25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ 9 Mart 1969 CUMBURtYET • ••••«•••I j Sanuylcllet ve OrtoK Poıat Ertuğrul SOYSAL İSTANBUL SANAYÎ ODASI MECIİS BAŞKANI eş yıldan beri B ğımız Avrupa hazırük devresini yasadıEkonomik Topluluğuna kısaca (Ortak Pazaı) 1969'un son ayında gibütçe yoktur, teknolojik gelişmelere şüphe fle bakılır, diplomalılara karşıdırlar, sendikalaşmayı sevmezler. İşletme ve muhasebe devlet sırn gibi saklanır (2). «Vaziyrt nasıl?» suali, «Pek parlak değil. seçinmeye çalışıyoruzj» şekBnde cevaplanır (3). Fransız ekonomistlerinin isyan ettikleri bu manzara ile Türk sanayii arasındaki benzerliklerin değerlendirilmesini okuyuculara bırakn orum. sınai üretimin "b F ransada toplam °'o 55 ini karşılayan40 ını ve istihdamın bu recefimiz, son alınan haberler arasmdadır. Plinlama Teşkilâtının şüphe ve tavsiyelerine uyarak Yüksek Plânlama Kurnlnnun 3 yıl daha erteleme kararı alması da ihtimal dahilindedir. Geçiş devresinin Türk sanayiine getireceklerine geçmeden ervel, bazan olmayacak bir rüya, bazan büyük bir hevulâ gibi görnnen Ortak Pazar'a ilgisizliğimizden yakınmalıyım. ltüar Topluluğuna girişimiz A TürkOrtak Pazan hiçbir zamankonusunda kamıı ovunda fikir birliği yoktur. Aşırı sol benimse Biliyor musun? Kimdirler? Neredeler? Genişlryoruz Bu d a nesi?Pek aldıran yokSirayet ediyorillâ seyahat Teselli! Kimdirler? Neredeler? iyasi hayatımızda, öıellikle son zamanlarda, bir «aydın» lâfıdır gidiyor. Sola bakıyorsunuz memleket aydınlan onlarla beraber. Sağa bakıyorsunuz aydınlar onlarda. Bir de orta verde olanlar var. Onlara RÖre de aydınlar hiç bir yerde değil. Bir köşeye çekilmiş, suspus oturuyorlar. Hattâ, aydınlan barekete geçmeye dâvet eden. bildiriler bile yayınlanıyor. Evvelâ kimlerdir bu «aydın» denen kişiler? Onun bir tarifini yapmak gerek. Eski «Cemiyet i Akvam» da (şimdiki Birleşmiş MUletler) meşhur bir «mütecavizin tarifi» münakaşası çıktıydı. Senelerce sürdüğünü hatırlanm. Hiç bir delege kimin «mütecaviı» sayılacağını anlatamadıydı. Daha doğrusu herkes, kendine göre, bir «mütecaviz» tarifi yapıyordu. Bereket versin (!) harb çıktı da, bu konu da kendüifinden kapandı. palım derken işin rengi ve şekli degişti. Bir talaın açıkgözler sahilleri toprakla doldurmaya. sonra da bunun ticaretini yapmaya girişti. Böylece, Moda sahillerinin doldurulmasıyle uğraşırken, başımıza Sahil Yolu Kıyılan çıktı. Başta Sayın Vefa Po\Taz olduğu halde, yine, şöyle mi yapalım, böyle mi yapalım derken, hafta içinde bir de öğrendik ki, ayni açıkgöz takımı, bu sefer de Boğaz sahillerine elatmıs dar, akla gelen gelmiyen her işte bir piyango var. öyle ki piyango, hemen hemen yalnız, ekmekte yoktu. Derken, Düzce'den gelen bir haberden öğrendik ki piyango. nihayet, ekmeğe de sıçramış. Hâdise şu: Dnzce'de yeni bir fırın açan bir vatandaşımız, eski fınnlarla rekabet edebilmek için, «altmlı ekmek» satışma başlamış. Ekmeklerden bazılannın içine bir kâğıt koyuyormuş. O fırından alış veriş yapanlardan talihli müşteri, içi kâğıtlı ekme<i ele geçirirse, karalığmda altın bilezik, altın yiizük gibi ziynet eşyası kazanıyormnş. Tabii adamın ticareti derbal almış yürfimös. Fırının önünde uzun uzun kuyrukbr. Pek rouhtemel olarak, altm kâğıdım bnlabilmek için, meselâ iki yerine, dört beş ekmek alan da oluyordur. Bundan sonrasını tahmin etmek hiç güç değil. yakmda otomobilli ekmekler, buzdolaplı ekmekler, hattâ apartımsnlı ekmekler de başlar. memiştir. Bu çevreler bir taraftan Türk sanayiini ve sanayicisini yererler, diğer taraftan Ortak Pazar karşısmda millî sanayimizden yana olup, işletmelerimizin elden gideceğini, silineceğini iddia ederler. Ilımlı sol ise ortakhfa düpedüz karşı değildir ama, geçiş için Türk «anaîiinin hazır olmadıfını, yeterli rekabct gücüne kavuşnlduktan sonra topluluğa girilmesini savunur. Türk sanayii güçlendiği zaman Or Uk Pazar sanayiinin bugünkü haUnde kalacaİT kabul edilebilse. belki bu fikir geçerli otabilirdi. Ne var ki, sanavimizin lüıumundan fazla himayr edilme politikasına inatla devam c m m u ı , gelişme hızını engeJemekte ve Batı il arasını açmaktadır. Türk sanayiinin duronunu açıklamak içhı orta ve küçük çapta Fransız işletmelerinin prob lemlerine bakabiliriz. Bu işletmelerle, Türk sanayiinin çoğunluğu arasmda hayret edilecek bir benzerlik bulunmaktadır. Eldeki rakatnlara göre Fransada bugün 1*5 bin orta ve küçük işletme vardır (1). Bunlar genellikle aile şirketleridir. Himaye görmüslerdh, fakat dinamizmini kaybetmiş, rekabet güciinü vitirmiş oldnklan halde, Fransızlara has gnnır ve mtthafazakârlıkla ayakta durmak için direnmektedirler. Bu işletmelerin geleceği hakkında Fransız iktisatçüart ciltler dolnsn kötümser eserler yazmaktadırlar. Patronlanna sorarsanız, Amerika sennaye bolluğundan. 1 \ manya disiplinli idaresinden, ttalya ucuz işçisinden geüşmiştir. Ama kendilerinde mevcut aşagıdaki hastalıklan kabul etmezler: Devlet problemlerini anlamamaktadır, himaye kâfi degildir, vergiler ağırdır, işçiler randımansızdır, dıs rekabet iktisadi ahlâk kurallanna ve an'anelere uygun değildir. Hedef iç piyasadır. Sahip, patron veya umum müdürün mutlak otoritesi tartışılamaz, işletmelerin yanlı organigramı yoktur. işler şifabi emirle yapılır, idare tam merkeziyetçiliktir, işletmenin çesitli üniteleri belli kişilerin varlık ve sıhhatleriyle yürümektedir. Bir mamulü iyi kalitede imal etmek başan sayılır ve satişı için kâfidir. Hedef, statükoyu kornma. yeterli kân elde edip alışıhnış hayat standardmı yürütmektir. tyi yemek, güzel içki, bazı zerkli alışkanlıklar, seyahstler temin edilebiliyorsa, fazlası için çaba lüznmsuzdur. Kendilerine göre, modern man&gement işletmelerine uygulanamaz, çünkü hepsinin özellikleri vardır. Program ve sancılı işletmelerin mevcudiyetine rağmen, modern teknoloji ve manageraent knraUannı uyrulayan fabrikalar Ortak Pazarda Fransızları mahçup etmemişler, aksine Ortak Pazar ileriyi göre ı Fransızlan tedbir almaya zorlamıştır. Meşhur Mendes France'ın Ortak Pazar aleyhindfki kehaneti tahakkuk etmemiş vr Fransa da topluluktan kârlı çıkmıştır. Ekonomistler bu rehavetten sanayii kurtaracak faktörün rekabet. ve rekabeti sağlayacak tedbirin de management (sevk ve idare) olduğunda fikir birliği etmektedirler. Kendi içine kapalı ekonomiler, kendilerini yemekfcedir. Türk sanayii de rekabetle kendine gelecektir. İşletmelerimizi hâlâ itbal yasak ve kısıntUarının yanında yüksek gümrük resinv leriyle himaye etmek Türk sanayiine iyîlik değil kötülük yapmaktır. Topluluğa geçiş devresinde büt. ı rakip sanayi mamullerinin gümrüksüz ve müsaadesiz olarak Türk pazarlarına akması bahis konusn değildir. Yapılacak listelerde. Türkiye'de üret::meyen mallar önce lîbere edilecek ve gümrük indirimlerine tâbi tutulacaktır. 22 yıla bölünecek 2 nci ve 3 üncü devrelerde kademeli olarak diğer mamullerimizin tahdit ve gürnrükleri azaltılacaktır. Bunr riarşılık Türk ürün ve mamnlleri için Altılar tâvizleri bizden önce uygulayacaklardır. Topluluk, Turk ekonomisinin sarsılmadan rrtaklığa geçişinde yumuşak bir politika izlemeye kararlıdır. Geçiş devresinde sarsınülar, satışlar, birlesmeler olmayacak değildir. Tehlike kapıyı çalmadan bupün yatırım ctzbesi içinde bulunan Türk sanayicileri. ırerekli teknoloji ve management tedbirlerini de düsünmeye mecburdnrlar. Sanavimizin ve teçhizatımızın yeni oluşu, kabiliyetli ve bol işgücüne sahip bulunmamız başlıca avantajlarımizdır. Sanayicilerimiz modern manappment'a yönelmek için bu konuda nzman olan merkezlere basvnrarak işletmelerini rasyonalleştirirken, şimdiden dıs pazarlara çıkmalı ve mamnllerinin kalite ve fiatlariyle imtihana hazırlanmalıdırlar. Orta ve küçük çaplı işletme aynmından, 500 işçiden az istihdamı bulunanlar kastedilmiştir. (2) Amerikalı firmalar ve idareciler geürlerlni, kart vizit gibi kullanırlar. (3) Bakınız: Pier de Lanurien Cen Ans de Retard Octave Gelinier Le Secret des Structures Competitives Roger Priouret La France et le Management. (1) S • ••a ••«• Sonuç İ • • • ••• •••• •;•• • Fransaya bakalım •••ı •••ı • ••u • ••a • ••• «••« •••ı Mtl •••ı • ••I Eloğlu Emirgânı, İstinyeyi doldurup arsa haline getinneye baslamış. Herkesin gözü önünde. kamyon kamyon toprak, denize dokiilüyor. Kimsenin gık dedıgi yok. Belki mevzuat hazretleri bu işe karışmaya müsait degildir, orasmı bilmem ..na, memleketimızın, bu yoldan, gün geçtikçe büyüyüp genişledigi muhakkak. Bu gidişle, neredeyse, kaç kilo metrekare toprağımız olduğunu, doğru dürüst, bilemez bir hale geleceğiz gaiiba! *** Bu da nesi? :::: • «•• • ••• •«•• • ••• •••• I •••• •••• • ••• •••• •••• •••• ;;;; •••• •••« ssss Onun pibi, biz de bir caydının tarifi» üzerinde, eğer kabilse, bir anlaşmaya varmalıyız. Ondan sonra iş kolaylaşır. Rahat rahat sorabiliriz: Nerede bu aydınlar? *** Genişliyoruz | ir deniz meselemiz var, pek i çok diğer meselelerimiz gibi, ' bununla da seneler senesi başedemeyiz. Mesele önceleri, 3Uzelizn sahillerimizin özel kişiler tarafmdan kapatılmasiyle başlamıştı. Yani, halkın denizden isüfade edememesiyle. ŞöyJe mi yapalım, höyle mi ya B MILLI BANKACILIKTAV YIL 1913\ ten beri daima EIVIMiYET ve\SURAT . ir vergi neye alınır kuzatn? I Tabii Devletin yflklendiği hiz' metler karsılığı olarak. Hani, onları yerine getirsin diye. Pekiüii, bizim Devlet Baba, ne münasebetle, bu sene, televizyon mstkinelerine 100 lira verçi bindirir? abancı dii bilmeden dış memRivayete göre memlekette 35 leketlere gidenlere, oldum obin tane televizyon alıcısı knllalasıya, akıl erdiremem. Bana, nan vatandaş varmış. Bunlar nn binlfrce lira sarfederek makine bayağı, bir cesaret işi gibi gönilerinin takatlarım arttuıyorlar. nür. Çiinkii nzak mesafeleri görmek Hadi uçaktan inmek kolay, ve dinlemek zorundalar. Gümrüktü. pasaport kontroluydu, Meselâ Güneyde ise Suriye tele onlar da kolay. Taksiye binip 1 rizyonunu bizim bu taraflarda ise neceğin otelin adını vermek de Bulparistanı filân (o da yakalıya kolay. Ya sonrası? Kimseyle konuşamazsın. gazetesini okuyabildikleri kadar) seyrediyorlar. aJöj Ankaradaki wk dar bir çevre 4nazsın, tiyatrosunu ~yç ffsim verebîleriT ve hâlâ 3e sui". T?e sadece, bizön ümit neme haltedeki jstsşyon müstes j a r ^ h i . «Avrupa görmöj na, bizim televizyon istasyonu olur, dönersin. muz yok. Neyse, meselenın burası, cessur vatandaşlan ilgilendirir. Kendi bilecekleri bir şeydir. Ama, bir de resmîleri var. özellikle hiç bir yabancı dil bilmiyen parlmanterlerimiz, kalkıyorlar, devlet hesabına, milletler arası bir takım kongrelere kattfmaya gidiyorlax. O halde, bir vergi vermek mutNasU yaparlar bu işi? Söylelaka lâzunsa, Suriyeye, veya, Bul nenleri nasü anlarlar, söylemek garistana ödemek icabetmez mi? istediklerini nasıl söylerler? YaHizmeti onlar görüyor, vergiyl hut, ne anlıyacaklan, ne söyliyebizimki topluyor gibi bir tuhaf cekleri bir şey yoksa ne diye gidurum. derler? Hele, yabancı meslekdaşEvvelâ muntazam televizyon lariyle, nasıl dostluk kurarlar? yayınları yapacak istasyonlan Zira, bilindiği gibi, bu çeşit kurmak, sonra bunun karşılığın toplantılann en önemli tarafı anda vergi istemek elbette makul baplıklar kunnak, diğer Uyelerle olur. Olur ama, bizim Devlet Ba mümkün mertebe içli dışlı olba sabırsızdır. maktır. «Hele siz vergiyi ödeyin de. » der, üst tarafım, seneler senesi, düsünür, durur. B Hükümet Amerikadan daha fazla buğday getirtmenin yollannı, şimdiden, aramaya başlasa fena olmıyacak gaiiba. Sonra, geç kaluunasından korkulur. İllâ seyahat Y Şu Burhan Cahit var ya.. Hangi Burhan Cahit? Ankara Fen Fakültesi Fizik Doçenti Burhan Cahit Ünal.. ttalya'da tsçi Birlifi Sosyalist Partisinin toplantısına katılan T.t.P. üyesi.. Kaç gündür adı, gaıetelerin birinci sayfalarmdan ve basyazarlann, fıkracıLarın kaleminden düşmiyen kişi.. «Mil li menfaatleri zedeleyici davranısta bulunduğu» iddiasıyla aleyhinde kovustnrma açılan vatandaş.. Tamara biliyornm.. Nereden biliyorsnn? Gazeteler kıyameti kopardılar, oradan biliyornm. Ne dersin bn ise? Sen Bakıs köyünü bilir misin? Bilmem. Maraş'ın Elbistan ilçesine bağlı 1195 nüfnslu Bakış köyü 0 taraflara röre zengince bir köydür. elektri|i yok, evleri topraktan. insanlarla hayvanlar aynı dam altında.. tşte bn köyde bir garip hastalık bfitün çocuklan sildi süpürdü, haberin var mı? Duymuştum.. Hattâ Sağlık Bakanı bu konuda demeç verdi. Bu köyde yalnız Mehmet adında iki yaşında bir b«bek sağ kaldı; onu da biliyor musun? Bilmiyorum.. Türk Hava Yollarının yeni satın »Idığı iki jet uçagı için yetkililer opsiyon hakkını knilanmamıı, ve 1.460.000 dolâr fazla ödemisler.. bunu duydun mu? Duymadım.. Bütçe konuşmalannda Meclis kürsüsiinde açıklandı : 1 Temmuz 1964ten 30 Haziran 1965'e kadar. yani yalnız bir yılda ve sadece Izmir limanına Türkiye'deki Amerikalılar gümrüklerimizden geçirmeden 94 milyon 978 bin 844 liralık mal jetirmisler.. Bnnu duydun mu? Duymadım Gene sadece bir vılda PX1erde satılraak Szere 27 milyon paket Amerikan sigarası, 20 milyon kutu bira, 210 bin kilo viskinin yurdumuza Amerikalılar eliyle sokulduğunu biliyor musun? Hayır. Türkiye"nin en ünlü is adamlanndan biri geçenlerde piyaeaya sahte senet sürmekten hüküm giydi; haberin var mı? Hayır. Türkiye'de radyo montaj sanayii IçJn 19CT*de 125 milyon liralık döviz harcandığını. 1968 için 160, 1969 için 210 milyon lira gerekli oldufnnu biliyor musun? tmalât sanayii için dısandan getireceğimiz maddelere 1967de 5 milyar 572 milyon lira, 1968' de 6 milyar 305 milyon lira, 1969'da 7 milyar lira gerekli oldnğunu; itbalât ihtiyaeı artışının imalât sanayii üretiminden fazla oldu&unn biliyor musun? Ne demek bu? Yıllar geçtikçe dısanya daha fazla bağlanıyomz deraek.. tstanbul Boğaz Koprüsiine yapılacak masrafla 16.000 köye okul yapılabilecejini biliyor musun? Hayır. Ama Fizik Doçenti Burhan Cahit'in ttalyan tşçi Birliği Sosyalist Partisinin toplantısına gözlemci olarak katıldığım biliyersun ! Gözlerimi kapatıp knlaklanmı tıkayamam ya, bn konvda kıyamrt kopuyor , Hani tzmir'de bir caraiye bomba atılmıştı, Osman Basdemir diye bir sanık yakalanmıştı, gimdi yargılanman yapılı Evet» Siyasi Polisin Osman Basdemir'in kansina baskı yaptıgını, ve kadıncağızın bazı yazarlara mektnp yazıp yardım istediğini biliyor musun? Hayır. Atalan ve Göllüce'de köylüler ağalsnn elindeki Hazine topraklannı isgal etmişlerdi, ne oldu sonra? Vnuttum bile.. S Küçük Menderes vadisl ve Çeşme yanmadası fistSndeki S Litton projesinin gelismeleri nedir? Acaba bn bötgeler Ynna ! nistan'daki Girit Adası ve Batı Peloponez gibt^^merikaB knm S """lyaBina bavale edfteeek mr? . *"••"'•• «flS«^S3^ 8 Ne blleyim? » •• ^~ i Karatfeniz Bakır Kompieksi nt Stemde? Yabanw\um 5 psnyaların 196768 kâr transferleri nedir? Konya Ereğlisi'ndeki • olaylann muhasebesi nereye varacak? Cira karnında bir nokta • Ubiî.. ! öyle... Ama Fizik Doçenti Burhan Cahit, ttalyan Sosyalist Partisinin toplantısına gözlemci olarak katılmış değil mi? Yaaa öyle olmus.. Yazık bu memlekete değil mi? Yazık.. Elbette yazık.. Köylerde ilâçsızlıktan. bakımsızhktan ölen çocuklanmıza yazık.. Yabancılann sömürüsünde kan kaybeden milletimize yazık.. Bir doçentimiz ttalyan Sosyalist Par tlsî kongresine gözlemci olarak katıldı diye basında harcanan mürekkebe yazık... •••••••••••«•••«• DOĞAN YAYINEVİ SUNAR Prof. Dr. Bülent Dâver Pek aldıran yok u haber başlıklarmı, yalmz bir gunliik (salı günkü) gazetelerden, rastgele, alıyorum: «Devrilen pikapta 2 kişi öldü, 7 kişi yaralandı», «Bir tıp talebesi trafik kazasma kurban gitti», «Giresunsporlular Denizlide kaza geçirdı. Santrfor öldü, 5 kişi ağır yaralandı», «Benzin konan otobüste 3 kişi yanarak öldü», «Beyşehir gölüne uçan cipte 2 kişi öldü», «Istanbulda son 24 saatte 4 trafik kazası oldu. Bir çocuk öldü, 9 kişi hastahaneye kaldırıldı.» SİYASET BİÜMINE GIRİŞ 20 TL. Genel Dağıtım: Doğan Yayınevi P.K. 120 $ Ama, ne yaparsınız? Her milletvekili mutlaka bir yabancı dil bilecek diye bir kanun çıkaracak değiliz ya. Çaresiz, gidecekler. Ve... gezecekler. *** Cebeci Ankara Cumhuriyet 2417 Teselli! ew York temizliğiyle meşhur bir şehir değildir. Pek çok pis semtleri, hattâ «pislikten geçilemiyor» denecek mahalleleıi vardır. Bunun böyle olduğunu bilenler büır ama, koca şehrin fareier tarafından istilâsı haberlerine de, şaşmamak kabil değil doğrusu. Bütün gayretlere rağmen, Belediye farelerle başa çıkamıyormuş. O kadar ki, geçen gün, Birleş, miş Milletlerde vaziieli bir Mısırlı diplomatı, kaldıgı otel odasında, fareier iyıcene kemirmişler. Adamın sağ kulağmı, ayağının iki parmağını, bir de başka uzvunu yemişler. Neden sonra kendine gelebilen (geceden fazla kaçırmışmış!) diplomat şundi hastahanede. YENİ SİSTEM KAT KALORİFER! Aygaz ile çalışır Ayrıca kazan BrOlör ve yakıt deposu ihtiyaeı yoktur. Bilgi isteyinız. CENGİZ KAPLANGI Tâkı Zafer Cad. Tel: 49 49 26 315 Taksimİstanbul Cumhuriyet 2422 M I TÜRK TİCARET BANKASI Bunlar sadece benim göztiıne çarpanlar. Belki daha da fazlası, yahut, gazetelerin duymadıkları, yazamadıklan vardır. Onlar da cabası. Gerçi bunun böyle olduğunu herkes biliyor ama, bir çaresini bulan yok. Ne olacak bu işin sonu? Otomobil nisbetleri gözönünde tutulursa, zannederün, yeryüzünde en çok trafık kazası olan memleket Titrkiyedir. Hattâ memleketimizde, bir senede, doganlarla. hastalıktan fılân değil, yalnız trafik kazasında can verenlerin bir mukayesesı yapılsa, neredeyse, ikinciler üstün çıkacak. Şüphesiz trafik kazalannı, bütün diğer kazalar gibi yüzde yüz önlemek mümkün değildir. Ama, yine şüphesiz, bir nisbet dahilinde, azaltmanın çareleri vardır. Gelgelelim, işi pek ciddiye alan yok gibi görünüyor. Yani, bu konuda da bir «adaaaaam sen de» cilik içindeyiz. *** VEFAT Merhum Yelkencizade Şükrü Bey hafidi, merhum Nadı: Bey ve Neviye Hanımın oğlu, Emel Yelkenci'nin sevgili ve kıy metli eşi, Hilmi Daregenli'nin vefakâr ağabeyi. Sinan Yelkencı ve Nadir Yelkenci'nin babaları, merhum Dr. Alâeddin Günderr ve Makbule Gündem'in damatlan, Ümit Glindemin eniştesı Münire Yelkenci, Emire Iskefyeli, Emine Yelkenci'nin yeğen! Mithat Yelkenci, Nesime Saka, Verda Kortan'ın halazadelerı Sami Saka, Aylâ Yarkent, Ali Şükrü Iskefyeli, Gülçin îskefyeli Kenan İskefyeli, Rıza Iskefyeh'nin teyzezadeleri Sirayet ediyor Reklâmcıük: 930/2425 P iyangoya düşkünlüfümüz malurn. Bu iş. âdeta, miitileşti. Oazetelerden gazozlara, bankaiardan temizleme tozlarm» ka Ben bu çeşit haberleri okuyunca öyle bir seviniyor, öyle bir hoşlanıyorum ki, sormayııı. Nasıl olsa, onların, kesilmiyen sulan, konusulabilen telefonlan, sönmiyen elektrikleriyle kendimizi mukayeseye imkân yok. Bari, bu bakımdan olsun, yine biz iyiyiz diye düşünüyorum. Çöp kamyonu gelmemiş de, sokak sulanmamış da.. Lâf bunlar. Siz, bizim sehirleri, diplomat yiyen iştah'ı farelerin sardığını duydunuz mu? EMVER YELKENCİ tedavi olmak üzere gittiği Londrada 6/3/1969 günü sabahı vefat etmiştır. Merhumun cenazesi 10 Mart Pazartesi öğle namazını müteakip Teşvikiye Camiinden kaldırılarak Zincırlikuyu, Asri Mezarlıktaki aile makberesıne defnedılecektir. Allah rahmet eyleye. AtLESt (Radar Reklflm: 238 2448)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle