28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 4 Haziran 1969 CUMHTJRÎYET TARİHİN İLK BÜYÜK HÜRRİYET SAVAŞI EZENLERLE EZİLENLERİN ÇOK SİVRİLDİĞİ ROMA'DA BAŞLAMIŞTI TIP YONUNDEN Dr. Ihsan UNIUER "Toprak reîormu» istediği için toprağın altına girdi çekte. Tarih boyunca özgürlttk adına eşitHği aramıştı insanlar. însanlar arasında ilk kavga, Adem'ın ikl veledi Habil üe Kabil arasında olmuş, kimine göre bir malın paylaşılması yüzünden, kimine göre parti münakaş u ı yüzünden biri diğerini öldürmüştü. Tüm savaşların hepsi de gerçekten insanlann ekonomik çıkarlan yüzünden, eşitlitlerl, öîgürlükleri içln yapılmıştı. Tarıh boyunca savaşlar, kavgalar politlkacılann ürktügü. gocundugu şu HÜRRÎYET lafmdan çıkmıştı. 'Yıkılmı? evlerime Sönmüş fenerlerime Derdimin divanna Yazarım adını Bir tek gSzün jevklvlt Dönüyorum hayat» Senin İçin dofmuşum Seni haykırmaya. Hürriyet,. özgfirlttk yani hürriyet eşitliğin dayandıtı bir kavramdı. Dünyanın altın çagı diye nitelendlrilen ilk çafda özçürlük ISrını duymuyoruz bile. Çünkii insanlar eşitllk içinde o'zfürdüler gtr ' Biri yer, biri bakar Şimdi eşitliğin özgürlükle olan ilişkisinin tıbbi izahına gelelim Bir insanın diger birine aşın olan bağlantısına, bagınuı olmasına biz hekimlikte Depar.dans dıyoruz. Elbette insanlar için söylenen bu lâf devletler için de söylenebılır. Anneye bağlı olmak, NATO'ya baglı olmak gibi . Depandans'ın yani tâbi olmanın daba ilerisi köle olmaktır. Bir insan Depandans duyusunu yendiği an hür olacaıctır. Bunun de ilk şartı eşit olmaktır Diyelim ki bir ıssız adayd düşmüs olan iki insan orada 4 tane ayva koparabilmiş olsunlar. Şayet o ayvalardan 3 tanesmi Mehmet, bir tanesini de Ahmet alabilmişse Ahmet (ayvayı yedi!) demektır. Zira Ahmet, arslan payıru alan Mehmede kar^ı depandan yani bağımlıdjr bu :utumda Şayet 4 ayvadan ikisıra Ahmet, ikisini de Mehmet almış olsaydı ikisi de ayvayı yemek bakımından eşit sayılacaklardı. Eşit ayvaya sabip olmak, yani eşitlik, depandansı ortadan ka'.dıracafı içın ikisi de ındependent yani hür olacaklar demekti. Tarih akıp geçerken koşullar elverdikçe eski Yunan çagındaki eşitlik ve erdem yitirümiş, ezenler ve ezüenler diye iki tasm» ayrılmıştı toplumlar Bugünkü parlâmentodaki yumruklaşmalar hariç tutulursa tarihin ilk büyük kavgalan ezenlerle ezilenlerin çok sivrildigi Roma'da bajlamıştı. Toprak Reformu istediği için toprağın altına girdi Ezilenlerin ilk savaşı Romada Lucıus Cartilina'nın yönettigi savaştı. îşin en tuhaf yönü bu savaşın tıpkı bugünkü kavgalar gıbi dıyaletık yönden ters anlam tasımasıydı. Zira ezenlerln s o yundan geldigi halde, ezilenleri savunan Katilina ile; ezilenlerin soyundan geldigi halde ezenlerin savunucusu Çiçeron karşı karşıyaydılar bu savaşta. Katilina «ille de fakir halka toprak dafıtılsın ve de borçları affedilsin» istıyordu Çiçeron ise âsilere yaranmak irin Kazulet partisinin ağziyle konuşuyor: «Kimin toprağını kime dağıtacafız» diyordu. Katilina'nın Genel Kurmay Başkanı olan Manilius: tstedlğimiz Hdece özgürlüktfir, diyordu. Ama özgürlük lâfını, toprağın bölünmesı ıle ayni anlamda kullandığını belirtiyordu. Elbette ki Katilina ve Manilius bir mitingte Romanm milliyetçi gençleri tarafından öldurüldüler. Ezilerflerin ezenlere ikinci savası yine Romada olan Spartaküs avaklanmasıdır. Romadaki bu köle ayaklanması da asıstanlarmki gibı olumsuz olarak sonlanmış, Romalı Spartaküs «Ari vfderçi Roma» diyerek çarmıha gerilmişti. 1525 te «Kendl papazımızı kendirniz seçmek istiyoruz» diyen Alman köylülerinin ayaklanmasını görüyoruz. Bu türlü ayaklanmalar hep ml hep ezilenlerin yenilgisiyle sonlanmıştı tarih boyunca. Çünkü ezenler giiçlü, ezilenler de bll?lsizdüer. Devlet ve kılıse ise çıkarlan gereğince daima ezenlerin yanındaydı Üstelilc ezenler bilgili, ezilenler de bilgisizdilar. Asıl işin en çelişkili, en hazin tarafı şuydu ki gerçekte savaş meydanmda. Hürriyet meydanında, Taksim meydanmda, Kızılay meydanmda ezilenlerle yine ezilenler birbırlerini yemelsteydiler. dışahı 16 nci Lui Ham meclısi toplamaya zorlanuştı. 1792 de ise dost devlet ordulan lhtilâicilere karşı Fransaya girrniş'.erdi. Vazlyet karmakarışıkken Mar sılyadan gelen bü Hareket orcusu %aziyeti idare ett. Roget oa Lisle (Ren ordıısu) namiyle risvnmcilerin yardımıria kosarken KÜLTU'R Sen öl ki' o yaşasın Uğruna savaşılıp tarih boyunca kan dökülen bu kutsal kavram hürnyet lâfı nerden gelmektedır. Montör Sabri'ye sorarsanız hürrıyet, hanımından izin almak sızın Apostolun meyhanesinda sabahlamaktır. Kümes Evler Yapı Mütehahidi Cenabeddin Vergivermez için ise yapı malzemesinden ve vergiden katakulli yapabi:mektir hürriyet. Vatandaş Mehmet Efendl hürriyetler içinde en çok «Karnım doyurma hürriyetini» seviyor. Güney Koreli Ham Him Hum'a gore hürriyet, 38 arz dairesinin çizgisidir. Adanalı pamuk ağasına göre ise devlet arazisinm dış tarafından geçen arz daıresi Ama «Pencere» yazan Selçuk: Benim hürriyetim 141 ve 142 nci tul dairesi ile Cim Savcısınm «Arz» dairesi arasındad'.r diyor. En güzelini elbette yine Elouard soylemiş: «l vanmış patikaya j . 3^.«Serilip flden yol» ';'"''<•'"•• «Hıncahınç meydanlara Yazarıra adını » Sairler hep hürriyet denilen şeyi haykırırlarken insanlar bun ca yıl hürriyet için savaşmışlar. Rönessans ve reformasyonlarrtsn sonra engızısyonlara. malforn.asyonlara düşmüş msanlık hep hürnyet uğruna «Clan anfan dö1 patri şadfi handan olalım > Kalkın e\ ehli vatan» demış ve 1789 da Fransız marka bir devrim çıkmış o^taya. însanlar 'VJT doğar hür yaşar denmış. Vat3ndaş Mehmet Efendi ise: Marseyyezl söylüyordu. Marşon Marşon Yürüyelim arkadaşlar Lay Lay Lay Lay Lom. Napolyon bu marş İçin «Bu bestenın bıyıkları var» deml?. Palabıyık mıydı? Pıs bıyık nrydı? Yoksa Duglas bıyığı mıydı? Bilinmiyor bu hava! Yal/ııa, Marsilva Ren ordmunun bıy* ğıydı. ıksa Fransız halkuun o> g:İ... • Napolyon, tekrar «Halimem yandan, yandan» havasına döndü... Y a r ı n : Diçi Bond MOOESTY BLAISE 34 Ne diyorsun? Istersem bütün parasını, tarlalannı, çiftliğir.i. bütun menkul veya gayri menkulünü üstüme yapmağa harır! îstemiyor musun? Şimdilik hayır. Sebep? K ele git, Semâ ifini hallet, gel, sonra konujuruz. Idris gözlerine inanamıyordu. Dıjarda «Kudret beeey, Kudret beeeey". diye bağıran meydancının sesinden anladıklarına göre, herhalde gene Nefise gelmiş olacaktı. Kalktı: i cebine spl«Ml«ayrtal|^t fl», Hiç v«kıt «tla İstant^b, g & r ^ k v ı . $i^vet her y a m t ' ^ Blleyttfi ««h» fwlrpar« gerekirse... tel mi çekersin? Yıldınmla... iki, üç, beş dersem... Anlarım ki iki bin, üç bin, beş bin.. hemen tellerim. Haydi tüy! Idris telâşla çıktı. Müfettişler müfettişi odanın sokağa bakan pen ceresinin tul perdesini çekti, istorunu yarı yarıya ındirdi. Nefise'yi karşıladı: Gel bakalım cânım benim, cânımdan azizim, şekerden lezızım. Kız gün geçtikçe güzelleşiyorsun. Butun gece seni düşündürn. Uykuya geçmişim bir ara. deıken sen... Nefise al al yanaklarıyla koştu, yanıp tutuştuğu adamın kollarma kendini attı: Ben? Ben ya? Geceleri hayâlimde, gundüzleri düşümdesin! Fakat gördüğüm rüya... Ben de gördüm! Nasıl gördün? Sen söyle: Sen nasıl gördün? Hayır sen önce.. Bırden kendini erkeğin kollarmdan kurtnnp, yeni sutyemni gösterdi: Yeni sütyen aldım. bak. Nasıl? Güzel mi? Kadını kucakladı, göğsünü sütyeniyle falan öptü. sonra az önce tdris'in oturduğu koltuğa birlikte çöktüler. Neden sonra kadın eteklerini düzelterek kalktı: Bizim ll başkar.ma anlattım seni. Çok merak ediyor' Müfettişler müfettişi'nin kaşları çatıldı: Bana baak... Ne var? Çok bahsediyorsun o îl baskanından! Kadmın çok hoşuna gitti erkeğin bu kıskançlığı. Bojnuna sarıldı. yanaklarından öptü, sonra: Sen de beni öp! dedi. Uzun opüşlerden sonra Müfettişler müfettişi ye niden îl başkanına döndü: Hâlâ anlamadm mi çok kıskanç olduğumu? Kadının dünyalar kadar hoşuna gitti bu. Adam daha öncelerini bilse, belki de vazgeçerdi evlenmekten. Ama ne yapsındı? Kocası uçuruma yem olmuştu. Genç, cıvıl cıvıl, sevilip okşanmağa muh taç bir kadmdı. Gerçekten sevdiği kocasınm ölümü onu yarı deli hâle getirmiş, o da oldu bitti pek beğend.ği İl başkanına... Hem canım. bir kerre galıba Baskanhk odasmm tül perdelerle loşlanmışlığında. bir kerre de hususi arabasmda. Fakat çok ağzı sıkı adamdı. Zâten Nefise'ye gelene kadar ak şam olurdu. Kadınlar çevresinde böyle, kum gibiy» dL Anlamaz olur muyum (ekerim? dedi. Kıtkançsm biliyorum. Zâten onun için seviyorum »enl ya! tdris âbi ne için gelmişti? Hiç de kıskanmadığı kadına bir süre dargıa dargın baktıktan sonra: Her gün gelir, dedi. Ne var? Hiiç. Durup konuşmak istedim, işim «cele de» di fırlayıp gitti.. Haa, amcamın kızı abayı fena yak mış. lllâki nişan da nişan diyor. Ne düıünüyorum biliyor musun? Ne? Onlara nişan yapalım diyorum, biz de diiğün süz demmeksiz alalım iki jüzük takıverelun bitsia g • • Mahkemeden bugün de haber yok mu? Karmm ayrılma Bafrasmdan? celsed» « HenÇz yok JUj^i ya? Içekarara bağfanır Eanlyorum. Çünkü ri düştüm, haysiyetşiken bir suç... Boynuna sarılıp yanaklarını gene çıigın öpücük lere boğarken: Kurban olsun. dedi. Senin kesip attıgın tırnağa kurban olsun. Nasıl bir kadın bu Allahajkına? Anlatmıstım ya uzun uzun... kupkuru, göılüklü, sinir yükü bir şey. Allah bizimle korkma. Tek celsede şerefsizim... Tek celsede ha? Ah nerde o günler? Nerdesi falan yok. Tek celsde dediğime b»k. Ya fikrini değiştirirse Değiıü'rmez. O artık bajk» dallarda dolaııyor. Nasıl yâni? Bir sevdiği mi var? Var. Nefise'nin gözleri büyüdü: Senin gıbi bir kocanın ustüne ha? Sevdiği erkek degil! Ya? Anla işte. Yoksa? Ne yoksası? Kadınlar, kızlarla mı? Ania işte dedım ya! Nefise her şeyı anlamış, dalmıstı. Hâfız hsnım da böyleydı. Kocasınm motosikletiyle uçurum» u« çup parça parça olduğu gunlerden bir hafta m on, beş gün sonra mı ne, yakın ahbapları onu al' nu Hocânıma götürmüşlerdi okuyup öflemesı ıçıu iır erkeğı hâtırlatan Hocânım o gece, okuyup üflemek bahanesiyle kadını çırılçıpiak soymuj, sonra da.. Ne düşündün? . Hiiç. Pek daldın da.. Fena sıkışmıştı. Bir şeyler söyleyip karsuındaki kurdu kandırmalıydı. Oiabilırdi ki aklına kötü şeyler gelir. şüphelenirdi. Ha? Pek daldın.. Guldü: Dalışun şu, hani sana bahsetmistim, bir hocânım vardı? Evet? O da öyleydi! Sevici mi? Hu Aklına gelenlcr gibi düîünmüş olae»ktı ki, adam gene sertçe baktı. (Arka» ı ı r ) Tiffany Jon İT1FFANYJONES5 Ben hür doğmadım. Z : ra doğum kontrolundan kaçıp kuttulmusum. Ne de hür yaşadını. Çünkü zamlar vardı Hür olarak yapılacak tek sey kalıyor b'i.a. o da ölmek. Vivela liberte vivela kalite e Maternite e Pedernite. . Koman talevu .. 1789, insanlarm . :.• yaşan'ava niyet etmesının bir denemesiydıKırallık ve derebey'K teme'd^n sarsıhyordu. Bastil basılmış:ı. Paris halkı. devletlu Pransız pa••••••••••••••••••••• * DOH I O K Tarık Z. Kırbakan | MlallCOÇOg|liİ|konuveresim:AYHANBAŞQĞLU |İNTİKAM YEMİNİ DERI SAÇ ve ZÜHKEVİ o Hastalıklan Mütehassısı ^ tstiklâJ Cad ParmaUkapı No. 66 rel: 44 10 73 • ••• • • •• • • • • » » • • • » • • • KONGRE Küçükayasofya Gençlik Spor Kulübünün yıllık kongresi 22 6' 1969 pazar günü saat (20.30ı da Çemberlitaş Muallimler Birliği salonunda akdedilecekur. Idare Heyeti Otomalik Takat Açağı (Disjonktör) Safın Alınacaktır Ankara Elektrik Havagazı ve Otobiis (şletme Müessesesinden (E.G.O.) 1 Müessesemizin ihtiyacı 30 adet az yağlı dehili tip elle kumandalı takat açağı (Disjonktörı 34,5 Kv. 1000 MVA 1250 A. teklif alma yolu ile satın 'lınacaktır. 2 Bu işe ait şartnameler Ankara Elektrik Hnvagazı ve Otobüs İşletme Müessesesi Ticaret Müdürlüğü Dış Ticaret Bürosundan bedelsiz olarak temin edilebılir. 3 Teklif verecek firmaların bu işe ait §artnamelere göre hazırlıyacaklan tekliflerini en geç 12 Temmuz 1969 günü saat 13.00 e kadar Müessesemiz Yazı İşleri Müdürlüğüne teslim etmeleri şarttır. 4 Postada vâki gecikmeler nazarı itibare alınmıyacaktır. 5 Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya siparişi dilediğine vermekte serbesttir. (Basın: A. 1018116870/6840) Maltepe'de Sotılık Arsa KARTAL Maltepesi, Çayırlar mevkii pafta 11, Ada 291, Parsel (70) ve (18) de 8755 M2.1ik saha satıhktır. İçinde ardiye binalan ve trifaze cereyanı vardır tsteyenlerin Garanti Han, Kat 3. Bahçekapı GARANTÎ İNŞAAT MÜDÜRLÜĞÜNE müracaatlan T E L : 27 80 20 Cumhurıyet 6823 Türkiye Siit Endüslrisi Kurumu Genel Miidürlüğiinden: BURS VERİL5CEKTİR Alman Teknlk Yardımından 1 adet 12 ay sflreli sütçülük konusunda burs verilecektir. Adaylarda ararulan nitelikler a) Ziraat Fakultesi Süt Teknolojisi bölümü mezunu olması, b) Askerlikle ilişiğinin bulunmaması, c) İyi Almanca bilmesi, d) Mecburî hizmetinin olmaması. şarttır. İsteklilerin en geç 10/6/1969 gününe kadar Ataç Sokak No: 72/34 YenişehirANKARA adresine müracaatlan rica olunur. 'Rasın: A. 1023316682/6820)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle