Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE DÖRT 14 Temmuz 1968 CtnvIHURtTET yfipte, Halice bafcan tepelerden birindetri kır kahvesi, orta halli sevgililerin ask vuvası gibidir. Aşağıda dua edip, adak adayanlar kısa bir yokuşu tırmandıktan sonra yemyeşil otlann, üzerinden yüriiyerek eşsiz bir manzarayı seyrederler.. Piyer Lotinin Aziyadeyi hayal ettiği, havasım aldığı, gezdiği toprakJardır baraJarı... Aksam, çünesin batışı çok değisik bir güzellikte görülür Haliç sırtlanndan. Turuncu rengin etrafını urinin büfün tonlan çevirir.. sonra alevden bir kürre yayıür, dağılır ve kaybolnr tepelerin arasında... Enjeksfyonla daha kolay kana karışıyor YILMAZ ÇETİNER 1| E Faruk ile Naciye sık sık giderdi Eyilbe... genç adam köşede beklerken, kadın kısa bir süre dua eder sonra, beraberce yokuşu çıkmaya baslarlardı... Kır kahvesinin yaslı sahibi, devamlı müşterilerini tanır ve özel davranırdı onlara.. Hele Faruğun, bir eski milletvekilinln oğlu ve eski boksör diye bildiği içtn, artık paralardı kendini memnun etmek gayretıyle... O gün de öyle oldu... Kahve ocağı bulunan kulübeden biraz uzaktaki ağacm altında oturan FarukJa Naciyeye ayn bir çaydanlıkta çay demledi... Hal hatır sordu, daima beraber olmalanru dileyip, ajTildı yanlanndan... enç adamın yeni bir işe girmek istediğini ama, başaramamak korkusunu bir türlü yenemediğini söylüyordu... Naciye buna karşı hiç çekinmeden: Evlenelim Faruk, dedi... evlenelim ikimiz de çalışınz... Benimle olursan vaz geçersin tutkundan... Vaz geçtörim seni... biliyorum gayet iyi.. iyi edebilirim hastalığını!.. Ama sen dc gayret göstereceksin tabiü. Çalışmaya cesareti olmayan Faruk, evlenmeye hiç mi hiç yanaşmıyordu... Ondan da korkuyordu diğeri gibi!.. Nasılsa, Naciye ile bu kadar bağ kurabilmişti aralannda!.. O da genç kadının duygulannı gayet iyi anlaması, tutkusunu bilmesiyle olmuştu.. Yoksa, Raşel macerasından sonra hiçbir kadınla ilişki kurmak nlyetinde değildi... Sevgisinden ml? hayır... nefretinden!.. Benimle erlenirsen çok pisrnan olursun Naciye! diye yakındı Faruk... Çok pişman olursun!. bu şimdi normal halim.. ya «enfiye» bulamadığım zaman nasıIım düşünebiliyor musun? lşsiz, güçırüz bir kasta acamı napacaksın?.. tyi anlaşıyoruz birbiriznizle.. ben senin derdini anlıyorum.. sen de benimkini.. dostça devam etsin gftsin bu... Naciye direndl bu sözlere karşı.. genç adama; onu çok beğendiğini, kurtulmasının güç olmadığını her şeyi, her şeyi anlattı ama, yine de ikna edemedi.. Bir kaç damla göz yaşıyla, aşk itirafına rağmen ilerisi için hiçbir söz alamadı Faruktan... Benimle evlenirsen pişman olursun G aruk çimenlerin üzerinde kıvranırken; Biraz su diye tekrarUdı.. Biraz su bul Naciye !„ Kadın şaşkın şaşkın bskıyordu... Az önce aşağıya, kahveye gıtmek istemi;, bırakmamıştı ya nımda otur diye.. Şimdi ise yalvarıyordu.. Naciye; Peki bekle aztcık.. şimdi jidiyorum dedi ve kalMi ay». ğa... Faruk, yerde hâlâ, kâh iki Jstanbula ilk defa Beyaz Rusbüklüm... kâh yuvarlanıyor.. art lar Kokaini getirdikieri zaman sız arasız iniltileri sırasında «Rus enfiyesi» diye satılıyordu. Beyoğlunda.... Anadoluya da sıç mırıldanıyordu: Merhtmetin yok n i senin... ramıştı kokain.. hattâ bir etzacıölöyoram... acı bans merhamet nın «Kokain» dâvâsı yıllsrca sür et... Sn.. biraz sn!.. müj ve ilgiyle izlenmişti.. Naciye aşağı doğru kosmaya Kokain, ağızdan, buruna çekil başladı.. mek suretiyle ve bir de <»njekBu sırada Faruk yattıgı yersiyonla alınırdı.. Bu son şekilden doğruldu titreyen elleriyle de kana daha süratli karıst.ğı sınngayı aldı, iğnesini taktı ve için en makbulü oydu... Ancak, içine, elinden çıkardığı beyaz «irınga aracını, igneyi vanır.da taşıtnak pratik değildi. Bu yüz tozu büyük bir dikkatle boşalttı... den diğer usulleri uygulardı koSonra.. sonra işemsye başladı kainmanlar.. Yalnız, enjeksiyoonun üzerine.. salladı şırıngayı na alışanlar, kolay kolay diğer bir süre.. salladı. •sallaılı.. ve pan yollarla tatmin olmaz.. ne yatolonunun üzerinden hızla bapar, ne eder baldırlarına iğnpyi cağına batırdı iğneyi... saplayıp kokanın tad;nı çık>rır Naciye elinde üç ?lşe ru üe lardı... «Cennet tozu» nu bulamadıkları zaman «eroin» de gö döndüğü zaman, Faruk eski Faruk, sabahki Faruk olmuştu!.. rürdü ayni işi.. Fakat, eroinin kokainden daha fazla alışkanlık yapan bir zehir olduğu ınYarın:" laşılmıştı.. okain; beyaz, parlak. kolcusuz acı lezzetli bir tozdu.. Güney Amerikada yetişen «Koka» bitkisinden elde •diliyor du. Yerliler, açlık, ».usuzluk ve yorgtınluklarinı gidermck için «koka» yaprağını <ireç, tuzlu su, kına kökü ve tütünle ksr:ştırarak çiğnerlerdi... Kokaini Alman kimyageri N. Goetingen 1859 yıhnda buldu. Tıpta kullanılmak üzere, ortaya çıkarılan bu ilâç, msa nmsr.oa bütün Avrupaya «Koko» «Asri zehir» Cennet tozu» adı altında yayıldı.. K nırlardı. Amı sonradan n» kakar sekseler, kâıi gelmez... Uyuşturur, aptallaştmr hasta eder.. Sonunda da, ya einnete götürürdü, ya ülüme!.. Kokain zenginler arasınd» daha çok rağbet kazanmıştı. Bir zamanlar Avrupa da oiduğu gibi Türkiyede de köşe başlannda bile satılan Cennet tozu dün yada artık devrini tamamlamış, önemini kaybetmişti... Şimdi sadece Beyrutta, bâzı Arap ülkelerinde müşteri bulabiliyordu!.. F Cennet tozu önce vücuda zındelik. çeviklik verirdi.. Cinsel duyguları kamçıladığı için fahışeler genellikle kokaini kulla SARI KIZ'IN MARtFETLERİ!.. Eroin kurbanı erUeklerden dordünün sabıka yapıştırılan fotoğrafları kayıtlaruıa İSTANBUL 08.25 08 30 07.00 07.05 07 30 07.45 07 50 08.00 08 15 08.45 09.30 10 00 10.05 10 30 10.35 11 00 11.30 11.45 12 00 12.05 12 30 13.00 13 15 15.00 15.05 15 20 15 30 18.00 1(5 30 16.45 17 00 17 (!5 17.20 17 50 19.(10 1P.30 19.40 ?o 00 20.30 20 ao 51.00 ni.'O Acılıı: sroaram ' Türküler cecidi Köve htberler Beraber •arkılar Haberler ve hava durumu İstanbulda busün HafU muzık Ovun havalan Cesitll müzik Türk müzifi Cocuk bahcerf Ara haberler Melodiler arasında Bizi dinler minlniı Solistler recidj Pazar ovunu Sevilen lesler Esirtiler A n haberler Pazardan Dazara Kadır.lar Korosu Hibtrler Reklâm Droeramlan Ara haberler Cocuk bahceei Cocuk korolarından Korserlerimizden «ecmeler Solo sarkılar Hafif Batı mtiziH N Pavram'daa türküler Ara hsberler İlhan Fevm»n orkestran resl»li Türk müziti HeklAm oro«r«ml«n Haberler v e h«v« durumu Hafif müzik Bu hafıa neredeylzî Plfklar diir.fivor Pazar stihbetl Bir Vor'uk janatcı ?4 'aatit olavları S Deran'dan sarkılar JVIrlUÜ BULMACASI SOLDAN SAĞA 1 Gectiğimiz nafta kaybettiğimiz ve persembe günü toprağa verdiğimiz istihbarat şefi> miz (îki isim) Baj. 2 Serbest Davranıs Tecrübe. 3 Yaban arısı Su birikintisi Bir sayı, 4 Götürüp ver anlamında bir emir Müsabakayı kaybeden. 5 Hastahk halindeki korku (Çoğul hali) Saf Bir böceğın kozasından elde edilen çok ınce ve parlak tel. 6 En kısa zaman Bulgaristanda bir sahıl sehrı Proteini bol bir besin maddesı. 7 Bir erkek adı Yemek yıyen (İki kelime). 8 Soru zamiri Sabahin gün doğmadin önceki zamanı Vilâyet Bır kavramı bildirmeye yanian ses veya sesler grupu. 9 Aş evı Cinlerin pek güzel olarak tasarlanan dişisi. 10 Uzak Bır harfin okunusu Başkan C!enişliği. 11 haatli Suyu oltnıyan Bir suçu birinın üstüne atma. 12 İki taraf arasında anlaşmaya varma Şekıl 13 Değismeden Yıkanması icabeden Kendi malınız olma yan yer e ödediğiniz. 14 Bir harfin okunusu Osmanhlar zamanında devir yapmıs bir çiçek Bir cins yara Yabaneı. 15 Tersinden okunursa vahsi hayvan evi olur Bir harfin okunusu Karşılıklı alıp verme. 16 Birbirine >ienk olmayan Ayak direme. TUKARIDAN AŞA&YA 1 Nitelendirmek. 2 Üzgü Üçüncü şahıs isaret zamiri Bir harfin okunusu Kadyum' un simgesi Kullanılmamıs. 3 Nabız atraası Vakit Duman kiri. 4 îsmi Ayak direme Saç hastalığına tutulmuş. Eroin imâlcilerinden bir grup Emniyet Müdürlüğünde laşıyorlardı... Saatlerdır bir o anlatıyordu, bir diğeri!.. hep ayni konular tekrarlanıyordu.. Sonra uzun süreli sessizlikler giriyordu araya... Faruk sabahki Faruk. değildi... Yüzünü gözünü kırpıştırmaya, alnını oğuşturmaya baslanustı... Bir isteksizlik, sıkıntı, sancı çeken bir hastanın hali vardı... ^ Naciye: . ,. '^T*r Keski dedi.. aşağıda otursaydık. biraz yüzünü yıkardın suyls.. kendine gclirdin... Aksilik işte:.. Faruk biraz uzandı çimenlere.. Sen bekle... yat şöyle.. ben gidip su bulayım... iyi olur... açıürsın!» Tok . yok... otur, yanımdan aynlma!.. Naciye erkeğin sözünü dinledi, oturdu yanıbasına... Müşfik gözlerle baktı bir süre... Farugun yüzü kireç rengini almış, titremeye baslamıstı... Acaba bir şeyp r i ; zehlrlendi diye ştlpheye üştü önce... Kokain, eroin krizini yakıştıramıyordu bir türlü!. Aklına getirmek istemiyordu... Faruk yavaş bir sesle: Kriz geldi dedi... sabah erken almıştim .. akşamı tutturamadım... Kriz bastı yine... Naciye'ye bir doktor tavnyla sordu: Enfiye var nu yanında?.. Eski sampiyon güçlükJe pantolonun saat cebine elini attı, ufalc beyaz bir kâgıt peket çıkardı... Sonra, her tarafını yine aramaya başladı... Bir sey söylemıyordu kadına... Fakat aptallaşmış haliyle bütün ceplerine tek rar tekrar bakıyordu. Nihayet bul duğu orta parmak uzunlugundaki kâğıdı açınca, ufak bir enjektör ile iğnesi çıktı ortaya... Biraz su dedi... şimdi lâzım iste... \olur birsz su!.. Kokain krizi ile k.vranmaya başladı,. K ırlarda bir hayli dolaştıktan sonra akşam üzeri eve döneceklerdi... Kahveden çıkmış, yukarlarda daha tenha, daha kimsesiz çalılıkların arasında do MODESTY BLAISE ?•> PO P»V13m Drocamlan VJ. «3 Hü>5er1er 23 no Plâk'^r «rasmda 1\ f s Soor derırlsl ?:.« Y Oürses'den •frkılir Ül Gtö 2JJ2 İSTANBUL İL RADTOSÜ 09.55 Açılış ve program 10.00 Diskoteğimizden 10.30 Karışık sololar 11.00 Müzik 11.30 Şarkılar , 12.30 Konçerto saati 13.00 Anita O'day ve Della Reese 13.30 Şan sololan 14.00 Andy Williams söylüyor 14.30 Sonat saati 15.00 Caz müzıgi 15.30 Gençler için 16.00 Pazar konseri 17.00 Çay saati 17.30 Küçük konser 18.30 Senforuk müzik 19.00 Sevilen sesler 19.30 Akşam konseri 20.15 Gençlerin sevdiklerl 21.00 Şan Repertuarmdan 21.30 Dünyanm dört bucagından 22.30 Gece konseri 23.30 Hafif Batı müziği 01.00 Program ve kapanıs. 5 Erteleme Onvan Üstün örtülü ve dokunaklı söz. 6 Atesin dili Paralar Tersinden okunursa madenl ıp olur. 7 Bir harfin okunusu Askerler Canlılann ıfrazatı Bır har fın okunusu. 8 Yalnız olunca anlamı olmıyan iki kelime veya cümle içınde anlarn ilgı ve özeiliği olan söz Bir erkek adı Bir nokta. 9 Fazlası âşık usandınrmış Çocuk yapmıs disi (Çoğul hali) Radyolarımızın kısaltılmış ısmi. 10 Maksat Kefillik. 11 Davra nışı iyi olan îlâve Kadınlar kirpiklerine sürer. 12 Benekli Kir Terbiyesiz Bir ilâh. 13 Vasıflandır (.nlamında bir emir Bir ecnebi kadın adı. 14 Bir şeyin olmasını gerektiren durum Haritasını çıkarmak için bir olanı üçe bölme işi Vahş! hayvan evi. 15 Bir kadın adı Bir eenebî kadın adı Bir nokta. 16 Bir cins geyik Hayvanlara musallat olan bir sinek Yabancı memleketten getirilmis mallar. "PRETORİfl fllLISL, 56 Hiç bir şeyden zevk aunıyorlardı. Bir yerden bir yere giderlerken onları taşıyan puspusları çeken tüyler içindeki Zulular, Durban Deep madeni yskıniarında kalkanlarını yere vurarak, toprağa çömeUniş ksilofon çalan arkadaşlarının ahengine uyup havaiara fırlayarak dans eden «çopi» dansörleri, onları ilgilendirmiyordu. Bir an önce hareket etmek istiyorlardı. Nihayet, perişan bir vagona bindiler. Onu çeken lokomotif daha da eski idi. Yoiculuk başladı. Bu yürür gibi giden tren, Patricia'nın sinirlerini bozuvordu. Nâzik fakat tanımadığı bir Afrikander ve her an azgın zuluların saldırısından korkan yaşlı dadısı ile içine daldığı bu serüven onu da biraz ürkütüyordu. Zavallı Miss Weeds. vapurla Afrika sahillerinden ge çerlerken Appeldorn'un anlattığı korkunç hikâyeleri bir türlü unutamıyordu. Vahsilerin hücumuna uğrayan yatı görür gibi oluyordu. Ayrıca kızıl derililerin trenlere nasıl saldırdıklarma ait pek çok hikâyeler okumuştu. Fena niyetli yerliler kompartimanlarına girerse başlarına neler geleceğini düşünüp duruyordu. Bazı duraklarda İngilizlerden nasıl bahsedildiğini duydukça büsbütün endişe ediyordu. Onları taşıyan eski tren bu inişli çıkışlı yollarda tıkana tıkana gitmeğe çalışıyor, bazan da duruyordu. Kaç kere yolcular tekrar hareket edebileceklerinden ümidi kesmişlerdi. Nihayet ilk önemli durağo vardı lar. îstasyon binası derme çatma idi. Tahta hangarlar bekleme yeri haline sokulmuştu. Orada en aşağı bir saat konaklıyacaklarını bilen Appeldorn. bir çadırın altındaki büfeye gidip bir şeyler yemelerini teklif etti. Sert bir felemenkçe konuşan. sakallı üç adamın yanına, bir masaya oturdular. Adam lar iyi giyinmiş, güzel genç kıza şüpheli gözlerle bakıyorlardı. Harb içinde Natal'da bu kızın ne aradığını anlamağa çalışı yorlardı. Onlann Patricia'yı devamlı surette süzmeleri Miss Weeds'i de meraklandırmıştı. Yavaşça genç kıza: Ben bu adamlar'lan biraz korktum, diye fısıidadı. Patricia dadısını teskin etmeğe çalısırken adamlardan biri sözlerinin ijidilınesini iiteyerek yüksek sesle horaurdandı: Bu hâtunun burada iti ne? 7 öbürü sıntarak: ^ Ibtivar para t;affpı^.ic için onu geüriyordur, ITnn: MAURICE DEKOBRA Annc Mariel Bu eser ONK CooTrlsht (Manıından «atıp ııınınıstu. diye cevap verdi. Askerler eğlence ister» Üçüncüsü de: Hasta kısraklardan da beter Ingilizler vardır.. Apeldorn ayağa kalkmıştı. Zayıf görünmesine raj men demir gibi adaleleri vardı. Amatörce boks etmiş, birçok rakibini kolaylıkla yenmişü. Son konuşana yaklaştı. ceketinin yakasına yapıştı, onu iskemlesinden tek elle kaJdırarak, gözlerinin içine baktı: Yanımdaki genç kız hakkında böyle konu$an sen misin? dedi. Rahatsız mı oldun? Rahatsız mı oldun? Evet, çünkü bu hanım, bir dostumun kızıdır. Ya derhal özür dilersin, ya da canma okurum.. Adam çirkin bir hareket yaparak arkadaşiarın» döndü ve kahkaha ile güldü: İşte sözlerinin cezasmı görecek bir mahluk.. Daha cümlesini bitirmeden, ringe alışık bir boksörün tepkisi ile, Appeldorn boynuna sert bir vurusta bulunmuş, güğsüne de şiddetli bir yumruk indirmişli. Sakallı yere yuvarlandı. Appeldorn diğerleri' AN 06.25 06.30 07.00 07 .05 07.30 07.45 08.00 08 10 08 30 09.00 09.20 10 00 10 0J 10.20 10.40 11 10 11.15 11.30 11 55 12.30 13 00 13.15 13.30 14 00 14 15 15.15 15 ?0 15 50 15 10 16 30 17.00 17. 17ı,5 17ı 17 :;o 17 50 19.00 19.35 I9.5J 2005 20 35 20 5S 21,00 2ı 10 21.23 2145 22 05 22.35 22.45 23 00 23.45 2S M KARA Tiffany Jones TIFFANY JONES . ) { ' T. C. BAYINDIRLIK BAKANLIĞI Makina İkmal Grup Dmy. ve Lim. İnş. Reisliği İstanbul Limanlar 1 2490 sayılı kar.una göre kapalı zarf usulü ile 150 adet Hamal srkahğfî yaptırılacakür. 2 Tahmin edüen bedel 19.500. TL. olup muvakkat teminat 1463. TL. dır. 3 Bu ije ait şartname Selimiye Harem'dekl Satınalma Komisyonundan bedelsiı olarak temln edilecektir. Amirliğinden 4 İhale 26 Temmuz 1968 cuma günü saat 15.00 de Selimiye Harem'deki Grup Âmirliği binasyıda yapılacakür. 5 İsteklilerin ihale günü saat 14.00 e kadar teklif mekttıplannı Selimiye Harem'deki Satınalma Komisyonu 8a;kanhgına vereceklerdir. (Basın: 21122/8168) Acılıs: Droarun Tfırküler Köve haberler Şarkılar Haberler ve bava duTumu Sabah m ü z i ü Ankarada bueün Bolvadinden Mrkılar Halk muziâl Ovun havalan Hafif Batı ınüziH Ara haberler A. Gürkar'dan türküler Macra2in Türk müziÜ Bizi dinler misinlz Cocuk bahcesi Levleön ömrü Türk m ü z i a Yurttan sesler Haberler Bir reklâm Droerami ToDer ve Sevr»n'dan şarkılar Ovun havalan Rfklâm Droeramları Ara haberier Pazarın olâîfları t Cavırlı'dan şarkılar y C'nar'dan türküler Pazar kor.seri Ara haberler İncesaz Tarla dönOsfl Reklim croeramiarı Haberler ve hfva durumu N Akol'dan türküler Cetitli müzik Pavaslı ve Damircav'dan sar kılar Fransa'dan müzik Bil 2 i kösesi X 24 saatin olavlan B Akartürk'ten ttrricüler Soor dereisi F Kozinoâlu'dan şarkılar Müzik dünvası Sevilen sesler Haberler Gec* konıerl Ceee varmn» dotru öjetler: protrrarn: k»t»irii« ne döndü: J Arkadaşmızı yerden toplayın, başını musluğunt altına sokun. kendine gelince de benim tarafımdan' bir başka sefer daha terbiyeli olmasım tavsiye eduı,! dedi. Lokomotif düdük çalarken yolcular kompartıman, larına dönmüşlerdi. Trene binecekleri zaman, Pat j ricia ön ve arka vagonlarda silâhh adamların bulun> duklarını gördü. Endişe ile Appeldorn'a baktı.. Bu adamlar treni korumak için bindiler. Yerj lilerin aklına eserse saldırabilirler. Miss Weeds bu sözleri duyunca bağırdı. Fakat Dunham'ın memuru bu adamlar sayesinde korkulacak bir şey olmadığını söyliyerek onu teskin etmeğe çalıştı: Zulular ateşli silâhlardan çekinirler dedi. Miss Weeds yerine çökmüştü. Bacakları tutmuyordu. Az önce yere iki yumrukla serilen kocaman sakallı adamı hatırlı.vordu. Patricia ise kavalyesine teşekkür etmek için kelime bulamıyordu. Mr. Ap°'dorn.. nasıl teşekkür edeyim? Müthij tiniz.. Ne korkunç adamdı o.. çok iyi bir ders verdiniz ona.. Genç adam gülümsedi. ve şaka ederek: Eskiden şövalyeler yanlarındaki hanımları kes kin kıhcları ile korurlardı, özür dilerim. ben sadec» yumruklarunı kullandun. (Arkası