Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
JlİKE İKİ 6 Ağustos 1969 CUMHrRtYET SansürcülUğün pövde gösferisi Semih TUGRUL Türk basnundan sansfirtin kaldınlnİBsnım 1. yılının kutlandıfı su günlerde ülkemlıd» •rlığını hâlâ sürdüren blr başka Mnsür, yaar ve gazeteci Yaşar Kemal'ln «Ince Memet» dli romanının filme çekilmesini yasakladı. "Um senaryolarını kontrol komisyonunun nanç verici, her Türk aydınının yüzünü kızarici nitelikteki bu olumsuz karan sessu seda• z geçistirildi. Üzerinde duran olmadı. Hiç umse kınamadı bu uyçunsuı ve tera karan. )ysa, karar Sansürün devirdiğl ilk çam olmalıçı gibi, »üphesiz, kırdığı son pot da olmaacaktir. bunan fonaçlanna katlaaurUr. Ama, eylenüetfaıe Ön Targılarla, faşistçe davranıslarla engel oluna maz. Yalnız faşist rejimlerinde engel olunabilir. Bizde sinema ve film sansürünün tek ohunln çabası küçük çocnklan yerli ve yabancı ban filmlerin kötü etkilerinden korumak olabilirdi. Fakat, bu yasakçı komisyonun bu yönde bir çaba harcadığma bugüne değin kimse tanık olmamıştır. Gerçekte önemli olan Mnsür komisyonunda görevli ve hepsi birer devlet memuru olan bay ve bayanlann «înee Memeti yasaklamaları değildir. Kaldı ki. bu baylar ve bayanlar bugüne değin gerek senaryo taslağı biçiminde gerekse tamamlanmıs değerli sinema sanatı ürünlerinden pek çoğunu yasaklamaya, baltalamaya. kesip biçmeye kendilerinde yetki görmüşlerdir. Gerçekte önemli ve korkutncu olan şey sansürcülerin 1969 yılmın «u ortamında taşidıklan zihniyettir. Bu yersiz yasaklanıa kararından «tnee Memet>'üi yazan zararb çıkmaz. Herhangi bir Türk film yapımcısı bu romanı filme almak için yazanna, olsa olsa, on. onbeş bin liralık bir telif hakkı ödiyebilir. Takın gelec«lcte aym romanı *ilme almak isteyen bir yabancı film yapımcısı ile Yaşar Kemal on binlerce dolar fizerinden pazarhjta oturur. Nitekim, bundan 5nce de Amerikalı b a n film yapımcılan bun» benzer tekliflerle yazarın karşısına çıkmıslardı. Yann öbür jrün yine geleceklerdir. önemli olan bir başka yönii daha vardır bn yasak karannın: Kamuoyu. fikir adamlann ı z , aydınlannuz. sanatçı ve rdebİTatçılanmız, ftbncilerimi», ttniversitelerimizin ünlü Idşileri en nfak bir tepki göstermediler utanç veren bn karar karşısında. Olağan bir nygulama fibl karşıladılar sansürcülerin bu karannı Oysa, karar, anlamsızlığin da ötesindedir, korkutucudur. mide bnlandıneı bir sahlanıs, ürperti veren bir gövde gösterisidir. Blr Iktltat lae*l«m»ti L M Dayak ve bira! Gflnlerden beri gazetelerde Kroneder*in fotağraflan ymymlaınyor. L'mut ederim ki içinizden bir tek kişi çıkıp: Kroneder de kim? diye sormaz. İ s n i r Arkeoloji Müzesini soyan veya soydngu söylenen iriy»n Alman, ismiyl^ cismiyle Sylesine meşhnr oldu ki. tanımıyan yok artık. Son günlerde basında ilgi çeken fotoğraflar, ya ünlü Fransıx yıldm Michele Mercier (Anjelik) in, ya da Alman sanık Maıimilien Kronederln. . Michele Mercier, mini etek ve cinsel bir gfilfimsemeyle poz verivor objektife . Bacaklar düzgün, saçlar uzun, vöcut mevzun. Kroneder ise dünyasını şaşırmış sibi bakıyor .. Sanld «Mezanmı taştan oyun» filminde baş role çıkmif... Bacaklar felçli gibi sarkıyor aşağıya.. pantalonun düğmeleri çörfilmüş, üst baş perişan, surat çarşamba pazan, hal i nmumîsi bitik .. Yazıldığına çöre Kroneder'e poliste adamakıllı bir sopa atılmış Sopa ne kelime! İşkence yapılmış. Sovar mısın müzeyi, kaçırmak ister misin tarih hazinelerimizi!.. Bir de Kroneder'in itiraf etmesi gerek suçunu.. Müzenin bekçisini öldürdiiğünü diliyle anlatması gerek Ama konusmnvor kerata! Bunca baskıva «hana mısın» demiyor tstelik gazetelerde çıkan fotoğraflar herkeste isyaa daygulan uyandırdı: Yahu ırünah değil ml, ayıp degil mi. bu Almanı neden ddvflyorlar? tğrenç hu fotofraflar.. insanlık dışı .. dive isvan etti herkes. Siyasf parti başkanlan demeç verdi, tçişleri Bakanı: Bir hekim olarak insana işkence yapılmasma karşıyım. Dayak atılmışsa çok ayıp, dayak atanlardan hesap sorulacak .. diye konustu. Doğrusu b i ı Tfirkler misafirperver Insanlarız. Şimdiye k»dar karakolda nice Türk dayak vemiştir; nice suçsuz vatandaş Allah yarattı demeden falakaya yatınlmıştır.. hattâ ünlü yazar ve sanatçı takımı işkence eörüp Habibini şaşırmıştır Emniyet'te. Son olarak Aziz Nesin'e olmadık baskı vapılmıştır da ne gazetelerimir bunları is edinmiştir, ne \rialet Bakanı demeç vermiştir. ne de siyasi parti başkanlan olayı benimsemiştir. Karakola düşen Tör!c oldu mn . Yatır nlan keratayı! Aman komiserim e t n e eyleme .. Slzi sayı ile mi verdiler bana ulan? Ama Kroneder'e geldi ml iş, o başka? Ve de olsa adamcafrz Almandır, Avrupalıdır, medenidir, öyle dayak vemeye filân alışmamıştır. Sonra bizim karakollarda Avrnpalılara bövle Işkence edildiğini Batı gazeteleri yazarsa medeni âlemde itibarımız diişer. turizm dâvamız baltalanır. Bunun içindir ki biı üniversitell gençlerimize bile atanz sopavı. ıslatır ıslatır döveriz, çevirir çevirir (iöveriz, gacetelerin yedind sayfasında bir küçük haber olttr bn iş . Ama Kroneder? Bizim polislerimiz de dogrustı memlekerln şerefml hiç dflşfinmüyorlar. tnsanlıktan haberi yoksa polisin. devletin ne Idügfinden de mi haberi yok? Bunca yıl tecrübelen sonra anlamadılar mı usulü erkânı? Karakola bir ecnebi düştü mn, kıhna dokunamazsın, sonra kıyamet kopar, konsolosluk harekete geçer. yabancı basın feryadı basar, Bakan konuşur, Babıâli basım olayı manşet yapar. . Ama Türk düştd mfl nezarethaıteye.., Vur vurabildiğin kadar. Tecriibeli polisimize bunu batırlattıktan sorrra blr SnemU noktaya daha Uişmek istiyoroz: Gazetelerin yazdığına göre Alman sanık, Ernniyette Mr kasa Mra istemiş. kanunlanmız böyle bir isteği yerine getirmeye elvermediği için bir kasa ayran alınmış ve Kroneder içmiş hepsini . Oysa bir kaç gün önce Emniyet Genel Mndürlüğünden yayınlanan bir genelge ile bira konnsunda yeni bir karar alındığını gmzeteler yazdılar Bundan böyle artık bira alkollü içki sayılrnıyacak ve gazoz gibi veya ayran gibi her yerde serbestçe satılacak Anlaşılan polisimizin bu yeni emirden haberi yoktur. Üstelik bn yeni kararın neden verildiğini de belki bilmezler. Bunun için biz dunımu aydınlatalım: Eskiden birayı bizim devlet yapardı. Bunun için satışı yasaktı ve alkollü içki sayılırdı. Şimdi yabancı sermaye bira yapı yor. Adamların kazanması lâzım. Hemen bir karar ile bira a]kollü içki olmaktan çıkanldı. ve şimdi her yerde ibadullab .. Anlaşıldı mı sayın polisler? Karakola düşen Türk ise dayak var, ecnebi ise yok... Birayı Türkler yaptı mı satışı tahditli, yabancı sermaye yaptı mı tabdit yok... * ••"•••? •• i"1 ' Yabancı sermaye ve teknoloji transf eri Prof. Gülten KAZGAN (İST. ÜNÎ. İKTİSAT TAK.) tirkiye, 1950 sonrası dönemde yabancı sermayeye açılırken, yabancı sermayenin sağlıyacağı belirtilen faydalar arasmda. te plânda, döviz girişinı Te istihdam sevıyesini artörması; ekonomide bir teknoloji devrimi saghyacak yeni bilgileri getinnesi üzennde durulmuştuArtan döviz girişi, döviz dar boğazını giderecek; bollaşan sermaye işsizlik sorununun ciddiyetini azaltacak: getirdiği yeni bilgiler de, sadece yabancı sermayenin daha verimli olmasiyle kal mayıp, yerli sermayeye de örnek olarak, o üretim dalının rtlmünde verimlilik sevıyesini yükseltecekti. Aradan geçen 15 20 yıllık dönem, önerilen ilk iki faydanın «hikâye» den ibaret oldugunu gösterdi; yabancı sermayenin, bir taraftan büyük çapta ara maJ ithaline dayanan montajcı niteliği, blr taraftan kâr transferleri, bir taraltan da daha önce fiilen yapüan ithalâtı değil de potansiyel ithalâtı ikame etmesi, döviz girjşini değil, aksine döviz çıkışını büyütüyordu. tşsizlik sorunu lse, 1960 lardan sonra Batı AvrupBya işçi ihracı ile biraz hafiletümişti, yabancı sermayenin işçi istihdam kapasitesi çok düşüktü. Fakat, yabancı sermayenin Tiirkiyede bir teknoloji devrımine aracılık edeceği önensi bugüne dek süriip gittl. T f Gerek8iz bir kuruluş irmiye yakm yabancı dile çevrllen, yayınlandıği her ülkede övgü ve ilgl le karjılanan 4nc» Memet. bugün ülkemizde rürk sanatçılannın katkısı ile Çukurova'nın do İal goriintüleri arasında filme çekilemezse, kı•a zaman sonra yabancı bir ülkede yabancı sa ıatçıların katkısı ile, stüdyo dekorlan içinde ilme çekilir. Ama ne var ki. 1969 yüının ortanında hâlâ ortacağın karanlık zihniyetini tem 'il eden Türk filim sansürü o zaman da bu omandan atınmıj filmin TmMyede gösterimıe lini yasaklamaya yeltenir. Filim senaryolanni ve filimleri denetlemek le gorevli olan sansürrülerin uluorta yasak ka•»rlan verirken bu ülkede klmleri ne tür tchlikelerden korumak için, ne türde değer olçülerine başvurarak çalıstıkları belli değildir. Belli olan tek acı gerçek, Sansür komlsyonunnn 1934'lerden kalma. Polis Varlfe ve Selâhiyett Kanunu çeTçevesinde (İl faaliyet lösterem gereksiz blr karnlus olduğu gerçefidir. Filim sansürü, ülkemizde kırk yıla yaklasan teçmisi boyunca, olumlu, uyarıcı. ilericl her cıkısın karşısına dikilmiş: guzele. faydalıya. uyancı her çabaya «dur» detniş, 'vasak> demiş: bu«ün artık tum olarak yozlaşmıs, yıpranmış. fosll le?miş fasist bir uygulama mekanizmasından baf ka bir şe>' dejrildir. Sonuç Tv. ve haber filimlerine de sansür ürk sanatçmnın adının yabancı filkelerde duyulmasına olanak saglayan Mr >azann, ünü Türkiye sınırlannı çoktan aşrnış bir roraanının filme alınmasına engel olan bn sansur zaman zaman Televizyon haber filmlerine de engel olmaya yeltenerek yetki alanının dı sma «ıkmakta sakmca görmemektedir. Blr ülkede sinema ya da televizyon haber filhnleri an cak sansürün izni ile yayuılanabiliyorsa, o ülkede haber alma özsürlügünün mevcudlyetmden rahatlıkla soz edilemez. Kaldı ki Sansur bn tür uygulama v e yasak kararlan ile sozde «kişilerin ve kurumlann hukuka aykırı davranıslarını önlemek üzere önceden tedbir almakta, onların bu gibi eylemlerine, daha yapılmadan engel olmaya çalışırmı» fibi bir ortamı yaratmaya. yeltenmektedir. Ba;ka hiç bir sebcpten ötürü olmasa büe. b8yle bir kurnmun dilediei gibi kararlar venneslne Koz yumulan bir rejitne huknk rejinı! demek kolay olmaz. Kisilerin ya da kurumlann eylemleri hukuka aykın lse, kisiler ya da korumlar B T n roman Törldyede filme çckihnetM, sftphe yok, kıyamet kopmaz. Ama. Yaşar Kemal, finfi Törkiye sınırlannı çoktan a»mıs blr yazardır. Yarın taerhangi bir yabancı ulkedeki sanatçılar, yazarlar ortak imzalı bildirflerle bu olay. kınamaya teşebbüs ederlerse hiç saşmayalım. Sansürün bu ters nygulaması ne kadar tirkütücü ise, bu tür uyr/ulamalar karşismda Türk aydınlarmuı umursamazlığı da o kadar korkutncudur. Fanatik tutucu çevrelerin. çıkarlan tutuculuktan yana olan kimselerin ve bn çıkar gruplannın sözcülüğünü. çığırtkanlıgını ve yardakçılığmı yapan bir kısım basının giriştikleri sistemli tehdit ve beyin yıkama kampanvalan aydınlarda. onlann şhndidpn bflki de pek farkına varamadıklan bir tedinrintik, anlamsız ve tehlikrlt bir umursamazlık yaratmaya başlamıştTr. Gerçekten korkutucu olan lste budur. Yoksa, polis sansürünfln karsnlık zihniyetl defU. Bundan Uç ay »nce, Türkiyenin teknoloji sorununu tartışmak için toplanan bir seminerde, yabancı ikttsatçılann tümü, ve seminere lştirak eden Türklerin bir kısmı, yabancı sermayeyi «teknoloji transferi» nin temel »racı olarak belirtiyorlardı. Gerçi, kimse bu öneriyi kanıtlayacak verileri göstermiyordu; ama, teoriye göre, öyle olması gerektiği için öyleydi. Oysa, aşağıda görülecegi gibi. bu önerilerin ger çekle uzak veya yalnn bir ilişkisi yoktur. (V * f«mmu2 1934 tarihli v« 2559 sayıh Poli» V ı zıfe ve Selâhiyet Kanununun 6. maddesi v* 19 Temmuz 1939 tarihli ve 211551 sayıh Filimlerin ve filim senaryolannın kontroluna dair nizamname.» OLUM Van eçrafından merhum Hacı Mehmet ve merhume S ^ kızları, tstanbul Tuccar ve Sanayicilerinden Hüsnü Yörük'ÜB vefakâr eşi, Nezahat Erez ve Melâhat Yörükoğlunun sevgili anneleri, thsan Erez ve îzzettin Yörükoğlu'nun kayınvalideleri, Yalun, Zekâı, Mıne, Mümtaz ve Bilge'nin sevgili büyükanneleri D OĞU M KertaiMBCeyhu Güney OtuUarı tBRAHTM NACt*BİB doğumunu akr*b« v» doctlarına mu]del«rl«T. 1.8.1M» Ankara abancı sermayenin, TUrk 1 malat sanayiinde dağılımı ile. bu alt kesimlerde işçi basına katrna değerin, gelişmiş bir ülkenin oranı olarak, karşılaştınlması, «yabancı sermaye yoluyla teknoloji transferi. teknoloji devrimi» v.s.. gibi dayanaksız yuvarlak lâflann gerçekten ne kadar uzak oldugunu göstermeye yetecektir. 1966 ya kadar, TUrkiyeye «Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu» yoluyla gelen yabancı sermayenin « / » 95 i tmalât sanayiine ymtınlmıştır. Bu bakımdan, meseleyi, sadece imalât sanayii açısından ele almak yeteeektirAsağıdaki tabloda, imalat sanayiinin alt kesimleri gösteril Y Verimlilik verimliliğin en düşük olduğu lfis tik kauçuk sanayiinde gayri safi kâr oranınm en yüksek seviyede bulunması; nisbi verünliliğin düşüklUğunde bunu lzliyen kimya sanayiinde de "'• 70 gibi yüksek bir oranın gözlenmesi, yaban cı sermaye teknoloji transferine hizmet etmese de, (Elhak!) kendi işıne çok ıvi hizmet ettiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu ütun III, lmalftt sanayiinin yüksek kârlılık oranlannı ise, her bir altı kesiminde işçi yoğun kapital kullanımı ve amorbaşına katma değeri, ABD de tisman pavları ile aç:klamak hiç ayni alt kesimde işçi başına katbir şekılde mümkün değildir. m ı değerin oranı olarak gösterHer iki sanayi alt kesimi de, kul mektedir. Türk imalât sanayiinlanılan kapitale gösterge sayabide, 1964 sanayi sayıımna göre, leceğımiz kıstr ,1ar iribariyle, bu her bir alt kesimde yaratılan kat bakımdan en genlerde gelmekraa değeri 'gajri safi hasılayı) tedir Ayni şekilde. dolaylı (iso alt kesimde çalışanlar sayısına tihlâk) vergilerinın fiyatlara dabölmek suretiyle, işçi başına kat hil olması dolayısiyle gayri safi ma değer bulunmuş; ve bu so kâr oranımn yükseldiği önerisi nuncu rakam, 1958 ABD sanayi de bu kesimler için geçerli desayımında her bir alt kesim için ğildir: 1963 Girdi Çıktı Tablosu ABD de işçi başına katma degeçalışmalaruıda, lâstik • kauçuk re oranlanmıştır (10 TL = 1 do sanayiinde dolaylı vergilerin hiç lar sayılmıştır.) Sütun III, dibulunmadığı: kimya sanayiinde ğerleriyle karıştırüdığında, gerise vergisiz üretim değennin çekten son derece şaşırtıcı bir •ı 5 i gibi çok düsük bir seviolgu gözlenmektedir: Yabancı ser yede bulunduğu görülmektedır maye yatınmlannın en yoğun oGayri safi kâr oranının " • i 72 yi larak toplandığı lâstik kauçulc bulduğu elektrik makineleri save kimya sanayilerinde. işçi banayiinde de. dolaylı vergilerin Uşına katma değer, ABD detanin retirn değerine dflhil olmadığı oranı olarak, en düşük bir sevigörülüyor. yededir. Elektrik makineleri sanayiinde bu oran biraz daha Kısacası, yabancı sermayenin yüksek olmakJa beraber, ahşap yoğunlaştığı bu alt tmalât sanamatnulleri ve matbaa basım giyii kesimlert, nisbi verimliliklebi tamamiyle yerli nitelikteki sarinin düşüklügü ve gayri safi nayilerden pek farklı değildir. kârlanmn yüksekligi ile derhal Oysa, yabancı sermaye gerçekayrılmaktadır. ten bir teknoloji transferi aracı olsaydı ve getirdiği teknik bilgi ile o üretim kesiminde verimi ana ulkedeki seviyeye ytikseltecek abancı sermaye yoluyla tekbir etki yaratsaydı, tablodaki ranolojinin transfer edileceği. kamların tam tersini gözlememiz imalât sanayiinde verimliligerekecekti Sütun III de en yük ğin artrp dünya sanayii ile reka sek işçi verimlilik oranı, lftstik bet gücüne kavuşacağı gibi önekauçuk ve kimya sanayilerinde rilerin, gerçekten ne kadar uzak olacak. diğer kesimlerde oran olduğunu yukandaki teblo kanıt çok daha düşük seviyelerde olalamaktadır. caktı. Türk imalftt sanayiinde işçi başına katma değer. ABD deKanımızca. Türkiyenin teknolo kine, yabancı sermayenin etkisi jık gelişmesı sorununa önce, Bİtında yaklaşmış olacaktı. Oysa. «dirarı küfür» de kurulup bize gerçeklerin tam ters yönde olhazır sunulan iktisadl gelişme ması, pek ilginç, pek dikkat çeteorilerınin sıkı bir eleştiriden kicidir. (Nitekim, bu sonuç birim için de o kadar saşırtıcı ol geçirilip, gerçeklerle kanıtlanıp kanıtlanmadığını ars.ştırmaktan muştur ki. bir arittnetik hatâsı «El» lerin kendi ympıyor olmamak için ayıri iş , başlamalıâır. lemleri makineyle ve elle bir kaç menfaatine uygtın olarak hazırlayıp bize sunduğu bu teorilerin kere tekrarlamaktan kendhnizi bir kısmı, «yabancı sermaye yoalamadık.) Yabancı sermayenin luyla teknoloji transferi» teorien yoğunlaştığı alanlann, böylesinde olduğu gibi, hıkâyeden lba ce, nisbi verimliliği en düşük rettir. alanlar olduğu; yabancı sermaye yoluyla teknoloji transferi bekBatı dünyası, 18. ci yüzyü solemenin, «eller Ay'a bic y»ya» nunda birinci sanayi devrirnini olmak için son derece etkili bir yaşarken, Osmanlı tmparttorluyol olduğunu göstermektedir. Ya ğu, tngiltere kajmaklı serbest bancı sermayenin kendi faydası dış ticaret teorisini benrmseyip, konusunda bir propaganda aracı yabancı sanayi mallanna, sermaolarak kullandığı, «yabancı aeryesine açılıp güçleneyim derken batmıştır. Bugün, Batı dünyası bunun dışında kalmaktadır) lastik kauçuk ve kimya sanayilennde; »o 63 ü de, bu iki sanayi dalı ve elektrik makineleri sanayiinde toplanmıştır. Sütun II, diğer bir kıstasa göre olmak üzere, yine ayni sonucu vennektedir. Tablo'da 3. Satın S Sonıç Y Iyi öjrenin bunları! Burası Törkiycu ın • • • • • • • • » • • • • • • • » • • • • • • • • • » • • • • • • • » » • • • • • • • AYDINLIK • • SALtHATI NISVANDAN T A B LO Yabancı Sermaye, Verimlilik ve Gayrisafî Kâr Imallt Sanayii Alt kesimleri I Y.S. nin dagılışı • A 10,93 2.35 0,01 II özel yatınma oranla Y.S. III rv Türkiyede işçi K.D. de gayrisafi başına K.D ,' k i n n psyı ABD de işçi başına KJJ. »,» H » 15 33 33 37 10 76.1 77 70,3 43.7 64.3 64.3 815 70.0 65 75.1 5S.2 74.9 71J» 56.8 600 10. sayı • çıktı sosyalıst clergi ıdeoiojik Birlik ve Örgüî KEVSER YÖRÜK Hanımefendi Hakkuı rahmetine ka\uşmuştur. Cenazeâ «. Ağustos. 1969 çarşamba günü öğle namazmı mütaakıp Fatih Caraü Şerifinden kaldırılacaktır. Mevlâ rahmet eyleye. AtLESI TOm HcUâm: ZSM9SM Avuka* KVRKAN AKSOYOC II* tktiMt«ı KEKAN E B G C L Gıda Tütün Dokum* Giyim Kftğıt Deri tAst;k • kauçuk Kimya Metalden başka mamuller Demır • çelik Madenl eşya Makine imalfttı Elektrık makineleri Taşıt onarım ve imalâtı Diğer imalât Ahşap mamulleri ) ) ) ) H 2,30 t>M 26.26 24,53 5,51 0^7 6,6» 5,45 12.58 3,79 . J1,M 11,69 5,03 0.59 4.30 18.23 0,30 •• ••••••••••••••••••••••••»••••••»••••••••• (Cumhunyet: ABONE: Yıllık 50. altı aylık 25 Lira Sırn Sokak No. 2 13 KtKMET KIVILCIM, Türkiye Halkının Teşkilâtlandınlması • FUAT FEGAN, Kıbns Meselesi • RASİH NURİ İLERÎ. Reşat Fuat Bara • ner • FAKİR BAYKURT. Öğretmen Bugün Ne Yapmalı? Ve: TARTIŞMA SÜTUNX: Millî • Burjuvazi Meselesi, Kürt Meselesi. • ADRES: Süleymsn Sıhhiye ANKARA OLUM Sirketimiz kurucularından ıa 18 C/.KENAN ESENQİN Saym KEVSER YÖRÜK Hanımefendi Haktan rahmetine kavusmuştur. Aziz nâşı i. Ağustos. 1969 çarsamb* günü öğle namazmı mütaakıp Fatih Camii Serifinden kaldınlacaktır. Kendisine Ulu Tanrıdan rahmet. kederdide ailesine bassağlığı dileriz. „ ^ ^ HAZNEDAB ATEŞ TUĞLA SANAYÜ A. 5 ntsanlandılmr. Ad«na 5.8.1»6Q M 40 23 31 14 Cumhuriyvt »411 . 100,00 Kaynak: Sütun I ve II, B. Tuncer. »Türkiyede Yabancı Sermaye Sonnruı), S. 88 ve S. 9«; sütun III, D.tJ!. Sanayi Sayımı (1964) ve ABD Sanayi Sayımı (1958); lürun IV D.tj;. 1966 Sanayi Anketi. miştir. Sütun 1, yabancı sermayenin alt sanayi dallan ltibariyle dağılış oranım, sütun II, o alt kesime yapılan toplam özel kesim yatmmlanrun yüzdesi olarak yabancı sermaye yatınmlanru göstermektedir. SUUın I e göre, 1965 yılı sonu itibariyle, Türkiyey» Y.ST. kanunu yoluyla glren yabancı sermayenin yarısı (Petrol ve Ereğlı Demlr Çelik maye yoluyla teknoloji transferi teorisi» ile, Türkiyede gözlenen gerçekler tam çelişik durumdadır. lkinci sanayi devrlml dadır. Makine artık tosan ve hayvanuı fiziksel |Ucünü defü, fakat, insanın dUsünm* yeteneklerini Ucamot etmek yolundadır. Eger, bugün de teknolojl transferinl yabancı sermayeye »tfeden teoriyi yutarsak, yannki kuşaklar, her halde bizi •hayır duau> İle yadetmiyeceklerdir. MİLLİ MÜCADELEDE TEŞEKKÜR 2.8.1969 günü müesslf blr trafik kazası sonunda vefat eden ÖLÜM Fabrikamız kurucularından ve ortaklarından sayın Hüsnü Yöriık'ün vefakâr eşi Dr. Atâ ÖZKAL cenaz* merasimlne lstirak eden, başsaflığı dllfven, acımızı paylaşan dost, akraba ve meslektaşlanna teşekkür ederiZL Çocuklan v« kardeşleri CumhuriTM »419 Kârlılık Semiha ÖZKAL'ın ve eşi Î tablo'nun IV. sütunu, imalât sarsayünde yaratılan katma değerin Ucret ve gayri safi kâr arası bölUşumünü (1966) yüz de olarak göstermektedir. Nisbi ÖRÜ Sayın KEVSER YÖRÜK Hanımefendi Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Kendisine Ulu Tanrıdan rahmet, muhterem eşi, çocuklan ve bütün yakınlanna başsağlığı dilerız. HAZNEDAR ATEŞ TUĞLA SAKAYD A. Ş. MEMUR V t İŞÇÎLERİ (HIYANE1 YARISI Rerkesin zevkle okuyacağı yakın tarihin ilgint satıifeleıi bütun kıtaDcılardan aravınu 6end Oa|ıtım. BATEŞ • fSTAHBUl (Cumhuriyet 9394)' TEŞEKKÜR Muşahede v e teşhis maksadıyla yatmı? buluncfuğum Gümüşsuyu Askeri Hastahanesinde gördüğiim yakın ilgı ve ınsanlıktan dolayı, Bashekim Albay ve Operatör Albay Cemıl Aksoy'a, Dr. Bnb. Bedri Alpman, Opr. Bnb. Bülent Eralp ve Dr. Bnb. Necıp Turegün'e, Ebe Güner Algülen, Hemşire Ayten Ay dan ve bana yardımı dokunmus diğer personele can• dan tejekkür ederlm. : Zetar* İNAY MEVLIT Kıymetli varlığımız, ALTIN eskı sahiplerinden Kasabın İMALÂTINA BASKI veya MAJRKA ISTEYEN BUTÜN SANA YİCİLERİMİZileKUTU AMBALÂJ SANAYİİNE KOLAYUK' , Kendi ışyerinızde kendı ımkânlarınızla baskı yapabilirsiniz! BUTUN SANATICISEEİCEAFİ EALIBI %7 SERİGRAFİ SANAYİİ \^L'L ankara cad no. 123 kat 5 TEŞEKKÜR Dlsk amelivatırfli hazakatie yaparak benl «•tlıja kavutturan Hacettepc Tıp Fakülteıi doktorltrmdan Mtyın doçent AYKUT ERBENGtye ve tedavim «ırannda her tOrlü ihtimamı esirgemeyen doktor. Eşref Tel. Fadıl Aktürk. Yusuf Rizeli'y» ve hemjire Arife Özyar, Nedret Ün«al Aygül Koçak, Fatma Çob»n. Ketban Koç'a teşekkür v* minnct duyfTilarımı nınai'im. Ntırettin Akynrt M*lıty« S«aat6ra , Cumhurlvet 9421 MUHSİN ATAÇ Şükriye Türkmen'in vefatımn kırkıncı günü olan 7 Ağustos 1969 perşembe günü aziz ruhu için Eminönü Yeni Camide öğle namazını müteakip 1 ! jerif okunacağını bütun akraba, dost ve dınkardeşlertanize bildiririz A İ L E S İ iCumiıurıj«t; 83S2> tel. 2 2 81 6 8 ' (llancıhk: 3774/9400) Tokat Belediye Başkanlığından İlân Beledîyemlze ait Sogukpınar Mahallesi ada 70, parsel ( A ) numaralı 155 M2 arsa 28.8.1969 perşembe günü saat 16 00"da Belediye'de Encümen huzurunda kapalı zarf usulü ile satılacaktır. M2'smin muhammen bedeli 200. Lira, geçicı temın»tı 2.325. Liradır thaleye iştırak edeceklerın teklıf mektuplarını en geç bir saat evvel Encümene tetlim etmeleri »«rttır. Pontada vâki gecikme kabul edilmez. Il4n ve her türlü mtsrıf «lıcıya »ittir Ştrtname mesai gaatleri dthilinde Belediye'de B3röler.ilir. (Basın: 202 DOKTOR Op. Crolftt Almancadan Tarkçeye Türkçeden Almancaya Tercütne y p Hasanpaş» Na*ifbey Sokai No. î KsdıkBy METÎN SÜREYYA ATAMAL TUl SıraMlvuer 108/4 Mn M MMJ