Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAIÎÎFE ÎKI 5 Eylül Î9B8 COİMHÜRTTET YILAN ve KEÇİ YAVRÜSÜ Ord. Prof. Hıfzı Veldet VELıDEDEOGLU ek Başbakanı Çernik'In başiık Ç olarak geçen «Artık hür gazetelere değıliz» bir ülke sözü, doktorumun «Kitap, kâgıt, kalem yok, mııtlak istirahat» tavsiyesine rağmen, bent bu satırlan yazmağa zorladı. Kafamda bir çok anılar canlandı: bâinleri buldular, beslediler ve en umulmadık yönlerden yüce ulusumuzu vurmağa kalluştılar ve kısmen vurdular da. Eğer o devirde Sovyet Rusya, batılı emperyalistler eibi güçlü olsaydı ve aziz vatanımızı istilâya kalk15.sa.vd1, içimizde yine işbirlikçi hâinler bnlabilecekti. Bugün de bulabilir. Rusyada vuvalanan Tiirk Komünist Partisi ve onun yurdumuzdaki gizli faaliyetleri bunun söz götürmez kanıtıdır. İşte ister kapitalist ister komünist emperyalizm bizim içimizde hâinler bolabildifi içindir ki, yukanda «Çek ulusuna imreniyonun» dedim. HUKUK AÇISINDAN I Iİ.İ «•>• IKTiDAR ve HÜKÜMET Deprem üstüne... t p«ala, l s \ e ç t e giizel bir üniversite kentidir. 5M yıl Snce kurulmuştur Upsala Üniversitesi.. Birkaç yıl Snce gidip gezdifim bu sakin ve düzenli kültür merkezinin bizim gazetede bir acı tesadüfle karsıma çıkacafını hiç düsünemezdim. Dün öğle vaktine doğru yazıişlerinden arkadasımız Ofuz Şeren otnrdufumaz odaya dalarak : Karadeniz sahilinde büyük deprem var Kim haber verdi? AP Ajansından ögrendik, t p s a l a Rasathanesi bildirrois. O saniyede depremin acısıvU seriliğimizin acısı kanştı yüreğimde . Kendi vatanımızda olan bir depretni Iskandinav ülkelerinden Amerikan ajansı eliyle öğrenmek hoş bir şey değildir. Ofnz'a sordnk : Ya bizimkiler? Henüz haber yok. Kimseyi suçlamak için defil, halimizi belirtmek için anlatıyorum olk\ı Upsala'nın bir bilim kenti oldugunu bilivornm. Amerikan ajanslarının hançi hızia çalıstığını bilivornm, memftketimizde bilim alanıns yapılan vatmmların ne kadar yelersiz olduğunu bilivorum. nasıl bir kısır döngü içinde nrpınıp millî gelirimizi lüks ve sefahatle nasıl israf ettigimizi de bilivorum. Bütün bunları siz de bilivorsunuz. Siz de biliyorsunnz ki bizim ülkede deprem oldu mn, zaten çürükçarık olan yapılar vatandaşın başına geçiverir. Ondan sonra da enkaz altından ceset cıkarma çabası başlar. Toksul Iran'da çok daha müthis oldn deprem Orada ölü savısı yirml bine, yaralı sayısı elli bine yaklasıvor. Bir savas verse tran, bu kadar insan kaybetmezdi.. bir ihtilâli çerçekleştirse, bu kadar cana kıyılmazdı. Iran kompradorlan petrol Relirini Isviçre bankalanna istif edecekler: voksnl tran halkı tabiat kuvvetlerı karşısında âeiz ve bileisiz haratinı sürdörüp ıridecek ve tran milletinin alınteri bir avnç imtivazlmın elinde çarçnr olnp eiderken memleketin gençleri de Sah'ın enkizisyon mahkemelerindr mahkum edilecek... Ve bir depremde yirmi bin ölü. ellî bin yaralı . Kimin umnrunda ki virmi bin ölü, elli bin yaralı . Yoksul ülkelerin insanlan oyear diinva icin ikinci Rinıf yaratıktır. Niierva Biafra savasında katledilen insanların haddi hesabı vok Kövler. çoluk cocnk. ana. bacı demeden verle hir edilivor. ama bötün bnnlar radvolarda bes sanivelik. sazetelerde tek sütunluk haberlerdir Bir Avrupalının veva Amerikalının burnu kanasa kıyameti koparan uvear diinva. Asva ve Afrika ülkelerinin kana boyanmasını olatan bir sevmi'î eibi karsılar. Ama yalruz bir tek noktada oUSan bir sevmiş eibi karsılamaz olaylan Ne zaman bir yoksul Asva veya Afrika fllkesi emperyalizme, cehalete. sömürüve baskaldırıp da : Artık yeter!.. derse kıyamet kopar. Bütün dünya basını yognniasır o ülkenin üstüne Her soy sultaya baskaldırıp da kendi eücüne dayanarak vasamak isteyen yoksul milletlere pek acır Batı Küba, Amerikan <seker ve kaoçnk kırallannın sömüreesi iken kimse dönüp bakmazdı bile.. Hele TSrkivede Küha dive bir devletin varlıfıneian habersizdi herke«. Vaktaki Küba sSmürüve baskaldırdı. herkeste bir merhamet. bir duygnluluk, bir dögünme, bir yakınma : Vah vah, vazık oldn Küba'va! Komünist oldn... Çin, vüzyıllarca çiğnendi durdu. Hepimiz pek rahattık o zaman Lokantalarının üstüne sömürjreriler : « Bnrava Çinliler ve köpekler çiremer » dive yazar. her yıl aclıktan vıfınlarca insan öliirdü O zamanlar Çinlileri kimse kötülemeıdi. Adamlar «yeter yahn» dedikleri andan baslıvarak i$lemeve başladı meshnr çark .. Şlmdi Çin'den beter bir ülke, Mao' dan daha belâ bir lider de voktor yeryflcünde... tnsanlara karşı iliskilerimiz ve milletlere karsı tntnmamuz. çağımız nyçarlığına değil de emperyalist eçemenlicin hükümlerlne cöre avarlanırsa elbet böyle sonuçlar olagan savıtmalıdır. Simdi tran, Türkivede ve Batı'da yalnız deprem felâketi olap da virmi bin kisi öldü mü, bir günlük yer isgal eder. Herkes «vah vah» deyip «reçer. VokKuIlutun ve cehaletin pençesinde cürüyrn tran kövlüsiinün depreme karsı ne olmazdan önce ne de oldnktan sonra en nfak bir tedbiri, bir uyrarlık ve bilim kornnman voktur Kimse dâvanın bu \ önüne bakmaz, ama Sah yönetimi yıkılıp da verine bir devrımci iktidar çecse. sevrevlevin siz cümbürtüyö!. Sabah aksam tran'm ne beter bir ülke olduÇnnu gazetelerimizde okur dnrnruz. Deprem konnsnndaki sohbetimlzl bitirirken, bizim politikacıların bn voldaki tntumlarına bir de örnek vermek tsterim : Deprem, sah eünü saat lOJJl'de oldu. ÖJleden sonra Bay Sii leyman Demirel bir hnesaj yayuılayarak «o'STçede he~Y türlü ihtıvacı kar«lavacak t e l b ı r l ç alındıgım» MldlrnrStir. Ot%a Bartın ve Amasra'nın köyleriyle frtibat j e c e ' g e ç vakitlgre kadar kurularoamıstı. Daha irtibat knramadıgın köylerde <her türlü ihtiyacı karşılavacak teHoir» nasıl alırsın?.. Ute bn sornnnn cevabını ancak PabncubüvSk hazretleri bilir. T *••• •••• REJIM ve YARGI Dr. Nihat TÜREL aygın ve biiimsel olmayan bir goruşle, siyasi iktidar ve hükumet kavramları birbırlerinden ayrı şeyler gibi telâkki edilir. Halk bakımından, hukumet elıncie tüm bır siyasî ıktidar gücü tasavvur edildiği gibi, çoğu zaman hükumet edenlerin akıllarında da geniş bir iktidar kudreti vehmedilir. Bu iki kavramın gerçek ayırım sınırlanntn doğru ve biiimsel ölçüler içmde çizilmesi başka bir anlamda çok önem taşır. Mesele şudur: Yirmi küsur yıldır çok partili v e özgürlüklere dayalı demokratik anayasa rejiminin çeşitli deneyleri içinde bulunuyoruz. Bu rejimin temel unsurlanndan biri olan basın özgürlüğü ve tenk:d hakkının kullanılmasmdan ilerı gelen çesıtli tepkiler, son uşrak olarak mahkemelerde terazıye konmuştur ve konmaktadır. Bızdeki demokratık reıim. uzun bir geçmişe ve geleneksel demokratık kurum ve anlayı<=a dayanmadığı için, şefclen bile olsa dengede tutulması, pozitif hukukun ve politik anlamdaki maddi müeyyidelerin dozuna, isabet ölçüsüne bağlı kalmaktadır. Demokratik özgürlüklersiz demokratik rejim olamıyacağına gore, özgürlüklerin teminatı, mahkemelerin ve yargıçların görüşlerindfcpe «îçtihat»larına tâbi olmaktaefır. Bu konuda genel bir gelişme ve rayına oturma elle tutulur şekilde görülmekle beraber gene de tam bir açıklık ve «Stabilite»den bahsed'ebilmeğe de henüz imkân yoktur. !••• Yılan ve 8irtlanlar frikada çevrilen bir hayvan fibnine gitmiştim. Onda bir Pbyton yılanının bir ceylânı nasıl bo$dugunu gösteren parçayı, aradan çok uzun yıllar geçtiği halde, hâlâ unutamam. Bu yıl, tatilime başlamadan önce elime %eçen bir «Geografical Magasine» derfisinde, yine Afrikada, dört bes sırtlanın bir zebrayi kovalayıp yakaladıklannı gösteren, ard arda" çekilmis bir kaç resim, beni çok etkilemişti. 1931 yıhnda Berlinde öğrenci iken, bir keçi yarrustınun bütün gazetelere geçen yürekliliğini okumuştum: Hayvanat bahçesinde büyfik hir Pbyton yılant, belirli zamanlarda kafesine bırakılan eanlı keçi yavrularını yutarak beslenirmiş. Bir yem tfününde bir keçi yavrusu. heniiz yeni çıkmafa başlıyan minik bovnnzlanyla koca yılana karşı koymuş, onbeş dakika siire ile kendini savunmus ve yakalanmamış. bakıcılar, yavrunun yürekliliğini görerek kafesten çıkarmtslar. Amatör fotoğrafçılann çektikleri resimlrr gazetelere verilmiş, yavruya «kahraman» adı takılmıştı. Çek Başbakr >ının yukanya aktardığun «.özfl. Phyton yılammn, her yanından sardıjp gövdesiıün basmcı altında son nefesini veren ceylânın. ya da sirtlanlar tarafından yere yıkılıp bogazı dişlenen zebranın eözlerindeki son hajat belirtüeri gibi duypulanciırdı beni! !••• Y Dersler Ç ekoslovakya olaylanndan, her ulus gibi, bizim de alacağımız büyük dersler vardır: Bunların en başta geleni, ister kapitalist, ister sosyalist olsun, büyük devletlerle andlaşmalar yapıp bağlanırktn, bağımsızlığımıza gölge düşörecek ve bizi sömürgeliğe götürecek aralık kapıiar bırakmamak ve bırakılanlan da bir an önce kapamağa çalışmaktır. Atatürk bize her zaman «ts tıklâli tâm» diye baykırmıştır. Vaktiyle vatan evimizin kapısını aralık bırakanlar bugiin Türk Llusu karşısında başlannı önJerine ejferek bir köşeye sinip kendilerini nnutturmağa çalışaonk yerde. politika pazannda yeniden alış verise çıkmağa ve aziz yurdun şurasında bıırasında kendi «Ev» lerini yeniden kurmağa çalışmaktadırlar. Bu da hazinin hazini bir manzaradır! tkinci ders, Berlin'in küçük keçi yavrusu ribi. kendimizden başka kimseye gnvenmemek, her zamajı uyanık durmak, vatan hâinlerine fırsat vermemek, tchlike zamanında tnetot kavgalannı hemen bir yana bırakıp tek bir vücut haline gclmektir. :::: •••• • ••a • ••• Çeklerin direnişi ağımsızlığı elinden alınan Çekoslovakv» mn suçu ne idi? Onun Sovyet Rusya açısından suçunu (!) yerli ve yabancı gazetelcr; haber, başyaa ve yorumlarında uzun uzun yazdılar ve yeterince aydıniattılar. özeti şu: Komrinizmi biraz liberalleştinriek; Sovyet sınırlanmn giivencesini tehlikeye koymak: Varşova paktının öteki üyelerine kötii örnek olmak; kısanın kısası, ihtilâle ihanet etmek. Benim asıl iizerinde durmak istediğim nokta, Çeklerin, Cumhurbaşkaıundan, Başbakanmdan işçi ve öçrencisine kadar, elbirlifiyle kahramanca direnişidir. Ruslar Çekoslovakyada, tanklann tehdidi altında bile, kukla hükümpt kuracak hainler bulamadılar. Halk ve özellikle gençlik. her şeye rağmen direndi. Bu halk, sanki tek bir insan, tek bir irade halinde eevherleşen bir ulus durumuna gelivermişti. Çeklerin bu «yekpâreliğine» imrenmedim desem. yalan söylemi.ş olurum. Bu direniş bana, Berlin hayvanat bahçesinde bundan 37 yıl önce tek başına koca bir Phyton yılanıyla onbeş dakika savaşıp kendini yedirıneven «kahraman» keçi yavrusumı hatırfattı. Ne' yânk ki bugünkü insan" Iık âlem! Çeklere sadece ve bol bol «kahramanlık» sıfatmı veriyor, fakat onları saldırganın elinden knrtarmaktan âciz kalıyor. Tıpkı zavallı Vietnamda olduğu gibi. Ne utanç verici bir manzars! Son mesaj L l n bakımdan Savın Cumhurbaşkanının ^0 ^^ Agustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayınladıgı mesa.jda asırı akımların tehlikesinden \e milli birlik ve beraberlikten söz açması, he)e: fâmx&r<r!u!a.m\ red ve mağlup ederek millî müca delesini başannış ve esır milletlerin kurtuluştına ornek olmuş Türk Milletinin, bugünkii imkân ve kabiljyetieri içinde tekrar emperyalizmin boyunduruğu altma girmesine imkân vermesi ve bunu herhangı bir Türk'ün benimsemesi as'a miimkün değildır» demesi. ne kadar doğru ve yerinde olmuştur. Bu düşünceye, Ulusal Bağımsızlık Savaşının ilk heyecamnı 1920 de bir lise öfrencisi olarak Ankarada yaşamış; bir işgal ordusu subay ve erlerinin küstahlığını ve emperyalist bir annada'nın boğaz sularındaki tehriit edici namlularım, bir lise mezunu olarak, İstanbulda 1923 de (1) görüp çok act duvmuş bir Türk ferdi sıfatıvla, can ve gönülden katılırız. Ancak Atatürk devrinde suhaylık yapmış olan Sajin Cumburbaşkanınm. bir vabancı filomın • hem de 30 4ğustosta • İzmiri ziyaretinden hiç bahsetmemesini bunu adetâ bilmezlikten çelmesini de, yine can ve gfinülden. arzu ederdik. Sayın Sunay: «... Bilhassa millî gunlerimizde 1:manlanmıza ve hava Uslerimize yapılan veya yapılabilecek olan bu ttirlü mtlttefik ziyaretlerirıl Bevinclmiz© lştirak şeMinıie yorumlamale ve değerlendin7ielc bize çok şeyler kazandırabilirn demektedir. Efer bu ziyareti yapan filonun sahibi olan Devlet, Millî Kurtuluş Savaşımızda birf desteklemiş, hiç değilse bize sempati göstermiş bir Devlet olsaydı, en büyfik Zafer Bayramımızda limanlanmıza. hele tznıire gelecek armadasını dâvetsiz de gelseler • Türk halkı elbettc «sevincimize iştirak şeklinde yorumlar» ve hu harp femilerini çiçaklerle karşılardı. Ne var ki böyle bir yorum ve degerlendirmevp maalesef ne Ulusal Kurtuluş Savaşımız dönemindeki. ne Kılv rıs işindeki, ne de bugünkü tutumlan hiç te elverisli değildir. Komünist bir devlet olan Cekoslovakya, mtittefiki komünist devletlerin dâvetsiz çelen tanklanm bir «dost ziyareti» olarak yorumlamamı? ve direnebildifi kadar direnmiştir. (1) Bir gazete benim 65 yaşma gelmemek • yani emeklilikten kurtulmak • için, yaşımı düzelttiğimi yazmış. Bu, düpedüz bir iftiradır. Serefli insan iftira etmez. Yaş düzeltmesi ancak mahkeme karan ve nüfus kütüğüne kayıtla mümkün olduğundan, ispatı kolaydır. îftirayı yapanda bir parça şeref duygusu varsa, özür dllemelidir. B :::: •••• •••• ••• •••• •••» •••• •«•• •••• xss »••• •••• •••• :::: îşbirlikçiler ¥ ~ \ üşmanla işbirb'ği yapan kişiler hemen her •" ülkede çıkar. İkinci Dünya Savaşında bunlann en finlü temsilcisi, Norveçli (Quisling) ti. Ulusal Bafımsızlık Savaşımızda Atatürku, dıs düşmandan çok içteki hâinlerin üzdüfü. herkesçe bilinen bir gercektir. O işbirlikçiler başan sağlasalardı, bugün Elenizmin «Meçalo idea* sı ve empeiTaliîrni. tâ Anadolumuzun yüreğine Uadar kan emici dişlerini feçirmiyecek miydî? Bugünün «L'lu Hakan Abdülhamit Han» cılan, bugünün safcı milliyetçi çeçinen, gerçekte ise çoğu şeriatçı, mukaddesatçı ve geriei olan emperyalizm dostlan ile Llusal Bağımsızlık Savasımızdaki hâinler arasmda bir paralellik göriilmüyor mu? Buçünün kapitalist emperyalist devletleri o zaman Türkiyenin yok olmasını. haritadan silinmesini amaç edinmislerdi. Giiçlüydfiler. Zengindiler. Her türlü araca başvurarak içhnizdeki :::: a:: :::: ! *•* • •« •••* ••*• ••«• •«*• •••• :::: :::: •••• özellikle muhalefet basını, çeşitli yönleri ile siyasi iktidarın ıcraatını e l e alan tenkidlerinde «Hükumetin manevi sabsiyetinl tahkir ve tetyif» isnadı ile ve Türk Ceza Kanununun 159'uncu maddesi uyarınca yargıç önüne çıkartılmaktadır. Demokratik bir hak olan tenkiö* özgürlüğünun kullanılması ile dev'et otoritesinin devamlılığını öngören «Hükumetin manevî şahsiyetini tahkir ve tezyiMen koruma düşünce<;i arasında biiimsel ve demokratık koprünün ve normal avırımın sağlanması. uzun yıllann çeşitli pratikleri içinde temin edilebılmeliydi, Ne yazıkJci, böyle ^ıir olumlu pratığın gozle görüniır ve tut'arh şekıide ortaya konulabildiğini kesinlikle söyleyemiyoruz. Bu sebepledir ki, hukuk ve politika açısından kısa ve genel hatları ile iktidar ve hükumet kavramlannın analizini, özellikle Türk Ceza Kanununun 159'uncu maddesine sönük de olsa ışık tutar umudu ile yapmak ıstiyoruz. Ceza Kanunumuzun söz konusu ettigimiz 159'uncu maddesinin ilgili l'inci fıkrası şöyledir: «Türklütü. Cumhuriyeti, Büyük Millet Meclisini, Hükumetin manevi sahsiyetini. . alenen tahkir ve tezyif edenler bir seneden altı seneye kadar ağır bapis cezası ile cezalandırılırlar. .. » da biyolojik, psisik, duygusal v e sosya! unsurlannı tetkik konusu yapacak defiliz. Gunümüzde söz konusu edilen siyasî iktidar, müesseseleşmiş, kokieri bakımından tarihî ve sosvolojik vir vakıa olarak kendiliğınden meydana gelen, kelimenin geniş anlamı ile tabıi olan fakat aynı zamanda medenî insanın, medenî toplumlann ampirik tecrubelerine dayanan Ve pratik gayeleri ksrsılavan v e bu sebeble bir dereceye kadar iradi ve hukukî olan bir iktidardır (1) Sayın Prof. Kuba'ı'mn ifade ettiği gibi, siyasi iktidann müesseseleştirilmesi demek, bir nak olarak, şahıslardan aynlıp oblektif bir mtlesseseye mal edilmesl, gayrl sahsileşmesi demektir ki, bu objektif müessese devlettir. (2> Siyasî iktidar kavramının mUncer olduğu «Devlet»in çok partil) demokrasilerdeki anlamı ile otoriter rejimlprdekl anlamı arasındaki aynntıdan söz etmegi dahi fuzuli buluruz. Konu olarak aldıjımız plüralist demokrasilerde, genel anlamı ile siyasi iktidar, ünlU hukukçu Burdeau'nun ilginç şefeilde belirttigi gibi. anayasa hulrultunun yetki ve yapısmı tespit ettiği resml iktidar ile meşruiyetini demokratik düzenin gereklerinden ve dayandığı felseîeden alan fiili İktidar arasındaki denge içinde ole alınır. (3) öyle olunca da, açık iktidar ükesine dayajı, çeşitli parfi, ekonomik gbrüş ve sosyal grupmanlara alternatifleşme hakkı veren demokratik rejimlerde, gene demokratik özgürlüklerin zorunlu kıldığı baskı ve destek gruplan ile resm! özgürlüklerin zorunlu kıldığı baskı ve destek gruplan ile resml ve müesseseleşmiş siyasi ve hukukl bir vakıa olan devlet arasında siyasi iktidar birllkte paylaşıür, daha doğru bir deyimle «ihata» edilir. Halk çoğunluğunun çtlvenini kazanmış bir siyasi parti, bu partinin yetkill organlan, devlet organlannda yer almış temstlcileri. bu partinin destek jrrubu olan basını ve diğer yan teşekkülleri ve nıhayet parti çoğunluğunun işbaşına getirdiği «hükumet» hep birlikte siyasi iktidar bUtUnünan önemli bir parçasını teşkil ederler. Anayasalarla tesıs aşamasına uiaşılan günurhüzün siyasi iktidarları bakımından, devlete ait hâklmiyet hakkmı kullanan şahısjar, devletin organlan olarak, devleti kuran anayasanm kendilerine tanıdıgı bir fonksiyonu ifa etmekten ve bir yetkiyi kullanmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar. (4) B mfiessese, anayasaya göre bir fonksiyon icra eden bir kül olarak hükumet oiup, bunn teşkil eden münferit şahıslar değildir.» Bu bakımdan hükumetin (Bakanlar Kurulu nun) başı olznasına rağmen, Başba kanın bu sıfatla tahkir ve tezyif edilmesi hükumetin tahkir ve tezyif edildiği anlamına gelmez (5). Burada bir başka noktayı da önemle belirtmek gerekir. T. C. K. nun 159 ncu maddesinde sözü geçen hükumet sözü, hem soyut ola^ rak Bakanlar Kurulu dediğimiz anayasa organını hem de somut olarak kişilerden kurulu bir (heyet)i ifade etmektedir. Başka bir deyişle, bakanlann t°ker teker va da bir kısmı, 159 ncu madde anlamında hükumet sayılmadıgı gibi, korunmak tstenen hukukl menfaat da sadece «hükumet fikrinne ait değildir. Yani, elyevm anayasava gdre fonksiyon ifa e»meyen geçmış hükumetleri ta.ıkir ve tezyif. 159 ncu madde anlamında suç teşkil etmez. Sadece kurulmuş ve anayasaya göre görev yapan hiikumefle nn «tahkir ve tezyıf»ten korunımsı fikri, yalnızca ceza kanunumuza mehaz İtalyan Ceza Kanununda değü, kıta Avrupasında bir ortakla şa ceza hukuku ılkesi olarak çeşitli ülkeler kanunlannda yer almıştır. özellikle Fransız ve ttalyan mahkemelerinin bu konudaki görüşleri net ve açıktır. Nitekim bir tta! yan yargıtay karannda, «Tievcudiyeti kalmamış bir heyetin tahkiri cezalandınlamaz» dendiği gibi, bir Paris istinaf mahkemesi karannda da «feshedilmiş bir millet meclisıne hakaret suç teşkil etmez» denilmektedir. Yargılay da... ürk Yargıtayı da ayni fikri, devamlı Dir görüş olarak benimsemiştir. Yargıtayımız çok eski bir karannda, «hükumet ile iktidar partisinin manevî sahsivetüıin bir tutnlarak karar verilmesi yolsuzdur» demek suretile bu görüşü demokratik çok partili hayata yeni girdiğimiz yıllarda hemen benimsemiştir. (6) Fakat bununla beraber bazan vanlış ve hâtalı yorumlarla, genel olçüler içinde, siyasî iktidann (craatını öngoren tecavüzlenn, yukarıda belırttiğimız kesin çerçeve dikkate aluımsdan, jrürütme oreanı olan hükumete yapılmış gibi ele alındığı, dar, t«knik ve hukukî yetkilerte sınırlanan «hUkumet» ile qenış ve sıyasi bir bütün ifade ed°n «iktidarsın gunümüzde bile birbirleri ile kanştınldığı bır gerçek o'ı»rak ortadadır. Bu oatamdan, hükumetin manevi kişihğının korunmisı amacma yönelen hukuki müdahalelerde, kanunun esas amacına uygun davranmak ve mukayesell hukuk kültürünün bu konudaki sabit ve net görüşlerinden favdalanmak zorundayız. Bu arada asıl önemli olan bir başka mesele, demokrasilerde tenkidin smırlan >le tahkir ve tezyif alanınm tespitidir. HUkumetin manev) şahsiyetinin korunması bakımından tahkir ve fez> yif nedir ve tenkid alanmm sınjr'an nerede başlar, nerede biter konusuna yannki yazımızda değineceğiz. (1) H. N. Kubah Anayasa Hukuku, Genei Esaslar ve Siyasi Rejimler, S. 45 '2) H. N. Kubah S. G. E., S. 45 (3) Georges Burdeau, Traite de Science ı>olitique Tome VII S. 14. (4) H. N. Kubalı S.G.E., S. 45 (5) Sahir Erman, Makale. İST. Baro Mecmuası, 1951/2*6 (6) Sahlr Erman S.G.M. T Yani bir devlet organı olan ve sadece belirli yetkilerle teçhiz edilmiş bulunan «hükumet», gerçekts siyas! iktidarın kendüi değll, ancak bir parçasıdır. Hukukî anlamda Hiikumet ukandaki açıklamamızda da işaret ettiğimiz gibi, hükumpt dediğimiz şey, hem bir anavasa organı hem de anayasanın verdiği belirli yetkileri kullanmağa mezun siyasi bir heycttir. Kuru!u1 şunu ve yetkilerin anayasadan almaktadır. Yeni Türk anayasasının 102 nci maddesinde hükumet deyimi kullanılmaksızın «Bakanlar Kurulu» başlığı ile, hükumet dediğimiz heyetin kuruluşu şöyle yer nimaktadlr: «Bakanlar Kurulu Basbakan ve Bakanlardan knruludur..» İşte T.C.K.nun 159 ncu maddesi ile tahkir ve tezyiften korudugu hükumet, anayasamızın 102 nci maddesi ile organlaşan Bakanlar Kuruludur. Fakat ceza müeyyideleri ile korunan hukukl menfaat, bir Roma istinaf mahkemesi karannda da beiirtildiği gibı. «gavrî şahsî surette t?Iâkki edilen Mr • ••••••••••••••••••••»••••••••««•••••••••••••••••••••••••••••••a! Ozel Yeni Kolej Müdürlüğünden 1 Taksım Sakızafacı 30 numaradakı bınamızda yeni ve eskı öğrencılerimizin kayıtlarına devam edilmektedir. 3 Gazetelerde ilân edilmekte olaj? taîfiye halindeki eski Yeni Kolej Limıted Ortaklığı ile hiçbır ilgimiz yoktur. (••••••• (Cumhuriyet 10351) •«•••••• ••«••! Y ••»> •••• :::: :::: •*•• •••• •••• ••*• Sivasî iktidar nedir ıç süphesiz burada, anayasa hukuİcunun önemli konulanndan birini teşkil eden «İktidar» kavramının tarihî ve sosyolojik gelişimini, gelişim süresi jçersindeki çeşitli görünüşlerini ve bu kavramın aynı zaman I Hi TEŞEKKÜR Sevgili annem URANİYA TASSELARİDÎ'nin mide amelivattnı yapan ve ölümden kurtaran, memleketitnizin medarı iftıhan, iyi kalbli, mahir ve eşsiz Operatör Sayın Profesör Dr. TARIK MINKARİ'ye ve ameüyatta yardım eden Operatör Dr. Metin Taııker'e, Operatör Dr. Ahmet Yavuz'a ve Narkozıtör Dr. Elı Loya'ya gazeter.ız vasıtasıyle teşekkür etmeyı ınsani bır vazıfe bilınm. Oğlu Dr. Stefanos TASSELARlDt YARIY: AÇIK REJİM VE TENKİD GÖREVÎ Acele satıhk KOCH E STERZEL DRESDEM marka Röntgen Makinası Müracaai: Tel: 47 03 59 "•*••••**••••>»•••*••>••••••••••••«••••»•••••«•••«•••««••••« V E F A T Cumâi BalA esrafından merhum Hali! Rıfkı ile ır.erhume Llıf Hergüner'ın oğulları, ö | r e f m e n Fatma Hergüner'ın muhterem eşı, Nur Kültur, Esın Kültur ve Halıl Hergüner'ın sev gih babaları, tiiccardan Alı Ülvi, Merkez Bankası Muhasebe Muduru Muhittın ve Hatay Cumhuriyet Savcıs güner'ın kıymeth kardeşlerı, Vahıde, Hâkım Saadet ve Asuman Hergüner'ın kayınbıraderlerı. Avukat Kacfn, Sulhı Doktor Re cep Tahır Aksan'ın ve Türkân Oralın enistelerı. Yuksek Mühendis I. Hakkı Oral'ın bacana Ürgün, Akdora ve Usmen aılelerinın yakın akrabaları (Cumhuriyet 10354) Kartal Maltepe Askerî Satmalma SBM (Internationa' Business Machines) TÜRK LİMITFn SİRKETİ Requires an efficient ferr.ale typist for high speed typıng in Turkish and Engiish orı an electrical typewriter with a good command of the Engiish language. Knowiedge of filings systems and stenography \vill be î,i v cn preference. Remuneration according to oualifications anJ o p e r i e n c e . Working days: Monday through Friday. Please submit a written application in Engiish to P. K. 839 Karaköy, İstanbul. İlâncıhk: 8536/10318 MEYDAN SAHNESI Dünya Sinemasında her gün 1830 ve 21.30 da Istanbul'da oynanan tek komedi ANKARA Komisyon Başkanlığından YAĞMA Sinemanın soğuk hava tesisleri tam kapasite ile çalişmaktadırCumhuriyet 1034$ Aşağıda cins, mıktar, muhammen bedeli ve geçici teminatı yazılı 60000 kilo kuru soğan 18 Eylul 1968 günü saat 15.30 da Maltepe'de bulunan eskı BeJedıye binası karşısmdakı komisyonumuzda kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Evsaf ve şartnameler bu komisyonda, Ankara ve Izmir Levazım ÂrrürlıkJennde gorülebi'ir. Teklif mektuplannın ıhale saatinden bır saat öneesıne kadar komisyona verilmesi «arttır. Postada vaki gecikmeler kabul edilmez. Miktarı Kilo 60000 Muhammen bedeli Lira 66000 Geçici teminatı thalenin Lira Gün ve Saati 4550 18 Eylul 1968 1530 4'9/1968 punü Hakkın rahmetıne kavusmustur Cenazesı 5/9/1968 persembe gunü Aksaray Valıde Camiınden oğıe namazinı mütaakıp ka/dmlarak ebedi ıstırahatgâhına riefnedılecektlr Mevlâ rahmet evl'eve NUSfAFA SIÎKI HERGuNER Abdı Fuat Akev Şırkoti muhaşiplerınden SON 2 GUN Cinsi Kunı soğan !BM (Iniernationai Busîness Machines) TÜRK LİMİTED SİRKETİ Requires an efficient JUNIOR CLERK for Administration and Accounting in Ankara. The main duties are: Follow up of accounts receivahle, petty cash administration, inventory eontrol and communicatıons with government agencies. A good command of the Engiish language, knowledge of accounting and importation procedures are reçuived. Age limit: 30 years Remuneration accordins to qualifications and experience. Working days: Monday through Friday Please submit a » n t ' s n sppücafion in Knşlish to P. K. 839 J Karakoy, İstanbul { İlâncıkk: 8536/10317 (Basm: 23777/10326) İstanbul Tıp Fakültesi Dekanl.ğndan 1 (13 534) üra (92) kuruş keşif bedelli Capa Tecriibe Araştırma Kürsüsü onarım işi açık eksiltme ile ihale olunacaktır. 2 İhale 19 9'1968 tarihine tesadüf eden Perşembe günü saat 11 15 de Tıp Fakiiltesi Merkez binasmda toplanacak oJan A E. P Koıni^vonunda yapıJacaktır. 3 Geçici Teminat aVcesi (1 015) lira (11) kuruştur 4 Bu is° ait Kcsif. Şartname ve diğer evrak Üniversite Yapı İşleri Başkanîığında görülebilir. 5 Tsteklilerin ihale eününden üç gün evveline kadar İn$aat Kontrol Bürosuna müracaatla »hli>et belgelerini aimalan ve 1968 yilı Ticaret Odası belgelerini Komisyona vermeleri lâzımdır. İstanbul Teknik Üniversitesi Nükleer Enerji Enstitüsü Müdürlüğünden Enstitümüz Nükleer Mühendislik Tedrisatına 1968 1969 ders yılında 25 öğrenci alınacaktır. Adaylann, MimarUk Fakültesi hariç, îstanbul Teknik Üniversitesi fakültelerinden mezun veya eşdeğer bir öğrenim yapmış olmalan, Kimya YUksek Mühendisı veya Fen Fakültesi Fizik lisansına sahip olmalan lâzımdır. tsteklilerin 5 Eylül 1968 den 2 Ekim 1968 akşamına kadar Gümüşsuyu binasındaki EnstıtJ MUdürlUgüne veya 48 22 50/198 No. lu telefona müracaatlan ilân olunur. CBasın: 24080 20342' ASANSÖR SATINALINAGAKTIR Mecidiyeköy'de 13 kath blok apartman inşaatı için 2 adet asansö'r satınahnacaktır. Bu işe ait şartname Müdürlüğümüzden temin edilir Yeterlik belgesi için son müracaat tarihî 10.9.1968 saat 17.30 dur. En son teklif tarihi 20.91968 saat 15.00 dir Tel: 49 99 01 I İ M L O İstiklâl Cad. 181185/6 (Basın: 5958/10340) (Basın: 23932/10332;