18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT le şeyler..» Gençlik fyi amn.. Biraz da babasım düşünmenie!! mi?» diye yakındı.. Sonra söz yine siyasete geidi: «Artık» dedi, «yorgunum, eörüyorsun kıpırdayacak halim yok.'. Bilsem ki, benden sonra, Inönüyü Cumhurbaşkanı yapabileceksiniz, vallahi hemen bırakıp gideceğim.. Ama ınümkün degil.. Nasıl Inönü'nün sıhhati? O da ihtiyarladı.. Siz de onun yerine genç bir adam hazırlamalısmız. Hem neden Kasım GüJek'i tutmuyorsunuz? Dunyayı tanıyan, lisan bilen, enerjik bir adam.. Araıuzda bu geçimsizlik devam ettikçe iktidara nasıl gelirsiniz? Bak Adalet Partisi. Kongresini yspacak.. Eh Cihad eh... Zger Demirel AP nin başına g^lebilirse bütün dertleri hallederiz.. O Başkan olsun diye ben çok çalışıyorum.. Bir muvaffak olursam rahat edecegün.. Aydın adam, yobazlığa jüz vermez, demokratiara âlet olmaz.. Dünya görmüş.. O zaman çöreceksin Adalet Partisi de yo'.a girecek.. Benim gözüm arkada kalmayacak..> 25 Ağustos 1969 CUMHURİYET POLİtJKfl GflLRİSİ BÜSTLERvePORTRELER Bahmetli GUrsel'in uzun süren komaya girmesinden evvel, kendisiyle üç kere daha görüştüm, birincisi Cumhuriyet Halk Partisi merkez idare kuruiuna seçildiğimiz zaman, başta Genel Sekreter Kemal Satır olmak üzere idareci arkadaşlarla yaptığımız ziyaretti. Bu ziyaret resmi bir konuşmanın sınırlanm aşmadı. Ikinci ayaretim birincisinden altı ay sonra o!du. Kendisini Tiirk îran Dostluk ve Kültür Cemiyetinin Başkanı olarak görüyordum. Iran Şahı, sonradan vaz geçtigi tarihi 1 ran tahtmm 2500 ncü yıl dönümünii kutlayacaktı, bunun için Iran'da büyük hazırlıklar yapılıyordu, bütün dost memleketlerde de bu tes'it merasimine katılmak üzere Devlet Başkanlarının başkanlığı altında komiteler kurulmustu. Kendisine keyfiyeti anlattım, yabancı memleketlerdeki komitelerin Kırallar ve Cumhurbaşkanlarının himayeleri altında işe başladığını söyledim. Türkiye de de böyle bir komitenin koruyucu Başkanı olmak isteyip istemedigini sordum. Kabul etti, biraz Tiirk Îran münasebetleri hakkmda konuştuk, oradan sünnilik ve şillik kavgalarına geldik. Yazan: C1HAD 1 BABAN Koyu bir Alolüfk'çü ve lâyikliğin savunucusu nilik ve Şiilik arasındaki gelişmelerin tarihi üzerinde durduk. Bana Şah Abbas'm tsfahan'da Şiiligi nasıl Îran milliyetçiliğine temel yaptığını anlattı: «Bilmiyorum» dedi, «meseleler biraz daha derinden tetkik edilecek olursa, Yavuz Sultan Selim ile Ismail Safevi'nin boğuşmalannı haklı gösterecek sebepler ortada kalır mı? Türkçe divan yazan Îran Şahı ile Farsça ?ıir düzen Türk padişahının paylasamadıklan ne idi? Çaldıran savaşı ile memlekete öyle bir ayrılık mikrobu girdi ki, şimdi onu bir türlü temizleyemiyoruz. Bir millet tasavvur et ki, Sünni, Şii'ye, Şii, Sünni' ye yürekten düşman olsıın.. Ve bu raemlekette milli birlik duy guları vardır diyebilelim!.» Söz Doğu vilâyetlerindeki vatandaşlarımıza geldi.. Profesör Enver Ziya'nın Amerika'dan edindiği bilgiyi nakletti: «Biz» dedi, «halis muhlis Türk Kurt kabilesinin insanlannı Kürt yapıp ortaya çıkmışız..« GURSEL VE DIN Gürsel, samimi bir müslümandı, fakat hurafelerden ve hurafe yapan din adamlanndan nefret ederdi, inançlı Atatürkçü olarak lâyikliğin sarsılmaz bir savunucusu idi.. Eğer Türk devleti lftyık olmasa, çeşitli tarikat ve inançlann birbirleriyle çarpışması bizi çökertecek kadar tehlikeli olurdu. Bir aralık aklına bir şey gelmiş gibi durakladı, sonra bırdenbire: «Haydi» dedi, «seninle bir şey yapahm, beraberce okullar için bir din dersleri kitabı yazalım.. Temiz ve pürüssüz müs lümanlıgı şu çocuklara biz öğretelim, onları yobazlann elinden kurtaralım..» Sözleri şiddetli t>ır arzunun hattâ bir hasretin ifadesi idi.. Ama lâtife ediyordu. Bir süre daha taassubun Türk bünyesi üzerinde yaptığı zsrsrlar üzerinde görüştük. Osmanlı Imparatorluğunun çöküş sebepleri ile, dini sömürücülük arasındaki ilişkiler üzerinde duran Gürsel, fikirlerini tarihten birçok misallerle süsledi.. Kendi sini fazla yormak istemiyordum. Bir saate yakın sohbet etmiştik. Izın istediğün zaman: «Yine gel.. Bak ne tatlı konuşuyoruz! Ben seni severim, muhakkak beklerim» dedi. SORUŞTURMA Demirel hakkmda siyasal yolda ilk methü senayı Gürsel'den duyuyordum.. Aslında o zamana kadar Süleyman Demirel hakkmda ancak uzaktan bilgri sahibi idim. 1961 seçimlerinden sonraki dumanlı günlerde onun ifrat cephesini takviyc etmediğini hattâ, bu sebepten parti idaresinden ayrıidığını duymuştum. Ama... Acaba Gürsel, onu nereden tanryordu, Ve onun hakkmda bu güzel fikirlere nasıl sahip olmustu? «Siz kendisini yakından ta nır mısınız?» «Tanırım» dedi, başını salladı: «Ben de burada boş oturuyor degilim ya.. Elbet soruşturuyorum ve öğreniyorum..» O sözüne kesik nefesle devam etti: «Her halde hayata gözlerimi rahat kapayacağım, irticadan çok korkarım.. DP sıkışmca irticaı tahrik ederdi. Gümüspala da nafile zayıf kaldı, particilerin elinde oyuncak o!du.. Amerika'da tahsil etmiş.. Lâyık, lisan bilir bir insan AP nin başma geçerse. artık memleket kurtulur.. Demirel'in, Atatürkçülüğünden hiç şüphe etmiyorum. Genç adam..» Sonra : «Bak» dedi.. «Onlar (yani AP liler) kendilerini selâmete çıkaracak adamı arayıp buldular.. Kırk yaşında genç, istıkbali parlak bir adam.. Halbuki siz hâlâ Ismet Paşa diye dire ÖNEMLİ BİR UZUNTU Üçüncü ziyaretim.. Adalet Partisinin, Demirel'i Başkan yapan büyük kongresine takaddüm eden günlerde idi. «Yine gel» dediği için sırf hatır sormak maksadıyla ziyaretine gitmiştim.. Oturduk, sohbet ettik. Bu sefer makam ve mevkiin mesafesine hiç aldır:ş etmeden rahatlıkla konuşuyordu. «Şu oğlumu bir evlendirsem, çok me.nnun olacağım» dedi. «Gördün mü geçen pün gazetede bir takım kadınlarla birhkte resmi çıkmış.. Kızdım. Bana söz getiriyor, büyük mevki işgal eden insaıüann evlâtlan haylaz olurmuş.. Vallahi doğru..* Hakikaten üzülmüştü. kendisini teselli etmek istedim: «Paşam gençlik. olur böy Gursel e gore Demlrel, A.P. nin başına gelirse bütün dertler haHedllecek, kendlsl de nihayet buzura kavuşacaktı. Çünkü Demirel aydın adamdı. yobazlığa yüz vermczdi, eski demokratlara tla alet olmazdı. Fotoğtaf, Süleyman Demlrtl'i göstermektedir. damıyla bazı gerçeklere ulaştık.. Rahmetli Gürsel'in Genel Sekreteri bizim kabine erkadaşımız Nâsır Zeytinoğlu da masonmuş, ve Demirel'i bu hiiviyetiyle tanıyor ve îzmir'den eski ahbabı Gürsel'e öyle tanıtıyormuş.. Belki o da Demirel'i, Gürsel'e samimiyetle tanıttığı gibi taruyormuş... Çankaya'dan ayrıldığım zaman, beni şehre indiren takside konuşmalarımızın mahiyetl hakkında bir hüküm vermeye çalışıyordum. «Yorgunum, görüyorsun, kıpırdayacak halim yok.. Bilsem ki, benden sonra, Inönü'yü Cumhurbaşkanı yapabileceksiniz vallahi hemen bırakıp gidecefim... O da ihtiyarladı, siz onun yerine genç bir adam hazırlamadınız. N'eden Kasım Güleki tutmuyorsunuz? An Cihad, eğer Lemirel AP nin başına gelirse bütün dertleri halletmiş oluruz. O başkan olsun diye ben çalısıyorum.. Dünyayı tanıyan, lisan bilen enerjik adam.. Yobazlığa yüz vermez, demokratlara âlet olmaz.. ilh... ilh ..» ğu mazbatadan sonra, el yor GENİS BİLGİ Rahmetli Gürsel'in dinî konularda geniş bilgisi vardı. Sün ••••••••••••••• ••••••••••••••• •••••••••••••a» Dişi MODESTY BİAISE YERİNE GELEN BİR ARZU Gürsel'in istediği oldu ve Demirel, Saadettin Bilgiç'i mag lup ederek GümüşpaJa'nın Adalet Partisindeki koltuğuna oturdu.. Bir süre sonra, bütçe müzakereleri esnasında Cumhuriyet Halk Partisine Kirmızı oy vererek Inbnü hükumetini devirdi ve Suat Hayri Ürsüplü' nün kurduğu kabmede Başbakan Yardımcıhğl ile yetindi, burada Başbakanlık stajı vaptı, olaylar. evvelce rahmetli Gürsel'e koydugumuz teşhise hak verdiriyordu. Gürsel, Inönü'nün tarihi şahsiyetine saygı gösteren kumandan. 27 Mayıs sabahı Inönü'ye telefonda «Emrinizdeyim'» diyecek kadar tevazuu ileri götüren ihtilâlci, kısa bir süre sonra, Inönü'nün varlığından sıkılmaya başlamış, Demiıel'in şahsında aradığını buldum zannetmişti. Hürriyetçi. demokrasi âşığı, yobazlık düşmanı, lâyık Demirel, kendisine karşı duyacafı minnet hissiyle devleti Gürsel'in istediği istikamette idare edebilirdi, o da hasta vücudumı mUmkün ol dufu kadar endişelere kapılmadan, korkulu rüya gbrmeden AP, Atatürk yolundan aynlmadan Devlet Başkaniıgı makamında sürükleyebilirdi. ti ile devlet mekanizması üzerine kurduğu hegemonyadan kurtulmuş oluyor, Suat Hayri Ürgüplü gibi medeni auşüncell bir insan hükümeti ele aiıyor, Demirel de kendini ik'idar için hazırlamış oluyordu. Fakat ne var ki, tnönü hükumetini deviren Demirel. 1965 seçimlerindea sonra Başbakan oldu ama. zavallı Gürsel'i etkisi alnna alan derin koma, onun ümitlerinin filizlenmesine imkân vermedi. Sağ kalsaydı, yargılannda vanıldıgını görerek hiç şüphe yok üzülürdü. Ömrünün sonunda yeni bir hüsran duygusuna kapılmamış olmasını kendisini se venler teselli olarak kabul ederler.. Gürsel'i de yattığı yerde teselli edecek tek şey, AP kanadının kendisine karşı besledigi kötü duygulara rağmen Demirel, onun uzun süren hastalıgt devrinde, ona karşı saysısını esirgemedi, 27 Mayısın başına, kendisini tş başına KOtirmiş olduğu için saygılı kaldı Onu ebedî metfenüıe bir takım arkadaşlannm homurtusuna rağmen kendisinin lâyık oldugu merasimle te^di etti... DERİN KOMA tnönü hükümeti kırmızı oyla devrildigi zaman, hiç zannetmiyorum ki, Gürsel üzüntii duymuş olsun.. lnönü'nün şahsiye Yarın : SAMET AĞAOĞLU 5 ;;::iii:i:i:ü: •»€••••••.• » ••••••••••••• ^ ^ •••••••••••••tlMIIIHM (••••• •••••••nUI îüF •.21 i:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::^:^::::::::::^:::::: 21 Böyle bir anda olumsur jeyler düşünmemeliyim. Bir süre uzaktan se\Tetü dolabı. Yaklaştı, ka pağını açtı ve hayretle bakakaldı. Bomboş dolapta yalnız bir cep lâmbası... ICimin bu?.. Sanki hırsız unutmuş. Sonra, birden hatırladı, gülmeğe başladı: Geçen yıl evde araştırma yapan polislerden bi ri eep lâmbasını yitirmişti. Ve onca arama tarama lara rağmen bulunamamıştı. Biz bulduk kaynattık sanmışlardır. Babam muhakkak tanır yitireni.. Geri versin şunu. Evet, polisler neden'e bu kullanılmayan bölümlere musallattırlar. Paslı anahtarlan kilitlerde gıcır kıcır döndürürierken heyecandan elleri titrer. Anahtar, çölde sanki su keşfine yarayan araçtır. Öyle bir çırpmır pclisin kenetlenmi? yumruğunda... Her seferinde hayal kırıklığıyla öfkeli çıkarlar bu böiümîcrden.» Ne gizli matbaa makineleri, ne şapirograf, ne radyo araçları, ne yasak kitaplar ve esrarlı evrakla ağırlaşmi'î. bel vermi? raflar... Kapah kalmaktan yoğunlaşmrç küf ve toz kokusu genizlerine doldu mu, baştan şöyle bir irkilirler. Enayi idi hane halkı gizli ev. rak olsa en fazla dikkati çeken, kullanılmayan bölümlerde saklayacak. Nilüfer'de şuradan buradan kopya edilmi? tomarla yasak sayuan jiirler vardır. Bir kısmı tuvaletinin çekmecesinde, bir kısmı bas ucundaki etajerîn üzerinde. geceleri okuduğu kitabın arasında durur. Polis. yatakların altında, tablolann ardında arar kuruntularını da gözlerinin önündeki kâğıtları karıştırmaz'.ar. Yabancı dillerdeki bütün kitapları toplar götürürler, tarihi bir roman damgası basılmış ciltlerin içindeki yasak kitapları ellerinin tersiyle iterler. Dolaplara yerleştirilmiş naftalinli elbise'erin ceplerini ararlar, asiarlannm arasına bakarlar, pijamaların da cepleri olduğu akıllarına geimez. Ara sıra renk verir eve polis baskını... Ferit Belek güler: Polisin hamuru kuruntuyla yoğrulmuşrur, der. Dosya açtıkları insanların tümü, suç işlemeğe hazır birer dolu tabancadır. Patlamış patlama. mış o ayrı hesap. Ama arada bir elden geçirmeli tabancaları... Hangisi karmcalaıunış, hangisi yeniden yağlanmış? Acaba gizliden patlayanı olmus mu? Kurşun fırlamışsa namludan nereye kadar gitmiş? Kaç kahbaralık?... Kovanı nerede kal. mış? Bundan ötürü olağan saym arada bir teşriflerini. telâşlanmaym der. Ve hane halkı, artık yıllardanberi polisin geceyarısı. sabaha karşı. vakitli vakitsiz kapı çalmasını benimsemişierdir. Hiç yadırgamazlar. San NIHAL KARAMAGARAU ki bir yabancı memleketin sınırında. trene pasaport kontrolüne gelmiş memurlar. Kompartmanıo kapısını vuruyorlar. Öylesine olağandır onlar içm polisin gelişi... Sivri kaleminden, sivri bir dergide. sivri bir yazısı çtktı ve savcıhk yeni bir dosya hazırlığm* koyuldu mu, Ferit Belek için, bekle dâvetsiz misafirleri... Hele ikizler çocukluklannda pek eglenirlerdi polis amcalann ziyaretleriyle... Kapının tokmağı, Ramazanda sahur davulu etkisi yapardı, onlarda. Uzun gecelikleriyle yalın ayak sofaya fırlarlardı: «Polis amcalar geldi!> Anneleri mutfakta çay. kahve hazırlarken, çocukiar fırsattan faydalanıp buzdolabında diş» dokunur ne vaısa tırtıklarlar, çeneleri oynaya oynaya. testekerlek açılmış mavi gözlerinde büyük bir ilgi ile. lâubali ziyaretçilerin evi bitpazan avlusuna çevirişini seyrederlerdi Bu arada yitirdikleri bir oyuncak, bir deükten çıkınca sevinçlerl smırsız olurdu. Bir kez, Fadik, tombala kâğıtlarmdan birini bulan polis amcanın boynuna tırmanmış. yanağını ö'pmuştü. Geceleyin evdeki bareket hoslarına giderdi çocuklarm. Ertesi gün d« gece gördükleri oyunıı kendi aralannda uygulamağa kalkışırlar, odalannı kargasalıea boğarlar» dı. Şimdi önemsemiyorlar, artık. Sırtlarını dönüp uyuyorlar. Doktor Ni'.üfer, birdenbire bacağına yumusak bir yaratığın sürtündüâünü farkederek irkildi. İğildi baktı. Maviş'le gözgöze geldi. thtiyarlamıştı ama çevikliğini >itirmemişti Maviş SiWâvetli bir miyavlama ile genç kızın gö»süne sıçradı. Beni mi anyordun evin içinde? Vah vah!.. Şımaıma artık da şu dolap hakkmda hükmümüzii verelim. Ne dersin. sevimîi bir eşya sayılmaz de» ğil mi? Satalım şunu. Gerçekten sstmalı dolabı... Bakındı çevresine. Kezâ a.vnı stilde konsol ve iki koltuk da mezatlık.^ Sata sata eşyalan odajT çıpîaklaştırdı. hayaünd» yeniden döşedi: Pencereden giren yeşilimsi ışıkla uygıılu perdeler ve seccadeler... Lekeli duvar kâğıtlarını da söktürmeli vesselâm. Bir yağlıboya... Havası değişiverir odanın. Anıların yü» künden kurtulur. Ama bakalun annesî ne diyecekti? «Babaannenin esyalarmı sattırrnam.> diye direnecek mi? Sıkıntıya düştiikçe daha nice eşyalan, antikalân sattı da. bunlara dokunmadı. Hâlâ zaman zaman kocaman kahverengi çantacığmda bir şişkinlik, Kapahçarşı'nın yolunu tutar. Ve aile bütçesind» açılacağını sezdiği en büyük deliği böylece ya. mar. Herkesten gizli sözde... Nilüfer, fakülteye gi» tiği devirlerde. kaç kez yakalamıjtır onu Içbedestan'da... Elinde bir Çin tabagı... •••••••••••••< ••••••••••••••ı Tıfffany •••••••••••••••••••••••••••••«•••••••«^••••••••••••••••••••••••••••••l •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a•«•••••••••••••••••••••••••••f •••••••••••••••••••••«••••••«••••«••••••»••••••••••••««••••«•••••••••••I ••••••••••«•••••••••••••••••••••••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••! İFFANY JONES [SJAT I B£KU J"O»JEff 4%\ ooes ilnlkdçoğlu ^ YEMİNİ 3aio*rdı. Gürsel Paşa'nın, Demirel b»kkında bir sürü bilgisi ve olumlu kanaatleri vardı. Bütün Imnları kendisine Nâsır Zeytinoclunun anlsttığı daha sonra meydana çıkacak, bu yöndeki istihbaratm sırn da böylece çözümlenmiş olacaktı. Fotofrafta, Zeytinoğlu görülfiyor. nip duruyorsunuz? Yahu yok mu aranızda bir kişi ki, ortaya çıkan ve şu Halk Partisine sahip olsun?.» BİLGİNİN MENŞEÎ Zor nefes alıyordu, öksürdü, ben merak etmiştim. Acaba Gürsel Paşa, AP ile nasıl temas kuruyordu ve nasıl cDemirel Başkan olsun diye ben çok çalışıyorum!.» diyebiliyordu. Kongrede Demirel'in masonluğu inkâr için ortaya koydu .9 (Arkan var) PAY KUPONU isc kapavıa birsicfvaM. ' nedir? 10270 Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası fienel Müdürlüğünden: 3202 sayılı Bankamız Kanununun ilgili maddesi ile bunu değiştiren 5389 sayılı kanun hükümlerine göre Bankamızca çıkanlan % 5 faizli 6. tertip tahvülerin 15. itfa çekilişi 1/9/1969 tarihinde saat 9.15 de Ankara'da Genel Müdürlük binamjzda Noter ve Bankamız Mümessilleri huzurunda yapılacaktır. Mılli ve Ecnebi Bankalar temsilcileri ile Tabvil hamillerinden arzu edenlerin bu çekilişte bulunabilecekleri ilân olunur. Para yerine kullanacağınız kupondurj Etibank Anbarlı Tesis Grubu Müdürlüğündeıt 2 Adet Ön Isıtıcı İmâl Ettirilecektir 1) Ambarlı Santralı 10.000'er tonluk fueloil tanklanna iki adet ön ısıtıcı (suction heater) kapalı zarf usulü teklif almak suretiyle ihale edilecektir. 2) Teklifler, en geç 3/9/1969 günü saat 14.00'e kadar Grup Müdürlüğümüze verilmelidir. 3) Geçici teminat, maktuen 5.000. TL.'dır. 4) Şartnamesı, K. Çekmece/îstanbul (Avcılar köyü civarO'nda Grup Müdürlüğümürden bedelsiz olarak alınabilir. 5) Etibank 2490 sayılı Kanuna tâbi değildir. (Basın: 21315/10252) (Basın: A 13988 21165» 1024T Para yerine kullanacağınız kupondurj 10271
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle