28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE fKİ ' 16 Hazfran 1968 CUMHUKÎYE BOYKOru gölgeleyen hedef Prof. Dr. llhan ARSEL reketlerinin nedenlerl »yn »yn yayınlanan blldirilerle kamn oynna sunulmuş oldu. Bu nedenIeri esas gaye iiibariyle ikî grupta toplamak mürakün: Bir grupta öğretim sisteminin yetersizliğiyle, faocalann durumu ve tutumn ile, kitaplann çokluğu veya kabarıklığiyle ve pahalılıfiyle, sınıftarın kalabahklığı ile, VJ..., ve diğer grupta da imtihan nsullerinin ve şeklinin degistirilmesi istekleriyle, ilgili husuılar var. Birinci grnpta yer alan nedenler flzerinde tarfışmak ve anlasmaya varmak, konunun çok yönlü olması dolayısiyle, biraz giiç. Fakat bn nedenlerin süriiklediği sonuç fizerinde kl, o sonuç üniversitelerimizin yeter nitelihte e!eman yetistiremediği noktasında dügümlenir fikir birliğine ulasmak ftolav. 'oUy, çünkü memleketimizde yüksek tahsil diplomasına sahip kişilerin çok büyük bir çoğnnluğnnun gerçek mânada «aydın» yeterliliğinde olmadıfı bir vâkıa. Baska vesilelerle de belirttiğimiz üzere bngttn Türkiyede devlet ve hükumet mekanizmasının bütün kilit noktalarını isgal edenler «yüksek tahsilli» elemanlardır: Parlâmentomnzun yfizde 85'i, yürütme organının Cumnurbaşkanından Bakanlara, Rakanlardan Daire müdiirlerine varıncaya kadar neredeyse yüzde İOO'Ü, yarrı organının keza bir o kadarı, yani Anayasa'va göre millet adına egemenlik bakkını knllanma yetkisine malik bn knruluslann hemen bütün unsarlan ve memleketi fiilen idare edenlerin büvük çoğnnlngn bep yüksek tahsil kaynağından çıkma kimseler. Fakat yine de «aydın» kişilerin memleket Idaresinde sorumlulnk almadıkları. demokrasiyi knrma ve yaşatma mücadelesine katılmadıklan, siyasetten nzak ve siyasetfn dısında kalmağa çalıstıklan iddialan eskldenbert gfinfin modası halinde. niversitelerimizin çesitll Fakültelerinde U «Keform» istekleriyle girişilen öğrenci hatişmesini, en »ıkı bir çalışmaya serlaomasıaı mfimknn kılacak yöndeki igtekler üzerine oturtulmnstnr. Hatırlatmada fayda vardır ki, Batı üniversitelerinin pek çoğunda imtihan şartları ve diploma elde etme yoliarı gerçekten zordur. Bn üniversitelerde yıllar yılı sınıfta kalan öğrencinin ilânihaye kaydının yenilenmesi diye bir sey yoktnr; bunlardan çogu, defil bizde oldoğu gribi yıllarca basarı gösteremiyenlerin kaydını yenîlemek, fakat sadece bir, ya da iki devre fmtihan geçemeyen öğrenciyi kapı dışan eder. Değil imtiban günleri arasında fasıla bırakmak, fakat bazan hangi dersten imtihana tirileceği husnsnnn son dakikads ilân eder (ÖJrenci ders yılı esnasında çalışsın ve hazır ol»nn için); defil bir tek kitap iizerinden imtihan, fakat öğrenim yılı basında öğrenciye verilen kabarık listedeki bütün kitaplar itibariyle Korumluluk yükler; eleme ve baraj nsullerini uyrvlar. Şnnn belirtmek zanoederim yanlıs olmayaoaktır ki, ciddî öğrenim yapan hiçbir ülkede imtihan nsnlleri ve diploma temini şar(ları, bizde oldufundan daha müsamahalı, daha JcoUy ve Öjrencinin daha lehine olacak nitelikte değildir (çalışma itiyadının yerleştiği bazı ioplumlarda imtihan nsnllerinin tamamen kaldırılma denemesi örnefi hariç). Fakültelerimizin pek çogunda öfrenciye sonsuz imtihan hakkı tanınmıstır; bu hakkın sınırlandınldıfı bazı ıınıflar için ki, genellikle ilk sınıflardır bnnlar öğrencinin en azından 4 devre imtihana girmesi, ve basan gaglanuyacagını tahmin et«e de bn yollardan sansını denemesi mnmkündür. Böylece çalısma sevdasında olmayan kisiler dahi, biraı sabır, biraz inad ve biraz da tesadüf yardımı sayesinde, nznn bir deneme devresinden sonra diploma edinme irakân ve fıraatlanna pek âlâ sahip olabilirler. Fakfiltelerimizde, normal bir zekâ ve fayret ile üçbeç yılda alınabilecek diplomayı bnnnn iki ve hsttS üç misli aüreler içf risinde almayı basaramayan ve başaramadığı için de kaydı silinemeyen 6ğrenciler az degildir. Teteri sayıda değerti eleman yetiştirememenin büyük sorumlulngunn biz hocalar üzerimize alalım ve gereğini yapalım; kabnl. Fakat tembel ve kaabiliyetsiz kişilerin gütiahını münnasıran eğitim sisteminde veya hocalarda aramak insafnzlık olnr. Eğitim sistemi bize nazaran gerçekten çok mükemmel ve hele öğretim üyeleri kadrosnnnn ilmî üstünlfiğü itibariyle dünyanın en ileri ülkelerinden biri sayılabilecek olan Fransa'da bile, yüksek ögrenime devam eden öğrencinin yüzde 20 ilâ 25'inin bu seviye bir öfrenimi yapacak ehliyet ve kaabiliyette olmadığı ve binaenaleyb elenmesi gerektiği kabul edilir: «Tembel ve özenti ÖŞrenciyi elimine etmek demek, yüksek öğrenimin demokratizasyonnnn saflamak ve çalıskan ö*rrnciyi savnnmak demektir» diyor, Prof. M. Vedel. ••••• ••••• Amaların Lüirıııpsi yoloııdahi çabalar f ı kazanıyor ağtmız, insanlann dış uzayda sıklfttsizlik halinde uçmasuıı, gök ilmi üe uğraşan kişiler açık gözle göriuemeyen yıJdızlann fotoğraflaruıı çekmesini, makinalann kulağın duymadığı sesleri zaptetmesini artık sağlamıştır. Bütün bunlara rağmeıı, âmalann jrörracsini hâlen sağlayamamış olmamız üzüntü veren bir konıı deçil midiı? Kopattım... Geçen gün gazetedeki odama çrkingen tavırlı, temlz yüzltt blr genç geldi. Elinde teksir makinesiyle basılmıs bir kitap. Bukuk Fakültesi Profesorlerinden birisinin sozde ders kitabı. Yüz yirmi sayfa ya var, ya yok. Daktilo harfleriyle dizilmij. Satır aralan neredeyse yarım parmak kadar açık ve baskı, kitap yapraklannın yalnu bir yüzüne yapılmış.. Bakınız. dedi öğrenci, bunu bize 35 liraya satıyor hocamız... Kitabı alıp yazı islerine götu'rdum. Sekreter arkadaşlar hesap ettiler; nonnal matbaa harfleriyle yirml bes sayfalık bir broşür ancak olnrdu. Demek ki hukuk hocası yirmi bes sayfalık broşürü oğrencisine 35 liraya satıyordu. Bu karaborsa ticaretini ve bn somüriiyü herhalde Myın Kektör ve Senatonun saym iiyeleri çok iyi bıliyorlardı. Yıllardan beri süregelen bu soy ticaretin envaına çoğu profesör ve doçentimiz âainadır. Kllnik ticaretinin ne demek olduğuna ise künhüne ktiar vâvikıftırlar. Kitap hırsızlığı ve fikir korsanlığı üniversitemizdc asla ceza gonnemiştir. .Vâmuslu hocalar: Aman bana bulaşmasınlar da ne isterlerse yapsınlgr.. diye sustıp oturmoslardır. 1968 haziramna kadar reform tasarısı rafta uyuyor, her yıl üniversiteye «n blnlerce öğrenci alınıyor ve her yıl üniversiteden büılerce oğrenciye belge yeriliyordu. Ama bardak taşuıca İstanbul üniversitesi bitbirine girdi. Öğrenciler baskaldırmıslar. işgal etmişlerdi üniversiteyi.... Hocalar sajırdılar, onlar jaşırdıkça müfrit ve çıkarcı profesörler hâkim oldnlar gidişe.. Genç ve ateşli öğrencilerle inatçı bir mücadeley* girdiler. Eninde sonnnda vakti.vle pek meshur Kavanoz Pasa'nm yaptıfı gibi: Üniversiteyt kapattım.. deyip çıktılar ışın ıçuıden.. Ne demekti üniversiteyi kapatmak? Fi tarihinde hazırlanmıs bir .Unıversite Disiplin Ydnetmeliği» vardı. Bu yönetmeliğe gore Senato. üniversiteyi kapatabilirdi. Kapalılan üniversite «polisın tasarrufuna» geçerdi. Nitekim Rektor Ekrem Şerif Egeli bu konuda kendisine soru yönelten srazetecilere: « Üniversite gece saat 24 OO'ten sonra polisin tasarrufuna geçmistir. Emniyet mensuplarının bu tasarrufu nasıl kullanacaklarını bilemem. Üniversite kapatılınca üniversite bmalan ve içindeki evrakın korunması zâbıtaya aittir» demişti. Açıkçası Rektör Egeli dolaylı yoldan polis çağırmıstı üniversiteye.. Efer Süleyman Demirel'in ve Sukan'ın polisi üniversiteye gelirse, öğrencilerle çarpışırsa, yaratılan arbededen sonra gençler üniversiteden atılırsa isler düzelecekti. Polis mârifetiyle üniversiteyi baleyola koymak politikasını seçen rümle Senato üyesuıi ve saçına sakalma ak düsmüs cümle profesorü (ebrik etmek, kocaman bir âferin yaftasını hepsinin boynuna asmak gerekirdi artık... Ne var ki «ydın vatandaşların akıllanna gelen binbir soru vardı: Üniversite yonetmeliği çok eskiydi ve zaten değiştirilmesi gençler tarafuıdan isteniyordu. Hocalar reform yapıp yonetmeliği değiştirecek yerde küllenmiş yonetmeliği kullanıp cocukların nstüne polisleri yollamak istiyorlardı. Bn ne biçim reformculuktu? Üniversite Disiplin yonetmeliği kıyıda köşcde kalmıs Anayasa ve Kanunlara ajkırı binbir eski yonetmelikten birijdi. Oysa Üniversiteler Kanunu Senato'ya ve Bektöre «üniversiteyi kapatmak» yetkisini vernıiyordn? Bu kadar onemli bir konuda Jönetmelik kanunlann vermediği vetkiyi yaratabilir mlydi? Üniversite kapatılıp da polisin eline geçtikten sonra Bektörün ve Senatonun durumu ne olacaktı? Kapatılan bir univenitenin rektörü ve profesorlerin hnkuki durumu neydi? G«rülüyor ki Senato, üniveraiteyi kapatmakla sarpa saran olayların üstüne tüy dikmekten baska sey yapmamıstır. Gençlikle yakm bir Hişki kurmak. reform dileklerini içtenlikle karşılamak. öğrencinin heyecanını sıcaklıkla ele alıp hem üniversite çevresinde, hem de hukumet katında iyiye kullanmak, üniversite hesabına pek yararlı olabilecek fırsatı tecrübeli ellerle >6netmek mümkün olabilirdi. Ama İstanbul Üniversitesüıin içinde kumelenmis bazı çıkarcı profesörler hareketi yozlaştırmakta kendileri için menfaat buldular. Ve Üniversiteyi polise teslim ederek görevden kaçtılar. Bu kararın gerekçesi ne olursa olsun karara imza koyanlar üniver»iteyl poüse teslim ederek görevden kaçan hocalar olarak anılacaklardır. Gönül isterdi ki üniversite hocalan reform konusunda öğrencilerin de öaüne gecsinler. elele başbasa üniversiteyi yeniden kurmak ve kurtarmak için çalışsınlar, ünhersitede yaratılan eylemi kendiierine düjman bir hareket değil üniversitenin yenilesmesl yolunda kendiierine katkı saysmlar... Öğrencisiyle kendi kürsüsü arasma polis dlken profesorden üniverşlfeye hayır gelmez. Bu işin çaresi üniversitenin kendi dâvalannı kendi içüıde cözümlemesidir; yoksa olaylann nereye kadar uzayacağını kimse tahmin edemez. C K Ba kaynağı gerçekten aydın diyebilecejHmiz kisileri yetistirir hale retirmedikçe, ve nihayet «aydın» ve «yan aydın» ayırımını ortaya vuracak kıstasları bnlmadıkça veya bnlnp da uygulamadıkça, bir yandan yüksek tahsil diplomalılarına ve diğer yandan da Üniversiteye hücum, devam edip gidecektir. Maamafıh ümitle dolu olarak, bu durumun düzeltilmesinın ımkânlarının varlığından ve son yıllarda yapılan çahsmalann bu büyük problemi hâl yolunda ilerı adımların atılmasına yardımcı olduğundan da bahsedebiliriz. Sert halinde geliştirilen yeni cihazlar ve bu konuda yapılan denemelerin sonunda bâzı yeni buluslar elde edilmiş ve genış kullanma sahasına hitap eden imkânlar lağlamıı bulunmaktadır. Araştırmalar iki değışik cıhaz üzerinde, yoğunJaştınlmıs durumdadır. Bu araçlardan birısi gozu gormeyen insanlann etraflannda daha kolaylıkla dolasmal«nnı sağlamak ve basılı kitap fayfalarından ve gazetelerden kolaylıkla ve kendi kendılenne okumaları ımkânım temın eti AMALAR İÇİN LASER BASTOMİ Görulmiren ışınlar yayıni! | mektedir. '. yan ve sonra bunlan akis olarak geriye alan bu baston, Smalann yolda i karsılanna gclecek engellere çarpmaianna sadece mâni olmayıp aynı } zamanda seklini de tam olarak hissetmelerini sağUmaktadır. «Brail» alfabesi Temeldeki aksaklık onu kabol gerekir ki, eıber esasına davanao yetersiz bir eğitim sonucu Üniversiteve giren genç, yüksek seviyedeki ögrenimi yapacak formasyonda olmadıktan baska, eirdikten sonra da aynı esas dairesinde sekillendirilen kafasiyle «ortodoks» düsüncelprin esaretinden kurtulamamakta ve fikrî istiklâliyetine kavuşamamaktadır. Bütün eğitim kollarında ve öğrenim sistemlerinde gerekli reformlar yapılmadıkça, ve Üniversite sevivesindeki ilim müesseseleri, mnhakeme kabiliyetinden yoksnn, gerçekleri aramada yaratıcı istidattan nıak, bssnta kalıp diyebileceçimiz kafa yapılarını yetistiriei birer «ocak» olarak faaliret çösterdikleri sürece, «aydın» deyimine Iâvık değerlerden faydalanmak ,rrnuhakkak ki hayal kalacaktır. Bizim en SnemU, en hayatî sosyokülturel meselemiz, Tfangl «afbada ve hangi kademede olursa olsvn eğitim ve Bğ renitn sistemimlzi «dogmatik» ve «fanatik» Insanları yetistirme gayesine ySnelmis gelişimden knrtarmaktır. Biraz cesaretle sunn söyleyebiliriz ki, bn•ün bn kötü gidisin sorumluluğnnu, gadece söz konnsa sistemlerde değü, fakat «ne ekersen onu biçersin» formülü gereğince biraz da topInm olarak bağlı bulunduğumuz sosyal ve dinî «artlarda aramalıyız. Asırlar boyunca mânasını anlamadığı kitabı, hiç bilmedi^i bir dilde ezbertemekten gayn fikrî gayret gösttrmenaiş insanlann ve onlann çocuklarının kafa yapılarının daha farklı bir eğitim sistemine alıştınlma«ı, bn şartlarda reform yapılmadan, kolay de* »ildir. Bütün bnnlar öylesine girift, ve öyleiine kökleşmis meseleler ki. nereden ve kitnden ve nasıl baslamak icap edeceği husasunda belirli bir görüse ulaşmak sn an için farazi gibi görünüyor. Hattâ biraz daha mabviyetkâr bir davranı? ve iyi niyet esasından hareketle biz öğretim üyeleri, bu sorumlnlağun tümünü üzerimize alsak, ve hayal bu ya, sihirli bir defnek misali bütün bu yetersizliklerimize ve knsnrlarınııza bir anda çare bulmuş olsak, mesele yine <\e halledilmis olmayacak. Halledilebilmiş (taHiî kısmen) olması için terazinin diğer kefesinin de aynı ağırlığı gösteraıesi gerektir ki, bn da biraz yukarıda isaret ettiğimiz ikinci grup nedenler ve isteklerle ilgilidir. Bu grupta yer alan Uteklere göre imtihan şekilleri öğrenci leMne iş görecek elâstikiyette olmalıdır; ezcümle eleme imtihanlan kaldınlmalıdır; imtihan ^ünleri arasında fasıla bırakılmalıdır (meselâ Oçer gün yibi); belge alma diye bir sey olmamalıdır (yani öğrenci kaç yıl sinıfta kalırsa kalsın Üniversiteden çıkarılmamalıdır): yılda iki defa yerine, şubat bakkı dahil. üç defa imtihan edilebilmelidir; sınıfını geçmese dahi bir üst sınıfın derslerini takip edebilmelidir; belli bir tek kitap esasına gö're imtihan edilmelidir: basan göstermeyen öğrenci yeniden imtihana girerken fazla harç ödememelîdir, v.s... Sonuç ütiin bunlar malüm iken ve Üniversitelerimizin asıl ele alınması gereken meseleIeri bütün çıplaklığiyle ortada dnrur iken, yieaylifciıareketlertnthrbTrtaktm reform s}»fw>lan perisinde, imtihan nsullerinin değistirilmeaini hedef edinir göriinraesi, bn bareketlerin ciddiyetine ve »amimiyetine gölge düsürebilir. Şn hnsnsta anlaşmıs olmamız sarttır ki, gerek sistemlerde ve gerek hocaların tutum ve davranıslannda yapılması beklenen reformlar, Üniversite ögrenimini kalitesiz ve ise yaramas eleman yetistiriei nitelikte değil, fakat her bakımdan mükemmel, ve kafa bilgisi sahsiyet ve ahlâk açıaından örnek insan hazırlayıcı yönde olmak gcrekir. Bu sonucn elde etmenin çaresi zahmetsizce diploma alma şartlarmı ibdas olamaz. Çalısma şnnrn teessüs etmiş, ve bir şeyler öfrenmeyi ve yeterii bilgilerle mücehhez olmagı, dıstan itici etkenlere ibtiyaç duvmadan, gaye sayan kisiler çoğnnlnğunun meydana getirdiği Batı toplumlarında, imtihan usullerinin sfkil ve mahiyeti, bir bakıma, pek önem dahi arzetmeyebilir. Çünkü orada öğrenci sırf diploma almak için değil fakat asıl «yetismiş» olarak hayata atılabılmek için çalışır. Elindeki diplomanın onu, otomatik şekilde belli mevkilere getirmiyeceğini, mutlu bir azınlıjın bak ve imtiyazlarına sahip kılamıyacağını iyice bilir. Hayat basarılarının sırrını diplomada defil kafasının içinde aramasını müdriktir; Raye edindiği sey her ne pahasına olnrsa olsnn diploma almak değil fakat diplomanın temsil ettiği değer ölçülerine göre yetismektir. Bütün bunlara rağmen Batı'da, bn şnnra sahip olmayanları ayırabilmek için, yine de ciddî ve zor imtihan usulleri mevcuttur. Sorbon'dan, Harward'dan, Berckley'den vj. mezun olmanın ne demek olduğunu bep işitiriz. B 6 İmtihan usulleri fltün bnnlar çok güzel ve belki de kolaylıkla halledilebilccek seyler. Her Fakülte Uibariyle Profesörler Kurulu kararı ve Senato'nun tasdikiyle yönetmelikleri dilediğimiz çibi defistirmek elimizde. .Vitekim borkot haretseti üzerine Istanbul Cniversıtesi Senatosn bunu yapraıstır bile. Fakat acaba imtihan nsullerini, kolaylastırmak ve yeteri kadar çalısmadan veya sair snretlerle «ehliyet» kazanmadan herkes için diploma alma vasıtası olacak sekle sokmak, hastalığı giderecek çare midir? Efer g\derecek ise bu takdirde hiç imtihan yapmamak "ok daha prafik olmaz mı? Evet, Batı ülkelerinde de Üniversite meseleleriyle ilgili birçok çençiik hareketleri olmnstnr ve halen de olmaktadır. Ancak bu bareketler, orada, imtiban(ann ö^renci lehine getsetilmesi gayesiyle olmamıştır; aksine öğrencinin en iyi «ekilde ye R üphesiz ki, bizde de bu suur ve anlayışa sahip öğrenci çok. Fakat bizim toplnm olarak biraz farklı bir durumumaz var; bizde, genellikle, fikri çalışma suurunon köklesmiş oldnğunu söyleyemeyiz. Bizim toplumumuzun insanı bn itiyadı edinememiştir. Bu bakımdan bizde imtihan, sadece «iyi» yi iyi olmayandan ayırmak, sadece ehil olmayan yerine ehil olana diploma vermek için değil, fakat asıl gayret ve falışmayı teşvik için önem ve anlam tasır. Bundan dolayı gönül arzu ediyor ki, reform dileklcriyle girişilen idealist I.areketler, her şeyden eı vel, bu noktalarda ağırlığını göstersin, ve meselâ çalışmayan öğrencinin çalışanlara yerini terketmesi gibi, meselâ imtihanların bir şans ve sabır isi olmaktan çıkarılması gibi, meselâ sonsuz imtihan hakkı diye bir sey tanınmaraası gibi, feragat ve ciddiyet Srneği sonuçlara yönelsitı. Efer böyle değil de bunun aksi olnr, ve gerçekten düzeltilmesi ve ıslah edilmesi gereken aksaklıklar paravanası gerisinde imtibanların kolaylastınlması formülleri aranır, ve hele taraflardan biri bn sahada bol keseden tavizler verir ve diğeri de bn tavizleri ganimet kabul eder ve bn snretle dâvavı halletmtş gSrünürlerse, Üniversite, gerek öfrencisi ve gerek öğretim Svesi ile, tiim olarak, tarihî bir sommlulnk altına cirer ve vicdan huzursuzluğn içeri«inde kıvranır. sarıh fotoğrafı çekebilmekte ve matör fotoğraf makinelerikarelerın her bırisı aanıyede 10 nın çoğunda, resim çekme bınden 100 bıne kadar çekım sur'nızı genellikle saniyenin beş atıyle geçmektedır. Bu son dereyuzde gıbı bır zaman kadar sür'ce yüksek hız, objektıf önündcn atlidir. Daha ufak eb'addaki pabır yandan fılım geçerkerj diğer halı mınyatür makinelerde ise, taraftan da açılıp kapanan bır bu hız saniyenin binde birine rnıhrakj duz kapak ıle sağlanyükselir. maktadır Eğer bir infılâkın fotoğrafını çekmek konusunda araştırmalar yapıyorsanız. bu gıbı alçak hızd'aki roakinelen kullanmak, hiç bır sonuç vermeyecektır. O zaman, ne yapmamız gerekecektır' O zaman bır sınema kamerası gelıştırmek gerekecektir kı, bir saniyenin bır milyarda bırı gıbı bır süre içinde kullanılabılsın. Yırmı yıldan beri infilâk denemelerıyle uğrasan ve mılletlerarası sahada şohret sahıbı bır fızıkçı olan Morton Sultanoff. ınfılâklerın fotoğraflannı çekeelıştirilen bır diğer cihaz da cek bır makıne yapmıstır. Son âmâların gezmeye çıktıkla21 yıj ıçensınde Amerıkan Hava rında yanlannda bır kopek Kuvvetleri'nın Aberdeen, Maryveya baston taşımalarına ihtıyaç land'dakı deneme sahasında bu bırakmadan, görulmeyen veya duyulmayan ses veya ışık şek konudaki çalışmalarına devam lınde bir yayın yapan ve sonra eden Morton Sultanoff'un gelısbunu tekrar bir cisme çarptığıntırdığı kamera, bır sanıye ıçınAberdeen laburatuarlarında uda genye gelmesinı saglayan pko de on sanfımetre karefik 300 ba fak ınfılâkler yapılmakta ve bunlar fotoğraflarda tesbıt edılmektedır. Bu denemelerde TNT, PETN, pentolıt, kompozısyon B, baratol ve diğer tip plâstık ınfılâkler yapılmakta ve bu ınfılâkler için Iâboratuarlaro*a 3,6 kiioluk bloklar kullanılmaktadır. Daha buyuk mıktardakı infilâk" ler için de lâboratuar dışında açık saha deneme mahallerı kullanılmaktadır. İlmî çalısmaları; Amerika'da olduğu gıbı. îngıltere, Sovyetler Bırliğı, Almanya. Japonya, Hındıstan, Israil ve Fransa tarafından da ızlenen Mr. Sultanoff, icat etmiş olduğu yüksek sür'atli kamera ile infilâk reaksiyonlarını kolayca tesbit etmektedir. Morton Sultanoff'un bu bulusu daha zıyade yararlı askeri infilâk maddeleri bulmak ıçın kullanılmaktadır. Mr. Sultanoff'a bu bulusu d'olaj'isıyle Sinema ve Televızyon Mühendisleri Birliği tarafından E.I. du Pont altın madalyası verılmiştir. OKLMA MAKINESI Basılı bir sahifeyi Brail alfabesine veya sese tahvii eden okuma makinesi, fotoğrafta görülmektedir. Virginia ÜuiIlazırlıyan: versitesi Elektrik Mühendisliği Profesörü Dr. Eugene S. McVey, öğ renci Edward Parrish Ue elektronik sayıcı ile harflerin nasıl okuna Vecdi KIZILDEMİR cağtm incelerken görülmektedirler. Skincı kategorije gehnce, ge• çen son yıllar suresınde «Bra•U» alfabesi olarak adlandırılan yeni bir alfabe sistemıyle âmâların okutuiup yazmalan ımkân dahiline girmiştir. Gözü gormeyen bir insan satırların uzerınde parmağını gezdırmek suretıyle mevcut kabarcıkların sekıllerınde harflerı okuyabılmektedır. 1931 yılından berı kıtaplıklarda mevcut bütun dokümanları «Brail» alfabesiyle. yani âmâların görebileceği sekilde hazırlamaktadır. Aynı zamanda, mevcut bütun doküm*nltfr «es bandlarına da kaydedıımı» olup kolaylıkla dışarıya alınıp takıp edılebilmektedir. Her yıl bınlerce yeni eser aynı şekilde hazırlaomaktadır. Bu programın ılk zamanlarında elle zımba yapmak suretıyle kitaplar hazırlanmaktaydı. Şımİi rser gÜHÜnnizTin"'tBttîh> usuiıi hazırlanan kitapları elektrcnU sayıcılarla meyiana getirîlmettedir. Bu konuda, son olarak gelıçtırJen makinalar artık okul kitapları basacak nitelığe ulasmı» v» âmâ talebelere nirtuâl eğıiim verebilecek bir sevıys/s gelmı» bu.urmaktadır. Madmafıh bu arjda vaşlı ve cBraıl» usulu ile oKuoıa ynînid oğrenmeyı arzulamavan âmâ kışjter için de daha bdjn* ba metod uygulanmakta ve norn.al basılı bir sahıte sese tahvıl T edılmektedır. Vırgınıa Unive sıtesınde bu konuda gelıştır.len bir cıhaz, bir sahıfeyı elektronm bır gözle okumakta ve sonraaarı bunu Braıl alfabesınde oldugu gibı sese de aktarmaktadır sıstemiyle çalışmaktadır. «Laser bastonu» adı verılen bu yeni araç, âmâ insanın elin&e olup, tasıyan kisinin karşısına çarpacağı bir obje gelince eko sistemıyle güzel bir tıtreşım yapmakta ve bastonu kavrayan elı uyarmakta veya bır kulaklık vasıtasıyle kulağa ses seklinde' aksederek çarpmasına mâni olmaktadır. Bu sekilde yapılan uyarmalarda amâ adam sadece karşıdakı cıs mın varlığından haberdar olmakla yetınmemekte ve fakat bu cısmın şeklını ve ne olduğunu da ayırabılmektedir. Diğer birçok buluşlar gıbi bu buluş da uzay teknolojısinın çalışmaJarından yararlanılarak aniâlara fayda sağlamıştır. Amâlara yardım konusunda günumuzun teknolojısi her zamankınden çok daSa yararlı bır noktaya gelmış bulunmaktadır. İnfilâk fotoğraflan saniyenin bir milyarda biri siiresi icine alındı : İ •»»•»»»»••»»»», mmmnmnmmMnımıı A • •• • • • » • • • Özel Ata Koleji « Kuruluş: 1958 1 Ancak diploma ve tasdikname alan öğrencilerinin yerine 4 > yeni öğrenciler kayıt etmektedir. i 2 Yatjlı öğrencüer, ister yeni, ister eski olsun 5 Temmuz ° 1968 tarihine kadar 1. taksıüerini yatırmalıdirlar. o 3 Okul olmaya elverişli, bahçeli binası olanlara yılda 150 */ 2O0 bin lıra Rira ödenecektir. \\ • Telefon: C3 68 78 63 37 86 Etiler İstanbu?. t • • • » • • • • • ' ••••< • » »• » • • • • >•••»»»»•»•• İlâncılık: 7389/7294 Laser bastonu İHGİLİZCE DERS Arnavutköv, Amerikan K« Koleji son sınıf talebeleri, Orta okul ve Lise oğrencilerine İngihzce ders veriyor. Tel: 55 53 93 Özel Teoî Kolej Müdörlüğündea Kolejimızde iki JCüdür Yardlmcılığı açıktır. Isteklilerin çalıjma saatleri içinde Müdürlüğümüze müracaatlan rica olunur. ADRES: Taksim, Sakızağacı Cad. No: 30 Cumhuriyet 7286 r HOTEL BoĞAZtçJ • İstanbul'un mcisi BOĞAZİÇİNDE aılenizle birlıkte huzur, sükunet ve ko^fpr içinde ve en uygun şartlarla tatüinizd geçirebilecpğiniz yegâne dınlenme yeri. •k Her odada gömme banyo, balkon, telefon, müzik, devamlı sıcak. soğuk su. olmayıp misafirlerce zengin listeden •k Yemekler tabldot seçilir. k Denıze kar^ı genis ve şahsne manzarah istirahat salonlan, restoran. temiz servis, nefjs yemekler, azamî itma. k Aynca dü^ün. nisan, her türlü ailevî toplantılar, iş yemekleri, ziyafetler, kokteyller içm salonumuz cmirlerinizdedir. HOTEL BOĞA/.İÇİ Köybaşı Cad 14 Yeniköy İSTANBUL Telg: HOTELBOĞAZ Tel: 62 40 01/38 MMIMMMIIIH Cunüıuriyet 7314 Çelik Banvo'an ile meşhur Ankara jandarma Safınalma Komisyon Başkanlıgından: Jandarma Genel Komutanlığı ihtiyacı için kapalı zarf usulıiyle iki adet be; tonluk damperli Dizel kamyon satın almacaktır. Muhanmıen bedel 190.000 lira olup geçici teminatı 10750 Iirsdlr. İhalesi 15 Temmuz 1968 günü saat 15,30 dadır. Evsaf ve şartnamesi Ankara ve İstanbul J. Sat. Al. Komisyonlarında görülebiHr. İsteklilerin kanunt şekilde hazırlıyacakJan tek]if mektuptermı ihale saatinden bir saat evveline kadar Komisyona vermeleri ilân oluntır. Postad» geciken mektuplar kabul olunmaz. (Baaın: A. 794430175/7288) BURSA PARK OTEL yeniliklerle Hizmetinize Açılmıştır. Banyo ve 4 öğün yemek daiıil bır kışiye günde 40 liradu. Rezervasyon: Telf: 1650 Bursa Çekirge Hür Ajana: 72/7284 MEMUR ALINACAKTIR Ticarî ve Malf bir muessesede çalıştırılmak üzere Lise, Kolej veya Yüksek Okul mezunu İngüizce lisaruna iyice vâkıf, Daktilo kullanabilen, istekliler arasından seçilmek suretiyle bir Memur alınacaktır. Mufassal hâl tercümesiyle PK. 421 KARAKÖY adresine müracaat edilmesi rica olunur. Cumhuriyet 7311 H
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle