04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHIFE DÖRT 17 Temmuz 1969 CTIMHURÎYET POUTKa GÛLERISI BÜSTLERvePÛRTRELER 1950 senesi tt Ekhn Combnriyet Bayranu, Bayır*ın Comlmrbaşkam olduktan ton ra flk kutladığı bayramdı. O gftn heplmis mıtad kntlama merssimİBde bulunmus, yenl bir iktidarm AUtürkün yarattığı esere demokrstik yoldaa intibak etti|i iujfasn De serinmistik. Koraltan o akşam benl re e» îeiml hemşiresinln evlne, hen> «ireel hanımefendinln fevkalâde liyi yaptığı işkembe çorbası içImeye dâvet etmlştl. Eve gittiğl«niz zaman, Koraltan, Bayar'ın Acendisini Çankayada yemeğa '•beklediğlnl, Koraltanın da bizden bahsederek beraberce çor'ba içeceğimlîi kendisine söyle/diğini o zaman da Bayar'ın «Çor Itoayı alın buraya gelln!» dedigllal blldirdi. Tencere, Meclis Bnsk&nlıgı tv irabasına kondu, hanımlar evde eohbet ederken blz da yemegiınizle köşke gittik. Bayar sofrada yalnıa ve düfüncell idi. Şehir Çankayadan ışıklar lçinde görünüyor, Bayar ilk Cumhurlyet bayramında, Atatürk'ün makamında duyduğu sorumluluğu o akşam blzimle paylaşıyordu. 29 Eklm 1950 orun lçin neşe verid blr bayram olmaktan ziyade, bir vicdan muhasebeslnin gecesl olmuştu. Atatürk hayata gözlerinl 12 yıl evvel kaparrustı. Onun arkasından, Atatürk havarilerinln birbirlerine karşı duyduklan nefret ile, her birlnln ayn ayn Atatürk'e olan baflılığı. büyük ekipln içtade tuhaf bölünmelere yoi açmıştı. ds yedik. Sonra da Bayartn »çüc arabasiyle sehri dolastık, fener alaylannı, ışıklaadınlmıs binalan, Gençllk Parkından atılan havat flşekleri seyrettlk. Bir yerde durduk, boza lçtik. Bayar mesuttu ama, düşüncell Yazan: C1HAD ı Pâkistan gezisinden sonraki dönüş yolculuğu sırasında Bayar'ın çektiği bir telsizi Menderes'in cevapsız bırakması, onu olduğu kadar Ethem Menderes'i de üzmüş ve «Adnan böyle yapmamalıydı...» demesine yol açt BABAN "Menderes, lalâtPaşa'ya kıyasla daha kaypaktır» ÜMİT DÜNYASI tskembe çorbamızı ve yemeğlmizı Atatürk'Un hatıralan içinT« aorumlu blr saadet tadıyordu yüreginde.. 1950 nln onun Cumhurbaşk&nlığının İlk bayramı, ümltlerin bayramıydı, o gecö blrbirimizden aynlırken Koraltan da, ben de ayni Umltlerla evlerimize döndük ve ayni ümit lere sarmarak uyuduk.. Ne bilecektik ki bu ümltler on yıl 1 çlnde sönüp gldecekti. 1955 de Pakistan dönüşü: Karaçi lla Basra arasındakl mesafeyi Savarona ile beş günde alacaktık.. deniz fevkalâde gtızel, hava ılık, martılar da Savaronanın açtığı beyaz köpüklü yolda renkleriyle o köpüklerle esleşiyorlardı. Gök mavi, deniz mavi, bizL okşıyan meltem sanki maviydi. Pakistanda büyük bir itıbar görmüştük. . Rahmetli Gulam Muhammed Han, ikl milletin dostluğunu dosta düşmana karşı belirtmek için elmden gelen hlç bir gayreti esirgememişti. Çok lahmetle sürükledigi felçli yUcudüne ragmen, protokolun, ev sahipliğinin kendisinden beklediğı gayreti, bu gayrete sevgisini de katarak yerine getirlyordu. Vefatından son ra onun yerine gelen îskender Mlra tçişleıi Bakanıydı, Eyöp Han Milll Savunmanın başınday dı, Karaçiden Peşsver'a oradan Lahor'a gitmiştik. İLGİ VE SEVGİ Her gittiğimiz yerde sade resmi makamların degıl, halkın da sıcak misafirperverliği ile karşılaşıyorduk. Donanma geceleri, renkli ve ışıkiı ağaçlann altında üç yüz kişilik zıyafetler, ordu tatbikatı .. Atış oyunlan, polo müsabakalan, Bayar'ın bulunduğu şeref tribününe, resim lennden ve fihmdekı halinden çok daha güzel olan Ava Gardner'in dâvet edılişi Afganistan sınırından gelen levent daglıların, Keşmir dâvasında Bayar'ın yardjjnını istemeleri, Lahorda cami ve türbeleri ziyaret vesaire. vesaire.. hepsi arkada kalmıstı. Deniz sanki huzur veren bir pul yataktı ve bizler de o pul yatakta, geride kalmış gıinlerin renkli ha>alini, bir nevi binbirgece hik&yelerinin hatırası gibi yaşıyorduk. Bayar bu dönüşte: « Gel» dedi «seninla yemet ten evvel bir ikl kadeh rala 1 çelim ..» Bayar, içkl içen bir insan değildi. Pek keyiflendiği zaman, bir kadehl âdeta zorla yudumlardı. Galiba rakı içmektense daha ziyade sevdigi mezelere (havyar, rokfor peyniri. lâkerda) rakıjT refakat ettirırdi. Güvertenin bir köşesine bir masa yerleştirdıler, makinelerin sesine, denizin hışırtısınm katıldıgını duyduğumua bu köşede tatlı bir sohbete başladık, • 1955 yılında B»y»r, P&kistan'ı resmen ciyaret etmisti. Döaüş urasınd» Savarona yatınd» Menderes'ten açık açık sikâyet etmesi ve onu Talât Pasa'daa dahs kaypak bulması cidden dikkate dejfer bir seydi. FotogTaf, bn zijaret nruında Eytp Han, Bayar'a bir hediye verirken çekilmistlr. daha oynalrtı, yoksa Menderes mi daha oynaktır demek istiyorsun?» Ben bir şey sormadan o cevap verdi: • Menderes daha kaypak.. ıms çok daha bılgıli. » Bunu söyledigi zaman, Menderes e hem kırgın, hem de kızgındı. Savarona'ya bu uzun yolculukta nereden gelmışse bir haber gelmış ve Bağdafta bir dar be yapıldıgı bildinlmişti. Heyetımiz dönüşte Bağdat'a uğrayacak ve Kıral Faysal'ı da resmen ziyaret edecekti... Eğer gemiye nereden geldıği belli olmaj'an rivayet doğru ise bizim Basra'ya gitmememız, rotayı değiştirerek başka bir yere çık mamız icap edecekti. Rahatlığa, aydınlığa kavuşmak için Bayar, Menderes'e telsizle bu meseleyi sormuş, fakat bir türlü cevap alamamıştı. Heyette bulunan Ethem Menderes de bu durumdan hem Adnan Menderes namına, hem de BajTir adına fevkalâde üzülüyor, arada kalmamn sıkıntısı ile bana dert >anıyordu «Adnan bunu yapmamah.. însan deniz ortasında Devlet Başkanını habersız, cevapsız bı rakır mı?» Guvertede rakı lçtiğimiz zaman. Bayar galiba, gemideki ajans muhabirinin çabalarıyla Bagdat'ta her şeyin normal ol dugu haberini almış bulunuyordu. Biraz da rahatladığı içm o akşam rokior peyniriyl» ha\"j'ara rakısını arkadaş yapmak istemiş, beni de sohbet» dâvet etmışti. «tttihad ve Terakki zamanıyla bugünü mukayese etmemeli. diye sözüne devam etti. Şartlar çok değişik.. Şimdi millî bir devletimiz var . Devlet kuvvetli.. Butün bu neticelerl Atatürk'e borçluyuz..» Yarın : HÜSEYİN CAHtT YALÇIN DiSi Bond MODESTY 6LAISE EVET.. • OMUN IÇfN KAGITCI 74 Adam günler, haftalardan berl dur durak yok, o köyden bu köye, bu köyden o köye koşup durmu», heybetli «esiyle nutuklar atmı«, kilolarca toz yutmuştu. Şimdi bile yıkanıp anndıktan sonra şehrin yolunu tutacaktı ki, doğrusu değil bağırmak, vurup bir yanını kırsa hakhydı. Beyefendi «ımsıkı bir camız agırlığıyla küvetin ıhktan artı sıcak suyuna girip boylu boyunca uzandı. Nefise lünger, sabunla falan emir bekliyor, herkesin hayranhkla çılgınlar gibi alkışladığı bu adamın kencfisine ait olduğu nu düşündükçe kabına ıığamıyordu. Aklından gene ablası geçti. Şu sıra il'deki kiralık evlerindeydiler annesiyle. Sık sık oraya gidiyor kalıyorlardı. Annesi: « Kızım ben bu delinin elinden bıktım. AçıJrcasi Mni kiskamyor. Allah ı U U r v»x*ln Kurba^a carnıza benzjyecejım diyt «işer ji?er çatîarmı?. Bu da blr gön ' çatlamizsa çok iyi. En iyisi. biz sehirde kalalım...» Yıka arkamı! Annesini, ablasını filân unutup, geç kalmışcasına davrandı. Sabun, sünger, sıcak su.. lâhzada küvetin suları bol bir köpükle doluvermişti. Adamın bir güreşçinınkl kadar sert adaleli sağlam gövdesinl yıkamağa başladı. Kudret Yanardağ bayılıyordu. Gözlerini yummu«, kendini kadının usta ellerine bırakmış, Sema'yı yaşıyordu. Sanki Nefise değil de Sema'ydı şu an onu yıkayan. Hayli zaman geçtiği halde ne «Gel» demişti, ne de şöyle yahut böyle. Katfının aklına uyup gelivermesi nasıl olurdu acaba? Bulamazdı kolay kolay ama. bulsa bile .. « Adaaam «en de. Nasıl olsa altından kalkarım. Kalkamazsam ne olur? Hatta günün birirıde blzim serferi Şehvar da oğullarıyla kızım ahp gel^e, igrenç iğrenç çamurlassa ne çıkar? Hiiiç. Çiftlıkle tarlaların sahibi benim. Her halü kârda bana tâbi olan o. Her şeyi u'tüme ferag etmedi mi? Parasını verip satın almadım mı? Bitti. Keyfimin kâhyası değil. Sonra gerekirse Nefise gibi dört tane daha ve istediğim kadar müstefriseye «ahip olabilirim. Seriatın kestıgi parmak madem acımaz, o halde* Çeksin cezasını. Çeksinler cezalannı be!» Aklımdan ne geçiyor biliyor musun? Ne geçivor şekerim? Şu seçimler bitsin hayırlısıyla.. çlftliğin hütün binalarını yıktırıp. Italya'cfan celbedeceğim bir muhendi«e yepveni plânlar çizdirip, çıftliği bastan basa değiştlrmek! Sen ne istersen o elbette her şeyin en lyisl olur! Evet evet.. lâzım bu. O zaman sosyeteye kanşacağız elbette. Çiftliğimizin Avrupal, modern esaslar dahilinde işletilmeji gerekir. Basbakan, Cumhurreisi bile gelip kalmak isteyebilirler. Ha? Nefise ürktü: Gelirler de«eneT Hem de evleviyyetle, yahut daha doğrusu tvedilikle'. Ne demek o T Şimdi uzun uzun lzah mı edeeektiT Anlatsam da akhn ermez. Banka kredilerlyle çiftliji adam edecekti ad'am! Bütün mesele, seçimleri kazanıp lktidara gelmeleriydl. Ondan »onrası kolaydı. Milletvekilliğinin avantajlannı henüz gereği kadar bilmediğinden, kimbilir, belki de önünde daha baska, çok başka «r.urlu ufuklar» açılır, dönüp yüzune bile bakmazdı çıftlığin. Dürdane Hanımef»ndinin «Deli saraylt»lığı« nı hatırlayıp, elinde olmıyarak, guluverdi. Nefise îordu: Neye güldün «ekerim? Parladı: Bırak su sekerim sekerimlerl Yarın koı koca bir Mılletvekilinin eşi olacaksın. Evimiza Milletvekilleri, Bakanlar. Baçbakan, hattâ Cum hurreisi gelip gid'ecek. Şekerim sekerim. Kenar mahallelilık iliklerine işlemiş. Ben senin yerinde olsam, kocamın pesine takıhp dolaşacağıma, çıtı pıtı bir Ingilizce öğretmeni bulur. Ortaokulda Fransızca... Sözünü kesti: Okumuştun biliyorum ıma, olmaz. Asrımız Amerika a«n. îieüizce bilmeden MilletvektTftRrmmrTtlunmazr • »•Haklısınız.. kasabaya ben de gelecek mlyim' Kestl attı: Hayır! Peki. Camna mînneTtı. uyle yorgundu kl. kocâ•ıni yolcu ettikten sonra o da bir banyo alır, lonra da aksam yemegini yer. vurur kafayı yatardı. Kocası çok doğru sövlüvordu. Elbette Amerika asrıydı bu asır, bir Mılletvekilinin karısı da Ingilizce bilmeliydi. Ah ne diye zamanında kolejierden birine girmcmişti? Kole} mezunu olsayrfı simdi' Kudret Yanardağ, koylerin acı tozu, kızgın günesi sinmis külot pantolonu, eeketi. kasketinden kurtulmuş, kasabalık gri kostümünü glymis, açık kırmızı bir kravat baglamıştı. Ne giyse yakısıyordu! Nefise çıldırıyordu hu adam için. Demek ne Eİyse yakısan. ne givse erkeklerin en yakısıklısı olan bu adamın kansıydı ha? Sahibiydi onun? Sahibi ne demek? Esiri. kulu, kölesi! Kudret Yanardağ ördek gagası .«an iskarpinlerıyle zııt zıııt zıttt, onden yurudü. Nefise kocasının san çantası elinde, ard'ından haz» ların en büyüğuyle gitti. Kapıda bir an duran kocasının kulağına fısıldadı: Ikindi namazmı kıl«aydmız. Sert bir bakış f:r!atıp. çantasını karısınıa elinden almak istedı. Kadın vermedi: Gelıyorum. Şofdr tarafından gıcır gıcır silinip tozun" dan toprağından arınmış açık mavi spor arabanın yanına pittiler tdris görünurlerde yoktu. öfkevle bağırdı gür sesiyle: Itfriıiis! Başta ırgatbaşı. çiftlık yanaşmaları koştular ama, Idris bey de hazır, kerpiç evden dı» şarı fırlamıştı: Geldim beylm! Arabaya geçtiler. Araba. Nefi«e'yle Hatlcenln sallanan elleri. Karaba«!a Sarının dost havlayısları arasmda çiftlikten çıktı. Nefise neden sonra iç geçirerek amıca kııına baktı. O da ona bakıvordu: Bari bu gece kalsalardı değil mi abla? Söyledlm ama, dinletemedim. Isleri çolt4 Seçlmlerden sonra dizimizin dîbinden ayrıl" mazlar! (DevBinı var) ifVvSftSSK. IÇfM ISSIZ. SİZJNLE FALCININ KEHANETI « Birinci Dünya Savaşı bittıkten sonra, ben Izmirden lstanbula geldim. dedi. maksadım ortalığı kolaçan etraektı, Ösmanlı İmparatorluğu maglup ol muş, devlet adamlan bırer tarafa sınmiş, Türkiye. denizin ü zerındeki bir mantar gibi, dalgaların ve riizgârların tesirlerine kapUauştı... Cağaloğlunda It tihat ve Terakkinin merkezi Pembe Konağa gıttim. (Bugunkü Cumhuriyet gazetesinin binası) Kimseyi bulamadım, Iizgün, kafamda bınbir ihtımalin hesaplan ile Babıâliden iniyordum ki Meserret Kıraathanesinin sırasmda büyük bir D6n gö rüme ilışti; el ayası, bir avuç, üzerinde çizgiler, bu el falına bakan birisinin ilânı imiş, içimden bîr şeytan dürttü, belki de Içımde duydugum bir boşîuğu doldurma gayretiyle biraz da tabiat ötesl kuvvetlerden lmdat dılemek için gideyim şuna avucumu gdstereyım dedim... Falcı, elimi evırdi, çevirdi . Avucrumun çızgilerıne dikkatie baktı, sonra gözlerıni yüzüme dikti: « Tuhaf» dedi, «senin avucunda garıp şeyler gbrüyorum». Kelimeler üstünde dura dura gördüğunü anlatmaya başladı: « Bu memlekette bir çöküntü olacak . Ama sen, sen... Padişahlann makamına çıkıp oturacaksın!.» Bayar devara etti: « Bu henfi şarlatanm birl rannetnm Aklıma o tarıhte bir gün Türkiyede Cumhurbaşkam olacağım nereden gelebilir dı? Değıl Cumhurbaşkanlıgı, bizi esaretten kurtaracak umit ışığını uzakta büe gbremiyorduk . Ama . Ister tesadüf deyin. ister adamın bilgisi deyin... Neden sonra işte dedigi çürtı, hatınma geldikçe hâlâ o adamın kerametine jaşarım.» GorfH BEw p e B İ C TEUÛ.PATİ DEWE/VfE3f İLE AIEŞcSUL BULUMU TİFFANY JOHES /UU AiDIN • Y0B.P 0 »" ve ^nrîAYHAN BAŞOĞLU fîNTİKAM YEMİNİ TALÂT PAŞA Ml, MENDERES Mİ? Oradan buradan gellıl gütei konuşuyorduk: «Talât hükmünüz nedir?> dedigiml h»örlıyorum. Güldü: «Yanl sen Talflt poça mi asım A B E I O ĞLU 105830 104630 103900 102150 101500 99320 98490 96750 96000 94700 94200 92500 91000 89900 89000 85700 83600 81750 81400 80900 79100 78430 76400 74000 72720 TENİKAFI 109009 107259 105169 103209 102529 100559 99359 99169 98769 97269 96849 94659 93649 92279 91619 90439 89159 88769 88519 88179 87879 86259 83069 82369 82159 Kömür dağıtım listes • 1 ÎSTANBUL MALTEPE HATDARPAŞA 116930 115390 115140 113300 112400 109380 109070 106670 105220 105020 102720 100980 100810 98740 95770 91810 88900 85990 84650 84500 84300 84120 81550 79710 79550 158198 156789 155489 153979 152123 150109 147401 146021 143659 142924 141057 138274 136189 134274 132154 129109 127784 125031 122197 120409 118049 115079 112465 109429 106845 156790 155490 153980 152124 150110 147402 146022 143660 142925 141058 138275 136190 134275 132155 129110 127765 125032 122198 120410 118050 115080 112466 109430 106846 105386 138049 135409 135408 132570 132569 129700 129699 127230 127229 123300 123299 120170 120169 119010 119009 118180 118179 116230 116229 113200 113199 109120 109119 106800 106799 103780 103779 101050 101049 97330 97329 94460 94459 90280 90279 85650 85649 82924 82923 82811 82810 80288 80287 80206 80205 77197 77916 77098 77097 75837 Arallk 135639 134819 132549 131989 128519 125829 121719 118889 117679 114839 111569 108249 105299 103469 101329 99219 97039 93749 91459 90259 88659 88309 87889 87219 85259 BAKJRKÖY KADIKÖY «lüfe 1 K a s ı m 1969 > 3 1> 4 . 5 > 6 . 7 1. 8 1. 10 1. 11 • 12 1> 13 1• 14 » 15 • 17 » 18 19 . 20 . 21 22 24 . 25 26 27 . 28 23 106129 105829 104629 103899 102149 101499 99319 98489 96749 95999 94699 94199 92499 90999 89899 88999 85699 83599 81749 81399 80899 79099 78429 76399 73999 107260 120639 105170 116929 103210 115389 102530 115139 100560 113299 99360 112399 99170 109379 98770 109069 97270 10666996850 105219 94660 105019 93650 102719 92280 100979 91620 100809 90440 98739 89160 95769 88770 91809 88520 88899 88180 85989 84649 87880 86260 84499 83070 84299 82370 84U9 81549 82160 82030 79709 134820 122769 122000 132550 121999 119670 131990 119669 119280 128520 119279 118320 125830 118319 117830 121720 117829 115600 118890 115599 115180 117680 115179 113180 114840 113179 110240 111570 110239 107870 108250 107869 105400 105300 105399 103440 103470 103439 101790 101330 101789 100250 99220 100249 98310 97040 98309 97650 97649 95940 93750 91460 95939 94150 90260 94149 93930 88660 93929 92350 88310 92349 91980 87890 91979 89350 89349 86990 87220 85260 86989 85030 85140 85029 84000 POLtOON, (JAZİOSKANPASA, EYÜP, »AÖMALC1LAR r» BEVKOZ Batıt Bürolarında b«ytnnamt ııraaı «oı«ttlmt<im •»<!• yapılmaktadır. YarHl. ayı dagıtım listesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle