Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHİFE DÖRT jra «abfiyorlardı. Rakj y daha kolay giriyordu hjpiahaney*. Sonra bir de afyon reya hap yutu yorlardı buldukça... Bugüa nasıl Tophanede «Muhadorm> ve benzerlerinln »algın var«m, o zaman aynı etkiyi yapan başka marka uyuşturucu llâçlar piya «ayı istilâ etmisti... Bazı eczaneler reçetesiz ve yüksek fiyatla tıpkı şün di olduğu gibi bunlan zavallılara satıyorlardı... 10 Tnmmuı 1968 CUMlTURtYET fcan ayının gfineat! gftnlerinden btrlydf... frun ıüre> dlr böyle ncaklığa, açık havaya haıret kalnııjtı mahkumlar.. Bahçedeo. avludan sesleri geHyordu. Klnıi btr asağı blr yukan «volta* atıyor; kiml yanık yanık türkü «öylüyor.. Bir kısmı da top oynuyordu.. Kadın lar kısmmda da aynıydı günliik hayat. Hiç bir değitiklik yoktu. y Yalnız her iki taraf da, karjıhklı •oynasma» arrasında topu duvardan kimin aşıracağmı heyecan ve zevJc lçinde bekliyordu... önce kadınlar mı mejin yuvarlagı asıracak, yokaa •rkekler mi? N YILMAZ ÇETİNER Yalnız suç ve ceza düşünenler!., Yaran «aat, bir «aat «M seda çıkmadı... Ümitleriıü kestiler biribirlerinden» kadınlar kısmından I M ler geliyordu; gülüjmeler, ftjurdajmalar Çok derlnden de olsa erkekler hayalhanelerinde bu l e d büytiltmeye çalısıyorlardı... Bu aırada diji kokusu tasıyan bir futbol topu havalarda süzülüp avluya düşerken 78 erkek mahkum, pike uçu?u yaptılar üzerirte» Gökten sankj pırlanta inmisti ajağıya!. Herkes ellerlnl «ürüyor; kokluyor, öpüyordu kahverengi me {ini... Hapishanenln kabadayılarından Kelle Şabanda kaldı top en «M».bu gövdeli, kesik »açh adam iki avucu arasında tuttugu kıymetli ema »etia •memst »okulan yerinde bir beyaz kâğıt gSrdü... Açü ve İki ya kın arkadaşıyla beraber okumaya baîladı... Diğerleri, «herhalde aşk mektubudur veya kadınlardan biri rnâni düzmüstür» diye açıklanma 6irı bekliyorlardı yazmın.. Ama bo pına ümit ettiler bunu. Kelle Şaban kağıda düşüneeli düşüneeli bir defa daha baktıktan sonra helâya doğru yürüdü.. îçeriye girdl Ve yarun «aat kaldı orada!.. iskelet yığını canlanmıştı... Bir elin yanm kadar puıulaya y t ıılan mesaj topun içinde hapishanenin duvarını a*araic «rktkier kıa mına böylee* indi... llte, Kell* Şgb«nı öne«, bir für« dütündüren satırlar bunJırdı.. S i bıkalı kabadayı hemen anlamıştı mektubun kimden geldijini.. <Madem ki bir kadın btndcn yardun diliyor, bir defa i(in bil* olsa yap malıyım istediğini» düjüncesiyle iki paket kuru kaftyı »yrı kâğıda sarmış... yarım saat kadar »onra baj ka bir topla kadınların avlusuna dan ufak bir krem Pertev» kutusu çıkararak içindeki talk pudrasıyla, eroinleri karııtırdı, karııtırdı... son ra onlan gayet ugtahkl» altı pakete aynı ölçüde dağıttı.. Üzerine uçu san tozları dikkatle silkeleyip dıja rıya çıktı.. Naciye'nin o anda yüzünu g8r«n, barsakları. midssi bozulmuı bir insan sanırdı.. Öyle bir üadt verdi yüzüne... Zeynebin ranzasına yaklaıc acı yarak baktı perıjan haline.. Dünden daha kötüydü.. tnleyip duruyor du zavallı.. can çekişiyor gibiydi... Ürerine tğilerek: Kız Zeynep diye fısıldadı ku lağına . Bak »ana ne (retlrdlm.., Al sunu, al da kendin* gel!.. tdareli kullan, bir daha bulamam ha!.. İnce jiltenin uzerinde yatan iska let yığını birden canlanıverdi.. Umulmayacak bir çeviklijtle beyar paketleri Naeiyanin elinden kaptı ve iki büklüoı kofmaya baıladı ht* lâya doğru... Az ilerd» duvaruı dibindan tesi geliyordu Melek hanımm.. Küfür ediyordu yanma yaklajanlara.. üze J"i yine sidik kokuyordu vücudunda yaralar açılmıştı.. kafasını duy r t » r > vuruyor.. kıvranıyordu yerde.. ttlaUmamıştı krizi henül.. Naciye bu defa ona dofru iler!edi.. ve yakınına gtlince, ucunu gö» terdi paketlerin.. Melek hanım san ki kokutunu a!mi| gibi, son bir gayretl* yerinden fırladı, dizlcri uzerinde oturarak genç kadının ell hizasma yetişti ve titreyen parmalc ları arasında açtığı pakttttn çıkan tozun bir kısmını burnuna çekmeye başladı... Kısa bir süre geçtikten »onra y« niden dünyaya gelmişçesine bambaşka bir Melek hanım çıktı ortaya... Ve merdiven altında Naciy» ü« konufan Zeynebe dogru yüriidü. 953 yılına kadar, uyuşturucu madde kullanan, satan ve imil edenlere verilen cezalar pek agır degildi... Belki birçok Batılı ül kelerle aynı ölçüyü tajıyordu. Fakat o yıl tâdil edilen Ceza Kanunuyla hayli sert tedbirler alındı.. In sanı ipe kadar götüren değişiklikler yapıldı.. Ama yine de istenilen sonuca varılamadı bugüne kadar! Çünkü, toplumların yaşama sartla rı. anlayışları değişrnişti.. Belki eroin Türkiyede tahribatı önlenmi?, fa kat bu defa esrar ve afyon çıkmiftı karıımıza... 1 Amerika'da I milyon ıcıcı var. er ülkenin ayn bir sava? tarn vardı uyu|turucu maddelerle... Kimi ajır cezaları öngörüyor, kl mi bir takım »osyal tedbirler. lyileşlirm» yollarmı arayıp buluyordu... Amerikada vaküyle klinikler aCilmıştı toksjkomanları tedavi için, fakat bir süre devam eonifti bu.. polisler ve Hukukçular toplu alkol yasağı yıHannda olduğu gibi sert davranarak uyuıturucu madd* kullananlann halk düfmam olduğur.u iieriye sıirmüjier vt klinikl» ri kapattırmı.şlardı.. Maaclâ; fimdi Amtrikada 100 bin kadar genç eroin ve morfin kullanıyordu.. Resmi rakamlar buydu.. Gayri resmi, ama hakikate daha ya kın olan Ue 1 milyon!. Demek ki ağır ceza verme usülü başarı kaza namamif, yenilgiye uğramıçtı... HI BİR E.SRARKE9, ESRARLI SİGARASINI FÜTURSUZCA ÎÇtTOR> Topla avluya eroin afılıyor.» adyenln, koğustakl olaylardan iyice neşesi kaçmıjtı. Bütün gün; Melek hanım ile Zeynebe aatıl yardun edeceğinl, krizlerinl Btlatmalan lçin nasıl eroin bulaeafcnı düjünüyordu.. Afyon veya e«rar da aynı ijt görürdü.. Ama. kim feaaını belâya aokardı iki zavalh ka «3ın için.'... Erkekler kısmma her türlü malın girdiğini, serbestçe satıldığmı bilmeyen yoktu... Parayı veren düdüğü çalardı orada... zaten hapishaBe kabadayılaruun geçimleri bu yüzdendi!... Naeiyenin aklına kendisine g»nderilen a»k mektuplan geldi. Topun içinde gönderilen mektuplar.. Öyle ya; madem ki, onu hapishanenln kıraliçesf i!«n etmişlerdi.. madem ki «Her Istediğinl yaparu» diyorlardı O hald* verdiklari aozü tuUun lar bakalım!.Şaiiyeyi tavladı İki satır yazı yaı dırmak için... Kabadayılar. erkekler; Burada İki hasta kadın krlı geçJriyor.. Anlayan anlar bunu!. hllt» aemnı!.. Allah rızası lçin llftcı elaa göndersia.. KıraHçe M Bütün bunlann yanında, Brıtan ya Hükümeti kendi topraklan uzerinde uyuşturucu madde kullanan ların 300'ü geçmediğini ilân ediyor du. Haydi dlyetim 300 değil de 1000; böyle bir hesapla bile, Amerikadaki toksikoman sayısının lngilteredekinden 60 defa daha fazla olduğu çıkıyordu ortaya... tlim adamları bunun nedenlerinl ar»şürmi|Iar v* }u kanıya varmıflardı: « Her şeyden önce; uyufturnm madde kullananları, yalnız suç ve ceza düşünen bürokratların eltnden kurtarmalıyız. Toplumu kötülükten koruduklannı aoyleyerek, ia•anı insanlığindan utandıran ne> todlarla hattalart daha hasta eden bu kişllere, artık tıp boyun egmemelidir... tnriliı kanunlan tektikomanlan blr •uçlu detil. hasta kabul ediyor. Doktorlar kimsey* karfi »oruralu olmadao onlan tedavi edlp, gerek II görürlen* kri* ballnd* aliftı|l ilâcı vcrcbiliyorlar.. Hem de hiç denecek kadar ucuz fiyatla» Böylece bir yandan hastayı dozlan azaltmak suretlyle tedavi yoluna lokuyor, kötii hareketlerinl önlüyorlar, blr yandan da kaçakçılara fırsat verilmemlı oluyor.. Yarın:' AFYONUN BAL AYI.. r ü İSTANBÜL 0825 06 30 07.00 07 05 07.30 07 4â 07 50 08 00 M.1S M.4S 00 00 00 li M3S Acılıı: proerıra GUnavdın ı l l Köv» bab»rl»r Cuııavdın ' II > Haberler ve hava durumu Istanhulda burtin İlanlar v e hafif müjlk Hafif Batı ır.üelzi Btrabtr v t aolo tarkılar Fehnıi Ere Orketlrısı N A Tüfekci'den turküler Ev icin Vivolonıel aolelar OA.SO S«i eserlvri 10 00 Ara haberler 10.05 Hafif Batı muriiH 10 20 10 40 İskelet yığını birden canlandı... üzel Naciye. kenarlan yapıştırılmif iki kâğıdın arasında gelen «beyaz'ı» görünce sevincinden deliye döndü.. Melek hanım il« Zeynebin ıatırabı sona erecelc, ken disi de birkaç gün olsun rahatlıyacaktı... 12345678V Fcrahanelerden hap alıyorlardı ardiyanlar iki kadının «roin kri zi geçirdifini gaytt iyi biliyorlardı ama. onların yapacakları hiç bir jey yoktu.. Doktor iıe belki 50 defa Tımarhaneye göndemıişti Melek hanımla Zeynebi.. Sonuç hiç değişmemişti.. Yalnız onlar değıl, daha 5S kadındaha vardı xa»nan zaman krizi tutan.. ttmirli 6 G üci iö*. 2 «Suun geçmi» cer# nota. 8 yan halindeki fücir ve temayül» m&nasına iki töt. " Blrtac karsı dönüp s0s öyleyljler (çoğul). 4 Terıl «ke»in» demektlr, btr »eyi fırlatı* hareketl. S Franaada btr »ehir, çevrilinca «slnirleri gergln ve bozuk lcljl» olur. 6 «Üziira veren bahçe ve tarlaıun onanmı» karşılıjı iki »öz. 7 Düzineden bir fazla aayıda ooak« (bazıları bunu ugurtus aayarlar). Taptaze olaralc danda görülen (iki sor). 9 «Bir tanecik *• emsaJi yok» mâ nasına Fransızc» blr tertmdir (söylendigl glbl yanlmıştır), bab*mızın kız kardeşinin yansı. Kâğıdı İyice katlayıp cebine koy duktan sonra kiniseye belli etra»den doğrü helaya girdi.. Koymm» Dişi Botıd İMODESTY BLAISE 11 00 11 45 13 00 1J.0S 1J2S 1340 13.15 13 30 14 00 1415 14 48 14 4İ JS 00 15 05 15 20 18.00 16 15 16 35 17.00 17.05 17 30 1T 50 J9 00 19 73 U 35 İS 45 20 00 20 SO W45 31.0C Carth Arkası varın Sabah konserl Saz eserlei'i Ara haberler: İlanlar Sevim Bilsin'den türkiUer Kücük Orkestra Y Avlâ Gürses'den «ajkılar Havri Peksen'den sarkılar Reklâm oroKamları Z Apardın Orkestrası M. Demirkıran'dan sarkılar S. Alasöz Orkestrası Baâlama T türkuler Ara haberler Cocuk bahcesl Yaz okulu R Erten'den sarkılar Radvo oda Orkestrası Minvatür müzik Ara heberler Beraber ve sote sarkılar Köv odası Reklâm Drosramlan Haberler ve hava durumu Kücük ilâr.lar Ovun havaları Ceoheden mektuolar Yurrtım sesi w!tı dünvası Haf1»nın sarkırısı 24 «»«ttn olavları M Mııkndder'den sarkılar Aktıam koncerl Haberler Plâklsr arasında Reklâm uro»ramları Ö7p»]<r: nrofrram: kananu İSTAVBrL İL RADYOSÜ Acılıs ve Droeram Piskotegimizden Kücük konser O*nc!ere müzik Senfonik müzik Hafif müzik Radvo i?e Frsnsızca C19 ders); Ak»«m konsert Genelerle beraber Or)f»l«rd»n secmeler Hafif müıik Gece kon»erl < Cız mtiıiil H«fff Ratı mflz(« Proeram v e k»o»nn K Blrtlt'len strkılar JTOLDAN l «Kıyıyı u k i p ederek utanan ekdde* anlamma iki soz. 3 «Bırbirtnin aynı para yardımı» manauna iki soz. 3 «Genel selcılde toptan insan öldürme yirmi dört aaati» karşılıgı iki söz. 4 Komsu Ulkelerden biri, bir •dat. 5 Tekrarlanıncs çok ve ıık «ıçrayan şey tarif edılrniş f>lur, bir notanın tersı, bir tan»t takısı. 6 Çok sayıda yaratıktan meydana gelmiş büyük gruplara böyle deniUr. 7 Yayla ftrlatıDÜNKÜ BULMACANm lan silâhı (ırlatarak (iki söz). 8 HALLKDlLMtŞ ŞEKU Tersi «Dia geçirin!» anlamma bir emirdir, acısı olanların bagırtılanndan. 9 Başlıca gıdamızm N'ASIL RALLCDILECKK TnkandakJ nkaıulı bulmncada Mesas maddesi, «latıfe» nin yanıı, dece 4 tane aaantar (ipucu) ve h taae »onuç rardu. Bo| kalao 11 bizi dünyaya getiren. karenİD içine 1 dea 9 a kadar uyfun birer rakam koyarak re topYDKARIDAN AŞAÖIYA: lama, {arpma. çü<artma, bölme işaretlerine nikkat ederek soldtn 1 «Düzineden dört eksik »a sağa v« yukandan aşaiıya bulmarada «österilen »onuçlan bulunu». yıda mevEU v* bahis» anlamma Biru vmkttnisl alıt u n . boe vaktiniri hotç« feçirmi» olunumff. 16.55 JT 00 1T 30 11.00 li 30 1» 00 J» 15 İS 30 S0.15 21.00 21 45 î?,00 F'İrPRETORİA flTLISI,, Vaktile okuduğu kitaplar. Zulu'lar hakkında korkunç hikâyeler birer birer akluıa gelmlsti. Saçlan basında diken diken oluyordu... Şimdiden bir sürü lencinin etrafmı sardıgını, korkunç sihirbazlarıa eline düştüklerini göriir gibi oluyordu. Ürkek bir «esle: Patrida... yavrum.. Oralara gitmek aeaba dogru mu? diye sordu. Genç k u onu teskine çalıstı: Ama dadıcığım, Durban artık Pr. Bleek'in orada çalıştığı veya Lichtenıtein'in Zulu'lar tarafından öldürülme tehlikeai geçirdigi devrelerdeki <1bi bir kaç kulübelik bir zenci köyü degij... Baba. mın bir vapuruna bineceğiz, M. Apeldom da bizünle gelecek ve yapacağun arastırmalarda bana yardun «decek. Artık merak etmiyonunus de|U miî Gölgetindan korkan v« beyaz ırk dıjındaJd bfitun insanları yamyam gören zavallı kadıncağız biraz sükunet buldu. MAl'RIC.F DliKOHRA Aııuc Mariel >BERÎN KURTBA) 2S «0 AN 08.25 O8 3U 07.00 07.05 07 30 KARA Tiffanv «fones TTIFFANYJONES Ş . <SUY S6KİİM . E M İV< POZUKİU ^ <3U Wu 07 45 08.10 08 40 OtOO 0805 09 00 09.20 00.40 10.00 10.05 BİE I »ıcelM BUMCfe D5ĞİL Altı Plaslik Ayakkabı Alınacık 1) Müessesemiz ihtiyacı için 1100 çlft altı plittik ayakkabı aimacajctır. 2) Buna ait şartname Müeaseaemiz Tiearet aerriainden temin edilebilir. 3) Şartnameye göre hazlrlanacak kapalı takliflertn «a geç 22.7.1968 pazartesi günü aaat )4 • kadar Müaaa*semize tevdii lâzımdır. 4) Müessesemiz bu mübayaayı yapıp yapmamakta aarbaaitir. StİMlntnAVK uuuum G«mlik Suağipek •• Viikw Maaıullari Saaayii MflMgeiad lUTl/TBOS). Söke Çimenlo Sanayii T.A.Ş. Miidiirler Kurulu Başkanlığından: Şirketimlz ortaklarına 5 numaralı hisa* aenedi kuponltrl mukabilinde 1967 yılı temettülerinin dajıtımına 15 T«mmuz 1964 tarihind» başlanacaktır. Sayın Ortaklarımızdan; 1 Şlrketimize sahsen müracaat edenlerln temettfilerlnln m««at aaatleri içerisinde Şirket Merktsind* ödancea»nl. 2 Kuponlan mektupla göndermeleri halinde temtttfllarİBİB bildir«c«kJerl adreaa bank* veya poıta il* haval» •dileceği, Öân oluntır. 13 15 13 30 14.00 14.15 14 40 15.00 15 05 15 30 15 *i 18.04 18 45 17 00 17.05 17 30 17 50 1100 19.30 19.35 19 50 S0 05 30 25 20 40 30 55 31.00 11.10 V 30 S300 33 05 Aeılı»: Cünavdtn U> K e v t haberlu Günavdıo III) Haberler vc hava durumu Sabah mmı*l Anktırada bu«un Kücük UaıUar S«rkU»r Sanive Can'dan türküles Bcsın bealeam* Sabah komtri Arlutı varın Ara babtrlır: UânUr K K»r«sülevmiQotlu'd«n tür küler Albümlerdan »eçm«l«r Gül Batu'dan »arkıUr Cocuk bahcesl Koııwr » a t i Ara haberler: UâaUr A CubukoSlu'dan türkültr K l b r u saati Kucük ilanlar S Tefcnen v e M Satraamr'dan larkılar Haberler: R M I S I Gucted* burün Hafif müıik Rekitm D r o n u n l u ı C Cevhtr Cicek'tm türküler G Akın'dan «arkılar Ara haberler: llânlar PlakUr arajınd» M. Akkustan türkuln M. Erseı'den u r k ı l u Y»ı okulu Cejltll tnüıik Ara haberler: Omnlar Yurttan sealer Köv odası Re'.clim Drocnunlan Haberler ve hava dururau Kücük l U n l a . S Erorhan'dan türkOler Sllahlı Kuvvetler aaatl H. Gdkmen'den («rkılaı Spor Herıisl Kücü» konter Bir varmıs: blr Tokmuı 24 ııatln ofavl&rı Caidts Türk sllri Erkekltr T larkılar Hnflf mözik TBMM taaH Hıbcrler Rabnler G«r» kentMİ Cejitli müzik M 00 M.4S G m Tansına detra 33 55 Oıetler: orosram: kgcann » 41 . »43 Üç gün sonra yolcular S/S CromweH> bindlIer. Hint Okyanusu dört gün dört gece durmadan coştu ve gemi anlatılması güç bir fırtuıa ile çarpıştı. Miss Weeds yatağına uzanmıştı. Rengj limon gibi •ararraı;, vapur azgın «ularda itile kakıla ilerlerken dua edip duruyordu. llk durak Port Elisabeth'ti. Gemi, Afrika'nm güney ucunu döndü, dört yüz kilometre uzunluğundaki körfezli, yarım adalı, sayısu kayalı sahilin Tanından geçti. Limanda bir kaç «aat kaldıktan sonra Cromwell yeniden açık denize doğru yol aldı, Ufku bir duvar gibi kapatan taşlık ve kumluk yamaçlann yanından geçti Apeldorn, bu duvann arkasında vahşi Zulu'ların pusuda beklediklerini söylediği zaman Patricia da M i » Weed§ kadar ürperdiğini hissetti. Bir yıl önce bu vahji Zulu'lar, oraya yanaşmıj olan zengin bir Avustralya'lının yatın« nldınnıjiardı. Sekiz yolcu ve oniki kişiden mürekkep mürettebat korkunç jekilde öldürülmüştü. Gemi bir kaç gün sonra ancak ele geçmiş ve katledüenlerin ceıetleri güverteye mıhlanmıj olarak bulunmuştu. Işte bu aebeple, buradan geçen bütün vapurlar sahlle yakl»şmazlar... Geceleri de muhakkak nöbetçiler bekler.. Port Edward ve Port Shepstone'da da üd kjsa duraktan »onra batan güneşin panltıları arasında Durban jehri göründü. Patricia ve Miss VVeeds küpeşteye dayanmıj 1824 te Farew»n'in kurduğu Port Natal körfezine bakıyorlardı. On bir gün süren yoleuluktan sonra, iki kadın, büyük bir heyecan la ksraya indiler. Şehri saran bahç»"'»rr)çn tropik memUketlerlnln renkli çijekleri, değijik cins paimlyele |a •ter u n * uooTntn» Kianaıntfut satın aunmııtır ri (ıtkırıyordu. Patriela'nm akh nlsanlısında olmasa İdi, belki bu modernleşme gayretlerine ragmeB özelligini gene de »aklayan şehrin cazibesine kapı. lırdı. Hamal Hintll İdi. Fakat yolcuların kalacaklan We«tEnd oteline kadar puspusu Ue onlan çeken adam. b«|i deve ku}u tüyleri İle «üslü ehlilejmiı bir Zulu idi. Hint Okyanuaunun önemli bir Ibnanı olan Durban da olduksa rahat bir kaç otel vardı. Patricia va Misı Wecda'e içiçe, denize bakan iki büyük oda verdiler. Eşyalar temi» ve zevkli idi. Londra'da ünlü bir çok pansiyonda bu rahatı bulamazlardı. Aı »onra, otclin küçük aalonunda Apeldorn Miss Dun« haxn il» buluftu. Beraberee plânl*nnı hazırladılar. Madem ki Binbaıı Graham, teğmen Mackenzie'nin buradan geçmit olabileeegini size çıtlattı, izini fehrin bir oteiinde muhakkak bulacagız, Sirde hiç raemi var mı? Evet. valizimde her zaman yanımda taşıdıgım birfotoirafıvar. • Mük«mmel Onu çerçevesinden çıkann Scot land Yard'u» detektifleri gibi ise basljyalım.. Erteti aabah Patricia ile Apeldom; arastırmalarına başladılar. llk olarak Old Fort Road'daki yanyana sıralanmış otellerden başlamağa karar verdiler. Bu uzun cadde şehri bir baıtan bir baıa kesiyor ve sonunda 1842'de İngilizlerin bajan ile aavajtıkları kalede bitiy*ordu. Patricia ve kavalyesi her otel kapıcuına James'in resmini göstererek aynı »oruyu »oruyorlardı: Bir ay kadar önce otelinizde bu yolcu kaldı mı? Aldıklan cevap «hayır» anlamına gelen bir baş »allanmasından ibaretti. Sonunda, Gardiner Street'te Sydney otelinin ufak tefek kapıcısı: Tanıdun dedi. iki gün kadar biıo» oturdu. Ama «iz tngiliz diyersunuz. Evat, Yanlıjınız var.. Resmini gösterdifiniz adajs Schroeder adında bir Alman mühendisidir. Araştıncılar şaşırmışlardı. Bu adarnı konuşturmak gerektigini anlamıjlardı. Apeldorn kapıcısının eline bir altuı lira sıkıstırarak: Hakkmda ne blliyorsanız bize söyleyin, dedl. Adınm Schroeder olduğundan emin misiniz? Hem de nasıl. Alman pasaportunu da gördüm. Kartısmdakilerin |askm hallerine gülerek devam etti: Belki bu adamın kimllğini gizlemek için sebepleri vardı.. Ne demek o Kapıeı göz kırptı ve alçak se;le: Çünkü, belediyeden beraber çıkmadıfı muhakkak olan oak giizel esmer bir kadınla gelmişti. Bu def» Patrîria verinden sıçradı. Dahs fazlasmj i|iünekten korkar gibi titrek bir sesle ppnc kız sordu: (Arkası var)