Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFEMf 9 Ekim 1989 CUMHT7RÎYET Y alnız olaylan kartılamayı btlmek blle bir ömrün bedeli oUbilir. GBnlük y»şantısının dörtte biri kahkahalarla çınlayan, bfitfln bir toplnm insanlarını şaşkın bırakan olgnlar önünde bile belki herkesin bildiği, ama kimsenin becerip »öyleyemediği şeyi •öylemek. En çetrefil olanı en basit vapabilmek. Sonra, ımran ama »ıcak bir nükte. Ve, millî ideallere hıyaneti affetmeyen gnrarlu bir küçümseme.. Kısa iğneleme fıkracılıgını blze o getirmiştir. Birkaç satır içine bir yığın insanın birikmis acılannı. nasırlasm» dertlerini yerleştlriverirdi. Yeni bir ekol kurmuş adamdır. Realist yasadı. Hayal adamı olduÇnnu hiç görmedim. Matematik dersinde iyi bir öğrencl olamamıstı. Ama, çocuklngundan ölüm döşejine yasantısı hep matematik kesinlik taşıyan vargılar içinde geçmiştir. tnsanlarla olmadan edemezdi. Sosyal in<an drnegi olmostur. Dâvası, tekmil memleketti. Vurncn deŞerlendirmeleri karsısında en afeır sorumlnluk yerlerini doldnranları iskambil kâçıdı eibi devirirdi. Aptalca davranısa. bir de ilkel dnyguva bıkmadan isyan etmistir. Deger verdiği, insandı. Ola>larda incanı arardı. Olraadık bir şev anlattınız mı, «Ne so\luvorsun> hayreti, olayın ardındakl Innn dairanısına idi. lnsan, sosyal fenksirona içinde yeri ne ise odnr, diye düşünürdü. Tapılan ise bakardı. Yasar Kemal'in kitabı îngilizceve çevrili>ormns. Haberin geldigi aksam onu kolana O'nu UeURLARKEK Prof. Bülent Nuri Esen takıp otele geldi. ıTa<avvur edebılıyor muçun'» dive anlata anlata bitirenmor. Takdiri, Taşar Kemal'in kisili*inden çok Türkün sanat alamnda milletlerarası «ahneye yükielişine. verebfliritn.» Arkadan eUİTor: «îstanbul'dı da bır şubesinı açarız. Meselâ Nışantaşında. Kâzım îsmaıl şur okur Ekrem Şerif'ı tezgâha oturturuz Ne muthış sukse oiur Fevkalâde'» di>or. E\et, düsunceve çocnksn ve sevınçli bir günahsızlık katmasını bilirdi. Doğan Nadi için Vaktinden önce afarmıs «açları, esmer teni, Ince «ilneti vardı Doğan Nadi'nin Sişli Camii avlusunda, renkleri belirginlestiren kursunî bir gökkubbe altında bu haline dikkat etmistim. Gozlerimızin fotojraf makinesi objektifine dönüstüğu anlar vardır bayatta Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, o anlar nnutulmazlar Ye vıllar sonra eski albümlerden çıkanlan resimler çibi gözlerimizin önüne gelirler. Dogan Nadi. üstünde koyu bir elbise, gözünde hüzün tasıvordn. Mnsalla tasında \aslı bir çazeteci yatıyordn. Kalabalıktı çevre . Knlagıma e|Uip : Bilmezsin bu iş beni nssıl bitiriyor.. demigti. «Bu is» dedigi sevdiklerini mezarh&a o|nrlamaktı. Cenaze töreninden sonra içtneve gittik. Severdi ıcmevi Bunu kendi elivle kaç kere açık acık yazmıstır. Sn Babıâli'de herbir Tanrının kulu kendisini okurlara zemzemle \ıkanmıs gibi çöstermeje çabalayıp dnrnrken, Do&an Nadi. kosesine «oldntn tibi» cıkmasını bilen ve seven nadir Uisilerdendi Nıce yıllanmıs yazar, ber tfırlü haltı yedikten sonra katolik papazı gibi ahlâk vaızına kalkısırken, Dogan Nadi. ensin bir hc£görüvle bakardı kendi kisiligine ve çevresine Zekâsı. se\imlı bir >az çününde durup dnrurken çakan simse£e benzerdi. Havatın kahrını ve toplnmun dramını nüktenin kadehindr eritmekti felsefesi . Pek nazik bir sesle, rahatsız etmekten çekinen bir eda ile, ve çürültü etmeden : Bir dakika. diye sunardı fıkralarını. Mncidi idi bu sov fıkraların Çok partili rejimle birdenbire gelisen sivasal hiciv türiinün köse vazarlıtında en büvük n%tası olarak tanımıstım Dojan Nadi'vi O zaman ünhersitede bir ögrenci idim. Bir %ün bana da seslendiiini duvdum Tas^irı Efkâr'ın sayfalarından : Bir dakika. Ve o çünden sonra her yirmi dört saatimin bır dakikasını oknr olarak verdim Dogan Nadi'ye... Bir dakikalar dakikaları.. Saatler saatleri.. Günler günleri, vıllar yıllart kovaladı. Comharivet'e çirdikten «onra da oknrn oldnfnm vazarı vakından tanıdım. Dogan Nadi'nin Babıâli'de alısılmamıs bir alıskanlıtı \ardı : Terbiveli yazardı. Âdeta mezbep edinmisti bn üslubunu Her tfirdeki vazısında «efendilik» dısına çıkamazdı. Tirmı vıllık gazete kolleksivonlannı karıştınnız, kendisine vapılan en agır hücnmlar karsısında bile nezaketini «bır dakıka» elden hırakmadıiını töriirsünnz. Siyasi biciv ile kiifür athası «iderken. Do|an Nadi birgün iltifat etmemistir böyle sevlere Hıcıvlerınin niiktelerinin vumusak bir keskinli|i. filozofca hir hosfornsü vardır. Doğan Nadi bir ömnr bovn siçara paketi \t çakraak fibi vamndan üç seyi eksik etmeden dolaştı : NUkte» Saka.. Nese.. En kötfl durumlarında. en Bzüntülü saatlerinde bile vanından ayırmadı bu üç şeyi Son defa Londra'ia sitmek için Teşilköv Havaalanına geldifinde temizlik isçilerinin crev vaptıİını görmüs Dogan Nadi . Terler çöp, sigara, kifit parçalarıvla doln . Gıderayak grevcılere bir hizmetim olsun.. diye atnerraiş yere elindeki sigrara paketini . Tam bir gazeteci ve mesleglmizin nstalanndan idi. Kısa pantolon giverken dolasmaya ba«lamı«tı gazete korıdorlarında .. Çekirdekten yetişme dedikleri soydandı. Patron olamadı hiçbir zaman: çünkü «vazar» dı. Kendinden küçüklerle ve biivfiklerle rahat arkadaslıklar kuran. üslup sahibi bir kişivdı. Do£an Nadi'siz bir Cumhurivtt. Dogan Nadi'siz bir Babıâli düşünülemezdi. Ama simdi Camhnrivet Dogan Nadi'sizBabıâli Dofan Nadi'siz.. tnsan inanamıyor. Sanki los bir köseden, »tarmıs «acları, ince silüetivle ber an çıknerecek. eskisi gibi seslenecek insana Bazı kişiler vasarkrn o kadar canlıdırlar ki, öldüklerine Bznn süre inanamayız. öldfi mü Dogan Nadi? Evet demek çok zor bn soruva .. Dogan Nadi ölmedi; \asamakla Slmek ara«ındakı kapının esiginden »essizce geçiverdi belki Kimbilır sımdı nerede, zamanlann ve raekânların birbirine kanstıgı verde : Bir dakika.. divor bizlere. Evet, bir dakika siikut Dogan Nadi için... . ı l H s Her giin bir «Bomba konıı» H er gün bir «bomba konu» bulacaktır. Rasladıgımız her füniin aksamında «Yahu» diye başlayın, «bılıvor musur°» diye anlatacagı bir haber vardır. Artık nıihveri etrafında daireler çizen kndretli bir tele objektiftir. Sanki feza gemisinde astronottnr. Kyoto Üniversitesindeki öirenci hareketinden başlar. Mao'ya geçer. Nehm'ya ngrar, Alec Home'a atlar, Arap dönyası karsıstnda hüknmetin tutoroondan »5z eder, Krnnrdy'yi ele alır, Rodez\a'daki dnrum için ne düsündügünü, Hacettepe Üniversitesini öirenmek ister, sorular vağdırır, cFalanı na=ıl buluvorsiin?> diye bep fikirler düzeyindedir. Tanına sokulan olsa farketmez. Çevresinde olaganüstfi olay çıksa görmez. Bütün dnsünce gücü ile görüsiilen kona üstündedlr. Hükümleri vardır. Ele aldıgı sorunn evirır çevirir, sorar sornsturur, inceler inceletir. Sonnnda kendi kanısını edinir. Bu sonuç defigmiyecektir. Belli sornnnn üstüne inatçı karakterinin silinmeı damgasını vnrmuştnr. Her Ankara'va gelisinde aramıstır. 147'ler Kannnn çıktığında vine çelmisti. Avagınm tozn ile beni buldo. Soruvor. Nedenlerini bulmak Istivor. Ben aynldıktan sonra kimlerle görüstü, bilemivornm. Ertesi aksamki bulusmamızda Güresin'le oturmnstn. Aklının takıldığı sev benim geçim »ıkıntısına düşmem ihtimali. Ne yapacağımı toruyor. Istanbul'a tflir raiyim? Basmakalıp cevap istemez. Onn ilçileven «beklenmedık olan» dır. cNıvetım burada isinden çıkanın uğrayıp bir kacfeh bir şey ıçebileceğı bir yer açmak. Adını "Tezgâh 147" koyacağım. Sandalye olmayacak. Her akşam bir 147'lik, tezgâhta sakılık edecek Şr.rler okunacak, fıkralar anlatılacak» dedim. Heyecanla sarsıldı. Söylüyor: «Bu iş sermave İster bırader. O da serde vok. Ben elli bın Yasaiıtı çizgisi Batıh idi ^ asantı çizgisi her zaman Batılı olmnstur. Küsmelerinde, dostlnklannda, tanısıklıklarında. hep Batılı idi. ¥asa>ısını tüm Batılı de^erler temeli üstüne bina etmisti. Türkiye'\i geriye sötüren her olgnya tiksinti ile bakmıstır, Acımalan, bu gerive çidisler olmustnr. Duvduğu derin acılar memleketin bu vıkılısını sörmektendi. tçki kadehlerinde aradığı, ama bulamadıçı, avunmanm ilâç olabileceğini omduSu asıl hastalık o idi. Çocnksn tabiatı. insancıl mizacı. terbiyesinin kusnrsuzluğu. Tiirk dili iizerindeki kıyrak bfcerisi. kalemini kallamsı, incitmeyen bnsuneti, Minıu'ak hırcınlıâı. girdiÇi ortamda parlavan kısiliti onn seçkin aydınlar arannda avn \eri olan insan \apmıstı. Bnlonması çok çiic bir mizacı. kurtarıcı Batılı deferlere ınanc dolu bir yüreii. kendi kendine knrdnjn \e ömrü ile sınırlı bir seleneği »imdi beraberinde gotüröyor. Dostlara hüzün kaldı. Mrmleket bir gerçek Batılı evlâdını toprafa verivor. Doğancığım, Kardeşim, Conım, Acelen ne idi? A benim Doğamtn. ıen bn dünya yüzünde dostlar vohbetinde Yunus Emre'nın bir deste gülii değll mi idln? Niye eöze geklin? Niye soldun, niye açılıp yapraklannı döktün? «Sol cpnnetin ırmaklan Allah deyu deyu akıyordu», ama bu dün\ada da sen neşenle, iyiliğinle o cenneti kendin yaratmıyor mu ıdin? (.azetelerimizin örfi idare emriyle kapatılması cennetimizin tadını mı kaçırdı? Degüstasyonlarda peç saatlere kadar dertleşip zıuktc üstüne nükte vığdığın fünleri unuttun mu? Park Otelde. Divanda pırıl pırıl zekânla yarattığın çevre eennet çevTesi değil mı idi? Ankara Palas salonunda uzun geceleri dolduran tatlı sohhetlerden. Cumhuri>et'te sabaha karşı işimiz bittikten sonra yukarı eve çıkarak Eşref Şefik'le, Talât Mithat Hemşeri ile devam ettirdiğimiz muhabbetten daha güzel dünya cenneti olur mu idi? Imitli idik, kendimize çüvenimiz vardı. En güzeli birbirimiıılen hiç bir şey esirgemiyen sıcak bir dostluçumux mevcuttu Takıstı mı şimdi, yarattığın dnnva cennetini yüzüstü bırakarak bu dünyadan başını alıp gitmek? «Biraz da babamın yorganını aralavıp usulca onun kovnuna gireceğim, hasretine dayanamadım!» diyorsun. Belki haklısın ama artık ben de Degüstasyonu, Ankara Palas'ı. Divan'ı. Park Otel'i hatırlamak istemezsem bana eücenme.. Oraları sensiz göziimde yalnız elem veren bir anıdan başka nedir? Okul arkadaşım, meslek arkadaşım, kırk senelik karagfln dnstum, Doğan'ım; nive bıktın bu dünyadan bu kadar tez? «Sizleri atlattım!» di>e o meşhur kahkahanla gülme.. Hiç olmazsa çu uzun volculuğa çıkarken muzipliği bırak. Sen de biliyorsun ki özün bir cevherdi. yüzün güneşttn an, sesin ve sözün bize \eda ederken bile şekerden tatlı idi. Talnız sesin ve sözün mti? Dertlendiğin zamanlar bile bal gibi idin. O Allah vergisi sevimliliğinle obür dünyava göçerken bize çapkın eaplrm nknik yapman da nafile.. Cennet ırmağının kenannda yeşil çayırların üzerinde nasıl olsa buluşacağiz ve o 'zaman keyif edip korkusuzca mest oldııktan sonra boynuna sarılıp seni bağnmızda nefessiz hırakınca\a kadar sıkacağız. Senden hesap soracağız! Bak yine kıkır kıkır gülüyorsun, biz de bili\oruz ki bu kahpe dünyanın altı ustunden iyidir, şiirli mehtabı. uzayın cansız çölü halıne getiren insanlann arasından sıvrılıp babanın koynuna girmek hplki akıllı işidir ama ne yaparsın ki etinle kemiğinle aramızdan kaçsan hile aklınla, uhunla yine aramızda kalacaksın. tâ ki biz de hir sün aklımızı başımıza toplayıp ırmağın kenannda sana ka^uşuncaja kadar... Söz! Evet söz! Doğan'ım ünkü yazıda AP'yi diktaya heveslendiren nedenlerin üçü üzerinde durarak bu kitle partisinin iç yapısını ve bugünkii iktisadî bozufcluğu incelemiştik. Bu son yazıda dikta hevesinin öteki etkenleri üzerinde duracağız. AP'yi diktaya doğru iten en önemli etkenlerden biri ve bizce en kotüsü ve en tehlikelisi «iktıdardan düsme korkusu» dur. DP dahı hep bu korkuyla hareket ederek kendisini de, memleketi de büyük bir sarsıntıya gotürmüştü. Namuslu iktidarlar düsmekten korkmamalıdırlar. Düsmekten korkan bir iktidar hiçbir zaman sağlam bır kafayla çalısamaz. Çünkü bütun icraatını. her ne pahasına olursa olsun iktidarcTa kalma amacına göre ayarlar ve bu da onu asıl amaçtan, yani Anayasanın çızdiğı ilkelerden, halka hizmet ve hukuk devleti gibi prensıplerden uzaklaştınp, partizan bir ıdareve doğru sürükler. I artizan İdare i«eN ikinci 1 yazıda beliVtıldrğf giW, en ha(ıfin«ren oy alıl tımından başlıyarak, istenilen yasaların büyük paralar karşılığında meclisten çıkarılması teşebbüslerine ve partizan idarevi d'estekleyen nüfuzlu kişilere hükumetçe buyük çıkarlar sağlanmasına, idare teşkılâtının ve özellıkle polisin bu özel çıkarların bekçısı haline getirilmesıne, hattâ hattâ, iktidarda kalahilmek için bir takım gızli anla^malarla vatanın yabancılara satılmasma kadar gidebılir. D Ord. Prof. H. V. VELİDEOEOGLU YokKanunYapKanun Bugün AP yönetıcilerınde lktidarı yitirme korkusu bir ihtilâlden değil, halkın uyanmasından ileri gelmektedir. Dünkü yazımızda bu partinin iç yapısına değgin olarak giristiğimiz tahlil üzerinde bıraz düçunüliırse, bu nokta açık seçık olarak gorülür. lybnetıcıleri ve onla' rın arkasındaki çıkar grupları kendi oy d'epolarında, dünyadan habersız olarak kapalı bulunan köylü ve işçı cahil halkın. eskisi gibi «Ne etseler ona sâkir ne kılsalar ona sâd», mütevekkü, kanaatkâr, somürüldüğünün bilincine ermemiş, yoksulluğuDiin hep AUah'tan geldığine itıanraîs durümda kalıp oyle çahşmksını yf heV zaman kendilerine oy vermesini istemektedirler. Durum sımdikı gıbi devam ettıkçe, ondan her vakit oy koparacaklarından emindirler. Işte Anayasada (referandum) çığrını açmak için seçim bildırgesme kayıt konulmasının nedenl budur. Eğer Anayasa bu yonde değıştirılirse, Sayın Basbakan, vaktiyle De Gaulle'ün yaptığı gibi. zaman zaman halkın karsısına çıkıp ıstediğı kanunlan ftP onun onaj ına sunmak imkânına sahıp olacaktır. Oysa bu oy deposundaki cahıl kitlenın «referandum», «Kanun Kuvvet'.nde Kararname» gıbı kavramlardan haben olmadığı içın. onun kar^ısına, kredı sağlama, dın okullarınt ve dın oğrenımini geliştirme, Orman suçlannı affetme gıbı uyutucu tavizlerle çıkılmaktadır. Çunku bu kıtle daha ne kacîar uvur<a o kadar kârdır. Onun uyanma^ı ıhtımalı efendılenmızın uıkusunu kaçırmaktadır. Cihat Bnban Nimbîis urada bir soru hatıra gelıyor: Acaba AP ıçmde neden sozu geçer bir Allahın kulu çıkıp da: «Yahu! Şu Anaya«anın yalnız biçımsel yonunü değil. toprak reformu gıbı sosval ozünu de hele bır uygulayalım' Anayasada değiştirilecek yer varsa ondan sonra değıstirmeve çahsalım'» demıyor acaba? Bunu hiçbir AP yöneticisi dı\ pmez de ondan ' Çunku bovle b:r uvgulama AP'nin fehefesı dıiind'adır. Bövle söyle\en AP kodamanı kendi bindıeı dalı keser. AP gorunüste bır kıtle partisi. fakat gerçekte v?rlıklı sınıfın çıkarlanm koruvan lıberal kapitalist bır «ınıf parü=ıdır Halkın vararına ımiş gıbi konusan fakat, esprısı bakımından, onun zararına isleven bır partidır Halkın uvanmamasım istemesı de bundandır B AP'nin felsefesi İhtiras Dikta hevesinin nedenlerinden biri de. samyorum kı, • barajlar kıralı» ve yabancı şırketlerın temsilcihğinde bulunmu' «ı? adamı» savın Demirel'ın huvuk ımar ı«len basarma, tarıhte ı«im bırakma ihtira"!i olia egrek'ır Bu ıhtiras onu yargı denetımmrfen ve elestırmelfrden sıvrılmağa, vurtta «u barajları yaparken Anaya«adakı hukuk barajlarını >ıkmaca doğru ıtelivor. Onun kalem^orları da buna zemın ha7irlamağa çalı?ıvorlar. Me«elâ bunlardan bırının. rahrre'lı tmran öktem olavında, kısvelerıvle haklı bir se"'z yurüvuş vapan büvük vargıçlarımız ıçır : «Cübbeleriyle ^el vepenek, yelken kürek sokağa fırlamaları» gıbi ıfadeler kullanma«ı vaslı baslı başka bır vazarın bu olavdan çeşitH tanhlerde. kuçültücü deyimlerle soz etmesı. Adalet müessese^ını Turkıve'de halkın gözunden dusiirmek içın başvurulan korkunç davranışlardır. Rahmeth hocamız Ebül'ulâ Mardin anlatmıştı O da kavınbabası rahmeth Necmettm Molla bevden dınlemıs' Enver Paşa Adliye Nazırı ıken yapılmasına va«a vönünden olanak bulunmayan bir lşin yenne ?etirilme«ını emretmiş. Kendisine tKanunen ımkân olmadığn sövlenmis Enver Pa«a hemen: «Tok kannn yap kanun» demis ve derhal bir «kanunu muvakkat^ (AP bildırgesine göre, kanun lcuvvetini taşıvan kararname) yapılmıs Acaba Sayın Süleyman Demirel'in lhtirası da bu mu ki? tıra, hıle metodlanyla dikta kurmayı deneyecekler ve bu defa dikta rejımini demokrası diye sureceklerdır. Fakat sonuç yme husran, yıne ıstırap, \ ıne felaket olacaktır. Yok eğer «Tarih ibret abnacak aynadır» sozü doğru ise, <;ağdu;,u u^tun gelerek bu «ıbret avnası> elden bırakılma}acak; orada «savı çofnnlutnnun» tek basına bir sey ifade etmediği çörülecek; akıl, d\ı«unce. bılım ve insanlık değerleri gnzden uzak bulundurulma\acak; iktidar sahipleri Anayasamızın kendilerine çizdığı hak ve yetkılerln sınırlai'nı zorlama, va da bunları kdtuye kullanma yollanna gıtmeyecek; Anayasanın kendilerine yukledıği iktisadt v* sosyal görevleri, dürüst, namuslu, vatansever kişilerin yapacagı gibi mumkıin olduğu kadar ivı bir çeküde verıne getırecektir. Bugunkü Anaj'asanın kurduğu demokra'îinin sakıncalı tarafları ve bunun doğuracağı <:ıkıntılar elbette olacaktır. Genç bır demokrasinın otuıma?ında \eni giyllen bir pabuca aıak alısıncaya kadar duyulan :ıkıntı gıbi sıkıntılar, hattâ belki ıstıraplar olacaktır. Me=ele bu (a? fenaivı bırakıp (daha fena) yolu seçmemektedir Zıra Devlet yönetimınde (tam iyi) hiçbir zaman bulunmadığma gore, dörüp dolasıp yme bu (az fena) yı bulmak ıçın çaba ve vakıt kavbedecejız «Sadece (ivi) ile (fena) arasında bir tercih söı konusa olsardı. sivasî problemlerin çoznmü çok basit olardn. Ovsa politikada (fena) ile (daha fena) arasında bir tercih yapmak serekivor» sozü meşhur Machiavel'mdır. 5zlerı baeianmK bir adam gıbi butun mılletçe bır ««emtı meçhüle» doğru Sitmevelım Turkıve'de dikta eâüimi devam ettiaı ^urece biz her ne pahasına olursa olsun düsünce nurrıvetımızı kullanıp ıvı nivetli uvarmalarımıza ara vermiveceğız. Her seve rağmen ivıye doğru gıdeceğımize riaır buvük umudumuz vardır. Çunku tanhimızin hiçbir dönemmde bu memleket, yurdun her yanına daSılmış ve >urt ıslenvle kafasmı yoran bu kadar çok sayıda aydın ve 7.nde kafava sahip olmarlı Avdınlık karanlıji her zaman yener. Bu Anayasa değıştirıleme^ecek. onun valnız biçımi detıl, özu de uygulanacaktır ••«••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a 6 Plânlı kalkjnma donemınde ozel ışletmeler. kamu ışletmrleri ve yabancı sermayeli işletmelerın kuruluş ve yönetimini açıkiayan, ders ve el kitabı. C İ L T : II CİLT 1 Işleime ve tüketici 1 Glri? (Talep tahmini ve rek2 Işletmenin kurulması lâm) 3 fsletmenin organizanvonu 2 tsletmelerarası tlıskıler 4 tşlrtmenin finansmam (Pisavalar, dence durum5 Cretim plânlaması lan ve anlaşmalar) 6 Üretim faktorleri *e üre 3 Fiyatlandırma tim yönetimi. 4 Pazarlam* 5 Işletm«nin ekonomlk h'ayatı ızlemesi 6 Işletmede karar alma ve faaliyet raporları. îşletme iktisadı okutsn bütün akademi, fakulte ve yüksek okullar ikı somester veva ders vılı ıçın bu temel kıtaplardan yararlanabüırler Sade bır üslup ve plân lısanıyle yazılan bu eserler uygulamadaki ışletmecilenn (Mühendıs. idarecı vb.) her zaman masalannda bulunması gereken bır el kıtabıdır. Her cıldin fıvatı 30 TL. Genel Dağitım: DOĞ4N TATINEVİ Yenı Acun Sokak No: 3 c PK 120 Cebeeı,Ankara Cumhuriyet 12178 İ ş 1 e tm e Lf TFILLAH TENKER in i k t i s a d ı 50.000 Adet Takvim Bastırılacaktır Muhammen bedel 400 O n TL olup, şartnaO meler Taksım Gumüşsuyu Dümen Sokak Gumüşpalas Apt. nında Levazım Müdürlüğünden alınabılır. Son teklif verme tarihi 21 10'1969 Salı günü saat 15.00 e kadardır TtRK HAVA TOLLARI A. O. Yıkama ve Yağlama Işleri Yaptırılacaktır 1 Başmüdürlütumüz taşıtlarının yülık olarak yıkama ve yağlama işlerı kapalı teklif alma suretiyle ıhale edüecektır 2 Geçicı teminat 4250 lıradır. 3 Bu işe ait teknik ve ıdarî şartname Malzeme Servisımızde görülebılir 4 İstekli olanlann kapalı teklif mektuplarını 16/10 1969 Perşembe günu saat onbeşe kadar Malzeme Amirliğimıze tevdı etmelen ilân olunur. tSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞt (Basın: 23363/12188) Aliminyum Bant Ithal Ettirilecektir (Atalürk Orman ÇHiliği Müdürlüpnden) Müdürlüğümüz Süt Fabrikalan ihtiyacı bulunan cem'an 31 ton çeşıtlı renkte aliminyum bant 5/11/1969 Çarşamba günü saat 15 te kapalı zarf usulü ile proforma faturadakı fıat ve dığer şartlar, nümuneler göz onünde bulundurularak satınalınacaktır. Teklif veya proforma faturalar FOB U S s dolar oiarak verüecektir. İthalât içın lüzumlu vesaik Müdürlüğümüzce temın edileceki ve akredıtıf Genel Müdürlüğümüzce açtınlacaktır. Bu ışe aıt şartname. mesaî saatlerı dahılınde Müdürlüpümüz Ticaret Servisınde ve Beşiktaşİstanbul'daki Süt İşletmemız Şeflığinde gorülebilir. Müdürlüğümüz 2490 sayılı kanuna tâbı olmadığmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dılediğine yapmakta serbesttir. ATATtRK ORMAN ÇtFTLtĞl • nlü Alman Fllozofu Fichte'nın şu sözünü hatırla «tdeallerle menfaatler daima çarpısma halindedir. Cogu kez menfaatler üstün gelir fakat kesin zsfer ideallerindir» SON Ü Bugün iLAVELl Seçim Sayısı ÖNCE AKBABA OKU SONRA KULLAN O Y U N U (Basın: 23037/12187) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Seyır ve Hidrografı Dairesi Başkanlıgından bildırilmiştir. DENtZCILRRE VE HAVACILARA 115 SAYILI BİLDİRİ 13 Uâ 16 Ekim 1969 tarıhlerınde 09.00 üe 17.00 saatleri arasmda aşagıdaki noktalann bırleştiği saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 12.200 metreye kadar olan yüksekligı can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. EGE DENtZl" tZMİR KftRFEZt E 48 SAHASI 1 incı nokta : E. 4662 No. lu Uzunada fenerinden 142 derece ve 4 mil mesafede, enlemı 38 derece 29 dakika Kuzey. boylamı 26 derece 46 dakika Dogu. 2 nci nokts : Enlemı 38 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 41 dakika Dogu 3 üncü nokta : Enlemi 38 derece 46 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 27 dakika Dogu 4 üncü nokta : Enlemı 38 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 37 dakika Dogu 5 inci nokta : Enlemi 38 derece 39 dakika Kuzey Boylamı 26 derece 46 dakika Dogu. DENtZCÎLERE VE HAVACIT.ARA ÖNE3VTLE DUYÜltULUlt. Cumhunyet 12181 BIRGİ ITJRCAN; ERCAN TLRCAN Oğuliarı U Y G A R ' ı n dogumunu dosi ve akrabalara bUdırtrler Alman Hastahanesi 7101969 Türkiye Selüloz ve Kâğıt F1B. Işletmesi Genel Müdürlüğunden Hazır ol cenge... 44 l l a z ı r ol censte e|er IsH t e r Isen snlhfisaUh!» **Bu cenk. kılıç kalkan cengl değl!. kafa ve kalem cengidir. Bundan iki yıl önce '27 Ağustos 1967 tarihli Cumhuriyet'te çıkan) «Diktatörlerin sonu» başlıklı bir yazımızds dedigimiz gibi. eger «Tarih bfr tekerrflrden Ibkrettlr» tö?ü tfoSru ise, tarih, hukuk ve ıkti«»t kii1tıirunH(»n vok«un bir tskım kiçiler vine çıkscnk, vıa« demıgojl. ytlan, ttıvir, ü İZMİT Kuşe Kâğıdı Satış llânı Halen pıyasayü bağlantın aulunduğvımu7 suşe sâgıdı dı şında Merkez Bankasına öncelıkle transfeT talımatt verilmlş bulunan 100 120 gr/M2 l:k Ithal sipanş malj kuşefcftgıdjya kında gelecektır Idaremız sıpariş almaya başlarruştır. Asgari alacağımız sipanş 500 &g. dır. Kuşe kâğıdının kilosu 10 liradır. Sayın müştenlerimize, savın thtiyaç sahiplerins duyuruniT Cumhuriyet 12198 DOKTOR Up üroloj SÜREYYA ATAMAL TaJtalm SıraselviJer 105/4 (Baaın: A. 1609823587/12201) Telı « R « (Baaın: (Basın: A. 1689823442 12173ı