Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8AHİFE 15 Hariran 1968 CDMHÜRr GENÇUK SORUNU Ismet KÜR ençHk, MnmİMirU, •onmlarmı çfattmlemek içia aeçtiği yollarla; dünyanın gidisini etkflemek isteven çabalanyla, ıon yıllaruı, dunj s kamuoyunu tutan en onemll meselesi haline gelmlştlr. Dünyanın çesitll bdlgelerinde; doğal kosullan, sosyal ve ekonomik dttzenleri birbirine benzeme» jen memleketlerde yasıyan ve tabü birbirine ben•emeyen eğltim sistemleri lçinda değisik anuçlara yöneltilmek istenen gençlerin, «gençlik» olarak ayni tedirginliği yaşamaaı, elbette fistfinde dunzlscak bir haldir. , Aşağı yukan bütfm dflnya gençüğinin, Içind* dofup büvüdükleri farklı yöresel dttzenlere karaın, ayni kafa kaldıns havasuu stirdürmeleri, ya da dünyanin bir ucundaki gençliğin, dbür ucunda haksızlığa uğrayanlan kurtannak için «yni tepkiyi göstermeleri; hafif ayrıntüarla hemen bütfin dünya dillerine yerleşmis buJunan «ljer koyun kendi bacağından asıbr» tekerlemesinin, 20. ynzyılla bağdaşamıyacağın» isarettir. G bof, ba l?siz, güçsfiz genç sakinieri arasında bulmak dofal bir lonuçtor. Çoısşitll öğrenim devrelerinde okuHafma oraşöyledir: Taf 1S15 1618 tt24 Okul içindekiler Aralıklı yağış ve hafif soğuma bekleniyor eçtiğimiz haftanın hava olaylan meTsimine uygun düştü. Sıcak ve az yağışh bir haftayı tamamhyoruz. l'urdumuz Âkdeniz çukurunda olgruncsşarak doğu yönünde ilerliyc.n aJçak basmç sistemleri ile Avrupayı sarmış bulunan geniş bir yüksek" basıucın etkisinde bulunu.vor. Eekiediğimiz haftamn hava oiaylaruıı özetliyecek olursak : Sağmı, solmu? Ünlversitedeki hareket bizim insanımızın tohaf baylannı birini ortaya çıkardı. Türkiyede çoğunlukla IOI ve Mg kelimeleı den ürkülür. Bazı kişilerin ağzından bu yolda çok garip sSzler ı yan» : Sen sağcı mısın, solcu musnn? diye sorulduğunda : « Ne sağcıyım, ne.solcuyum, Atatürkçüyüm» diye cevap • renler ve üstelik saga da sola da karşı oldufunn ilân etmek de) sını gösterenler vardır. «Ne sağcıyım, ne solcuyum, Atatürkçüyü diyenler ya cabildirler, ya da aptal.. Bir insan Atatürkçü ise ' gibl solcudar. Çünkü Atatürkçülük demek en başta «devrimcil demektir, devrimcilik solcnlnktur. Hem devrimci olmak, bem loleuluğs karsı olmak en basit mantığın alfabesine nymaı. Ne var kf. cebalet yüzSnden sağa da sola ds karsı olduğu ilân eden Atatürkçüler türemiştir memlekette... ve bunlar ei< eiddi makaleler yazarak, konoşarak hem «devrimci» ve hem «sola karşı> olduklarmı iddia ederler. Kavram anarşisi içinde çı kalanan bir toplnmda yaşadığımızdan bu iddiayı da sürdürürleı Ba keşmekeşin kökeni nerededir? Solculuk ve sağcılık üstü yıllardan beri sürdürülen gerçek dışı propaşanda çoğu kişinin k fasını dnmura uğratmıstır. Vatandaşı karşınıza alıp sorarsmız : Toprak reformundan yana mısın? ElbetteTefeeillğe karşı mısın? Şüphesi)!.. Petrolün mJIlileştlrilmesinl ister mlsfnT Tabiî.. Tabaneı knmpanyalsnn sömftrü«üne ne dersfn? Kökünü kazımalı» Kapitalizmin emperyalizmine eyvallah mı diyelimf Ne münasebet^ öyleyse solcusun sen... Hayır, kahrolsun «olcnlnk !. Nttfus 2.151.515 1.790.895 2.400.423 öfretime Okulla^rna devam eden oranı % 456.130 183JÎZ1 21,2 G 79.944 719.285 11,3 Türk Gençliği de, küçük bir bölüğüyle, dünyadaki yasıtlMin» bir mürtar syak nydurmaktadır. Ama, bir de, sayılan yas gruptenntn ancak Unde biri orsnınd» olan bu «bir bolük» ün dıftnd* kslan bir Tttrk Gençliği Tsrdır. Temel sorunlar fisen bir deyimdir. Tflrkiye'de temel sorun, ckann doyurabılmek» anl&nundan başlar, okur • yaaarukLan geçer, sile eğitimine, okul Ihtiyacıns, en basit sağ. lık islerine gelip dayamr... Dünya döner, döner, döner; birim temel sorunlarımızda çözümlenmete doğru bir arpa boyu yol ya alınır, ya ahnmaz.. ÇÜnkü bürfra dönüsümüz, öyle dünya Üe birllkta günes etrafında değildir.. Biz, kendi «fâsit dairemiı» içinde döneriz.. Şöyie ki: Bütiin bu ve diğer iorunlann çözümlenmesl için para gerekir.. Amı paralı olmak için de bn sorunlann çöziimlenmesi lâzımdır. «Biz fakiriz, çünktt bizde insan frficfl israf edilmektedir.. İnsan gilcü israf edllmektedir; çünkü topluma gereken ejitimi veremiyortu. Toplum» gereken e|itiaıi veremlyora*; çünkü fakiriz.. Fafdrlz, çünkü..» Ve böylece, bosuna dönen bir çark içinde harcanıp giden çocnklar, gençler, fenç kusaklar... «Genç kusak» derken, Kalkınma Plânımızda «gençlik» olarak kabul edilmiş yası, 14 • 24 yasIarmı kasdediyoruz, bu yastakilerin sorunlan fia> tünde dunnak istiyorıu. Ba yaş grubunun, genel nüfusa oranı, 1965 nftfuı sayımına göre, yüzde 19,1 dir. Orta &tnnime devam edenler, bu ya? grubunun sadec* ond* blridir. Yani Türk Gençli^inln onda doku. zu, «okul jlınjençlik» i tejkil etmektedlr. Ba?ka bir dejr^e; n y ı l a n S milyon 9*4 bin 4 » olan Itençlertffn, » milyon 385 bin 978 adedl oktıldan yoksun yaşamaktadır. Bu sayınıo yüzde 35,1 I hattâ okuma • yazma dahi bi)memeki«dir.Bu, bflyflk bir kumı okuma • yazma dahi bOmeyen 5.5 milyon tane okulsuz Türk Genci, ne yapar? Nasıl yajarî Gttnlerinl, füçlerini nanl değerlendjrirler?.deyimi, sözkonusu (oplumıın Temel sorva refah düzeyine göre anlanu deuygarlık ve Ba tabloda piırülen 13 18 ya? grupundaki fençlerimiz çeşitli orta öğretim kurumlannda okuyanlardır. 1966 • 67 ders yılında Istanbul Üniversitesine girenlerden Mediko Sosyal Merkezde muayenesi yapılan 4876 gencin, yüzde 80,9 u, Üniversite öncesi oğrenimini bir veya bir kap yıl gecikerek bitirmiştir. Sörfl edilen bu yüzde 81, sadece Üniversiteye birebilen yüzde 3.3 ün oru öprenim sırmnndaki başarısızhjhdır. Bu sayıyi, öğrenimi yarıda bırakılan, Üniversite sınavlarını, kazanamıyanlar eklenirse, orta öğretimdeki korkunç bs?ansızlık bir kex daha gözler önüne seribniş olur. milyon Türk gencinin, yüzde 33 ü vük;ek öğrenim yapmaktadır. Türk top.unıunun, selecefin aydınlan diye umut bafladıkian kişiler bu gençlerdir. Bu pençlerin bufünkii halini, içinde bulundukları bunalımı, ekonomik sıkıntıları, hançi fikrin adamı oldukJannı, ya da bir fikrin adamı olup olmadıklarını, kısacası gençlerimizle ilı;ili ufak • bflyük herhangi bir bilgiyi Üniversite hocalanndan, Üniversite sorumlulanndan öğrenmek mümkün değildir. Mümkün değrldir, çünkü bizim Üniversite hocası çoğrınJuğuyla • yıllardanberi tekrarladığı dersi, eksiksiz, fazlasız olarak sınıfta bir kez daba tekrarlayınca, vazjfrsini tamamlamış oJduğuııa kendi kendini kandıran kişidir. Onlar için, lstanbul Üniversitesi Mediko Sosyal Merkezi tarafıntJan tutulan öğrenci dosyalarına ?öyle bir göz gezdirnek bile tereksiz bir yorgtınluğu göze almak demektir. Oysa, özelükle bizim Üniversitelerimize devam eden çocuklarımran sorunlan, hemen hemen dünyamn hiç bir yerinde rastlannuyacak kadar önemli ve çeşitlidir. m Okuyuculanmla BugünkU sohbetiml de okuyucu sorularına ayırdım. Aktüalitesine tfyşun düşenleri eevap lamaya çalışacağım. Televizyon yayuılaruım hava olaylan İle ilgisi bulunup bulunmadığını soran İstanbullu okuyucularım var. tstanbul Teknik Üniversitesüıin yıllar boyu devam edegelen ve • MARMARA BÖLGESİ: Kuyurdumuzda televizyonun 16 yılzey rüzgârları refakatinde gelen dır var olduğunu gösteren olum hafif ve aralıkh sağanak yağışı lu yayınları maalesef üniversiteahnıyor. İki gün için durum denin açılış süresinde kalıyor. Teğişmiyecek ve haftamn kalan levizyon meraklılsrının gün gügünlerinde tekrar az bulutlu, bol ııe çoğaldiîi son vıllarda, hiç degüneşli ve sıcak bir hava akırm etkisi görülecektir. Bölge içinde »ilse haftada iki defa yayın yapıl sıcakhk dağıhmı 20 ile 30 deresın vpya bütün yıl devamlı olsun celer arasında olacak. deniz su ' seklinde ricalann yerine fjelmeyu sıcaklığı 20 derecesini koruümitlerin yitirildiği geyacaktır. cen ha/tndan bu yana ümltler komşu ülkelerin yaymlaruıa çev rildi. Çevrildi de. bu sefer o yavınların muntazam gebnemesl ü , zücii nluyormuş. Televizyonum ol madığı için bu aşırı merakı gereği kadar takdir edemiyorum. Resimlerin gelip gelmemesinin 'ıava ile bağıntısı olduğu muhak kak. Bu yönde kısa bir araştırma yapmak istedik. Sayın Prof. Adnan Ataman ile görüştük ve sim dilik kaydı ile şu "onuca vardık. r Avrtıpada alçak basınçlann bulunduğn ve öneü buiutlann Balk.inlara doğru sarktığı zamanlarda yaymlar daha güzcl gelecek, • KARADENİZ SAHÎLÎ: Sıarık vc güzel havnlarda ise güzel cak bir haftaya girilıyor. D'tpu gelmeyecek. Karadeniz sahilJerinde görıilen Semnyı kaplayan yükfpk seviaralıklı yağış yanndan sonra keypli ve blzrm dP.de Cirrüs adı vesilecektir. Batıdan gelmesi bekrüen buiutlann yansıtma görevi , lenen hafif yağış sıra ile bütün de yapması bu «onııcu ç'karıyor. sahili etkileyerek haftayı tamamDrnıek ki bulullu havalarda dalayacaktır. Gelip geçici hafif yalıa iyi resim geleeektir. ğış, zaman zaman sert kuvvotte . • ... .,.<,, , , „ ! • . „.; i r ,.A' kuzey rtizgârları ve sıcaktık yükselisi bütün haftayı kapsayacükHafranm llsine. aiayı da Dt'inva tır. Deniz suyu sıcaklığı 18 demıza bir meteorun düşme ihtima rece civarında olacaktjr. lidir. Günde binlerce meteorun dünyamız atmosferine girerek yandiffinı düsünürsek olayuı o Herece korkulacak cinsten olma dığiTiı anlayacafız. Oysa, men;ri nereden çıktı bllmlyorum a1» aslı çıkmadı iste. Bol güneşll günler efendtm. 6 • GÜNEYDOGU BÖLGESİ: Mahalli ve ısınma iîe meydana gelen sağanak yağışları alınroaktadır. Gökgürültüsü ve «imşek olayları tesbit ediliyor. Hafta boyunca önemli bir hava olayı beklenmiyor. ögleden sonrnkl saatlerde ve yine mahalli ola/sk hafif yağıs görülecekse de etkili oIımayacaktır. Sıcak bir yaz hattasına hazırlanalım. Köylerde ı g«nçlerin bfiyilk bir bölüfcfl köylerde yaî'an aç, yan tok bir balde toprakia çofu zaman kendinin olmıyan topraklarda ve en zor koşullar içinde çalıjır.. Sade beden g&cü defcil, tüm yaşama tücü de âömürüJerek çalıştmlır.. Toprak bir «datn»da, ya da toprağın altındaU bir mağaramaı yerde uyur.. Dafda, bayirda hayvan giider.. Ve yan karanlık dünvan içinde, «Kuzular ona söyler yülann gtçüğioi.^^ Bir de ukerlik yoklamalan.. okul dışı kalan ba köy g^nçlerl, ejer yeytana uyup şehirlere imnez; bflyiiklerine uyup adam öldürmez, «ınca tecavüz»e kalkmazlarsa, çocuk veya erfin mapusanesine düşmeden yuvarlanıp giderler bir ömür boyu.. Bugün Tttrkiye'yi yöneten zibniyet için höyle nrarsız olmak, «iyi vatanda?» sayılmağa yeterli olduguna jöre, Köy Gençlijin) bir memleket sorunu olarak ele almak için de bir lebep çörüunez.. Oysa, iyi vatandaş, zararsız olan değU; yararli olan, verimli oian, kalkmmada emeği olan vataüdaştır. Türk gençliflnuı çoğunlupu demek olan köy gençlerini, böyle zararsız, bazan da zatarlı • bir bitki yaçantısı içinde büyüyüp ölmeğe njihkum etmenin, bu «taze giiç» ü böyle boşuna harcamanın sorumluluğunu kimler taşımaktadır?.. Bu soruyu, aydm gençlere, «sandıktan çıkma»nın pırurunu yaşıyanJara »oruyoruz» B ızımızın ba? tarafında da belirtmi? oMnhunuz fibi, bizim gençliffin sorunlan «kann doyurabllme» hikâyesinden başlar.. Ve zaman zaman «mutluluk = karın doyurabilme» dir. Deterli Dr. Hüseyin Yenisey'in başında bulunduğu İstanbul Üniversitesi Mediko So°ral Merkezi'nin, 1966 çalışma raporundan öfrendiğimize före, İst. Üniversitesinde okumakta olan öğrencilerimizin yüzde 32.7 sinin ayhk geliri ! • W 200; yüzde 38.84 ttnün de 200 300 lira arânmfcdır. Bu, ne korkunç, ne inanılmaz bir r»k«m4ır bu!.. Yaşı 18 ile 24 arasında bulunan bir delikanlı kıı veya erkeğin, İstanbul ilinde ayda 50 lira İle 100, 200, 300 lirayla, okul masrafı dabil, gec>nme felftketiyle karsi kar?ıya bulunması ne demektir?.. Üniversitell rençlerünizln yflzde 61 lni sürflnmege mahkum eder, «onra da onlardan, hoca olarak çalı?ma; toplum olarak basan; hükumet olarak, başta sadakat olmak Üzere, daha neler neler bekleric. 1966 • 67 ders yılında, İstanbul Üniversitesinde okuyan Türk öğrencilerin sayısı 28.969, yabancı öğrenci sayısı da 1.078 dir. Bu öfrencilerden resmî burs alanlann sayısı da 2.876 dir. Resnıi burs alan öğrencilerin ellerine ayda 250 Ura peçer. Be? yülık kalkınma plânlanmızda parlak cümlelerle «Okumada Fırsat Eşitli£i» vaitlcrinia gençlem getirdiği «eşitlik» budur i?te.. öğrencilerin yüzde 9A una, 250 liralık yardım.. Karın doyurabilmek Y •••• •••• ••• r • EGE BÖLGESt: Denizden girmiş bulunan bir «lçak basıncın etkisindedir. Kuzey kesimlerinde sürekli, güney kesimlerınde ise sağanak sekilde olmak üzere hafif yağışlar alınmaktadır. Sıcakhk düşüşü geçıcidir ve ıki gün sonra tekrar yükselişe geçecektir. Haftamn büyük kl»r:nı ısınmj nltında ve yiğnsı* otarak Keçirecektir. Eg e •ahillsrınde ıu *:caklığı 23 dereceyi aımi?tu. . , Çevremizde çok adam vardır böyle... Kulağı esklden floldnrul mnstnr. solculuk bir çeşit kötülük fibi kafasma tesçil edilmistiı Bizim insanlanmızın çofu mantığının değil daygulannın pesine ta kıldığı için solcu kelimesinden ürkmelerinl olağan «aymalıyı». Bı ha«talık ünlvergite gençlerinde bile yaygındır. .Nitekim ıon alay lar nrasında bazı çençler : « Sa.3, «ni yok, bovkot var..» diye yazmıslar ünlvergMede kara tahtalara.. Saîcı cn7Pteler üniversite boykotunda gaskm yommlara diism>'slerdir. Yalma onlar mı? Olayİan değerlendirmek yolunda pu«<avı s.ısırin çok kişi vardır. HattS boykota katılan on binlerce öjrencinin arasında nicesi kendisini «sajcı» zannetmekte solcu arkadaşlanna dis gıcırdatmaktadır. Oysa berkes bilmelidit ki, üniversitedeki hareket sol'dur. Niçin sol'dur? Çünkü kurulu düzene, statüko'ya karsıdır, rieform Istemekiedir üniversitede.. bunnn içindir ki sol'dur. Bir hareketin sol mu, sağ mı oldufu hareketin nitellği ineelenerek ortaya konur. Fransa Büyük Ihtilnlinde cnmhuriyetçilerin solda, kıralcıların sağda oturması toplnmda ve sosyal kurnmlarda reform istiyenlerin solcu diye anılmasına sebep olmuştur. O lamanlardan beri solculuk ve saîcıhk çağa ve toplumlara göre renk değiştirerek sürefelir. Her toplumun ve her kurumun içinde sol sağ çelişmesi vardır. Üniversitede vozlaşmıs statükoyn olduğn gibi sürdürmek isiiyenler sağcıdırlar. Üniversiteyi yeni kosullara göre defeistirmek isteyenler solcudurlar. Hele üniversite hareketinin basına geçerek öçrencileri eyleme çeken ve knrulu düzene baakaldıran gençlerin yaptığı is, ister istemeı •olculuktnr. İyi bilmeliyiz ki, bir Insan her zaman : Ben solcuyum.. demekle solcn olmaı. Ben sağa da sola da karşıyım... demekle tağcılıktan knrtnlmaz. Nice azgın sağcı «hem sağa bem sola» karşı olduğunn »öyler .. Statüko değişecek diye ödü kopan nice tutucn, solcu geçinmektedir. Aptal bir adama adını sorsanız : Zeki.. diyebilir, ama bn adın gerçekle Hifkisi ayn bir seydlr. Sosyal olaylan ve eylemleri insanlann niyetleri ve hayalleri dısınd» gcrçeklerJn terazisine vnrmsk «omnd»yı». ÜnlveraHenin yozlaşmıs dflzeni içicde boynunu eğip oturan genç, gabab aksam •olcnyum diye iddla etse de ne değeri var? Kial kendi çevresinin kofnllarını İIeriy e doğru değiştirmek istedikçe solcn olnr, Ve hattâ kendi çevreslndeki yozlaşmıs kosullara baskaldıran inmn : Ben Mğcıyım. diye inat etse bile. samanla solcu olnr. RAÇtrten eln» t'LKÜden • / Cuoıhurijvt cm •••••••••••••••••••••••••• aaaaO • ••a ••»• :::: :::: :::: stanbul Üniversitesinde okumakta olan çocuklanmmn yüzde 36 sı kendi evlerinrte otururlar. Üst tarafı yurtlarda, pansiyon, otel veya blrkaç arkadaş birleşerek tuttuklan evlerde, odalarda yaşarlar. Bu çocuklar için beslenme de ayn ve büyük bir problemdir. tstanbul Üniversitesi öğrencilerinin bu problemiyle, ellerinden eeldipi kadar ilfilenen Mediko • Sosyal Merkezi, 400 çocuğa parasız, bin çoeuğa bir iiradan, iki bin yüz çocuğa da iki liradan ayni ye mefi vennektedir. Bu 3.500 öğrencinin djşmf'a kalan 25 bin 500 (fencin ne yiyip içtikleri ancak kendilerinin malumııdur. orunlannın bir bölüğünü kısaca anlatmaga çalıstığımız; bn. türltt dertlerinden gayri, hattâ istediği. istidadı olan bölüme değil de, boş bulduğu dersbanelere devam etmek zorund* bırakılan gençlerimizden üstün bir başan beklenemiyeceği aşikârdır. Nitekim, Üniversiteye haslamış her üç öğrenciden biri, ilk iki yıl basan gösteremediğinden ötüru üniversiteden ozakîastınlmaktadır. Türlü sıkıntılar içinden üniversiteye kadar gelmis, «Türk toplumunun umut bağladığı» bu aydın adayı gençlerin, içinde savrulup kaybol'luğumuz bu sakat düzene kurban gidişlerinin sonunluluğunu taşıyanlar kimlerdir?.. Bu soruyu, aydın geçinenlere; «sandıktin çıkma»nın gururnnu yaşıyanlara soruyoruz!.. Türk Gençliği'nin sorumlnluğunu tasıyan kimseler, yazımızın başmdanberi yönelttiğimiz sorulann karşıhklarını kendi kendilerine verebildiklerini sanıyorsa; bu aldaıuş, kendilerini dürfist bir muhasebeden geçiremedikleri, sorumluluklannuı bilincini yasıyacak aşamaya varamamıs olduklan içindir. Unutulmamalıdır ki. bugün ba ihtiyar dünyada, sonımJuluklarmın bilincini yasıyamıyanlara yer kalmamıstır. t Be8lenme Barınma Safflık : •>• ••• ••• •*• ••• ••• •• •• • •• ••• • «• • •• • •• • •• • •• ••> ••• • •P • •> • IÇ ANADOLU: BuJutlu ve yağışh bir haftaya daha hazırlanalım. Hafta ortasına kadar ve çoğunlukla öğleden sonraki saatlerde gorülecek olan saganak şeklindeki yağışlar hafif sıcakhk düşüşü sağlayacaktır. Haftan.n ikinci yarısında sıcakhk yükselişi ve bol güne? beklenmelidir. •••* • •>« SADECE KARAR VERMENIZE YARDIM ETMEK STIYGRUZ mmi* Sonuç Kasaba ve illerde 5.5 milyon olan okul dışı Türk Gençbir bölüğü de kasabalarda, bir başka bölüğü de şehirlerde yaşar.. Bunlardan bahtı yardun edenler, bir zanaatkânn yanında çalıjır, ve ustanın insafma göre bir şeyler öğrenabiHr.. Ama çok daha fazlası küfecidir, boyacıdır, çıraktır, felip çeçici ayak işleri yapmakta re köydeki yaşıtlan fibl alsbildijine sömüriilmektedir.. Üstelik gidasızlıktan, yersizlikten başlıyarak; okuma • yazznası bile olmıyan ve çok kere küçuk bir yerden çöç etmiş bir gence, bir şehrin, beden ve TUh bakımındsn hazırlıyabileceği bütün tehHkelerle burun burunadır. Daha babtsız olanlan büsbütün i?siz, bfisbfitfln başıboş, büsbütün tehlikelerin içindedir. BUgisizlikle işsizliğin kolkola gezdiği memleketlerde «kötülük» ün kol ppzmeslnden daha tabü ne olabilir?.. Bunun için de, hırsız, dolandıncı «apık, genelev kadını, kaatil, ya da bütün bunların adaylaruıı kasabalann, illerin bu cabil, ba baaı S • ••' • ••ı • ••I • •a • •• • (•< • ••ı >••! ••• • ••ı • ••I ::: • ••I • *•< • •sı • AKBE.MZ SAHİLİ: £ge denızine kadar sokulmuş olan bir kötü hava ayjnmının etkisinde kalacak ve iki gün süre ile aralıklı sağanak yağışı görüjecektir. Haftamn kalan günlerinde önemli bir hava olayı beklenmiyor. Sıcak, hafif batı rüzgârh ve bol güneşli bir yaz haftası daha tamamlanacaktır. Akdeniz sahillerinde «u sıcakhğı 24 derece cıvanndadır ve banyo için müsaitîir. ..., ;• • " > Bu buzdolabı en iyi kalite kontrolönden geçmiştir. > Bu buzdotabı b«ş «ens garantilidir. »Bu buzdolabı sessîz çalışır. • DOĞU BÖLGESİ: Yer yer ve aralıklı yağış görülüyor. Gece saatlerindeki sıcakhk düşüşü normaldir ve mevsimine uygundur. Salı gününe kadar yağışın yer yer görülmesi beklenmelidir. Geçen haftadan daha az yağışlı ve daha ılık bir hafta tahmin ediliyor. 71000 metre çelik halat ve 31500 metre galvanizli halat mübayaa edllecektir. Ereğli KÖmürlerl İşletmesi Müessesesi Müdürlüğünden. ıŞartnamesüıe göre kapalı zarfla teklif alınmak suretiyle 71000 metre çelik halat, 31500 metre galvanizli halat ttıübavaa edilecektir. Teklif zarflan 24.6.1968 pazartesl gUnü saflt 12 y» kadar E.K.t. özel BUro Şefliglne verilmis olacaktır. Şartname Zonguldakta Eregli Kömürleri tşletmesi MUessesesf Ticaret • Materyel Müdürlüğünden, Ankarada Türkiyo Kömtlr Işletmeleri Kurumu Genel Müdürlügünden, tstanbu'.da Beyoğlu Istiklâl Caddesl Deva Çıkmazı Sümer Han kat 5 de TUrkiye KömUr tşletmelerl Kurumu tstanbul Satınalma MüdürlügUnden temin edilebllir. îsletmemiz arttınna ve ek«ıltme kanununa tâbl olmayıp ilıaleyl yapıp yapmamakta veya kısmen veya tsmamen dlledjğine yapmait* serbesttir. (Baam: 1M20/6751) SATILIK EV Fatih Haydar Mahallesi Kerpıç sokakta 3 bölük, 7 oda, elektrik. terkosu olan dışı kârgir, içi ahşap, yağh boyalı, muşamba döşeli, manzaralı, havadar, yeni 7 nuzaaralı ev satılıktır. Içindekilere müracaat. Her zaman görülebilir. Cumhuriyet 67S7 > Bu buzdolabının içi büyük, dışı küçOktür. } Bu buzdolabının 5 ayn rengi, 4 ayrı boyu vardır.' > Bu buzdolabı daha iyi soğutur. > B.u buzdolabının Emaye ve plâstik modelleri vardır. > Bu buzdolabı çok az elektrik sarfeder. >Bu buzdolabı bir S I E R A mamuludür. 239S lircdon ilibaren cazlp fiallar. Taksi'ii saiışlor için bo/üerimize O. Semih Geren j UAHIl.lYh MUI'KHASMSI Dr. Kâmran Şenel l'akslon Sıra*elvi)eT lad I I I / & l e l : M M> l« Hpı fÛD 11.VIf Alman HH«I.IMCHI »anı) Doğum ve Kadın Hastahklan • Mütehassısı • Hastalarım her glin öğleden • sonra Muayenehanesinde ; kabule başlamıştır. î Kadıköy Bahariye Cad. f9/2 i Telefnn: 36 22 73 (Curniıurıyet: 6765) ; müracac' e*'iz IERA Muniazcrrv SIERA servisi dc;T3 cr^rinizdedir i NESİUER BOYUNCA HAHCUP OLMAYAN İSÎH