Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE DÖRT nun bunun hesabma beyaz zehir ünâl ediyorlardı. Remzi de bunlardan biriylc arkadaşhğı sırasında öğrenmişti eroinin nasıl yapıldığını... ve sonra ilerletmişti işlerini... Hele Naciye ile beraber olması pek çok kazanç sağlamıştı ona... aynı zamanda yakalanma tehlikesi de azalmıştı böylece!... Her ikisi de har vurup harman savurmaya başlamışlardı. Haydan gelen, huya gider... Ero in kaçakçılığuıdan kazarulan büyük para da tavadaki yağ gibi eriyip gidiyordu... İki kolu dirseklerine kadar altın bilezikle dol muştu Naciyenin.. Özel bir fedal şoför ile aynı yılın modeli otomobil kapıda her an onu bekliyordu... Çocuguna ve kardeşlerine mutluluk verecek kadar para gön deriyor, en küçük bir mahrumiyet duygusunu duyurmuyordu hiç birine!... Akşamlan büyük gazinolardan birinin sahneye en yakın masasmda rakı sofrası kuruluyor... Naeiye, Halime, Remzi ve arkadaşlanndan meydana %e len grup, Müzeyyen Senar'ın ünlu «Nınni» sini yaşlı gözlerle din Temmur 1968 CUMHURtYET mniyet Müdürlügünde iki» ci gecesiydi genç kartmm... «Elinizde hiçbir delil yok, beni burada tutamazsınız» diyordu... Ünlü avukatlar bu yaglı işten bir şeyler kazanmak için telefonlar yağdırmağa başlamışlardı... Naeiye herşeye rağmen tevkif edilecekti Savcuıın isteği ve 3ulh Ceza Mahkemesinin kararıyle... Sonra belki tahliye olurdu, ıma şimdi durumu iyi değildi... Yaşlı bir komiser olan Saliîı 3aba, genç ve güzel kadına Üzü: erek bakarken: Kızım divordu.. belki bu defa kurtulursun.. Ceza veremeder sana ama.. razık etme kendine.. kaç bu adamların arasından.. kaç hayatını kurtar!... Aksam oiunca, 2. Şubedeki o trafiği bol odada kimseler kalmamıştı... Salih Baba ve diğerleri hepsi evlerine gitmişlerdi... Hüzün çökmüştü içine Naciyenîn... Karşısında genç, tüysüz yüziü, okuldan yeni çıkmış bir polis otu ruyordu... arada sırada bir iM nöbetçi memur içeriye girip çıkıyordu.. Genç adam garip gözlerle bakıyordu küçük kadına.. huzursuzdu, yüzü kızarmıştı.. ye1 rinde duramıyor, huysuzlamyoı du... Sabaha kadar güzel bir dişi ile karşı karşıya oturmayla görev duygusunun mücadelesiydi herhaide bu!... E Y1LMAZ ÇETINER nuz» diyordum. Bu habisin tozu havaya karışacak da, keyif verecek, insanı zehirleyecek.. Haakmız flnlii Profesör Maıhar tıra gelmez bir ihtimaldi... ÖğOsman neler söylüyor, nasıl anlatıyor o günlere ait göı rendik kl şınnga ile ağızdan alınması o kadar makbul değil.. lemlerini: Kokain gibi bu da enfiye... İlk « Galiba bu buhran zamagünleri tatlı bir uyuşuklufc, bir runda kârlı bir i$.. Adam hapse keyf veriyor, gün geçtikçe bu giriyor, kansı satıyor. Dükkân keyf kalmıyor, eroin almadıkça kapaülıyor, evinde gizli dagıtbu şahıs rahat edemiyor, tabil maya başlıyor. Tramvay durakhalini bulamıyor, artık keyji delannda, lokantalarda, kahvehağil, eski halini arıyor. Yeniden nelerda gizli müvezziler tiryakiye yeniye eroin anyor ki biraz eanparola ile mataiarını haber velansın, kuvveti gelsin, çalışabüriyorlar. sin, agnları geçsin, ayak üzerinKullananlar hep gençler.. yade durabilsin!... Günden güne za91 otuzdan yukarılards nadir rasfc yıflıyor, toprak rengini alıyor, ladım... Tesviyecıler, hakkâkler, sabahlan geç kalkıyor, çalışırŞofor muaTİnleri, mekteplüer, ken uyukluyor, eskisi gibi iş gödogramacılar, berber kaifalan, remediği için kapı dısarı ediliyor. jnan*Tİar, kötü kadınlar, bir de Eroin satın almak için kazancı eroin satanlar... yetmiyor. Eve musallat oluyor, îlk eroinmanlar bana Jspoo dolandıncılığa, hırsızlığa başlıfabrikasından geliyordu: Tiirk yor. îşsizlik, parasızlık nihayet amele... Fabrikaya sapasağlam zabıtadan korkmalanndan erogiren bu Türk amale, yaparken in'den kurtulmak için bize mükoklamaya raecbur olduklan eroracaat ettiriyor. Tamamen çıldırln tozu yüzünden yemeden içmemış, ştfası için çok emek sarfetden kesiliyor, günden güne zatiğimiz.. vakit vakit iyi olacagınyıflıyor, ayakta duramayacak badan ümitsizliğe düştügümüz genç Ie geliyor, valeryana düşktin keeroinmanlan tedavi ettik. tyi oldiler gibi mutlak 0 kokuyu andular. Bir daha kullanmayacakyor, uyujuk v« tembel bir adam lanna söz verdiler.. îfci ay geçoluyor, nihayet altı yedi ay son meden yine eroin iptilası yüzünra patron «Sen hastasm» diye, den müessesemize geldiler. Hele on para tazminat vermeksizin su bir tanesi kurtulduktan sonra yu alınmıs limon kabugu gibi tekrar başlamıştı, kaşeksi haline kapı dışan atıyordu. tlk samangelmiş nefes alamıyordu. Tezkelar bu gençierin günahına girire ile getirdikleri gün ıtacaba dokyordum. «Mutlak şınngasına ator beni yine kurtarabilecek milıstınız, yahut içeriden alıyorsusiniz?» diye ağlıyor, yalvarıyor ÜÇ LİRA İÇÎN EROİNE ALIŞANLAR du. Zavallı 24 saat bile yaşamadı, öldü... erhum Mazhar Osman hocanın belirttigi gibi, Istanbuldaki eroin fabrikalannda, ekmek parası kazanmak ugruna beyaz zehirin kurbanı olanlar gittikçe artıyor şikâyetler, dikodular Ankaraya kadar uzanıycrdu... Tehlike çanları çalmaya başlamıştı topiumda... Fabrikatörler fütursuzca oyurüarmı oynuyor, kendi ceplerini doldur maya devam ediyorlardı. L'murlarmda değildi ölen, surünen insanlar... Nihayet dâva Atatürk'ün kulağına gitti.. ve O'nun verdiği emirle eroin fabrikalan bir gün içinde kapatıldı. Yabancı sermayedarlar pılı pırtılannı toplayıp palas pandıras İstanbuldan aynldılar. YerUler ise sindiler köşclerine!... Sonra, yaralann sanlmasına baş landı. Yarın: Naciye'nin hapishane hayatı B N liyorlardı... l'yu yavrum ninni diyejTin sana; Sen kaldın hatıra gidenden b* Baskı nyapılacağı içine doğmuştu erşeye rağmen Naciye'nin huzuru yoktu. Kuşkuiu, güvensiz, huzursuz bir hayat sürüyordu... Hele eroin yapmaya başlayacağı günler yaklaştıkça, her defasında yeniden doğar, yeniden ölürdü sankü... Herşeyi öğrenmiş lerdi de; bir tek buna, kalbini küt küt attıran heyecana çare bulamamıştı.. Ne zaman deniz kenannda bir lokantada içseler arkasından mut laka eroin imalâtımn seansı başlardı... Gözleri mavi sulara takılır, derln derin düşünmeye başlardı Naeiye... Sırtından soguk bir ürperti geçer, artık 4 yaşma gelen oglu, kız kardeşleri teker teker küçuk dalgalıra bata çıka, bata çıka kaybolur giderdi... Belki o güne kadar yüz defi, iki yüz defa eroin yapmasına rağmen yenemedigi heyecan yine yakasını bırakmamıştı.. Balat'daki evde bir gün önceden hazırlanmıştı herşey.. Naeiye gidecek orada kapanıp 10 kiloluk bir parti mal hazırlayacaktı.. Yolda tâkip ediliyor sanarak, H fşte; şimdi esrar kuHanan eski bir eroinci Karaköy Muhallebicisine gıtüp oturdu bir süre... Sonra kalktı, Beyoğlunda sinema afişlerini seyretmeye başladı... Fakat gözü, ak lı ve fikri tâkip edilip edilmedigini araştırmadaydı.. Nihayet ortalık kararırken bir otobüae binarek Balat'a gitti.. u gece baskın yapılacagı «Çivid»nin, Remzi'ye haber vermesinden önce Naciye'nin içine dogmuştu demek.'... Ilaftaük bulmacanın halledilmis ?ekli Uyu yavrum ninni diyeyim sana... aktiyle fabrikalarda çalışan ameleler, ustalar ve usta başlannın büyük çogunluğu işsiz kalmış, perişan bir durumda ortalarda dolaşmaya başlamışlardı. Eroin içmeye alışanların kimi hırsızlık yapıyor, kimi batakhanelerde sürünüyordu. Bazı ustalar ise ilke' usullerle şı> İSTANBUL 0S.2İ 0«.3O 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 0S.1S 08.30 08 45 09.00 09.15 09.31 Ofl.50 10.00 10.05 10.20 10 40 11.00 U.43 12.00 12 05 12.25 12.40 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.30 14.45 15.00 15.05 15.20 16.00 16.15 17.00 17.05 17.30 17.50 19.00 19.30 19.35 19.45 20.00 20.20 20.45 21.00 21.05 21.10 21.30 22.00 22.45 23.00 23^5 16.55 17.00 17.31 18.00 18.30 19.00 19.3u 20.15 21.00 Acılıs: oroKram Ciınavdın (Iı Kove haberler Ciinavdııı (II) Haberler ve hava durumu Istanbul'da bueun İlânlar ve hafif ruüzik Hafil Batı müzi£i Saz eserleri M. Saâvasar'dan sarkıtar Orhan Avsar Orkestrası M. Akkusdan türküler Ev icin Ktman soloları Ovun havaları Ara haherler Hailf Batj müziH T. Yakarcelik'den sarkılar Arkası varın Sabab konseri ,Sai «Btrtcri.. Ara haberler: ilânlar Nurtcn İnnan'dan türküler Radvo hafif müzik ork. K. Sönmezocak'dan sarkılar Haberler: Resmi Gazetede bueün G. Ersel'den sarkılar Reklânı rjropramları Cetiu Inörteoe Orkestrası Burhan Dikencik'den sarkıiar N. Kovutürk Orkestrası Dört ses ve dört sazdan tür küler Ara haberler Cocuk bahcesl Yaz okulu Radvo İle İneilizce (18. ders) Dinlevici isteklert Ara haberler Karnıa faslı Kov odası Reklim Proaramlan Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar Ovun havaları Tuna'dan Semerkant'a Solistler eecidi Gecen hafta Bu toDraSın sesl 24 saatin olavlar Kücük ilânlar Oda müziii Klâsik koro Reklâm oroeraraları Habtrler Bi^iik orkestra seflerl Özetler: oroeram: kaoanıs tSTANBU İL RADYOSU Acılıs ve Drosram Diskoteftimizden Kücük konser Genclere müzik Senfonik müzik Halit muzik Ak&am konseri Genclerle beraber CesiUi ülkelerden halk sarkı ları Koncertolar Ciean mtlodlleri Gece konseri Caz müzigi > Hafif Batı müzi« Prosram ve kaDanıt V 1 23456789 Dişf Bond ı MODESTY . BLAISEı yt/fUİE'fJlH 'ELJ UZASM2 E 2 Yabanı bir dağ hayvanı, eski lince «güç bir işle uğraşıp bitkin den Müslüman olmıyan Osmanlı hale gell» anlamına bir emlr betebaasuıa tarih kitaplarmda böyle lirir. 8 Yabancı, hanımlann tırdenllirdi (eski usul çogul). 3 nak cilâsını çıkartmak için kul1 2 3 4 5 6 7 8 9 landıklan madBir harfin okunuşu, çok değil, de. 9 AlmanHabeşistan kiban. 4 Tersi «tef S 2 E Ö 5 R n lar «Ren» nehritiş ve murakabe» adı aitında ya» ne böyle derler pılan harekettir. 5 Çevrilince 5| (söylendigi gibi çokluk ispenç cinsi tavuk ve hoyazılnuştır), ter rozların hususl bir dununlarını si «yakalama ve belirten bir söz meydana çıkar, kavrama harebir işaret sıfatı. 6 Mektuplar keti yap!» mâ(eski terim bir sözün normal ço Evvelkt Riinkü nasına karma bulmacanın gul şekli). 7 Bir edat, çevri haUedilmis jekU bir emirdir. SOLDAN SAĞA: lup «Âza yazıl!» anlamına iki sö'zlü bir emir, çok hoş ve mükemmel. 3 Arap alfabesindeki bir harfin okunuşu, tersl bir yemiş cinsidir. 4 «Beygir hırsızligı ya pan» mânasına iki söz. 5 tnsanların yaşayışlan boyunca sıkıca korumaları gereken ruhl kutsal varlıklarındandır (iki söz). 6 Bir edatın kısaltılmışı, bazı parçaları müzikli ve şarkılı temsil. 7 Çevrilinc» bir çeşit hükümdar belirir, tersi Pasifik Okyanusundaki simit şekllndeki •» dalara verilen addır. « Avuç içi ortası, «Baylar arasında sayılma şerefini kazan!» karşılığı iki sözlü bir emir. 9 Tersi «Sevgilinin yüzünün bir parçasıdır» (Divan Edebiyatında), bir soru edab. YUKARIDAN AŞAĞIÎA: 1 Asırlar (iki söz ve çogul). Garftı Evvelki giinkü bumacanın halledilmiş şekli NASIL HALLEDİLECEK Tukandald rakanılı bulmacada sadecc 4 tane anahiar (ipucu) ve 8 tane sonaç vardır. Boş kalan 12 karenin içine 1 deo 9 a kadar uygun birer rakam koyarak ve toplajtıa, çarpma, çıkartma, bo'lme işaretlerine «iikkat ederek soid<tn sağa ve yukandao aşağiya bulıoarada (fösterilen sonuçlan bulunuy Biru vaktinizi alır ama, boş vaktinizi hoşça peçirmiş olursuuuz 3Pİ"PRET0Rİfl ATUSI „ 50 Apeldom akşam eve döner dönmez Patricia'yı Çalışma odasına götürdü. Batan güneşin ışıklarını ancak içeri sızdıran küçük pencereli. karanlık, soğuk, büyük bir oda.. Misafirine tahta bir koltuk uzatü ve: Miss Dunham, diye söze başladı. İjinizle meşgul oldum. Çok ufak bir de sonuca vardım. Capetowne'daki en iyi dostlarımdan biri, Dr. Svvinburn, lngiliz kuvvetlerindeki bazı kimseleri tanır. Bunlardan birisi de istihbarat başkanı binbaşı Graham'dır. Sizin için bir randevu tesbit edebildim. Yardımı dokonacağını sanıyorum. Durumunuzu ona anlatmakla bir şey kaybetmezsiniz. Sizi bürosunda kabul edeme diğinden, yarın akşam altıda Büyük Otel'de sizinle görüşecek. Genç kızın kalbi hızla çarpıyordu: Altıda orada olurum, dedi. Kapıcıya yol göstermesini rica edersiniz. Sonrası size ait.. Patricia biraz daha bilgi istiyordu. Fakat Apeldorn'un verebileceği mâlümat bu kadardı. Uykusuz bir gece geçirdi. Rüyalarla dolu heyecanlı bir gece.. James'in ona üzüntü ile baktığını görür gibi olu yordu. Onunla konuşuyor, fakat sözlerini işitemiyordu. Daha güneş doğmadan perişan bir halde kalktı. Öğleden sonraya kadar buhranh saatier geçirdi. Apeldom onu otelin kapısında bıraktı. Kapıdaki çocuklardan biri onu okuma salonuna götürdü. Orada Londra'dan son gelen gazeteleri karıştıran subaya kızararak kendini tanıştırdı. Titrek bir sesle: Binbaşım, Dr. Swinburn'un size tavsiye ettiği Miss Dunham'ım, Patricia Dunham. Acaba benimle birkaç dakika konuşabilir misiniz? Genç kıza selâm verraek için ayağa kalkan Graham ona ilgi ile baktı ve: Memnuniyetle. Missi Dunham, dedi. Bir taraftan da cesaret veren bir şekilde gülümsüyordu. Boş salonda onu karşısına oturttu. Bu nefis sanşın genç kız, zârif beyaz keten tayyörü ile Afrikanın bu köşelerinde sık sık görülmeyen bir muızara idi. Bu uzak diyara neden gelmişti? Sözü açmak için gemileri Ingiltere iie Airika'da iç!e::en Dunham ve Fraser ile bir akrabahğı olup ol madığını sordu. Başkanm kızıyun, diye cevap verdi. Öyle mi? Sizinle tamşmaktan memnun oldum. Fakat Transvaal'de savaş edilirken Afrika'da sizi bir turist olarak gördüğüme de biraz ^tsıyorum. Ama ben buraya turiım için gelmedim.. Bababa beni bir gemisi üe buraya göndermesini rica eder. ken bir amacım vardı Graham hiraz hav >rle: Öyle ise. »cabı ;ccil Rhodes'un elmasları ı sizi buraya çekti? Bu tser ONK CODTTieht Aiaruındao «atın Subayuı müstehzi sesi genç kızı üzmüştü, itiraz etti: Oh.. binbaşım.. alay etmeyin. Bu uzun yolculu ğu yapmama çok daha acıklı bir sebep var. Capetowne'da bulunmamın asıl nedeninin benim için son derece kıymetli birisi hakkmda bilgi edinmek olduğunu duyarsanız şaşacaksınız, Bu açık konuşma Graham'ı da ciddileştirmişti: Benimle rahat konuşabilirsiniz, dedi. Başında bulunduğum görev beni son derece ketum oimağa sevkeder. Susmuştu. Eldivenlerini çıkaran Patricia dikkatle onları katlıyordu. Söze nasıl başlıyacağını tasarladığı belli oluyordu. Başını kaldırdı; aydmlık bakışları binbaşının gözlerine takıldı; birden karar vererek konuştu: Her şeyi olduğu gibi anlatacağun. Tanıdığtnız dan emin olduğum bir teğmenle evlenmek üzere iken, harb bizi ayırdı. Adı James Mackenzie'dir. Gordon Highlanders'lerdendir. Graham şaşırmıîü. Hayretle genç kıza bakıyordu. Sonunu anlamak için daha fazlasına lüzum kalmıyordu. Anicia Sandra'nın peşine teğmeni taktığı zaman onun nasıl tereddüt içinde olduğunu hatırhyordu. Bir de onu Londra'da bekleyen bir genç kudan da bahsetmişti.. Demek bu güzel kız, bahis konusu Miss Dunham'dı. Londra'ya mektuplann arkası kesilince bu güzel nişanlının neler çektiğini keşfeder gibi oluyordu. Ona acımıştı. Zavaliı genç nişanlıların kısmeti fe na yazılmıştı Kısmet dîyordu.. Ama asıl suçlunun kendisi olduğunu da gayet iyi biliyordu.. Doğruldu. tlgisiz bir sesie: Kimden bahsettiğinlzl anladım Miss Dunham, dedi. Bundan bir ay önce teğmen Mackenzia henüz görevinin başında idi. Genç kız sesini alçaltarak: Zavallı nişanlımın kaçtığmı ve mahkum oldu ğunu tesadüfen öirendik. dedi. Buna bir türlü inanamıyorum.. Maalesef, Miss Dunham, bu bir gerçek... TeJ men Mackenzie kayboldu. Şuçu kumar borcu ve adam öldürmek mi? Öyle.. Graham'ın kısa cevaplan Patricia'yı yaralıyor du. Bir taraftan da hiddetlendiğini farkediyordu. Başını kaldırarak sert bir şekilde: Ben de James Mackenzie'nin suçlu oldugunu kabul etmek istemiyorum, dedi. Binbaşı bird«n doğrularak: Neden? diye sordu Onu yıllardır tsnırım. Ona yüklenen suçla» rı işlemesine imkân yoktur. (Arkası var) Tiffany Jones ÖMEMİ ZiNlASlLD(... İÇİM MOVGiÛ< 21.30 22.00 22.15 23.00 23.30 01.00 AN K A R A 06.25 06.3u 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.05 08.10 08.40 09.00 09.2ü 09.40 10.00 10.05 10.25 10 55 11.15 11.50 12.00 { 12.03 12.20 12.25 12.3j 13.00 13.15 13.30 14.00 14.15 14.40 15.00 15.05 15.30 15.45 1S.03 16.45 17.00 17.05 17.30 17.50 19.00 19.30 19.35 19.50 20.05 20.20 20.40 20.55 21.00 21.05 22.05 22.45 2.1.00 23.45 23 55 Acılıs: DrOEram Uunaydıu (I) Köve haberler Gunavdın (II) Haberler ve hava durumu Sabah müzici Aııkarada bueün Kucük ilânlar Her telden B. Akarturk'ten türküler Ev icin Sabah konseri Arkası varın Ara haberler: ilânlar Türküler eecidi Albuınlerder. secmeler Kutlu Pavsslı'dan sarkılar Cocuk bahcesi Koiiser $aati Ara haberler: ilânlar Ali Ekbeıcicek'ten türküler Klbrıs Sfati Kücük ilânlar Beraber ve solo sarkılar Haberler: Resmî Gazetede busün Hafif müzik Reklâm Droeramları A. Senses'den türküler Cesitli müzik F. Kozinoğlu'dan sarkjlar Ara haberler: ilânlar Plâklar arasında A. Sezein'den türküler M. Sevran'dan sarkılar Vaz Okulu Radvo ile İneilizce (18.ders) Ara haberler: ilânlar Yurttan sesler Köv odası Reklâm oroeramları Haberler ve hava durumu Kücük ilânlar Ü. Yörükofilu'dan türküler Cesitli rmistlk Saz eserleri Gecen hafta Hafif müzik Bir varmıs: bir vokmus 24 saatin olavlan Mikrofonda tintro TBMM saatl Haberler Ooera albdmÜnden Gece varısma âotru Özetler: Drozram: karjanıs BİTTİ. OLAMl ' \ İLÂN Konya Valiliğinden 1 ü Jandarma Alay Komutanlığı için on adet SSB (10 Wat) teLsiz cihazı kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. 2 Muhammen bedeli 175.000 lira olup geçici teminatı 10.000 liradır. 3 Eksiltme 24/7/1968 çarşamba günü saat 16 da Özel İdare Binasmdaki İİ Daimî Encümenine mahsus odasuıda icra edilecektir. 4 Bu işe ait şartname her gün mesaî saatleri içinde İl Daimî Encümen Kaleminde ve İl Jandarma Alay Komutanlığında görii'ebilir. 5 İsteklileriı. 2490 say:lı kanunun 32 nci maddesi gereğince hazırhyacaklan teklif mektupları üe muvakkat teminat mafcbuzu ve şarnameye uygun belgelerini havi kapalı zarflanru ihale saatinden bir saat evveline kadar İl Daimî Encümeni Bsfkanlığına makbuz mukabili vermeleri Iüzumu üân olunur. 6 Postada vuku bulacak gecikmeler nazarı itibare (Bastn: K. 1079 Bastn 21057) 7915 300 Adet 825x20 180 » 900x20 4S0 B 1100x20 720 » 1200x22 eb'adındaki lâstiklere kaplama yaptırıiacaktır. f. E. T. T. işletmelerinden 1 Yukarıda yazılı iş mektupla fiat ve teklif isteme usulü i!e ihaleye çıkarılrmştir. 2 Teklifler kanunj nispetteki teminatla birlikte 17/7/968 çarşamba günü saat 16. ya kadar Levazım Müdürlüğüne verilecektir. 3 Şartnameler l)edelsiz olarak Levazim Müdürlüğünden temin edilecektir. (Basın: 20256) 7922 KAYIP Kavak Kaymakamlıgınca 28 Mart 1968 tarihli Valter tipi 7/31 taşıma ruhsaf nolu 19209 numarah 7X65 çapında Kınkkale yapısı ta bancamı zayi ettiğimden hükümsüzdür. Osman SAYAR Kavak; Üçhanlsc *öyü; SAMSU'Vı Cumhuriyet • 7a27