22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
BAHtFE tKt SO Haziran 1969 CUMHTTRÎYET SIYASAL HASTAIIK Ahmet YİLD1Z TABÎİ SENATÖR on günlerde çok ilrinç bir oluşum karsısındayız. Liuslar, hayalleri toşan bir u«ay yan&masma girip. kozmonotlan. astronotlan ve elektronik beyinleri île övünürkın, Ortaçağ karanlığında ışık arayankutsal duyn tüc carı gericilerle köhne debboyunda mücevherat arayan siyasal gericilerin savaş alanı haline geldik. İzmlerden ve lojilerden hoşlanmıyan doğnln kafanm, 1969 Türkiyesinde, yakalandığı siyasal patoloji (hastalık), yalnız hastaları değil, rejimi ve tiira toplumu bir bunalıma sttrüklemiştir. Neresinden bakılırsa, yararlandığı mantık ne biçimde incelenirse ve dayandığı gerçekler hangi yöntemle eleştirilirse eleştirilsin, genel göröntü, tipik bir siyasal patoloji karşısında bulunduğumuzu göstermektedir. ••••••«f Borçlu olan biz değiliz ayın Ecvet Guresın'in lu Olan Biz Değüiz» yazısını ibretle okuduk. Pek çok önemli noktalann eleştirildığı bu konu hakkmda bazı hususlan da kendi açımızdan aydınlatmak ıstenz. Amerikft Türkaye'ye yardım etmiştir, etmiştir ama nasü? Bu soruyu birkaç misalle ayduılatmaya çahşalım. Amerika. Türkiye*ye silâh yardımı yapmış, bu nedenle rürkiye'de silâh yapıtn fabrikaları hakkmda çalışma gevşemiş; Amerika Türkiye'ye genü vermiş ve Türkiye'deki tersane yapun çalışmalan tavsamıştır. rürkiye' de işsizler biraz daha çoğalmış, Avnıpa'da çahşmak: isteyenlerin listesi bir misli kabanruştır. Yeni icatlarla tesirini ve ehemmiyetini kaybeden silâh ve malzemesinin bir kısnunı da diğer az gelişmiş ülkelere olduğu gibi Türkiye'ye vermekle fabrikaîanna ve isçilerine devamU ış bulma imkâmnı garantilemiştir. Verdiğl silâh ve gemileri arzusu hilâfına kullandırtmamakla Türkiye'yi emri altındald bir birlık haline sokmuştur Amerika. Amerika kendi arttğı soya )&• ğı ve süt tozu yardınnnda bulunmuştur. Sindirim sistemleri bozulan vatandaşlann ve çocuk velilerinin bu maddeler hakkındaki yatanmalan gazete sütunlannı az işgal etmemistir. Buna karşılık bütün yer a"tı servetlerimize el atmış. gazoz şişelerimize girmiş kendi geleceğini garantilemek için Türkiye'deki üsleri ile Rusya'nın gözünü uzerimize çevirmiştir. Bir elimize 5 vermiş öbür elimızden 125 alma çabalannı sarfetmiştir Amerika. Bütün bunlara ragmen Yunan basını. «Dünya ülkeleri arasında en çok Türkiye, Amerika'ya minnettarlık duymahdır. Çünkiı hiçbir ülke, Amerika'nm Türkiye'ye yapmış olduğu kadar yardım görrnemistir» demek cesaretini göstermiştir. Batılı ülkelerin yüz verdikleri ve her halükârda desteklediklcri şımank çocukluk'tan bakalım ne zaman kurtulacak Yunanistan?. Ayhan YtKSEL Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi ] Memleketin dağı, taşı Bay Süleyman Demirel bir iki gün önce : « Dağı taşı fabrıkalarla dolduruyoruz..» dedi. Bu söıü duyunca Bay Dursun Seker'i andım. Okururauz Dursun Seker. bu ayın ilk haftası bu köşeye bir mektnp yollamıstı. Bir gün yayınlamak fırsatını bulurum diye. dosyasına koymustum mektubu . Simdi öncelikle «dağı tası fabrikalarla dolduruyoruz» diyen Demirel'in okuması isteğiyle yaymiıyornm. Söz Dursun Şeker'in : « Değil yalnız Turkiye'cTe, elbetteki dertsiz bir kimse bulamazsınız şu ölümlü dünyada. Ama. herkesın sıkıntı derecesi elbet aynı derecede değildir. Kimisinin fazla, kimisinin daha fazla, kimisinin çok daha fazladır. Işte bu sjkıntıh beldelerden birisi de bizim Rize'dir. 42 yüdır bu memlekene yoğrulmaktayım. 1945 48 yıllanna kadar gurbette geçerdi ömrümüz. Çok şükür, çay mahsulü bizi kurtartfı dertten. Kurtardı ama, gel gör ki sıkıntımız arttı ve gün geçtikçe artmaktadır. Çay bitkisi, hilkati icabı her sene mahsul veren bir bitkidir. Ama. iklimin o vılki «eyrine göre bu biraz az veya çok olabilir. Bu sene de bovle oldu ıste. Bahar, ilkonce soğuk olarak mayıs 12'ye kadar devam etti. Havalar birden ısınınca, sahilı de. dağı da aynı anda verdi mahsulunü.. Ve dağ taş çay mahsulü ile doldu tastı. Halen Rize ve civarında irili ufaklı 26 çav fabrikası çalısmaktadır. 5 6 yıld'anberi, bu fabrikalar, bu mahsulü ilmin istediği şekilde işliyememektedir. Ve biz, bu durumu Tekel'in ilgililerine duyurmaktayız. Bunun için Ankara'ya. tstanbul'a kaç defa heyetler gönderdik. Bir türlü derdimizi anlatamadık. Size. kendi memleketim olan Çayeli Çay Fabrikasından misal vereceğim. Bu fabrikanın günlük kapasite^ı 200 250 tondur. Su anda. bu fabrikaya 400 ton yas vaprak gelmektedir. Her gün aynı sekilde 400 ton mübayaa mecburiyetinde olan bu fabrika. haliyle bu mahsulü işliyememekte. bunun 200 tonunu, yanıbasından akmakta olan dere kenanna sermektedir Bahse konu dere kıyısı, öyle uru bucağı bulunur cinsinden değildir. Bir hayli geniştir kenarlan. îşte bu genis kıyılar yaş yaprakla dolar. aradan üçbes gün geçınce. üzerine bir kat dah3 serilir ve bövlece. ölüme terkedilir bu döviz kavnağı. Her gun içimiz kebap olarak gördüğümüz bu çok hazin manzaranın. kalemie ifade cdilmesi mümkiin deeildir Tasavvur buyurunuz gunde 200 ton yas yaprak ölüme terkedHliyor. Ve bu hal, mayıs kampanyasmın devam ettiği 10 15 gün devam edivor. Gelin sizinle bunun bir de muhasebesini yapalım i'terseniz. Bir kilo yaş yaprak 3.5 lira. Fabrika. her gün ortalama 200 ton yas yaprak çürütüyor. Bu. 10 15 günde 2000 3000 ton yas yaprak eder. Bunun da maliyeti, tamı tamamına 710 milyon Türk lirasıdır. Geçen yıl da böyle idi, gelecek sene de böyle olacak, hatt* daha d a artacak. * Neden? Rizeli çok çalıskan bir millettir. Çaydan elde etti|i parayı depo etmemektedir Rizeli. Ya gene çay bahçesi hazırlar. yahutta mevcut çay bahçesini. daha verimli bir hale getirmek için çesitli sekilde imar ve gübreleme isire harcar bu parayı. Onun için, her yıl • i 3 35 oranında bir artış gösterecektir çay " •0 > mahsulü • • Bunun için ne yapmak lâzımdır? S 200 milyon lira ayırmak suretiyle. çav bölgelerine yeniden • ve âcilen 25 adet çay fabrikası yapmak gerektu. Bizim Tekel S ciler, yalnız Çayeli Çay Fabrikasından 10, 26 fabrikadan d» • 10'ar milyon lira hesabı ile. yılda asgari 200 milyon Türk lirası zarar etmekted"ir. Bu zarar artışı, yıldan yıla yüksek bir oranla artacaktır. Eğer biz, su anda 20 25 fabrikaya daha kavuşmuş olsavdık, hem yılda bu kadar zarar etmiyecek ve hem de, taptaze sürümü, fabrika kifayetsizhği vüzünden düşük kalitede Imal etmek suretiyle yabancılara 170 kuruşa satmıyacaktık. Fabrika sayısı 50'ye yükseldiğinde, tütün kıyar gibi kıyms makineleri içlemiyecek. soldurma suretiyle elde edilen çay mahsulü. hem dış piyasad'a alıcı bulacak ve hem de, öyle 170 kuruşa değil. 810 liradan satı1ac?ktır. Eğer 20 25 fabrika daha kurulmuş olsa 50.000 hanede meskun Rizeli. 250.000 yerli, 100.000 150.000 de yabancı işçisi ile çayını alım yerlerine teslim etmek için sabahlara kadar beklemiyeeek, alırsın almazsın seklindeki bitmez tükemnez kavgsya, çatışmaya, hattâ eksperlerle birbirlerini öldürmeye kalkmıyacaklardı.» Dnrran Sekerin sözü bnrada bitiyor. Ama biz de son bir sözle kapatalım yazıyı : «Dağı taşı fabrikalarla dolduruyoruz» diyen Bay Demirel de jörüyor ki, Rize'nin dağı • tası fabrikalarla değil, çürümeye terkedilmis çaylarla dolnyor. B»T Demirel'in sözünü Rizeliler simdi alayla anmakta : Acaba Demirel bizim dağları tasları ne zaman fabrikayla ; doldnraesk? diye merakla beklemektedirler. • T S Hastalık belirtileri iyasal af ya da siyasal haklarm verilmesl diye adlandınlan ve rejimin yaşama gücttnü kemiren bu siyasal patolojinin birkaç belirgin semptonuna (belirtisine) değinmek isterim: Hastalık belirtilerinin başlıcalan: S •lAnayasanın mahkum ettikleri, onun kurduğu düzeni yönetecekler. Kilis* yönetimini lmama ya da cami yönetimini papaza vermek Istiyen bu mantık hasta değilse, bilemiyeceğuniz bir amacı olsa gerek. Q Meşruluğunu yitirdiği halk oyu ile belgejleşen ve üyelerini bugün de en üst yarg» organlannda bulundurduğumuz, en yüce yargı oganınca vatan hainliği cezasını giymiş bulu1 nanlar. bu durumu meşnıluk temeli yapan bir I düzeni yönetecekler. Bu duzenin temellerine saldırmalarınt gittikçe hızlandırdıklan balde, böyle bir statüye hak kazanmış sayılmaktadırlar. Mabedi kumarcı ya da meyhaneciye teslim etmek gibi bir tuttım. Q Anayasanın 12. Md. kişi ya da zümrelere ayrıcalık (imtiyaz) tanımadığı ve 10. Md. de, kişilerin dokunulmaz haklarını koruduğu gerekçesi ile siyasal haklann kısıtlannıaması ge.rektiği savunuluyor. Bu mantık geçerli ise, haklları kısıtlanan >a da hapiste bulunan nice kimaelere neden uygulamnıyor? Suçlunun ceza görmesi ya da bir hakkı kbtüye kullananın ondan lyoksun kılınmasını ayncalık tanım&mak ilkesi (ile. bağdaşma göstermez bir mantık çeliskisidir. Q Siyasal mahkumlara haklan verilirmiş. Bizimkiler olagan siyasal suçlular değil. Ulıısal iradeyi. bütün vaadleıinin tersini yaparak, plânlı şekilde, yıllarca kötüye kullanarak me?ruluklannı yitirip ihtilâlle devrilmisjerdir. Kendi iktidar ramanlannda vüriirlükte bulunan yasalara göre ulusal yargı organlartnca ceza görmüşlerdir. Bunlar gibi bir sürii kirli KUÇU da olmayan ve savaşta yenilmekten baş;ka günahlan bulunmayan Alman NaziJeri ve lîtalyan Faşistleri. düsmanlannın mahkemele|rinden ceza çördükleri halde, hâlâ bir siyasal ava hedef olmaktadırlar. Bugünkü Alman BasIbakanı Nazi Partisine kayıtlı bulunduğu için, bir kadın tarafından uluorta tokatlanıyor. Hitler'in, Fon Ribentrop'un ya da Mussolini ve Contciano'nun kendi parlâmentolannda bulunabileceğini bugün düşüneni akı) hastası sayan bu ülkeler, bizden daha az demokratik ya da ilkel dunımda mıdır? Kendi tarihimizde d?, yenilmis ve işgal altında iken, yanlış kurtulus yollanna basvuran ve hiçbir yüz kızartıcı suçu olmayan Vahdettin ya da Damat Ferit Paşa. T.B.M.M. ne girebilir mivdi? Hatta ulusal kahTamanlarımızdan olan (görüş ayrılığına sapmış) Kars» Bekir, Rauf Orbav, Mi Fuat ve daha niceleri. Cumhuriyeti benimsedikten sonra Hle. Meclise giremiyorlardı. Bu davranıslar ribette haklı idi. Q D P.'lilerin kötülüklerinîn suçu Anayasanm eksiklerinden geliyormuş. Kapısını açık bırakarun evini soyan hırsızı suçsuz sayması fllri s»k»t olan bn mantık, kapıyı açmanın kururunu kabul ediyor da, hırsızm hırsralığını unutuyor. Bu mantığı göıe. VX:. knrraasını, Türkiye'yi uydu yapmajn, ülkemizi yabancüann ileri karakolu haline getirmeyi, îstanbullnların namosunu korumayı kansı ile âlem yaptığı kimseye emanet etmeyi, Park Otelleri âlemlerine devlet hazinesinden milyonlar harcamayı, içki masasmdan kalkıp Eyup Sultan aracıhğı ile Tannyı bile kandırmaya kalkışmayı, yurdumuzu pazar olarak peşkeş çekmeyi, yabancı petrol ve madencilere hazırlattıklan yasalarla yurdu soydUTmayı, gençleri kurşunlamayı ve bütün bunlara karşı beliren tepkileri bastırmak için de, 15 kisilik portatif bir devlet knrmayı Anayasa emrediyonnuş. O halde, Tassıada da Anayasaya mahkum edilmeliydi. Q Bu karar Meclisleri onanyormus. Mesru olraayanlarla meşru organ onanlıyor. Yani köhne yamalarla >eni elbiseleri yamamak. Bu da bu pâtolojik mantıkın bnldnğu en üstün icattır. ^ | 27 Mayıs'ın ruhuna uygun bir davranışmı? ve bundan da devrim rahatsız olmazmış. Kurdujfu düzeni. yıktığı düzenin günahkârlanna teslim etmekten rahatsız olmayan bir ihtilâl de. olsa olsa pâtolojik mantık sahipleri kadar hasta olması gerekit. Her gün ona sövenlere teslim olacak ihtilâl düzeninin bo durumdan hosnut kalmasını söyliyenler. herkesi gerçckİprHon habersiz sansalar gerek. Q tlericilikmis! Tipik bir restorasyon hatta siyasal gericiliği ilericilik diye yutturmak isteyenlerin ilericilik anlayışları bu ise, sözlükteki anlamlan değijtirmis olmalan gerekir. kinci Cumhuriyetin temeline konan bir dlnamiti ve 27 Mayısçılara uzatılan bir hançeri. şirin görmek isteyenlerin anlayısmı belirtecek başka örnek istemez sanırım. «Sizi ben de kurtaramam» dedikten sonra •tşte yine sizi ben kurtanyorum» diyebilmenin zevkini paylaşamıyan devrimciler kmanmamalıdır. 1815 Fransız restorasyonunu 1969 Türkiyesinde uygulamıya çalışanlarm verdikleri sözlerle irazaladıklan belgeieri de unutmalan çok ibret vericidir. S I kendisini anlayan ve destekleyen aydın kütlede, sırf sorumsuz ve kabiliyetsiz bir ürtidarın hılelerini sonuçsuz bırakmak amacıyla onun seviyesine inıp onunla karşuıkh ayak oyunlarına gırıştiği, kanısını uyandırmak tan çekinmemektedir. Bir sıyasî partinin nalktan (»o 5 in hatuı için) 2/3 çoğunluk istemesini sadece istemesını önlemek amacı ile bütün devTimci hareketlerini kendi elleriyle kosteklemekte, kendi partisinin taraftarlannı şaşkın bir çekimserliğe iterelc, belki de iktidar partisinin bu çogunluğu almasma yardım etmektedir. Ve son tefrikada toplumumuzun eski bir derdi olan duygusallık konusunu ortaya atıyor; fakat pek de haksız olarak bu iddiayı son olaylara olan tepkilerinden dolayı öteden beri ortanm solunu destekleyen devrunci aydınlanrmza yöneltmekte dir. Sadece başarısız bir iktidar değil; bir ihtilâle sebep olmuş, şahsi menfaatleri için bütün bir milletin uçuruma gitmesine göz yummuş kişilerin, adlî bir zabıta vakasma kıyasla pek agır olan suçlarını adını kirlettikleri milletin temsilciHğini yaparak değil daha adilâne çelanelerinı istemenin bir kan dâvası eğilimi olduğunu iddia etmek gülünç olduğu kadar duygusallık böliimü de hedefini şaşırmiî bir ithamdır. sürdürecekti. OrUnrn sohı, CHP nin bir inanışınm değil. günümüze uymak için tcullandı|ı taktiğin sonucudur. A 27 Mayıs'ın guçlügti, CHP yöneticilerinin entrikası ile değil, Devrimin gerçek sahıplerinin davranışı ile ispatlanmıştır. O Devriniler tâviz »erilerek benünsetiunez. O laman zatcn devrim olmaktan çıkarlar. O Bir siyasî partiye politik çıkarı için; bir milletin zinde güçlerinin eserini âlet etmek yet kisini kim venniştir? Prof. Ülken, «Af meselesi»ndeki tepkileri üçe aymnış. AP nin tepkisi. Millî Birlik Grupu' nun tepkileri ve diğer tepkiler.. Millî Bırlikçiler'ın tepkileri «hissî» imiş. Elbette öyle olacaktı. Bir dâvaya başını koymayı bilenler «hissi» olurlar Bu bir karakter meselesidir. azar'm diğer tepkileri «çıkarcı davranışlar» olarak nitelendirmesi tam anlamvyla çirkindir. Değil bir ilim adamına, medeni hiçbir insana yakışmaz böyle dayanaksız suçlamalarda bulunmak. Aknı OYAT Y Çelişkiler A.P. SONUÇ iyasal haklar oyunu öteden ben aydınlanmız arasında hıssedilen; Orduntm siyasL baskısımn yoklugu veya kısılması haltade, kısır demokrasimizın az zamanda bir orta oyunu haline geleceği fikrini maalesef desteklemiş; ve bu oyunla Anayasadan taşmaya çalışan yeni iktidarlara yeşil ışık yakılmıştır. Levent ORMANCIOGLU O.D.T.Ü. öğrencisi S Y uvarlak masa bildirgesi ve Meclis açılması için imzalanan Çankaya protokolü ile, sözlesmenin siyasal temsilcilerine imzalannı hatırlatarak «Yapmaym ayıp ediyorsunuz denmesinden rahatsız olanlar. Meclisin haysiyetinden de söz ediyorlar. tki barışmaz hasmın, kirai belli aracılann yardımı ile >aptıkları sözlesmeyi. kabul ettirmek için Parlâmentoyu Noterliğe cevirnıek istiyenlerin ve bu konuda Parlâm^nterlere irade serbestisi tanımıyanların davranışı Parlâmento haysiyetine dokunmuyor. Fakat Devletin başi Cumhuriyetin koruyucuları ve ulusal kürumlann uyarmalarma önem vermek haysiyet kırteı oluyormus. Bu mantık. 1%3'de kocadığı için raporla hapi»han*den çıkanlan kimsenin 6 yıl sonra gençlesmiş olduğunu da kabul etmektedir. Ya rapor sahte idi. Ya da simdi bu iddiayı ileri sürenler... Ülkenin kaderi rof. Ülken'in tek başlık altında, ama birbiriyle ilgisiz iki bölümlü >azısını okuduk. «A£ meselesi» üzerine tnönü'nün ortaya Hoyduğu, sayın özyörük ün deytaüyle, «Entrika» yı savuhmakta. "Tek tek sayıyor bu entrikanın yararlannı. Biz birkaçına değineceğiz: Â AP nin sloganlan ve halkın dunımu ortada iken, af sloganı ellerinden alınınca geriye kalanlar hep ekonomik ve sosval sorunlarla ilgili demek, ne denli doğru olabilir? Kaldı ki, CHP nin seçim tartışmalarını te mel sorunlara, alt yapı sorunlarına çekeceği iddiası p«k iyimserdir. 195060 arası 10 sene tamamen politik» ve üst yapı sorunlanna sarılan. temel sorunlara es geçen bu muhalefet partisi, 27 Mayıs ve getlrdikleri olmasa. toplumdaki kımıldanıs başlamasa idi, aynı teraneleri P Siyasî haklar sorunu ajin CHP Genel Sekreterinin siyasal haklar sorunu hakkındakı yazı dizisini ilgi ve fakat üzüntüyle izledık. CHP sınin devTimci yönünü başan ile temsil edegelmiş Genel Sekreterden partisınin bu sorumsuz davranışı karşısında, hıç olınazsa. manâlı bir sükut umuyorduk. Sayın Ecevit. bütün fıyaskoya ragmen hâlâ huzurdan, geçmışı unutma ve unutturmaktan bahsedebilmekte. Kendi tabınyle, «Partisinin silâh» tehdidi ile ıktidara gelmek istedigi samsını, dar bejinlerden silmek isterken. Sonuç | ;te görülüyor ki, DPlilerc «iyasal hakla•* rını verdirmek isteyenlerin. mantıklan kuilandıkları yöntem ve sözleri tfim bir siyasal patoloji örneğidir. Fakat bu durumdan büyük yararlar da sağlanmıstır. Kimi kişiler asıl görevlerini kavramış ve Cumhuriyetin gerçek sahipleri ve inanmış devrimciler mcydana çıkmıştır. Parmak sayısı ile her istenenin yapılamıyacaği ve 27 Mayısm gücü de ortaya çıktı. Niyetleri ya da gizli plânları ne olnrsa olsun. belirttigimiz amaçlarm elde edilmesine. kisisel prestljleri pahasına da olsa, hizmet edenler. olumsuz tutumla olumlu sonuçlar yaıatmıs Insanlar olarak tarihe geçeceklerdir. İhtilâl de kötülükten iyilik görmüş oldu. S iktidanna karşı söylenilecek pek çok şeyler var. • Sayın tnönü'nün. «... İktidar, arzu etmediği için olağanüstti toplantı yapılmarruştır. Bu, aşikâr olarak meydana çıkmıstır» demekle. bizi aydınlığa kavuşturmuş oluyorlar. Buna göre, bizim de söylemek istediğimiz bir sözümüz var: Bu toplantıda verilmesi gerekli görünen kararlardan Kaçınıldığından ötürü AP yöneticüeri buna yanaşmamışlardır. Çağın, Anayasa'nın emirlerine uyarak yapılmıştır. Buna kimsenin bir diyec°ği yoktur. AP iktidannın bu olumsuz da.vranışı, yalnız toplantıya çağıranları küçümsemekle, onlara bır değer vermemekle kalmıyor, Anayasa'mıza da aykın bir nitelık taşıyor. AP iktidan, ıkide bir, millet adına, kanun düzeni yolunda iş gbrdüğünü belirtirken, Anayasa' ya, «Evet!> deraesini bilen milletin bu açık isteğine aykırı olarak, «Hayır1.» nasü demis oluyor?!. Yine iktidar partisl, öu söeü de diline dolamaktan kendini alamıyor bugünlerde: «Muhalitler. dört senedir Mecllsi çalıştırmadılar. Boyuna onu işgal ettiler. der gibi bir poz almak hevesine kapılmıstır. Büyük bır çoğunluğa dayanan iktidar, nasıl oluyor da Mecliste hükmünü yürütememiş, işler geri kalmış, vakit bulup çalışüamamış? Mecliste kendilerinden hesap istenildiğı anlarda, gensoru açıldığı günlerde, «Hayır!» demek isteğiyle Meclise koşa koşa gelîyorlar, muhaliflerin ağızlannı kapatıyorlar. Bu durumdan kim yakınsın? Her seyden önce. demok rasimız, değil mi''.. M. ADALAN Bursa ••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a BU YIL 3 MİLYON LİRA VERİYORUZ DEHİZ MANZARAU LÜKS APARTMAN DAİRESİ ve ÇEŞITLI PARA İKRAMİYELERİ Bostancının en güzel yerinde Deniz manzaralı.Kaloriferli, gömme banyolu, Mutfak, banya renkli fayanslı, Odalar marley döşeli , salon île yemek odasmdan başka iki ve üç odası olan apartman dairelerimiz sizleri bekliyor. SATILIK LEVENT OTO SANAYİ StTESİNDE ARSA, DÜKKANLAR VE FABRİKA BİNASI ' Müracaat: 63 44 50 (Reklâmcüık: 2241) 7961 V E F A T Bankamız Iktisadi Işler Baskanı Şahabettin Yahşıoğlu 28 H»ziran 1969 Çumartesi günu vefat etmiştir. Cenazesi 30 Haziran 1969 Pazartesi günü Şişlı Camiinden oğle namazını mutealtıp ahnarak Zincirlikuyu Asri Mezarlığında ebedi istirahatgâhına tevdi edilecektir. Kendisine Tanrıdan mağfiret, kederli ailesine ve Bankamu camiasına başsağlığı cfıleriz. Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A. Ş. Imnm Müdürlüğü (Cumhuriyet 8003) MEMVR ARAMYOR Büro işlerinde çalıştınlmak üzere seri daktilo bilen memura ihtiyaç vardır. Muhasebe bügisi ve tecrübesi olan tercih edilecektir. İsteklüerin P.K. 246 İstanbul adresine el yazısivle müracaat etmeleri. (Cumhuriyet 8001) M Y A UIKHJSSt EDN Bayındırlık Bakanlığı Karayollan Genel Müdüriüğünden : Tahmini bedeli 4T2.475JO TL. geçici teminan 22.649,02 TL. olan 6925271 dosya numaralı 17 kalem patinaj zincirleri ve gergi tertibatlarıron tmâi ettirilerek satınaluunası kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuşrur. Eksiltmesı 15 Temmuz 1969 salı günü saat 16'da Ankara'da K*r«yolları Genel Müdürlüğü Malzeme Şubesinde yapılacaktır. Şartnamesi aynı yerden dilekçeyle kalite belgesi ve satıcılık belgesini ibraz edenlere 10.00 TL bedelle verilir. tstekliler 1969 yılı vızesı yapılmıs ticaret, sanayi veya esnal belgesini, şartnamede belirtilen belgeleri ve ahnan şartnamenin her sahifesini ımzalayarak dı? zarf içine koymak sartiyle haurhyacaklan teklif mektuplanm eksiltmeyi sçma saatından bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde Komisyon Baskanlığma vereceklerdir. PosUdaki gecikmelerin kabul edilmiyeceği duyurulur. (Basın: A. 10993 17680') 7992 BÜYÜK LtJGAT ANSİKLOPEDİ \ Çanakkale Deniz Salınalma Komisyon Daşkanlığından: Çanakkale Boğaz Komutanlığı Bağh Biriikleri ihtiymcı olan 35 ton sığır eti ve 3 ton keçi etinin 2490 sayıh kanunun 31. madesine göre kapalı zarf usulü ile ihalesi yapılacaktır. Bölünebilir kaydı bulunan işbu etin muhammen bedeli 355.000.00 TL. olup: geçici teminatı 17.950.00 TL. dır. thalesi 14 Temmuz 1969 Pazartesi günü saat 15.00 de Komisyonumuzda yapılacaktır. Evsaf ve şarrnameleri mesat gün ve saatleri dahilinde Ankara ve îstanbul Levazun Amirlikleri ile Komissonumuzda görülebilir. Teklif mektupları ihale saatinden bir saat evveline kadar kabul edilir. Poitadaki v»ki gecikmeler kabul olunmaz. (813 (813 Basın: 17768 / 7968) 13. fasikül L MeydanLarousse OSMANLI BANKASI Reklimcıiık (1824) • 7964 cıktı! MAflAJANS: 1647; 5968
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle