20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ALTI £ Ağustos 1969 CÜMHÜRtlET fTî|Cumhuriye< Televizyonuıı Cape Kennedv'de >apılan denemelerden hirinde ıızay gemisini iröğe Eöndereceh nlan dev roketin , ateslenmesi çörünüyor 2 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet'ten normal \a\ini kesilip Apollo 8 için özel yayın başlayınca seyirciler kızmıştı TTzay merkezindeki uzmanlar Te Apollo 8 mürettebatı dünya üzenndekı insanlann büyuk bir kısmının Noel ve tatil hazırlıklannın telâşı içinde olduklarım bılıyorlardı. tnsanoğlu günlük işleıinm ve alışkanlıklannın ıçensıne öylesine gömulmüş'u kı Apollo 8 aracının dunyaya yaptıgı ılk televızyon yayını içm bır futbol maçının yayınlanmasına ara verilmesi yüzlerce protestoya sebep olmuştu. Astronotlar ertesı gunü yaptıkları televizyon yaymının dünyadan nasıl gorundüğünü sorduklan zaman uzay merkezi «Futbol maçının kesilmesine se bep olmadığı için dünkünden çok daha iyi» cevabını vemıiştı. Merkezin cevabı Borman'ı bıle hayrete düşürmemiş ve «Sa hıden mı bizim için futbol maçı yayınını yarıda kestıler» dıye sormaktan kendini alamamıştı. Ay'a doğru müthiş bir sur'at le yol almakta olan astronotlann o anda. en büyük rakıpleri Noel Baba idi. Amerikan halkı onlardan çok Noel alışverışı, Noel hediyeleri ve futbol maçları ile ilgileniyordu anlaşılan. Herşeye rağmen astronotlar tiünyalılara gezegenlerinin uzaydan nasıl gorundüğünü dıllerinin yettiği kadar anlatmaya ça lışmıslardı. Futbol maçı daha önemli mişti az evvel. Alaycı bir sesle cevap vermişti bu soruya Borman, «O başka bir pencereden bakıyor dışanya da ondan» demişti. mel» çalışmakta olduğunu bildirmislerdi. Uzay merkezinde gerilen yüz hatlan gevşemış, büzülen dudaklar gülümsemeye baslamıştı. tnsanoğlunu feıanın bosluklarında çrzdiren uıay armcını »tfsltvtn dev SATtRN 5 roketi. görevini. Insanoğlu Ay'ın kapı; sına kadar gitmiş, etrafında bir • süre dolasmış ve şimdi dünya: ya dönmekteydi. : Apollo 8 aracı Pasifik orta • larında sulara gömülürken Ay: yolunda atılan adımların en bü: yüğünü tamamlamış, insanoğlu • na Ay'ın kapısmı araîamış bu • lunuyordu. Okyanusa gece inen : astronotlar güneş doğuncaya ka : dar uzay gemisinin içnde bek \ Dünya'da Noel hediyel«ri alı lemek zorunda kalmışlardı. Ge: nıp verilırken Apollo 8 müret ce yapılacak kurtarma çalışma • tebatı Noel sabahı başlayacak larının rıskli olabileceğini dü • olan dunyaya dönüş yolunun ha şünen ilgililer kurtarma ile go: zırhklarına başlamışlardı. Yo revli gemilerin Apolloya gece : rucu çalışmalarla dolu bir gun karanhğında fazla sokulmamala • den sonra Borman aracın ro rı emrini vermişlerdi. : tasını ve çeşitîi donanımlarını Sabahın ilk ışıkları ile birlik: kontrol etmiş ve geri donüş roketlerinin ateşlenmesi ıçm ge te havalanan helikopterler ast'; reken ön hazırlıklan tamamla ronotları Apollo aracından ahp '' gemiye götürürlerken Borman :; mıştı. sakalının uzadığından şikâyet eNoel sabahı astronotlar uy derek tıraş olmuş, diğerleri de i kularından uyandıktan az son arkadaşları ile durmadan şaka : : ra Apollo 8 son defa olarak Ay' laşmışlardı. Borman uçak gemisine indiği i ın karanlık yüzüne geçmiş ve dünya ile radyo ilişkisi bir ke zaman kendisine «AY neye ben : re daha kesümişti. Karanlık zıyor?. diye soranlara «Herkesin : yüzden çıktıkları zaman dunya zannettiği gibi rokfor peynirine ': ya doğru yol almaya başlamış değil, Amerikan peynirine ben • i olacaklardı, fakat. beklenen an zıyor» cevabını vermişti. gelip geçmiş astronotlardan bır haber almamamıştı. Beklemekle geçen altı uzun dakikada uzay merkezinin dinleme cihazında Lovell'ın sesi çınlamıştı. Başarmıştı Apollo 8 ra astronotlar karanlık yüzün inişe elverişli olmadığını bildırmişler ve Lovell orayı uzun zamandan beri ıçmde çocuklarm oynamakta olduğu bir kunı yığınına benzetmiştı. Beş çocuğu olan Lovell'ın ne demek istediğıni uzay merkezınde çocukları olan uzmanlar hemen kavrayıvermişlerdi. Inilmezdi Ay'ın karanlık vüzüne. Ankara. 1 Irak hükumetine Patrikhanesinden çıkarak Heyverdiğimiz notaya Pazartesi gü beli Adadaki Papas mekte'ome nüne kadar cevap geleceği unaul taşınmıştır. Fotyos efendi patmaktadır. Cenuptan hududa ta rikhane dairesinin dışında ıkaarruz eden müteferrik çeteierin met eden ilk başpapastır. Bir bu hareketi dolayiisiyle hükume taraftan da kendisinin evlenetimizin Irak nezdinde teşebbüs cegi haber aluımıştır. Bu husus te bulıınarak vaziyetın nezake ta Aynaroz'da müstakil küisetini ihtarla nazarı dikkatini celp nin katılması ile umumi bir toplantı yapılacaktır. ettiği öğrenılmıştir. Bir taraftan da Musul sınır• Istanbul Vilâyeti şehir larında Asıklı nahiyemize te yollarmı tamamen asfalt, köpcavüz eden eşkiyanın tart edil rüleri beton yapmağa karar verdıği bildirilmektedir. Buna kar miştir. b\hk Agrı dagmda sukunet hu• Sarıyer büyük bendinde küm sürmektedır. Son birkaç gun ıçinde yenı bir hâdıse ol suyun azalmakta oldugu haber alınmış ve belediye su sıkıntımamıştır. sı baş gösterecefini göz önüns Baş papaz evleniyor alarak bentlerden şehre aralıkRum Baspapası Fotyos efendi lı olarak su verilmesine karar mevsim münasebetiyie Fener vermiştir. Iraka ihtar BULMACA hâlâ bu esasa dayanan karşılıklı cinayetler işleniyor, bir cins giyimde kullanılan kumaş. 1 YTKARIDAN AŞAĞrYA: 1 Soyliyeceği lâkırdıyı doğrudan doğruya açığa vTjrmayıo kem küm ederek konuşmaî? ' Müslümanlan camide na r : kılmaya çağırma seslenme^ ıı yapma (iki söz). 3 Çevrilmce lokomotif ile yük veya yolcu vagonlan toptan meydana çı•r* kar, «bir yere gizlen ve hare: ketsiz dur!» karşılığı bir emir. 4 Tamamiyle kalkık ve gerilSOLDAN SAĞA: miş durumda aşağıya doğru 1 Sosyete hanımlarının pan yürii!» anlamına bir karma söz dantif diye adlandırdıklan ka ve bir emirden vücude gelmiş dın boyun süslerinden. 2 tş cümle. 5 «Aşiretler» anlcnukence yapma meselesl, (iki söz), na eski usul bir çoğul, budala bir edatın kısaltılmış ve kalın ve aptal. 6 «Büyük annenin laştırılmışı. 3 Tramvaylan 1 yürüyüp bıraktığı yol çizgisî» dare eden adam, sahip. 4 mânasma iki söz. 7 Seslen«Çok düşük kalitede yapılmış me edatianndan. 8 Sıcaklık insan konutu» mânasına iki (yenı ^erim) «kat'i söz vermede sbz. 5 Tersi «Büyükçe çapişi ge! gite ta insan elmin sap kısmı» anlabağla!» mânasına bir mına iki sözdür, seçim zamaemir. 9 nında sandıklara attıgımız. 6 «Şu demırÇıftçıye verilecek emirlerden, den para dopanltı. 7 Güzel sanatlardan labına bir çalgı ve ses konusunu içıne agöz at!» lîar lan bblümü. bir çeşit tazkardeşılığı iki şin yansı. 8 Bir kadın adı, sözlü bir ebi rgöz rengi. 9 Ne yazık ki tnir. yurdumuzun bazı bölgeleîinde OHnkO 1 3 4 56789 2 3 4 6 ZAMANLA YARIŞ Dünya gbzünün ucu ile de olsa Apollo 8'e bakmaktan kendini alamıyordu. Amerikalılann gereksiz tehlikelere atıldığını ılen sürmesine rağmen Sovyet Kozmik Araştırma Enstitüsünün baskanı Dr. Georgy Petrov astronotlann basarısını öğerek «Herseyden önce dunyaya sağlıkla dönmeleri» dileğinde bulunmuştu. Astronotlar zamanla yanş edercesine bir hızla Ay'a durmadan y&klasıyorlardı. Uzay Mcrkezi Apollo 8 mürettebatına dün yanın karanlık yüzüne geçiş hazırlıklanna başlamalannı ve Ay haritalannı çıkarmalannı bildirmişti. Nihayet nefeslerin kesildiği an gelmiş ve Apollo 8 Ay'ın insan gözü ile şimdiye kadar gö rünmemiş olan yüzüne geçen kavisi dönmüştü. Dünya ile tek bağlantısı olan radyo mesajları da gelmez olmuştu Apollo 8' den. 10 dakika süre ile herkes sanki nefes almamacasına Apol lo 8 aracındaki jetlerin çalışıp aracın ay mahrekine girip girnıediğini öğrenmek için endişe içinde beklemiş fakat, astronotlar Ay'ın karanlık yüzünden nıkar çıkmaz gönderdikleri radyo mesajı ile herşeyin YAŞANACAK YER DEĞİL Artık Ay'ın etrafında dönmekte olan astronotlar 100 kilo metre uzaklıktan çektikleri resimleri ve izlenimlerini durmadan dunyaya göndermeye başlamışlardır. Uzay merkezınin «Bizim ihtiyar yakından nasıl görünüyor?» sorusuna Lovell cHemen hemen hiç renk yok gibı... Genellikle her taraf gri. . Hiç de dünyadan gorıindüğü gibi değıl .. Gri bir kumluk gıbi her taraf. Beyazımsı bir gri... Üzerinde bmlerce ayak izi olan kirli bir kumsal gıbi» dıyerek cevaplandırmıştı. Borman ise cBurası terkedilmjş. kimsesız, daha doğrusu hıçbir şeysizlık içinde bir âlem gibi görünüyor bana» demişti. Degişik göriişlere rağmen astronotlann üçü de bir noktada fikır birliğine varmışlardı: «Yaşanacak gibi bir yer değildi AY.» 8 9 • i h Bir Apollo fezs kıyafeti ya doğru değişiyordu toprakiarın rengi. Borman oDünyanm gece olan kısmında hiçbirşey görünmüyor» demişti. Kuzey yarım küre de kıs olduğundan Güney kut bunu ve dünyaıun Güneydeki kar takkesinl görebildiğini soylüyordu Borman. Fakat, uzay merkezi Bormaru ikaz etmek zorunda kalmıştı. Lovell Kuzey kutbunu görebildiğini söyle DÖRT RENKLİ «Dünya uzaydan dört renkü olarak görünüyor» demişti Lovell. Sular koyu mavi görünüyordu. Bulutlar tabii bembeyazdı hep. Dunyanın yansıttığı ışık Ay'ınkinden çok daha fazlaydı. Topraklar genellikle kahverengıydi. Açık kahverengiden koyu DÖNÜŞ İÇİN HAZIRLIKLAR Ay'a iniş için yararlı yerleri haritalarında işaretledikten son İSTANBÜL 06 25 Açılış, program 07.00 Köye haberler 07.30 Haberler 07.45 Hafif müzik 08.00 lstanbul'da bugün 08 05 Küçük ilânlar 08.10 Türküler geçidi 08 25 Arp sololan 08.40 Orhan Şener'den sarkılar 09 00 Ev için 09 20 Solistler geçidi 09 40 Arkası yarm 10.00 Ara haberler 10 05 G. Güvenli'den şarkılar 10.20 Doktorunuz dıyor ki 10.30 Hafif Batı müzigı 10.45 C. C. Çiçek'ten türküler 11.00 Sabah konseri 11 45 Aziz Şensesten türküler 12.00 Ara haberler 12.10 Çigan müziği 12.30 Beraber ve solo şarkılar 13.00 HaberJer 13 15 A. Sami Toker'den şarlalar 13 30 Reklâm programları 15.00 Ara haberler AY YARIŞINDA SOVYETLER... flillllilllllillllllllllilM^ ahmi sandalycye tcrs oturmuş, elindeki çakı Ue arkalığın üst tahtasını 'çentiyordu .. Sandalye zaten eski bir şeydi ım> ne olsa Recebin mab idi... Rfcep: Çetele mi tutuyorsun? Bırak şu sandalyeyi yatau! Başka kesecek şey bulamadın mı?.. Rahmi: Ne oldu yahu'. Sandalyenin arkalığinda çakıyı denedim . Çakı deneyecek başka şey bulamadın d» biı garibin kahre sandalyesini mi buldun? Bir şey yapmadık ki... Daha ne yapacaksın Rahmi Bey? Sandalyeyi doğruyorsun.. Yok be!. Bir çentik yaptım .. (Eliyle silerek) O da belU bile değil... Ama bana kârı yok! Şimdi o sandalvenin yenisini alsan 100 kâğida vermezler. i'ok be!. Hasır sandalye yüz kâğıt olur tnu? Valla alamazsın'. Zaten yap mıyorlar. . Ramide bir usta vardı... O da ihtiyarladı... Çekmecede varmış diyorlar... Bizim sandalyeler de eskidi. Her sene çingenelere tamir ettiriyorum... Ama tantalan da eskidi.. Yok.. Tahtaları sa^lam .. Çakı ile giiç kestim. Bak!. Çakı zor kesiyor... Bu çakı .. var . Konsolos: Nedir o?. Bız bilmez misiniz Konsolos Bey!.. Bilmem monşer... Deri falan delmek için sivri demir .. Eveeet... Ne etti?. Nuri: Hesabı ben tutmnyomm . Yedi etti, yedi... Sonrs kü çük bir törpii var... Etti sekiz, bir de makas var... Etti doknz. Konsolos: Çok güzel .. Biraz ağır ama .. Güzel... Ahmet: Sahî güzel çakı!. Ne vereyim? Ağabey satmam... Ama beğtndinse hediyem olsun... Yok!. Hediye istemem... Sonra da senin için çekmiş, almışsm! Başka bir tane bulursan... Getir bana! Olur ağabey!. Nuri: İyi mal değil Ehmet .. Rahmi: Lzatma!. Geçen sene sen sandalyenin arkalık tahtasmı iki buçuk kâğıda değiştirdindi.. Ama o geçen sene idi... Bu sene de arkalık yerinde duruyor Cfak bir kesik var. Anladın mı?. Rahmi: Ağabey! İki buçuk liralık zarar yspmadım vallahi! Eğer sen görmesen kimse farketmez. lzatma:.. Çakıyı denemek için kahve sandalresi kesilmeı« ver parayı da aklın başına gelsin. Veririm ağabey!.. Nam olsun diye beş lira da. veririm, çakının şerefine... Çakı değil, mübarek atalya. Ahmet: Atalya değil.. atelye... Hepsi bir kapıya çıkar. Şuna bak ağabey'. Cstura çibi keskin. ay... Ulan elimi kaptırdım» Eczacı Bey: Akacak kan damarda durmaz.. Rahmi evlâdım» biraz kuru kahve bastır.. kanı diner... Reeep: • Y a z a n : Burhan FELEK Rahminin çakısı Çakı ile mi?.. Ben miri mal değilim diyor Ne çakısı? Çakı mı o?.. Sus Konsolos Bey!. Mirim dediniz talı bıçaktır... ya!. Ha, ha, ha!. Mükemmel.. Rahmi: Siz alay edin! Bu çakı yok Monşer bu zat natürel bir komik! mu, bu çakı? Rahmi: Var! Bu çakı demiri keser... Ne sandmız Konsolos Bey! Ahmet gülerek: Natürelim ya!. Ben Dümbüllü Demiri bilmem ama demir nün kumpanyasına girsem bahindiyi keser... Keskine benzi na iki pay verir valla!yor. Ahmet: Ağabey! Alay etme!. Ala Şımarma hemen!. San» kim cahamamda Yosef'ten aldım... metelik verir... l ç tanecik getirmiş. Birini ben Nuri: aldım... Avrupa mah... Veririer Ehmet! Şimdi «ıas karalık para ediiü!. Alaman mı?. Rahmi kabardı: Yok ağabey!. Başka bir Ağzını topla! Maskara senyer! İsveçra... sin!. İsveç olmasın?.. Yok ağabey!. Isveçri, İ9 Fena bir şey mi dedum? veçr* mı!. Maskara dedin, daha ne »1 i Isviçre!. yeceksin!. Hah!. İsveçre... Bir kere hen sana maskara Şunu doğru söyle! Isviçre! demedum!.. fkincisi maskarahk İsviçre!. Ağabey! Bunlar ne fena bir »ey değildir... Üçüncübiçim memleket böyle... İnsan sü çokfconuşma'..Hem Recehin adını bile beceremiyor. Bak bi sandalyesini kes, hem de sesini zimkine... Türkiye... Bak Ala kes.. anladın mı hemşerum... manya... Bak Fransa... Bak Bul Ben maskara değilim... Re çarya... Doğru diirust lâf... Ne cebin sandalyesini de krsme dir o? tsveçiry»!. Ne idi? dim... Ben çakıp... İsviçreeee!. Ahmet: îsveçre... Nerede hu mem Ulan versene şu çakıyı baleket ağabey?. kalını . Ne imiş? Avnrpada... Al ağabey! Al da gözun ça Avrupada olduğunu biliyo. kı görsün... ruz ağabey!. Yani Pariste mi?. Konsolos: Londrada mı?.. Ahmet Beyefendi! Bendeniz bir kapıya çıkar... Çıkmaz... İskemle arkalıkO zamana kadar sesini çıkar de çakıya meraklıyım.. bakalım Hilmi Beyin çakısı nasıl bir çasızdır. Sandalye arkahklı olur. mıyan Konsolos lâfa kanştı.Sen de sandalyenin arkabğını Aman Hilmi Beyefendi! Mü kı!. kesiyorsun! saade buyurun da lsviçreyi ra Konsolos Bey; benimki ça Kesiyorum ağabey'. Bu is hat bırakalım. kı değil.. fabrika... kemle... Yaaa?.. Çakı fabrikası mı? Bırakalım Konsolos Bey!. Sandalye dedik ya!. Ama biz îsviçeryaya blr şey Hayır... Yani y» çok mari Arkankh iskemle... yapmadık ki... feti var... Bir keret... Bıçağı Ulan katır inadı .. tlle de Monşer, ilânı harb edecek var... Bayağı büyük ağzı... Bir sandalye demiyeceksin .. değilsiniz ya! Adamlann adını de kiiçnk ağzı var... Etti mi i Demem ağabey! Ben oldnm bnruşturduktan başka bir de In ki... Bir de mant»r açscsfı var. olası bu iskemle.. giltereye götördünüz. Konsolos: Peki... Peki... Ne istersen Kim götfirdü Konsolos Bey! Tîrbnşon... de!. Aman mirim... Yok Konsolos Bey!» ManNuri: Ben miri mal defilim Kon tar burgnsu .. Sonra gazoz aça Aman Ehmet .. Üstüne var solos Bey!. cağı var... Eiti mi dört... Sonra ma! Silâhı var... Bir kaza çı Ahmet Beyefendi, Qn'est üardalye kntagu açacağı var... kar ellnden .. cequil dit? (Ne dlyor?) Ettl mi be?... Sonra tomavida Ahmet Ahmet füldü.. r»r... Errl mi «Itı... Sunr* biı Yani naapiyorsnn denerken... Hiç... Şey ediyorum... Kesiyorsun tahtayı... Evet! Çentiyorum... Çentmek demek, kesmek demektir... Ağabey! Çentmek demek... Ifatık kesmek demektir. Kesmenin ufağı bfiyüğu olmaz... Ağabey!. Sen de hep beni kabahatli bulursun! Kabahatlisin oğlnm... Durup dururken katıve sandalyesini kesmenin âlemi var mı?.. Oooof, of be!. Bir çakı aldık... Şurada deneyecek olduk. . Herkes başımıza üştü... Ne olmuş kestiysek.. Harasına çeçer hükmü*. Kaç paralık kesiktir bu!.. Kaç para bu iskemle? İskemle değil o sandalye.. iskemle. sandalye .. İkisi 15.05 15.30 15.45 16.00 16.15 16.30 16.45 17.00 17.05 17 20 17.50 19.00 19.30 19.40 19.55 20.00 20.30 21.00 21.10 21.40 22.00 22 45 23.00 23 45 23.55 24 00 Solistler geçidi Radyo Armoni mısıkası Bağlamalarla oyun havalan Hafif Batı müzigi Özdal Orhon'dan şarkılar N. Koyutürk Orkestrası N. Mercan'lıdan türküler Ara haberler Dans müziği Yurdun sesi Reklâm programîan Haberler Küçük ılânlar Orhan Avsar Orkestrası Bir varmış, bir yokmuş Deyişler ve ezgiler Plâklar arasında 24 saatin olaylan Beraber ve solo şarkılar Türk yorumcuları Reklâm programları Haberler Hafif Batı müziği Gece müziği Günün önemli haberlerl Kapanış A N K A R A 06.25 Açılış, program 07.00 Köye haberler 07.30 Haberler 07.45 Sabah müziği * 08.00 Ankara'da bugun 08.05 Küçük ilânlar 08.10 Sabah şarkılan 08.40 Çeşıtli müzik 09.00 Ev için 09.40 Arkası yarın 10.00 Ara haberler 10.05 Güneri Tecer'den şarkıîar 10.25 Hafif Batı müzıği 10.55 Gülcan Sevim'den türküler 11.10 Fahriye Caner'den şarlalar 12.00 Ara haberler 12.05 Talip Özkan'dan türküler 12.2U Kıbrıs saati 12.25 Küçük ılânlar 12.30 Gül Batu ve Dündaı 13.00 Haberler 13.15 Haîif müzik Balkan'dan şarkılar Kesme be kardeşim!. Vazgeç yahu! Al şu süpürge sapını kes... Sandalye}e dokunma'.. Eeeey! Sen de amma uzattın be!. Kestikse ne olmuş? Ne olacak sandalvenin tahtası çentik çentik oldu. Bir zararı var mı kimseye? Zararı var, yok!. Mal benim değil mi? Kesme be yahu! Çakıyı denedik... Oturup parçalamadık ya!.. Ahmet: Rahmi be!. İşin mi yok! Kahve sandalyelerini doğnıyorsun! Dnğramıyorum ağabey!. Sen Recebin dediğine bakma! Yeni çakı aldım da .. Onu de Sen onu affetmişsin... Demiri keser valla!. Bak üstünde markası var... Ne markası var?.. An markası... Ayı olursa eyi mi olur? Ayı marka çakı meşhurdur. Heç işitmedim... Çifte canbaz . Bilirim. İngiliz çakısı men şurdur. Ama ayi çakısı heç duymadım .. Ehmet sen duydun mu ayılı çakı? Ahmet gülerek: Dvrymadım ama bu mal güzel... Ustünde paslanmai diye de yazıyor. Çok da marifetli... Oyle marifetli olmasa bizim fukara Recebin iskemlesini tehrip edebilur mu? Hay ağızını öpeyim Nuri Bey! Çakının iyisi bizim sandal veyi kesmekle belli oluyormuş.. Ahmet: Recep, sandalyenin tazminatı olarak Rahmi sana iki buçuk lira verecek... Sen de bu lâfı keseceksln... Clan bn ne belâ çab İmiş be!.. Zaran hep bize dokunuyor.. diye bir kasık kahveyi bir fincan tabağma koyup çetirdi.^ Rahmi de: Feda olsun be!. Ver şu kah veyi.. diye bir tutam alıp ktysik eline koydu... Üstiinü oir mendille sardı... Çakıyı da cebine koyduktan sonra: Ahmet ağabey! Yasefe söyliyeyim de sana da bir tane versin!. Kıça olacak? Ağabey... Senin için 20 kâğıda olur... Nuri: Sudan ucnz be!.. Ehmet... Deli misin sen? 20 liraya ayılı çakı alınır mı?.. RahmL Unun yalnız törpüsüylen makası o kadar eder? dedikten sonra çıkardı cebinden bir beflik kâğıt: Al Recep sundan iki buçutcu... tskemlenin tazminatt, ıeri fcalam da hesabıma ceçir.. dedi. 13.35 Kaduılar topruluğundan şarkılar 14.00 x. Bayram'dan türküler 14.15 Reklâm programları 15.20 Turhan Toper'den şarkılar 15.40 Batı sanat müziği dinleyıci istekleri 15.25 Ceşitli müzik 16.40 Turkiıler geçidi 17.00 Ara haberler 17.05 Çocuk saati 17.50 Reklâm progTamlan 19 uo Haberler 19.30 Küçük ilânlar 14.35 Haîif müzik 19.50 Türk müziği dinleyici ısteklen 20.20 Türküler »e oyusu b«valan 20.35 Italya'dan müzik 20.55 Bir varmı» Dir yokmuş 21.00 24 saatm «ncylan 21.10 Kadmlaı ««oluluğundan türküie21.35 Çigaı, müziği 21.50 M. Uğurlu'dan şarküar 22.10 Yeni plâklar 22.30 Bağlama takımından oyun havalan 23.00 Cumartesi köşesi 23.45 Günün önemli haberlert 24.00 Kapanış ISÖBETÇİ ECZANELER BAKIRKÖY: Aksel. Merkez (Ye çilkoy) Emek (Osmaniye), Yıldız (Kü. Çek.l BEŞIKTAS: Sifa, Drtek (Ortaköy). Arnavutkby, Levent BEYOĞLU: Tezol 495467 Tarlabaşı 446746, Salim Alyanak 441189 EMİNONÜ Sirkeci Merkez 325406 Ersoy 225091. Çarşı 278057 EYÜP: Eyupsultan, Bu>tik tSağmjcılaı). Yeni (RamiK Alibcykösna FATİH: Fuat Baj er Peksayar. Çapa, Valıde Duygu <Ko. Mus. Pa ;a) (Balat GAZİOSMANPAŞA: Sağlık. $if» (Kü. Kdy) KADIKÖY: Göğuş, Njrsl Pelis Dao"BJ (Suadiyel, Pelit (Feneryolu) Erenköy Ziya Akkor, Fikirtepe KARAKÖY: İzmir KASIMPAŞA: Halk. Haskoy SARIYER: Mete İstinye Sağlvk ŞI«î 1 Marv .ra. r«..n, A.. .Ta Kemal (Meci Kov) Ersav ,'Jı.hete'.OUcular ÜSKÜDAB Üskı.dar Nukhet, Mer kez fÇçngetkoj) Umraniye ZEYTİNBURNU: Koray
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle