Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE tKt 23 EyluJ 1969 CÜMTTTJBfTET •• •• « « • * • 9 9 '•J'ukuk Fakültesi» adını taşıvan bir Fa•*•*• kiiltede. hukukun temeli olan «ahlâkile bağdaşmayan bir takım olaylar geçiyor ve bu Fakıiltenin kıdemli bir hocası olarak. bunlar bizi çok üzüyor. Bugünün hukuk öğrencisi, ister yargıç. savcı. ister avukat olsun. yarının adalet dağitıcısı olacaktır. Eğer öğrenci banu şimdiden kendi bilincine yerleştinnez ve davranışlarını ona xore ayarlamazsa, memlekelin yannki adalet düzerti ne durum gösterir?. KOTU ÇIGIR Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOĞLU ğiıı böyie davranışları doğal sayılır ve hoşgörü ile karşılanır. Ancak iş hocaya hakarete dökiilünee, o zaman ortada yalnız hukuka aykırı dejil. ahlâka aykırı bir davranış var demektir. Bu ise üniversite öğrencisine. hele Hukuk Fakültesi öğreneilerine yaraşmaz. Çünkii bu öğ renci. ileride bir «adalet adamı» olduğu zaman. eski davranışı onun vicdanında bir «sâbıka kaydı> sibi çakıh kalır. Onu rahatsız eder. Birkaç ay önceki bu olay karşısında çok üzülraekle birlikte, bunun gelip geçici tek olay olarak kalacağını düşünerek. bu konu üzerinde bir şey yaımadık. iradi yine Hukuk Fakültesinde yenl ^ p bir olay olmuş. Bu kez yeni Dekanın Üniversite bahçesinde park etmiş olduğu ar«basının altuıa molotof kokteyli» denilen patla>ıcı bir nesne konmus ve arabanın bazı yerleri tahrip edilmi;. Bunu yapanlann yine Hukuk öğrencisi olduğu söyleniyor. Eski Dekana haka ret olayı sağcı ve mukaddesatçı öğrenciler tarafmdan. yeni Dekanın arabasının tahribi olayı ise solcu ve devrimci oğrenciler tarafmdan yapılmış deniyor. Ben bu son olayı da yalnız hukuka değil, avnı zamanda ahlâka aykırı buluyorum. Kendi düşüncelerini paylaşmayan bir tnsana fenalık yapmak için onun malını gizlice tahribe kalkıînıak. ahlâk kurallarıyla bağdaşmaz. Bu. ayrıca çok ilkel ve basit bir zihniyetin eseridir. Cahil hir köylünün. kızdığı komşusunun harmamnt .takmast kadar hasil ve ılkcl'. Bo>le ilkel da\ranışlar. yarın bu tür olaylan onleme ve cezalandırma gorevini yiıklenecek olan hukuk oğreneilerine yaraşraaz. Birinci oiay ne kadar çirkin ise bu ikinci olay da aynı derecede çirkindir. reneisi arasında böyle oldnğn gil>l, SğTenH ile öğrenci arasında da böyledir ve hoca Ue boca arasında dahi böyle olmalıdır. Bugün Türkiye'de bu söylediklerime gereği gibi uyulmuyorsa, bunun nedenini meraleketimizin »osyal adaletten yoksun olan ortamında. ve herkesin memleket yararıodan önce kendi çıkarını diısiinmek suretiyle bu sosyal adaletsizliği biisbü tün sivri ve keskin hale getirmesinde aramak lazımdır. vvelce bir yazımda belirtmiş olduğum gibi. sosyal adalet ilkesi. ne bir dogma. np de katı hir doktrindir. Bir insanın sağ veya sol düjünce taşıması onun sosyal adaletçi olmasma engel değildir. Elverir ki o kimsenin 34 milyondan en az 32 milyonunun maddî ve manevi yardıma muhtac olduğu Türk halkına sevgisi olsun! İktisadî işlerden haberi olsun! Bas eğmeyen bir sahsiyeti ve bulandırılamıyan bir nâmusu bulunsnn! Böyle olduktan sonra o kim senin saicılığından da «olcnluğundan da zarar gelmez. İşte hen ofrenciferimi. düsiincelrrinden dolayı hiç bir ayınm yapmaksızın bunnn için se\erim. Çiinkii onların arasında bu mllleti. hu vatanı satacak çikarcılarm bulunabileceğini hatınma bile eetirmem. Ve yine bunun icindir ki. yukarıda belirttiğim datranışlan oğrencilerime yakıştırmam. Ocü sokağın başında, «Çarlık devirlerınde, ulusal hayat düzeruni modernleştirmek için gösterüen bütün çabalar, feodalızmın kalın tortusu. burjuvazinln gelışmemişligı ve guçsüzlüğü, hükümet sistemınin battallığı. en son ve önemli neden olarak da Rusyamn yabancı sermayeye bağımlı olması sâızünden sürekli bir şekılde engeilenmistı O koca imparatorluk, son Romanof hanedanı sırasında, yarı imparatorluk. yan somürge durumuna düşmuştü. Batılı hıssedarlar. Rusya madenlerının yüzde 90 ma. kimya endüstrısinın yüzde 50 sine. teknik tesislerınin yüzde 40 ından fazlasına ve yatırım stoklarının yüzde 42 sine sahip bulunuyordu Yerli sermaye yok gibiydi. Millî gelir, modern ihtiyaçlan karşılamaktan çok uzakt! Bu gelırin yarısından çoğu, son dereee ilkel koşullarda yüriitülen tarımdan saglanıyor ve serrnaye birikimine hemen hiç katkısı olmuyordu. Devlet. sınırlı bir alan içinde, vergiler kanaliyle. endüstrileşme için gerekli parayı sağlıyor: Örneğın demıryollannı kuruyordu. Ama endüstri gelişimınin başlıca dayar.agı, yabancı sermaye oluyordu. Ancak. yabancı yatırım sahipleri. özellikle inatçı burjuvazinin boş hayalleri ve toplumsal huzursuzluk karşısında tedirgin oldukları bir ortamda, kendilerine düşen buyük payları yenıden Rus endüstrisine yatırmakta pek de büyük çıkar görmüyorlardı. Busya, ancak kendi tanmsal kaynaklarına dönmek ve kendi ısçilerinin olaianüstü çabasından yararlanmak yoluvla, Profesör Rostow'un ded:ği gıbı endüstriyel «kalkış» a geçebilirdı. Bu koşullann hiç biri ıse eski rejırode yenne getırılemezdi. Çarlık hükümetlerı. Rusyanın millî çıkarlannı ileri süremıyecek kadar Batı finans • kapital'ıne ba&lıydılar. Ve tarımı toprair aristokrasısmin her türlü hareketi engelleyicı p?nçesınden kurtarmaya güçleri yetmiyecek kadar feodaldılar. Ve bolşeviklerden önceki hükümetlerden hiç bıri. şartlar ne olursa olsun. endüstrileşmenın gerek"ıreceğı çaba ve fedakârlığı işçı sınıfından alabılecek sıvasi suce ve mânevı otoriteye sahip değıldiler. Bu işin gerektireceğı ?örünüm. karanlık ve modern duşünc«. bu hükümetlerin hiç bırinde voktu » • . Okuduğunuz satırlar Isaac Deutscher'in «Bitmemiş Oevrim» isimli kitabından almmıştır. Devrimden ftneeki Kusya ile bngünkü Türkiye arasmdaki benzerliklere dikkat ediniz. Yukarıriaki parça, Rusya kelimesi çıkarılıp yerine Türkne kelimesi kondufunda. pek yadırçanmadan okunabilir. Bııçünkü Türk ekonomisi de yabancı sermaveye hağımlıdır. Madenlerimizin ve imalât sanayiimizin büvük bir kısmı vabancılarin elindedir. tktisadiyatımızın hâkim tepeleri Batı kapilalizminin eğemenliffi altındadır. Yerli sermave birikimi \ak rienecek kadar cılızdır. Milli gelir modern ihtiyaçlan saflamaktan uzaktır. Bu felirin önemli kısmı tarımdandır ve sermaye hirikimine hemen hiç katkısı olmaz, Devlet vergilerle bir sermaye birikimi sağlayrp demiryollan, karavolları. elektrik çibi teınel hizmetleri vürütmeye çalışır, bunnn ysnısıra ser#nayecilere aktanr kredileri Ne var ki sermaveciler kendilerine düşen paylan ve iç pazardan elde ettikleri hüyük kârları. tedirginlikleri ve büviik hırslan yüzünden. kalkınmaya değil, daha büyük kâr sördükleri alanlara yatırırlar. Vfilli kalkınmanın gerektirdisi fedakârlık ve zahmeti halktan istiyecek bir siyasi ilrtidar yoktur. Tersine siyasi iktidarlar Türkiyenin millî çıkarlarını savunamıvacak kadar Batı finans kapitaline bağlıdırlar, ve tarımı müte^allibcden lcurtaramıyacak kadar feodallere karşı boynu büküktürler. Bütün bu dâvaların hakkından ırelebilecek kararlılık, mânevi otorite. ve modern düşünce siyasi iktidarlanmızda voktur. öyleyse? Övleyse Relecek mi Türkiyeye komünizm? Tarih lâboratuannda çok dejjişik iç ve dış etkenlerin hesahı kolay vapılamaz. 1910 lann Rnsyası ile 1960 ların Türkiyesi arasında benzerlik varsa da büyük farklar olduğunu da büıyoruz. Ama dış kaynaklardan pompalanan bir komünizm kâbusunun memleketi sardığını da frörüyoruz. Plânlı olarak vürütülen «komünizm tehlikesi propagandası» nın elbette bir gerekçesi var. Nitekim yukarıdaki iki tablonun kıyaslaııması anlamlıdır. Ve hiç bilinmez gelir mi felir komünizm .. Bir gece sokağın hasından «Böööo» diye dilini çıkarıverir. Peki, ne yapmalı buna karşı? Gayet basit: Siyasi iktidarlan milli çıkarları savunacak niteliğe kavuşturmalı .. Toprak reformu vapıp tarımda feodal eğemenlifi tasfiye etmeli Batı finans kapitalinin Türkiye üstündeki eğemenliğine paydos demeli... Halkı vaadler ninnisiyle uyutan değil. kalkınmanın zahmetine çağıran hükümetler kurmalı . Dısanya sermaye kaçıran işbirlikçi kompradorlan hizaya getirmeli Yeraltı ve yertistü servetlerine sahip çıkmalı... Komfinizmi istemiyen bu amaçları gerçekleştirmek yolnna İlk olaylar E on yıllarda Fakültede boykotlar oldu, işgaller oldu. Hattâ tahrip olaylan gihi hukuka a>km davranışlar oldu. Büyük coğun luk. gençleri luclarken. bu gazetenin okuyuculannın hatırlıyacağı ?ibi. yalnız biz bu sütunlarda, her tıırlu ithamlara göçüs gererek ve yönetidleri eleştirerek. öğrencilerimizi savunduk. Hukukü aykırı davranışlarııı sehebine, kökiine inmenin vc bu davranışlann nedeni olan etkenleri ortadan kaldırmanın kısacası Üniversite reformunun gerekli olduğunu. arka arkaya yayınladığımız yazılarda belirttik. Çiinkii aklımızin ve duygumuzun sesi bize öğreneilerimizra bu davranışlarının kasıtlı olmayıp. Türkiye'nin bugünkü sosyal yapısında hükiim siirmekte olan adaletsizliklerin bir sonucu olduğunu stfylüyordu. Bugün yine bu kanıdayız. Bu davranıslarda ahlâka aykırı bir nokta gormüyoruz. Hoşgörü • J iz kendimiz, düsünce özgiirlüğüne say•** gı besleyen herkes gibi, sonsuz bir hojgorüye sahibiz. Sadeee Türk halkının mutluluğuna, Türk Vatanının özgıirlük ve bağımîizhğına karşı çahşan hainler karşısında bu hoşgöriiyü taşımayız. Bunun dısında bizim için sağcı, solcu, ortacı düsünce tasıyan her vatandas, kutsal bir varlıktır. Hele öğrencilerimiz arasında bu gibi eülimlerden dolayı hiç bir ayırım gözetmedik. bundan sonra da gözetemeyiz. Onların hepsi bu vatanın geleceğinin de«tekleri olan evlâtlanmızdır. Üniversitenin bilim çatısının altında doktrin ve doğmaların katıiığı, yerini bilimin gerçeklerlne ve düsüncenin insancü hosgörüstine bırakır. Bu, boca ile öğ Son olaylar irkac ay öııce Hukuk Fakülteslnin e»ki Dekanına karşı bir grup öğrenci (arafmdan hakaret taşı>an sozler söylendiğint kimi gazeteler yazdı. İtiraf ederim ki o zaman içimiz burkuldu. Çıinkü bu Dekan. Fakültenin bir hocası. ona hakarete yeltenenler Ise onun öğrencileri idiler. Dıuiyanın her yerinde Ünlversitelerde olaylar çıkabilir. İdareye karşı protestolar olur. «Delikanlı» dediğimiz gençli B T nlversite horalığının sonuna doğru yaklaştığım hu yıllarda. bütün ömnımü adamış olduğum Fakültemin yüce ruhlu gençleri tarafmdan yüceltilmesini görmek benim için en büvük bir mutluluk olacaktır. Kötü çığırlar açmayalım ve açmak isteyenlere fırsat vermeyehm' t \OT: «Olaylar ve Görüşler» sütununa gönderilecek yazılann 700 750 kelimeden fazla olmaması gerekmektedir. Sa>nn yazarlannuzm teknik imkânların zorladığı bu gereğe uymalanm rica ederiz. Üfürükçüden medet üfürükçüler, kursun dökücüler sizlere j ü n dogdn ! Artık kanundan korkmadan dertliye serbcstçe derman da|ıtabilininiz : Vatandas pahalı ve ise yaramayan iliç almaktan kurtuldu; reçete yazdırmak için poliklinik kapılannda günlerce »ıra btklemrğe lüzum kalmadı. Vatandaslar ! Siz bundan sonra uzun isirall koskoca sağlık maesseselerine. hattâ o müesseseleri yöneten Saglık Bakanlıgına da kulak astnavın ! Bunların hepsi. avara dönen kasnaklar gibi. bosuna debeleniyarlar.. Baksanıza, iliç yapanlar eczane caraeklnlarım süileyen renkli ilâçlann içlne taastalıj^ı iyi edecek etkili maddelcri koymuyorlarmıs ! Böylece Türkiye ispat etti ki, insan yalnız ilâçla değil, ilâç zannettiği nesneyi yutmakla da iyi olabiliyor. Memleket bastanbasa, her türlü hastaIıtı. havayla, snyla, inançla tedavi etmenin usnlünü gösteren büyük bir psikoloji lâboratuvan halinde çalışıyor. İçin tnhafı. bütün Türkiye bastanbasa sahtekârlığı değerl r r f ^ e n bir lâboratuvar olduğu halde. koskoca Türk Devletin i g ^ u ilâçları kontrol edebilecek sahici bir lâboratuvarı yok '. Demek ki, halkın saghğına hizmet ettiklerini söyleyenler. hizmet yapıyornz diye rol yapıvorlar ! Demek büyük isimli firmal a n n amaçları dertli vatandasa derman aramak defil. Türkiye 1 yt yfizde bin kîrla mal ithal ederek kabank transferler yapmaktır. Bütün bunlann karşısında da hükumet köprü. baraj insa etmeyi, tslâm zirvesine katılmayı düşündügü halde, halkın •aflıfı namına ilârları kontrol edecek bir lâboratuvar kurmayı hatınna getirmiyor. Bu acı gerçefi Cumhuriyet yazmasa, Bakanlıgın tahkikat açması söz konasu olmayacak ! Hem Allah askına tabkikat açılsa ne olacak? Parlâmentonun dillere destan olan ilâç raporondan ne haber?.. Mademki ilâçları kontrol edecek imkânımız yok, bunu bütün uvarmalara rağmen düsünecek hükümet yok, mademki millelin saflığını sahte ilâçlara terketmisiı. mademki halkın sifa ümidini o ilâçları yutanın •af niyetine bağlamısız. su halde üfürükçüyü neden suçluyor, onn hapislere atıyoruz?! İlâç yerine herze yntmakla üfürükçü Snüne otnrmak arasında ne fark var? Doğrusunu isterseniz; Tesil Hoca'dan veya kursuncn Hayriye teyzeden medet ummak tabiat üstü knvvetlere inanan insanlar için, sahte ilâç vutmaktan çok daha iyi defil midir? Teçil Hoca'yı, kursuncu Hayriye teyzeyi. sahte ilâç sürücösü. ümit sömürücüsü serefli firmadan çok daha namuslu ve erdemli bulmaz mısınız? Bu kosullar altında hükumetin namns» ve içtenlife itiban varsa, Yeçil Hoca ile Hayriye teyzeyi metleklerini serbest yapmakta rahat bırakmahdır. B. zel af yolu, kanunlann soyut olarak hesaba katamıyacağı bazı özel hallerde, cezanm bir haksız • lık ve adalet duygularını zedeleyici bir uygulama haline gelmesini önlemek amaciyle yaratılmıştır. Allolıç olayında ise. özel af için örnek sayılacak bütün koşullar bir araya gelmiştir: O Ozel affın tipik örneği Prof. Dr. Muammer AKSOY Türk Hukuk Kurumu Başkanr cak (eyleme tahrıkle ilgisı bulunmayan) bir yazıdan ötiirü, yıllardır hapislerde kalması ve saglık durumunun bozulmasına rağmen bu hukuki facianın devarn ettırilmesı karşısında hepimizin adetâ nasırlı yüreklerle seyircı kalmamız, • sosyal bir cinayete» şu veya bu ölçüde katılmamız demektir. Şadi Alkıhç, bundan birkac yıl sonra herkesin «normal ve suç olup olmadığı üzerinde bir dakika bile durmayacağı» böyle bir vazıdan ötürü öldürölmüs olursa en azmdan bütün görevll ve sorumlular ve biz aydınlar, gelecek kuşaklann ve tarihin lânetlemesinden yakamızı kurtaramayız. O Alkılıç'ın cezalandınlmasırun nedenini teşkıl eden 142 nci maddenin Anayasamıza aykırı düştügünil, Anayasa Mahkemesının çogunluktan bir eksilc sa>ıdaki uyeleri dahi kabul etmıştir. Dernekki, her an Anayasaya cykınhktBn ötürü iptali mümkün bir hüküm yüzünden ceza ıçiyis söz konı^udur. A Mahkumiyete sebep olan yazı. o dereee teşvik ve tahrikten uzak, adetâ romantik bir yazıdır ki, 2 Agır Ceza Mahkeme^[ Heyeti .ber*t^kararı Jrg|eB rek, ; 2 heyet de bu aplamda <5âvaya bakmaktan çekifierek, «Böy le bir yazıdan ötürü 142 ncı maddeye göre bile ceza verilemiyeceği görüşünü» dile getirmişlerdir. (Yargıtay Ceza Kurulunun 19 üyesine karşı 14 tiyesi de, olayda var sayılan suçun mevcut olmadıfı sörüşünü savunmuştur). O halde suçlululc konusunda, en azından şüpheli bir durum var demektir. Ceza Hukukunda «Şüphe, samğın lehtne olarak değerlendirilir» (in dubio pro reo> Bu esas, artık yalnız deliller konusunda defil, her noktarla ışık tutucudur. Bunun için değil mıdir ki, ilerl birçok toplumda, iüri heyetinden sadece bir kişinin dahi suçluluğu kabul etmemesi halinde. beraet yoluna gidilmektedir. Bizim sistemımiz böyle olmasa bile .<pek çok hâkimin masum saydığı bir şahsın. hem de «giinahı» ( ! ) sadece memleket haynna saydığı görüşleri bir yazıda belirtmekten ibaret olan bir yazarın. yıl • ••••••••••••«a ?.i'lJ ««••••«•••••••a CK / AYSE COŞKLNKA.V (Bl'RGl!) ıle J.••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••;•;•?; HALIL COŞKUNKAN .......•••• • • • • • • • • • • • • • • «• • •; ....... . . . • • • • • • • • • • • • • • • ; • • ;; » • •• . . • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • . •«• ••••••••. •••••••••••; • • • ; evlendiler ••a••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• 2291969 Çelik Palaı Bursa J Cumhuriyet 11484 larca hapıshanelerde çürümesiyazann özel aftan faydalanmane göz yumulamaz. Hukuk diiması, anlaşılamaz ve akla sığzeni. ruhsuz ve kalbsız, sadeee maz bir eşitsizlik ve keyfüik örmaddelerı ve onların tesadüfi soneği teşkil etmektedir. nuçlannı körü körüne ve otomaA Nihayet, Şadi Alkılıç'ın saglık durumunun, hastahanede tık olarak uygulayan Dir robot tedavi görmesini gerektirdiği, değıldır. Hâk'mlerin büe büyük saglık kurulu raporu ile ortaya bir kısmının, daha bugünden konulduğu halde, sıhhatlPrinin suç saymadığı yazıyı, tıukukçu herkesi imrendlrecek kadar rnüolmayan yazarın «suç sayarak urk demokrasisınin ve Türk • kemoıel olduğu meydana çıkan fikir tarihinin bir kanla da • yaymlamaktan kaçınmas:», onha lekelenmesini Istemiyor J dan * j s ı t isteaeWrtedj?'Kaldı k i f j , kimselenn bile fejıdalandığı =bir . ^ . . sak, Batı âieminin okul kıtapiaAtıayasamızın 33 üncü maddesi, t ınsancıl tedbirdeh.Â'Pnun faydaAİ«n nna geçecek «bir fikir cinayeti» { Ejvr başvurmazsa . Kanunkoyucusunun «suç olan > landırılmaması, Ânayasamn menin ülkesi olarak damıralanmak J Dedik ra .. Ocü sokağın başında bekliyor. bakarsın bir nün fiılı açıkça bildirilmesi» ni raı nettigi «işkence vasagı» na bile istemiyorsak, ınsancıl duygulan j kıpkınnızı dilini çıkarıp «Böööö» deyiverir Allah «östermesin . reder genış anlamda aykırı düşemızı olsun harekete geçirerek • celc bir davrams teskil eder. CEK Yann ise bu yazıyı, hemen bir özel affın çıkmasını derhal imdl çekinmeden belirtmek her vatandaşın «ceza ile ilgisı olsaglaraalıyız. isteriz : mayan bir düşünce açıklaması» Şadi Alkılıç'ın dünyarun hiç sayacağından şüphe etmek, Türk SO N bir demokrasisinde bir tek pün •••••••••••••••••••a toplumunun ve halkının gelişmehapis ıle diM cezalandınlmayayeceği. çağdaş düzeye ulaşamayacağı yolundakı pek ağır bir yargıyı benimsemek olur O Valnız sosyallst görüşlü hukuk otoriteleri ve kalemler değil. kapitalist düzeni savunanCAVIDE BEKLERİZ lar bile gerçek bir liberal göile rüşe sahip iseler Alkıl'.çın W ORHAN ÖNDERSEV maiıkum olmasının veya hapıs ' hanelerde çürümesînin, kamu ( oyunu ınciten bir olay olduğunu evlendıler açıkça dile getirmektedirler. ile Ankar O Rejime ıhanet suçundan ölüme veya müebbet hapse mahkum olanlann bile özel af yolundan faydalanarak salıverilditiancıiık: 450011496 ğı bir ülkede, Türk toplumunun haynna olduguna inandığı gorüşlerini bir makalede dile gedeğerinde Şişli Hanımefendi Sokağında ve tirdiğı için mahlrum olan hir î 5 1969 yılının ikinci ikramiye çekilişinde dederinde Feneryolu Ziverbey Asfaltı üzerinde 100.000 LİRA 98.000 LİRA 57.000 LİRA APARTMAN OAİRELERİ 10.000 LİRA ve ayrıca zengin para ikramiyeleri TEŞEKKÜR Oğlumuz H. ADL1 fOKTAMTS'ın sünnetini buvOk bir ustahkla yapan Fennl Sunnetçt KEMAL ÖZKAN Kundura Malzemesi Satışı Muhtelıf cins deri, kösele ve çeşıtli kundura malzemesi teklif almak suretiyle satüacaktır. Taliplüerin, Kadıköy Palas Kat: 3 (Telefon 44 44 03) adresine müracaatlan rica olunur. NOT: Nümuneler mahallinde görülebilir. Cumhuriyet 11482 îstanbnlda yalnız doknz gün için ve yardımcılarına teşekkur ed«riz. Annest: Sabahat Babası: Ofrüz Cumhuriyet U4SS •••••*•«•••••«.•••••••>••«••«••••••«•..' SON PARA YATIRMA TARİHİ MomuiAfiil FULBRIGHT Sosyal Hizmetler Bursu Sosyal hızmetlerde memur olarak çalışan veya fahri olarak faalıyetlerde bulunanlara komisyonumuz taraîından bir miktar burs sağlanacaktır. Müracaat şartlan: a. Türk vatandaşı olmak, b. ivı İngilızce bilmek c. En az Lise mezunu bulunmak. d. 23 40 yaşları arasında bulunmak. doldurulmuş formların 6 Ekim 1969 akşamına kadar Fulbrıght Genel Sekreterligine ulaştırılması gereklidir. Etraflı bılgı ve müracaat formlan aşağıdaki adresten temin edilebilir. Fulbrıght Genel Sekreterliği Gazi Mustafa Kemal Bulvan 7/1 (Yenisehir Ankara) Tel: 17 86 91 Has: 3533/11430 SULTAN ABDAL (Türkülü Halk Oyunu) 22 26 Eylül YENİ TEPEBAŞI GAZİNOSUNDA 27 30 Eylül KADIKÖT OPERA SİNEMASIKDA p| R TEŞEKKÜR Avanos eşrafından öjretmen Rifat Aksoy'un kıymetll eşi Ismail Akman'm ve AIife Tok'un kardeşi, biricik annemiz 10 EKİM DIŞ TICARET SAADET AKSOY'un vefatı dolayısıyla bizzat cenazesine katılan, evimize kadar gelerek ve çelenk gondererek bÜ5"iık acımızı paylaşan dost ve akrabalarımıza aynca yakın ilgisini gördügümüz hemşehrimiz, Dr. EMtN DEAtİR'e teşekkürü bir borç biliriz Esi Evlâtlan ve Kardesleri Has: 3549115C» Biletler Tepebaşı Gazinosu. Lâle Sıneması, Opera Sineması gişelerinde. Tel: 44 21 31 44 35 95 Cumhuriyet 11483 Türkiye İş Bankası ve Bank of America tarafmdan kurulan İKİ ADET 30/5 CB TİPÎ YARIM OTOMATÎK SANTRAL (Redresör ve Akü Komple), 50 ADET TELEFON fv\Sı ALINACAKTIR. AMERİKAN TÜRK BANKASI I.E.T.T. İşletmesinden 1 Malzeme 2/10/19fi9 günü saat 15.00 e kadar mektupla fiyat ve teklif isteme usulü ile satın alınacaktır. 2 Şartnameler Metrohan Levazım Müdürlügünden bedelsiz alınabilir. (Basm: 22635/11490) ZAYt Doğan Sıgorta'da îpeh TOHUMCU adına açtırdıgınM. 4703 numaralı poliçeyi kaybettiğimden hükümsüzdür. Ali Naam TOHUMCl Cumhuriyet: 1150: KAVIP 24AN017 No lu pWVıybettim. Hükümıuıdür. TahsİB ALISIlt Cumhuriyet 11502