Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT 11 Evlul 196g CüMHTTtfTET Durcısı Derleyen: Aziz Kayıan larla karşılasıyorlar. Bürün hapıshane personeli nişvet alnıaır.ta, üstelik Mafia'nın adamlanndan ve içeride bulunan beülılar dan korkmaktadırlar. Sonısturma sonunda su yüzüne çıkan skandallardan biri de Cook diyanlar bir kısım tutuklulann hizmetine girmiş oluyorlar. Aynca hapishanenin yatağını yorga lunı, hücrelerini ve hattâı tutukluların yiyecefcini bıl° satmakta dır bu gardiyanlar. Hücre saüşı biraz tuhalınıza gıtmiştir herhâl lar ve tlbisemi ateşe verdüer.» «Gardiyaular ise sadece baslarun öteye çevirmekle yetindiler.» Şikago'nun göbeginde işkence yuvası olan «Dünyanın en korkunç hapishanesi» indekı soruşturma esnasmda bir kadın tuGardiyanlar onun maash hizmet kftrlanymış gibi bütün arzularını yerine getirmekle mükelleftirler. Hapishanenin bütün idaresi adetA De Stefano'un elindedir. Nizamlara aykın olduğu halde, üze rinde daimi surette büyük. miktar da para bulundurur ve dışandaki işlerini günün her saatinde Rahib'in yazıhanesindeki telefonla idare eder. On tane avukatı, kansı vo kızlan istedikleri zaman, ziyaretine gelebilmektedirler. Ko nuşmalar başgardiyanın odasında yapılmakta ve haptshane idarecılerinden hiç klmse haar bulunamamaktadır. Mafia'ya mensup herkes ve on lann yakınlan, daıma hususl alaka görmektedir. Cook Eyalet Hapishanesinde. îçeride veya dışanda olmanın bir larkı yoktur onlar için. Yine Mafia'ya mensup Alan Rosenberg isminde birisi başgardiya nın odasını ftdeta garsoniyer olarak kullanmış, günün her saatin de kadın arkadaşlanm orada kabul etmiştir. Tahkikat esnasmda bu ziyaretlerl sık sık tekrarlarnıs olan bir kadın şuıüan söylemlştir: «Alan benl ve başka kadınlan sık sık hapishaneye dâvet ederdl. Başgardiyanın odasında istediğimiz gibi yeı, içer eğlenirdlk. Ben Yahudilerin kralıyırn, bu hapishaneyî ben idare edjyorum diye konuştuğunu defalarca duydum.» Burasının Dünyanın en korkunç kadınlar bölümü hapishanesi olmasının yegane sebebi gardiyanlarm iyi yettştirilmiş olmaması ve onlara gayet az Ucret ödenmesidir. Bu hakikatı tahkikat komisyonu da raporunda açıkça belırtmiştir. Ayrıca «En azılı haydutlann tıkıldığı bu hapisnaneye bu iste pismi*. ve satın alınamıyscak elemanlar lânmdır» demışlerdır. Şurası muhakaktır ki, Al Capone zamanında bile hiç Wr hapts hane bu şekilde idare edilmemış, mesul kişiler bu kadar kolaylık la satın alınamamış veya korku*,ularnamıştır. Bugün cereyan eden hâdiseler bir numaralı halk düşmanı dıye adlandınlmış olan Al Capone devrinde olsaydı, belkı bir nebze hoş görülebilirdi. Cook Eyalel Hapishanesinde tuluklular kavga cdiyoclar rune doğru geldiklerini gordüm. Avazım çıktıgı kadar bağırdımsa da yine yardıma gelen olmadı. Kadınlardan biri eteklifimi ateşe verüı bu sırada naylon kombınezonum alev aldı. Kendımı yanmaktan korumaya çalışırken onlar rastgele benı yumrukluyorlar, başımı taş doşemeye çarpıyorlardı Bir ara tekme yedigim burnumdan oluktan boşanırcasma kan akmaya başladı. Bu durumda dahi kadınlar hırslarını alamamışlar, göğsümün i'erinde tepiniyorlardı, Birisi kilotumu çıkardı ve bağırmalarıma mâni olmak için onunla ağzıma tıkaç yaptı. Dayak faslı ne kadar devam etti bümıyorum. Kendime geldigim zjıman baş ucımda gardiyanlar vardı ve birisı yaralanma tendürdıot svirüyordu. Baş gardiyan :se mütemad.yen; «Bu kadının kavgacı birisi olacağım daha görünce anlamıştım. Husıısi hücreye atın da cezasını çeksin» dıye söylenıyordu. Yaralarımı sarmaya bile lÜ7um görmeden beni sürüyerek götürdüler ve içerisi boş bir hücreye tıktılar. Ofeci ânı hatırladıkça bugun bile uykulanm kaçmaktadır Ben 39 yaşındayım. Batı Virginia'da iyi bir aileye mensubum. Kocam ölunceye kadar polisle başım hiç dertte değildi. Onu kaybettikten sonra para sıkıntısı çek meye başladım ve hırsızlık suçu ıle bu hapıshaneye düştüm. Buraya ilk geldiğım gun beni camları kınk bir odaya aldılar ve soyunmamı soyledıler. Hava soguktu. Benden daha evvel gelmış altı kadın soyunmuşlar ve soğuktan titreşiyorlardî. Ben de sovundum. Titreşerek doktorun gelip biîleri muayene ^tmesini bekledik. Pormaliteler tamamlandıktan sonra altımızı 2.5x4.00 metre ebadmda bir hücreye tıktılar. Dalıa hapishane kapısından girdiğim an da nekadar param ve öteberim varsa uyuşturucu maddeler satıcısı Opal tarafmdan gasbedılmt?ti. Hamam böceklennın, irı farelerin cirıt attığı bu pis hücrede üstunde taşıdıklanmdan baş'^a hiçbir şeyim yoktu. İlk akşam fasulya çorbası ile tatsız bir bardak kakao verdiler yemek niyetine... Ruby Yarbo müt hiş sinirlenmlşti. Sıcak kakao tasım hırsla fırlatıp attı. Orada bulunanlar rastgele bazı yerlerinden haslandılar. apse atılışırmn ikinci günil bizlerl dışarı çıkardılar ve kadın sardiyanlar erkeklerln yar dımı ile hücr«tnızi baştan başa aradılar. Toplu ığneden dış fırçasına kadar ne buldularsa alıp gotürdüler. Bu araştırmaya sebep olarak benım bir gece 6nce gardıyandan mecmua ıstediğimi gösteren hücre arkadaşlarım bana bir hayli kızdılar. O gece benim vatagı ateşe verdiler. Yardım için bağınnca da baş kadın gardiyan beni kavgacılıkla itham etti ve yakılmayı hakettiğimi söyledi. Gunlerce yemek yemediğim < v lurdu. Zira hücre arkadaşlanm, kötülük yapacaklar diye korkuyordum. Bir gun elektrik ampulünün camını kınp tuz haline getirdikten sonra yemeğimi» üzerine serptiklerim görmüştüm. Her sabah erkenden kalkıp çamaşırlarımı yıkadıktan sonra onları ıslak ıslak tekrar giyiyordum. Çahnacağmdan korktugum için hiçbirisini kuruması için asamıyordum. Vücutlanmızı yvkayabilmemia için de, 90 kişi için sadece üç dus vardı. Her akşam itile kakıla bu duşların altmds tozdan topraktan arınmaya çalışırdım. Ertelenmeler Tahkik Komisyonu üyeleri araş tırmalarını derinleştirdikçe insan aklı almıyacafc derecede yolsuzluk Eyalet Hapishaneslnde yatanlann dörtte üçü henüz mahkumiyet gıy memiş olarüardır. tşin en acı tara fı bazılanmn basit tralik suçU rmdan tutuklu bulunmalandır. Kefalet gösteremedikleri için içeride kalmakta ve duruşm» gu nünü beklemektedirler. Böylec« en azılı haydutlarla aynı çatı altında kaldıklan için türlü iskencelere maruz kalmaktadırlar. Bunlardan biri trafik işaretine uymadı diye, diğeri ise küçük bir kavga neticesi ıçeriye atılmış ve t*m 48 gun hapis yatmışlardır. Açıkça yedi hafta cehennem azabı çekmislerdir. Mahkemelerin çabuk neticelenmemesi ve durusmalann sık sık ertelenmesi de »ynca burasına «Dünyanın en korkunç bapishanesi» unvaruru kasandırmaya yet mektedır. munüyet itibmriyle rüsvetle satın alındıklan, baan d* ser lerinden korktukl»n için gar Ü de. Bu ahşverişe daha ziyade ho moseksueller taliptir. Gençlerfn bulundugu bölumlerdeki hücre'.eri tercih eder ve iyi fiyatlarla satın alırlar. Cook Eyalet Hapishanesi 1929 yılında yapılmış. 120x240 ebadındaki hücreler birer kışilik olarak düşünülmü^se de sonradan iki hattA üç kişi tıkılmış içeriye. Hücrelerde temizlik için hiç bir şey düşünülmemiş. Hatta yemeK yıyecek masa bile konmamıs. Tutuklular yerde veya dizlerinde yı yorlar yemeklerini. Burada bahsettigimiz tutuklular forsu olmıyan, rüşvet veremlyen kimaeler tabil. CUzdanı veya yumrugu kuv vetli olanlar ise vukanda belirttigimiz gibi luks otel hayatı yasıyorlar burada. Burasının bir de kadınlar bölmesi var ki, erkekler kısmından daha feci durumda. «Sekiı Irl yan ludın beni 61düresiye döviip bnrnumıı kırdı tuklu şunlan söylemıştır: « Hücremde bankoraun iizerinde oturuyordum. Kapı açıldı ve yanında yedi kişi ile beraber bizim kısmın belahsı olan Ruby Tarbo içeriye girdi. Bu kadın 1,85 boyunda ve 90 kllo a|ırlıgındadır. Yardımcılan da ondan aşafı kalmazlar. Ruby: « Asağidaki delikanhlar *enin için uzülüyorlarmı;, onlara daha faıla «iyet çektirmemfk için seni biraı vola getireceğiı» dedi. Ben başıma gelecekkri anlamıştım Kapıya do^ru atıldım. Fakat dışarıy» çıkaraadıro. Ruby saçlarımdan yakalamıstı. Avazım çıktığı kadar bağırıp yardım istrdirnse de imdadım» yetişen olmadı. Kaduüardan biri kapıyı kapayıp önüne ıçeçti, diğerlfri de çepçevre etratunı aldüar. Ruby'nin ılk yumrugu şakağımda patladı. Dığer kadınlar «öldür!. öldur'..» dıye bagırıyorlar dı. Bir anda hepsinin birden üze HI Yarın: Bir parti ariay seçiyor Dişf Bond MODESTY BLAISE «g£L^" İ S T AN B Ü L 06 25 0S 10 07.00 07 05 07 f0 07.45 08 00 08 CS M10 08.25 06.45 09.00 0910 10X0 10 05 1105 11 SO 12.00 12 10 12 ?5 12 «0 13.00 13 .5 13.S0 14.00 14 70 14*5 15.C0 15 05 16 05 16 25 16 40 17 00 17 05 17.C5 17.50 19 00 19 30 19.90 1955 20.00 20 15 20£') S100 21 10 21.25 21 40 22 00 22 49 23.G0 23 5î BULMACA, 123456789 ^^ ^^ •• Gınavdın 7 Kövt habfrier Günavdın II Haberler ve h«v» durumu Istar bulda bueun KUcük il#nlar Uaflf B«U müzi« Bcr»b?r ve «n)o sarkılar Vivo!mı«el loloları " v lcin E ArJtgsı varın Ara h»b*Tİ*r Okul radvc£U S.ıbah konscri S»z tsorieri Ara hsbcrltr v« K. ilânlir Fjlma TurKândan turkuler Kücuk crkrstra Ktsrlıc S!r>ahlden sdrkılar Haberler. R G *?. *u«tın • F.krem Ki'neardar\ ^rKılnr Feklâm nrocranılarî Gör.ul Akfcordan ssrkılar Rarlvo senfonı orkestrası 0 o n ses • Dort u z Ara haberler Okvl radvnsu Daııs orKfStrılarl Sarkılar Tıirkuleı vp ovun havaları Ara lıab«rlcr Kbv odaii Küme f . ı h Rcklânı oroernm'ısrı Haherler vr hava durumu KHcük Hanlnr h»«f mUclk Anavaıa B r \arrr.ıs. bir vokmus Deniıalt' dünvijı T.M. klasifc korocu :4 u>kUr. olavlan. K. ilinlar Mafıf Batı mu;iti Ekonomi M Demirkırandan »arküar Reklirı Droeramları Actlıt. DTOCTMn Sonat saati Tiffatny Jones EVET , SEM ıOKoe6:Du. Haberler Günun ıiroeramı kaoanıs İSTANBUL U. RADYOSL 16.55 Açılış ve program 17 CO DısKoteğimizden 17.30 Kuçuk konser 16 00 Genı,lere muzık 1S.30 Senfonık müzik 18.00 Hafıf muztk 19.15 Hadyo ıle Fransızca (37. a»rs) 19 30 rtksam konseri 20 15 Grnçlerle be*aber 2! 00 Operalardar. seçmeler 21 55 Hafıf muiik 22.00 Cete konseri 23.00 Caz muzigı 83.30 Hafıf Ealı n.uzıii 01.00 Program \e kapanıs Caz pıuzlei SOLDAN SAGA: 1 «Mevzuu ıntıhap et'» anla rmna^ ik> cçzlü bir «srHr.Z»'Lıselerde* bkutulaa "dersKrderr bırı. 3 Tersi «Beleşten dunyahk» mânasına ıkı sozdür. 4 Bir erkek adı, çevrılınce «şayet» karşılığv bir edat belirır. 5 Bir soru takısı, son derece. 6 Müslumanlar it,in ibadet zamanını belırten seslenme, tersi «Yunanlı» mânasına yabancı bir sozdür (söylendi{;i eibi yazılmıştır). 7 Son zamanlarda buyük şehirlenmizde a'dları trkaları gelmeden yapıhp duran şeyler (çoğul). 8 Saaadft getiren işaret ve belirti oarak sayıhr, çevrilıoce «düzüneden iki eksık sayıda kumaMn geris.Uk tarafi» anlamını ifade eden bir sayı ve bir soz meydana çıkar. 9 Dil. dünyanın önemli akar sularından biri. TÜKARIDAN A9AÛWA: 1 «Soz arayıp eie geçir!» öy1 III ••• • 1 1 mânasına iki sözlü oir enıir. 2 iki soz. 7 «Birının hiç lehind» Üç, dört kişilik Orkestra ile ve bulunmayıp yalnız akeyMnde bukarşılığı bir edat v« rüen konserlere bdyle decilır lunan» bir söz. 8 (karma söz). 3 Bır bıtkinın \7 • Kısabın Mt789 gelişıp yetışirken göstardiji hal »ıfı ınadrîey» (eskı Botanik terimı), çevrilinv3<\ai'. arlace bır kadın adı olur. 4 Tersi mına iki söıbazı ılkel toplumlar.ia dokunulIU bır emir, ması «haram» olan sutsal eşya •ersı cayı koveya insanlara verilen addır, zıl nuUı» dur. I zurna sarhosların bagırtısı. S «Daha kö«Vıda» denilen çıvıleıın etratta•u durumâ kı gırınti çıkıntı yerlerı. 6 «tndü?!» mânasanı tetikte bulunmaya dâvet DunkU bulm»c»nın M n a iki «ozlii eden zaman parça?;» anlamına hâllcdllmi. sefcU : bır etnırdır. UÜNKO UULMACAMM HAULEDtLMİS $EKLİ NASIL HALLEDtUECEK Vukandald rmkamlı balnuıeada f<i«e 4 tane anantnr (ipucn) ve 8 tane sonuç vardu Bo« luüao l> karenio içine 1 deo 9 a kadar uyçun birer raknro koyarak •• to»lama. çarpma, çtkartma. holme i' »derine dikkat ederek mldan uğa ve yukandan asa^ıyı bnlmarada «fösteriJeo soonçlan bulanos. B u u vaktinizi alır ama. bos vaktiniri bosça ffeçlnnij otnnanır» DENIZ GURBETÇllERl } HAUKARNftS Demek şu Ateşoğlu takımı, artık avucuna aldığına emm olduğu, guzelim avını elınden almıştı ha? İste Karakulak ıfrit oluyordu buna Şu Atesoğlu'nun a'aeağı varsa goreceğı de vardı. Karakulak yanındaki yardakçüarına «Gelin be riye» dedı. Hepsı de başbaşa, çatık kaşlarla fıskosa ko>nıldular. Orada Danacıların Yusuf, Kocadonlu Hurşıt'le Boz Hasan vardı. Karakulak patrondu, bunlar da onun soysopu, yardakçılan ve genel kurmayıydı. Karakulak'ın, «bakındı şu Ateş oğlu denüen herıfe! Bızde iki makine var, ondaysa yalnız bir makine. makine, dalgıca hava verecek, hava makinesini taşıyan küçük teknedir) B'zde on dalgıç, onda altı dalgıç var. Biz dalgıçlarımızın her bırıni günde on kere daldırınz, hem de denn sulara, yani biz günde yüz dalış yaparu. O altı kere daldırır her dalgıcını, yani otuzalu dalış yapar. Gene de o bizden fazla sünger ÇIKRrır. Bu nasıl olur?» dedi. Kocadonlu Hurşit, burada Karakulağın sözunü keserek. «çünkü onlann bıldı|ı sunger yatağı, gızli bır sığları var. Biz nişanlannı bulduk muydu bir, onlann otelerıni», burada gozunü kırptı, «beri ederiz!» dedı. Danacıların Yusuf da. «ondan sonra sığ bızım olur» dıye pkledı. Pala Hasan da «yaşasm kılağılı bıçaklar» dedi usul usul. Karakulak, «bakm ne yapanz, onlann gizli b!r sığı. olsa olsa Tekır Burnunun açığında bır yerdedır. Biz, bır iki millık bir yanlışlıkla nerede olduğunu tahmin edebilsek, birkaç gun çengel siırte sürte, sıgın üzerıne düşeriz» dedi. Karakulak devam etti: « Gizli sığlarımn Tekir Burnu dolaylannrta olduğu belli, çünkü hep oralara gidiyorlar. Nitekım şu. onlar sefere çıkmca onların peşini bırakmayalım. Onları uzaktan izleyelim. Gizli sığ ları Tekir Burnunun açıklarında ya. Tekır Burnu yüksektir. Burnun üzerine, Cinibizlüerden kalma Ören'in (viramn, ya da harabenın) kulelerinin bırine dürbünlü bir gozcü çıkarırırz. Onlann nere de durup çahşükîarım görsün. (Cmibızlüerden • Cenovalılardan kalma dedıklerı şehır harabeii, hâlbuki tsa'dan yediyüz yıl önce kurulmuş olan Knidos başkentidiri. Gözcümüzden haber alınca biz de sıgı buluruz. Şimdi siz göz kulak olunuz dı, buradan ne zaman ayrılacaklannı öğreninız. Bu plâmma ne dersiniz?» diye sordu. Ötekiler de, «ne derız, olur deriz, koca efemiz» dediler, cıgaralarını tellendirrneye, nargilelerıni fokurdatmaya devam e^iler. Karakulak'tan aynldıktan sonra Küçük Aliş'in yan öfkesinden, yan da iç acısından yaslar boşandı gözlerinden Ama liman camısinın avlu'u na varınca, ellerinde makaslar, arşmlar ve çuvaldızlar, bırçok demzcılerm enıne boyuna serdıkleri yelkenlik bezlerden, latın, gabya, Ilok ve kontra flok yelkenlerini kesmekte olduklarını gördü. Aralannda birisi, elindeki büyük bukinayı (öttürülen büyük bir şeytan kulesi) sallayarak, genç bir denizcıyle tartışıyordu. Bukinayı sallayan, «sen bu kadar büyüğünü hiç gordün mü? Bir öttür de bak. rüzgârsız havada sesi tâ üç mile ulaşır uu.. u dıye» deyince, cami kapısında duran Karasakal Mehmet Hoca bilginliginı göstermek için, «evet kitapta yazılıdır ki, kıyamet günü Hazreti tsralil boyle bir sur'u ürrrr diye bttürecek,» dedi. ö t » yandan Bektaşi Vasfi Kaptan, alaylı alaylı giilümsedi. Çok içtiği için ona Bektaşi Baba Kaptan da derlerdi. Hocaya, «Kıyametin kopması nıı? Son dünya savaşmda koptu ya kıyamet. Kanatları daha yeni tüylenen bir melek palazı, açık kalan bir cennet dolaylannda sur'u bulmuş. Çocuk olur, düdük bulur da öttiirmez olur mu? Öttürünce dtlnyada kıyamet kopmuş, cennette de, koca düdügü kim çoluk çocuğun elinde bıraktı diye» dedi. Bir başka denizci de, «bu sur bonısu degil, deniaeilerın gumrüğe, sahil sıhhiyeye, saydı bahri nizamnatnesi ile dünyanın böylesine çektiği yuf borusudur»dıye ekledi. Genç denizciyse, «güya denlz kiülan, perileri, bu bukunaların içine girer uyurlarmış, bukinalar kulağa götürülünce öuyulan fısını, rteniz kızlarının gbrdükleri derinliklerin rüyasıymış. Acaba doğru mu?» diye sordu. Bektaşi Kaptan, «bak ev\ât, ben gangavacıyıS, sen onu derinlere dalan dalgıç arkadaşlara sor» diye cevapladı. Alısi gören Bektaş, Kaptan, «oğlum Aliş, git de Yah Kahveye söyle. bana okkalı, az şekerh bir kahve getirsınler» dedi. Aliş, «pekey amca» deyip Yalı Kahvesine koşarak kahvftyi >smarladı. Kahve kapısından, ıç limanın tepeciğe dek. hattâ onun ötesinde, Neyzen Tevfik çocukkm öttürecek düdük kestigi, kamışhga kadarki kıyısim seyre daldı. Orada baltabaş, kemanbaş, gulet, skafi, trandiller, hep karaya çekilıydi, kimine ateş verıliyor, kimı kalafatlanıyor, boyanıyor, stokkolamyor, rasba edüiyordu. Onlann arasmda Aliş, A*,sşoglu tayfasının altmış tonluk depozito kayığını, yanında da yavrusu sanki onboş tonluk makine kayığını gördü. O teknelere dogru yol aldı. Gültişen kaptanları, kesilen velkenleri, öttürülen buklnaları, dsnizi ve Ateşoğlunun kayıklarını görerek Karakulağm hoyrathğını unuttu. Dudaklaruıda, «Gâvurun kızı, fındık verdim kanmadı», türküsünü tellendire tellendire deporito kayığma dogru yürudü. Orada Hırsız Selım'ı, Karabatağı Teleskop (Arkasa var) A N K A R A mmı. KA6ZA F^UA İNMİŞ İVAS AYHAN BAŞOĞLU B || D İ H K Ö P R Ü S Ü 06 "5 07 00 Ac l ı s Ko\e »roerBm haberler v e hava bueun durumu o« ro G u n a s e m I 07 "0 Haberler 07 45 C8 00 08 05 08.10 08 r.O 08 45 09.00 09 : 0 09 40 İOOO 10 U5 Sabah Kucük Watif rtnkdracia muzıâi ilânlar Batı ınuziğı turkuler RASTIR<V<APAN AUAUM İ Zcki Murenden sarkılar MGece\atrrazdan Ev icin Sabah konseri AıUa^ı \ a ı m Ara ht,btr'er v e K. ilânlar O k u l ı^d^uMJ 11 f5 Hrfıf mvîik 11.1) C'onu1 Sovltrden îsrkılar 11 PH Kon<=er saati 13.00 Arh habeıler ve K. ilânlar 12 05 Hacer Bu! Man turkuler 12 ?0 Kıbrıs saati 12.25 Kıicük üânlar 1 o0 Saıkılar ve ovuri bavaiarı 13 00 Haberler. R G de buaün t l?. 15 Hsfif mvzik 13 "0 Keirlâm cronamları 14 0T Kücıık k o ı i î e r 14 r.5 V ı l d ı r a y Ç ı n a r d a n t u r k ü l e r 14 ""S P l e k l a r a ı a ^ ı n d a 15 00 Ara h a h e ı l e r v e K ilânlar 15 05 Okul rad.o?u 16 05 D u n d a r E a l k a n d a n s a r k ı l a r 16 23 T ı i r k b l r r 16 40 A l b ı ı m l e r d e n s " c m e l e r 17 00 Ar= h a b e r l e r K ılânlar 17 05 Y u r t t a n seşler 17 ro K o v c d s s ı 17 fO Eekli>m c r o p ı i m l a r ı 19 00 H.ıberler. hava durumu 19 "Î0 Kucuk •lânlar 19 P5 Turhan Karabuluttnn turkuler 19 T0 Bır varmıs. b»r vukriıus 19 55 T. M. dinlevicı istekleri 20 25 Sror derelsi 20 40 SanatCının cariD dünvası 21 00 ?A saatın olavları K ilânlar 21 10 N InnaDtan türkuler. 21 25 Caidas Turk sıirı 21.45 Emel S a v ı n v e Husevin Gokrnenden sarkılar 22 05 r e « i ü i muzık 22 'i0 Turkuler 22.45 Kaberler 23 00 Gece kunseri . 23 45 Gece rmızifi 23 35 GUnito Drcfframı kaoanıs