25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFF, DÖFT hastanın nayatına malolabilirdi. Beyaz maskenin Uzerindekı kahverengi gözlerinde bir kin pırıltısının j'anıp söndüğünü derhal gördüm. §u anda benira ellerime teslim edilen hastanın durumunda bence kutsal biı şeyler vardı. Onla da buna benzşr kutsal bir şeyi yıkacak tarz da Konuşmuştum gaiiba. Şatonun sahibi hizmetçi muamelesi görüyordu. Ona göre böyleydi tabii. Ama haksızdı. Çünkü biz kendi şatomuzda bulunmuyorduk. Burası şimdi, masanın üzerinde baygın yatan adama ait bir yerdi. Biz de ona faydalı olmağa çalısan sorumlu kimselerdik. 19 Fvlül inr,9CUMHUBÎYET Yazan: BARNARD CHRISTIAN Genç asistanlar arasmdaki yarısma bütün hızı ile devam ederken, sabahın birinde hiç hesapta bulunmayan bir şey vuku buldu. Önemli bir müdahaleye tâbi tutulması gereken hastaları ameliyata hazırlama görevi de verilen talimata göre bize aitti. O gün sıra bendeydl. Safra kesesi ameliyatı geçirmesi gereken hastayı ameliyathaneye getirmis, müdahaleye hazırlaıtıış, anesteıisini yaptırJIUŞ. karnını da gerekli yerden yarmıştım. Bizim görevimiz bundan ibaretti. Tam o noktada cerrah gelecek, ameliyata el koyacak, sonuna kadar da götüTecekti. Fakat aksi tesadüf bu ya, operatör hâlâ görünmemişti. Hastayı da bu halde bekletmek doğru degildi tabii. Böylece ister istemez ameliyatm ikinci bölümüne geçtim. Tam bu ikinci bölümü de ta mamladığım sırada hocanın asistanlanndan doktor Jannie Louw içeri girdi. Şöyle belirli bir mesafede durup ameliyat masasına bir göz atmakla yetindi. « Vaziyet gayet normal fö Her ameliyata heyecanla başlanm» rünüyor. Sonuna vakls?tifina RÖre niçln bitirmiyorsun?..» Bu teşvikten cesaret alarak devam ettim. Artık ameliyatın enikonu sonuna geldiğim bir sırada, yine doktor Louw'un güleç yüzü ile karşılaştım: « Tamam demektir. Tebrik ederim seni. Işini bitir, açtıgın vrri kapa, dik ve hastayı yatağına gönder..» Böyle söylemiş ve hep çlilerekten çekilip gitmişti. Dedt*i gibi yaptım, yarayı kapatıp güzelce diktim, hastayı yatağına gönderdim. Fakat o akşam bütün /eceyi uyanık geçirecek, en azınuan yanm saatte bir hasıamı yoklayacaktım. Ya bir terslık olur. ya ameliyat kötü bir sonuca yol açarsa diye ödüm kopuyordu. Heyecandan ne yapacağımı bilemez hale gelmiştim. Bizim ciurumumuzdaki müptedi bir doktorun böyle bir hastanede benzer bir ameliyat yaptığı vâki değildi. Bu Uk ve son olacaktı. Çünkü önemli bir müdahale idi. HAYATIM GÖNÜL ALMAK İÇİN BİR BUKET GÜL Dikis için gerekli malzemeyi uzattı. Yıllann ötesinden gelen bir disiplin çerçevesmde saat gibi muntazam hareketlerle çalışıyor, lakat gözlerini bürüyen kin dalgası dağılmıyordu bir türlü. Bu ameliyattan sonraki Uçbeş gün içinde sanki dargmmışız gibi hiç konuşmadık. Aramızdaki sessizlik ona bir buket gönderdiğimin hemen ertesinde bozuldu ve barıştık. Havlu sal'.ama usulü ile işaretleşmeğe j'eniden başlamıştık. Ceırahide. beni yavaş yavaş telâşa doğru iten bir sertlik unsuru vardı. Servis olarak üç bölüm haünde çalışıyorduk. Bun larm üçünde de hazin sonuçların her an patlak vermesi ıhtimal dahüindeydi Sanki nârin yapılı çiçekler üstünde çalışıyorduk ve bu çiçeklerden bir İcısmj eünün birinde sararıp solmağa mahkumdu. Bir defasında küçük bir çocuğa bacağını kesmek zorunda olduğumuzu söylemek mecburiyetınde kalmıştım. Dizkapaktan asagı filân olsa haydi neyseydi ama. tâ kasıktan itibaren almak gerekiyordu bacagı. Kötü haberi duyar duymaz ağlamağa başladı. Insan kalbi durabilirdi bu manzara karşısmâa. O yastaki bir çocuk için bu, ölüm haberinden farksız bir şeydi. « Bundan böyle arkadaşlarımla zıplayıp kosamadıktan son ra Kim ornayacak benimle?..» Daha sonra, Pikkie Joubert'le çay içtiğimiz lokalde konuşurken, kendimi bu konuda son derece suçlu hissettiğimi açıkladım. « Nedenmiş yani?» diye sordu. «Bacağını kesmeseydin ölecekti. Daha mı iyi?..» « Belki onu tek baraklı hırakmaksızın da bir çare bulnnabilirdi diye diişüııüyorum.» « Haklısm. Bu çare er g*ç bulunacak. Ama 2000 vılında... Hem neymiş bakalım senin başka bir çare dedifin sey?..» « Nakil yolu ile bu bicâreye başka bir bacak takılaraaz mıydı acaba?..» « Takılabılir tabii. Ama tekrar ediyoruıa, ancak 2000 vılınd a . * " : HER ZAMAN İŞLER YOLUNDA GİTMEZ Herşeyden önce ameliyathane denen yerin bir nevi kişisel başarılar arenası olmadığını kabul etmek gerek. Bu olaydan kısa bir süre sonra bana oir apandisit ameliyatı vermişlerdi. Louwtjie. o devirde ameliyathane hemşireliği kurslanna başlamıştı. Benimle beraber bu ameliyatta da hazır bulunacak, istediğim zaman bana âletleri uzatacaktı. Çok basit bile olsa her ameliyata başlangıç anlarında ölçiisüz bir heyecana kapıldığım bir ger çektir. Nişanhmla beraber çalıştıgım zamanlar bu heyecan tansiyonu büsbütün yukseJiyordu. Çünkü aramızda böyie bir yere bir türlü yakıştıramadığım bir samimiyet ve yakınlık vardı. Müdahaleler sırasında jüzük takmak yasak olduğu için Louwtjie, nişan yüzüğünü parmağından çıkarmış, gömleğinin yakasına çengelli iğne ile asmış, üstüne de steril ameliyathane kıyaletini geçirmişti. Bir zamanlar mavi bir Austin iken, şimdi asıldığı yerde hafıf bir şişkinlik yapan yüzü£ün şu rran zarası da sinirimi bozuyordu. Sonra, hiç beklenmedik bir anda korktuğum başıma geldi. Damarlardan birini bloke etmek için Wullanılan penslerden biri kaydı. fışkıran kan da ameüvat masasının üstünü ve çevresini bir anda kızıla boyadı Pensi hemen yerine takıp sıkıştırdım, sonra Louwtjie'ye döndüm: * Hep senin yüzünden. Ameliyat sırasında dalgınlık olmuz.» « Ne dedin?..» « Bir de anlamazlıktan teliyorsun kızırn . Farkına bile varmadın defil mi?..> Tanıştığımızdan bu yana onunla niç bu şekilde konuşmamıştım. Fakat şu anda o nişanhm Louwtjie degil, sartpce görevjni iyi yapmayan bir r.meliyathane hemsiresiydi. Hiç ?akası yoktu. Zincirin tek halkasındaki bir gevşeklik bile bir Dr. Blaibcrg'e yaptıgı ameliyattan sonra Cape Town İniversitesi tarafmdan kendisine şeref doktoru payesi verilen Prof. Barnard, töreıı sırasında kep jriyerken förülüyor. sım bir gastrik rezeksiyona tâbi tuf:lmak üzere benim çalıştığım bolüme yatırdılar. Onu kurtarmak için her türlü fedakarlığa katiandıgımız her türlü gayreti de gösterdiğimiz halde dayanamadı, öldü. Babasına yapılacak otopsirte Pikkiede bulunmak istemişti. Ben de hazır bulundum. Babasının t:esilip biçilmesi karşısında bir oğulun bu derece tarafsız kalabilmesi beni hayretler içinde bırakacaktı. Söz konusu manzarada kaskatı ve buz gibi bir nitelik vardı. Klinik niteliği. Tatsız. tuzsuz, berbat bir şey. Genel cerrahideki altmcı staj ayımııı dolması sonunda bana sabit bir görev teklifinde bulundular. Bu teklif «Peninsula Maternity Home» dan gelmişti. Derın ve rahat bir nefes aiarak kabul ettim. tmha edicı. merhamet nedir bilmeden kesip biçen sert cerrahinin sonuna böylece bir nokta koyabıiecek hayata dönüş, ya da hayata başîangıç imkânlan saglayan bir hastanede çalışacaktım. YARIN Yeni bir görevin meraklı tarafian .NIHAL KARAMAGARAU 46 Kırım olursa bir gün küçük yaştan telkin edeceğim. Çılgınca âşık olduğu erkekle evlenmesin. Hayat ışkence oiuyor. Ve tutturuyordu: Ömrümürün sonuna kadar bizi Avrupa'da yaşatacak kadar paramız var. Babam bendcn esirgemez. Istanbul'a dönmeyelim. İstanbul anı larınla dolu. Faküiteye her gidişinde onu hatırlaya caksm. Bıktm değil mi? Hastalığımdan da, benden de?.. Evlendiğine pişman oldun. Buhranlı giinleri atlatıp da eve döndüğü zaman kanştırdığı Türkçe gazeteierde gözüne ilişive. ren bir havadis moralini yükscltmiş. çabuk toparlan masını sağlamıştı: Bazı solcularla beraber propagandn yaptıgı geıekçesiyle doktor, Nilüfer Bozkırlı hakkında da soruştuıina açıldığını yazıyordu ga?ete. Yine bir sevinç krizine yakalanmış Yıldız, bir koltukta kitabını okuyan Selim'in dizleri dibine çökmüş. yüzünü onun juzüne kaldırmıjtı: Artık iyice anlamışsındır meslek arkadaşımn nio^ligiit», niteüğini ynjanm ki içinde hi& pjş. manlılc kalmamışttr. Dttaımn, belki de beş yıla, oh vria rfıahkum ederîe^, demrşti. Selim'in yüzünü inceleyerek, haberin tepkisini öğrenmeğe çabalayarak. Böylelikle kendi sevinirken onun yarasını tâze lediğini, ona dayamlmayacak acılar çektirdiğini anlamıyordu. Yüzünde okuyamıyordu acısını. Çünkü Selim. yadırganacak, zaman zaman irkilti uyan dıracak kadar anlamsız, sanki balmumundan bir maske geçirmişti çoktandır yüzüne. Ve ne güçlüklerle. ne iç savaşlarıyla... Gözleri yalnız kendi içine çevrili olduğundan, bencillığinden Yıldız hâlâ görmüyor ona ne türlü azap verdiğini. onu karamsarlığa itelediğini, mutsuz kıldığını, derin derin düşündürdüğünü... Nılüfer vaktiyle yanlış benzetmiş Yıldız'ı serviye. Yıldız, işte şu hoide duran saksıya dikilmiş palmiyeye benziyor. Bir süre boy atmış, yaprak salmış. pırıl pırıl göz alıcı ama. işte o kadar. Geliş. mesi durmuş. Yücelmesi, kök salması... Görevi sadece bulunduğu köşeyi süslemek. Süslüyor da. Yaidızlı konsoldan. ortada duran yaldızlı masadan daha çok süslüyor holü. Ama neylersin kuşlar bile cıvıidamaz dallar:nda. Açığa fcoysan da yapma sa. nırlar belki... Cok özen ister bakımına da. tlgijri esirgedin mi dalları sarkar, yaprakları sararmağa yüz tutar. Yaklaştı, inceledi palmiyeyi... G«rçekten de sararmakta yapraklar. Holde havasız kalmış olacak. Kim?e farkında değil mi bunun? • Oysa, oysa. diye düşündü. Saksırun başında yapraklar.nj okşayarak... « Oysa üniversitedeyken çok umut vericiydi, Yıldız. Akıl kutusu yüklüyTnüş görünürdü.» İçini çekti. Döndü salona... Viski bardağını dol durdu jer.iden. Dönüp dolanırken bitirdiğini anla mamıştı. « E>ondurdu zekâsını benim üzerimde, diye düşündü. îşlemez hale getirdi.> Ysnlsdı viskiyi, birkaç fıstık arü ağzına. Gerçekten de işlemez hale getirmişti Yıldu aklını. zekâsını... Alabildiğine duygularını geli?tirmişti. Hele aşk ve kıskançlık duygularını. Selim'in sevdiği her Şeyi kıskanmakta... Meslegini bile. Tutturur zaman zaman: Bütün gün öğrencilerinle, hastalarmla uğ. raşıyorsun. Bazan geceleri bile. Canuıı törpülüyorsun. Ömrün kısalıyor. Çahşmana ihtiyacıma yok ki... Babam bizden bir şey esirgiyor mu? Hayatımızın bir kısmını tstanbul'da, bir kısmını dilediğimiz ülkede keyfimizce geçirebiliriz. Böylece ben de senden hiç uzak kalmamış olurum. Selim'den hiç aynlmamak. onunla ajnı hastahanede çalışabilmek, aynı muayenehanejı paylasabilmek için mümkün olsa bugün hayata ye» niden baslamaj'a, canmı dif'ne takıp doktor olmaya razıdır Çalışmasını kıskanıyordu Selım'în Oğr»ncilerüıi, hastalannı kıskanıyordu. Onları benden çok görüyorsun. dıyordu. Gece eve gelince de kitaplaı.na kapanırsın. Yins de seninle oyalanamam. Ben zaten hasta. yarı yatakta. O böyJe yakındıkça, Sel:m. bir şaınn ünliJ mısraını hatırlar: Ben tâ senin yanında dahi hasretem sanı Olmaı olsaydın, d:ve snylenır. Yasantı değil bu. ıskeiıce Selim. dertli dertli düşünür: « Ben ki amacıma eıısebilmelt ııgrunri» kendimden ne fedakârlıklar vapmışım » Buna rağmen ^aman zaman Ransınin trklifine de akh yatar gibi olur ÖzeBjkle ışrtaia'e relerinden, kayınbabasının çevresindekı «Savm» lardan v kendi evindeki Süheylâ heyülâ;ınd?rı bunahnca... Yalnız Yıldız vs YılOız'ın vınırlariyle yüklü bir hayat yine de Avrup3da ehvcn mi? Ehven... Ama böyle oir serüvpne de bir türlü sarar veremez. Avrupadd kaldıklar üç ytl sürpsınre r.avl dünyaya açılamadı. kendi kabugunda vaşaci!y«a Yıldız, tstanbulda da öyle. Kendi içinde ömrünü sürdürmekt?. Ve kendi da pek dikenli. pek renk«ız. anlamsız tkı a*. raba kadım, ihtiyar halas) ve ^abası Çevresi bu. Arada bir otomobi! gezintısı s>alı zıyaretj Ve arada bezik... Süheylâ ablasivle bezik îşte şu pencerer.in önünde duran ceylân bacaklı yaldıziı masanın başmda. Bile bile paracıklarım o sevimsız. fettan Süheylâ dalkavugunun cebine akıtır .. Sanat dünyasıncian uzak Kitap okumaktan uzak. olaylan izlemekten uzak. bombos bir hayat Yıldız ınki. Selim'in dışında hnmboş. Sen dolduruyorsun hayatımı, bana yeter, diyor. Selim sanki oksijenı. Ve yeteri kadar dolduramadı mı Selım. hırçmiaşıyor. Selim'in dostlarını kıskanıvor. Zaten hiç kalrr...iı dostu. Ablasını bile kıskanıvor. Kadıncağızı bir kez dâvet etmıstı tzmiiten... Bir hafta zor dayandı, misafırliğıne Seni benimle paylaşıyor. dedı ve b:r daha dâvet etmedi Bayramdan bayrama Oir yırmı dort saatliğine tzmite gitmesinı de istemez Selim in. Telc yakınını çok görür. Selim'in sevdifi her şeyi Kıskamr Uçan kuşa Kgüzel» dese kuşu kötüler Müzik sevdiğinl bilir, pikapı bozar. Radyoyu açtırmaz Tiyatrodan hoşlandıfını bilir. gıdeceklen gece mutlaka hastalarur, yanar biletleri... Selım yalnu onu sevecek. Onunla ilgilenecek. Babası da kızının bu huyunu bilir: « Annesi öldükten sonra benim üzerime de düşerdi böylece. Şimdi sana yaptığj baskının tıpkısını bana yapardı» der. Zaman zaman Selim'in derdini paylaşır. (V gütler verir kızına. Fakat o da söz geçiremez. Doktor Selim her türlü çatışmadan yıldığı için kadere boğun eğmiştir. Bazan kendi kendine sorar: (Arkası r s r ) •••••••••••ııtııa lllllllllllllllllllllllllltllllllllll ••••••••••ııaııBBaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa tııııııııııı ••eıı*tt*« ı ı ııııııııııııııtııııııaaıtaııııııııııı •••••••ıııı ııııııiHiı • ••fliaıt •••••••••••••I a«••••••••••••••••••••••••••*************" MODESTY BLAISE • • •• a a • « • • • a •••••a a »«a ••a»«a« •tlllllllllliailtlll*Mllllll ••••••••••••• ••• ılıılıiM«tııııı ııiMiıııııııııı ııııııı • • • • • • • • « • • • • • • • • a ••<•••••• l • •. • • » « Hayır, çok rfslaı ftnco takılacak» diye dırendim. ÇOK daha önce. Cerrahideki bu iroha hareketini artık önlemek gerek. BU MESLEKTE INSANIN BAŞINA NELER GELİYOR Pikkie'nin her türlü ıfade kudretiııden yoksun bir suratı ve bir boksörünkileri andıran gözleri vardı. Kıyasıya dik kafahydı. Günün birinde müthiş bir diş ağnsına tutulduğu halde dişçiye gitmek cesaretini gösterememiş. azı dişini kendi kendıne çekmışti. Bir süre sonra baba ••ıtıııiııaıııı ••••••••••••••I Tiffanv Jones İİİİİİİİİİİİiİİİİİJİİİİJİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİİ TIFFAHY JONES fldlî Tıp Müessesesi Reisliginden Açık eksiltme usulü ile Müessese Binasının onarımı yaptırılacaktır. Keşif bedeli 8437.37 lira olup, Geçicı Teminatı 632.su liradır thalesl 25.9.1969 Ferşembe günü saat I5.()ü'de Toplu Komisyonda yapılacak tır. Keşif ve şartnameler her gün Müessese tdare Müdürlügünde çalışma saatlerinde görülebilir. tsteklilerin açık eksiltmenin yapılacagı gün ve saatte Müessese binasında Toplu Komisyona gelmeleri duyurulur. (Basın: 21780/11303) KonuveresimAYHAN BAŞOGLU CASUSU Memur Alınacaktır Etibank Genel Müdürlüğünden Bankamızın Merkez ve taşra şubelerinde istihdam olunmak üzere askerliğini yapmış, üniversite veya yüksek okul mezunlan ile lise mezunları (muadelet kabul olunmaz) arasından seçme suıavj ile memur alınacaktır. Sınavın yeri ve günü müracaat sahiplerine bilâhare mektupla bildirilecektir. Taliplerin kısa hal tercümelerini muhtevi dilekçe ile 30 Eylül 1969 salı günü saat 17.00 ye kadar (ETİBANK BANKA HÎZMETLERİ ŞUBESİ MÜDÜRLÜĞÜ ANKARA) adresine posta aracılığı ile müracaatlan rica olunur. (Basm: 22564 11327) Deniz Kuvvetleri Komufanlığı Seyi ve Uidrografi Dairesi Başkanlığıodan bildirilmistir. DENtZCİLERE VE HAVACILARA 105 SAV1L1 BİLDİRt 29 Eylul 1969 ilâ 2 Ekim 1969 tarihlerinde 09.00 ile 17.00 saatleri arasırıda aşağıdaki noktaların birleştiği sanalar İçinde s^yretme damirleme, avlanma ve bu sahaların 1600 metreye kadsr ol:»n rakseklikleri can ve mal emniye'i bakımından tehUüdi E<İE DENİZt ÇANAKKALE BOGAZi GlRtŞİ E « VE E 45 SAHALAR1. BİRİNCİ SAHA: E 44 SAHAS1 1 ım nokta: Enlemi 40 derece 02 dakika Kuzey Boylamı 25 derece 11 dakika Doğu E. 4850 Mehmetçlk feneri. 2 nci nokta: Enleml 40 derece 02 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 3 ncü nokta: EnlemJ 40 derece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 4 ncü nokta: Enlemi 40 derece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 13 dakika Dogu. İKÎNCl SAHA: E 45 SAHAS1 1 nci nokta: EnlemJ 40 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 12 dakika Doğu E. 4848 Kumkale feneri 2 nc: nokta: EnlemJ 40 derece 00 dakıka Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Dogu 3 ncü nolrts: Enlemi 39 derece 57 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika l">oğıı 4 nctı noKta: Enlemi 39 derece 57 dakika Kuzey Bcylamı 26 derece 10 dakika Dojıı DKNİZCİLEHJS VE HAVACILABA ÖNEMLü DÜYURÜLÜB. (Ba^ır.: 22234/11301) / LA N Beyoğlu 2, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığından: 12/10/1969 tarihinde yapılacak Genel Milletveküi Seçimleri için ad çekme suretüe Sandık Kurulu teşküi işlemi 20/9'1969 Cumartesi günü saat 15 de Güzelce Kasımpaşa İlkokulunda yapılacagı ilgililere duyurulur. (Basm: 22336/11318»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle