Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT na başında benl bekiediğlnl haber verdi. Birlikte telgtafhaneyc gittik. Merhumun vefatı sırasında yanında akrabasından kinıse yoktu. Tevfik bey, bizden bir baber bekllyor ve oraya defnolunnp olunmamasını coruyordu. (Bir evjâdı da senstn. Ne yapılmak lâzımsa yap) diye cevap veterek eve döndüm. Kara haber çabuk duyulur, der ier. Bilmem nasıl haber almiîlar, ben eve vardığım. vakit refikam ile kayınvalıde, ayılıp bayılıp duruyorlardı. Refikama dedım ki: (Eğer beni de kaybetmek istemezsen, bıraz metanet göster. Emin ol ki, ben, senden ziyade müteellimim.) Bu sozıim tesir etti. Zavalh Ferideciğim. babasına pek düşkündü. Beni de •ever ve merhuma ne kadar meftun olduğumu bilirdi. Ben, merhumun meftunlanndan değil âbitlerindendhn. (Henüx onbir oniki yaşlannda buIıuıduğum sırada bir gün Kemâl bey hasta mıdır demlsler, ne olmns, namaz kılarken: «Yarabbi benim ömrümü Kemâl beye ver» dl>e dua etmişim. Pederim nerhum işiterck soyler dururdu.) Ekrem de CNamık Kemâlin oğ lu Ali Ekrem"ı geldi. O da benim gibi müteessırdi. Hanımefendi, (Namık Kemâl'in karısı Nesime hanım'* ile merhum arasında, karşılıklı bir muhabbet bulunmadığından, onun teessürü biıimküerle, kıyas kabul etmezdi. Üçümüz doya doya ağlaştık. Kayınvalıde, bizi teselliye çalışıyordu. Konuşmak için, ağlamayı bıraktık. Müzakere neticesinde Ekrem'in Sakız'a gitmesıne karar verdik, ertesi gün kü vapurla Ekrem gıtti. Daha ertesi günü beni Saray'dan çağırdılar. Baş Mabeynci Hacı Ali beyin. yanına gıttim. Ebüzziya Tevfik bey, merhumun Bolayırda Gazi Süleyman Paşa turbesi avlusuna defni için, vasiyeti olduğunu, arzetmiş. Mucibince iradei seniye sadır olmus ve Sakız'a telgrafla emir verilmis. Liva Maiyet vapum merhumun nâşını Bolayır'a getlrmeye memur edilmiş. Hacı Ali bey, bunlan tebllğ etti. Benim de Bolayır'a gitmemi söyledi. ıBilmiyorum. benim gftmekliğim de irade iktizasından mı idi? Yoksa, Hacı Ali bey, kendiliğinden ml söyledi? Fakat irade iktizasından olsaydı. yol masrafı nâmı ile birsey verilmek Iktiza ederdi. Halbuki öyle blr sey görmedim.) Ertesi günkü vapurla Geliboluya gittim. (Bir hafta ev\'el büyük beyi görmustüm. Namık Kemâl'in babası Mustafa Asım bey fala rüyaya pek inanırmıs Senin için, su günlerde yakın ve karanlık birşeyler gorünüyor, Atlah hayırlar versin, demişti.) Geliboluya gelislmde, kim olduğumu polise de söylemedim. Yatacak bir yer sordum. Bir raey hanenin üstünde büyücek ve döşeli bir oda gösterdiler. Oraya cantamı göndeterek, ben de gidip hemen soyundum. Bir kahve içip yatacaktım. Jandarma Kumandanının beni gbrmek istediğini haber verdiler. Kumandan geldı: (Mutasarnf beyefendi, arzı ihtiram ediyor, burada kalmanıza razı değıldir. Hemen kendi hanelerine buyurmanız ricasındadır) dedi. î t i zar ettim. Israrına karşı, özrümü tekrar ederek, vapurda rahatsız oldum, kalkacak halim yoktur; yarm gehr hâki payelerine JTİZ sürerim, dedim. Kumandan gitti, yanm saat geçmeden meyhanenin önünde bir araba durdu. Mutasarrıf Nuri bey, bizzat gelerek, hemen çantamın kaldırılmasını garsona emretti ve bana, burada kalmamz, katiyen caiz değildir, buyurun dedi. (Nuri bey 93 Mebusan Meclisinin Istinoğraf Heyet'ınde, Müdür gibi bir vazifedeydi. Ben de o Heyet arasında bulunduğum için, tanısırdım. Daha sonra Bağdat'a Araz.i Mufetüşi oldu, orada da göniştük. Ayan Meclisinde de beraber bulunduk.) O gece Mutasamfın evinde kal dnn. Aynı gece kayınbiraderim Ekrem bey de Çanakkale Kumandam Asaf Pasa'nın botu ile, Geliboloya gelerek. Mutasarrıf beyin evinde birleştik. Verilen emir üzerine, Namık Kemâl merhumun cenazesi Sa 29 Aralık 1969 CUMHURtYET Bilmiyorum, oranın adeti mldır? Bir kurban getirip, mezann üstünde kestiler ve kanını mezara akıttılar. Mukaddes tabnt, mezara indirtldikten sonra, artık orada İŞİmiz kalmadığmdan, hemen Geliboluya bazır bulunan vapura binerek İstanbula dondük.» SON TAHA TOROS emâl'in bir kın, bir ogTa vardır. Feride lle Ekrem. Feride, nârin, v« hasau bir kız . Babası, kendi hayranlanndan olan hür fıkirli gençlerden Menemenlizade Rıfat beyi dlmat olarak seçmistir. Rıfat bey, Adana'ntn (Karai«ah> kazasmda 1856 yılında doğmuş, Toroslann jöhretli blr aşiretı olan (Menemencioglu) «î'ıreünin son reısi, Hacı Ahmet beyin oğludur. Bu Hacı Ahmet bey, H. Sultan Mahmut devrinde Meh îmet Ali Paşa'nın Çukurovayı ij, gâli gırasında, diğer kardeşleri ile anlaşarak, onlan Osmanh Ordusu emrine verip, kendisl Mısırlıların emrinde çahjrms ve bu suretle durumu idare etmi$tır. Az tahsilli, fakat çok bilmiş «çarıklı bir erkânı harp» dir. Eedadı derebeyi olan ve ç«vredeki tutumları ile iyi bir nam bırakan Menemencioğullan, Sultan Abdülaziı zamanında . fırkaı islâhiyenin karariyl» . 08641865 > yıüarında, Çukurovadaki tehlikeli görülen, Koranogulları, Küçükali Oğullan v.s. derebeyleri, ile birlikte, yurt jsrmdan »hnarak Istanbul'a getırilmiştir. Bu tarihte Rıfat bey, 8 yaşlarında bulunuyordu. Padisahm emriyle, tahsisat verilerek, Istanbul'a yerleştmlen Damadı, Namık Kemai'in Jnü anlatıyor K Menemenci asireti. reisi Hacı Ahmet Bey, burada herşeyden elini eteğini çekmiş, çocuklarının yetişmesine gsyret göstermistir. En küçüğu olan sonradan ayağı «akatlanan Rıfata pek düşkündü. Ona hususi hocalar tutmus, hattâ günün modasına uyarak, Paris'ten gelmiş olan yenl fikirli meşhur Hoca Tahsin efendiden ders aldırmıştır. Rıfat bey, daha sonra, Babıâliye intisap ederek, Divam Muhasebatta, Maliyede vazifeler almıştır. Namık Kemâl'in o sırada adını ve siirlerini hayranlıkla işiten Rı fat bey, onu yakından tanımak maksadiyle, Gedıkpasa Tiyatrosunda oynaulmakta bulunan (Vatan yahut Silistire') piyesini seyretmeye gitmiş ve o gece büyük şairin tevkif edilmesini gözleri ile görmüştür. • RIFAT bey, arkadaşı Sair Amasyalı Hikmet vasıtasiyle Namık Kemil'i, tevkifhanede tanımıstır. Onun çok sevdiği, güvendığı bir genç olmm ve bazı gizlı yazışmalarda aracılık yapmıjır. Nitekim Rıfat beyin bu hareketi, kısa bir müddet tevkifine sebep olmustur. Namık Kemil'in Midilli'de bulundugu sırada iki defa onu ziyarete giden Rıfat bey, aylarca büyük Şairin misafiri olmuj ve bu «ıralarda (Feride) il» evlenmeleri k»rarlaîtınlmı?tır (1). }i TÖirekten bağlılığıa aşikâr ifadeleri vardır. Şimdi onun ağzmdan, Namık Kemâl'in vefatım ve cenaze merasimini dinleyelim: «... Balıkesır Deft?rdarlığından avdetimi müteakip, Sakız'da mutasarrıf olan kayınpederim Namık Kemâl beyin müessif ittihali vuku buldu. Beni Mabeyne çağırarak vefatım haber verdikleri gibl, pederleri Mnstafa A9 MFAT bey, uzun müddet Bağdat, Adana, Sam, Van, An sım beye de bir cavuş vasıtasi>le keyfiyet bildirildi. kara, Balıkesır Defterdarhklarında bulunmuj, Mesrutiyeün Haberi Saraydan alan Manyailk yıllarında Maliye Nâzırhğına sizade Refik bey ıMeşrutiyetin getirilmi?tir. Daha sonra Ayan ilk yıllarında Adliye N'azırı) YeAzahğı ve Reisliği yapan Rıfat ni Osnıanlılar Cemiyetinden ve bey, 1932 yılının Ağustos »yrnİbret gazctesinin neşrinde arda ölmüftür. (2). kada;lan olan Mabeyn K&tiplerinden Reji Komiseri Nuri ve allye Nazırt olarak Sultan Kudüs >Iutasarrıflığından aynAbdülhamit'e takdiroi sılarak İstanbul'a gelen Reçat bey rasında, Padisah kendisine: leri bulup birlikte. büyük ka Kayınpederin Kemâl bey yınpederim Mustafa Asım bey« merhnm, ahbabım idi. Bize bü(dtmisler ve bu can yakan eleyii' hbtmet etmlstir. Senden de mine iştirâk etmişlerdir. »ynı hlnnetl beklerim, demistir. Rıfat bey, Namık Kemâl'e taManyasizade Refik bey, eve parcasına sevgisı olan değerli bir dönerken, Adliye MüfettişUği ile kişidir. Elimizde Namık Kemâl'e Sakız'da bulunan Tevfik beyin, yanlmıı hayli mektuplan bulunBeyoğlu Telgrafhanesi vasıtasiymakudır. Hepsinde de ona kar le muhabere etmek üzere maki Namık Kemsl'in damadı Rifat Bey. Bn fotofrmf. Rltat Beyin evlendi|i yıl çekilmiştir. kız'daki kabrinden çıkartıhp tah nıt mümkün olmadığından, tabutu kurşunla sarılarak dığer bir sandığa konulmuş ve Maiyet vapuruna yerleştirılmiş. Ekrem bey de yolcu vapuru ile Çanakkaleye gelip oradan Geliboluya gıdecek bir vapur aramışaa da bulamamış. Asaf Paşa haber aldığından, kendi botu ile Geliboluya gönder miş. O gece orada kalarak ertesi günü. Mutasarrıf beyin arabası ile Bola>ıra gidildi. İki gece, orada. Şehzade Gazi Süleyman Paşa'mn türbesi bitişiğindeki. odada kaldık. Üçüncü günü, Maivapunı körfezde görüadü. Vapurun sancagi, yanya tndirilmişti. Ben, ayağımdaki arıza gebebiyle. sahile kadar inemedim. Bit bölük kadar askerle, Bolajırın çocukları, Ekrem İle beraber indiler. Mübarek tabut gelinceye kadar ben inişin başında bekledim. Oradan, tabuta refakat ederek, türbeye kadar geldim. Kapıda bulunan bir müfrrre asker tabutu selâmladı. Son selâm işltilince, gözyaşlan sel gibi akmaya başladı. Ben ise kendimi bUmevecek bır hale geldim. Takındaki blt odaya göturdüler. (1) Vaktiyle, merhunı Rıfat Menemencioğlundan işittiğim şu ukr«yı Edebiyat meraklılanna biı armağan olarak anlatmak isterim: Namık Kemâl kızı ıFeride) ile evlenme kararı veren Rıfat'a sorar: Rıfat, hangi senede bulunuyornr? 1299 dayız velinimet. (Feride) nin Ebcetle han fi rakamı ifade ettiğini hiç düşundUn mü? Bunun üzerine, her ikisi tebe«süm eder ve bu tesadüfü bir hayra yorarak sevinirler. Çünkü, yakın tarihimize kadar kullandığımız (E'ietl hesabına gore (Feride) niı adı, evlendiklerl tarihi göstermektedir. (2) Memleketimizde yaymlanan yekdiğerinden kopye ettikleri besbelli olan anşiklopedilerin hepsinde de Rıfat beyin vefatınuj 1935 olarak gösterilmesi, hâtâbdır. Rıfat bey 1932 yılında blmüf tur. Bu yıl kaybettiğimiz eski Anadolu Ajaıısı t'mum Müdüru Muvaffak Menemencioğlu (18841%9) iie, eski Hariciye Vekilleriııden Büyükelçi Numan Menemen» cioğlu (18921958) Rıfat beyin oğuUarıdır. N **• MelihCevdeiAnday 54 Sonra acele acele ekledi: Bir çeyi dedim, evet, birini demedim. Macit yaşayan bir varlık değil ki artık, bir «imge o... Insan ölünce simge olur. Kutlu: Macit zavalh değildi, dedi «Jır «ğır. Nlgâr o an diz çöktü onun önün« ve rnerakl»: Evet? dedi. Kutlu, onu duymamif gibi lürdürdtt konujnvasmı. Bütün zavallılann yükünü taşıdı tek baSina. Çünkü gerçek zavallılar, tavalhlıklarını saklayanlar, bunu açığa vunnaktan çekinenler, kaçınanlardı; çıktnazlarmı, kuşkularını, küsümlerini kimseye belli etmemeye çahsanlardı; kendilerini kendi gözlerinde bile baska türlü görmeye çabalayanlardı; zavallılıklarındaa korkanlardı. herkesin zavsllı olduğunu bir türlü anlamayanlardı. Iste bütün bunların sormalan gereken soruları, açıklamaları gereken kaygulan Macit yüklendi, kendinden ve çevresinden hiç korkmadan pekyürekle dile getirdi çaresizlikleri. Sustu Kutlu, staıki Nigar'a degil, kendi ken^ne soylemişti bu sözleri, konuşurken de gözlerini duvarda bir noktay* dikmisü. Konufan bir robot gibi, bir düğmeye basılınca ağzını açmıî, bu sözleri dokmüs ve «üresi bitince «uamuftu. ^^ wT g Şımdi h»r feyi dah» İyi anlıyottim, KuÜu: Öyîeyse ne yapmayı düfflnnyorsonT diye du. Bu sorunun altında «geneleve giremediğine gire> sözü gizliydi. Nigir bunu anlaraakta gecikm»di. O düşünceye bağlanmıştım, çok umutluydura, kapamışlar oysa o evleri... Ben de böyle ortada kalıverdim işte. Şimdi.. simdi.^ Sustu bir sure ve birden sert: Kaçmayacağım, dedî. Sanki bir başkasma »öyliiyordu bu söıü. «Ner« ye kaçacaktın?» diye sormadı Kutlu, bekledi bir az, Nıgâr'ın bu konuda daha fazla konuşmak istemedığini anlayınca öğrenmekten vaz geçti. W işte o zaman, beklenmedık, şaşırtıcı bir söf söyledi Nigâr. Gızli emir gelmıs, dedi. VI Başyazar Kutsi, odasındaki toplantı dağılınca, dışarıda bekleyen aktör Bilâl'i içeri almıstı; ayak üstü konusacak ve doğru evine gidecekti, yatıp uyumak istiyordu, dinlenecekti, masasının üstündeki öteberiyi topluyordu. Aktör Bilâl odaya girince kapıyı kapattı ve ayakta bekledi. Uzun boylu, zayıf bir adamdı. Pardösüsünün yakalarım kaldırmıştı, saçlan karmakarışıktı, dişlerini sıkıyordu boyuna. Bu yuzden çene kemikleri kabarıp kabarıp iniyordu. Dikkatlice bakılırsa bu sırada kulaklan da ileri geri oynuyordu. Başyazar Kutsi ile aktör Bil&l, çok eskidea beri tanışıyorlardı, ama dosüukları onca eskı değildi. Ozan Kadri'nin başına gelen korkunç olay günü başhyordu bu dostluk ve o günden beri d» gitgide güçlenerek sürüyordu. Ruhça pek benzer. Hk yoktu aralarmda, başyazar Kutsi akılcı, aktör Bılâl (îuygusaldı. ama böylece birbirierini tamamladıklan da söylenebilirdi. Nitekim ozaa, Kadri olayında aktör Bilâl'in gösterdiği duygusal tepki başyazar Kutsi'yi çok derinden etkilemışti; buna karşılık basyazar Kutsi'nin sakin. leştirici ve yol gösterici da\Tanışı da Bilâl'de büyuk bir değışikhk yapmıştı, dâva arkadaşı olup çıkmışlardı. Çünkü gızli emrin ne olduğunu açüc seçik olarak öğrenmişti aktör Bilâl, ondan. Ozan Kadri'nin nelerden ve kimlerden korktuğıınu söylemeksizin, heykeltıras Nizam'm a^elyesine kapağı atıp sedirin altına gizlendiğı günlerden biriydi. Atelyede bir sergi açılmıştı. Sonradan konuşuiduğuna göre, ozan Kadri o gün atelyede sergi olduğunu bilmiyordu yüzde yüz, bilseydi gelip orada saklanmağa kalkmazdı. Gerçekte onun, her an baskma uğrayacak bir yeri »ığınak olarak secrnesinde de anlaşılraaz bir yan vardı; fakat su da ileri sürülüyordu ki, korkutulmuş olan ozan Kadri, boyuna yer değ'.ştirıyordu kentte ve böylece izini ortalıktan silmek için kendince iyi bulunmu? bîr yöntemi uyguluyordu. Aynca, kendisini kentin çatifmalı yasamı dıçında tutmak istiyen, şiiri ve kapalı kişiliği ila yapayalnız kalmaktan başka blr isteği «lmadığı bilinen ozan Kadri, olaylar geliştıkçe, sanatçl dostlannın safma yaklaşıyor, onların yanında güven buluyordu. Gerçi bunu hiçbir zaman açığa vurmuş değildi; ama küçük köpeği ve küçük su şişesi ile, telâtj içinde ve soluk soluğa atelyeve her gelişinde. korktuğu kimseler için, ünlü nezaketiyle bağdaşmayacak ağıza almmaz sövgüler savuruyordu ve o sırada orada kadınlann da bulunduğuna hiç aldmş etmiyor, ya da bunun farkına varmıvordu. Sonra, olay akşamı geldiğinde atelyede pek az kişi vardı, bunlar da ressamlardı. Ozan Kadri. onlara bile göstermeden, kaşla goz arasında sedirin altına kayıvermi'ti ve gerçekten de ressamlar onun orada bulunduğunu baskvn sırasında anlamışlardı. Sasmışlardı bu işe. Baskın aoartıman merdiveninden olmadı, çünkü bu merdıvende çeşitli engeller vardı böyle bir hareketi güçleştirecek: gelenler alt kattaki çorap atelyesinin çıkmaz sokağa inen ve sonradan yaptırı'.mıs olan demir merdiveninden yararlanarak yukarı çıkmıslar ve çorap atelyesinin apartıman, merdivenine bakan kapatılmış ve örulmüş kapı»ını delerek atelvenin bulunduğu kata ulasmışlardı. Daha ziyaret ssati deâildi. bu bakımdan kent halkınr'nn •san'ta meraklı olanlar sergıye gelmeye baslamamıslardi. Gercekte bu gibi sergilerin ziyaretçi sayısı gün geçtikçe <. dhyordu. (ArfcMi »»Tt M « l l l C O Ç O | | I t l 1 Konuveresim: AYHAN BAŞOGLU CASUSÜ •••••••••••••••a «•••••••••••»••a •••••••••••*•••• • •••••••• •'«••••• •••••••••••••••> ^^•sBB D t f l l i l !• •• • • • • »•• ••• « •• «• • • • • • » • • • • • • •« • • • • • • * • *! « • • • • •» * • * « •• * •« • • • • • •• • • • • • • *• • • • • • •• •* Kadıköy icra Memurluğundan Gayrimenkul Satış llânı »iffany Jones Bır borçtaa dolayı mahçuz olup, satılarak paraya çevrilmesine karar verilen Kadıköy Bostancı mahallesinde Sucukçu Musa Sokak 62 pafta, 299 ada, (yenı: 1203) ve i parsel sayılı gayrimenkulün 64'340 hissesine tekabül eden 24 '340 hisse karşılığı zemin kat 1 No. lu daire, 20/340 hisse karşılığı bodrum kat 9 No. lu dâire ile 20'340' hisse karşılığı bodrum kat 10 No. lu dâire Î.Î.K. nun hükümleri dâiresinde ve açık artırma suretile Kadıköy tcra Daireai satif mahallinde asağıdaki evsaf ve şartlar dâiresinde satılacaktır. ĞAYRtMENKULÜN ÎMAR DLTH3MU: îstanbul Belediye Imar Mudürlüğünun 25 12 1968 gun ve 8003 sayılı imar durumunda: Program dışında ıskân sahasında 1/200 ve 1/5000 mikyaslı bostancı, Erenkoy ve umumi kat nızamı mer'i imar plânları dahılinde bina yükseklıği 12 50 metre, bina derinhği geri kalan, ön bahçe mesafesi 5 metre komşu ve arka bahçe mesafeleri 4 metre bırakılmak suretıle aynk inşaat nizamında olmak üzere imar durumu veribniş olup. not olarak da çatı katı yapılamıyacağı ve yönetmeliğin 3.12. A maddesme tâbi bulunduğu bildirilmiştir. GAYRt>IENKCLÜN KISA EVSAF1: Mezkur gayrimenkul Kadıkoy Bostancı Mahallesi Sucukçu Musa sokakta mahallen 46 kapı taj No. lu bir bodrum. zemin birıncı, ikinci ve üçüncü katlardan mütesekkil her katta ıkışer daireden cem'an (10 ı daireü bahçelı betonarme olarak ınşâ olunmuş apartmandır. Tâkip mevzuuna dahıl bodrum kattaki iki daire üe zemin katta gırişe nazaran sağdaki (1> No. lu dâiredir. Bu daire bir antre, bir mutfak bir alaturka helâ mahallı, salon salomanje, 3 oda ve banyo mahallinden ibarettir. Bodrum kattaki iki dairenin de aynı yapılışta bulunduğu anlaşılmıştır. Apartmanda elektrik, su ve havagazı tesisleri mevcuttur. Çatılı ve çatı örtüsü Marsilya tipi kiremit kaplıdır. Daireler meskündur. Bostancı karşısına çok yakın mesafededır. Apartman zemininde 24.00X7.05 metre ebadmda bir sahaya inşâ olunmuştur. Gayrimenkülün hududvı ve sahası. tapu kaydı ve kadastro çapı gibi olup, tamamı 506 m2 dir. GAYRİMENKÜLÜN VE DAIRELERİN KIYMETt: Bulunduğu mevkiı, imar durumu, inşa tarzı hali hazır duruınu, bu cıvardakı gayrımenkul ve daire alım satım rayiçleri ve kıymetine muessir bilumum hususlar gözönünde bulundurulmak suretıle tamamına (680 000* lıra, zemin kattaki 1 No. lu dâireye 1.54 000) lira, bodrum kat A harfli U) No. lu daireye (37.000) lira 966/2013 T bodrum ka: B harfli ıl> No. lu dairede (37.0001 liradır. GATRİIVIENKÛLLERİN SATIŞ ŞARTLAR1 Satış 2.2 1970 Pazartesı günü saat 1010.30 arası zemin katdakı (1) Nolu daıre 10 3511 05 arssı bodrun kat A harfı ile gosterilen (9ı nolu daıre 111011.40 srysı bod»um kaı B harfı ile goatcrilen (10) nolu dairelerin Kadıköy İcra Dauesi salcnunda açık arttnma suretiyle birincı müzayedeler ıyapılacaktır. Ba aıttırmada muharamen kıymeün °o 75 ıni ve rüçhanlı alacaklılar vara alacaklar; mecmuunu ve sanş matTaflnnnı geçmek şaıtiyle en fazla pey sürene ihale olunur. Böyie bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok aıttıranın taahhudü bâkı kalmalc şar';ı> le: 12.21970 Perşembe gün>' Kudıköy İcra Danesinde saat lO.ütl10.30 arası zsrauı kat (lı r.o'.u dairenin 10.3511.05 arabi bod'Um kat (9) nolu daire ve 11.101140 aasında bodrum kat 10 nolu danenıp (2ı ncı açık arttırmaları yapılacaktır. Bu arttırmada da rüçh«n'.ı alacaklılaruı alacağı ve satış masraflarını gecmesi şartiyle en çok arttırana ihale olunur. 2 Artırmaya ıştırak edeceklenn mohammen kıymetin °»l()'u nisbetinde pey akçesi %eya bu mıktar «adar mlli bir bankanm temmat mektubunü vermelerı lâz'.mdır Saviş poşın para iledır Alıcı istediğınde 20 günü gecmemek üzere mehıl veıılebılıc. Tellâliye resmi ihale pulu. tapu harç ve masrafları alıcıya aıttır. Bırıkmış vergıler satış bedelinden odenir. 3 Ipotek sahibı alacaklılarla diğer ügüüerın Ulgiluer tâbirine irtıfak hokkı sahiplerı de dahıldır) bu gayrimenkuller üzerindeki haklannı hususile fâiz ve masraia daır olan ıddiaıarını dayanağı belgeler ile 15 gün içinde daıremıze bildırmeleri lâzımdır Aksi takdirde hakları tapu sicilı ile sâbıt olmadıkça paylaşmadan hârıç bırakılacaklardır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen muhlet içinde odenmezse İ l.K, nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. îkı ihale arasındaki farktan ve °o 10 faizden alıcı ve kefilleri mes'ul tutulacak \e hiç bir hükme hacet kalmadan kendılerinden tahsıl edılecekür 5 Şartnarne ilân tarihinden itibaren herkesın görebilmesı için dairede açık olup, 100 kurusluk posta pulu mukabılinde ısteyene bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve mundere catmı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerın 966/2013 T. sayılı dosya numarası ile memurluğumuza basvurmaları ilan olunur. (Basın: 9150) 15527 ••••••!••«•*•••• ••••••«••••••••• CvCirfH •••••••ıınifiatMitıinniM •••••••«•••••••••••••••••»••r •« « ••»• •• • • • • »••• •«• «•••« • • • •«•• • • • *• •••f «• • «• » • « • • • • •••« •• ••••• • • • « ••• • • • •• ••l • • •••• • ••« • • ı ««•••«•«•••••••••••••••••••a •« •«•• •• • • • ••••• • ••••• • • • •««•« • • • • • ••< »• • • • • • • • • • «* « • « «••« • • « • • •• •• •• * • • • * • • • • « • •• • •*•• ••« « «• • •• • • * • « • * •• • • •• • • • •• • « •