Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SARTFE DÖRT 22 Kasım 1969 CUMHURİYET Pravda'mn en yetkilisi dostluk diyor, başka hlçbîr şey demiyordu Pravda gazetesinde M. /imyanin, Türk ve Rus basın mrnsuplan bir arada. Temsilcilcr iki üike arasmdaki dostluk konusunu tsrtısıyorlar. "insan yemiyoruz tTtADA. görüvorsnnuz tri biz iasan yemijroruz. NATO'ya çinnenize rağmen, Gizin dost olduğnımzu biliyoruz. Maalesef hazı Türk gazetrlcri bize iyi davranmryor, düşmanlık eösteriyor. Burada Sovyetier halkmın düşmanlık hissi taşımidıçını söreceksiniz. bona inanıyoruz. Barada da Türkler \ar, Sovyetler Birliğine geliyorlar, bnradaki Türkferin yaşayışlanm çoreceksiniz. Batı gazrteleri, bunlara haskı yapıidıRITU yazıyor. Gazrtccüer dostluğun önemini elbette bilir, düsmanhk iki taraf için de iyi değildir. Biz gazeteciler, Pravda da çalısanlar dostluğa inanıyoruz ve şu anda da beraberiz bura da. Bunları Türk haJkına anlatacağınıza eminiz..» Lenin'in kurdugu Prav'da gaS«tesinde. Pravda Baş Redaktöru ve Gazetecıler Bırliği Başkam Mıkhaıl Zımyanın, kocaman cilAlı masanın başında, ceketsiz ama kıravatlı, elini kolunu, parmaklannı oynatarak, sigarasının masaya düşen küllerini tıöz bir şekilde temizleyerek, zaman zaman üfleyerek konuşuyor, biz konukiannı «dostluk», «iyi komsuluk» üzerine çekiyordu. izliyor, notlar alıyordu ara sıra... BASIN HÜRRİYETİ AVARİŞ Mikhail Zimyanin'in «GÖTÜyorsumız ki biz insan yemiyoruz» şeklinde kesin teminatını duyduktan sonra rahatlamıştım. Zıra Sovyetler Bırliğinde insanlann sabun yapıldığını çok ok'jmuştum, Zımyanin'in kastettıgi gazetelertmız de'.. Ama, bızleri sabun değıl, yemek bile yapmayacaklarmı yetkıli bir agızdan duyunca rahatlamayıp da ne yapacaktım? Başladım pek hareketh Zimyarun'ın fotograflaruu çekmeye. Sabun yapmak ve insan yemek hurnyetinin olmadığını oğrendıkten sonra sdz basın hürriyetme yani «özgürlüğü» ne geldı dayandı. Biz Türkler, basm özgürlüğünden ne anladığımızı büyük bir dırayetle anlatmaya çalıştık. Hiç bilmiyorlar diye de alıp ahp verdik, belki komşulanmıza bu ybnden yarannnz olur T Zımyanin, Sovyetlerde yasayan Türk halklarının yaşantılarmı muhakkak gdrmemızi, onlarla konuşmamızı ısrarla istiyor, «Bakmayın batı gazetelerine. Türk halkları kültürleri bakimından da hürdürler, ne var ki sixin de burjuva basmı çoğn zaman bunun aksini iddia eder, sanıyorum ki Türkiye'delri aydınlar ileriyi görnyorlar, dostluk ve iyi komşulnk münasebetlerini takdir ediyorlar ve ederler» diye sozlerine devam edjyordu. Pravda Redaksıyon Koraitesi Üyesı ve Afrika Kjfaları Redaksıyon Şubesinden Belayof da, Zımyanin'ın sozlerini dikkatle açısmdan. Diyorduk özetle; «Basın özgörlüğü müdahalesiz yayın demektir. Allah için yazdıklanmıza ne hükumetler, ne genel yayım müdürieri, ne temsilciler, hele hele patronlar hiç mi hiç kanşmazlar. tnsanlar hürdiir, insanlar yazmada da çizmede de hürdiir» gibilerine. «Yani insanlar hürdiir diye siz adam öldürebilir misiniz?» şeklinde bir soru da atıldı ortaya!.. Eh, kafanız kızmca adam da öldüremezsenız o ozgurluğun tadı mı oiur?.. ONLARIN BASIN HÜRRİYETİ sediyoruz. Bizim hür basınımız hiçbir vakit dostluçu bozucu, zedeleyici yayın yapmaz. Dostluk anlayisınuz, dostluğa bağhhğımız olumsuzu değil, olumluvu desteklemektir. Hetn olumsuzu, hem olumluyu desteklemek iddiasının altında 'z d e h " rb a s ı n t | a n bah Konuveresim:AYHAN BAŞOGLü CASUSU İW ansrsl ymsar. Bunun da be! delini bir ödeyen vardır elbette..» Türk Sovyet dostlıığunun sürelı olarak desteklenmesıni, bununsa ortak bir bıçimde olmasını savunuyordu Zimyanin. Dostluk diyor, başka demiyordu. «Cumhuriyet neden susuyor?» da dedj. . • Dinliyomm» dedim. «Kültürümü arttırıyorum. Saatlerden beri, eksik olmasınlar, arkadaslarım ve sizler Türk Sovyet dostluğu. NATO, dünya bansı basın özgörlütü, birlikte ve beraber yaşamak gibi konulan hallettiniz. Bana da konu kalmadı. Dostluk deniliyor saatlerden beri. bunun temelini sanımca, yazarlar, sanatçılar atar. Yazar ve sanatçılar bunun için olağanüstü çabalar gösteriyorlar, ama ne var ki bu giizel köprüleri politikacüar atmakta, uçurmakta yarışa giriyorlar eksik olmasınlar..» Zimyanin, bu sözlerim çevrilirken gülüyordu, «Ama ben de politikacıyım, böyle bir şey yap mıyorum» dedı. Tavarış Mikhail Zımyanin Par ti Merkez Komıtesi Üyesi'ydı. Bunu bıliyordum. Sanınm alınmıştı sozlenme, bir soğuk yel eser gıbi oldu. «Söyleyiniz lutfen» dedım, «Ben burada Pravda gazetesi Baş Redaktörü Mikhail Zimyanin ile konuşuyorum, iki gazeteci olarak dertleşivoruz, sohbet ediyoruz. Eğer Parti Merkezinde ziyaret etseydim, işin politikacı yönünden de tartışmasını yapardık..» Ve bbyleee «banş»ı yeniden sağladım. lar ileriye bakmalıdır» çerçevesı içınde cevaplandırıldı bu konu da. Zimyanin ekledi: «Sizden önce ge\en Türk gazetecilerinin yiizü jeriye dönüktü, sizse daha çok ileriye bakıyorsumız..» Tabil ileri bakıyoruz. Bizden önce gelen Türk gazetecılerının çocuklugunda, «Gözler ileri, baş lar yukan Yannki hayat yurt ufukUn Herşey sizindir Türk çocnklan» marşı yazümamıştı kı. Mikhail Zimyanin, iki kez Istanbul'dan geçmış. Transıt. Anlaşılan Dünya Kiliseler Birliği kendisiyle temas kuramamış. Bilırsiniz, çoğu kez «Demirperde» ülkeleri kişilerinden, yılda uçü beşi, vapurdan sahverir boğazın serin sulanna, kendılerinı. Tesadüî, hep motorlar vardır ve bakarsınız bir kişi daha «hürriyeti seçmis!.» Sonra Dünya Kiliseler Birlıği işe el koyar ve ne hikmetse bunlar Amerika'yı boylar sonunda. Sonra söz bitti, bu tarihi anı, zıyaretl fotoğraüa tespıt etti Pravda'nın gepegenç bir foto muhabiri. Odada kocarnan bir fotoğraf vardı. Lenin, kurduğu gazeteyi, Pravda'yı okuyordu. Ve «Pravda» nın karşıhğı da <Gerçek»ti. YARIN ; Moskova'da gezintiler Melih Cevdet Anday ğı, yoksa tesisat bozukluğu sonucu mu olduğu tartışma götürür bir sorundu, ikisi de olaTabancah memur, kadma : bilirdi. Atelye bir kaç kez baskına uğramıştr, Bir çay içer miydiniz? diye sordu. içerd'eki eşya kırılıp dökülmüştü, Gerçekte Hayır, teşekkür ederim, dedi kadın. eşya değildi önemli olan, çünkü eşya olarak Yalnız mı oturuyorsunuz? bir kaç alçak iskemle, elden düsme ahnmış Annem var. Eşim geçen yıl öldü. kocaman, yaldızh, süslü bir eski duvar ayna Evlenmeyecek misiniz? sı, boy sırasma dizilmis testiler bunlann i Hayır. çınde kimi zaman şarap bulunurdu , iki se Bana kalırsa evîenin.. Benim üç yıl önce eşim dir, denız kabuklan vardı; asıl sergilenmiş oöldu. bir süre sonra evlendım gene. Ne yapacaksılan yapıtlar yok edilmiş yada zarar gormüsnız? Yalnız yaşanmıyor ki... Elbet sız de yalnız detü. Atelyenin altmdaki ve daha alttaki katğılsinız, Tanrı annenize uzun ömür versin... Ancak lardaki birinde bir çorap imalâthanesi var» onların yeri başka. evlilık başka. Eskiden bekârlık dı, öteki ey olarak kullanıhyordu baskınlar iyi ımış... Şimdi öyle mı ya' Sız beni dinleyin, bir an önce evlenmeye bakın! Ne yapacaksınız genelev. dan korktukları ve bıktıklan için, atelyeye çıde çahşıp da... Tamah edilecek bir 15 değildir... Evet kan merdivendeki kapılarını ördürmüşler, yaparası iyi ama neye yarar! Aralannda çok bulunpının çıkmaz sokağa inen demir merdivenler dum, bilirim. Beni ağabeyiniz yerine koyun da öyle yaptırmışlardı. Bu bakımdan, ikinci kattan dinleyin. genelevde calışmaya başladıktan sonra ev. sonra ta atelyeye kadar ıssız bir merdiveni çık lenme şansınız azalır. Hayır, kısmet her yerde kıs mak gerekiyordu. Bu da ürküntü veriyordu metür; ama sıze uygun olanını kolay bulamazsınız insana. Ama heykeltıraş Nizam ve arkadaşları «Jemek istiyorum. bund'an yararlanmanın yolunu bulmuşlardı; Adam durdu, kadına dikkatli dikkatli baktı: ikinci kattan sonrası onlardan başkasınj ilgi Ne o? Neniz var? diye sordu. lendirmedığı için merdivenlerin kimi yerine Kadın. gözlerini kapamıs, başını eline dayamı?, tuğla duvar ördürmüşler ve ancak bir kişinin sola doğru ağır ağır düşüyordu. Tabancalı memurun geçebileceği kadar yer bırakmışlardı; bundan sozleri üzerine sarsılarak kendine geldi. baska, yukan çıkışı tel örgülerle adamakıllı îçim geçmiş. dedi, affedersiniz. güçlestirmişlerdi. Ancak bu tel örgülerden bir Tıras olan memur yüzünü mendille kurutakımı yerleşik, bir takımı kaldınhp konur çeladı, kadına: şittendi, saldırı söylentileri arttıkça bu ikinci Ben gidıp sorayım bakayım, dedi, bekleyin siz. türden hatlar çoğaltıhrdı. Heykeltıras Nizam, Kadın içinden «Zaten bekliyordum» dedi. ıfurum ne olursa olsun, sergi açmaktan geri Adam, uzun ıskemleden güm diye atladı adurmaraalarını oğütlerdî arkadaşlarına, gersağı. kadmin önünden geçerken ceketinin düğçekte onlar da bu kanıda ıdiler, sanat susmamelerini ilikledı. Ama bunu kadına saygısmmalı idi, çalışmasma ara vermemelıydı sanatdan yapmadı, aralarındaki me?afe o vurudukçt; karşı yani zorbahğa itmek demek değildi çe kısalan Dırektore gıtgide yaklaştığını hısbu, çünkü zorbalık o yanın süreklı ısi olmuşsettiğı için yaptı. tu, sergüerin bunda avrıca azdırıcı bir etkisi IV olduğu söylenemezdi ve sanattan azıldığı için Sergilenecek 3Tapıtları, heykeltırsş Nİde sanatçının susması gerekmezdi. Burada salzam'm atelyesine gelişı guzel serpiştirmişlerdırıyı doğuran sanat değildi. olamazdı da, bir di. Serginin hangi gün açılaeağı ya ertesi sergi daha açılmadan, bir oyun daha başlamagun. ya daha ertesi gün du^ünulüyordu kedan saldın plânlan hazırlanıyordu. Gerçi salsinlesmediği için sanatçılar hevessiz hevessiz dırılan önleme görevi Asayışı Yerleştirme Odolasıyor, ikiser üçer ayakta konuşuyorlardı. Hepsi de yoktu orada; e=i ile Heykeltıras Nilağanıistü Genel DirektörlüŞüne verılmişti, fazam, heykeltıraş Gönul, ressam Fikri, dekorakat A.Y.O.T. Genel Dırektörlüğü memurlantor Muhsin, eleştirmen Hulusı ve ressam ÜInın günler, aylar süren ineelemelerinden sonkü. Açılma gününe karar verecek olan heyra baskınlar dü?en]i bir biçimde ıslemeğe baskeîtıra': Nizam'dı; sergi açma girişimi de on larcTı. Heykeltıraş Nızam, A.Y.O T. Genel Dıdan geliyordu gerçekte. «Bir baskından çekir.rektorlüğü Müdürlerine, baskmları onleyici miyor musun?» diye soranlara, Nızam. «Elbettedbırler alınmasını istemedıklermi söylenıişti, te çekinivorum, ama baskm olacak dive sergi çünkü uzun ıncelemelere dayanan bu önleyici açmayacak mıyız? Bırakalım oyleyse resim vap tedbırler ozellıkle baskıncıların isir.e yarıyormağı. hevkel yapmağı» diye karsıhk veriyordu görunü^e bakılırsa, buna manmak gerekidu. Ancak tam da serd"en geçti bir karar deyordu. Ba^kıncılar merdivenleri karanlıkta biğildi bu; her an ıvı bir haber, bir nvj;de bekle kolaylıkla asabiliyor ve içeri daldıklannda liyormus gibi tetikte ıdi, sanki serginin gunü, saati bu haber üzerine kesinleşecekti. prizlerin yerlerini ki bunların çoğu resimlerin arkasmda kahjordu göz alan ışık olmaHeykeltıraş Nızam'ın atelyesi, bir çıfemaz sın diye gizlenmis ampulleri elleriyle koymus sokağın dibınde, cephesi daracık, fakat çok gıbi buluyorlar ve içerisini bir anda karanlığa yuksek eski bir yapınm çatı katındaydı. Çıkda maz sokağa bakan penceresi yoktu, iki pen boğuyorlardı Üstelik sanatseverlerin ya ceresinden biri o da küçük odadaydı gökbir takım sanatçı genç arkatîaşların, her hanyuzüne, ötekisi mutfak gıbı kullanılan aralıkgi bir tehlikevı haber vermek için yolda. çıktan, biti^ik yapinın tuğla duvarına bakardı. Bu maz soîcağın ba>=ında ve kapıda nöbet tutmayuzcTen karanlıktı ıçerisi; gur.duzleri bile elarını da ıstemıjfordu A.Y.O.T. Direkiorlüâü. leklrık yakmak gerekirdi. Aksam olup olmaA.Y O.T. kentin huzurunu plâna bağlamıştı, dığını anlamak içm ya mulfak gibi kullanılan plân uygulama^ına eneel olmak, va da uyguaralığa, ya da küçük odaya gidıp pencereden lamadan uzak tutu!ma<nm istemek kimsenin bakarlardı, ama doğrusu, aralığa bakan penhakkı değildi. Bövlece memurlar görevlerini cere pek iyi görmüyordu bu işi, çünkü bitişik yapmaktan geri kalmadılar. yapının tuğla duvarı kapkara olmu":tu zamanla. îsın kötüsü, nedense, elektrikler de sık sık kesilirdi! bunu fesatçıların mı yaptı(Arkası var> 20 İÇİŞLERİNE KARIŞIP KARIŞMAMAK T ••••••••!•••• ••«•••••••••a ••••••••••••a Oisi Bond • •«»•••tııiMiiMHmınıamıallHaı •nııtaiMimıııifnnnaffiııiMiMi •<•"• • • • •ı • • uı • • • • • • • • ıı ı « • • • •ıaı tHimuiMiı VUEDUMu. <aiT eu B URK takımı, yeniden akına başladı. Zımyanin, dınlemeye geçmişti; kaşını, gözünü oynatıyor, sıgarasının küllerini siliyor, dinlemiyor sanıyorsunuz, ama eminim kelıme kelime yazıyordu kafasına. «Cıva gibi adam» deyımi sanki Zimyanin için söylenmiştı. «BİZ» diye sözü aldı. «Türkiye'deki sınıf kavgası, meselâ polisin rol aldıği gre\ler hakkında elbette tenkitlerimizi yaparız, ama bu ideoloijk bir çizgide olur. Gerçek amaç. prensip olarak, dostluğun zedelenmemesidir. Biz, komünist'iz ve tabii olarak sizdeki ilerici gıuplara sempati duyanz. Ama bu demek değildir ki dostluk aleyhine tavır takınınz, hayır. Biz, Uişkilerimiz gelişsin diyornz, bunu derken de hiçbir zaman üçüncü ülkelerle ilişkileriniz bozulsun demek istemiyoruz, o bizi ilgilendirmez. Biz, a>nı sınırda yasayan ölkeleriz, komşuyuz, müşterek çıkarlarımız vardır, başka komşulanmız da vardır: istediğimiz, birlikte meydana eetirdiğimiz bölgenin bir barış bölgesi olmasıdır. Kıbns'ı ele alalıtn, bizim tutumumuzu biliyorsunuz, meydanda bizim tutumumuz. Simdi bir de dost ve müttefiklerinizin tutumlarun hatırlaynnız..» Tavarış Zimyanin'in attığı penaltı. ağlarımızı sarsmıştı. Ah Johnson, ne diyeyim, beğendm mi yaptığını?.. Bızı Mos kof eilerınde bir kez daha irezil ett:r.' . Ne diyeyım'1.. ••••lllııııaııı ••••••••*•••••• •••••••••••••a» ••••••••••••••a Tifffany «iotıes • ••••••••••••••(•••••^•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••llııtııı • •ımtııtııtııııtıııııııııfUitlltliiatııtıııtııiHıtıiHiııııtııııtııı • •••••»•tllfl«lllıa»flMIIMIIIIMmılltlllllllltMI"lilllllllıaiail İSTANBUL'DAN İKİ DEFA T ÇıcM 4 15 SlKİ DO LARllt GıYlM AVARÎŞ Zimyanin'e TürkSovyet ilişküerinde eski gunleri de bir vesile hatırlattık. «Geçen geçmiştir, toplum Istanbul 9. lcra Memurluğundan GAYRIMENKUL SATIŞ İLÂNI 1969 228 Şişlı mahallesi Sıra Cevizler sokağında kain 155 pafta 1020 ada 19 parsel sayılı 8 katlı 8 meskenli 1 sundurmah kârgir apartmanın 48/492 arsa paylı çatı katı, 8 numaraJı mesken açık arttırma suretiyle satışa çıkanlıruştır. Imar Durumu: Belediye Imar Müdürtügünden 6/6/1969 tarihlı ımar krokisine göre; program dışı, iskan dışı sahasında bitışık nizam 21.50 met. bina yüksekliğinde, krokide taranan kısımda inşaat yapılacağı bildirilmiştir. Evsaf: Gayrünenkul, Şişlide Şişli Camiinin karşısındakl Hasat sokağınm alt taralmda Sıra Cevizler caddesinde Jcapısının ustünde (Emel 41) yazılı kârgir ve yeni 1 bodrum, 1 zemin, 5 normâl kat ve birde çatı katlı apartmandır. Her kat btrer daıredır. Bodrum ve zemin katın dış tarafı mermer parke ve üst katlar Ise B.T.B. Mozayiktir, ufak balkonlan bulunmaktadır. Binaya sokaktan çift kanatlı camek&nlı demir kapı ile girilmekte zemini mermer parke, duvan mermer kaplı antreden mozayık basamaklı demir parmaklık korkuluklu merdivenle satışa mevzu çatı kat (Çekme kat) 8 No. ü daireye çıkılmaktadır. Onü ve arkası taras bulunan dairede kimse olmadığı cihetle inşa tarzına göre durumun tesbit edildiği, burada bir antre ve holde bir salon, 2 yatak odası ve fayans kaplı sabit sedirU evyeli mutbak ve fayans kaplı duvarlı banyo dairesi bulunduğu, doğrama kısımlan ile demir aksamının yağlı boyalı olduğu, elektrık, su, havagazı, kalörifer ve asansoran bulundugu bildirilmiştir. Muaramen değeri: 80.000 00 TL. dır. İhaleye iştirak edeceklerden muhammen değerin °i 10 tutannda teminat alınır. Tellâliye resmi, ihale pulu, gayrimenkulün tahliye ve teslim masraflan ile tapu harç ve masraflan alıcıya aittir. İlk açık arttırması 23.12.1969 Salı günü saat ll'den 12'ye kadar İstanbul Sultanahmette Adliye Sarayı 9. lcra Dairesinde yapılacaktır. Arttırma şartnamesi 12.11.1969 gümmden itlbaren taerkesin görebümesi için açık olup istiyene 100 kuruş posta masrafı verildiğinde bir sureü gönderilebüir. tlk açık arttırmada tekliJt edilen bedel muammen kıymetin ° o 75'ini bulmadığı / taktirde en çok artıranm taahhüdü baki kalmak şartıyla arttırma 10 gün daha uzatılarak onuncu 2.11970 Cuma günü saat 11 den 12'ye kadar İstanbul Sultanahmet'te Adliye Sarayı 9. lcra Dairesinde yapılacak ikinci açık arttırmada ençok artırana ihale edilecektir. İpotek sahıbı alacaklılarla; diğer ilgılilerin ve irtıfak hakkı sahiplerinin haklarını, faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayanagi belgelerle onbeş gün lçinde lcra daıresine bildirmeleri icap eder. Aksi halde hakları tapu' sıcıli ile sabit olmadıkça, satı*. bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Pazla bilgi almak istiyenlerin 1969228 dosya numarasıyla memuriyetımize müracaatlan, ahtnlann satış yertnde ve zamanında hazır bulunmaları ilan olunur. (Basın: 8378'» 13972