Katalog

25 Mayıs 1969 CUMHURÎYET Bu artda yeni kurulan «Uwıy Oçuşu Dairesinin» başma da Bfa lnerd Holmes ısımlı bır kışi galmişti Holmes, kendısına sunulan iki tez arasında btr seçım yapmak içın, Uzay Teknoloji Lâboratuarmdan Dr. Joseph Shea'yı görevlendırdi. Joseph Shea, görevl yliklenir yuklenmez ilk ls olarak 1962 yıluıda Houboult'u riyaret edlp, onun plânı hakkında ayrmtılı bilgi aldı. Bundan sonra derhal bir firma ile mukavele yaparak Houboult'un plAnının lyLden iyiye incelenmesinl istedı. Firma su sorunlan lneeliyecekö: Hangi usul daha ucuza mal olurdu? Hangisinde başan lhtimall daha fazla idi? Ve hangisl daha az tehlikeU idi? Firma, Houboult'un plftnı Uzerinde çaUsmalannı yofunlaştırdıkça, «Ay •örüngeslnde bulusın» projeslnin pek o kadar sanıldığı gibi tehllkell olmadığı ortaya çıkmays başladı. Radar ve dığer hayaö araçlan iki mlsline çıkartarak, gerek aya inişte, ve gerekse dünyaya dönüs su^sında ortava çıkabilecek tehlikeler büyuk ölçüde bertaraf edılebilırdı. Bu gerçekleri ogrenen Beyaı Sarayda da 1962 yüının ilk aylannda yavaş yavaş Houboult'un projesıne dogru bir kayma göze çarpıyordu Sizin rokamlonnız yalon söylüyor Hovbonlt : Gaipten bır ses Korkunç bir tahrip silâhı olan füzeler barışm en etkili bekçileridir Fnzelerden banşçı amaçlar Için jararlanılabilir mı?.. Bana sorarsanız korkunç bir tahrip silâhı olabilecek olan bu fuzeler barışın en etkili bekçileridir. En bu>uk teknolojik kejif leri savaşların doğurduğu blr ger çektir. Nıikleer fiziğe. havacılığa. tıbha bakın... Savaş zamanlarında bilim adamlarından \e endust riden imkânstz olan şevler istcnir. Ama bu jrunun feza uçuşlarının eskl devirlerin sa\aşları ka dar onemli bir u^ancı olabilecekleri de daha az gerçek değildir. Simdi size başka bır sey sor mak ıstiyorum Avdan askeri amaçlarla yararlanılabılınır m ı ' Ruslarla Amerıkahlar arasında feza konusunda bir ışbırhğı soz konusu. Bovle bir işbırliği gerçekten mumkün m u ? Ayda askeri yararlanmalardan söz edebilecek Tetkide degilim Ama Aym pek «ıınırlı bir stratejik yaran olabilecefi konu «unda herkes muttefik. Bana sorarsanız Aym stratejik yaran için hiç derim. Ayda bir in<an, Ayı bilimsel sekilde keşfetmekten başka bir $eve varamaz. Blzlm programımızın amaci da bn zaten. Ancak fezadan askeri amaçlarla yararlanılabillnir. Ruslarla isblrligine gelince. tabii mumkün bu. Zaten meteorolojik gezegenler ve gezegenlerle haberlesme konusunda hu işblrllği gerceklestlrildl bile. Sonra soylemistlm, gene de tekrarlıyornm Ayda bir üs geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varabiliriz. Ruslar Aya kendi füzeleri İle gi decekler. biz kendi fuzelerimizle gideceğiz; Aya a>ak basınca da ortaklaşa bir us kurobillriz. Pekâlâ mumkün bu. • Ayda yaşamanm mumkün olduğuna inanıyor musunuz? Hava yok, su yok, yaşamak içın muhtaç olduğumuz hiç bir sey yok. • Tabil inanıyorum. Atmosferin yuksek tabakalanna daian bir nçafin içinde nasıl yaşıyorsak öyle. Orada giizel blr hostesin getirdiği sampanyayi da içiyoruz. Pekâlâ, eti de yiyoruı. tnsan uygun bir şekilde düzenlenmiş bir yeryüzn ortamı içine yerleştiriidikten sonra nerde olsa yasar. Ayd» da öyle olarak. Daha otuz yıl önce bir kıtadan ötekine nçakla gidileceğine kfanse inanmazdı. Bu fün katalararan ncaklarda zorlukla Braun da kabul ediyor Fakat Von Braun'un grupu hâlâ «Dunya yonıngesinde buluşma» projes»nde ısrar edıvordu Ama sonra hıç beklenılmeyen bır jev oldu. Von Braun âniden fıkrini deği? tirip, Hauboult'un goruşunü kabul ettı Von Braun'un boylesme ânjden fıknnı değıştırmes nm nedenleri tam olarak bılınmıyor. Fa kat Uzav Çalışma Grupından Ikl kere dunya turu yaptıktan sonra «Apollo8» 1 taşıyan füzenln uçüncü katırun motoru yanıyor ve araç ay'a yönellyor. nln yaratıcısı blr mUhendis, Houboult'un yüzüne «Sizin raHouboult, pl&nını llk kea ay kamlannu yalan söylüyor» diy» nntıları ile, 1960 Eylülünde Ubagırmıştır. zay Çaüsma Grupunda açıkloHouboult mücadeleslne devam dı. Ama lşler pek iyl gitm«dl. öedıyor, türlü komitelerinln önütekl üyeler Houboult'un hesspne çıkarak fikırlerıni savunuyorlanna lnannuyorlardı. du Ama savaş güçlü oluyor, karFakat Houboult yılmıyordu Her şı taraf bir türlU «eret» demitoplantıda plAıuru savunuyor ve yordu Ay yörüngesinde buluşaya gitme konusunda en gerçe* ma flkrl, çoğu künseya bir kâçl projenın kendlslnlnkl oldujfubus gıbi geliyordu. ÇUnku dünnu öne sürüyordu. ya ybrüngesinde buluşmada, btr aksılık olursa, astronotlan gerl getfrmek mümkün olabillrdl. tddlalara göre bu toplantılarOysa, dünyadan 350 000 km udan birinde «Merkuri» projesizakta ay ydrüngesindekl uzav ar&cında herhangl bir ftnza oldugu takdırde, astronotlara olmüş goztf ile bakmak gerekirdi. Gaipten bir ses TTmudunu yıtlrmek üzere bulunan Houboult, son bır teşebbüste bulundu ve 16 Kasımda NASA"nın bir numarah teknık adamı Dr. Robert Seamans'a tüm fikirlerini kapsayan bir mek tup gönderdi. Mektubuna «Gaip. ten bir ses» dıye başlamıştı. Gerçi Houboult'un haberı yoktu ama, teknik çevrelerde yavaş yavaş onun planına doğnı bır e ğılım başlıyordu. Yalancı Dısı Botıcf MODESTV BLAISE NASA A y a i n e c e k a s t r o n o t l a r Için yeni kolaylıklar d u ş u n nıektedir. Tek a s t r o n o t t a r a f ı n d a n kullanılarak a y ' a i n e bilecek tasarı h a l i n d e k i araç goruluyor. yer bulunuyor. Çünku kadın, erkek, çocuk yolcu dolu hepsi. üçaklara alıstığınuz gibi aya da aiışacağız. tnsanın dünyad» kal mak için yaratıldığı önyargı»ırun tutar yanı yok artık. tnsan frdnlünün dilediği yere gitmek için yaraiümıstır. • öyle ise ınsan nereye kai a r gitmek isteyecek diye düşünülebilir. Tıpkı meraklı bir ço cuk gıbi bılun önden yünlyor, keşiften keşife gıdiyor, hayalimizden bıle geçmeyeaı şeyler uyandınyor bizde. Ve tıpkı yaptığı şeyın bıhncine vannayan bır çocuk gibi iyl ml kötü mü yapıyorum diye hiç düşünmüyor. Bu gidişle nereye v a n n z dersinlz? daima yeni uygarlıklar kuruldu. Onun için de ben yaptığınuzın kotu olduğuna inanmnorum. In sanlar daima daha uzaklara gitmeli, ufkunu genişletmeli, yeni şeylere ilgi duymalıdır. Tannnın buyruğu bu. Tann buna karşı olss idi, değişmek. iler lemek için gerekli bu imkanlan, bu kabiliyetleri vermezdi bize. Tann buna karşı olsa idi, bizi durdururdu. Söylediklerime şaşnuş görünüyorsunuz. Bakın: Bu düniada çok bilim adamı tanıdım ben. Ama bilim adamı adına lâyık tek insan tam madım ki Tann Kavranunı isa kanştırmadan doğarı açıklamayı başarmıs olsun. Bilim yaradı lışı anlamaya çalışır, ama din Taradaru anlamaya çalışır. Tannyı anlamaya çalışmadan kimse bir sey başaramaz. Başka turld davranacagını sanan bir bilim adamı pek zavallı kalırdı. Olaylann derinine bakmaya vanaşmadan, yalnızca yıizeve değinip geçmekle yetinen bir bilim adamı olurdu bu. Ben derine bakmaya çaba sarfedivorum ve orada da hayır göriiyorum. • Tann sızı haklı çıkarsın doktor Von Braun. (Devamı var) TEŞKJUİ.TI ETMEiCÇOIC UA.YI0 AIİZ,LECİN 9ÜUJMX) Bir astronot feza eibisesi ile gelen guçlu baskınm bu konuda onemlı rol oynadığına hıç şuphe yok. Tann ve uzay # Çok nzaklarm. Tıpkı eskl devirlertfo yeni denizlerin, yeni kıtalaruı, yeni filkelerin keşifleri sırasında olduğu gibi. Bu iyi mi olur, kötü mü sorunuza gelince.» Kimse söyleyemez bunn. Ba güne kadar bu araştırma merakı ardıarkası kesümeyen felâketlerle sonuçlandı yalnızca. Ama bu felâketlerin arasında insanlık gelişti, yıkılan uy garlıklann harabeleri üzerine Yeni mücadeleler Von Braun'un fıkrini değiştırmesı ile NASA ıçindeki anlaşmaz lıklar sona ermıştı. Ama, konu ço zumlenmış değildi ve ileride çokdaha guçlıi mücadeleler yapmak gerekecekti Nıtekım, Kennedy'nın danışmanı Wıesner hâlâ dire nıyor ve Başkan'a tesir etmeye ça bahyordu. Fakat NASA kesın ka rarını vermiştı artık Uzayda, «Ay yönıngesinde buluşma programı» uygulanacak'ı Nıtekım, 11 temmuzda, bu karar halka açıklandı. Bu proje hem "o 1015 daha ucuza gerçekleşecek hem de başarı ihtımah daha buyuk olacaktı. ü. : ::iiiiii;i;;=:Tif#«iny J o n e s i;;;:;;iii::;;;ii:iiii;iiiii;iiiiii;i::::!;;i;:i:;::::;;;i;::::iii;i;;::î::i::ii=i:ii::::r 7TrTWIT KAGITCI 24 Bir yanda kansnım hıç bir zorluk çıkarmadan, kendılığınden ayrılmağa razı oluşu>la, Idrıs'ı eskı mutlu gunlerınde olduğunca venıden bulmasının se vmci, ote yanda annesının olumu. Anesını, dünyalar kadar sevdığı anesıni artık bır daha hıç bır zaman göremiyecek oluşunun verdığı acıyı, €Kenef kan^nın kendilığınden aynlmağa kalkmanyla, tdrısi yenıden bulmanın verdığı sevınç karşılıyor, acı sını azaltıyordu. Ah bır az daha dışinı sıkıp ölmeseydi de şu gunlen de gorseydı fıkara1 Derıin bır ıç geçırdı, sonra gozlerinden yu\"arlanan yaşları kocaman elının etlı sırtıyla sildi: Cenazesi nasıl kalktı"' Sorma, dedı Idris. Anamdan emdiğun burnumdan geldi. Nıye? Kann hiç ilgılenmedi. Hani ebe'sı var ya, aziz dostu? Evet? Ona kaçtı. Pekı kız? Oğlanlar? Onlar mâlum, kendi havalarında. Kızın için birtakım dedikodular dolajıyor ortahkta.. Ne gıbi? Mahalle bakkalı var yaT Evet? Ona epeyce bir borç yapmıj. Şimdi onunla yaşıyor dıyorlar. Hattâ adam oğluna mı, kendıne mi ne nıkâhlıyacakmış.. Üzerınde durmadı: Oğlanlar? Oğlanlar üniversitevi bırakmışlar, çalışıyorlarmış. Daha doğrusu, sevgililen varnus, «evgüilerinın babalarmın yanında çalışmgğa baslamışlar. Velhâsıl sen daha Anadolu'da dolajırken onlar mer cimeğı firma vermışler. Herkesin iyi ükırında. Sen Sİmdı yalnız kendine bak! Peki kan? Kannm niyeti ne olabilirT O da ebânımla birlıkte oturgcakmif. Bajmı salladı, içıni çekü: • Anlaşıldı, dedı, anlaşıldi «nneciğimln 61flmü obnasa, ben istediğim tek göı, Allah verdi iki diyeceğım ama, anneciğım... Bır süre hiç bır şey konuşmadan oturdular. Son ra îdrıs izin alıp kalktı. Bundan böyle buradaydı artık. Yazıhanesindeki yazı makinesini de getirmisti. Üstyanı bir portatıf masayla biraz kâğıt vesaireye kalıyordu ki öneml yoktu. Kudret Yanardağ hiç düşünmesindi. Dıslerini burazcık sıktılar mı, y« şayış'arı eskisinden çok, ama çok daha iyi olacaktıIdris kalkıp gittikten sonra, katip: Misafiriniz neden acele etti âbly? diye «ordu. Sonra gene gelecek. îstediği kadar oturabilir mlsafirlerinlz, onun için hıç merak etmeyuı.. Sağ ol. tdarenin merdıvenlerinl inerken, meydana uzun uzun bağırdı: KemAl agaaaaal Kudret Yanardağ gene «Baldız.ın geldığını anlıyarak az bekledi Dun değıl, oncekı gunku glışmda israr etmış, Kemâl ağa da çâresız Kudret beje haber gonderıp baldızı>la tanıştırmıştı. Çok hoşlanmıştı Müfettışler mufettışi, kadından Gozlennm karasında gerçekten de çakan, şımşeklenen, pırıl pı rıl bır şeyler \ardi. Yuzunun yarısıvla gulmesı, gulerken gozlermden kadınca bır şeylenn akması ferıa çarpmıştı Müfettişler mufettışini. $ımdı belkı d» gene çağırtacaklar, kadınla birlıkte üçu, oturacaklard!. Meydan yerine açılan kapıda rastlaştılar Kemâl ağayla. Anlamazlıktan gelerek: Hayrola' dedı. Çıftçı Kemâl ağa göz kırpb: SeninkıBu «Senınki1» sozu çok hoşuna gıttl Gerçektea de yavaş yavas onunkı oluyordu. Gelsene, dedı bacanak. Can attığı halde: Bılmem kı. diye nazlandı. Bacanak kolundan çekti: • Bıleceği, bilmiyeceği yok. Yürü' Kâtibın odasına yenibaştan çıkarlarken, «Baldız» da içeri girmışü. Kemâl ağa, « Avrat benım için değıl, senın içın gelıyor'» dıyeckti, kendini tut tu. Henüz erken sayılırdı. Nasıl «jfsa ateşin bacayı sardığı belliydı. Dıin değü önceki gunkü gelişind» •ğız ağıza verip nasıl konuştuklannı, cBaldız.ın, yanı başındaki eniştesini unutup adamuı etli kocaman elini avuçlan içine nasü aldıgmı biliyordu. Hattâ giderken, sözde yakışıklı adama duyurmama ğa çalışarak, ya da çalışmak isteyerek, « Ben bu adama tutuldum emşte!» demişü, şakadan Berıkl ya? O da ondan gen kalır halde değildi. Boyuna «Baldızın» lâfını etmış, lâfı dondurüp dolaştırarak «Baldız» üzerine geürmişti. Geçenki gorüşmel erınde olduğu gibi, gene kâtibm odasmda karşılıklı oturdular. Kâtıp bir ia bahane ederek onlan baş başa bırakmıştı. Kadının gozlerindeki şimşekler şımdi âdeta yıldırımlaşmıj lardı. Öyle bakıyordu ki Müfettişler müfettişi'ne. Ama Mufetüşler mufettışi geçenki kadar nesli değildi. Yüzünde, gözlerinde ruhaf bir keder okunuyordu ki, kadınm birden akh giderek: Bir şeye mi üzüldünüz? dıye sordu. Müfettişler müfettişi uykudan uyanırcasına baktı genç kadına: Bilmem'' Keder sıze hiç yakışmıyor ama? tı: Elini avuçlan arasma alırken, Kemâl ağa kalk Yeni bir muhalif Gerçi NASA, Wıesner'i yenmişÜ... ama şımdı de ortaya yenı bir muhalif çıkmıştı. Apollo» uzay gemısıni yapacak olan «Kuzey Amerika> sirketi, «Ay yörungesinde bolujma projesinın aleyhinde îiddetlı bır kampanya yünıtmeye başlamıştı. Çunku bu projede, astronotlann ıçınde Ay'a inecekleri Ay boceğı, başka bır firma tarafından imâl ed lecekti Oysa, bu, «Kuzey Amerıka» şırketinın işıne gelmıyordu NASA ile Beyaz Saray arasındakı uyuşmazhktan yararlanmak ısteyen sırket, var gucu ile, NASA'ya saldırmaya baş ladı. NASA ıse sağlam ve kararlı davranıyordu. Mucadele yeni bir nıteliğfe bürunmüştü. Bir yanda Beyaz Saray ve Kuzey Amerika şirketi, ote yanda ise NASA. Bu arada Ekım ayı gelmış ve tum dünyaya korkulu gunler yaşatan Kuba buhranı başlamıştı. Işte, NASA'yı kurtaran da bu buhran oldu. Başkan Kennedy"nın Ay projesi ile uğraşacak tek dakikası yoktu En sonunda kasım ayında «Gruuman. şirketi ile Ayboceğınin imah ıçın 3 milyon dolâra (30 mUyon TL ) mukavele ya pıldı. Uzun mucadele bitmiş, NASA kesin zafer sağlamıştı. Fakat NASA nihai zaferı kazanabüecek m ı ' Bu însanoğlunun Aya ilk ayak basma tarıhi olan 16 Temmuz'da belli olacaktır. AYHAN BAŞOĞLU İ|NTİKAM YEMİNİ • Ya r ı n : Evrende yalnız mıyız? t « Vekâletten Azil Beyoğlu 4. Notennce tasdiklı 24/3/1969 tarıh ve 8183 No lu vekâletname ile vekıl tâyın ettığımız Elâzığ santlye şefımız ŞAFAK GÖZPINAR'ı veknlikten azlettığımızi bıldınriz. TOKAR TESÎSAT VE TÎCARET Ltd. Şti. (Reklâmcıhk: 1868/6371) KATTP Şebekeml kaybettim. Hukümsuzdür. Taaja Akenen (Cumhuriytt • 6S60) Cigsramla çakmağımı koğuşta unutmuşum^ Dunyada hıç bır şey .Baldız.ı bundan daha çok sevındıremezdı. Eniştesinm ardından mınnetle bak tıktan sonra, adamm sır*' tuylu kocaman ehnı dudaklarına goturdü, hırs.» öptu Ben ağlanm ama' llüfetüsler müfettişı de kadının elini kavramLjtı: (Arkası var)