20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 14 Harfran 1968 CUMHTTRİTET bUdirmlfti. Fakat Çin o saman» kadar borabasım patlattığuıdao, tekllf gsri alınnuf ve önemli blr fırsat da bu şekilde kaçırılmıştır. Kanıma göre yukarıdaki misalin önümüze getirdiği hayati sorun. Amerikada bazı çevrelerd» nükleer «ilâbların denetiminin, önemli problemlerden bir taneal olduğu fakat bu problem çözülemediği takdirde gereğinden fazl» kaygılanmanm yersiz olduğu kanısının yaygın olmasıdır. Bu çevreler, hâlen iki dev arasındaM «dehşet dengesi» ni yeterli görmekte ve Amerika ile Rusya arasında bir nükleer savas çıkmıy»cağına misal olarak da Küba kririni rermektedirler. Bu çok yanUs bir tutum olup insanlığı bir felakete sürükleyebüir. Küba buh ranında Kruçev sağduyusu ile ha reket etmeseydi, iki dev arasmd» , nükleer savaşın çıkmasmı kımse ' önliyemezdi. Unutmamak gerekir ki, yanlışını kabul edip geri çekilmek cesaretini de her lider gö»teremez. Nükleer ssvas belki de hiçbir eaman olmıyacaktır. Fakat insanların mantıklı düşünüp böyle bir »avaşın dehsetini bildiklerinden dolayı. bu savaşın çıkmıyacağını ileri sürmek, kanıma göre en bü yük hatâ ve cehalet örneği olur. Dünyamızm en uygar kıtası Avrupada, en korkunç ve kanlı savajlar çıkmıştır. Bugün De Gaulle'ün nükleer politikasının Almanyayı kıskandırmıyacağını, ve yarın fanatik bir Alman liderinin aynı politikayı Izlemiyeceğini kim garanti edebilir? Nükleer silâhlann denetimi »manımızın en hayati sorunudur. Cagımızın insanı tabiatın sırnnı çözmüs. ona hâkim olmuştur. Bu korkunç tahrip gücü onun hem ea parlak zaferl, hem de en büyük trafedisidir. Papa Paulun da dedigi gibi, «tnsana en büyük teb> like, gene insandan gelir». Gerçi bu tehlikeyi önlemek çok güçttir. Fakat mücadele etmek de sarttır. DÜHYa'Yfl DOCfiU McNamaranın da belirttigi gibi, iki devirde birbirlerini rahatlıkla yok edebilecek nukleer aüâh Batı Almanya ve De Gaulle koyığını oldugu halde, bu arada nularında, geçen yazımızdaki kıkendilerinin de yok olmasını en6a incelemenin temel amacı, gelliyebilecek silâhlan yoktur va nükleer silâhlarm yayümasının hiçbir zaman olmayacaktır. Vadoğurabileceği tehlikeleri ortaya kıt kaybetmeden nükleer lillh koymaktı. 6u tehükeler kanıma yığınlanmızı azaltmaya bafiamav göre şunlardor: lıyız. Başkan Johnson bu konu1) Nükleer siJâhlar JıJçbir zaya el atarak plutonium ve uraman ulusal güvenllk sorununu rüum 235 üretimini azaltmıştır; çözüraleyemez. Bu süâhlar Alfakat bu yeterli olmayıp daha manyanın birleşmesini saglıyayapılacak çok iş vardır. Bu prob maz. Terslne, BatJ Almanyanın lem, ancak Rusy* lle Amerika Amerikan nükleer semsiyesi alarasmda yüksek kademede diptma sığtnmasını, blr çok Alman lomatik görüşmelerl* çözümleAlmanyanıa blrleşmesl yolunda nebilir. Bu arada Ru» önderleribir engel olarak görmektedir. Bizlm nükleer gücümuz De Ga nin yumuşak tutumlanna fazla güvenmek de çok doğru olmaa ulle'Un NATO'dan uzakıasmaaıkanısındayım. Kruçev, Stalinden nı bilo önleyememistir. daha liberal bir Başkan olduğu 2) Son zamanlarda nükleer tlhalde, Küba ve Berlinde Stalinin lâhları ulusal bağımsızlık ve cesaret edemiyecegi türden sert prestljin bir sembolü olarak göçıkıslar yapmıstı. Fakat ihtiyatlı ren çok tehlikeli bir akım gelisolmamua rağmen Ruslarla gömeye başlamıştır. Nitekim De rüşmelere başlamamız garttır. Gaulle, Fransayı Avruparun önderi yapabilmek lçin nükleer sıAmerika, bu konuda geçmişte naiye çok önem vermistir. Dıbüyük yanlışlıklar yapmıştır. Ba ğer uluslar da D« Gaulle'U 1* tı Almanyanın yalnız Amerikalerlerse, lnsanlığın BOtıunun n«nın nükleer desteğine dayanmak reye raracagmı onuüamak rüç istemedigini ve Avrupanın da olmaz. bağımsııhk diledigini görerek, «Çok Taraflı Nükleer Vurucu Güç» 3) Bls M fcadar temlnat rttasarısını ortaya attık. Bu ise Rus rirsek verelim, diğer Ulkeler, Alar» yaklasmamıza engel oldu. De merikamn onları korumak için Gaulle'ün NATOyu dagıtacagın kendi varhğını tehlikey» atarak dan ürkerek Batı Almanyaya bir nükleer savaşa gireceğine hig yakiastık, bu politika ise SovyetbİT k n <nAnm»«)«f leri kuşkulandırarak AlmanyaSonug olarak, Amerlka •• nın birle&mesi sorununun görüşül Rusya nükleer silahlannı azaltamesini geciktirdi. Ruslarla «Dehrak diğer Ulkalerin güvenlnl kaşet Dengesi» ni sUrdürmeye çasanmaya çabalamalıdır. Blzim balarken esas hayati problemi corkuno nükieer, gücümüa ufak nükleer sılahlann azaltılması • ükeleri kıskandırmakta ve on savsakladık. arda, ancak nükleer silâhlara ;ahip olan Ulkenln uluslararajn Kanıma göre, nükleer siliftlaılanda söz hakia alacajı kanısını nn denetiminde tüm sorumlulyandırmaktadır. lugu Amerika ile Rusyaya yükNükleer yanşma anlamsızdır. lemek dogru olmaz; bu konuda Robert Kennedy Der.eyen: ERGUN BALCI Yazan? Nükleer silâhlanma denefiminde diğer ülkelere de sorumluluk düşmekledir diğer ülkelere de mesuliyet dllşmektedir. Gerçi Irlanda ve îsveç, nükleer silâhlann yayılmasını önleyen anlaşmanın imzalanabilmesi için büyük çaba harcamışlaıdır; fakat diğer ülkeler için aynı şey söylenemez. SÜâhların yayılmalannı önlemede, uluslararası denetimin rolü çok büyüktür. Bu amaçla her ne kadar IAEA (Uluslararası Atom Enerjisi Örgütü) kurulmuşsa da, Avrupa uluslan bu örgütün dene tlmini kabul etmemektedlrler. 1965 yılmda Senatoda yaptığım bir konuşmada, Avrupa Ulkelerinin nüJcleer reaktörlerlnin uluslararası örgüt tarafmdan denetlenmesini kabul etmedikleri takdirde, bu ülkelerin nükleer sınailerine yapılan tüm Amerikan yardımlarımn durdurulmasını tekiif etmistün. Bu görüşümde bugün deısrar ediyor ve tekrarlıyorum: Günümüzün insanlıgı tarihin en büyük tehlikesinin eşigindedir ve bu tehiike, küçük büyük ayınmı olmaksızın, ancak tüm dünya uluslarının işbirligi ile önlenebilir. NUkleer denetimin sağlanması konusunda işlediğimiz en büyük hatalardan birini, Çine karşı olan tutumumuz teşkil etmiştir. Gerçi Vietnam savaşının tüm hızı ile sürdügil şu sıralarda bizden çeklnen ve nefret eden bu Ulkenın kavgacı liderlerl ile herhangi bir anlaşmaya varabilmenin güçlüğU meydandadır. Fakat herşeye rag men çin bugun nükleer kulübe glrmiş olan bir devlettir. Ve onunla isbirligl yapm»dan nükleer silâhlann yayılmasmı örüiyebilecegimizi sanmak biraz safdilik olur. Çinln nükleer silahlara sahip olması, hem bir sürU ulusu güvenlik kaygısı ile kendi nükleer sınailerini kurmaya dürtmekte, hem de Amerika lle Rusyamn, gene aynı kaygı ile bu silâhlan araltma heveslerini kırrnaktadır. Çinle aramızdaki düfmanlıga rağrnen, bu ülke ile gene de sı nırlı bir anîaşmaya ulaşmanın mümkün olduğu kanısındayım. Başkan Kennedy'nin 1963 yılmda söyledigi gibi, «Diinvs ban?mın Blr atow dentzaltın tarafından atıUn nükleer roket kurulabllmesl için, herkesin komfusuou sevmesi şart de|ilrîir.» Çin liderleri, Gerçek çıkarlannin, nükleer silâhlann yayılmaımda değil, fakat bunların kısıtlanmasında olduğuna ikna edilmelidirler. Birkaç yıldan beri Var şovada Çin elçisi ile görüşmeler yapıyoruz. Duyduğuma göre, bu görüşmelerde ÇiÇnliler, silâhlann denetimi konusunda bazı plânlar öne sürmüşlerdir. Fakat bu görüş meler çok sınırlı olup, hayati bir sorunun çözümü için yetersiz kalmaktadır. 1965 yilmda öne sürdügüm gibi, Çinlilerin Cenevre Silâhsızlanma Konferansına davet edilmeleri şarttır. Bunu kabul ederlerse, konferansın olumlu bir »onuca varabümeai umudu artacak, etmedikleri takdirde ise sadece kendi prestijleri zedelenecek tir. Bu arada, bizim de Çinle anlasma konusunda elimize geçen önemli fırsatları harcadıgımızı belirtmek gerekir. 1966 mayısında Çin nükleer bom basını patlattıktan sonra, Başbakan Çu En • Lay, Pekin'in, Amerikaya yaptığı bir teküfte atmosferik denemeleri durdurmayı kabul ettigini, buna karşılık Amerikanın da çine karşı nükleer silâh kullanmamayı taahhüt etmesini istediğini söylemiştir. Gene Çu En Lay'a göre, Amerika Çinin bu teklifini reddetmiştir. Daha sonra Washington böyle bir teklifin yapıldığını ve bizim de geri çevirdiğimizi ^çıklamıştır. Oysa, Çinle böyle bir anlaşma yapmak bizim yararımıza olacaktı. Yetkilıler, Çinin o sıralarda hidrojen bombası imalinde hızla ilerlediğini düşünerek bu teklifinin samimıyetıne ınanmadıkJarını söy lemişlerdir. Fakat buna rağmen Çinin bizim korkunç nükleer gücümüze hiçbir zaman ulajanuya cağını düşünerek. teklifinde samimi olmaaı ihtimali de vardı. Her hal'U kârda Çinln teklifini kabul etmekle hiçbir sey kaybetmezdik. Çinin anlasmayı çlgneyip, atmosfer denemelerine baaladıgtnı öğrenmek bizim için çok kolay olduğundan böyle bir durumia derhal karsı tedblrlerimizi alabilirdik. ttstelik Çüıle nüasmm, Hindistanda da nükleer bomba imali için giderek güçlenen baskılan zayıflaMbilir v« Asyada daha olumlu bir politikanın baslangıcı olabilirdi. Çinin tekiifinden blr süre sonra, Wasbington tutumunu değiştirmis ve Pekin'in teklifıni görusmeye hazır oldutuou Y A R I N : ÇÎN POLtTİKASL ISTANBUL 06.25 Acılıs. croeram 0630 Kuranı Kerlm. »cıklaması ve vorumu M.50 Saz eserleri 07.00 Köve haberler 0703 Guntvdın II 07.30 Haberler ve hpva durumu 07.45 Istanbulda buejn 07.50 Ilânlgr ve hafif müzlk 08.00 Hafif Batı mÜ7İ« M.1S Beraber ve golo sarkılar 08.^5 Pasadobleler 0900 N.CnmhdaSdtn türküler 09.1S f v icin 0S.3S Kenıan sololan 09.50 Saz eserleri 1000 Ar» haberler 10.05 Müzikaller 10.20 A. Vavacadan sarVllar 10.40 Arkası varın 31.00 Sabah konserl 11.45. M Parstan sarkılar 32.00 Ara haberler. l'.ânlar 1205 Türküler «eciBi 12.25 Kiicük orkertra 12.40 Nesrin SİDahlden Hrkılar 13.00 Haberler R.G. de bıııtün 13.15 E. Koneardan »arkılar .30 Kekiâm proeramları 4.00 Pamlalar orkestrası 14.15 Inci C.avirlıdan «arkılar 14.30 K. Giilesoilu orkestrası 14.45 T. Eneinden türküler 15.00 Ara haberler 15.05 Cocuk baheeri 15.30 Yaz okulu 1 ıı.OO Hadvo ile fransızca (12.ders) 16.15 Ü n l ü solistler 17.00 Ara haberler 17.05 Kadınlor fasll 17.30 K ö v odası 37.50 Reklâm o r o e r a m l a n 19.00 Haberler v e hava d u r u m u 1930 Kiicük llânlar 19 "5 M. Mukadderden jarkılar 19.50 Din Ahlâk sohbeti 20.00 Acık oturum 20.40 N. Bavramdan türktiler 21.0c, 24 saatin olavları. ilânlar 21.10 KeceD Birffitten jartılar 21.30 San aoloları 21.45 Flüt sololan 22.00 Reklâm Droırramlan 22.45 Haberter 23.00 Çaz müziM 23 55 Ö7Pt]<?r nroffram ve V^nanıs ISTANBUL IL RAPYOSU 16.55 Acılıs v e Droeram 17.00 Diskoteâimizden 17.30 Küciik konser 18.00 r,enclere müzik 18.30 Senfonik müzik 19.00 Hafif müzik Î9.13 Radvo ile intfilizc» (12.ders) 19.30 Aksam konseri 20 15 Genclerle beraber 21.00 Oda müzifcl 21.30 Liedler ve ozanlar 21.45 Hafif müzik 22 00 Gece konserl 21.00 Caz müziâi 23 30 Hafif Batı miİJtl«i 0100 Proeram ve kaoanıs Dişl Bond 12 3456789 I III! M 2 3 4 5 6 7 B 8 9 IİİB... • U • fl IfiL 1 nj 1 rUK.ARIDAN AŞAGITA: 1 KÖylülerimizden bazılan h&la bununla tarla sUrUyorıar (iki sözi. 2 Sakarya ilimizin mer kezi (karma söz). 3 Usarup gık diyerek. 4 Anadoludaki ilçelerimizden birl, VÜZB gülüp arkadan yemne hareketl. 5 Yolcu vapuru odası, yılın bölUmlerinden. 6 Bir emir, tersi bir erkek adıdır. 7 «Şurasına burastna sulu olarak plşirllmis pllfcT bulasmif içinde yemelt yenilen araç» kar şüığı iki söz v* arada bir edat. 8 Kansızuk hastalığı (tıp terimi>, görma kudretinden yok sun kisi. 9 Cı vık çamurlu (öl lere böyle derler. 81 SOLDAN SAGA: 1 Insan yüzünün yanak gerlsind^[ gerginlik ve şişkinlik şek•UndeSbeliren bulaşıcı hastalıklardan (karma söz). 2 Anadoludaki illerimizden biri (karma söz). 3 Yazılı sayı, bir alış veriş için verilen sözle birlikte verilen avans. 4 «külhanbeyliğe özenen ki*i» mânasına iki söz. 5 Alman yanın batısmda bir bölge (söylendıği gibi yazılmıştır), tersi «malumatı vardır» mânasına bir çekimdir. 6 «Fazla sayıda olmıyan mutavassıt» karşılıgı iki söz. 7 En büyük Divan şairlerimizden biri, eski Türk devletlerinden biri. 8 Güzel sanat, kanun meydana getirme yetkisi (yeni terim). 9 Çevrilince «uzakta olmıyan şey belirir, tertemiz ve saf. Garth 00NKT) BÜLMACAJNUS HALLEDILMI9 ŞEKiJ NASEL HALLEDİLBCCK Tokandaki rakamb bulmacada aadece 4 tane anatıtar (ipueo) re 8 tane tonaç vardır. Bof kaJan 1> karenin içioa 1 den 9 a kadar ovrv birer rakana koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bolme iaarctlcrine dlkkat ederek toldaa •ağa ve yulcandan ajajıya balnarada ^öslerilen sonnçlan boluous. Bıraz vaktiııisl alır ama, bof •aktinir' hofta (eçirmis olursotıu*. "PRETORİfl fllLISI., 27 Muhaberenin güçlüğü sizden çoktandır haber al» mama mâni oldu sanıyorum. Sizi son gördüğümde kocamm Mozambik'te bir çiftlik alacağından haberim yoktu. Üç boğa ve îngiltere'den getirdiği birçok ko* yunla yoia çıkü bile. Sürülerini yakında Lourenço Marques'ten vapura bindirecek. Nasıl becerdi bilmi yorurn ama Portekiz Hükumeü ona izin vermi? Haroid'un hayvan beslemeğe her zaman merakı olduğunu bilirsiniz. İnek sürüleri ile kazançh iş,ler göreceğine ir.anıyor. Küçük kızınız Mary Ann'ın artık tamamen iyileg tiğini ümit ederim. Bana gelince. {imdılik Capetownda kahyorum. Sevgili Helen, bana çabuk cevap verin. Annealzin ellerinden öperim. Sizi her zaman hatırlayan, Muriel. P.S. Marylin beni görmeğe gelebildi ve koeara hakkında son haberleri bana o getirdi.» Yazdıklarınt tekrar tekrar okudu. Halvan bu s«tırları kolaylıkla açabilecekti. Üç boğa, üç tüm»n; îngiltere'den gelen koyunlar, seferber edilmiş kuvvetler: Portefciz Hükumetinden nasıl becerilerek alınan izin, Lizbon ve Foreign Office arasında gizli anlaşmalar; anlamına gelecekti. Sonunda da Marylin'den alman haberler demekle, bu bilgjyi doğrudaa doğruya Mackenzie'den işitüğini teyit edecekti. Sabahın üçünü geçmişti. Gün doğmağa bajlarken Bloemfontein'de Miss Helen Van Dorn'a yazılan zarfı kapatıyordu. Loş bahçeye çıktı. Denizden inc» bir rüzgâr esiyordu. Çiçeklerin kokusunu tajıyan bu rüzgârm yüzünü okşaması için gözlerini kapadı. James hatırına geJmişti: içinde bir ürperme hissetti. Fakat bu hâtıralara dalmak istemiyerek selvili yolda ilerledi. Çakıl taşlanmn sesini önlemek için otlardan yürüyordu. Birden bir ayak sesi duydu. Kımıldamadan olduğu yerde kaldı. Bir erkek gölgesi onun gittiği heykele doğru ilerliyordu. Cuma gecesi olduğunu hatırladı. Halvan'm elde ettiği adamın çatlakta bir mesaj olup olmadığına bakmak için yaklastığını an ladı. Halvan'm tuttuğu adam hakkında daha fazla bilgi edınmek istedi. Onu merak etmişti. Birkaç metre daha ileriedikten sonra bir ağacın gölgesine saklandı ve bekledi. Uzun boyu ve yüzünün hatlarını daha iyi seçtiği adam heykele doğru eğildi. Bir şey bulamaymca doğruldu ve gözlerini etrafta gezdirdi. Ona doğ ru ilerleyen ve kısık sesle konuşan bu soluk gölgeyi görünce irküdi: Herr Konrad E«sler mi? Adını duymaktan büsbütün şaşıran adam kıraca: Ya wohl... dedi. Almaneası da tngilizce3İ kadar rahat olan Aniciı nezaketle devam etti: Bioemfontein'deki bir dostuma yazdığım mek tupları göndermek için Herr Halvan'm seçtigi zat siz siniz değil mi? Evet ama çatlakta bir |«y bulamadun. Şimdi karjısmdaki erkegin hatlannı daha rahat MAl RICE DEKOBRA Anııc Mariel •u mt OKS Convrliht Aiumndao wtıo abnmıtttr. •firabiliyordu. Btnimlt ıclin, sizinle biraz konusmak istiyorum, dedi. Memnuniyetle. Eve götüren yolda beraber ilerlediler. Genç kadın önd«n girdi ve beklenmedik misaiirini küçük «a lona aldı. Ona yer gösterdi. kendisi de bir koîtuk çek ti ve konuamağa başladılar. Bu gizli muhaberatı ulaf tıracak adamı daha yakmdan tanımak isüyordu. Ona ne derece inan:lsbileceğini kaduı olarak daha kolay anhyacaktı. Birden, alkolün insanı konuşturduğunu haürladı. Çin lakından ban açtı. Misafirine küçük bir kadeh Fransız konyağı ikram etti. Sonra tekrar yerine oturarak uzaktaki arkadaşı ile mektuplaşama dığmdan son derecc üzüldüğünü söyledi. Güney Afrikayı saran bu kargaşahğın sivillerin hayatma da etki yapmasınm fenalığından bahsefti. İçinı çekerek: Bir dt medcniyeün milletler arasında iilâhh çarpnmalan önliyeceğini iieri sürerler dedi. Adam omuz silkti:: Insanlar yasadıkça tavaj olacaktır.. diye cevap •erdi. Anicia o ara karîisındaki erkegin hayaü, l|i 11* ügilenmiş göründü. Bu Konrad Essler Almancayı böl gesinin jivesi ile konuşan, iri yan, kırk yaşlannda, oldukça sempatik bir adamdı. DemiryolİBrınm ünifor masını, disipline alışık eski bir askerin giyeceği fckilde taşıyordu. Anicia'mn ilgisinden memnun gSrünerek konuş» makta tereddüt göstermedi. aZten kendi dilini bu ka dar rahat konuşan bu güzel kadmdan hiç süphe etmiyordu. Gnadige Frau.. diye söz» başladı. Doğrusunu isterseniz, ben Kap'a. ordudan kaçtıktan sonra geldim. Anicia şaşırmıstı. Aiaba karjısındaki aranan bir kaatil mi idi? Kaçtıktan sonra mı? diye söylendi.. Adam onu sâkinleştirmek ihtiyacını duydu: Sakın Albayıma ateş ettim sanmayın. O zamaa lar Krefeld tümeninı'' onbaji olarak hizmet ediyordum. Tümenin genç subaylan Renanya'nın parah genç kızları ile evleniyorlardı. Maalesef, benim şetim, adamlanna kırbaçla iş gördüren, ve genç subay lara köpekten kötü muamele eden Prusyalı Von Külwitz'di. Bir gün, Kayzer'in doğum yıldönümü içia kışlanm avlusunda toplandık. Külwitz. gözüne monoklunu ili|tirmiş erleri ve hayvanlan denetliyordu. Benim yanımdaki iki süvari erinin mahmuzlan biraz paslanmıj, eğerleri de iyi cilâlanmamışü. Yalnız iki suçluyu dövmekle kalmadı, bana da onbes gün hapis cezası verdi. lst« bu karar bardaktan suyu taşıran daml» oldu. Esas vaziyetinde bu hayvan adamm küfürlerini işitmekten bıkmiîtım. Cezam biter biönez ordudan kaçtım. Yakalanmadan Hamburg'a vardım, Kap'a hareket eden bir şüepte çalışmak üzere gemiye bindim. Birkaç yıl her işi gördüm. Dokîarda hamaliık, arabacılık, kahvelerde garsonluk ettim. (ftrkaa var) Tiffany Jones IFFAN? JONES TO'NUU BA)Grltf YATTI&I R3VM (M n AN K A R A 06.25 Acılıs. Drozram 06.30 Kur'anı Kerim. acıHarr.asl ve vorumu 08.50 Saz eserleri 07.00 Köve hsberltr 07.05 Günavdın 07.30 Haberler ve hava dunımu 07.45 Sabah m ü z i « 0S.0O Ankarada bucün 08.05 Küçük ilânlar 08.10 Her telden 08.40 M. Türiing'den türküler 09.00 Cocuk ve eelisimi 09.20 Sabah konseri 09.40 Arkası varın 10.00 Ara haberier. llânlar 10.05 Tiirküler eecidl 10.25 Albümlerden secmeler 10.55 N. Demirdöeenden iarkıîar 11.15 Cocuk bahceai 11.30 Konser saati 12.00 Ara haberler llânlar 12.05 N. Cubukoeludan türküler 12.20 Kıbrıs saati 12.25 Küciik llânlar 12.30 Beraber ve «olo sarkılar . 13.00 Haberler. R. G. de bueün 13.15 Haiif müzik 13.30 Reklâm DroOTamları 14.00 T. Karabuluttan türkiüer 14.15 Cesitli müzik 14.40 V. Gürselden sarkılar 15.00 Ara haberler üârüar 15.05 Plâklar arasında 15.30 Ovun havaları 15.45 S.Özdensesten sarkılar 16.05 Yaz okulu 16.45 Radvo ile fransızca U2.ders 17.00 Ara haberler. ilânlar 17.05 Yurttan sesler 17.30 Köv odası 17.50 Reklâm Droeramları 19.00 Haberler v e hava durumu 19.30 Küçük llânlar 19.35 Yıidız Avhandan türküler 19.50 Dinlevicl istekleri 20.15 Ttirk folklörü 20.35 M.SaSvasardan sarkılar 20.55 Bir varmıs. bir vokrnus 21.00 24 saatin olavları ilânlar 21.10 Türküler 21.25 Sarkılar 21.45 Ce«itli müzik. 22.05 T.B.M.M. saat) 22.45 Haberler 23.00 Haftamn besieclsi İ3.W Gece rtrısına dotru 23.55 OzPtler oroeTam. kapariı İLÂN Üzümlü Beiediys 1 Üzümlfl Bucagı lokal ve misafirhant Inşattı lşl 2490 sayılı kanun hükümlerine göre kapalı zari usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 İşin keşif bedeli (109^75.55) liradır. 3 Eksiltme Er?incan'da Bayindırlık Müdürlügünde 28/6/ 1968 son gümj saat 15.00 de yapılacaktır. 4 Ekiltme şartr.smesi ve diger •vraklar Bayındırlık Müdürlüğiinde görülebilir. 5 Eksiltmeye pirpbümek için îsteklilerin; A) 7.670.36 liradır. B) Ticaret Odası belgesl, C) C grupundan ktşif bedeli kadar i?in ekslltmesine firebileceklerini göMerir müteahhitük karnesini ibr»z suretiyle Bavırdırhk Miic'ürlüfcünden alabileceklerî yeterlik belsesini tekiif mektuplariyle birlikte tarfa koymalan lâzımdır. 6 İstekHler tekiif mekruplarmı 28/6/1968 cuma günö saat 900 » kpdar mskhuz karşılığında îhale Komisyonluğu Baskanhğına vereeeklerdir. T komisyonumn? ihaleyi uygun görmedigi takdirde yapıp yapmamaktr serbesttir. 8 Telgrafla müracaatlar ve postsdakl vâki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet il«n olunur. 29'5/1968 imroz Kaymakamlığından 1 İmroz Sağlık MerkezJnde yapılacak olan onarım i?i 2490 sayılı kanun hüküralerine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 İşin ke 5 ü bedeli «35086.98» TL. An. 3 Eksiltme İmroz Kaymakamhğı İhale Komisyonunda 20/6/1968 perşembe günü saat 11.00 de yapılacaktır. 4 Eksiltme şartnamesi ve diğer evrak İmroz Sağlık Merkezinde görülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin: •) 2631.52 TL. geçici teminat, b) 1968 yılma ait Ticaret Odası belgesl, c) Müracaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri keşii bedeli kadar bir işi yaptJklanna dair belge ibraj etmek suretiyle Yapı îşleri İmroz Müstakil Kontrol Fen Heyeti Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgesini tekiif mektuplarıyla birlikte zarfa kovmalan lâzimdır. 6 İsteklüe ' • tekiif mektuplarıru 20/6/1968 perşembe günü saat 10 00 a kadar makbuz karşıîığında İhale Komisyonu Başkanhğına vereeeklerdir. 7 Yeterlik belgesi ahnması İçin son müracaat tarihl 17/6/1968 pazartesi günü mesaf saati sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vâki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet fltn olunur. (Baaın; 19014/6699)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle