Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE tKİ 8 Aralık 1969 CUMJTÜRÎYET satırlann yazıldıgi Törldye B normanlan ateşler fazla günlerde,Bazı yaz içindedir. günlerinde olduğu gibi sıcaktan veya bir dikkatsizlikten, yahut kazadan değil, orman suçlanna genel af çıkarılacagı için yanıyor Tür Hye. Sakarya'da 39, Düzce'de 10, Akyan'da 22, Geyve'de 30 yerde ve Kastamonu'da, Tirc'de, Cide'de, Ayancık'ta daha Mmbilir kaç yangında, Türkiye'nin ormanlarmı orman koylüsünün yaktığı ates değil, gözü dönmüş oycu politikanın alevleri yalayıp kavurmakta, hektar hektar göklere savnrtarak karartmakta. Dumanı tüten kara, kavruk, kömürleşmiş yüzbirüerce, milyonlarca kayın ve çam iskeletlerinin arasından «nurlu ufaklann» yollarını döşeyecek oylar fışkıracak... BAHTSIZ MEMIEKET Doç. Dr. Mukbil ÖZYÖRÜK nası1 bu derece kıyabileceklerine akıl erdiremedikleri için bu konuyu bilimsel incelemeya tâbi tutmuşlar; Oxford Iniversitesi'nde, «Türkiye"de 'abiatin tahribi» diye ders okutuyorlarmış. 1938 1946 arasında, baltalıkJard» • ı 63, koru ormanlarda •'• 68 zayiat olmuş. Gökyüzü jörülemez ormanlarda, 20 yıl içinde kesecek değnek bile kalmamış. Prof. Baade, ormanlanmız hakkında bir rapor vermiş, erozyomın Türkiye içi' «tüyler ürpertici» bir tehlike olduğunu Türk uzmanlann da katılmasıyla bir daha belirttikten sonra, «Şimd:lik yalnız 200 milimetre münbit toprağınız kaimıştır; 200 sene sonra o da akıp gidecek» diyor; üç yılda bir, bir vilâyetiniz kadar toprak kaybediyorsunnz, «Türkiye ağır hastadır» dlye ilâve ediyor. kiilii. Kuracu Meclis'e başvurarak, orman üzerindı oy vurgunculuğunun ve orman suçunda genel affın > asaklanması için yalvanyorlar. Fakat o tarihtc, ormanlar içinde 20.233 koy v»r; 910 milyon tasaa yasıyor. Bnnlar ner«den, nasıl feçinecek?.. Anayasamn 131. maddesi JL nayasa'nın 131. maddesinin son sSzlerl * ^ şunlardır: «Orman suçları ıçın genel af çıkarılamaz; ormanların tahrıbıne yol açacak hlçbır siyasJ propaganda yapılamaz..» Fakat ne çare; çok defalar belirtildiği gibl bn Anavasa'nın en büyük talihsizliği, ona tamamen ters düşen bir iktidarın ellerine tevdi edilmis bulunmasaydı; şiradi buna bir de muhalrfet eklendi. Niçin orman guçlanna genel af çıkanlamaz? Niçin Anayasa, orman sırtından oy pazarIığını bv kadar kesinlikle yasaklamak zorunlugunu duymuştur? Açıp 131. maddenin Knrucu Meclis'teki jorüşme zabıtlannı okumak lâzımdır. Bugün ormanları peşkeş çekmeğe birlikte kalkışanlarır işlemeL uzere oldukları korkunç günahı, bu görüşme zabıtlanndan daha kuvvetli isbatlayacak belge az bulunur. Kunıcu Meclis'te ormanı oya tercih edenler saatlerce anlatmışlardır. tngilizler, bir memleketin kendi öz evlâtlannın, vatanlann» Facia iki yönlü deye ju hükmü koymayı ihmal etmiyor: «Ormanlar içinde veya hemen yakınında oturan halkın kalkındırılması ve orrnanı konıma bata mmdan gerekirse bask* yer» yerlestirilmesi ka nunla düzenlenir.» Anayasanm kabulünden 8 buçuk yıl sonra ne beklenirdi? Orman köylülertain yaşantılan ve geçinıleri bn süre içinde artık bir düzene ko nulmus olsun; bnniar ya diger tanm ve endüstri alanlarma intikal etmis veya efmekte bnlunsunlar; ormanda. eskl yurtlannda kalıyorlarsa kendilerine el sanatlan öğretilsin, başka üretim imkânlunna kavuşturulsunlar; hem ormanlar, hem orman kbylüleri kurtulsun... Fakat nerede? Bugün, döniıp dolajıp aynı noktaya gflinmiştlr. Orman koylüsünü kurtarama>ınca. ormanı da kurtarsmaznn; o halde buyurun genel affa... ve daha affın sözii edilirken dort köjesinden Türkiye ormanlan atefe verilsin... imdi genel af için Anayasayı değiştinne teklifini verenler. Kumcu Meclis zabıtlanndaki gerekçelerl çürüteblllyorlar mı? Hiç acia Bnnu elbet knF rucu iki yönüdelle ortada.ki, 131 inci madMeclis görüyor K nrucu Meclis'teki uzmanlanmız, oraıansızlığın getirdiği sel felâketiyle yılda 5 milyar 540 milyon metre küp toprağin denizlere gittiğini belirtiyorlar. 1960'tan önceki yülarda orman suçu \asati 10 bin iken, af haberleri yayıldıkça 90 bin'e kadar fırUdığı olurmus. 1937 • 1960 arasında Türkiye 1500.000 hektar orman kaybetmiş. Bafra'daki bütün ormanlar, bir seçim propagandası sonucu bir yıl içinde yok edilmiş. Normali. bir memlekette °ö 30 orman imiş; • t 20Men aşağısı felâket sayılırmıs; bizde 1960'daki orantı ise °'o 13 .5. Gene uzmanlar, Kuzey Avrupa'da orman çabuk yetişir, Orta Avrupa'da yrniden orman yetiştirmek gene de mümkündür ama, Türkiye gibi Güney Avruna ikliminde orman yetişmez diye ikas ediyorlar. Türldye'deki sekiz ormancılık teşek yflpheaİE bnnn yapablimeleri hnkftnsndıt » • gene, hiç lereddütsıiz, ormanlarunız mutlak» o tarihtekinden de bes beter durumdadır. Ancak bu tâdile oy verecek iktidar ve mnhaiefet hiç değilse. her ikisi de, memleketin bbyle bir temel dâvâsmı, bu kadar hayatî bir meseleslni S buçok yıl içinde hal yoluna koyabilecek olanak ve yetenekten yoksun bulunduklannı, ne bogiin, ne yarın, ne hiçbir gün bu dâvâyı halledemiyeeeklerinl itiraf edecekler mi? AP iktidannı anlanz; onun siârı ve mezbebl, jr&nönü gün etmek \e milletin butiın varlığından, gücünden ve servetlerinden «kalkmma, teş,vikleri» adı alhnda peskeşler çekerek mllyonerler yaratmak, hiç değilse millî servet üıerinden kendi hesabına oy vurmaktır. Nurlu ufukların yolu tarla edilmis fski ormanlardan ve fimdi daha dumanı tüten kömür olmu? orman mezarlıklannın içinden geçecektir. Ya Ortanın Solundaki ana ımıhalefetimiz? Hanl «koknsmu; düzenl kokünden değiştirecek \e artık «altyapı. »orunlarına egilmis ana muhalefetimiz? O da nu şimdi, orman suclanna genel affın altına imzasını koyacak? Türkirede orman faciasının •altyapı »onınu» döne dolaşa. orman katliamının genel affı mt oldu? Gene mi dinleyecegiz yikılacak duygu duvarlarmı. ormanlan peşke; cekerek «halka inmenin» yollarını. orman ko>lülerinin .kuyudan* çıkarıbnalarını? "Amerikan imparatorlugu,, Le Monde yazan Claude Julien'in bir kitabı var elimde... Kapagında «Amerikan tmpara'orlugun *azıyor. Tahsin Saraç ile Aysel Gülercan'ın çeririsini «Hınt» Kitabevi yavınlamış. Geçen yıl Fransa'da büyük yankı uyandıran bu eseri Türk avdınlan okumalıdır. Neden okumalıyız bu kitabı? Claude Julien divor ki: t Hıçblr cofrafya haritası Amerikan împaratorluğunun sırurlannı çızıp belırtemez » Gerçekten de sijasi sınırları delip geçen bir kudretin imparatorluğudur Amerika . Bu kudretin Türkhe sınırlaruıı aştığını natnuslu bir kisi inkâr edemez. Amerika Türkije'nin içindedir.. içtiğimiz gazozdadır, vedi^imiz ekmektedir, harcadıgımız benzindedir. yaktıjpmız ampuldedir. kullandığımız denizaltıdadır. tohumlugumuz buğdavdadır, bindiğimiz otomobildedir, otomobilin lâstiğindedir. vazıldıçımız sigortadadır, lâmbadaki çazvağındadır. sokaktaki ışıklı reklâmdadır. Anadolu'daki Barıs Gönüllüsündedir. Bakanlıktaki uzmandadır. ünitersitedeki profesördedir. Millî Savunmadaki stratejidedir, aydınımızın beynindedir, yazarımızın kalemindedir. bankamızın kredisindedir. şirketlerimizin sermayesindedir, günluk yaşantılarımızm her kesimindedir. Bövlesine içiçe vaşadığımız bir varlığı tanımak hepimiz için bir görev değil midir?.. Işte bu göre\i gerçekleştirmek için Oaude Julien'in kitabını okumak çerek. Bu kitabı okurken de Ismet Paşa'nın ha\li ilginç bir sözünü kitabın baş sa>fasına yazınız: « Buyuk bır devletle dostluk çok zordur, vahşl bır hayvanla aynı yatakta '.•atrnaya benzer » Gerçekte konu Ismet Pasa'nın özetledifi kadar ne basittir, ne de mizahidir. \merika Birleşik Devletleri. baska devletlerle dostluk vapmaz; V\ilson"un arıkladıîı gibi [tmanevi lıder» dir o Kendisinde öteki ülkeler üstunde bır liderlik niteliği gören, ve liderliçini çoğunlukla kabul ettiren bir «üstün toplum» dur. Amerika De\letlersrası iliskilerde eşitliği bir vana itip, mağrur egempnlerin tarrını takınan V\ashington, bu da%ranışını destekli\ecek bir maddî güce de sahiptir. \v çezegenine el atması, dünya eRemenliğinden sonra uzav eseınenlieimleki iddiasını perçinlemiştir. iki >üz milvon nüfusuvla vervüzünde >aşı>anların vüzde K'sını me»aan. getiren bir topluluktur; ama tek basına. komünist olmıvan ülkeler dışındaki dünya üretiminin vüzde 43'ünü elde eder. Dünya buğda* üretiminin vüzde 14'ünü, mısır nretiminin vüzde 45'ini dünva pazarlarına sürülen etin vüzde 20'sini sağlar. Amerikalılar şreçenlerdp tarım üretimini azaltmıva. tahıl "itoklarını tüketmeye karar \erdiler: ovsa isteseler. tek başlarına hemen hemen bütün dünyayı beslivebilirlerdi. Maot Lerner'in deyişine bakılırsa: « Amerika tarıhı, baştan sona, sürekli bir yayıhp genişleme egilıminı ortaya koyar Toprak susuzluğu, yenılık susuzlugu, kuvvet susuzluğu. buyiıkluk susuzluğu.. butun bu gereksemeler kendılığınden doyurulmustur » Amerikan Imparatorluğu kitabını Türk aydınlan okırmalldır. Çünkü kendi tarihimiz ve buçünümüz için yanlı> biljrilerle donandığımız kadar, Amerikan tarihi ve bugünü için vanlı? bilgilerle dolu\u7. Milli Kurtuluş Savasının başlangıcında Amerikan güd&münü bu yuzdcn istivenlerimiz vardı . «Özgiirlüksever Amerika» nın medeniyet şemsivesi altında yaşamak, okumuşlarımızın bulduğu «çareı halâs» idi. Bir Mustafa Kemal, sezgisi ve mantığı ile bn çarenln yanlışlıgını gordü. Aradan geçen zaman. atatürk'ün haklı olduğnnn göstermistir. Ama bugün dahi Türkiye'de Amerika için tartışmalar süregelmektedir Ve içimizdedir Amerika .. Işte bu Amerika'yı Claude Jnlien'in kitabında her cephesiyle tanımak \t bu tartışmaya artık kesinlikle noktayı koymak fırsa tını bulacaksuuz. Mazlum bir ülkenin kandırılmıs insanlarının gözlerini açmaya varıyacak 500 kü>mr savfahk bir kitap var ortada Amerikan odusu, 89.500 dolâr gibi çok sayılmıyacak blr para ödeyerek 1965 vılında «gelecekte dünya hpgemonyasmı elde tutma» oltnağını sağlıyacak bir incelemeye başlattı Pentagon. 1967 vılında 2100 milvon dolârı bulan kontratlarla bu çalısmayı devam ettirdi. Pax Amencana'nın koşullan yürütülpcekti. Ne var ki, bu önüne geçilmez gibi görünen kudret, vetersizliklerini dr içinde saklıvordu. S'itekim 5.0(0 kışilik ordusnyla küçük Libya, milli devrime yöneldiği vaki' müdahale cesaretini hulamadı VVashington Vietnam, Amerikan tmparatorluğunda geriye doğnı tırmanışın gerekçesini yaratmıştı. Amerikatun Tükiye'deld varlığı, etkisi. niıfazn ve gelecefe defgin politikası; Arnerika'nın. tarihi, buffönü. ve gelecefe dofru tasanları açısnıda değerlenir. Bu değerlendirmevi yapmak için gerekli temei bilgileri Claude Jnlien'in kitabında bulacaksinız. Sonuç Hiç blr temel soruna. hiç bir altyapı meselesine zaten el atroa niyrtinde \e gücünde, yeteneğtnde olamıyan, ama Atatürkçülükten ve 27 Mayıstan ne kalmışsa ağaç kurdu gibl kemire kemtre yaşavan, oy pazarında memleketin geleceği üzerinden her flatı öderaeye âmâde bulunan sralersiniz... Affedilemezliğin yolunun, geiecek kuşaklar adına giristiğiniz bu >etkisiz aflardan geçmekte olduğunn belki birgün anlarsınıı. ugün Türkiye ormanlannı dort köjesfaıB köylnleri değildiralev alev yakanlar artık den kundaklayıp orman efendiler: sizlersiniz.... Dostumuz Voroşilof Cumhurı>elin onuncu yıl donumunde Tiirkiye ile So\yet Rusya. dostluk balajları yaşarken Ataturk'u zijarete gelen Sovyet kumandanlarından Budiyeninin pala bıyıklı çehresi yanında Voroşilof çok daha sempatık gorunmuştu, gozumüze: Atatürk'ün, geçit resmine ha?ırlanan birliklerle teşekkulleri teftişinden sonra, •Türkiye'yi çağdaş uygarlık sc\i>esinin uzerine çıkaracağız!.» dediği ve Ne mutlu Türkunı diyeııe!» dije bitirdiği tarihî nutku soylerken Voroşilof şeref tribünundc Atatürk'ün yanıbaşında duruyordu. Sovyet Ihtilâlinin sivrilttiği bu asker kendi memleketinde itibar sahibi oldu bir gun onu dcvlet başkanı yaptılar, sonra da gbzden düştü ve insan unutkanlığuıın koynunda >an rarıya oldu, birkaç gun evvclki gazeteler onun artık dunya ile ilişiğini tanıamen kestiğini haber verdıler. Voroşilof eskl hizmetlerinin hâtıraları ortasında vaktinden evvel uııutulmağa rıza gostermek Istenıiyordu. Içki onu maddeten olduğu kadar manen de hırpalamış, ihtivarlık çağlarmda kendisini önem veriimeyen blr insan haline getinnişti. Ürguplu'nün Sovyet Rusya'ya yaptığı zi^arette Başbakanımız şerefine Kremlinde verilen buyiık kabul resmine Voroşilof'u da çagırmışlardı. Eski devlet reisi Turk heyeli ile gelenleti teker teker tanımak istiyor, ve tanıdıkça da onlara unutulmamak arzusu \e olmezlik durtüsü ile ayni sornları soruyordu: İzmir'de benim ismimi taktıkları bir cadde vardı. oradan benim ismimi çıkarmışlar mı? Hâlâ duruyormu?», «Haber aldığıma gore Türk dostlarım benim ismimi unubnoslar artîk, caddeden bile kaldırmışlarS, «Ataturk bana dentişıi ti^,» «*.' ..« Onu orada gorduğunı zaman tuhaf bir cağrışun ile bir tarihte Atinada Buyuk Britanya Otelinde yine bizim Devlet Baskanımıza verilen bir kabul resminde tesaduf ettiğim ve 30 Ağustos taarruzundan sonra c'ir düşen Yunanlı generaller gozumün onune geldi, onlar da kotuden iyiye donen bir tarihin sahifelerinde yaşamış olmanın mazhariyeti ile sevinerek ihtiyar hallerinde itibar gormek için âdeta debeleniyorlardı. Voroşilof da ojle!.. Üzerine serpilen unutkanlık tozlannı silkelemek istcrcesine sağa sola sokuluyor, kendinl takdim ediyor, mazi ile o çun arasındaki geçen zamanı asarak hafızalarda >eniden canlanmak istiyordu. Onuncu Mlın misafirini tanıvan bizler. ona onem veriyorduk ama.. Onun oradaki varlığı So^>et ricalinin gozune pek çarpmıyordu. O da bundan uzüntü duyarmıscasına her onünden geçen garsonun tepsisindcn bir votka alıp kadehi birden dikiyordu. Nlhayet öyle oldu ki. garsonlara yaklastığı zaman, onlar tepsiyi herkesin gbzu önünde ondan kacırmağa başladılar.. Bu manzarayı gorenlere de «Çok içiyor, sıhhatine dokunuyorS dijenler oldu.. Hıida izmihlâlin asarını bütun yonleri ile ona gosterdi. O da Drtidara gelip gecmiş, gelip gececek nice insanlardan biri olarak bire misâl oldu. Niha>et oldu, rulıuna sıkıntı veren boğucu bir kompleksten kurtuldu. Ciliatl Ra den geçışıni ve Türk meydanlarında yakıt ıkmalı yaptığını ilk defa olarak 9 Kasım tarıhli Frsnkffrrter Aflgemeıne Zeıİ;Ol63fc*gun «TürkSovyet ilişkileri E^efle görülüyor' >»r»Ha* dah* da diixeKyor« başlıklı yofio^u'dakı bu mahalIEa»»rpHa rumundan öğrendik. Bund*an lıne son verme gayretleri, bunsonra Alman ve Isvıçrell gazedan evvelki müzakereler gibi telerin tnuhabırleri, tzmır ve akamete mahkum olacağa benNapolı'dekı NATO karargâhzemektedır. Zira her iki taraf lannda gdrevlı Türk Hava Gesilâhlanma yarışına bütün hıznerallerıne bu habenn mahıvelarıle devam etmekte ve mesetıni sormuslar ve bu Generaller lenın sulh yolu ile değıl, kan den geçişı doğrulavan cevaplar ve ates ile son bulacağına inan alarak Türkıve'yi NATO'ya ıham:ş bulunmaktadırlar. netle suçlayan makaleler yaynlarr.ışlardır. FranMurter Rundscnau gazete^inde Ulrich Mackensen «GuneyDoğu'dakı açık kapı> adlı makalesinde şöyle di rtaDoğu'da durum her gün biraz daha gerginleşmektedir. Birbirleri ile doğrudan doğruya müzakereye yanaşmıyan Arap devletleri ve İsrail, karşılıklı komando hareketleri; hava akınlan ve nizamî kuvvetlerle yaptıklan sızmalar ve taktik baskınlarla harb halini sürdürmeğe ve kendi halklarını uyanık ve canlı bulundurmağa çalışmaktadırlar . Bu hareketlerin bir gün OrtaDoğu'da yine mahallî bir harbe müncer olması, her an beklenebilir. Bu mahallî harbin genel bir harbe dönmemesi için New York'ta dört büyükler, yeniden müzakerelere başlamışlar O Göklerimiz ve uçak geçişleri YAZAN Refik Tiffgcı EMEKLJ ORGENERAL mış» bır gayret olarak gostermektedır. Haklı ve haksız laraflan B Rabat Konferansı R abat konferansı, Arap ve Islâm âleminı bu dâva karsısında bırleştirmekle değıl bölmekle sonuçlanmıştır. ArapIslâm monarşistlerintn oyununa kapılan Türkıye, elli milyonluk bir tslâm kütlesınin bulunduğu Hindistanı sadece darıltmakla kalmamış, ilerici Arap Cutnhuriyetlerinın yani Mısır, Suriye ve trak'ın hiç eksilmeyen hakkımızdakı şüphe ve kinini de arttırmıştır. Dışişleri Genel Sekreterinin Lıbya ve Mısır'a yaptığı son teşebbuslerın bu kırgınlığı ne dereceye kadar azaltacağını şımdılik tahmin etmek guçtur. Turkiye semalarmcfan geçen, Turk hava meydanlannda yakıt ikmallerini yapan Ruı yapısı uçaklara verilen geçiş müsaadesi, bu kırgmlığa bir hal çaresi bulmak için alınmıs tehlikeli bir karar ve icradır. Bu tavizin ne dereceye kadar ı!erı gideceği kestinlemez. Bu kotu başlangıcın, Türk demır ve kara yollannın OrtaDoğu harp alanlannı besleyen bir ikmal yolu olması ile neticelenmesine memleketimizin yüksek menfaatleri bakımından meydan verılmemek lâzımgelir. «Türkiye'nin knzeydeki kuvvetli sınır korasnsn Rus>a ile, dıs politika alanında bir anlasmava varması normaldir. Atatürk'fin ülkfjl, bn fekilde ikili müzakereler \olu ile, Rusya ile daha iyi münasebetler kurmaya çahsan diğer batılı ülkeler gibi hareket etmeğe çalısmaktadır.» Erken haber verme sistemi D Y azar bu insaflı başlangıcın sonunda bır takım teorık fıkırler ortaya surerek, Norveç'ten Turkiye doğu sınırlarına kadar kurulan ve ınşası ıçın muazzam masraflar yapılan NADGE cErken haber verme sıstemı«nin, Izmir'dekı 6'ncı Taktik Hava Kuvvetlen karargîhının ve bu karargâha bağlı muttefık hava kuvvetlerının gereksiz ve hattâ hattâ mânasız bir duruma düştuğünu ıddia etmektedır. Güney Doğu'daki açık kapı B (Cumhurıyet: 14694) ••••«• • • • •• » •••«•• • • •• • « •••••• •••••a •«••••••««•• atılı muttefiklerimizin üzennde şıddetli bir tepki uyan dıran bu hava geçişlerı, Turk kamu oyunrîan ne kadar gızlenmek ıstense de, dzellikle Alman ve tsviçre basınımn bır aydanberi devam eden aleyhımızdekı yayınlanna mani olmak mümkün değildır. Rus yapısı uçaklann Turkive uzerın Yazar, yme böyle bir geçiş esnasında cRus uçaklarının düs manhk hareketlerıne girişebileceğini bu suretle Erken Haber Verme Sıstemini yanıltacağ'nı» iddia etmekte, ve «Türklerin tek taraflı olarak giristikleri bu hareketin, NATO"nnn GOneyDo*n kanadını olafan fistü bir tehdide açık bıraktıfını yani, sadece Türkiye'yi değil», Yunanıstan ve îtalya'yı da ağır şekılde anî hava taarruzlarına açık bıraktığını ileri sürmektedır. Almanya'nm Sesi Radyosu ise yaptığı iç basın yorumunda, Turk Dıiişlerı Bakanlığının tekzıbını «Her zaman oldnğn gibi durumu kurtarmak için yapıl izlm düşüncelerimlze bu hucumlann haklı ve haksız taraflan vardır: Türkiye'nin komşusu Rusya ile dostluk bağlarını kuvvetlendırmesı NATO konseyinın kabul etlığı bır prensıpten kaynağını almaktadır. Belçıka Dışı^len Bakanı Harmel'in 1967 Aralık ayında NATO Bakanlar Kor.seyınce kabul edilen raporunda: «Her müttefikin, Sovyetler Birli|i ve Doğu Avrnpa memleketlerile münasebetlerinin düzelmesinde ellerinden jelrn gayreti göstermeleri «anıreti» belırtılmektedir. Yine Harmel raporu bu hususta ikili ılışkıler U"=u!ünü tavsıve etmektedır. Goruluyor kı TürkRu» yaklasmasmın muttefıklerce ve bilhassa Almanlarca yanlış tefsır edilmesi bahis konusu olmamak lâzımgelir ığer taraftan Erken Haber Verme Sistemınin yamltılması ve Türkıye üzerinden Yunanıstan ve Italya'nın anî bir hava baskınına maruz bırakılacağı hususu da, Erken Haber Verme teknolojisınde bugun elde edilen bajanlar muvacehesınde yersiz bır iddiadır. Zira 1950 yılına kadar RADAR' lann arastırma menzili 250 mil ve yuksekligı 50 000 fit ıdi. 1960 ortalarında mesafe 3000 mile ulaştı Bu suretle yalnız uçakları dejıl satıhtan atüan kıt'alararası fuzeleri de detekte edecek bir kabılıyet elde edildı. Bugun 3 000 mil mesafeden 600 mil yiiksek'.ikteki füzeleri keşfe"den RADAR'lar in?a edilmıstır Bu RADARlar sayesınde 15, 20 dakika zarfında karsı tedbir almak her zaman mümkün olmaktadır. Şu halde Alman basınımn, Yunanistan ve ttalva'ya Türkiye üzerinden bir haskm yapılabileceği iddialan da teknik bakımdan mesnetsiz bulunmaktadır. matına aıt anüaşma lle, Hava L'zayında devletlenn egemenhğı prensibı tam ve kâmıl olarak tesıs ve kabul olunmuştur. 1944 Şıkago Sivil Havacılık antlaşmasıle, her devletln kendi arazisınm uzerındeki hava uzayında hukumranlık hakkına malık olduğu tekrar teyıt olunmustur. Şu halde Türkiye Cumhurıyetı Hükumetl tıpkı kara sularında olduğu gıbı jneşredllen bır talımat gerejınce tstedı£ı devlete havadan transit geçışı musaadesı vermek hakkına malık bulunmaktadır. Yalnız bu hakları kullanırken, memleketimizin yüksek menfaatlennı göz önüne almak, gelecekte doğuracağı tehllkelerle, elcfe edılecek kazançlan kı»•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••>•••••••••••••••••••••• ya^lamak lâzımgelir. Bu bakımdan, bızım üzerinde ı=rarla durmak ıstedığimız huProf. SADUN AREN ! sus; tek taraflı olarak tanınan bu geçiş müsaadesinın memleketımızı OrtaDoğu buhranına bır mudahıl olarak sürüklemesı kevfiyetidir Batıh muttefik (Türkiye Ekonomisinden ve dostlanmızın ıfade etmek ısÖrneklerle) tediklerl de muhtemelen OrtaDoğu buhranının bir genısleİLÂVELİ 2. BASK1. 10 LİRA. meye yönelmesı korkusudur. EKONOMİEL KİTABI İ: B SONUÇ (Cumhıırıyet 14691) atılıların da yurdumuzdan tsraıle uçak geçirmek ıstemeleri. bır buhran anında Incırlık Amerikan Üssünü bir ikmal ve harekât üssü olarak kullanmaları, Akdeniz'de gıttıkçe kuvvetinı arttıran Ruı donanması ıçın Turk kıyılarında bazı ıkmal, dmlenme ve istırahat kolaylıklan istenmesi, nihavet bir krız esnasında semalarımu üzerinde bır çatışma bizım titizlikle üzerinde durmamız lâzımgelen OrtaDoğu buhranındakı tarafsızlık prensıhımı/ı riü<;ıirebilir Burhaniye Belediye Başkanlığından: Belefîiypmiz itfaiyesi icin satın almacak bir arazoz 20ü 000 TL muhammen bedei üzerinden kapalı zarf usulü ile thalej'e çıkanlmıştır thalesi 8/1 '1970 Persembe günu saat 14 00 de Encumen huzurunda vapüacaktır. Muvakkat temmatı 11250 TL dır îhaleye ı§tirak edecekierın idarî ve teknik şartnamesını Beledıyede görebılecekleri gıbı ıstıyenlerin adreslerıne gönderilır Yeterlık belgesıyle diger belgeleri havı teklıf mektuplannın ıhale saatınden bir saat önceye kadar Encümene verümesı ılân olunur (Basm : 26S7H 14687 VEFAT Çok sevgili aile büvüğümüz Millt hâkimiyet evletler Umumi Hukukunun ana prensibı, Hava Uzayı (Air Space) üzerinde milli hâkimiyettir. 1902 de Wright kardeşlerin 90 kilo ağırlığında ve 12 beygir kuvvetind'eki uçağı ile yaptığı ilk uçustan beri, hukuk âlimlerini yoran bu me«ele esasen 1919 Paris anlaşmasmdan beri kesin olarak halledılmiştir O zamana kadar hukuk bilginleri: (T) Havalann, açık deniıler gibi »erbest olmaıı, yani millî hâkimlyetin difinda tntnlman. (2) Hava Uzayının ürerinde bulundugu devletin arazıınin bir parçası ve onun d amı gibi mütalea edılr j si. 1) Hava nıayında milli r^klarla havanın »erbestisim nzlaştırıcı blr yol bnlnnması. flzerınde üçe «ynlmı» bulunu Bay D Mihael Çikvaşvili vefat etmiştir. Cenaze merasimi 8. 12. 1969 (bugünkü) pazartesi günü saat 14'te BÜYÜK HENDEK NEVE ŞALOM SİNAGOGUNDA İCRA OLUNACAKTIR EŞİ: Viktorya ÇükvaşviU EVLATLARI: Davit, Yakup, Simon, Sannnn Tozef ve Sara Çikvayvili, DAMATLAR1: Eliar Djanoğly, Dr. t\]ix Oençer K.ARDEŞI: Sabetay Çikvaşvili ve Çikvaş\ilı, Ujanofly, Gençer, Levi, Benardete, Şerler, Altaras, Beso, Ninyo, Sarfati, Ha>im, Berger AİLELERt Nimbtis . '*"*"***•••••«••«•••••«••«••••••••«••••••••••>•• ' •••••••••• •• • ••••• ••I •••••••••» •» « ••••» •• • •• • İİf«M» •»••••a ••••••« f* « t« 1919 iene«1n<1e kııhul H«¥« S«yrü Sti«rl UU (İlancılık: 4491/14703)