Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAErfFE İKİ 1968 İŞGAL FABRİKAYI Ulkü YÖNEY AVUKAT tailine girerek bunlan denetleyememektedir... Çünkü işveren, grevin başlamasından evvel ve ilân edilir edilmez işe Iâzım olduğundan fazla ve kendlsine bağlı adam alarak grev halinde bunları grevcilerin yerine çalıştırabilmektedir. Bunları iki . üç ay beslemek getirdikleri kâra göre çok ucuz olduğu gibi, grevden sonra işden atmak da malî bir problcm olmamaktadır. Bu misaller çok uretilebilecektir. Zira kanun boşluklarla doludur ve bir işi bozmak, yapmaktan kolay olduğu için bu boşlukian da kötüye kullanmak işverenlerde çok kolay olmaktadır. Boşluklar ya yeni kanunlarla, ya mahkeme kararları ile dolar... Parti farkı gözetmeksizin, Tiirkiyede, işçi temsilcilerinin yasama organına pek giremedikieri bellidir.. Yasama organının boyle meseleler yerine ııelerle uğraştığı da bellidir! Gcriye (sadre şifa olacak) sadece mahkemeler kalmaktadır.. Yazık ki işi mahkemeye düşen de yaya kalmaktadır.„ Duruşmalar (hele iş mahkemelerinde) 3,5'ar ay mesafeli, yani mevsimliktir. Dâva bittiğinde ne alınacak hak kalmıştır, ne korunacak hukuk! Bir toplu sözleşme yetkisinin usulsüz alındığı mahkeme yoluyla isbata kalkışıIırsa iki toplu sözleşme devresi geçer, üçüncü def'a yetki alınırken de tarihe geçmiş iki evvelki sözleşmenin usulsüz iınzalandığı ortaya çıkar. Ne'den ne'yi çıkarmak istediğini anlamanın falcı olmak gerekeceği kanunu her yargıç başka anlar.Hattâ bir yargicın 3 gün arayla verdiği kararlar biribirini tutmaz. Onun için işin mahkemeye gitmesinde işverence fayda vardrr. Açar bir «grevin kanunsuz olduğunun tesbiti» dâvasi Dâvayı kaybetmekten zaran 409500 liradır... Ama ijçlye düşen, bir türlü sonunu öğrenemediği dâvanın hapis cezası doğurması ihtimaline göğüs gere gere grev yapmaktır! tşte bizde adalet cihazı böyle bir «fiilî durum» içindedir; gazetede manşete geçmez, yolu düşmeyen de bilmez! VO / *••• mamm • ••• »••• • ••• MEDEXPDRT MDSCQW •••« •«•• •••• •• •• •••« •••• Geride bıraktıgımız son iki haftanın en önemli olayınuı gençliğin yüksek oğretim muesseselerinde giristiği işgal ve boykot hareketleri olduğunda şüphe yoktur. Çeşitli çevrelerde türlü yorumlara bağlı tntulan bu hareketler için kamu oyunun son vardığı hüküm «haklı>lık olmuştnr. Üniversite gençliğinin sozii geçen hareketleri, Avrupadaki emsallerinder hemen daima işçüerce de desteklentniş, hattâ birlikte yürütülmüş oldnğundan, şimdi bir lâstik fabrikasmda ealışanlar tarafından yaratılan «flili duram» ilk ağızda bazı aktllardan «Hah işte Avrupa özeniisi işçilere de geçti» duşüncesini geçirecekse de hareketin derinindcki sebebler anlafilıaca işin bu kerre de öyle özenti vs. ile bir iliskisi olmadığı anlaşılacaktır. •llf •••• «••• TEMEL SORUN on üniversite olaylan naiüunda çok şey yazaldı ve daha da yazılacağa benzer. Konuya © ğilen sayın yazarlann genellikle objektif kalmalan çözüm bekliyen sorun bakıraından umut venci olmuştur. Ancak bazı yazar ve çevrelerin ünıversıteli gencın bu hareketini bir özenti ya da beleş suııf geçıp bu yolla diploma sahibi olmak gibi basit bir nedene dayamalan hayret verid olmuştur. Bir kere Türkiyedekl ünıversıteli genç daha iki vıl öncesinden başlıyan fakültelere özgü boykot hıreketleriyle mevcut eğ tim düzenindeki bozukluğu giderecek operasyon yapılmaz ise bu sonucun dogBİ olacagım hatırlatmış idl. Kaldı ki büyük çoğunluğu 00zuk duzenin kahnnı çeken dar gelırli Anadolu ailelerinin çocuklan olan üniversitell gençler diplomaları arkasına saklanan mevcut dıplomalı aydınlanmar.^lann toplumuna vermiş olduğu zararlan gördükten sonra aynı yolu seçıp halkı için diploması sayesinde yeni bir zarar kaynağı olmak lstememektedirler. Çünkü bu ülkücü genç ler dtizendeki bozuklugun bir noktada bir No. lu sorumlusu olaMk bu diplomah cahilleri görmekte vs kendilerinin de aynı ;ukura düşmemeleri için çırp maktadırlar. Kim ne derse desln ve son bâdise ne denli bir yoruma tâbi tutulursa tutulsun bızdekı ünıversiteli genç biçımsel bir hale dönuşüp kalıplaşnuş soy bilgilerle kafasının yıkanmasını .ememektedır artık. Bunun böyle olmadığını istemedlği içindir ki bütün gücüyle bozuk eğitim düzenine hayır d9mış ve ilkokuldan üniversıteye değin yurt ve dünya gerçeklerini iaha etkin bir şekilde yansıtacak yeni bir eğitim düzeninin getirilmesini istemektedir. SFl V/0 "MEDEXPORT" tşletmesi tarafından arz edilen S :.:: Belirsiz fiilî durum İşgal neden olur? Hukukça nitelenmesi ne şekilde olursa olsun, toplumbilim açısından «işgal»in bir «patlama» olduğu mnhakkaktır. Patlama ise ev\elâ baskı altma alınmış bir kuvvete ibtiyaç gösterir. Bu kuvvet, üniversite olaylannda, eğilim düzeninde eşitsizlik, yöntemsizlik, ilgisizlik yollanyla kaybolan seneler \e geleceklcr; işçinin hareketlerinde ise aluımayan haklar, neredeyse hukukîlik kazanmış sahtekârlıkların sorulmamış hesapları, inatla tıkanmış kulaklara bir türlü girecek delik bulamamış ve yıllardır kurallarm sınınnı aşmamağa çalısraış uyarmalardır. Bu ilk örneğine tantk olduğumuz olaym, hiç şüphesiz, işçi kütleleri ve örgütleri arasında yayılmasını ve gelişmesüıi istemiyornz. Zira inanıyoruz ki böyle bir yayılraaya esasen geri kalmış ekonomimiz de, zaten türlü sıkmtılar içinde bunalmış toplumsal hayatımız da tahammüllü değildir. Her nekadar işçimizin sağduyu ve basiretinin yurdumuzda bir «Fransa olaylan» yaratmayacağını (1) umuyorsak da bizde her işlemeyen otobüsün, her duran dcğirmenin, her çalışmayan kömür ocağrnın toplumsal hayattaki tahribatını onarmak Fransa gibi ileri ekouomilcrdekinden çok daha zordur. Ancak böyle bir gelişmeyi arzulamamak baska, değerlendirememek başkadır. Yukanda da söylediğimiz gibi bu noktaya gökten inme gelinmis değildir. Olayı yaratan birçok etkenler bulunmaktadır ve bu etkenler yok edilmcdikçe hâdiselerin jayümasmı dUemenin bir anlamı olmayacaktır. «İşfraM kanunların hangi maddesine gokmak gerektiği elberie araştırılacaktır. Ancak (haklıIık) hukuk karşısında başka, toplumbilim ve tarlh önfinde başka değerlerin ifadesi olduğundan l^çl hareketleriyle meydana gelecek fiilî durnmlar belki kanunlarca mahkum edilecektir amma hakIı isteklere dayandıkları, anarşiye yol açmadıklan sürece vicdanlarm kanaatı beraet olacaktır. Esasen bareket bir mânada da kohnemis ve adaletten aynlmış hukuk düzenine karşıdır. Zira mesele, işçinin Türk • Iş veya DISK'e iltifat etmesi, ya da şu veya bu konfederasyon, siyasî parti veya herhangi bir teşekkül tarafından kışkırtılması meselesi değildir. Bugün Türk fş'e bağlı Kauçuk İş'e karşı görünen misal, yarın DlSK'e bağlı bir sendikayı mevzu edinebileeektir. Çiinkü mesele, biıtün işçinin bağlı ve içinde bulunduğu .düzenirç hozuJduğundajı doğmakrMiır ve duzen değişmedikçe de bu kazan kaynayacaktır. tun oğretim üyeleri babaca nasihatlar etmekten oteye pek fazla bir şey soylememışlerdır. Sayın Velidedeoğlu, dğrencılerı kınayaraktan, «Resmî Oniversite hocalıgından gayri hiçbir işle ugTaşmıyan bocalarını açıklıyarak bu töhmetten onlan kurtarmak doğru olraaz mıydı?» demektedir. Acaba neden onlar kendı kendılerini «çıklamamışlardır. Eğer böyle bir açıklamada bulunsalardı ve kendı tutumJarını açıkça ortaya koysaJardı çıkarcı Profesörlerı blr kenara kıstırmış ve maskelerını du^urmuş olacaklardı. Bızım anlıyamadığımız bir dayanışma duygusuyla bu yola çıtmemışlerdır. Sayın Arsel, Üniversıtelerımızde yeterlı eleman yetışmedıği bususunda herkesın bırleşebıleceğını belirttikten sonra egıtim sıstemındekı değışıklıği sosyal ve dınî şartlardaki reforma b^ğlamaktadır, ve devamla «Bütün bnnlar öylesine ririft \e öylesine kökleşmis meseleler ki, nereden ve kimden ve nasıl başlamak icab edeceği hususund» belirli bir görüşe ola$mak sn an için faran fibi (örünüyor* demekte v e çozum vollarını araştıımaktan kaçınmaktadır. Bu yoliarı gostermek görevı de oğrencılere mı duşmektedırî Kaldı ki öğrenciler değışıklik konusundakı görüşlennı kamu oyuna duyurmuşlardır; bu gorüşler üzerınde tartışmak ımkânj mevcutken sankı öğrencılerin ıstekJeri münhasıran imtihan usulleri konusunda ımış gıbı sadece bu hususa değınmek pek haklı bir davranış olmasa gerek. ülke gösterilemez. Eğitimî, tKiMnın, okul öncesı, okul çağı, okul sonrası (yetıskınlık çağı) yaşamınd'a, uyumunu (intıbakını) sağlamaktır» dıye özetleyebiliriz. Bu anlayış açısından bakacak olureak Türk toplumunun eğitim ihtıyaçlan «Sosyal hukuk devletı» ılkesıni kabul etmış olan 1961 Anayasası ile güvenlik altına alınmış olmasına karşın: Türk mılli eğitiminin bugunkü düzeyıne bakıp da utanç duyraamak ıçın kışinın tüm duyguiardan yoksun olraası gerekir. Sayın Tabıi Senatör Kadri Kaplan (Eğitimdeki Alârm Çanları) yazısında konuyu tüm çıplaklığıyla ortaya koymuş. Tartışılacak yani yoktur konunun. Aneak, köy çocuklannın okuma olanaklarına değgın bölümünü biraz açmak isterım. Söyle ki : A Bes milyon köy geneinden ancak °ol inin ilkokul sonrası öirenim olana^mı balabilmesi, Türkİye'deki etitim düzeninin kimlerin yaranna dönük bir düzen oldnçunn çok açık olarak ortaya koymaktadır. Bn oran karsısında «köylü ffendimiz» den utanabiliyor mnvaz bilmirorum. Atatiirk'ten bu yana «Türk nlasnnun terçek efendisi>ne ne denli hizmet edildifi ortada. Ornetin. köv çocnklanna okuma olanatı vrren Köv Enstitülrrini (ki. köv kızlarının okuvabildiklrri tek knnıınlardı) ve giderek Assubay Hazırlama Oknllannı kapattık. A Bu •'il'lik oranm yansı öğretmen Okullarında okuduğu göz önünde tutulursa, ilkokula davah altı sınıflı öğretmen Okullannın gerekliliği, köy çocuklarının yararı yönünden zorunludur. Ve ortaokula dayalı üç sınıflı öğretmen Okullarının altı sınıflı öğretmen Okullanna çevrilmesi gene köy çocuklannın yararına olacaktır. Çünkü. köylü çocuklannın, kendi parasivla ortaokulu okuma olanağı bulamatfığı bilinen bir gerçektir. S Bugün hızla açılmakta olan Imam Hatip Okulları verine altı sınıflı ftgretmen Okulları açmakla hem öğretmen ihtiyacımızı karsılamıs oluruz, hem de (daha önemlisi) «büyük bir bevin ve zekâ potansiyeli» ni, yaşıdığımız . dünvaya dönük biçimde değerlendirmis oluruz. Gerçi bu potan . siveTîn öte dünvaya donuk bir ^önde islenmrsindeki ince hesaplar roktan tiin ısıfına çıkmıstır. Ama olan Türk dlusuna olmaktadır. lymphogranulomatosis ve kronik myeloleukosisin tedavisinde kulianılır. 9* Beyaz kristalize bir toz olup tabii haldeyken suda erimiz; az miktardayken alkolde erir. Ağız yofuyfa alınır. Dozajı ve tedavi süresi hastanın durumuna ve elde edılen tesire gore ayarlanır. Ufak şişelerde 0.002 gramlık tabletler tialindedir. ! Fazla bilgi almak için mUracaat : V/O MEDEXPORT' Moscow G200, USSR Cabtes : Medexport Mosconr, Telex : 973 Phone : 1280920 Turkıye'de muracaat adresi : S S C.B Turkıye Tıcaret Mümesillliğl Ataturk Bulvarı. 106 YenişchirANKARA Te . 1 DOPAN • 12 l«80 Basın: 30644 7901 TEŞEKKUR lnsanlık fazılet ve asâletının tımsâli, her türlü varımız, sevgili annemız. Sezarın hakkı Bu fiilî durum birçok sahtekârlığın isbatma imkân vermez, isbatlananın cezası da atı alanı Üsküdar'dan geri çevirmez. Sendikalar üye aidatı ile yaşar, üye kaydetmenin baş yolu ise toplu sözleşme yetklsi almaktır. Yetkinin tesbitinde çoğunluk esası vardır. Çoğunluğu mahkeme kesin olarak halleder. Temyizi yoktur! İşçiler iki sendikaya da üye olabildiklerinden iki sendika da işyeri işçi toplamının yansını geçebllir. Geçince ne olur? O yargıç bunn der, bu yargıç şunu der! Sendikacı da DİSK'çi de olsa Türk İş'çi de olsa çıkar yol bulamaz; basar sahte imzalan, ben atmasam hasım taraf atarak korkusundan atar... Nasılsa yargicm işi başından aşkındır, nereden inceler 500 • 1000 imzamn sıhhatini? Sahteiik dâva edilse asır sürer! Üstelik 300 300 dâva açmak da khnsenin harcı değildir. Açılsa da isbatlanamaz. Y'etki kapanın elinde kalır... Sonra Kristof Kolombun yumurtası misali sendikanın birisi (4) akıl eder. Koyar oy sandığını fabrika kapısına, atılan oylar sajıltnca yetkiyi alan sendikaya çıkan 17 oya karşı, kaybedeni isteyen 5S0 işçinin oyu çıkar. Artık Kolombun yumurtasının kanunlaşması için ille de Derby1. lerin işgali beklenirse sorumlu işgal edenler mi olur, onu biitnek için bHgin olmağa Iflzum yoktur! (5) (1) Grev hakkının tanınması esnasında memleketin altının üstüne geleceği endişesi, hak tanındıktan sonra bu sağduyuyla yalanlanmış ve işçimiz bu hakkını hiçbir zaman kötüye kullanmamıştır. (2) Çalışma Bakanı Ali Naili Erdem'in Kıdem Tazminatmm kaldırılacağı hakkındaki beyanatı, Sosyal Sigortalar, eczahaneler ve hastahanelerinin özel teşebbüs lehine statü değiştirilmek istenmesi vs. (3) Öte yandan işçi ya imân kuvvetiyle, ya da sendlkarun en çok haftada bir dağıttığı pirinç, fasulye veya 50'şer lirayla grevi sürdürmeğe çalışmaktadır. (4) TEKSIF sendikasının TEKSTİL'e karşı 1966 da yaptığı ve kazandığı referandumlar. (5) Derby'de kimin haklı olduğu belli değildir. Yazdığımız sebeblerle belli de olacak değildir. Biz de taraf tutmak için değil, meseleyi gözönündeM bir misalle izah için yazdık. Derby işgali Hanımefendının ebedî âleme uğurlanmasında tabutu başında lhtıram nobetı tutan Üsküdar Turk Kız Kolejının vefalı öğrenci* lerıne ve butun Kolej mensuplarınd. Şışli Camıınl çelenkleriyle cJolduran, me/dnnı çıçekten bır rtağ haline getıren kıymetll dostIanmi7a ve mııp«seeelere, cenaze merasimine ıştırak eden, evimize gelen telefon, telgraf ve mektupla sonsuz, tesellısu acımızı paylaşmak asâletınde bulunan çok azız dostlarıraıza ebedt minnet ve sukranlarımızı arz edenz. SÖZEN, KİKAVA, BARLAS AİLELERİ (Çumhuriyet 7928) AYŞE SOZEN •• S Sonuç u bakımdan bozuk düzenm milll eğitim kesiminde meyddp na gelen bu toplumsıl dınamiz mi karşılamak içi.ı yetkllilerın temel nedene inip gerekli tedbirleri almaları gerekir. Aksi bir hal ve yüzeyde kalan tedbırlerle sorunun hallolunacağını ummak ne dog.ın dınamizmı karşılar ve ne de yenı patlamalan önliyebilir. S. ABDİKOGLU 1.JJJ:^~t Hutuk/IstanbuJ *** B ayın Arsel'in tstanbul Üniversitesı Senatosu'nun tutumunu eleştirmesıne katılıyoruz fakat bu eleştirısını daha açık bir şekilde yapmasını beklerdık. Senato imtihan usulleri konusunda «bol keseden tovız vermiş» ve böylece meseleyı kapatmak ıstemıştır. Fakat oğrencıler bu «tavızleri ganımet kabul» etmemış ve meseleleri kokunden halletmek ıstedığım gostermıştır. öğrencılerı bu jsteklennde aydınların ve çıkarcı olmayan Profesorlerın ılesteklemesı bir gorevdır. Saygılarımla. Aytaç ORHUN Ist. Ü. Hukuk t'akuitesı **.* Mevzuat hazretleri Krvelâ çalışma hayatını nizamlayan hukuk, bfitün iri lâflara rağmen eşitsizlik üstüne kuruludur ve işçiden degil, işverenden yanadır. Buna rağmen kalblerde yatan dengeyi sağlamak değil, isverenin durumtmu kuvvetlendirmektir (2). Yüzyılımırda medeııiyetin ve demokrasinin artık bir işareti haline gelmiş grev hakkının istemeye istemeye işçiye tanınmış olması büyük lutufmu? gibi gösterilmeğe çalışılmaktadır ama bn def'a 275 sayılı kanunla karşımıza çıkan mevzuat hazretlerinin grevi âdeta imkânsız kıldığını sadece işin içindekiler bilmektedir. Çunkü, meselâ grev yapılan işyerinden işveren stoklanm serbestçe çıkartıp satabilmektedir ve bu kazanç işverenin greve aylarca dayanabihnesinl sağlamaktadır (3). Hattâ bazı hallerde işverenlerin ellerindekl stoklan eritebilmek için, işçilerinin açlığ] bahasına, grevi teşvik ettikleri göriilmcktcdir... Yine çiinkü işveren, greve katümamış işçiler arasında istegince kaydırmalar yaparak işçisiz kalan makinalan çalıstırabilmekte grev eözcüleri fabrika da S 'SSSSSSSSRiSj ayın H. V. Velidedeoğlu ve 1. Arsel'in yazılarına değmmek istiyorum. Sayın tlhan Arsel pek sevdiğımiz açık sözlülüğüne rağmen bu yazısında bazı ııoktalan geçıştirmiş ve talebelerı daJıa kolay sınıf geçmek ıstemekle suçlandıranları haklı çıkaracak şekilde görüşlerini ortaya koymuştur. Talebelerin bütün işgal boyunca yayınladıkları bıldirilerın ağırlık noktasım irnühan usullerinin kolaylaştmlmasının teşkıl etmedigi açıktır. Onlar, «Eğitimde reform» ıstemışler fakat bu ısteklerinde kendılerini sadece biriki sozle değil fakat ellerinden gelen her türlü şekilde destekliyecek oğretim üyelerım yanlannda görememışlerdir. Bü Eğitimde reform r //. /, AlK DEN 100 L'ıRA ALIYÖIU DEFA ÛE «VİZİTESİ 1 <AÇ LİRA*?/ Nimbüs Russell «Terbıyeye Daıradlı eserınde yüksek os'e* nımın ılle de gerekli o!n.<<dığını söyler. Bu kanı Türkr.e' de koşulların kötulüğü yii7unden daha da anlam kazanm<iktadır. Ama gel gor kl gen^lığımızdekı yüksek oğrenim şevkını daha da yerınde bir üeyımle tutkusunu en bilimsel s>avlaria bıle engellemeye ımkân yok. Gtnçliğın geleceğinı t)nıver>ıte oj^renımınde gormesı devlet ki.pi'ının en sağlam kapı flduzu 'emel kanısından loîm'Kiüdıı. Böyle oiunca da bütün güç bir diploma koparabılme yolunda toplannvakta. Ünıversitele.ın bılımsel amaçları arka ^iatu duşmektedır. Örneğın; nayatıada 10 man okumamış bır «ğreaci fntların zoruyla Edebıyat rakulıesı'nin Felsefe bolumune gui'i&e Profesorlerın yüksek ıuuısel GUzeylerıne de oğrencıoın zaDitnına da yazık olurJluxley'ın dedığı gibi sanatçı «Burada hoca» ancak öğretılebılecek mşılere oğretır. Lıselerde yarım yamaUk oğretiten, daha dogrusu geçı^tırılen kultur derslen öğıeccye temel oimaktan çok uzaktır. Kazanamıyan oğrencının ozel okullara gıtmesı de sorunu çozeıuemekte, ustelık dramı koygunıaştırmaktadır. Yarım yamalak bılgıyle yetersız bır öğrenııne yönelen genç, yarın. sosyal tangrenlerı derınleştırmek pahaMna isrsatı ganımet sayan zihnıyetten edındıği dıplomasıyla yurdun başına sorun olacaktır. Kaîoı kı, Unıversıte öncesı ogretımıo bo. zukluğu, Üniversite osretıminın uius sorunlanndan bır bakınıa dünyadan kopmus Bâbıl Kulesı şarklılığında olması yuzunden sozcuğun tam amarrr.yla aydın yetışememektedır. Gerçek toplum bılimcı. yazar, duşünür, «anatçı yeuşmedikçe Ue Turkıye Atatürk'un ıstedığı Turkıye olamıyacak, bilımden, sanat.an. gerçek insanlıktan nasıpıenememiş çıkarcı, oportunıstîenn elinde karanlıklara surükleneeektır. niversite sorunu, temel nedenlere inilerek ele blınacağı yerde hâlâ sudan çârelere başvurulmak istenme<ctedır. Karşıhklı sevgı saygı • vatan, n^ıllet, • nmnılerı içinde daha çok uyutulacağız. Uaha da lyı anlaşıldı kı, Atatürk'ten, gençlıkten. bılimden çok yetkılıler mıdelerını, ceplerını snvrr.ektedirler. Bılimden yanalık böyle olmaz, bu karanlıktan yanalıktır. Bilimsel çöziimden yana B Sonuç ağdaş uygarlık düzeyine erişme savaşında; eğitim dıizenımızı, toplumun temel yapısı olan altyapıva dönuk biçimde duzenlemedıkten sonra, butün çabalar ve zorlamalar boşadır. Aksı halde, halktan kopmuş bir çıkarcı aydmlar sınıfı türetılecek ve toplum geri kalmışhktan kurtulamıyacaktır. Ne var ki, altyapıva indirilen eğitim düzeni pesımıst bir vaşam görüşünü isleven bır düzen değil: çağımızın sorunlarına uvgun. bilimsel bir dunva gorüsünü ışleyen bir eğitim duzeni olmalıdır MURACAAT . JAPAM (XT£RNAL TtAOE OHCAHIIATION C UKTIO; »ıcrcu SSCTIOM, r o ı «TM NAUÖH,KINVA (Basın: 30658/7902) DENİZ KUVVETLERİ K0MUTAMJG1 Sevir ve Hidrografı Dairesl Baskanlıihndan blldirilmlstir. OENİZCİLERE VE HAVACILARA 68 SAYILI BİLDtRİ 15 ılâ 21 Temmuz 1968 tanhlennde 06 00 İle 19.00 saatlert arasında aşağıdakı noktaları bırleştıren saha içinde seyretme, demırleme, avlanma ve bu sahanın 2000 metreye kadar olan yük* seklığı can ve mal emniyetı bakımından tehltkelidır. KARADENlZ 1ĞNE ADA ÎLJ5 RUMELİ KARABURUN ARAS1. 1 Inci nokta : Enlemı 41 derece 33 dakıka Kuzey Boylamı 28 derece 12 dakıka Ooğu olan Çamlık Burnu. 2 nci nokta : Enlemı 41 derece 38 dakıka Kuzey Boylamı 28 derece 11 dakıka Doğu 3 üncü nokta : Enlemı 41 derece 35 dakıka Kuzey Bovlamı 28 derece 29 dakıka Doğu 4 üncü nokta : Enlemı 41 derece 28 dakıka Kuzey Bovlamı 28 derece 22 dakıka Doğu. DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURULUR. (Basın: 20565/7909) Zafrr GENÇAYDIN ÖSretmen Okulu öğretmeni Dıyarbakır *** SUO ve CEZA S u ayın meslekdaşım Av Çetınin tartışma sürununda I neşredilen «Organ naklinde n | za ve doktorun mesuliyetl» baslıklı vazısını okudum. Asnmızda tıp (lminln ulaştıîı merhaie karsısında mezu hukukun bu lnkişaflara ve bilhasss m sandan lnsana orean nakline mO , saade edip etmecügi hususunun tn , celenmesi hukukçulanmıza düşen r bir görevdir. Sayın meslekdaslan , mızdan bu mevzua efilmelcrtn) beklerken arkadaşımızm oldukç» iddialı ve mantıtt) vazısı lcarşısinda hukukçulanmızdan herhangi bir kıpırdanış eörmedik. Organ nakli İle ilgili münalcaşa t lar son günlerde radyo, gazete ve mecmua gibi vasıtalarla tıbbın «n son inkişafı olarak büyük btr neyecan ve takdirle halka sunulmafctadır. Sayın meslekdaçım Av Yilmaz Çetin bu mOnakaşalann seyrl karsısında mevzu hukuk huktimlerine göre, canlıdan almarak mem leketimizde yapılan böbrek naklinde vericinin Medenl Kanunun 23. maddesine göre kendi nzası İle dahi organmı vermesinin mümkün bulunmadıgını bu hakkın sahsiypt hakkında mîindemiç olduğunu »e dolayısiyle bu nakil işlemini yapan doktorun dahi mezu hukuka göre suçlu bulunduğunu iddia etmektedir. İstanbul Belediye Başkanlığından 1 BeleJiyeye bağlı hastahanelerle diğer muesseselere 1968 mali yıhnda lüzumlu lb kalem yaş meyve 367.100 liralık tahmın bedeli dahilındp sotın ahnataktır. tlk teminatı 18.434 liradır. (Levazım Müd. de 918 ku ruş) 2 Fen îderi Müdürlüğüne lüzumlu 11 kalem demir ve saç 282^50 liralık keşif berieli dahilinde satm alınacaktır. ilk teminatı 15.044 liradır (Fen İş. Malzeme İk. Sb. de 706 kuruş) 3 Atolve ve Garajlar Müdürluğune lüzumlu 103 kalem müteferrik oto yedek parçası cera'an 233 253,45 liralık tahmın bedeli dahilinde satm alınacakur İlk teminatı 12.912.67 liradır. (Atölye ve Garajlar Mud. de 583 kuruş) 4 Belediveye bağlı hastahanelerle diğer muesseselere 1968 mali yılında lüzumlu 10 kalem kuru meyve 94.350 liralık tahmin bedeli dahilinde satm alınacaktır. İlk teminatı 5967,50 liradır. (Levazım Mua de 236 kuruş). 5 Emi.ıönü meydanında Unkapam cihetinde bulunan yer üstü yaya geçidinin Haliç tarafında merdıven altmdakı 3 harita numaralı yer aj lık 2500 lıra muhammen bedel üzennden 3 sene müddetle ihale oluna caktır. İlk teminatı 5750 liradır. (Emlâk ve İstımlâk Müd. de 225 kuruş! 6 Taksim Harbiye arasındaki Çumhuriyet Caddesi orta refüjünü,ı Dıvan Oielı karşısından Bâbil Sokağı karşısına kadar olan kısmın otopark olarak işletilmesi işi senelık 15.000 lira muhammen bedel üzennden 2 sene müddetle ıhale olunacaktır îlk teminatı 2250 Iiradır. (Emlâk ve lstimlâk Müd. de 75 kuruş) 7 Tahsi! Müdürlüğüne lüzumlu 2 0 kilo tırtıllı tel kilosu 11 lira 5O hessbiyle cem'an 27 500 liralık tahmın bedeli dahilinde satm alınacakUr. V'K teminaü 2062,50 liradır. (Levazım Müd. de 69 kuruş) 8 Haseki Hastahanesine lüzumlu 7 kalem ilâç 18 145 liralık tahmin bedeli dahilinde satm almacaktır. ilk teminatı 1360,87 liradır. (Haseki Has» Bashekimüğinde) Keşif ve tihmin bedelleri. kira bedel ve süreleri ile ilk teminat miktarlirı yukand» yazıh işler 23/Temmuz/1968 salı günü saat 11 de Belediye SaraymJa toplanan Belediye Encumeninde 5 ve 6 ncı işler kapalı zarf arttırmas. diğerleri kapalı zarf eksiltmesi suretiyle şartnameleri veçhile ayr. nyrı ihale olunacaktır. Şartnameıeri hizalarında yazılı Müdürlüklerde bedelsiz olarak görülecek veya tesbit olunan ücretleri mukabilinde satın alınacaktır. Isteklilerin ilk teminat makbuz veya Banka teminat mektuplannı (o ve 6 ncı ı='n hânç) iq68 vılı Tıcaret Odası vesikası veya bağlı bulundukları detı ek beleelp.'nı hüvi olarak hazırlayacakları kapalı zarflarını ihale gimü saat 9.30 dan 10'a kadar Belediye Encümenine verllmesi l&zımuır. (Basın: 20683) 7914 Sonuç izce de bir illm adammm ysni buluslan belki lnsanlığa bUytik hizmetler sağlıyabilir, t* kat mevzu hukuktm bünyeslnde değişiklik yapılmalıdır. t Ibrahim ERÇAtlK [ Avukat I 300,000 Adef Ekmek Satınalınacaklır 1 Evsaf ve nıütemmim malumat Müessesemizin Beykoz'daki merkezinden öğrenilebilir. 2 Teklifler 18.7.1968 günü akşamına kadar Müessesemizin 3e;'koz'daki merkezınde Muhaberat Şefliğine verilmiş olacaktır. 3 Teklifler arasında şartlarımızla ihtiyacımıza en uygun olanlan tercih edilecektir. SÜMERBANK DERİ VE KUNDIBA SANAYÖ MÜESSESESİ (Basm: 20543) 7918 TEKEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN 19/7/1968 cuma günü saat 10 da pazarhkla mübayaa edileceği iîân olunan 1.620.000.000 adet sellüloz asetatlı filtere uçları miktarı görülen luzum üzerine 540.000.000 adede indirilmiştir. Hân olunur. (Basın: 20912) 7920 Abdullab ÖĞÜTÇEN Vakıflar Y. öğrenım Yurdu FATİH *** B Eğitimdeki alarm çanları oplum kalkınmasının temrl oğelerınden bırı. dıyebıhrız kı, en önemlisi eğitimdır Eğitimsiz toplum kalkınmasından soz edilemez Bugün vrrvü7iinrte eğitim yonıın^on aen. fakat ııvgarlık alanında ılerı gıtmış tek NOT: Tarfısms bölOm&nc «onderv len vazıların mümkflnıc dak> tilo edilmestn) 2UU kelimert «smamasınt ve Tararlara deül tartın oıeıine .Târtısmıı» )• postalanmasınt rtca «dttrte I iîmazn Tanlarak TRXI l'lert.