Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE ÎKÎ 16 Temmuı 1969 CTJMHURİVET ÛGRETMEMIER ve ÇEVRE Fakir BAYKURT nmrvorum baska blr iilkede ötretmenier, kendilerini çalıştıran Bakanlıkla bizdckl kadaı zjtlaşıyorlar ve takışıyorlar mı? Bizde, köy öfretmeni Salih Özkan'dan tut, TOS'un Malatya başkanı Nedim Şaha kadar yüzlerce öğretmenin Danıştay'da Bakanlık hakkında dâvası var. Okudun, konustiından al, .TOS> iiye olduna kadar konu ve kanun dışı bir sörü soruyla koğuşturma açılmı's ve bu nedenlerle öğretmenler oradan oraya süriilmüş, tedirgin edilmiştir. Bütün suçları giinahları, halka yararlı, ulusa yurda yararlı düşüncelerin, yeniîiklerin öğTetmeni olmaktır. Oysa Bakanlıfı ele geçirmiş olan egemen sınıfların istediği. değismeyen, ilerleraeyen bir düzenin, somürüye açık, uyuyan bir toplumun öğretmenliğidir. Şirodi bu çatışma, bir yanı devlet gücünii kullanarak, bir yanı öğretmenlerin kendi giiçlerini kullanarak. iki yan arasında cereyan etmekte. gittikçe hmnı artırmakta; ve zaman xaman halk. anlayabildiği ölçüde, öğretmenden yan» ağırlığını duyurmaktadır. Ben. dört yıldır, eksik fazla, öğretmen yanında görev almış, iki meslek kuruluşunun başkanıyım. Öğretmene yapılan, bana yapılandan kat kat fazla olmakla birlikte, bana yapılanın da öfretmenle bir ilgisini görmek mümkündiir. Benim de Danıjtay'da. öteki mahkemelerde açılmış bir sürü dâvam var. Denilebilir ki. biz öğretmenler dâva kovalamaktan, asıl işimizi yapmaya gerekriği kadar zaman ve enerji bulamamaktayız. Düzen böyle ve öğretmenler halkmkiyle beraber çarpan bir yiireğin sahibi olunca. bütün bu takıjmalar olağandır. Nitekim. grri bırakılmış ve iiiklerine kadar soyulan birçok ülkeden bfretmen kıyımmın korkunç haberlerini alıyoruz. Hindistan. Bolivya ve NMjerya'da durum bizdekinin aynıdır.Hattâ bu iilkeler arasında bir parça iyi durumda olan gene biziz. Ne de olsa bizde dâva açma ve haklıysan haklı olduğunu ispatlama olanakları var. Zavallı HintH, Afrikalı ve Bolivyalı meslekdaşlarımız ne yapıyorlar, nasıl bunalıyorlar kimbilir? B görmeğe, bu köyler ve baştan baja bütün güney niçin acı aeı inler, anlamağa çalıjıyorum. Hep böyle yapacağım. Blr iîi yapaıken çevreml tarayıp iki, on iki durumu göreceğim. Sonra kağıdımı koyup diıime, yazacağım. Nakil iste diyecekler, istemeyeeeğim. Mebus ol, olmayacağım. Öğretmenliği cihana değişmeyeceğim. Bir yitirip on yıl sonra bulduğum mesleğimi, bütün ağısı ve çivisiyle öpiip ba^ıma koyacağım. Sosyal ne demektir? Ord. Prof. Dr. H. V. VELIDEDEOGLU •••• •••• ••*• ı ANAYASA'nın 8. yılmda SOSYAL OEVLETİLKESİ TESEKKÜR » Evlidını dünyaya getirip analık gibi yüce blr mertebey* eriştigs anda lâni hayatUm aynlaıtık »bediyet» lntik«l «den gözbebegimia Saide Bucukoglu'nu Turhan Feyrioğln ve Eşl Bnçakogln, Çmgıllıoflu, Feyrioğln Aileleri şon ıstirahatgâhına tevdi eyleyen, telgraf, telefon ve mektupl» veya bizzat gelerek derin acımızı paylaşan çelenk gönderen bıitün muhterem zevata. yakınlanmıza ve dostlanmıza derhal ve ayn ayrı teşekkür etmeye imkân bulamadıgımız için, yürekten şükranlarımızı ulaşürmak hususunda gazetenizin tavassutunu saygılanmızla rica ederiz. Mehmei Bnçnkofln S Bakanlık böyle yapar prm^ f \ ^ j e başkan olmadan önce AnkaJL V J ^ 9 r a ' d a ilköğretim müfettisiydim ben. Kadrom da, görevim de Ankara ilindeydi. Perişan köy okullarmı, bakımsız öğretmenlerl denetliyordum. Başkan olunca. açık vermenıek için eskiden iki dolaştığım köyleri dört dolaşmağa basladım. Ama tez zamanda. .Müfettiîlik vapamaz diye bir kulp takıp köye giden yolumo kestiler. Tâ 1959'dan, .Yılanların Ocünden dolayı da «Öğretmenlik yapamaz» diye bir Talim Terbiye Kurulu kararı vardı hakkımda. Miifettişlik yapamaz. öğretmenlik yapamaz, salıversinler de temelli sendika başkaıılığı mı yapayım? Altı ay düşündüler, ben de maaş aldım oturdum e'vde. Bir ara. aldığım paraları helâl e»tireyim diye kalkıp Söke'ye gittim. beylerin <iftliklerini ve Bafa gölünü incelemeye başladım. Dağ köylerine çıktım. Ankara'da Folklor Enstitüsüne kütüphaneci olarak atandığıma ilijkin trli oralarda dolasırken aldım. Danıstay'a dâva artık. tam kaiartacağrz. bu sefer de Bakanlık rmrine Hldılar. Açtığımız dâva diişttk Bir işlep«ı.. onreki işlemi götürürmüş. Hukuk bilgilerimlz gcnisliyordu böyle böyle. Müfettişlik çantamı okulda okuyan çocuğuma verdim. Çalışan arkadaşları azaktan seyredcrek yeni hir bekleme dönemine girdim. Tam bir buçuk yıl geçti. Sonunda Danıştay bir karar daha verdi: «Bakanlik emrini kaldırdım, dön işine». Kaplumbağa yürüyüşüyle hir atama belgesi çıktı geldl. Arkadaşlar okudular: «Gâvurdağının başma... Baguıa değil. ardına... Miifettisliğimi alınca. kadromu de Fevzipaşa'ya kaydırmışlar. Şimdi Danıjtay kararını böyle dolanı dolanı uyguladılar. Sürgiin niyetine verdiler buraya. Burada öğretmenim. Helâl olsun... imdi burada durup pek çok hallerini gözlüyorom büyük ve çilekej halkımızın. Üstü açık kamvonlara, allı göklü pazenleriyle, karı kıı dolup bebe bejik, Maraş, Malatya, Atotep köylüklerinden Çokurovaya çekiliyorlar. Geldiğimden beri, bitip tükenmek bilmeden hablre çekiliyorlar. Ders aralannda öğrencilerime soruyonım, söylüyorlar: «Biz de gittik, gene gideriz. Ben bir ay zor dayandım. Birda 2M lira kazandun pamuktan, çapadan...» diyorlar. Ayda 2W lira, yılda çalışacağı iki üç ay. Ve Çukurovanın sıcağı. sinegi... Ysşar'ın. Otyam'ın yaxdıkları... llçe merkezine indim birkaç sefer. Bir »efer Saylıca köyüne gittim. Öğretmenler, gençler. köviin öne gelenleri elele vermişler, biı kitaplık yapmıslar. okuma odası düzenlemişler, açılıs törenine çağirdılar. Gittim bulundum. Öğretmen öğrenci, ana baba, iki bin kişi toplanmışlar. «Uyanacağız. kalkınacağız.» diye nutuk söylediler. Köy muhtan benden de konuşma lstedi. Bir kitaplıkla kalkınma olmaz. Bötün köylerin kitaphğa ve daha bir sürü hizmete ibtiyacı var. Nüfusu bizim dörtte birimiz olan ülkelerde kitapiar 50 60 bin basıyor. Bizde 5 6 bin. Gözünüzü açm. devlete istediginiz biçimİ verin. Devleti denetleyin. Asıl yapılacak budnr.» dedim. Meğer yansı Türkçe bilmiyormu$ dinleyenrerin. Gene de el çırptılar. Tanst Türkçe bilmediği halde, biz aynldıktan sonra •5İVİ1 arkadaşlar. o çevredeki TÖS temsilcisini sorgnya çekmişler: «Kim çağırdı? Özel arabayla mı geldi? Yanında kimler vardı? Köylülere ne söyledi?» Ne söylesek daha yansını anlıyorlar, ne telâs ediyonunuz? Ama anlayanlar önemlidir. Anlayanlar, anlamayanlara anlalular, bunu iyi biliyorlar. A •••• •••• Ya öğretmenler k;ama doğru döndük ilçeye. A veye oturup yarı geceye kadarCamlı Kahsohbet etrik. Fethi. çay üstüne çay getirdi. «Bu sefer 18 bin lira kazandım kaçakçılıktan, Allah bereket versin.» diyor biri. Biri: «Ajıtfpte bir arsam vardı, 79 bin lira verdiler vermedim.» diyor. Çevre yanunızdan biri, Ankara'ya üç sefer varıp geldikten sonra kredi meselesini hallettiğini anlatıyor. Anlatırken dinlerken, vakit gece yarıyı geçmis. Fevzipaşa'ya dönecek tasıtlar girmis. Kaldık ortalarda. Ortaokul öğretmeni Halil, otele bırakmak istemcdi: Bizim apartmana (!) gideriz, asansorle çıkanz, yatartz. Sabah erkenden selâmetleriı sizi.... dedi. İki de ilkokul öğretmeni var, kümes eibi bir yerde beraber kalıyorlar. Karma sendika istemezler ama. işte ilki ortası hir arada. oım sulu. ramıırlu bir yer evin tek odasmd»'kaynnşık ya^jvnrhr. Buralara gelmesem n# ğöriırdünı, ne M M i n ı . Bîlirdim de bu kadar bilmezdinı. Bence bütün sendika ve parti haşkanlarını sürmeli bejer altısar yıl ki, bu durumlan gorsunler! Kerpiç duvarlann sıvası dökük. Yerde kilim keçe yok. Masa yok. koltuk yok. Bütün öteberilerini penrerelere tıkmışlar. Kitapları yok. Arkadaşlarımın apartmanları bu! Halil picama altını verdi, Ahmet picama üstiüıü, gömüldüm bir arkadajm yatağına... nayasamız 8. yılını doldurdu. Bu vesile ile sosyal devlet ilkesinl inceleraek istiyoruz. çiinkü bugün Türkiyede, üzerinde en çok tartışılan sorunlar, «sosyal konular» dır. Bunu doğal bulmai gerekir; çünkü Türkiye sosyal bir gelişme ve bu ne denle de, sosyal bir kaynasma içindedir. Anayasamızın çeşitli roaddelerinde «sosyal* sözcüğü yür almıştır. Ancak. bu sözcük Anayasa srrarlan içinde kalmamış yalnız bizde değil, bütün ülkelerde türlu konularda ve türlü anlamlarda kullanılmıştır. Brockhaus Alman Ansiklopedisin de ve Schweizer Lezikon adlı îsviçre Ansiklopedisinde «sosyal mortoloji, sosyal antropoloji, sos yal biyoloji, sosyal pedagoji, sosyal psikoloji, sosyal refonn, sosyal üretim, sosyal politika. sosyal ekonomi, sosyal Ucret. sosyal var lık, sosyal ahlâk, sosyal hekimlik, sosyal saglık, sosyal kontrol, sosyal mesele. sosyal demokrasi, sosyal çalışma, sosyal sigorta» gibi bentler, bu sözcügün ne kadar çeşitli alanlarda kullanıldığını açık açık gösteriyor. Bunun böyle oluşu «sosyal» söîcügunün, niteliginden ilerl gelmektedir; zira bu sözcük. lnsanların toplumsal ilişkilerini bellrtengenel bir sıfa* olarak, «toplumsal» anlamma kullanüagelmiştir. Bu nedenle, bu sözcügün girmis o!dugu konularda, genellikle bir «kansma», bir «iç içe geçme», hattâ kimi zaman bir «çelişme» oldugu için, Anayasamızda yer almış bulunan (sosyal) kavramını bütün bu karmaşık durumdan ayınp. aydmlıga kavuşturmak için ne kadar çaba harcansa yeridir. Çünkü <tsosyallik» ilkesi, Anayasamızın temel ilkelerinden biridir, Udsi ayrı ayn anîamlarda ve bagımsız olarak kullaaılmaya baslanmıştır. Fransız gazetecilennden Pierre Leroux, 1832 de yazmış oldugu bir makalede (sosyalizm) sözcüğünün endividualizmin (yani bireyciliğin) karşıtı olarak kullanılması gerektiginl söylemiş. bu teklif o vakit modern bilim ve iktisat dilinde tutmuş ve yerleşmiş, sonralan bizim dilimize de, oldugu gibi. girmiştir. 1832 den sonra (sosyalistoe) ve (sosyal) sözcükleri bir süre a>ni anlamda kullanılmış, fakat daha sonra birbirinden kesin olarak aynlıp, her biri bagımsız birer anlam kazanmıştır. az önce sözünü ertigimiz nisbt dengenin kurulması İçin konulmuştur. Batıdaki gelişme Eşimin doğumunu başarılı bir şekilde yaparak bize AYBERK DtLMENi kazandıran Zeynep Kâmil Hastanesi Kadın Hastahkları Mütehassısı ve Dogum Asistanı, Sayın, TEŞEKKÜR ^» R Anayasadaki durum İktisadî • ••• • ••• :::: •••• •••« alanda sosyal) j M 'er anlamma (sosyal), kural ••»ofarak yalnız topiumdakı ık• * tisadi ilişkileri belirten bir süattır. «Sosyal smıflar» daki (sosyal) sözcüğü, genellikle varlıklı ve yoksul sımfian yanl insanlann. en basta iktisadî durum olmak üzere, toplum içindeki durumlanm gösterir. XIX. yüzyılda bilim diline yerleşen «Question Socialeı. yani «sosyal sorun» daki (sosyal) sözcüğü de bu anlamda olup, sadece emekçı ve patron ilişkilerini kapsar. Bundan tam 41 yıl önce, 1928 de Isviçrenin Neuchâtel Hukuk Fakültesinde okudugumuz bir dersin adı «le'gislations sociales» yani «sosyal mevzuat» idi. Bugün bu dersin adı « ş hukuku» dur. Bugünkü Alman ve Fransız Anayasalarında yer almış bulunan «sosyal» sözcüğünün kökü Lâtince usocialis» olup, bu. ıtopluma ait, toplumla ügili» demektir. Sosyalizm sözcüğü de ayni kökten türemiştir. Bazı kişilerin «sosyal» sözcügüne karşı pek allerjik olmalarmın nedeni. her halde, deyişteki bu benzeme ve kökteki birleşme dolayısiyle olsa gerektır O>sa bilim diline XIX. yüzjnlda yerleşmiş bulunan bu iki sözcügün kapsadıklan özel kavramlar birbirinden ayndır. Bu noktaya aşagıda işaret olunacalctır. «Sosyal» sözcüğünün doğrudan doğruya iktisadî anlamda kuilamlması henüz pek yenidir. Bütün batı dillerinde «sosyal» den önce «sosyalizm» sözcüğü yer leşmis ve sonra yavas yavaş bu Sonuç M> unlar öğretmenlerimiz bizim. Aldıklan be••' jer altışar >*ıiz liralarla buralarda yaşayacaklar, en ucuz köftecilerde yemek bulabilirlerse doyacaklar. artarsa, artaııı biriktirebilirlerse evlenecekler. sonra da çocuklanmızı okntacaklar. Altı yüz lirayla bugün kepek yesen yetmez. Onlar yetiriyorlar. Halkın eline bu da geçmiyor. Halk da yetiriyor. Sabableyin daha gün doğmadaıı yandaki ahırdan bir inek mönıo diye haykırdı, onun sesine uyandım. Geçün derdi bir yandan. il^isizlik bir yandan, Bakanlık öbür yandan, daha bin tiirlü sıkmtı binbir yandan sıkıştırıyor. Çok yönlü bir baskı. Bu kadar baskıya dağlar dayanmaz. onlar dayanıyorlar. Sıkmışlar dişlerini öğretmenlik yapıyorlar. Bunlar Büyiik Epitim Yürüyüşü'ııde «Kendimize maa." değil, halkımıza aş isteriz! diye bağırdılar. Hallerini daha yakından göriiyorum buralarda. Halkın halini de görüyonyn. Halkın hali bin beter. Üstü açık kamyonlarla Gâvurdağını aşıp gidcnlerin hali yiirekler acısı. Çektiğüniz sanrının ağırmı onlar çekiyorlar. Yurdu yönetenler buiriinlerde. gelecek secimlerle ilgUi ateşli tartışmaiara daldılar. HalbuId halkın gele*eği. gelecek seçimleri kazanmaktan çok çok daha önemliciir. yönetlcilerimizrn tamamı Türkçe hildigi halde bu gerçekleri onlara anlatmak zor.» Gözden uzak yerler evzipaşa küçük bir yer. Arkadajlar anlatıyorlar: «Eski adı Keller kariyesi idi. Atatürk'ün Nutknnda Keller Şimendifer Hattı diye geçer. Fevzipaşa bucaktır. diyorlar. Şimdi burada. dağm dibindeyim. Güzel rüzgârlarımız ve tozumuz var. Bir ilkokulumuz. bir ortaokulnrauz var. Geldiğün gün Belediye Bajkanunız park yaptırıyordu. İçine Marcşal'm anıtını koyacağız. Elektriğinıiz de yeni geldi. «Ayran suyu» diye değerli bir suyumuz var. Tedi öğretmen. sekiz şube. dört yiiz kadar da «ğrenci... Tılanlarm Öcünden bu yana yitirdiğim öğretmenliği on yıl sonra yeniden buldnm. Şimdi o kararııı üstüne basa ba^a öğretmenlik yapıyorum. Haftada otuz saat ders okutuyortıın. okulun bütün smıflarına giriyorum. Öğrencilerim zeki. Halkımız saygılı. En tam ITÜCDnı ve yetenegimle çalısıyorum. Gâvurdağı filâa demiyonım. Böyle bir fırsat ara;am ge^mezdi elime. Busrtinp kadar yurdumu çok gezdim, ama hep yiizünden yüzünden gezdim. Borada eoğrafya bilgüni derinîeştiriyonım. Dört •çıp görlerimi, gorünürıin arduıdaki gorünmezi F !««• ••• '••• • •• ::: !»•• Anayasasının (başlangıç) ında. ikinci maddesinde ve öteki bir Bilindigi gibi 1789 Fransız ihçok maddelerinde (mad. 10. 11, tiiaiinde kabul olunan «İnsan ve 13, 19, 40. 41, 42, 47. 4fl, 129) da Yurttas Hakları Bildirisi» kişi (sosyal) sözcüğü yer almış, on özgürlügünü, millet eğetnenliginl, sekiz maddelik dördüncü böhukuk devleti ilkesini ilftn etmislüm fmad. 35 . 531 «sosyal ve ik ti. Böylece eski bozuk düzende tisadî haklar ve ödevler» e öz o zamana kadar sürüp gelen pogülenmiştir. «Sosyal» lik. 1961 lis devleti, kişi ayrıcalıkları, huAnayasasırın bugünkü Türk devkuksal eşitsizlikler ortadan kal. letine vurduğu bir mtihür, bir dınlmıştı. Özellikle loncalann damgadır; bu ilkc. Türk devletikaldınlması sonucunda kişi çanin bir niteliğini belirtir Bu ni lışma kısıtlamalanndan kurtulup telik, ister üretıci, ister tüketici çaiışma özgürlüğüne kavuşmuş; olsun, iktisadî bakımdan zayıf lâiklik ilkeslnin kabulti ile insan olan bireyleri korumak ve kim lar kilisenin baskısından ve masenın kimseyi sömürmesine meyne\i köleliğinden kurtulup. din dan vermiyerek herkesin insanve inanç, yani vicdan özgürlügüca yaşamasını sağlamak için ne kavuşmuştu. Ortaçagdan gedevletin iktisat alanına doğrudan len derebeylik ve toprak ağahğı doğruya müdahalesini öngören, kaldınlmış. toprak kölesi duruiktisadî hayatı plânla düzenlememunda bulunan köytti, toprak sa yi devletin görevieri arasına sohibi olma olanagına kavuşmuşkan bir ilkenin eseridir: Anayatu. Kısacası. eskiden kişiyi bağsamızın başlangıç kısmınrîa aylıyan bütün maddi ve mânevi zin nen: «İnsan hak ve hürriyrltfricirler kopanlarak. bireyler arani, milli dayanışmayı, sosyal asında hukuk bakımından tam daleti. ferdin ve toplumun huzur eşitlik ilan edilerek, özgür insan ve refahını gprçekleştirmeyi ve dediğimiz insan tipi dogmuştu. teminat altına almayı mürnkün tnsanın kavuştugu bzgürltikler, kılacak demokratik hukuk devbaşta siyasal özgürlük olmak U Jetini bütün hukuki ve «osvşl tc.aere. döştoıce öz^Rrrü(ftt3««lin ve meUerryfe kurmsk» tan söz şiülvicdan özgürlügü. çalışma özJüe*»? .ve • tm başlangıea yblfiuna eilflutil gfbi, bugtln pek dbgal yapan ikinci maddesinde de Türki bulduğumuz, fakat Fransız Ihtiye Cumhuriyetinin milli. demoklâlinden önce hiç de dogal göratik, lâik ve sosyal bir hukuk rülmiyen özgürlüklerdi tnsanlar devleti oldugu özellikle belirtilarasında sağlanan eşitlik. hukuk mektedir. Görülüyor ki. (sosyalkarşısmda olan eşitlikti. tktismdî lik), tıpkı (millilik) ve (İAiklik) eşitlik, sosyal eşitlik. fırsat eşitgibi, Anayasamızm en başında liRi gibi kavramlar söz konusu yer alan temel ilkelerinden biridegildi. Çünkü Fransız üıtilâli, dir. bir burjuvB ihtilftli idi. Baboeufün halk ihtilSli teşebbüsü. Direkosyal'lik ilkesi Anayasatuvar tarafından çabucak bastımıza niçin ginniş ve nenlmıştı. den bu kadar geniş yer kaplamıştır?» sorusu, çotu kez e garip tecellidir U, bir bursöz konusu Dlmakta ve bazı kljuva ihtilâli olan ve hukukşiler veya çevreler bu ilkeden âsal eşitliği sagltyan Fransız deta ürkmektedirler. Bu gibilere, ihtilâli, sosyal esitlijh getiremeşu sorular sorulabiür: Türkiyenin miş. proleUrya Ihtilâlleri ise liberal • demokratik ortamında. sosyal eşitliği sağlamak voluna kişiye hukuk yönünden tanınmış çirmiş. fakat düşünce ÖTtiirlüru olan özgürlük ve dokunulmazlıkbaşta olmak üzere. hir çok ffzgür lardan şimdiye kadar Türk toplükleri ortadan kaldırrnışrır. lumu içinde acaba kaç kişi gereği Fransız ihtilâlinden sonra topgibi yararlanmıştır? Özellikle iklurnda. özgtirlükler sayesinde. tisadî bakımdan TUrk halkının sosyal bir dengenin kurulacağıçeşitli smıf ve zümreleri arasınna gerçek (özgürlük. eşitlik tüda nisbl bir denge kunılabilmiş zeçrenlik ve kardeşlik) ülkülerimidir? (Nisbi) diyorum, çünkü nın gerçekleşeceğine inanılıyortam bir denge kurmaya hemen du. Bizde de 1908 de ilân olunan hiç bir Ulkede fmkftn olmamışİkinci Mesmtiyette. artık her tır. Eğer Türk toplumunda bisorunun cözümleneceğine. (hürreyler arasında bu nisbi dense riyet, müsavat. adalet. uhuvvet) kurulamadıysa, bunun nedenleriparolasiyle artık insanların mııtni nerede aramak gereklr ve bu lu olacaklarına inanılnuyor muy dengesizlik bizi zamanla nereye du? sürükler? Fakat dururn böyle oîmadı ve Bugünkü demokratik atmosfer iyimser'.erin beklediği sonuç dog. içinde yalnız (sosyal'lik) ilkesinmadı. Bunun nedenlerine yannki den korkanlann değil, her mesyazıda dokunacagız. lekten Türk aydmının. Türk politikacısının önünde cevap ve çözüm bekliyen sorunlar bunlardır. İşte bu sorunlar sosyal soSosyal bilincin runlardır ve Anayasamıza «sosyal'lik ilkesi». bu sorunlan çödoğuşu züme bağlıyacak yasaların bir an önce çıkanlıp uygulanması, ve ısaca değindiğimiz sorunlar Batı Avrupa ülkelerinde, geçen TOzyılda. özellikle. o yüzyılın ikinci yarısmda. aşağı vukarı şimdi bizde oldugu gibi su yüzüne cıktı. zira iktisadî ve sosyal dengesizlikten çok büyük huzursuzluklar doğmuş bulunuyordu. 3 4 yıl önce yine bu sürunlarda, Medeni Kanunumuzun sosyal olan ve olmıyan kurallarından söz ederken işledigimiz bu konuya. şimdi Anayasadaki sosyal nitelik dolayısiyle yeniden i değinmeyi ve Avrupadaki gelişme den kısaca söz etmeyi «orunlu görüyoruz. Dr. Erkan Dincel Dr. Ertuğrul Bayırlı, Dr. Aydın Maldar, Dr. Nevzat Büyük. Dr Ruşen Bora, Ebe Ender İle yakın ılgi ve ihtımamlarını esirgemiyen bütün hastane personeline minnet ve şükranltrımı arzederim. YÜKSEL DtLMEN (Radar Reklâm: 754'8665) • • • •• • • »• •»• » ••••••••»••••»••• • • • » • • • » • » » • Hatırlatıyoruz Değerli Okuyncular, • Millî Piyanğo 19 TEMMUZ'da çekiliyor. Yüzbinleri, | Onbinleri 19 Temmuıda kazananlar • elbette yine bilet alanlar olaeaktır. ; 19 TEMMUZ'da Büyük ikramiye: 500 bin lira, Toplam . . . . » : 5 milyon 228 bin 600 Lira | ÂÇîtOLSVJS: » • • • •• •• • • • • • » • • •• • » » • • • • » • » • • • • • •• • • » • •• (Basın: 18772 8660) . • • • a • •• • • • • • • • « • » • •»••••••• S N NEVİN TULUNGCÇ (SÖNMEZ) ile TUNCA* TULUNGÜÇ evlendiler. Liman Lokantası tst. 157.1969 Cumhııriyet 8654 Büyüğümüz: annemit 10.7.1969 Persembe günü vefıtı dolayısiyle cenazesine gelen; çelenk göndennek lutfunda «>ulunan; telgral: telefon ve b«zat ge'erek acımıza katılan: değtrli yardımlarını esirgemiyen ıkraba: dost ve Harit» Gen«l Yüdüriütil menmplariyle: h»ttalıgı Jirasında her ürlü ibtlmamı gösteren Buna As. Hrt Ba;tsbibi ile diger tabip vt personeline «ükranlanmızı bildiririz. EKEN r« TAVTJZ aileleri Ankara Cumhuriyet . TEŞEKKÜR HAVVA EKENin İSMET GÜRHAN * (DKLILOĞLL) ile BVRHAN GÜRHAN Evlendiler. ^vC 1 15 7.1969 Gfnçük Parkı VEFAT Tercümanı Ahv»l fazete»! sahibi ve Atina Sefiri m«rhum Çapanzade Agâh Efendinin torunu, Mühendis Neblh Beyln kızı. merhum »vukst Avni Y«gız Beyln eji, «\ukat Baraat Zeki Ungör: FeTda ve Ekrero Zfki Ün: Nur ve Vedat ün • Eör: R « i Trak ve ünine Trık Muvaffak Siral ve Tevfika Siral Yüksek Mimar Gazanfer Erim ve Zühal Erim: Atıf Tuncalı ve Nihal Tuncalı avukat Arif Bilgln ve Leyli Billin: Ec7)cı Zeki Konur vt Gömil Konur'un teyreleri TEŞEKKÜR 12 Terr.muz Cumarteri rünü toprağa verdiğirniz sevgili anemiz. vefatı dolayısiyle akraha ve dostlarımıza, evimize ve censze törenine bizzat gplerek. telefon, telgraf ve mektupla acılarımıa paylaşanlara ve çelenk gonderen dostlarırnıza, şu andaki acımız ayn ayn teşekküre mani olduğundan gazeteniz vasıtasiyle teşekkürlerimizi sunarız. Necmettin. Necati. Necdet, Abdullah. Çevik L'raz (Has: 2628 8668) HALİME URAZ'ın SUZAN YAĞIZ HAN1MEFENDİ vefat etmiştir. 16 Temmuı 1»«S Çarsamb» günü öğle namazından sonra Sisli camilnden kıldırılarak Zincirlikııyu mezarlıfında torağa verilecektlr AtlESİ Cumhuriyet Ankara Elektrik, Havagazı ve Otobüs İşlelme Müessesesi Umum Müdürlüğünden: P.T.T. İşletmesince görulen teknik zaruretten dolayı Müessesemiz santralma ait: Bayındıriık Bakanlığı Karayolları Genel Müdürliğü Karayolları 3. Bölge Müdürlüğünden: Tahmini bedeli 196.145.50 tira. geçici teminatı 11057.23 lira olan 140 kalem muhtelif ebatta çelik civata, 20 kalem muhtelif ebatta çelüt somun üe 32 kalem metrik civata ve 2 kalem metrik somun satın alınacaktır İbalesi 2490 sayıü kanunun 40 maddesi gerefince 28/7/1969 Pazartesi günfl saat 16.00 da Bölge Müdürlüğümüz binasında toplanacak tbale Komisyonunca kapalı zarf usulfl ile yaDÜacaktar. Şartname ve ebat listeleri, mesal saatleri dahilinde Ankara'da Karayollan GeneJ Müdürlfljfl Malzeme Şubesi MudOrlflğünde, tstanbul'da 1. Bölge Müdürlügu Malzeme Amirligi ile Bölgemu Malzeme Amirtiginde görOlebillr Talipler, 1969 yılı tasdikli Ticaret ve Sanayi Odası veya Esnaf belgesi koymak şartı Ue bazırlıyacaklan teklif mektuplannı. eksiltme saatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde Konya'da Karayollan 3. Bölge Müdurlügö thale Komisyonu Başkanlıgına vermiş. olacaklardır. Postadaki gecikmelerin kabul edilmiyecegi duyurulur. (Basın. K. 103918T31,'8651) 17 4 1 6 0 (10 HAT) Telefon numarası 17.7.1969 tarihinden itibaren: 18 3 | 6 0 ° HAT) olarak değişecektir. îlgilüere duyurulur. (Basm A1225819113» 864S (1 3^)00 Adel T.H.Y. Yolcu Çantası Yaptırılacaktır Muhammen bedel 72.000.00 TL. olup, Taksîm, Gümü?suyu Caddesi Dümen Sokak Gümüîpalas Apartmanındakl Levazım Müdürlüğümüzde nümune görülüp, tartnameler ahnabilir. Kapah zarfla son teklif verm« tarihi 24.7.1969 Perîemb» günü saat 15.00 e kadardır. TÜRK HAVA TOLLARJ A.O. 8649