Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE ÎKİ 19 Ccak 1969 CUMHURİYET ALI SUAVi'nin yükselen sesi Doç. Dr. Cavit Orhan TUTENGIL ÎKTÎSAT TAKGvnSİ 11 Suavi'nm 31 Ağustof 18«T v e 3 kastm IS68 tarihleri arasında Londra'da 5« sayı yayınladığı «Muhbir» gazetesi Avnıpada yayınlanan <ilk> Türk gazetesi olarak basuı tarihimizin bnemli dönüm noktalanndan biruıl teskil etmektedir. Bu yazımızda. All Suavinm yüzyıl önce üzerlnde durduğu konulardan dikkate dejer bulduğutnuı birkacı el? almaeaktır. ÖĞRETÎM ÜYESÎ. DOĞAN NJtDİ :::: :::: Türkiye'nin Düzeni Dön Bugün Yarın Yazımızın başiığrı, Dogan Avcıoflu'nun kitabının adıdır. Bilgi Yajinevinin çıkardıgı 550 büyük sayfaya küçük harflerle dizili otuz lirahk kitabın piyasada kalmadığını söylediler. Clkemiz için güzel bir işaret sayılır bn 11gi... Avcıoğlu, kitabını iki yıllık yogun bir çalışma sonncn hazirladı. Ne var ki, daha önee Yön dergisinde hafta hafta ödenen beş yıllık emeğin katkısı, eserin temel çizglsinde belirgindir. «Türkiye'nin Düzeni» için kendi kalemiyle şunları söylfıyor yazar : « Bu denemes'le, genç kuşakların daha doğrusu toplumun bütün zinde güclerinin son yıllarda artan ölçüde ılgilendikleri sorulara toplu bir cevap getirmek istedik: Türkiye'miz birkaç yüzyıl önce, yeryüzünün en ileri ulkesiyken. nasıl olmuştur da bugün en geri ülkeler arasında sayılmaktadır? Japonya 19'uncu yüzyıl ortalanna doğru Ortaçağ karanlıkları içinde yaşarken kısa bir sürede kalkınmıştır. İki yüzyılı aşan kalkınma ve Batılılaşma çabalarına »ağmen, Türkiye neden hâlâ kalkınmış değildir? ... Gidiş nereyedir ve bu gidişle kalkınabilir miyiz? Bu sorulann cevaplarının araştırılması, bizi tarihimizin yeni bir görüşle, sosyoekonomık acıdan incelenmesine götürdü...» Bir toplumu tanımak icin o toplumun üretim tarztnı bllmek gerekir. Öteden beri çofcu kişiden duyduğumuı : « Biz tarıhimizi bilmiyoruz.» lâfınm altında bu gerçek gizlidir. Osmanlı toplumu konusunda hep ynzeyden bilçilerle donanmışızdır. Daha yakınlara geldiginılzde\ Millî Kıırtıılnş Savaşımız ve Cumhuriyet yıilanna deggin bil.çilerimiz de yüzeyde kalmış tarih kınntılandır. tktisadi ve sosyal acıdan deriniemesine bir tarih kavrayışı aydmlarımtzda eksik kaldıkca. ne diinü, ne bugünü bilir, ne de yann için geçerii fikiriere sahip olurnz. Doğan Avcıofrlu'nun kitabmda Türk toplnm geçmis^ne bu acıdan bakan. ve geleceçini bn acıdan belirlemeye çalışan yetkin bir çaba görüvonız. Osmanlı toplnm düzeninden bas,Iıyarak İG nci yüzyıidan günümüze gelen ve pünümüzden yarına ıızanan gidişin temel etkenlerinl ele (teçirmek; yüzyıllardan beri süregelen toplum de|işiminin ilk bakışta (rörünmiyen dinamleinl bulup çıkarmak. kitabın ilk kaygnsı olmuştur. Dünden yarına uzanan bn temel çizei kitabın belkemiğidir. Ne var ki. bn belkemiğinin fıkralannı yerli yerine oturtmak için uhıklan taramak. birbirinden nzak gibi görünen tarih olaylannı oknr's snnmak geregi dogmuştnr. Bn gerek kltaba renkli bir nltellk kazandırrnıçtır. övlesine ki. Sovyet' kalkmmasmdan Japon kalkınmasına. Abdülhamit'in Siyonistlerie pazarlığından tş Bankası'nm kurnluşuna. Dış ticaret re.ilminden meşhur is,adamlanmızın palazlanmasma. montai sanayiinden Çııkurova Elektrik Şirketine, tttihat ve Terakki'den Amerika'nın Türklye'ye girişine. Namık Kemal'in sosyal ve iktisadi fikirierinden AtatürkçülÜBÜn özüne. Lövantenlerin doğnşundan rizll petrol savaşına. Almanlann Bağdat demlryolundan Amerikalıların Chester proiesine. sanayide yabancı knmpanya ejremenli*inden Jöntürk hareketine, Sened1 tttifak'tan Tanzlmat fermanma kadar küçük bir ansiklopedinin sayfalanna stğacak degişik oiaylar yogun biçlmde Incelenmts,. tasnif edîlmiştir. Ve dünya tarihtnin iktisadi, sosyal degi^lml lçine otnrtnlmustur Türk düzeninin gelişlmi... Türk düzeni gelişiminde Abdülhamlt. Hürriyet ve îtlIâf. Serbest Fırka. Demokrat Partl. Adnan Menderes, Süleyman Demirel bir çizçide degerlenmektedir... Bnnnn karşısmda Namık Kemal. tttihat ve Terakkl, Mustafa Kemal, Hareket Ordusu, Halk Fırkası. 27 Mayıs hareketl bir cizglde sıralanmaktadır. Amerika'nın Türkiye'yi istilâslyle geçmiş gnnlerde tngiliz ve Aiman kumpanyalannm Tfiffctye'yi istilâsı ayrıntılarıyU b« lld.çizcinln ardmda yerine otıırmaktadır. . : . . . vwv" '"Ve sonnç : "* " *~ Birkaç yüzyıl önce veryüzünün «n İleri ülkesl olan Türklye. emperyalizmin gücleri eliyle peri bıraktınlnııştır, bngün Türkiye'de emperyalizmin tstediği düzen knrnludur. Bn diîzen değişmeden Türkiye kaltanamaz: çagdas. uygarlık düzevine erişemez. «Kalkınma, düzen değişikliği demektir.» Bu düzenin degişmesl için toplumda varolan itici güclerin. bagımsızlık içinde toplnmsal devrimierle çagdas. nygarhğa nasıl yöneleceği Avcıoğln'nun kitabının son bölümlerini meydana getirmekte, asker, sivil, bütün aydınlann dikkatle okuması gerekea eser, Atstürk'ün bir sözüyle son bulmaktadır : « îdarei maslahatçılar esaslı inkıl&p yapamaz. BugrOnkil sefalet ve rezalet içinde esasen kimseyi memnun etmeye imkân yoktur. Memleket mâmur, millet zengin olduğu zaman herkes memnun olur.» :::: :::: «••• :::: :::: Ismi var, cismi yok Garantili bir iş Aylar arasında Bir eksik dolduruluyor Gürültülü ninniler Uçtu, . uçtu, ne uçtu? Şampiyon değilmişiz Politikacı olarak elbetto Alp (Ergenekon) Aslan'ın meşhtır üç ay'lı annasım da gözden kaçırnuyordur. Bütün bu «ay» r JI yanısıra geçen sene, durup dururken, evlendi. ve «balayı» na girdi. Anlaşılan şimdi sır» gökteki Ay'a geldi. Bir de oradan hevesini alsın bakalım. Yalnız, üstad onuncu «ay» ından, yani «balayı» ndan pek memnun olmamışa benziyor. Cumhuriyet'in «Han'fendiyi beraber götürecek misiniz?» sualine kestirmeden bir «hayır» bastırmış. Halbuki gökteki Ay'da bir ikinci «balayı» geçirmek, pek de fena bir şey olmazdı gibi geliyor ama, elbette bir bildiği olmab ki, yalnız gitmeye karar vermiş. Kimsenin iç işlerine karışmak haddimiz olmadığına göre, bizden sadece: İyi yolculuklar. *** bil, artık ahştığımız sekilde, kulak asan olmadıydı. Sayuı baylar, $imdi oturmuslar, elektriğin sık sık kesilmesinden, bu yüzden yolda kalan arabalann trafiği tıkadığmdan dolayı, troleybüslerin, îstanbul sokaklanndan kaldınlmasma karar vermişler. Yerine yina otobüsler konacaknııs. Ne oldu bunca emek, bunca «özene bezene» lik, hele, bunca masraf? Bu troleybüsler yapılmasına karar verildiği zaman, şehrin elektriği ne idiyse, yine o. Cereyan kesilince de mübareklerin yolda kalacağını, ve elbette tra A Maarif ve ihtilâl ll Suavi. £ÜnümÜ7dekl «direnme hakkı»m akla getiren bir ileri gorüslülükle konuyu inceler: Bizim vükelânın efkânnea halkı terbiye etmek ifsad demektir. Halkı >ine kendileri içln hali cehalette bırakmak lâzım lmiş ve senet olarak derler ki. maarif ilerlerte Fransanın Biiyük îhtilâli gibi bir şey zuhurundan korkulnr Eve«. bo fîkir doğrudur. Maarifte terakkl eden millet hukuku milliyeyi pâyimal eden despot vükelâ üzerine ihtilâl dahi yapar.» (S. 10). 183» Fransa thtilâlini hatırlatarak «Aferin, Fransular pekâlâ etttler. diyen Ali Suavi'nln. bir baska yerde de «Âyeti kerhne»lere dayanarak aynı düşünceleri baska bir açıdan temel lendirdiği görülür: •Ey adalet lsteyenler! Sümüklüböcek gibl basımzı saklayarak gezmek Istersenlz hiç bir vakitte zâlimler size baş çıkartmıyacaktır. Esir •iniı. frer B1U1 ve Süleyman gft>l seyt dermiyen merd mevdan olursanız zâllmlere karsı durursunur. İnsansınız, hürsünür... Denize düşen. biri gelsin de benl knrtarsnı deyu bekliyerek boğulmah mıdır? Yoksa canını kurtarmak için çabalamalı mıdır?.. Ağlamayan ço cuğa meme vermezler». IS. 14) İnunlan (action)a çağıran Ali Suavi, hükflmete gözdağı vermekten de jjeri kalmaz: «Hükumet basjna gelecefci artık hissetsin, tebaantn mesveret hakkını vermeee meebur olduğn gün Iste geldlğinl anlasm. Eğer anlamak istemezse tebaa hakkını zorla alacaktır.» (S. 26). •Zaman faktörii» fse başlıca endiseleri arasindadır: «Ey vatan erleri! Biz böyle sükut durdukça hiç bir »ey olmaz. Velev ki Padijahımız natuk etmlş. lcrası göriilmez... Gaflet etmlyeMm. Vakit kayhetmlyelinı. Vaklt bizi kapmazdan evvel davTanaiım. (S. 37). A kabnea vahşilik halinden blle bln kat beter olur. Bârî Teniçerilerde bir intlzam var Idi. Hiç değil ise ahkâmı şeriate tâbi İdiler^ Devieti «gemiye benzetmekten hoglanan All Suavi su suali sorar: «Peki ama hepimiz geminln içindeyiz. Gemi batıyor. Nasıl feryat etmlyelim?.. Bu halde yapılacak jey, geminin bulnndugn halden reisl habcrdar ermektir.. All SuavV nin Reis> kelimesiyle kasdetliği Bizim reisimiz olan Padişahımızdır. •Bize duşen ona arzı hâl etmektir.» (S. 12). Güzel Hükumet idaredir: « Ne güzel hükumettir o ki varidat ve »arfiyatı birkaç kisinin eline kalma>ip umumun yâni millet tarafından intihap olunmnş be? altı yüz zevatın nezareti altında buluna vp israf vuku buldurulmaya». Zaten .Muhbir.in yayınına temel olan şu «Üç Kaziye» bu amaca ulaş mak icindir Surrti idaremiz deği^medikçe ha llmiı düzelmez. Vükelâ mes'ul olmadıkça iş yo luna girmez. Hükumet nezaret altına ahnmadık ça doğru bir şey yapılamaz.» All Suavi, Usfclü Meşveret veya diğer tâblrle Millet Mecllsi lâzım» diyerek bu konuda bir sonnca vanr. tki ana kanaatini ise W ' l e belirtir: •Birincisi, '$u asirda gördüğümüz Bâbı âli idaresiyle Devleti Osmaniye bâki kalamıyacaktır. İküıcisi. bu detletin bâki kalmasına care yok değil vardır.» Ona göre bu «çare» şndur: .!\Ieşveret Meclisi olmadıkça Devlet yaşamaz. Yaşamaz. zira adalet olmaz. Adaletslı devletin bekast olmaz.» (S. 22.) li Suavi diişündüğii •çare»yi son bir defa •Osmanlımn Terakkisi» başlıklı yazısında ele alır. Bu yazının dikkate değer ta rafı «öğretim birliği»ne dayandırdıği Osman» lıhk» fikri ilc «MeşvereUe karşı «âdil diktatör» görüjünii tartışmasıdır: •İstanbul, Usulü Mejvereti kabui etmeli. Mrmlekette bir usul üzere mektep, bir usulde ders yapmalı. Herkes bir mektepten yetişmeli. Tâ ki ecnası muhtelife bir fikir sahibi olup, herkes (Ben Osmanlıyım) demeli... (Ben hâkimim), (Ben mahkuraum) ihtilâfı kalkmalı... Iste bo'yle bir mektep bir dersle Osmanlılık iddlan yâni ümmetlik ve hubbı vatan kalblere râbıta olduğu halde Avrupa'nın sanayil kolay kapılır... Eger denirse ki fMesveret'e hacet yok. Basta bir âkılin dudaği kımıldamasi ile olabllecek isi nfçin kalabalığa diişürmeli?) Evet, bn mümkündür. Fakat yapacak âkılin zekâ ve dehasmı muâheze derecesinde biiyiik olmak lâzımdır. Haydi farzedelim ki muâheze derecesinde dehalı bir zat bu işl yapsın. Ya ânın halefi ve halefinin halefl olacak zatlann dehalan dahi. o gibi muâheze derecesinde olacağina kim kefil olacak?. (S. 49). • •• ::: B izim «Giizel Hükumet adını verdiğimiz, Ali Suavi'nin özleminl ç«ktiği İsmi var, cismi yok •••• • ••I E • ••( ••• • •• ss:. A Yeniçeri ocağı A I Suavi'nin ordu v e riyaset lllskileI * * rine ısık tutan bu yorumu da çok ilfi çekicidir: •Biz hürriyet efkârını Yeniçerllerin mahvtndan beri kaybettik.... Hükumeti mutlakaya karsı dunır bir kuvvet idiler. Babalanmız Yenlçerilerin znlmünden bîzâr oldaklanndan Sul tan Mahmudu Sâninin kuvvei tâhiresi bunJarı mahvedince nefesleri kesiidi. Herkes ümlde düstü. memnun oldu. Lâkin düsünemedller ki bir hükumet her türlü nizam ve necaret kaydından knrtulursa ne hale gellr? Wlr Idare kendinin hareketinl tâdil edecek k n m l mukaMedea »madlanınca ve bhkaç kljinm rizu patlaması, ocak çökmesi gibi kazalann, maalesef, sık sık vuku bulduğu Zonguldak şimdi yeni bir felâketle karşı karşıya imiş: Kullanılmıyan toz halindeki kömürün mlktan, şehrin orta yerinde kümelene kümelene, bir milyon tona yaklaşmıs. Küçük bir da£ olmuş. Bu cins kömür sanayide kullanılırmıs ama, yerll sanayi ç o ğunlukla mazota döndUğü için. memlekett© satılamıyonnuş. Kül nisbeti yüksek olduğundan dolayı da dışanda alıcı bulunamıyormuş. Zonguldak Belediye Başkanı, kt bir tnaden mühendisidir, ilgilüerin dikkatini çekmiş: Bu kömürler kendiliğinden ateş alabilir, o takdirde etrafa yayılacak zehirli pazdan, şehir oturulmaz •hale gelir. Çaresi nedir, '"asıl bulunur, aklım ermez ama, şu «figililer» lafı, lcat edüdiğindeı beri, pek hoşuma gider. Kimdirler, adlan san lan nedir, hiç bilinmez. Bir «ilgililer» dir gider. Zonguldak Belediye Başkanının dikkatini çektiği «ilgilüer» hiç şüphesiz, kötnürU oraya yığan, «ilgililer» i n dikkatini çekmişlerdir. O «llgililer» de (eğer bir facia olacaksa îkömürün ateş almamas.na dikkat etmeypn başka «ilgililer» in Ustüne yıkacaklardır durumu. Derken (Allah korusun) yangın çıkarsa ateşi söndüremiyen «ilgililer» den bahsedilecektir. Velhasıl bir «Ugili» bulumıp da, kim «ilgilenecektir» bu işle. Kaç tane misalini gördük şimdiye kadar! *** G Bir eksik dolduruluyor nsıklopedilere bayılınm. O nun için bizim evde kitaplan n yüzde altmışından fazlasuıı ansiklopediler veya o mahiyette olan kitaplar teşkü eder. 37 ciltlik ttalyan ansiklopedisi, 24 cilthk tngiliz (Britannica) ansiklopedisi, ve Fransızcalar. A figi bütün bütün aksatacağını kestirmek için, Çin'den veya Hindistan'dan kâhin getümeye hiç lüzum yoktu. lki kere iki dört eder, ya da, görünen köy kılavuz istemez diye buna derler. Hattâ buna bir şey daha derler: Kel başa şimşir tarak. Yalnız pek pahalıya mal oldu bize bu lüzumsuz şimşir tarak. Ve, bermutat, bir soranı edenl çıkmıyacak. *** Şampiyon dsğilmişiz imler yapar? nasıl yapar? hangi esaslara dayanır da yapar? pek bilmiyornın ama, zaman zaman, dünyantn snrasında burasında, mu*itclif memleketleri içine alan, çeşit çesit istatistikler yayınlanıyor. Arsda Türkiye de var. Bunlardan biri, geçenlerde, bizim gazetelerde de çıktı. Bizler burada hayat pahalılığindan, ve bu pahalılığın her geçen gün daha da arttığından şikiyet ederken, bir de .ıaktik ki, Türkiye, hayat |îahalılığı bakımmdaa, 5teki memleketler arasıada 13 uncu geliyormuş. Yani, önfimüzde fiyatlann bizimkilerden çok daha yüksek olduğu, 18filkevar. Eh, ne de olsa, bir teselli. ll Suavi'nin 100 yıl önce Londra'dan vükselen casi bugün de düşündürücü oloıaktadır. A Sonuç HUZÜR Otomatik olup ayarlı olmayan mekanik süpurgelerin modası geçmiştir ^ J Süpürgesinin emsallerinden üstünlükleri: 1 Her zemıne g«re otomatık ayartitSir TeKerleklerın süspansıyonj ayar duğmesı <le duzenlentraşU 2 Tozları bojaitma mekamzması supurgeyi lerj yuz elmeden çopien n tozian COD ysnne bosaltir. ^ ^ 3 TSrkıyede yalnız H U Z U B supurgesı 3 fırçalu dır. (Taklıtlerı h a r ı ç ^ ^ 4 2 sene garanlılıdır. Cam «To/.Jf;. Hırthvafalar farMthmet frioyd*n Ksrabağlar Sümer Reklâm: 11/677 Mılll bir ilâç fabrikasında tam gün calıçmak üzere MEYLİT Eşfiz aile rei.<imiı tercihan ÎNGİLİZCE bilen bir Bakteriyolog veya Biolog aramyor. Müracaatlann bir fotoğrafla birlilrte P.K. 1 Ferıköy adresme yapılması rica olunur. îs Reklâm: 95/672 ADNAN KOLAT^lVın olumunün 40 ıncı günune ra»t lıyan 20.1.1969 Pazartesi günü ikindi namazından sonra B«yoğıu Ağacamiinde okunacak Mevlide; akraba; dcst ve arzu eden din kardeşlerimizin tejriflerini rica ederiz. KOLATAN Ailefl Curohuriyet AYFER FERAY • TİYATROSU Aralannda Türkçe yok. Çünktl, nedense, memleketimizde bu dal yayınlara pek önem verilmiyor. Mevcutlar (başta pek faydalı «Hayat Ansiklopedisi» olmakla beraber) biz yaştakileri doyuracak, dörtbaşı mamur bir genişlıkte değil. Onun için Safa Kılıçhoğlu dostumuzun giriştiği Meydan • Larousse Ansiklopedisini yayın teşebbüsünü, şahsen, sevinçle kar*ı** illetvekili olmak, ötedenhe şıladım. Larousse, valnız Fransanm dsri, tuhaf bir meslektir bizde. Şöyie ki bir defa millet ğil, bu sahada dUnyanın sayıh vekili secildiniz mi, işiniz iştir. rr.üesseselerinden biridir. Kılıçlıöteki dönemde seçilmeseniz de, ogiu bu koca müessesenin en vemutlaka, basta sayısız kuruluşla nı ve en büyük eserinin Türkiyerın idare meclisi üyelikleri ol de yayın hakkını satın aldı, ve mak üzere, bir yerlere oturtulur ışe başladı. sunuz. Bir bakıma bu, seçim olBir esaslı ansiklopedi yapmak, masa da, devamlı, bir geçim ga başlıbaşına ve altmdan cıdden rantisidir. zor kalkılır. bir .neseledir. Rahmetli babamm, senelerce evvel neşrettlği Ansiklopedinin hazırlanışını hatırlanm. Bütün dikkatlere, bütün itinalara rağmen yine de eksikleri kalmıştı. Çok Bu cümleden olarak, hafta Igüç iştir dogrusu. Çok emek ls çinde bir baska istatistik yayınter. landı. Bu yenisine göre, mesela, Meydan Larousse'un kusursuz hırsızhk suçlannda Türkiye 9 tamamlanmasını dört gözle bekuncu. cinsel oianlarda 12 nci, Geçenlerde, verilen bir habere liyoruz. Ben kütüphane raflannsahtekârlıkta 17 nci, filân geligöre, şimdi işe bir başka şekil da yerini ayırdım bile. yor. bulunmuş: Adalet Partili bir mil*** Siz misiniz, memlekette hırsnletvekili, önümüzdeki seçimlerıle lıktan geçilraiyor, kadmın yüz Meclise giremiyecek hukukçu üvermemesinden cinayetler birbiyeler için, Adalet Bakanlığinda, rini kovalıyor, piyasada milyonher ihtiyata riayeten şimdiden, ek sevvmli dostumuz F.K.G. larca sahte 500 lük var, diye ba60 kişilik yeni bir kadro ihdasınin büyük marifetlerinden ğırıp çağıran. Hele, her gün üç nı istiyor. Böylece, seçilmiyecek biri de, koca koca meseleleri, dört tane işlenen adam Bldürme olan hukukçu milletvekilleri, o kisa kısa anlatıvermesidir. İstansuçlannda 5 inci sırayı tntuyorraya atanacaklar. Maaşlar da hiç bulun, dillere destan, 23 senelik muşuz. Gclin de bafınn çağırtn fena değil. bir geçmişe sahip Opera binasıbakalım şimdi. Bunu gören diğer bir milletve nı, hafta içinde, bir makaleciğe Beterin beteri var, demişler. kili de doktorlan düşünmüş. O sığdırdı. Yalan değildir ama, bize bu fc«da, seçilraemeleri halinde, doktor darlık «beter» yetiyor da artıyor miUetvekilleri için Sağlık Bakanbile. lığında, pyni sekilde, bir kadro hazırlanmasını teklif ediyor. lyi şey valla. Demek bütün mesele, bir yolunu yordamını bıılup, kapaği Meclise (yahut Senatoya) atabihnekte. Ondaa sonrası kolay. Kimsenin aırtı yere Bu arada bir de hoş hâtırasını gelmiyecek. anlatıyor: F.K.G. yi Münih'de, Bundan daha saflam sigort* ilo dostlan, iki üç kere operaya çöolur mu? Senrih Polat| tnrmüşler. Tesadüt, her defasın*** Dİscmlandüaı da, Wagner'e düşmüş. «Çok yadırgadım, ve nyumamak için kendimi güç tnttnmv diyor. Öyledir. Wagner herkesin koolitikacılar böyledir. Kendilay kolay yiyip vutacağı leblebilerinden bahsettîrmekten pek lerden değildir. Hakkında bir hoşlanırlar. Bu, bir bakıma, çok da hikâyeler uydurulmuştur. zaten meslekleri icabıdır da. SaBir tanesi: Adama «Kimin oyın Kasıro Gülek de, bu yolda Cumhuriyet 699 peralarını en fazla sevdiğini»' şüphesiz, en muvaffak olan polisormuşlar. Tereddütsüz «Wagtikacılanmızdandır. ner'inkilere bayılınm» demiş. Neden VVagner? Çünkü yanırndakilerle en rahat onun oneralarında konuşaUzun ısmandır hururumu biliyonım. kaçırsn rahatsızlığımı zama Bu da bir başkası: Yine, adanmaa teşhia ederef; yaptıjı mm birine «Waçner'to operalabaşarılı ameliyatla; tekrar sıh hatim! lade eden; iyi insar.; rını sever misin?» diye sormuşhazik operatör sayın lar. Adamın. Wagner şöyle durOp. Dr. sun, musikinin <m> sinden bile Bu sefer tatmuş, bir Amerikan haberi yok. Cevap da vermek Iâçirketine başvorarak, Ay'da kenHAYRİ DAVAS zım. «Valla, demiş, Wagner hakdisine bir yer ayırtmış. ile; yardimeısı sayın Dr. Gü kında hususî >ir fikrim yok ama, Gülek'in, esasen, «ay» larls IIzin GÖKLER Hanıma ve amenmumivetle gürültuden hiç hoş liyathane hastabakıcısı Must»fisi eskidir. Bir defa, uzaktan lanmam.» fa Urlu'ya sukran ve teşekkurda olsa «Kızılay» la alâkasını leriarj arzederim. Kulaklan çınlasm, bizim F.K. kesmez. G. ye de galiba. akşamlan «Allah Rasan ÇETİNKAYA Sonra, afnna bir damla içkt rahatlık versin» verine «Allab koymadığı için «Yeşilay» in tabii Wagner versin» demek daba teüyesidir. Cumhuriyet S82 sirli olacak! #** K Garantrti bir iş M Gürültülü ninniler P Merhum eski Darphane Müdürü Abdurrahman bey ve Ayse hanımın oğlu. Reşide Sezginerin eşi, merhum Şefik Sezginer, merhume Şefika Sezginer ve Seker Şirketi Müdürlüğünden emekli Burhanettin Sezginerin kardesleri. eski Maliye Nâzırı merhum Abdurrahman Sayın ve merhume Zekiye Sayının damatları, Yüksek Mühendis Aydın Sezginer ve Yüksek Mühendis Yüksel Sezginerin babalan, Ayten Sezginer ve Mahinnr Sezginerin kayınbabaları, merhum Vahit Sayın. Müfıt Sajin, Emine Balkı. Peride Ergin ve Şükufe Ekitserin enişteleri. merhum Edip Ergin ve Ziya Ekitlerin bacanağı. Sürel Belirdi ve Oya Sezginerin amcalan, Ayşen, Elif, Abdurrahman, Aykut ve Emre'nin büyükbabaları, DEVLET DEMÎRYOLLARI HASILAT DAİRESt ESKİ BAŞKANI. ANKARA BELEDİYESİ 1 T OTOBÜS I'MIM Mt"DÜRLÜĞt NDEN EMEKLİ VEFAT Aylar arasında AHMET MUKBİL SEZGİNER P geçirdiği âni bir i r i z sonucu hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 19.1.1969 pazar günü fbugün) ögle namazını müteakip, Şişli Camiinden kaldınlarak Zıncirlikuyu'daki aile kabrine deineclilecektir. Allah rahmet eylesin, AİLES î (Cumhuriyet: 712) TESEKKÜR panorama ««««««• = haftalık AVTJiAi İrrPKTUftUTE nrr+**lc*t DERGİSI Reklamcüık: 223/710 DENİZ KUVVETLERİ K0MUTANUG1 Seyir ve Hidrograf: Dairesl Başfcanlığından bildlrtlmiîtlr. DENtZCİLERE VE HAVACILARA 3 SAYILI BtLDtRt 2r ıift 24 Ocak 1969 tarihlermde 09.00 İle 17.00 saatlert a r * sında aşağıdakl noktalan bir:eşt)reTi sahs tçinde seyretme, de•nlrleme, avlanma ve bu sahanın 12.500 metreye kadar olan ytt*seklifi can ve mBl eınnlyeti bakımmaan tehHkelldİT. KARADENtZ tSTANBOL BOGAZI GİRtŞt K 1« 8AHAS1 1 nci nokta: Enleml 41 derece 13 dakffca Kusey Bovlarru 29 derece 09 daklka Doğu E. 4958 No. İn Anadoln feoerl. 2 nei nokta: Enleml 41 derece 27 daktka Kuze" Boylamı 29 derece 15 daMk» Dogu 8 nctl nokta. Enleml 41 derece 22 daldka Kmey Boylamı 29 derece 29 daklks Oofu 4 ncO nokta: Enleml 4! derece 11 daldka Kuzey Boylamı 29 derece 29 d&klks Dcftu DENÎZCtLERE VE HAVACrtARA ONEMLE DtYHKI'I.ÜR (Basın 10060,'6î$) ne uclu? | urra, daha lşln basında, bu : sütunlarda yazdıktı: Elektri t Ş t N KÖTÜSÜ.RADYOTV ği kıt (biz, geçirdlgimiz hafDERGİSİNİ ALMAYI DA ta, bPheri orta! ama lkişer saatrjNÜTTUM. . . . ten üç defa karanlıkta kaldikt ve parmlı olfln blr mpmloksnı» troleybüa y&nılmurtnmtjHirxaCumhuriyıt TEPETAKLAK SALONDA PİKNİK KOMEDI 3 B6IUm KOMEDI 3 BölUm YUMURTA KOMEOİ 2 BölUm lflü/t>W B