23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DÖRT 28 Temmuz 1969 CUMHURÎYET PflimKfl GflLERBI *BÜSTLERvePORTRELER Yazan: C1HAD BABAN "Bu lâfı KöprüHi duymasın yokor yıkur, zapledemeyız,, Dönüşte gene pek sz konnıtuk. Yalnız bir ara: « Benimle nğrafiyorla» löıünü »öyledi. Aksini iddia etmeye ngraıtıra, dialeraeı göründü... Kendisiyle ugrasıldığına i•snmiftı, D.P., her gittigi yerde karsıgına biruini çık»nyor, ona, «Sen efer milletvekili iten, biıim listemiıe girmiş olmak aayeıinde milletvekili oldnn... Ne hakla insan bakları dernefi kararun!... Sen, sana gösterilen iyilife gerektigi gibi mukabele etmedin!» demek istivorlardı. Hava tersine dönmüştü. halbnki Mareşal, D.P.'ye iyilik ettigî kanastınd» idi. Karşısında alışık oldngu ve beklediği saygıyı göremiyordu, Bu siyaset denilen şeye aklı ermemifti. Politika, ihtirasın, nankörlu2ün, hattâ küstahlıgın kaynadığı bir kazanmış diye duşünmeğe başlamıstı. Demek politikada hiç bir manevî kıymete önem verilmezmiş, cfiye üzülüyordu. Ankara'da, Meclis'e döndüğümüz zaman benimîe havadan sudan konuştu. Gezilerin lâfını hiç agzına almadı. Artık Maresal kırılmış bir insandı!... 1946'dan sonra Demokrat Parti kongrelerinde ıtnema binalannı alkışlarla yıkan, heyecandan gözü yaşlı kalabalığı bir volkan gibi yerinden oynatan, Mareşa! artık D.P. de yabancı bir cisirn haline geliyordu. O tarihte Başbakan Recep Pekerdi. D.P. ye karşı açılan çlddetll kampanyada o da kendi payına düşen payreti çösteriyor, fakat İçişlerl Bakanı Sökmensüer'In kıyasıya hırpalanmasına mâni olamıyordu. Fotoğrafta Peker görülüyor. « Seninle gidip Mareşal ı bir liyaret edelim» cTemişti... Galıba telefonla randevu bile istemeden taksiye atladık ve Çankaya'ya çıktık. Bir ikindi vakti idi, Çakmak bizi görünce memnun oldu, o zaman Içişleri Bakanı olan Şük rü Sökmensüer onu bu <tn»n Haklan Dernefi» doiayısiyle çok hirpalsmsV Istemişti. Meclıste ter' : nli bir soru nr.ergesine ver•'. r.ı C2v.;pta, hi£ Kimse hattâ H*İK Partililer tarafından bile be£enilmeyen bir di! kullanarak, Mareşal'ı komünist Inre yardım etmekle suçlamıştı!... Sökmensüer'in bu konuşmalan, kamuoyunda da derin tepkiler yaratmı?tı. Ben Tasvir'de o zamanın îçişleri Bakanma çidcfetle hücum etmijtim. îçişleri Bakanı, Mareçal gibi bir insam komünistlikle itham ederken, çok kötii bir politika taktiği kullanmıştı. Memleketin tanınmış insanlannı haksız yere komünistlikle itham etmekten dıha güzel bir komünitt propagandası olamazdı. Basit vatandaş, eğer Mareşal komünist i»e ben niye olmayayım? diye düşünmez miydi? Bu düşüncemi ve bu mücadele taktiginin kötülüğunü her zaman tekrarladım. GÖZDEM DÜŞÜREYİM DERKEN Ortanın solu, Moskova'nın yolu diyenlere de soyledim. İnönü'yü komünistlikle suçlayanlara karşı da aynı şeyleri yazdım, siz bir insanı halkın gözünd'en düşürmek isterken, vatandaş'arı komünizm ile yüz göz ediyorsunuz! dedim. Fakat, dogrusunu söylemek lâzım gelirse, kötü şeyler söyleyerek, soğuk şerbet içmişçesine rahat etmenin insani olmayan zevkine kendilerini kaptıranları hiç bir meram »nlatmanın imkânını bulamad:m. Bu düşüncelerledir ki, Sökmensüer'i de hırplamak istemiftim. Kendisinin karşısına geçerek yaptıftım hücumun sebebi onun aklına geldiği zaman, herkesi komünistliğe bulaştırmak istemesi idi. Seçimlerde Hatay'da D.P. aleyhine «öyledigi sözleri bu sefer de Meclis'te Mareşal için söylüyorrfu. DERİN TEPKİLER Bir bana: süre sonra Menderas GÜRÜLTÜLÜ POLEMİK tuk. O konuştu ve orun hstıralarını dinledjk, «avajlardan, Jahsetti bize, imzalı birer fotojraf hediye etti. Tarıhten bahsetti, milH mücadeleden sÖ2 açtı ve bir aralık, söz Halk Partisi kavgasına geldiği zaman, fırsat kaçırmıj bir adam edasıyl»; « Ab, ah» deJi. «Artık senç de|ilim ki:.. Genç olsaydım Do ğu'y» flder, gırtını Kafkasyay» veren bir kolorduv» sahip çıkardım. O laman Ankara'dıkilere bir tek emir yeterdü... Defolan!... Kim dayanabilirdi? Seçirnlerde oy çalmsnın cezasını öyleıine çekerlerdi. Beni komünist diye ilin eden Şükrü Sökmensüer'e fösterirdlm, »nun vaptıjı işe iıe çok çok fiıiildnnı...» Îçişleri Bakamnın yaptığı konuşma onu çok üzmüştü. Bugün gibi aşikârdı. Menderes susuyordu, ama «$• 111111111 Kafkssya'ya veririm» sözünden hiç hoşlanmamıştı. Bu sözün kötü tefsir edilmesinden korkarak ve Mareşal'ı tashih irakânı vermek İçin: • Paşam» dedi, «Arkanın Kafkasya'ya dayayacakıınız »m*!, O Kafkısya d» «imdi ıiıin kızdığınız komünistler vsr!...> Mareşal, Menderes'in maksadını kavrayamadı: « Onlar bize, railll mflcadelede de yardım ettiler!.. » Görüşme bitince bonı seklinde bir karton benim kolumun altmda, aynı boru gibi karton Menderes'in kolunda, Mareşal'ın sivil fakat göğsünde îstiklâl Madalyası tas\y*n yeni resimleri ile çıktık. Menderes le beraber Cumhurbaşkanhğı köşküne doğru yan yana yürüdüic... Hariciye köşkünün sırasma geldiğimiz zaman Mendereg durdu: « Bak, dinledin y»!.. Adam ıırtını Rnsya'ya vereeek, ve 1nönü'yü devirecek!...» Meşhur kesik kahkahalarından bir tanesini ııraladı. « Amsn» dedi, «GSzfinfl ıeverim, bn sözü sakın hiç bir ytrde boş bnlnnnp söyleme... O hiddetlendi, saflıtından ag Devrin îçişleri Bakanı Şükrü Sökmensüer «Insan Haklart Derneği» vcsilesiyle Mareşal i çok hırpalamak istemişti. Meclis'te. tertipli bir soru önergesine verdiği ccvapta beğenilmeyen bir dil kullanarak onu solculara yardım etmekls suçlamıştı. Fotoğ:raf Sökmensüer'i bu konuşmayı japarken Meelis kürsüsünde gösternıektedir. zından böyle bir laçma lâf kaçırdı. Ne Kafkatya'ya sırtını dayavacağı var, ne de genç 0lacafı... Bu söz yazılırsa hem Mareşal, hem de bizim için kötü olur » Sonra, sır ortagı olcfuğumuz anlamına gelen çapkın bir bakıtla beni süzdü: • Hele Kiprfiltt hiç dnymaıın!» diye gülerek ilâve etti. «Kalb kırıcı sözler söyler. vakar yıkar, hiç zaptedemem » Yarın : ^ GAYRETKEŞLER Diçi Bond MODESTY BLA 4*L&1& '&•, İTİMAOI v^R .MİSE Ş İ^C. BİR TAVŞİVEOE BULUMABİIİCVlıSİNlZ P TEMİMİ ÜKI'İM ÇALDlSIMl ŞCK. UAFL4BI LİSTS»!* BCMl NEOEM TOKATLaOIM r BEM S ı ö <BAU İZIMSIZ OPEMEZ 1946 seçimleri esnasınd», Şükrü Sökmensüer Hatay'da yaptıgı konuşmalarda Demokrat Parti'yi de komücistlikle çok ağır şekilde itham etmişti. Onun nutkunu not eden Tasvir muhabiri Yusuf Ayhan, bu not ları kendisine gösterdiğt zaman da kabadayıca o notları el yazısıyla tashih ettikten başkt sahifelerin altını da imzalamıştı. Şükrü Sökmensüer seçim heyecanı içinde attığı imzaları unuttuğu için benim ken disi hakkınd» yazdığım makalede Hatay nutkuna ve orada D.P.'yi komünistlikle itham edişine temas edince bu sözleri inkir etmijti. Ben de o zaman onun el yazısının ve imralarmın fotoğraflarını noterden tasdik ettirerek yaymlamı?tım. Bu polemiğin o günkü ortam içinde büyük gürültülcr koparmı? olduğunu hatırlarım. O tarihlerde Cumhurbaskanı sayın Inönü ile çok yakın münasebet kurmuş olan Nihad Erim bu imzalı ve<!Îkayı görmek istemiş, Sökmenjıier'in imzası ile el yazısım ona da göstermij ve böylece îçijleri Bakanı zor duruma düşmüştü. Bugün basit görünen bu neviden polemikler 1946 50 arası, hiç kimse bu gibi çatışmalara ve îçişleri Bakanlarını elejtirmeye alışmadığı için hayret uyandın\ ordu. 85 Çarşıda esnaf. mahallelerde kadın, erkek. hattâ çoluk çocuk yer yer toplanıyor, seçimlere çok yaklaşıldığı sıra yapılan bu tutuklama üzerine her kafadan bir ses çıkıyor, gericilerin « Baçımıza taşlar yağacak!» üsluplu homurtulanyla heyecanları arttıkça artıyordu. Artan heyecanlann belki de vahim hallere mey dan verebileceğini öngören hükumetse, adamı tutuk lamadan önce her türlü tedbiri almış, zâbıtada izin ler kaldınlmış, hattâ candarma bile alârma geçiril mişti. 31 Mart'tan bu yana, Menemen ve daha başka ayaklanmalardan tecrübeli iktidar, halkm durup dururken, kendiliğinden ayaklanmasından değil, heyecanlarınm körükleneTek kışkırtılmasından çekiniyordu. Istese, bir zamanlar îttihatçı'ların faydalandığı ileri süriilen tarzda bir 31 Mart'ı Vörükler, ayaklanmayı silâh zoruyla bastınr, Sıkıyönetimi kurar, üç beş kişiyi sallandırıp ortalığa cayırtıyı verdikten sonra da Demokrasiye çekiverirdi pay dosu! Ama istemiyordu. Zaten durumda da herhangi bir 31 Mart, ya da Menemen kokusu yoktu. Heyecandt. sâdece heyecan! Esasen «Herif>in haftalardan beri şehir, kasaba, köy demeyip yaptığı kışkırtmalarının bir gür bir ayaklanmaya sebep olabileceğini, bununsa ikti darın ekmeğine yağ süreceğini yalnız iktidar değil «Müstâfi İ! Başkanı. gibi, çeşitli muhalif partili lerle, tarafsız aydınlar da »öyleyip duruyorîardı. « Demedik miydi?» « Nasıııl?. « Bu tevkifin arkası gelir artık, çor«p söküğü gibi!. « Zannetmem..» « Neyi zannetmezsin?» « Arkasınm geleceğini. Şâyet Demokrasi'yc paydos demek isteselerdi, herifi tevkif etmez, gericiliği körüklerlerdi!» « Doğru. Buna münferit bir vaka nazarıyla bakmak iizırn!» « Belki ama, öyle bile olsa gene de kiyasetsizlik!. « Nedir kiyasetsizlik olan?» « Seçimler arefesinde herifi tutuklayıp, bİT din mazlumu, bir kahraman pâyesine çıkarmak!» « Bak buna bir diyeceğim yok. Bu vesileyle herif kahraman olduktan bajka Yeni parti de domuzuna oy,ahr!> « 946'da da almıstı..» c Yıl elli şimdüı « Ne olursa olsun, Ismet yapmazdı bunu..> « Herifi kahramanlaştırmayı mı?» « Evet.» « Bakalun haberi var nu?» « Ondan habersiz bu memlekete sinek bile kanadını oynatamaz be, sen neden bahsediyorsun?» « Doğru.» « îçimdeki korku hep nedir bilir misin? Serbest fırka mâcerası!» « Benden de al o kadar..» € Serbest fırkaya nasıl ki Mustafa Kemâl paydos demişti, Ismet de bunlara diyecek ve Demokrasi'nin üstüne tüyü dikecek!» Şehir'se içine kapanmış, ama tekmil antenlerini germiş, mosmor bir homurtu hâlinde bekliyordu. Gelecek günler ne getirecekti? İsmet, yurdun birçok yerlerindeki bu tüıiü konuşmalara içerliyerek. gidişe dur diyecek miydi? Kudret Yanardağ şu anda nerdeydi? İfadesi alınmış mıydı? Cezaevine ne raman yollanacaktı? Yollanmadıysa hangi yollardan götürülecektiî Bütün bunlar da önceden göz önünde tutulduğu için. gereken tedbirlerde kusur edilmemiş, adamın sorgusu çabucak yapılmış. hiç akla gelmiyecek zamanda, akla gelmiyecek yollaro'an Cezaevine sevki plânlanmıştı. Aynı plân çerçevesi dahilinde, adamın daha önce olduğunca, umum koğuşlardan birint verilme?i de asla câiz görülmediğinden, Savcı, Cezavi Müdürüne açmıştı telefonu' Aloo.. Cezaevi Müdürü: Evet beyefendi? Herifin tutuklandığını biüyorsun.. Biliyorum efendim. Arka tecritlerden birini çok acele hazırlatl Emredersiniz efendim. Herifin tutukîanıp, Cezaevine yollanmak üzere olduğu işae olunmasın! Olunmaz efendim. Buna bilhassa bilhasa dikkat. Görevlilere sı kı sıkı tembihi unutma! Unutma byefendi.. Cezaevinin yeni Müdürü iri yan biriydi ama, gölgesinden de korkardı. Dehşetli bir sorumluluk duyusu içinde. Başgardiyan'ı çağırdı: Durumu. adamın tutuklanıp ner deyse Cezaevine sevkedi'mek üzere olduğunu. sayın Savcı'nın şiddetli emirlerine göre. bunun herkesten saklanması gerektiğini olanca önemiyle anlattı. tek kişilik arka tecritlerden birinin de ivedilıkle hazıriatılmasmı bildirdi ve ekledi: Dediğim eibi. sakın mahkı'ımlara dııyuıulmasın! Başgarriiyan'm tuhafına gitti. U!an amma da ödlek herifti bu be! Yukardan verilen emirlerin hangisi önem>;İ7di ki Onlara baksrsan evin yolunu şasırırriın En tepeden inme. en Sikı emir bizde pek pek üç gün ciddive alınıp uvgu:anır, dördüncü gün gevşemrz miydi? Gene de: Merak etmevin efendim, dedi. Bu Müdürü ilk günden beri gözü hiç ' tutmamıstı Ba^eardiyanın. Gölgesinden korkuvordu be! Nerde eski Müdür. r.e>deydi bu Eski Müdür. eski Savcı'yı da avucunun içine almış. esrar. afvon. susf talı satışlanna göz vıımduktan başka. ka avı çekip çekio geceleri mphkum koçuşlarmds ?ar bil« atardı. Başgardiyan. «Müdür» diye ona derdi iştel Bu? Gölgesinden korkuyor. avanta almak. kumar oynamak şöyle durr>:n. alırmscına büe meydaB vermemege calışıyordu elinden geidiğmce! Sıra gardiyanlanndan birini çağırdı: (Uevamı var) TIFFANY JONEi , aziM Rahmetli Recep Peker Hükumetinin Içiçleri Bakanı her gün hırpalanıyor ve ;u Cihad Baban'a kimse bir şey yapamıyortfu. Herkes meraklı bir komediyi «eyreder gibi bizi seyrediyordu. Galiba meselenin iç yüzünü Nihad Erim'den öğrenmiş olan înönü dahil,.. «ARTIK GENÇ DEĞİIİM» Bu kavgada kendisini şiddetle savunduğum ve o tarihte hayli cesur bir polemiğe giriştiğim için Mareçal bana mütesekkirdi. Bu nedenle Menderes'i de beni dV sevinerek ve derhal kabul etti. Ziyaret nezaket ziyareti olduğu ve kendisine hiçbir sey söylemek amacıyla gitmediğimiz için biz daha ziyade sus Q"" veresim: AYHAN BAŞOĞLU j j İ N T İ K A M YEMİNİ İLİN îzmir 500 k ması 17/7/1969 nuçlannııştır. 1. ödül 2. ödül 3. jilfk Tophım Polisi Sitesi mimarl proje yanşoumartesi günü aşagıda belirtilen sekilde sr> Tanju Kaptan oğlu Î.T.Ü. Î.T.O. Orhan Göçer Nursel Onat D.G.S.A. Muammer Onat D.G.S.A. Erman Turoca DOJS.A. tsmail Tekoğlu D.O.S.AOrhan Dinç 1. Mansiyon Î.T.Ü. 2 Mansiyon Yaşar Yalçın Î.T.Ü. öner Tokcan • ... D.G.SA. Cengiz Eren D.GSJİ 3. Mansiyon YUksel TUr Î.T.O. Î.T.Ü. t. Yalçın tlerl 4. Mansiyon öner özyar t.T.Ü. Tamay SUtmen t.T.O. Mansiyon Omut Inan Î.T.O. SATIN ALINAN PROJELER: 1. Pillz Erkal O.D.T.Ü. 2. Yılmaz Sargın 1T.Ü. 3. Aydın Ay f.T.O. Emre K»rnoğlu ÎT.Ü. Tırdımcılar: önder Peker Mimar E^e Yurtay Dahil! Mimar 4. Faruk Çakılra tT.O. Yılmaz Çakılcı DG.S.A Projelov Ksvaklıdere Tunalı Hilmi caddesi No. B7 kat 5 t e 16/7/1969 gtlnünden 30/7/196» günune saüar W.IAI • l«.JU arası »ergilenecektir. (Basın: A. 1228319711/9092) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı SEYİR VE HİUKUOKAH 1JAİKLSİ tSAŞKANLlGlNUAN BİLD1RİLMİSTİR: DENtZCİLERE V t HAVAC1LARA H SAVIL1 BİLOtRİ 3 4 ilâ 7 Ağustos 1969 tarıhlennde U90U tle 17.1)0 saatlen aratında aşağıdaki noktalann birlestigı sahalst içinde seyretme demlrleme, avlanma ve bu sahaların 12.500 metreye kadar olan yükseklikleri can ve mal emnıvetı bakımınrtan tehlıkelidır EGE DENİZİ ÇAMAKKALE BUÛAZ1 (ÎİRİŞİ E44 vt E45 SAHALARI. BlRlNCl SAHA: E44 SAHA81. 1 cci nokta: Enlemı 40 derece 02 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 11 dakika Doğu E. 4850 Mehmetçik feneri. 2 nci nokta: Enlemi 40 derece 02 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Doğu 3 ncü nokta: Enlemi 40 derece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Uogu 4 ncü nokta: Enlemi 40 tferece 08 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 13 dakika Oogu iKİNCt SAHA: E45 8AHAS1. 1 nci nokta: Enlemi 40 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 28 derece 12 dakika Dogu E. 4848 Kumkale fenerı 1 n d nokta: EnlemJ 40 derece 00 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakık» Dogu 3 ncü nokta: Knlemi 3H derece 57 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 01 dakika Dogu 4 ncfl nokta: Enlemi 39 derece 57 dakika Kuzey Boylamı 26 derecp 10 dakika üogu DENİZCÎLERE VE HAVACILARA O.NEMLE ÜOTORÜLÜR. (Basın: 19359/9085) ÇJI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle