye yatırıldı da ziyaretine geliyor? Bu gelış o gelış,. diye aklından geçirmişti. • Sakın, sakm Nilu/erîı dıye düşünmuştü. Ve bugün arkadaşı operator Suad Çetın'i gidıp görmeğe, merakmı gıdenpege kar»r*;*%rdl. Suj*> ÇetiBia hâlâ Nılüfer aUesyle açsüu^ınu T devana ettirdığinı bıliyordu. Sarışın kadm, ıç hastalıklan pavyonuna yaklaşırken. Sehm Gedız de pencereye yaklaşıp baktı: Ne kadar da benzıyordu Nılüfer'e diye mınldandı. Başını sa'ladı. oturdu koltuğa. Kahvesini eline a'dı. Elleri hafifçe titriyordu. Gülümsedi. Kendınin de inceleyemedigi bir duyguyla Nilüfer ı hcm gormek i'ter. hem istemez. Hem özlem. hem de acısmın tazelenmesi korkusu .. Karısınır asla unutturamadığı Nılüfer'i, Avrupa'dan donaukten sonra ilk kez, koca?ıyla birlikte Suad, Çetin'ın duğününde gormüştu Ne turla yaman bir azap çekti o gece.. Onu, hep o gece, narçiçeği renğındeki dantel tuvaletiyle Avhan'ın karşısmda twıst yaparken hayalinde yaşatmaktadır. Sonra. kri«ta1 avirenin altında kocasıyla yanak yanağa. Wedıng Samba . Doktor Selim Ged z önündeki kâğıtları evıriyor, çevirıyor, okuyamıyor Nilufer kafasının içınde yine kargaşa yarattı Onu unutmak mutluluğuna erıs'igi gün mutlaka yasant'sı daha kolaylaşacak. Ama umı'mak da istivor rr'U1' Bir asrı Nilüfer Bir fizik?el ağrı. Unutturmuyor kendını Belki Klup'te. o duğun gecesi. yadırgadığı kişiliğiy'.e, o bambaşka d>şiliğiyle görme«evdı. bu özlem krizlerı bu kadar çetin olmayacaktı Selim G«diz, üç yıldır bütün ayrmtılanyla o geceyi hayalinde gormektedır Bundan ötürü de sanki uzak gpçmişte bir anı değıldir de o. kısa bir zarnan once \aşanmış eıbi gelir O eece Nilüfer'ın, ssdece bir tatlı sızı olarak yüreğinde kalmadığını, kımliğınde ikinci bir kimlık halınde onun var olduğunu kesfetmiş. saşırmıstı Niiüfer'in vaktiyle soylediğî cümleleri hatırlamıstı: Aritnıetık kurallan uygulanamaz insanlara. Iki kere ikı dbrt dedıeın bakarsm beş edıverir. Sonunda işte böyle saşırır kalırsm Melâhat'ın kendini oldürme olaymı tartısırlarken bovlece Selim'ı eleştirm sti Sebm. işte kendismın ıki kere iki ddrt etmedisıni, Nilüfer'den yoksun hayatmın valdızlı br bos zarftan ıbaret oldu?unu o gece anlamıştı. Kendısinin bir formüle bağlayamadıklarını Suad Çetin bağlayıvermısti. Bahçede basba'sala^ken. Sen yaldız!ı bir boş zarfa benziyorsun, demiştı. Oysa Selim, kendisini kof çevize benzetirdi Dış kabuk umut verici, kırarsın içi boş... Suad Çetınin hakkı var Bır boş mektup zarfı kadar anlamsız hayatı. Dort yıl, tam dört yıl görmemişti Nilüfer'i. tlk kez duğün gecesi birbirlerini göriiyorlardı. Ve Nilüfer, bir yanında kocası, bir yanmda Ayhan, bir aydın ve sanatçı topluluğuyla ba? aktrıs gıbı sahneye giriyordu. Ancak Devrim Hareketinden sonr« propagandacıhk suçundan beraat eden ve hakkında solculuktan öturu soruşturma açıldığı için özîl h?«tanenın kapısı vüzüne kapanan Nilüfer Artık «Sosyalist Bebekler» doğurtamadığından bir dünyası yıkılan Nilufer. Ortaköy'de muayenehane açıp da fakir has+acıklarından günlük ekmeğini zor Çikaran Nilüfer. En önemlisı: Beyoğlu"nda, bir muavenehane odasmda dostun'j, nışanlısmı yitıren Nıliıfer. İşte bu Nüüfer. dünyayı bir pula satmak isteyen tavrıyla bir düğun kalabahğmm ilgısini uzerınde toplayan narçiçeği dantel tuvaletli sarışın kadın. . , , . > Doktor Selim Gedif'in h § b^letnlÖiği bir NilüferJdi bu... Üstüste yedigT1?arbelerle1*Wraz >aralı, biraz mahzun. bıraz yorgun ve çekingen; kuytudaki bir masada kocası ve dostlarıvla silik kalmağa çaWşan bir Nilüfer'i Selim. hiç yadırgamayacaktı. Bu Nilüfer'i çok yadırgadı. Bu kadın nereden çıktı? Bu kadmda mânen maddeten ta'mın edılmiş, tatmin edilmekte olan ve cinsel hav^tı düzenli, çok sevilip şimartılmi' bir kadının tam rahatlığı apacık görünüyordu Kendirden emin bir insanm rahatlıfı... SeHm'e göVteri değildi bu Uzun süre Selim ailesrnin orada. bir siitunun yanındaki sarı abajurlu masada oturdujrunu görmemişti. Ikisinin de do=rtu olan doktor Suad Çetin'ın duğü. nünde Selım'in de bulunacaemı h ç du=ünmemışti ki. bakışları ile aramamıstı onu Eski nişanlı•;ını sanki tümüyle silmışti hâfızasmdan, hâtırasından. Zaten çeveve karsı da ilgisizdı. Alıcı go7İe bakmamıştı düeun halkına. Kım var, kım yok? Yalnız bir ara, Suad Cetın'ın terayta oturan a m e siyle babas'na dikkati çelinmiş, Omer'le beraber tebrik için var.larına sridıp dönmüslerdi. Amer kar» barın cev^psine Kendi dost kslabahkiarma Ünlıi solcu v?zarlarm. sairlerin, politikacıların arasma... Nilüfer. elinde votka va .* rakı tii'iinden hir içki bardajı tutuyordı. Ama hiç dudaklanna göturmüvordu temivordu Koluvla vüksek iskemlede oturan koca<;ının dizine davanmıştı Ömer'in bir pli onun cıplak omıızunda. Az konu«uyor. çok dinliyor. Ara5ir? sarışın başını arkaya atarak eülüvordu Kendi aralarında o türlü e»leniyorlaıdı ki. misafirlprin cofu önce'eri bir belâya yaklasnpktan korkarca^i» u7üktan merakla bakarlarc ken onlara. bu a aeı vukarı toDU bplseli insanlara. şimdi • » v " vavas çevrelerindeki halkayı sıkış> a aî tınyorlardı. Kızı, damadı \e bir A'man doktor mısafirlerivle bu sahneye karş' oturan Ekrem Gurgen. önündeki buğulu viskı bardağını sık sık kaldırıp dikerken homurdanıyordu: Sizin arkad?ş da düğününe butün hapishans kaçkmlarını toDİamış. Yine, Selim'in koluna pat pat vvıruyordu: Bvmlar nvkrop gözüm. mıkrop. Salgın hastalık Sa'gın oîdular Babıâli'de Hem ekmeklerımi» z. yer. hem bize küfrederler Sonra işte bcyle karsımıza geçarler keh keh kah kah burnumııza çuler ler Bıîmcyen 15leri tıkırmda sanır Topunun cebıni şimdi tarasan bir binliğı 6ir araya getıremezsm Kapatamıvoruz ki gazete kapı'arını vüzlerine. Hepsi geçer akçe Romancısından fıkracısından kar'ka» turcüsüne. sairine kadsr. Sozüm ona halkın rierdıni dile getirmek rrodacılığı.. Bız de bilir.7 halkı. Sen şoylemezsen aklma getirır mi derdi oldu. ğunu? Soyleyince kışkırırlar. YENİ BİR ÜLKE ıka'va doğru bulutların arasında uçarken yakın çeçmisın acı ve tatlı hâtıralan kafamda canlanıvor, ceşitli olaylar gozlenmın dnünde geçit resmi jaoıvord'j adetA AlıştıŞım. sevdı&ım. benımsedisım her şeyi ve herkesi bır kere daha gerilerde b'rp'carak venı ufuklara yonolıvordum iİİİHİİİİİİİiii G a r t h iİİiİİİİiHİiİiİİİiİifiIİİİiİiİİİiİİIİİiİİİHİİİİİİIİİİİflIfiIİİİİİİlİİiİiİİİMHİİinnnîHİİ PAuf KI B>DPl£, mı Yabancı ufuklann ötesınde vepvnı b i ' miıcadeleve baslav ysraknm Yılçınlıfta ben7er< ^ F * egılım voktu içimde Altsırıî' kerd'mi h'Cbir ?aman hıssetmed'*'rn kadar resur ve hevesli buluyordum Bu benım ıçın ve «aSlnmavı ünit etfıjım ba^an!?.r hf«?b'ra çıizel bir sevdı Karımla. çoouklanmla ıuun uzun vedala«mış, bır eiın önce, tam snvdı*ım nroote Schuur hr<;»rno<;inin knndorlarını arF"i'amı<: ko^uslara eır'a ckmıs. amelıvathaneve u^amış, doktor ve hemsirelere rtpfalarca Aüahaısmarladık denr'stim. ÎHTidp earıa bır b'iT'ik'uk vprd' Oo7İprirmn ra«arnasma •nıçl'ikle m;m ~ olab'hvordum. San!i e](i»rpkmi';ım de bır daha hic drinoripvecekmişinı gıbi gel'vordu b>na Tıp Fakiıl*e<;ırıe devam ıçın i^p^ılorîn, {f'n en n\çun or ÜV/C• tröru KUVVETLEBLB Ş OLOUO.ÜLJÜR. J anUZAK BİR PA >•*•••••••••••• ••••••••••••••a Tifffanv X AMAM SİZ'ı CSOaweBilvll.eE .. . ^ TIFFANY JONES BİR\/ POP İSTEJ2DIM.. ŞIMDI BİUMI YOBJM / MEVLİT Sevgili esim ALİYE TEKİL Kızım EMİNE TEKİL ve oğlu'n NAZMİ TEKİLin aziz ruhlarına ithaf edılmek uzere. 25 Eylul 1969 Pcrşembe gvnu Kadıkoy Osmanağa ca mıınde lkındı nam?zını muteakıp, duahan Hacı Hafız Xuslet YeMİçay Hafız Zekı Altm, Hacı Hafız Alı Gulses. \acı Hafi7 H İ Ç?nakkalelı. Hafız Hufeyın Top Hafız Mahmut HatayI" tarafından okunacak Mevidı îerıfe. aızu eden dın kardeşlerımızın teşrıflerını rıca ederım. Sulevman Tekil, Cumhurıjet 11575 UAHILJVR MCIKHAM«>ISI MaHcoçoğltı Komı ve resim: AYHAN BAŞOĞLUjJ TUHfi CASUSU rVın naMina na*dı| |lp rrvercM Dr. Kâmran Şenel tlI/0 I > l M M 1 Her güa 4 1518 Alrnın Hast^ne«1 y«nl tArkatt *ar| VanGom«zon Satın Alma Komisyon Başkanlığından Işin mahiyeti LwzöeNSİW ? Deniz Kuvvetleri Komufaniığı Seyır ve Hulrografı Daıresı Başkanügından Dildırılmıştır. DENİZCILERE VE HAVACILARA 106 S4YÎLI RILDIRİ 26 EylüJ 1969 ılâ 4 Ekım 1969 tarıhlerınde 08.00 ile 18 00 saatleri arasında aşağıdakı nok*alann birle^tifj saba ıçınde seyretme. demırleme. avlanma ve bu sahanın 200 metreye kadar olan yüksekligi can ve mal emniyetı bakımından tehlikelidir. KARADENİZ RÜMELİ KARABÜRUN ÖNLERİ 1 ınci nokta : E. 4964 No lu Rumelı Karaburun fenennden 270 derece ve 1.5 rml mesafede, enlemı 41 derece 21 dakika Kuzey. boylamı 28 derece 39 dakika Dogu olan Kıi:c burnu 2 nci nokta • Enlemı 41 derpce 28 dakıka Kuzey Bovlamı 28 derece 39 dakıka Doğu 3 üncü nokta Eniemı 41 derece 28 dakıka Kuzey Boylarru 28 derece 48 dakıka Dogu 4 üncö nokta • Enlemı 41 derece 18 dakıka Kuzej Boylamı 28 derece 48 dakıka Dogu DENİZCILERE VE HAVACILARA ÖNEMLE D (Basm: 22453/11565) Keşif bedeli Lira Krs. Geçici teminatı Lira Krş. r f * 5 ü ? S ^ j JOJLUN iNC ^ © a erpee I !m VAN Garnızon Sb. Lojmanları Kalorifer dış tesisatı 137433 20 Brülör tesisatı Toplam + 71105 72 208538 92 11676 95 11 Yalnız (ikı yüz sekiz bin beş yüz otuz sekiz lira ".«92 kuruş) Yukarıda ısın mahiyeti, keşıf becîelı ve geçici teminatı yazılı ınşar» 2490 sayılı Kanunun 31 ıncı maddesme gore kapalı zarfla yapılacaktır. Ihalesı 7 EKİM 1969 SALI günü saat 11.00'de yapılacaktır Bu ıse aıt kesıf, proje, sartname ve dığer evraklar her gun mesai saatlerınde ANKARA Istanbul ve VAN J Sat. Alm. Kom. Bşk.'lığında gorulebıhr. tsteklilerın tl Bayındırlık Md ' luğunden alacakları yeterlık belgeleri ile diğer kanunı vesahklen havı teklıf mektuplarını ıhale saatınden bır saat evvel Komısyona vermelerı. Postadakı gecıkmeler kabul edilmez. (Basm: 22576/11568)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle