26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE 15 Mart 19fi9 CTTMmiRÎYET Menrleres'in n^mtıLrat P«utJve kayışını onun . Mecliste, köyhiyü, Topraklandnma Kamımun ' karşı açiığı mücadeleye bağlarlar. Ben bu ükirde değilim. C'ünkü onun bu kanuna karşı gelişi, kısa bir siire soiıra bî7zat C.H.P.'nin Kanunu sovsuzlaştrması suretiyle, bir nevi haklı çıkmıştı. . . ... MENDEBES'in Yaıan DRAMI ^V«T Bir köylü kamuoyu var mıydı? Ama gene de yollaı$ ayrılacaktı. Ve çanlar artık, CHP'nin aleyhine çalıyordu. Menderes' in Mecliste toprak reforrauna karşı çıkışı da, Halk Partisi dışında bir faahyete geçerse, hiç de önemli değildi. Çünkü Menderes'in bu yüzden kamu efkârında gocunması, yerilmesi, ancak köylü kitlesinije «kamu efkârımn» yerleştiği bir ülkede mümkündü. Halbuki Türkiye'de, köylü umumi efkârı, henüz doğmamıştı. Bugün olduğu gibi o gün de, bir köylü kamu efkârı teşekkül etmemişti. Nitekim bugün bile, hâlâ gerçek bir Köylü Partisinin kurulamamış olması, bunun bir delılidir. Koylü gerçi bir sınıftı ama, sınıf şuuru (bilinci) henuz şekilleşmemişti. Bu sebeple Menderes, CHP'den aynlır ve yarın halk kutlelerinin önüne çıkarsa, toprak reformu ile değil, ama koye getireceği diğer şeylerle, pekâlâ eikârı fethedebilirdı. Hulâsa, CHP'nin önünde yollar, nereden bakılsa kapanıyordu. Menderes'in önünde ise, tecrübe edebileceği nice yollar açıktı... Zaten Meclis, attüc bir muhalefetin doğum ağrılarını yasamaya baslamıştı. Buna ileride değineceğiz. Ama zaten şu olmaktaydı ki, yeni bir seçim kanunu ile, gelecek muhalefete iktidar yolunu bizzat CHP açıyordu. Inönü'nün, en yakın arkadaşlannın isteksizliğine rağmen, çok partili bir demokrasiye, çok partili bir Meclis sistemine geçiş çabaları azimliydi. Kısacası, Inönü kendinden sonrakilere muhalefet yolunu, kendisi hazırhyordu. Bu yoldan kim daha evvel davranırsa, o faydalanacaktı. Yani Demokrat Parti çabuk davranınasaydı, dlğer müteşebbisler bu yMu daha önce tutarak, halkı kazanacaklardır. Halk ise, Demokrat Partı'yi. şu veya bu partiyi değil, artık iktidann karsısına çıkacak ve iktidara karşı konuşacak herhangi bir partiyi bekliyordu. CHP'nin iktidar devri artık bitmişti. Çünkü CHP yorgundu. Ve artık hiçbir şey vadetmiyordu.. Hulâsa Menderes'in talihi, artık gende değil, ilerideydi. Eğer o bunu değerlendıremezse, önünde çatallaşan yol kavşağının kazançlı istıkametıni, doğru olarak bulacak ve yeni yolunu tâyin edecekti.. Söz acaba kintin olacaklı? lleride ve belirir gibi olan yolda söz, kimsenin değil, kalabalıklara en iyi hitabetmesini bilenm olacaktı. Yani önumuzdeki devrede soz, belki de sokağın olacaktı. Kalabahkları kim daha iyi dile geürirse. sokağı kim coşturabılirse, sdz onundu. . Evet, Turk toplumu gerçi bir mılletti. Ama bu millet, giriştığı ıstiklâl savaşında kendini kurtaranlara şukran borcunu, artık ödemis sayılabilirdi. Çünkü bu kurtarıcı cephe, kalkınrna, daha iyi bir hayata yöneliş, iktisadı durgunluğun giderilmesi, harp sonrası devrinde yeni bir inşa hamlesi, yeni kalkınma programlarınm değerlendirilmesi işlerini artık pek anlamıyordu. Halbuki îkinci Cıhan Harbı içinde, beklenmeyen bir on görüşle «Harp Sonrası Kalkınma Programları» hazırlatan iktidar CHP idı. Bu programlar, daha Almanlar Stalingrat önlerindeyken ele alınmıştı. Içerıde ve dışarıda nıce çalışmalarla ve en az bır buçuk yıh aşan bir müşterek gayretlere mal olarak, daha harp bitmeden, her şey hükumete sunulmuştu. CHP'nin yeni bir inşa hamlesi için hazırhğı tam demektî. Ama bunlan değerlendırmek için bir şart eksikti. Çünkü, her vesile ile tekrar ettiğimiz gibi, iktidar yorgundu. Ve bu yorgunluk, tedavı kabul etmez bır hastalık halinde, bütün bünyeyi sarmıştı. Onun içindir ki, kendi onsezisi ile, kendi kararlan ile ve en geniş ölçüler içinde ha.zırlattığı bu çok cepheli kalkınma programlarını bu iktı dar, hayata uygulayacak halde değıldl. Yeni bır Başvekılin, Kecep Peker'in. ilk başladığı günlerin kanşıklığmdan faydalanan bir Maliye Veküinin irnzasıyla, bunlar bir köşeye atılmıştı (1). O halde söz, artık CHP'nin değildi. Söz, ük defa kursüye kim çıkarsa onundu ve onlarındı .. Menderes, topraklarım anlalıyor Mend'eres'in artık kendi partisınden fıilen koptuğu ve onunde. kim bilir nerelere çıkacak yollann açıldığı ve yalnız Meclısın değil, toplumun da doğum ağrıları ıçmde kıvrandığı o sıralarda, nihayet bir karara ulastığı malumdur. Bu karann safhalarını okuyacağız. Fakat yeni bır faaliyet silsılesı sekİinde gelişecek olan o dalgalı ve hareketli bahislere geçroeden önce, üzerjnde durmayı iaydalı tulduğumuz bır konu kaldı. Menderes'i yalnız moral cephesi ile değil, baz« maddı varlıklan ile de tanımak için, bu nokta üzerinde de durmamız faydahdır. Daha önce de islediğimiz gibi, Menderes, toprak reîormu mücadelelerinde bu reformun karşısında, bır buyuk toprak sahibi olarak cephe almıştı. Burada bir nokta akla gelebihr : Acab» menderes'in toprak varlıgı neydi? Işte bu soruyu cevaplandırmak için elımizde bir kaynak var. Daha doğrusu bu soruyu burada da, gene bizzat Menderes cevaplandıracaktır (2). O halde onu dinleyelim : «B«n çiltliğin başına ğimde; anam, babam çok evvel ölmüş bulnnuyorlardı. Aradan çok zaman geçmişti. Sahipsiz kalmıs arazinin şurasınd» burasında, fuzulî tasarruflar. isgaller olmostu. Zevtin.yetiştirmek, agaç yetiştirmek teşebbüslerine girişilmişti. Aynca, köVlftler için ıtiühim olarak kullamlabilecek dag parçaları da vardı. Arazim. tapum altında oldu|a halde, bu teşebbuslerin hiçbirine müdahale etmedim. Komşularınrüa ve köylülerle, bir tek dâvam olmadı. Tasarrutum altında bnlunan ve fakat istifadelerine bıraktığım araziyi, tapu terki snretiyle ve 1933 senesinde, tamamiyle onlann tasarruflarına terk ettim. Toprak Kannnu korkusnvla arazi sattığım dogru defiidir. Üç • dört köyün arazişi yoktu. Civarımdaki komşularıma, yok denecek bir bedelle ve ne zaman olursa ödenmek flzere, arazimin bfiyük bir kısmını devrettim. Bo topraklara şehirden, kasabadan, daha çok para verecek insanlar vardı.. Şimdi araıim, 3.000 kösnr dönümdür . » Menderes'in bu elden çıkardığı araziye, Etem Menderes'e devrettiği 500 dönümlük taban topraklar da dahildir. Iste Menderes'in toprağının hikâye^ı budur. Ve bugünkü Çakırbeyli Çiftliği, işte bu kalan topraklardır. Bu toprak sahası ile Menderes'i. Anadolunun önde gelen büyük toprak sahiplerinden saymak elbette ki mümkün değildir. Ama bu toprakların şimdi tamamen ovada ve Menderes kıyılarında oluşu, onlann değerıni artırmıştır. Ancak bugün çiftlik bakımsızdır. Ve Menderes'in kendi işletebildiği gibi işletilmez.. Bu eserde konumuz olan Adnan Menderes'i her cepheden tanımak için, ondan dinlediğimiz bu parçanın da, aynca faydalı olduğu aşikârdır. Yani Menderes aslında, orta tip bir buyük çiftçidir. Hacı Ali Paşa'nm aldığı veya zaptetüği ve bazılannın 50.000 60.000 donum olarak anlattıkları topraklar. Menderes'in elinde fiilen 3 500 donume inmısti. Ve bunlar; değerü tepraklardı. Adnan Menderes'in hayatında bakımKAYIP Zâra ılçesi Kualkale köyünden aldığım diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Ethem ÇtFTÇİ (Cumhuriyet: 2677) MODESTY BUUSE CHP YORGINDU MENDERES'tN İSE ÖNÜNDE YOLLAR AÇILIYORDU (Fotoğraf: Cumhuriyet Arşivi) lıydı. Şimdi oralarda dolaşırsanız ve biraz topraktan anlıyorsanız, manzara sıze hüzün verir. Zaten bugün oralarda, malsahıbı değil, ortakçı dolaşır. Ortakçı ise. mal sahibi demek değildir. Hele Adnan Menderes demek, hıç değildir... Şimdi konumuza devam edebıliriz... (1) Bu konuda tafsilât : Ş. S. Aydemır: Îkinci Adam. Cılt: II. İktidar Yorgunluğu. ss. 387418 (2) Ş. S. Aydemir: Îkinci Adam. Cilt: III. Menderes kendini anlatıyor. ss. 7581 YARIN: Doğum ?ğrıları ve Dcmirkırat salınede.. Yaıan: ELISABETH S. n HOLDING NlfifiL YEG1N0BILI Çevıren: Tiffany Jones konuveresim:AYHANBAŞOĞLU | JNTİKAM YEMİNİ Kimsesiz ha? Asıl şimdi öğrenmişti Jocelyn kim sesızliğın ne demek olduğunu? Hâlâ yüzüyor muy du acaba o uçsuz bucaksız karanhklarda, gümuş kuşaklı bembeyaz elbısesıyle. Gümuş pullu, bır naz lı bahk gibi.. Ve etrafta köpek bahkları. O uzun, o nârin kollar siyah suları yırtmağa çahşıyor. Beyaz şıfonlar o nârin uzun bacaklarma dolanmış.. Bağın yor, haykırıyor, ımdat. dıye. kurtarın diye; yapayal nız, kınasesız... Derinlerden gelen bır şey, bir canavar onu tutup aşağıya çekınceye kadar. Adamın biri. «Perv'aneye takılmıştır» diye fikır yürütüyordu. Olup olacağı bu...» Daha iyi oluıdu bu.. Yapayalnız yüzüp yüzüp de sonunda canavara yem olmaktan daha kısa sürerdi herhalde. Kim sessizmiş öyle mi? Esas kimse sızlik, yapayalnızhk denizdeydi, yıldızların altında. Ve denizlerin dipleri de keşfedılmemiş canavarlarla do^uydu Köpek balıklanndan daha korkunç yaratıklar. Insan Okyanusa bakar, bomboş sanır ama yalandır bu. Kıvıl kıvıl hayat dolu bu karanlık sularm içi. Jocelyn'in en dibe kadar çökmesıne fırsat vermeyeceklerdi. O beyaz elbisesiyle ya kaladıkları gibi çekıp yutacaklardı onu.. Suların karanlığında yanıp sönen fosforlu gözler, dişler, Sıpsivri burunlar ve birkaç kat aşağıda Jocelyn erıyip kaybolmuş olacaktı. •Vıski istıyorum» dıye Killian yüksek sesle ko nuştu. Güverte ınsan doluydu ama o onlara hitap etmıyordu. Gemi durmuştu ve bu an iduruş gon lünü bulandırmıştı. Berbat, aşağıya sigara salonuna indi ama bar kapanmıştı. • İyi ki kapalı dedi bırden istemiyordu içmek ya da kapıldığı dehşeti hafıfletici herhangi bır şey yapmak.» Madem kı Jocel>Ti'ın bu ışkenceyı çekmesi kaderdı. Killian da kendi payına düşeni çek mek istiyordu. Baştan sona kadar. Yalmayak sabahlığıyla bir masa başına çöktü. <Tanrım. ne ölüm.. Tanrım neden bu şekilde alıyorsun onun canını, kimsesizim diyordu, ölece ğîm diyordu....» Sigara salonuna başka gelenler oldu. Killian çıktı ve gene kamarasma döndü. Sıcaktı şimdi burası, esınti dinmiş. Durduk da ondan» diye dü şündü. Cankurtaranın motörünü duyar gibi oldu. Mânâsız bır jestten ibarettı bu uçsuz bucaksız, kapkaranhk denize sandal indirmek ve beyaz elbıseli bir kızı aramak....» •Inşallah sona ermiştir artık çilen. Jocelyn diye genç adam onunla konuştu. .fnşallah ölüp kur tulmuşsundur artık, yıldız gözlüm inşallah ölüp kurtulmuşsundur. Kıyamam hâlâ hâlâ yüzüp yüzüp durduğunu düşünmeğe. Derinlerin canavarla rı sivri burunlarını yukarı doğru doğrultmuşlar bile...» Kaç kere yüzme havuzunda yüzüşünü seyretmişti onun, sıyah mayosuyla. Nârin, uzun boylu, zarif. Başının biçimi, boynunun duruşu zarif, kol ve ayak bilekleri zarif. Sadece ondokuz yaşında. Killian kendi kendıne «Böyle şeyler sahiden oluyormuş demek hayatta'» diye söylendi. Hayat ve olüm, birer gerçekmiş demek. Yatağın ucuna ihşerek bir sigara daha yaktı. • Karanhkta sigara içmenin faydası olmaz derler ama bal gibi olu>or ışte. Sigararmn ucu kıpkırm» zı bir ışık noktası. Jocelyn geminin ışıklarının kendısini bırakıp uzaklaştığını görmüş olsa gerek. Benı mi çağırdı o anda acaba? «Jocko» diye mi bafırdı? Yalvarmıştı bana, •Konuşahm, beni bekle» dıye. Ama beklemedim günah bende mı acaba? Ben mi suçluyum?» Gemi gülünç bir şekıida sarsıhnca KilUan'm dişleri birbirıne çarptı. Kamsradakı her şey zangırdadı. Sonra esinti gene aktı lombozdan içeri. «Yola düzüldük gene. Bırakuk onu. Adıos yıldız gözlüm. Quede Con Dios. Tanrıyla kal. Kopek ba lıklarıyla kal. Büyük balıklarla küçuk balıklarla kal .» Sırtüstü uzandı yatağına. Hasta perişan bir sigara daha istiyordu canı ama kıbrit bulamadı, robdoşambrmm ceplerini aradı. Kalktı ve masanın üs tündeki şeyleri karıştırdı. Karanlıkta arandı dur du. Işığı yakamazdı kı' Eli varmıyordu ışık düğrr.esıne. Zile bastı ve sonra kapmın ardında durup bekledi. Hemencecik bir ayak sesi yaklaştı. Kapı tıkladı. Killian, 'Bana bir kutu kibrit bulabilir misinız » diye sordu. Gece kamorotunun sesi .Elbet, Beyefendi diye cevap verdı. Kır bıyıklı. efendiden bir ihtiyardı. «Nasıl va kıt geçirır bu adam bütün gece sabaha kadar? Her Tannnın gecesi?» Kapı gene tıkladı ve kamarotun «Buyrun bey efendi» diyen sesi duyuldu. Killian kapısını açıp elini uzattı ve kamarot onun avucunu kibrit kutularıyla doldurdu. «Bu gece kımsede uvku durak yok artık» dedi. Killian: «Tahmın ederim» diye cevap verdi. «Ne garip sey beyefendi.. Öyle gencecik. filiz gibi bir kız.. İr^an onun hayata sımsıkı bağlı ola cağını umar. Ama tutup kendini öldürmeye kalkışıyor.. • Kalkışıyor ha?» • Öyle diyorlar efendim. Çok garip şey doğrusu. Bendenız altmışaltı yaşmdayım efendim ama yaşamaktan hâlâ büyük zevk duyanm. Bir de o küçük hanımı ele al, zengin, güzel, herşeyi var dıyorsun ama kalkıp kendini öldurmeğe çalışıyor.» (Arkası \ar) İSKENDERUN MfiLMÜDÜRLÜĞÜDEN Küosu 10 kunıştan 236 ton (Fuel oil) mazotun tamamı 23600. lira muhammen bedeli üzerinden kapalı zarf usulüyle 21/3/1969 Cuma günü saat 11 de ihalesi yapılacaktır. Mesaî saatlerinde şartnamesiyle birlikte görülebilir. İsteklilerin 1770. liralık teminat makbuzu ile teklif mektubunu saat 10 a kadar İskenderun M almüdürlüğunde teşekkül edecei Komisyona verilmesı, postadaki gecikmelerin nazara alınnuyacağı ilân olunur. ÎSKEDERUN IVULMÜDÜRÜ IBaşan: 11417/2660), İ L Â N Burhaniye Belediye Başkanlığsndan: 68421.84 TL. keşif bedelli yeni umum! helâ inşaatı kapalı zarf usulü Ue eksiltmeye çıkarılmıştır. İhale 27 Mart 1969 Perşembe g;ünü "saat 14.00 de Encümen huzurunda yapılacaktır. Muvakkat teminatı 4675 TL olup kesln teminat ihale bedelinin % 15 şîdir. tştirak etmek tsteyenlerin şartnamede yazılı vesikalarla belli gün ve saatte teklif mektuplannı vermeleri, teklif mektuplannm postada vâki gecikmelerinin nazan itibare almmıyacağı ilan olunur. (Basın: 11703/26633)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle