Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖIIT ' 9 Mayıs CTMHURtYET "Osmanlı Sadrazamı gibiyimn Antitezleri değerlendirebilmek, toplumun ka| derinde rol alan her insanın, en önemli zekâ ve tçşhis gücüdür. Antitezler iyi değerlendirilemedi mi, artık iktidar sahibi dikte Kaderin dili konuşur.. Demokrat Parti iktidanns ve Menderese karşı biriken şartlarm ve h&reket* geçen güçlerin adun adım beiirişlerini, bu iktidaruı adamlarını uyarıcı antitezler olarak ta vasıflayabüiriz. Evvelâ partinin kendi içinde bile gnıp, artık grup değildir. Grupta bir görüş ve hareket birliği yoktur. Daha aşagıda vereceğimiz bir kısım şahsiyetler, hattâ Tahkikat Komisyonu ve yetkilerine de karşıdırlar. Hattâ yeni bir Hükümet kurulmasını büe isterler. İstanbul ve Ankara Üniversiteleri aleyhtedir. Ordu içinde ihtüâlcı bir kadro, ayaklanmak üzeredir. Kabinenin istifası tek lifi ötılenmiştir. Halbuki Menderesı Istifaya haımm, diyebilmişti. İnönü'nün: Menderes kfinfiden seçlm tarihini ilân etsin, istifasına bile lüzum yok, ben onu desttklerim, teklifl de netice vermemi?, bu şans da yitirilmiştir. 555 K. gününün olayları yanlış degerlendirilmiştir. Nihayet Cemâl Gürselin, hlç olmazsa şu seçim gününe kadar, hattâ Menderes in R*isicumhurluğunu bile desteklemek şeklindekl uyan ve kurtanş çabası da boşa gitmiştir. Hülâsa her şey artık iktidan yıpratıcıdır. Mevcut halin antitezleri, her gün güçlenmektedir. Ve lktidar bunlan değerlendirememektedi r. Başvekile gelince, Başvekilin, sık sık çelişen iki şahsiyetinin, ikisi de o günlerde, durmadan hareket halindedlrler. Cesaretle ümit kırgınlığı, kararhlıkla kararsızhk, isyanla teslimiyet, hulâsa Büyük Menderesie Küçük Menderes, durmadan birbirleri ile becelleşirler. En sürükleyici hayâl ve Umitlerden, en derin nıh düşkünlüklerine bir anda geçebilir. Meselâ şu sahne Çankayadaki Başbakanlık köşkünün kolon lu terasınd» ve 555 K. giinün MENDERES4n DRAMI den sonra geçen blr gece sahnesidir: Bu köşkten bakılınca, gecelert Ank8ra, ışıl ışü görunür. K o lonlu teras, köşkün ana yapıstndan Ankara istikametinde, güzel bir hâkimiyetle uzsnır. Hava güzeldir, pınltılıdır. Ama, siyast hava karanlıktır. Menderes'in sinirlerl sâkin değil gergindir. Her zamanki âdeti ile terasta bir aşağı bir yukarı dolaşır. Yanında bir arkadaşı vardır. Kn • duygulu ânlannda ancak ona açılabilir. Menderes'in eşi, bu Devlet köşkünden memnun değildir. Köşkten aynbnak ve kendilerinin olan bir eve taşınmak dSvâsındadır. Hattâ Bayan Menderes arzu eder kl, meselâ, îstanbul'da, Boğaziçinde, şöyle yeşillikler içinde, ferah bir evleri de olsun.. Kocasının arkadaşına da, bu gittikçe şiddetlenen lsteğinl nice defalar açmıştır. Arkadaşı, hlç olmazsa havayı değiştirmek için, Menderes'e o gece bundan bahsetmeS: ister. Ama Menderes'in cevabı sert ve beklenmeyen bir cevaptır: Kardeşim! Sen Berrin'e söyle! Ben, bildiğl gjbt bir Başvekil değilim İÖ yıldır bu memleketin başındayım. Benl bir Osmanlı Sadrazamı gibi düşüneceksin. 10 yıl Devletin başında kalmış han gi Sadrazam, kellesini kurtarabilmiştir? Benim yolum da ya budar, ya hiç defilse, vatan sınırları dışına atılmaktır. Bir zaman Mitlıat Paşanın başına geldiği gibi. Bunlar böyle olunca da, ha o evler bizim olımış, ha bu evler? Hepsl boş.. Bu gahne cereyan ederken Menderes'in yüzünün, bana nakledilen ifadelerini, vücudunun, ellerinin, kollanmn hareketlerini, ben de tasvir edemiyeceğim... Yazan: AYDEMIR kadar «Sylerim. Ben zamanı gelince, elinizi öpmeye jelecemji 12 mayıı 960 A». Sobay. Kıdımli Başçavnş Ahmet Dişi Bond MODESTY BLAISE Menderes hlç $üphe yok kl Ama o gece ve o kolonlu tebir hareket adamıdır. Mend'eres rastaki sahneler bununla bitmemlekete, hiç şüphe yok ki mez. Gene iki şahsiyet birbihareketliligi getirmiştir. Yolriyle boğuşur. Bu sefer, duylar köylere, kentlere ulaşmışgululuğunun zirve noktalanna tır. Ama ne çare ki, birtakım varan. bir ümit. kendine güveuğursuz kuvvetler de var. Oni? içînrfedir. Gece daha da günu lüzumsuz, yıpratıcı, yersir zelleşmistir. Daha da derinlsşve yakısıksız kavgalara sürükmiştir. Ankara daha da ışıl IŞTIlerler. Mehmetçiğin köyüne yol, dır. Hele şehrin batı çevresini su, iyi fiyat ve hareketli para çeviren renkli lâmbalar, dizi vermiştir. Ocak, bucak başkandizi, Ankara'yı sarar. Mendeları îeklinde halk liderleri türes, hâlâ ko'onlu terastadır. Sarentiştir. Jandarma köyden elonda yemek rr.asası hâlâ beklini çekmiş gibidir. Ama ne ler. Ve bir aşağı bir yukarı, tevar ki, bütün bunlar, memlerası adımlar. Havada ancak mayıs böceklerinln sesi ve bir ketin gittikçe içine sürüklendiği ekonomik çıkmazlar içinde, de, bu terasın altında nöbet tusiyasi çıkmazlar içindedir. Sotan askerin, muntazam adırolakağa yapışan, ama millî şuur rı duyulur. Menderes gene cove idrakten kopan bir iktidasar : rın, sonu gelmez hataları için Kardeşim! Şu Ankara' dedir. Menderes, her gün biraz ya bak! Şu ufka bak! Şu daha eriyip kaybolmaktad:r. Mehnıetçi|e bak: Ihtilâl o Memleketin bağımsızhğı gitlaeak diyorlar: Bu Metametmiştir. Sorumsur bir Dışişleri çik mi ban» »te? edecek? Bakanının tek imzası ve tek Ben ki onnn köyfine yolu tarafh taahhütlerl ile, bu Çangötürdünı, sayu götürdüm, kaya göklerine bile her istetfimakinavı. isi. parayı jötürği zaman yabancı kuvvetler inedflm.. Onun İçin, onnn Aybilir. üniversite kaybedilmistir. şesi icin. Fatması için, anası Basın kaybedilmistir. Aydın için, babası için neler yapkaybedilmi.ştir. Bizzat Demokmadım? Ben fecemi, RÜnrat Partinin kendi içinde bile, sağduyulu in?anlar kaybedilmistir. Mehmetçik, elbette ki Mehmetçikf.r ama, bu Mehmetçiğe, hem de o günlerde : Git, Kızılay'da toplanan vatandaslanna ateş et ! denebilecek kadar. ke?kin durumlar. ne çare ki yaratılmışt'.r. O halde Kızılay'da vatandaşlara ateş edümektense, böyle bir emİT verme ikticfannı ve daha nice ihtimaHeri önlemek saati, ister istemez, artık çalmak üzeredir. Zaten bu ihtimalleri önlemek için değil midir ki iktidar uyanlmıştır : Çankaya'da bir profesör, kabine çckilmelidir. demiştir. tnönii, Başvekilt, hattâ «tstifaya da lüzum yok, yalnıı «eçim tarihini ilân et» demişiir. Giirsel, iktidara, hattâ Adnan Mendereg Beisicutnhur bile olabilir, ama şu çarelere başvnmlsnn, diye şartlarını sıraUI) Bu Mehmeicik mi bana aleş edecek? düzümü, bunlara adamsdım mı?.. Menıîeres'in tiradı uzar. Menderes, kendini gittikçe duygulanr.a kaptınr. Gece. gittikçe yeni mânalar alır ve Mehmetçiğin muntazam adımlarının sesi, bu artan sükunet içinde daha iyi duyulur. Ama ne var ki? lamıştır. Ve nihayet, mekteplerine «aldırıldığım gören gençler, Kızılay Meydanına çıkıp: «Menderes istifa !» diye haykırmı»lardır.. O halde is, kolonlu terasm önündeki Mehmetçiği ve onun için yapılanların »ınırını artık aşmıştır... • III Çankaya'ya gelince?.. Reisicumhur Çankaya Köşkünde, Ankara'daki bütün generalleri ve yüksek rütbeli askerleri bir Bir ihtilâlin patlamak üzere yemek toplantmna çağırmak oîduğunu ve iktidann, son fırhazırlığındadır. Genelkurmay satları da kaçınp durduğunu, ve ilgili makamlardan listeler Ankara'da" sağır sultan bile istemiştir. Bu listeler, 14 maduymustu. Ihbsrlar ise yağ yıs 1960 günü. Cumhurbaşkanmaktaydı. Emniyet makamları hğı Bürosunda hazırdır. Listene yapıyorlardı bilmiyorum lerde, askeri dairelerden 131, ama, bu ihbarların meselâ bikıtalardan 7 ve Ankara'da kursrinden ve kendi üslubu ile şu ta veya misafir 13 general ve satırlan alalım : yüksek rütbeli askerin isimleri yerahr. Rüştü Erdelhun ve «Bugün çok acele yazcatn Kuvvet Kumandanları ile beiçin beni aftedeceksiniz. Belraber davetlilerin 76'sı general kim de bn mektup zatinize ve amirallerdir. Sonra önemü ulaşmadan her şey olup biDaire Başkanlan geîir. Yemektecek. Burada bir isyan olate tabii Başvekil konuşacaktır. ca|ı şüphesizdir. Bize veriDurumu anlatacaktır. Bu aslen malunvata görecen, sizin kerlere. kendi açısından hıtab Muhafız Alayı Knmandanı edecektir. Cumhurbaşkam da ve Angarede birçok Snbaybelki beyanlarda bulunacaktır. Urdan, Assvbaylardan kimFakat bu yemekli toplantı ola»tler bunu yapacskmış. Bimıyacaktır. Bursa karşılık An»e de barada emirler verilkara, başka bir gösteriye sahdi. Tanklar ve motorlu kıta ce olacaktır : Harbiyelilerın kumandanları bunn yapayürüyüşü '. Daha önce de üscakmış. Bu çok acele. Bu Sağır sullan duymusiu? Kumandanlar çağırılacak! tünde duracağımızı kaydettigimiz bu yürüyüşü de, simdi artık izleyelim. Çünkü bu yürüyüş Ankara'da ihtilâl öncesi» nin, son aiârm işaretidir... YARIN: Harp Okulu yürüyor,,. U C Q ra. Kel Mısîık'a iki candarma tarafından uiaştırılan haberde yaian yok. yanlış vardi. Gerçi onbaşıya «Beyefendi»den, tiiîlerinin döndüğünce söz etmişler, onbaşı da o gün bakkal, kasap, manav gibi esnaftan işittiği yakıştırmalar dolayısiyle . Biliyorum biliyorum. diye candarma^arı geçiş tirmişti ama. daha sonra gelen teğmeninîn kulağına bunlardan soz açmsmıştı. Genç teğmen Belediye Reisinin küçük kızına tutulmuştu son günlerde. Kurnaz kız. hoşuna giden teğmeni kendine iyice bağlamak için ustaca kaçıyor, bunu da kom şuları olan onbaşının karısına anlatıyordu. Onbaşı da karısından duyduğu şeyleri teğmeninç fısü damıştı: < Çok seviyorum ama fazla yüz vermekten korkuyorum. Çünkü ablam, erkekîerin tuhaf olduklarını söyler. Kaçarsan kovalar'.arrmş, kovalarsan kaçarlar. Onun için, maksadım işi nikâh dsiresindc bitirmek^ •£** *• Teğmenin delice USğRi buradsn '^nııekte h*^" raber. gene de Müfetüşler müfettiîi» dikkaüni adamakülı çekmemiş değildi. Kalıp, kıyafet, kel le kulak. okkahydı adamda. Candarmaların getirdikleri kocaman sart zarf içindeki evraklardan pek bir şey anlaşılmıyor, sormak da işine gelmiyordu. Nesine gerekti. Bıj göreve atanalı üç ay ya oluyor ya olmuyordu. Yurdun çeşitli bölgelerinden zaman zaman getirilen çeşitli suçluları, el lerindeki evraklara göıe Savcılığa teslim eder, ya da başka illere» yollanacaklar için candarma verirdi. Son onbeş gündür onu şiddetle ilgilendiren. Belediye reisinin küçük kızıydı. Otuz yılı ye ni dolduran yaşamı süresince böyle bir aşka tutulmamıstı. Evlenmeğe ise hiç mi hiç niyeti yoktu. Oysa yaşlı, romatizmadan şikâyetçi annesinden başka kimsesi yoktu. Romatizmalannı unutan kadın, oğlunu düşünür, ölüverince ortalarda kalacağını sanarak telâslanırdı. Şu son günlerde neyse ki yüreği rahata ermişti kadıncağızm. Oğlu bir akşam eve dehşetli şen gelmiş, gelirken de bir şişe rakı getirmişti. Zaman zaman aptestli, beş vakit namazındaki annesinm önünde kafayı çekse bile. annesinden izin izin üstüne almayı ihmâl etmezdi. Gene öyle, annesinin boynuna san larak buruşuk yanakîarından öpmüş öpmüş, son ra da annesinin severek hazırladıâı salata. beyaz peynir. öğleden kalmış ksmıyank'la şisenin yansını devirmisti. Içince çok neşelenmek âdetiydi. Hoşuna giderdi anr.esinin. Ana. oğful masa ba şmda dereden tepeden konuşurlarken, oğtıl bir ara ağzmdan baklsyı çikarmı?, Belediye reisinin küçük kızından söz açmıştv. Sanki dünyalar ananm olmuştu birden. Demek oğ'.u bir kız beğenmişti? Varsın beğensindi. Hemen gider ister, söz alır, birkaç ay =or.ra da düğün, ya\Tusu bu suretle yalnız'.ıktan kurtulurdu. Teğmen o gece onbaşradan işittikleriyle de coşarak. Savcılığa yarm teslim edilecek garip ba kışh, iriyan adamı kendi odasma buyur etmişti. Nöbeti yoktu, eve gidecekti. Evde annesine müjdeyi verecek, « Peki anneciğim, git iste. Ben canım annemin hangi arzusuna hayır dedim çim diye kadar?» diye boynuna sanlıp yanaklarından öpecekti. Öpecekti ya. keile kulak, kalıp kıyafet yerindeki garip bakışlı adam da dikkatini fena çekmişti. Herkes gibi o da biliyordu bu «Mü şekkel» adamın doiandıncüık. kendine memur I OK t Tarık Z. Kırbakar: ımşi i^'tA" Tiffffanv Jnnes HFFANY JONES •r AOhrrvi Ha*talıhlar> Hnt>ha«ı«i UtiklaJ Cad Parmahkapı Tel: M 10 73 No B 6 • • • » • » • • » • • • •• •• • •• • KADIKÖ'S İKİNCt SL'LH HtKUK HÂKİMLİGİNDEN Sayı: 969/41 Teıeke Kadıköy Osmanağa Mahallesi Nuhbey Sokak, Hane 3, cilt 6, Sahile 163 de nüfusa kayıtU ve Caferağa mahallesi Serasker Sokak 49 noda mukim Agop kızı Maryamdan 1293 de dogma Nergiz Nişanoğlu (Beyzatyanı terekesine medeni kanunun 559 uncu maddesi uyaruıca mahkememizce el konulmuş bulunduğvmdan: Müteveffadan alacaklı veya borçlu bulunanlarla kefillerin ilân tarihinden itibaren bir ay içinde evraiı müsbite leri ile birlikte alacak veya borçlaruıı deftere kaydetürmeleri, kaydettirmedikleri takdirde mirasçaan ne şahsen ve nede terekeye izafetle takipte bulunamıyacaklan ve makbul bir mazeret olmaksızın alacaklarını kaydettirmiyen kimselerin ilân müddeti geçtikten sonra vukubulan taleplerinin ksbul edilmiyeceği medenî kanunun 561, ve 589 uncu maddeleri uyarınca ilân olunur. 6.'5/969 Basın 3342 55T7 t LA N AYHAN BAŞOĞLU j jNTİKAM YEMİNİ süsü vermek gibi yığınla suçun altında olduğunu. Aslına bakıhrsa öyle ya da böyle, ilgilendirmezdl onu. Yarına kadar ahkonacak, yarın Savcılığa te» lim edilecekti. Suçlu, ya da suçsuz oluşundan ona neydi? Burası* mahkeme karara bağlıyacaktı, Arr.a gene de çekip gidememiş;, adamın suçsuz ol* bileceğini sanan yanı ağır basmıştı. Nasıl o'.muştu pek anlıyamıyor, söz analardan açılmış, Müfettişler müfettisi»yle teğmenin ana tutkuları dostiuğu kaynaştınvermişü. Demek şu •Müşekkel» zâtın Adam, ya da herif diye düşünemiyordu annesi de kendi annesi gibi oğluna çok düşkündü? Demek bütün analaıda vardı bu oğullarına karşı düşkünlük?. Teğmenin bilek saatı gecenin onunu çeyrek geçeyi gösterirken, <Müfettişler müfettişi» sordu: Beyefendi, evli misiniz? Genç teğmen hafifçe güldü. Değildi, değildi ama onbaşıdan aldığı bilgiye göre kız 15i nikâh dairesinde bitirmek istiyordu, ki evliliğe aday sa yılırdı. Hayır, dedi. Maaîesef.. Bekârsuuz dem{|kj Ne mutlu size, an n« mutlu! Genç teğmenin şaşkınlığı dinip, «Neden?» dive sormadan, beriki bambaşka bir soru daha sordu: • Bilmiyorum, sultanlığınızın farkında mısı« nız Hiç bir şey anlamıyan teğmen: Nasıl yâni? dedi. Bekârlık sultanlık derler ya hani... Ve anlatmağa başladı: Onun. yedi denizin dı« şarı attığı, kuru mu kuru. çirkin mi çirkin, huysuz mu huysuz bir karısı vardı. Anasını eve sığ» dırmaz. burunlar, ağ?ma geieni söylerdi. Anası» nın, sırf zavallı anacığının gül hatırı için nemrut karıya ses çıkarmazdı ki, bu, ters sonuç vermiş, kadını bü?bütün azıtmıştı. <Müfetuşler müfcttişi>n:n insanı sanveren tatlı konuşması genç teğmeni oraya bağlamıştı. Kalkıp gitmesi gerekirken bir türlü kımıldanamıyordu. Cigara paketini kimbilir kaçmcı kez uzatır* ken: Beni korkutuyorsunuz. dedi. Xiç;n? Bugün'.erde ben de dünya evine girmek nl yetindayım de... Korkmaym aziz dostum, sâdece karımzıtv yulannı iîk akşarr.dan elinize alm, sımsıkı tutun. Yâni y\ıları ona siz tak.n, onun size takmasına meydan vermeyin. Cer.ne'mekân ecdadımız gerdek gecesi kediyi bacağmdan boşuna ayırmazmı$, Bizlerse, evet bizlerse aziz dostum, hanımlarımızın kedileri bacaklarından tutup ayırmalarmı belc ledik. Ayırdılar da. Ondan sonra hayyâlesselâ.. Ok yaydan fıdamasın, fırladı mı? isterseniz filin ba caklartnı ayırın havayla civadır! Genç teğmen. adam haklı mıydı, değil mi, dii şünmüyordu bile. Konuşması güzel ve etkiliydi. teğmene göre, Yoksjı her kadının bir olamıyacHSİı kanısındaydı. Örnefin. onun şimdi deliier gibi sevdiği Belediye Reisinin küçük kızı. Bu kız bir kanatsu melekti. Yarın evine gelin gelince dünyalar onların olacak. ev'.eri şonlenecekti Çünkıi bu kızın her hâli iyi gelin olacağır.ı bas bas bağirıyordu. Ar.nesini «Kaynana» saymıyacak, öe kızıymışçasma başmın üstünde taşıyacaktı. (Arkası \ar) İLÂN Sarıyer Sulh Hukuk Hâkimliğinden GAYRİ MENKUL SATIŞI 968/307 968/14 Hissedarlar arasında taksimi kabil oîmadığından tamamının satılarak bedelinin hissedarlar arasında taksimi sureüyle şuyuun izalesine karar verilen Sarıyer Tarabya mahallesinde Bostan Sokağmda 72 paita 417 ada, 11 parsel numaralı 79.91 m2 miktanndaki bahçeli ahşap evin tamamı satışa çıkarıbnıştır. Bilir kişi raporuna göre gayrimenkulün durumu: Arka bahçeli iki ve çatı katlı ahşap ve mahallen tetkik edildikte çapına uygun olup zemin kat*a sokaktan girildikte mozayik karo kaplı koridor bir mutfak. bir oda, odanın tavanı ahşap kaplı duvarlarda yağh boya, koridorun duvarları kireç sıvalıdır. Mutfakta kemerli yerli bir ocak mozayik evye üzeri fayans kaplı tezgâh ve dolaplar bulunmaktadır. Zemini mozayik karo kapılı olup buradan bahçeye çıkış kapısı vardır. Sonradan ilâve bir alaturka he"â da vardır. Üst kat: Merdivenle çıkılan sofaya iki oda bağlı olup bunlar zemin ve tavan ahşap ve kireç sıvalıdır. Çatı katında bir aralık bir de çatı arası vardır. Bugünkü duruma göre bina bakımlı olup elek:rik tesisaü vardır. Gayrımenkulde mirasçı Makbuîe oturmaktadır. Imar durumu: Dosyasmda mevcut 11/7/1968 tarih ve 4289 sayılı imar durumuna göre bitişik nizam 9.50 irtifa verilmiştir. Bu duruma göre gayrımenkule 47.946 lira kıymet taktir edilmiştir. Bu gayrimenkulün satışma ait şartnamesi her gün mesai saatlarmda herkes tarafından Sarıyer Yeniköyde vazile gören Sulh Hukuk Mahkemesi Bafkâtipliğt odasmda tetkike hazırdu. Bu gayrimenkulün tahmin olunan kıymetin °i> 75 ini bulmak kaydile birinci açık arttınlması 13/6/969 cuma 1415 saatları arasında satış Yeniköy icrayı vazife gören Sulh Hukuk Mahkemesi Başkâtipliği Odasında icra kılınır, şayet tahmin olunan bedelin •0 75 ini bulmadığı taktirde en çok arttıranm taahhüdü bâki kalmak kaydiyle ikinci açık arttınlması onuncu gününe tesadüf eden 23/6/1969 pazartesi günü saat 1415 saatları arasında Sarıyer Yeniköy'de icrayı vazife gören Sulh Hukuk Mahkemesi Başkâtipliği odasında gayrımenkul en çok arttırana ihale edilecektir. îhaleye girmek istiyenler tahmin olunan bedelin °'s 10 nisbetinde nakti teminat veya millî bir bankanın teminat mektubunu ibraz etmeleri mecburidir. Ipotek sahibi alacaklılarla sair alacaklıların bahusus mesarif ve faize müteallik iddialarını iş bu ilândan itibaren 15 gün zarfmda memuriyetimize bildirmelerini ve evrakı subutiyelerini tevdi etmeleri lâzımdır. Aksi halde tapu sicilli ile alacakları sâbitolmayanlar satış bedelinin tevziinden hâriç kahrlar. Satışa iştirak edenler gayrunenkulü görmüş, dosyayı ve şartnameyi tetkik ve kabul etmiş addolunurlar. Kendisine gayrımenkul ihale olunan şahıs, ihale pulu, dellâliyeyi vermekle mükelleftir. Vergi vesaire resimler ihale tarihine kadar hisscdar'.ara ihaled n sonra müşteriye aittir. Varsa vakıf icare ve tâviz bedeli müşteriye aittir. İhale bedeli vaktinde ödenmediği takdirde İc. îf. Kanununun 133. mad desi hakkında talbik olunur. Fazla mâ'ıumat İE'.iyenlerin dosya numarası ile memuriyetimize müracaat etmelerine gayrımenkul t a pu kaydma uygun olarak satışa sıkarılmıştır. Keyfiyet ilân olunur. (Basın: 5373