19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ALTI CÜMHIJRİTET 1 Haziran 1968 Sara Stephan, oteline hapsedildiğini iddia etti Cumhuriyel 1 Haziran 1929 tarihli Cumhuriyetten Şu kahvenin kapısı nri içeri girdl: Bindakini hayran yerine koymak maya başladın! Benim nerem mad Merhaba!» tır. rabaz ulan.. Rahmi: Neden ağabey? Bir kere olan lâfını ksbni Kim otlar?.. tnsan otlar mı? etmem.. affedersun.. ikincisi ben Merhaba!. Nnri sfabey.. kapa 9u kapıyı zehir gibi e Ağabey ben öyle bir şey de sana madrabaz dednmsa fenaltk siyor. medim.. için söylemedim.. madrabaz deKonsolos: Sen cılızsın da uşisin. Ha bn mek bizde tüccar demektir. havada uşinir mi? Dediniz Hilmi Beyefendi; a Madrabaz demek yemiş, ıer> Recep: ma ne mânaya geldiğini düşünme zavatı yerinden alıp esnafa sata öyle deme Nnrl Bey!. Poy den söylediniz. Maksadınız Ka na derler. Anladın mı? Bunlarıa raa esiyor. Hava da rütnbetli. rabet Efendiye hayvan demek de içinde insafsızlan vardır. Onlarğildi, tabiî.. Hep üşüyoruz~ dan kinaye «madrabazlık etme!» Konsolos: Hay babanın camna rahmet! derler. İnsafsız kâr edene denir. Bonjnr Nnri Beyefendl! Ka Konsolos Bey! Insan bedavadan Bizim kârımız meydanda.. b«î« Konsolos olmuyor. Nasıi anladı kuruşluk kimiyonda ne madrabaz pıyı... Anladıuuk Konsolos Bey, an nız. Yaşa Konsolos Bey! Ben Ka lık ederiz. Iadunk! Ha bn kapıyı kapataca rabet ustaya hjç hayvan der miRahmi: fnz. İçeride patlayacaksinuz. Ahmet: Nnri! L&kırdını dny da s3yle! Ben Iaknrdnmu bilirum. Bana kimse knmanda edemez. Sana kimse kumanda etmedi. Hava soğuk. Kapıyı kapa dediler. Ben kapıyı kapamaya meobnr değilüm. Sen kapıyı kapamaya meebnrsun! Mademki açtın girdin.. kapayacaksın, anladın mı?.. Bnnun adına kapı demişler.. kap*maktan gelir bu lâf.. eğer kapı Ağabey! Sen Nuriye bakms! kapalı durmasa idi.. adına açı yim? Demezsin vavrmn ı n u dflln Kalbinde fenalık yoktur. Hani zev derlerdi.. açık dururdu. kayar.. ağnadın mı? zeklik olsun diye... Daha ders var mı? Yok Karabet usta!. Ben öyNuri: Ders değil.. hani knmanda Zevzek sensun.. lstemem dedin de. Onu anlat le şey yapmam. Ahmet: Ahmet: tun.. Anlat bakalım.. gene bauğa Ters söyledi.. pjvere diye Ben knmanda dinlemem.. cekti. Sen yine kumanda dinleme; çıkıyor musun? Ahmet Bey, biloorsnn? Ba Hay anana rahmet! Ahmet mma kapıyı kapa!.. lıklar da kurnazlaştı mı nedir?. ağabey! Nasıl bildin? İnsan gevp Kapadnk ya!.. ı;lik olsun diye söyler.. ben it Tamam.. şimdl lşlmize ba Oltaya gelmoor. Ne çıkıyor? söylerim.. sen de söylersin! Koskalım. Ara sıra singrit, mercan.. eo koca Konsolos, o bile söyler, deO sırsda sobaa Karabet nsta ğil mi Konsolos Bey!» ğn istavride yatooruz.. girdi.. Balık mı yok?. Başkalan hakkmda beyam Aksamlar hayrr... Balık var.. lâkin balıklar e« mütalâa bence abes bir şeydir. Aksamlar hayır olsun. kisi kadar alık değil.. ağnadılar Lâf anlayan beri gelsin! KonNnri: şimdi.. Yemi yudarsa zokayı ba golos ağabey, pardon Konsolos Usta!. Kapıyı kapa! 1 raber yudar.. ağnadın? bey ağabey! Ben mütalâa falan Kapadık ya!.. Ha! Akıllandılar demek! etmedim.. insan gevezelik eder Ha! Kapadun mi?.. Eyi et Öyle oldu.. kaliba birisi kıı dedim. tün! Ha bn kahvede kapı açık laklarını büktü.. Bazı insanlar, hattâ pek çok durmaz... insanlar gevezelik ederler. MessRahmi: Ne oldu.. hasta vardır?.. lâ: önin gibi bir şey!.. Balığm knlağı olnr mn Ka Meselâ Nuri giblAhmet: rabet usta! Hayır, bayır Karabet!. Nasüsın? tşler na Olur.. balıklar kulaklarındu Nnri: sıl gidiyor?.. nefes ahrlar. Adamm ağzına beni koyma!. Ahmet Bey! tşten yana şüAhmet: Bellikün seni söyliyecek! kür Allaha.. boş kalmoornz am.ı Demek ki balıklar da gözls Ben geveze miyim? bu mallar çok yükseldi. Saç bu rini açtı.. Ahmet: lamooruz. Teneke gümüş fiyatıRahmi: Hepiniz gevezesiniz.. bak ana.. kalay dersen.. ateş Dahasına. Radyo dinlemiştir ağabey! ğırbaşh adama!. Karabet nsta Konsolos: Hepiraizin gözü açıldı şimdi. biç boş lâf eder mi? Çoktan çö Mösyö Karabet sobacı mıdır? Ahmet: rünmüyordun nsta? Nerelerde iKarabet giildü: Senin gözün kapalı mıydı?.. din? Affedersiniz beyefendi! Ben Ağabey her gün bağınyor Ben şaf şaf oldum™ Karabet ustayım. Müssü değüim. lar.. uyanın, uyanın diye!.. Benim O ne demek o?. Pardon.. Karabet Efendi! Es artık gözüme uyku girmiyor. Yani ya cam gibi bir tarafkiden gayri müslimlere Müssü Neden be! tan obir tarafı görünürse odnr derlerdi. * • Gücültüdea patırtıdan. Ar işte Eskiden o sfcrin dediğinize kadaşlarta da rahat kalmadı gi Ha şeffaf oldnn 8yle mi?çorbacı derler idi. Benim baba bi bir şey.. Benim dilim o kadar dönernun adı Artin idi. Sobacı Artin Neden ulan!. Size ne radyo Onun için de görürunüyorağa derlerdi. dan.. sen partici misin?.. Oknması yazması yok mny Yok ağabey.. ben parti falan »un... He!.. öyledir. dn? bUmem.. ama şimdi seyyar esnaf Karabet usta, sende partl 7a Var idi lâkin ağa derlerdi. falan kalksın diyorlannış... lan.. Size de Karabet ağa mı diye Sen onu dinie de inanma! Yok evlâdım.. bizim büdiğiIim?. Inanmıyayım ağabey! Benim Bana sadece Karabet dese d işime öyle geliyor ama ya miz parti.. bir parti saç gelir piniz de oiur. Bilirsiniz; ağalık es kalkarsa biz ekmek parasını ne yasaya.. iyi saçtır.. alınz.. bir parti kalay gelir.. kötüdür, aunayız.. kiden makbul lâf idi. Şimdi kim reden kazamrızparti parti mal gelirse ona parti deriz. Tamam! Zaten partiler de <mal» dırlar ha!« Seçimde niyetin nedir? Niyetim iyidir. Kime vereceksin? Daha belli değil.. Ne zaman belli olacak?.. Hele şu lâf kalabalığı bitsin! Dinç kafa ile dfişüneceğim ona göre birine vereceğim. Senin sandık, bangi sandık? Ben bir sandık bilirim.. Emniyet Sandığı Yok usta öyle değil. Reyüd se ağalığı fîstüne almıyor.. Allah büyüktür.. öyle şey ol hangi sandığa atacaksın! Rahmi: maz.. Hangisi olsa olmaz mı?. Almaz ya!.. Çiftlik ağalan var Ama radyolarda konuşuyor Senin seçmen kartın var mı? şimdi.. Karabet usta, sen koydu lar.. onlann dediği madrabazlar. Geçen yıl aldık idi.. bizim ğum yerde otluyorsun! Onlar ortadan kalksın diyorlar. madam saklamıştır. Öyle oloor. Otunu pek be Ya bana madrabazsın derler Kartın üstünde senin sandv ğendim.. bırakamoorum. se!. gm numarası yazılıdır. Ahmet: Affedersin ben madrabaz de Geçen sefer mektebin avhı Rahmi ne biçim konuşuyor ğilim. Ben esnafun dersin! sunda idi Belkim bu sefer dt snn! Koyduğum yerde otluyorsun, Nuri: odur. ne demek?.. Ulan senin M n ne, budun Konsolos: Aman ağabey.. şimdi gene 3 ki madrabaz olacaksın! Eh Monşer Karabet Efendi! Bun ders vermeye başlama!.. öyle söy medi desen aklnn erer.. lann hepsi güzel. Çok esprili bir tedim işte.. denmez mi?.. Ahmet: zatsınız. Lâkin Kanunu Esasî, yj Denir denmesine ama kar Nuri.. gene sen lâfa kaşm ni Anayasa hakkmda bir maluma tınız var mı?.. Malumu âliniz election bir şey ifade etmez. Bakmız De Gaulle de reyiâm ile geldi, "akat Fransa revolution içinde efendim? Konsolos Beyefendi. Bendeniz Meryem Anayı ne kadar sever isem öteki dediğiniz yasa anayı da o kadar severim. ÇünAnkara küm bizlere bürriyet, müsavat, adalet getirmiştir. öteki lâfa gelince hani ihtilâldir ihtilâftır onun Fransızcası babam bana yemia Bu gece 21. 15 den itibaren ettirmiştir. Lâfım ağzıma almara. Melih Cevdet Anday'm güçlü oyunu Konsolos: Prudent bir zatsuuz.. Affedersiniz.. sizin teveccflhflnüzdür. Yoksa ben ne pürdanım, ne kürdan.. zobacı Karabet H<ndımyan'ım o kadan da bize yeter.. İmam Efendi, nasılsınız? Ev deki muslnk bir daha boznldo ma?.. Yok Karabet usta! Eksik olma! İyi gidiyor.. ama bizim soba borularını gayri kaldırmak lâzım. Bir gün çocuğu gönderir.. kaldırtinz. Recep oğlum. Al şn Yalnız 10 gün paranı.. bana müsaadeBîletler Büyük sinemada Rahmi: Nereye Karabet nsta! EmniHer gece 21,15, Çarşamba, Cumartesi, Pazar matihe 18 de. vet Sandığına mı? Çarşamba 18 de Halk, Çarşamba vc Pazar 18 de Talebe matıneleri Yok Rahmi evlâdım. bn akşam Sandıkburnuna gideceğimReklâmcılık: 2317/6082 Çakmaya mı?. Orasını Allah bilir. Keyflra yerinde olursa o da olur. Olmaz5,5 Ton hararete dayanıklı GALVANİZ BOYA sa, şöyle bir dolaşır eve dönerirn... Eyi aksamlar.. Alınacak Karabet gitf... Konsolos: En geç teklif verme müddeti 12/6/1968 günü akşamma Atallı bir adama benziyor. kadardır. Şartnamesi Malzeme Müdürlüğü veznesınden temin deyince Rahmi: edilebilir. Sipariş No: 1160 Çok akıllıdır Konsolos bey! DENİZCİLİK BANKASI T.A.O. Sizi hile mat • • d e r dive ortaya bir lâf attı. Konsolos güldü. : 18818/6068) Karşımda oturan 35 yaşlanndaki uzun boylu, iri yapüı, kıvırcık saçlı kadın, enerji ve inançla konuşuyor ve anlatıyordu. Bu enerjiye daha önce de tanık olduğumu hatırlamadan edemedim: yülar önce Atlas sinemasmda oynanan «Pasifik Şarkısı» operetinin tınlü «Balihai» şarkısını dinlerken... veya yine onu, Arena tiyatrosu sahnesinde Bernard Shaw"un «Sezar ve Kleopatra» piyesindeki ismini kimsenin soylemediği Pfatatita rolıinde seyrederken... Kim derdi ki Ayten Ürkmez, yıllar sonra karşıma (bu kez Ayten Kuyuln olarak) bir film yapuncısı niteliğinde çıkacak? Evet, gerçekten ilginç bir insandı, bu Ayten Kuyululu... Gazetecilikten işe başlamış, sinema yazıları yazmış, 1950 lerde radyo için yazdığı piyeslerle ük kez «Devamı yarın akşam» serilerini ortaya koymuştu. Sonra hepsini bırakmış, Ankara Devlet Konservatuan Şan Bölümüne girmiş, mezuniyetmden sonra opera korosunda şarkı söylerken, hop! tiyatroya atlayıvermişti .. Tam başarüı bir tiyatro oyuncusu olarak isim yapmak üzere iken, kalkıp kocası ile birlikte Isveçe gitmiş, tskandinav film adh bir şirket kurarak, Türkiyeye ilk kez (geçen yıl gördüğümüz) Isveç filmlerini getirtmişti. Bütün bunlar yetmemişti Ayten Kuyulu'ya... Şimdi de yapuncı rolündeydi. Kendi yazdığı bir senaryoyu füm halüıe getirmek tasavvurunu geçen yıldan beri işitiyorduk. Nihayet tasan olgunlaşmış, filmin bir ön anlaşma ile, 9 ülkeye satılabilmesi imkânım sağlayan Kuyulu, gerekli hazırlıklan yapmak üzere Tıirkiyeye gelmişti. Ateş dansı filminin çekimine Eski harfler yasak başlanıyor Atilla DORSAY Bugünden itibaren resml dairelerde yazılacak evrak, verilecek dilekçeler, mektup zarfları ile telgraflar mutlaka yeni harflerle yazılmış olacaktır. Efki harflerle yazılan dilekçeler kabul olunmayacaktır. Bugüne ka dar evrakın bir kısmı Arap harfleri ile yazılmakta olan Adliy< dairelerinde muhakeme listeleri tebligat kâğıtJarı, ilâmlar, hükümler Arap harfleri ile yazılabilecektir. Bizde stenografi UPUlü henüz biiinmedığinden 1930 senesine kadar mahkeme zabıtlarının da eski harflerle yazılmasına izin verilmiştir. Bir çok müesseselerle avukatlar yeni harflerle muamele yapabilmek için yazı makinesi tedarik etmışlerdir. tün gayretlere rağmen her t»v rafta yenilgiye uğramaktadular, Gençlik aşısı Dr. Behçet Sabit bey geçenîet* de özel olarak getırttıği mayrrunun husyelerinden oirini çıkarıp kürt zenginlerinden birina takmıştır. Maymunun oteki husyesi gençleşmek isteyen bir başka zenginin müracaatını kdi^ılamak üzere yerinde bırakı'.mıştır. Afganistan'da Afganistanda vaziyet çok karısıktır. Kendisine Habibuüah ismini takmış olan Baha Saka son muvaffakiyetlertne rağmen bir türlü duruma hakıtn olamamıştır. Geçenlerde Kıra!l:ğı ilân edilen Nadir Hanın etrafındaki kuvvetler gittikçe artmaktadır. Kıral Amanullah Han ise silesi ile birlikte Bombaya varmıştır. Amanullah Han bır '«aha Afganistana dönmeyeceğını söylemiştir. İngiltere'de seçimler Londra. 31. (özel) tngiltere nin her tarafında seçim mücadeMalî sene leleri yapılmaktadır. Dün aksam saat sekizden itibaren ovlaBugün mal! senenm baslangınn tasnifine baslanmıştır. Bu cıdır. Bu munasebetle perşembe sabah saat üçte bildinlen neti günü öğleden sonra Malıye vezcelere göre Işçi Partısı fıenıen neleri muamelelerini ta*il etmiş her tarafta çoğunluk ksîinmıs lerdir. Bugünden itibaren yeni tır. Liberaller harcadıklan bü sene tahsilâtına başlanacaktır. Sara Stephen: «Beni otelimde hapsettiler» cegine inanıyoruz. Türkiyede «şalvarlı ve poturlu insanlar» varsa bunlar elbette Avrupaya gösterilecektır. Batıya hoş goriinmek için tamamen Batı taklidi bir hikâyeyle yolft çıkmak, bu konuda konuştuğumuz Memduh Ün'ün dediği gibi «Batının oyunuyla Batıya karşı çıkmaktır ve bu oyunu Batı elbette ki, bızden daha iyi bilmekte ve oynamaktadır.» Yine de «Ateş Dansı», Türk sinemasına kalite yönünden değilse bile ticari yönden bir kapı açarsa, bu başannm en büyük onur payı, hemen yalnız kişisel çabasıyla böyle bir filmi gerçekleştiren ve satış imkânlarını sağlayan bir kadının, Ayten Kuyululu'nun olacaktır... T. G. Enerji va Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Devlef Su İşleri Genel Miidiirlüğünden: Donren'den Memduh Ün'e... Ne var ki, «Ates Dansı» mn seruvenleri burada bitmemişti. Filmin yönetüni için öteden beri Haldun Dormen'i isteyen Kuyulu, birçok ülkelerin film alıcılarına okuyarak beğendirdiği senaryosunu Dormen'e kolay beğendirememiş, Dormen benimseyemediği bu senaryodan ne yapacağını kara kara düşünmeğe koyulmuşta. Psikolojik bir heyecan hıkâyesini «avant», garde» bir biçimde anlatan senarjo da, doğrusu, Alain Rasnais, en azından AlainRobbe Grillet'ye lâyik bir çetin cevızdı... Kuyululu, Avrupaya artık «Şalvarh, poturlu olmayan Türk insanını göstermek için» böyle modern bir konu seçtiğini söylüyordu. «Şalvarlı poturlu olmayan Türk insanını» gösterecek olan «Ateş Dansı», sonunda Dormen tarafmdan yüzüstü bıraküdı, Kuyululu da Memduh Ün'le anlaştı ve «şalvarlı, poturlu olmayan Türk insanını» gösterecek olan «Atej Dansı», Ün'ün üzerinde kaldı... KIZILIRMAK KARAKOYUN Turhan GÜRKAN Yönetmen Senaryo: Lutfi Ö. Akad. Görüntü yönetmeni: Ali Vğur. Oynayanlar: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Kadir Savun, Senih Orkan, Tuncer Necmioğlu, Osman Alyanak, Derya Tanyeli. Tümer Özer, Haluk Orçun, Osman Türkoğlu. «Dadaş Filim» yapımı. İstanbul Ömerli Barajı ve Tesisleri İnşaatı 1 DSt I. Bölge Müdürlüğü hudutlan içerisinde îstanbul ili Üsküdar üçesinin 40 Km. doğusunda Riva (İrva) deresi üzerinde inşa edilecek clan Ömerli Barajı ve tesisleri inşaatı bu işleri yapmaya muktedir ve tecrübeli müteahhitler arasmda kapalı zarf usulü ile teklif almak •uretiyle ihaleye çıkarılacakür. 2 Baraj esas iübariyle talvegten 53.00 m. yükseklikte toprak dolgu tipinde olup toplam dolgu miktarı takriben 2.400.000 m3. tür. Baraj 385 m. uzunluğunda 4.50 m. çaplı bir dip savak tünelıne sahip olup 13.000 m3. beton imalât ve 6.200.000 ton nakliye işlerini de ihüva etmektedir. 3 ihaleye iştirak etmek isteyenlerin aşağıdaki belgelerle bir diJekçe ile 24 Haziran 1968 pazartesi günü saat 17.00 ye kadar DSİ. Genel Mfldürlüğu Barajlar ve Hidroelektrik Santrallar Dairesl Başkanlığı (Rüzgârh Sokak Çatalhan Blok I kat 5 Ulus/ANKARA) adresine müracaatlan lâzımdır. a) Bayınirlılc Bakanhğindan alınmış müteahhitlik karnesi (A grupundan en az 70 milyon TL. lık istekli firma grupu olduğu takdirde pilot firmanın en az A grupundan 70 milyon liralık karneye sahip olması şarttır.) b) Makina ve techizat bildirisi: Bu işi tashhüt edecek firma ve firma grupu aşağıdaki iş makinalarmı ileride idareye vereceği iş programına uygun olarak ve çalışır durumda şantiyede bulunduracakbr. 5 adet Ekskavatör (Draglin veya Shovell) 15 yd3 lük. S adet Dozer D6 veya D8 Skreyper toplam kapasitesi 100 yd3 Damperli kamyon toplam kapasitesi 600 ton 2 adet Keçiayağı (çekicisi ile) şartnamesine uygun 2 adet Lâstik tekerlekli silindir en az 50 tonluk veya vibrasyonlu silindir (çekicisi ile) en az 8 tonluk. 2 adet Arazöz 5 tonluk 3 adet Kompresör 3 tabancah 1 adet Agrega yıkamaeleme tesisi 15 m3/Saat 2 adet Betoniyer 500 lt. lik. c) Malî durum bildirisi: (istekli firma grupu ise her ortağm ayn ayn malî durumunu göstermesi) d) Teknik personel bfldirisi: e) Taahhütlen altındaki işleri bildirir taahhüt beyannamesi. (Fiıma grupu ise her ortağm yaptığı işler ayn ayn gösterilecektir.) f) Isteklilerin son 10 sene içersinde yaptığı veya yapmakta olduğu belU başlı işlerin admı, keşif bedelini, ne zaman başlayıp ne zaman ikmâl edildiğini. hangi teşekkule kar^ı taahhüt edildiğini ve her sene ne kadar iş yapildığını belirten beîgeler. (İstekliler firma crupu ise ortaklann ayn ayn bu belgeleri ibraz etmeleri lâzımdır.) g) Isteklilerin firma grupu teşkil ederek Oıaleye iştirak etmeleri için peşinen firma grupu teşkil ederek müracaat etmeleri lâzımdır. İhaleve iştirak etmeleri uygun görulen gruplara gnıp adma ihale dosyası gönderilecektir. Firma grupu teşkil edecek firmalann örneği İdareden alınmış firma grupu beyannamesi ibraz ederek müracaat etmeleri şarttır. 4 Usulüne uygun olarak eksiksiz ve zamanında mflracaatını vaomış taliplerden bu ihaleye iştirak etmeleri uygun görülenlere bir yazı ile ihale dosyası gönderilerek teklif istenecektir. 5 Teleraf:a yspılaehk müracaatlar ve postada vâkl gecikmeler kabul olunmaz. (Basm: A. 635818588/6052)" Sema'nın Fendi, Türkân'ı yendi... Filmin etrafında kopan 2. gürültu, oyuncular yüzünden oldu. Kuyululu, öteden beri Ekrem Bora ve Sema özcan üzerinde duruyordu. Kankoca rolündeki 2 sanatçının yanı sıra, Bora'nın sekreteri rolü için, Belçika asılh bir Fransız olup, yıllardır tsveçte yaşamakta bulunan ve daha önce de bazı filmlerde küçük roller almış olan 26 yaşındakl Sara Stephan adlı bir oyuncuyla anlaşmış, Stephen'in gelişi için gerekli reklâmı yaptırmıştı. Filmin diğer rollerinde ise Salih Güney, Giizin özipek ve tlhan Kuyululu oynayacaklardı. Ne var ki, son gelişinde, Kuyululu'nun karşısına bir «Türkân meselesi» çıktı. Söylendiğine göre Türkân Şoray, Avrupada gösterilecek olan böyle bir filmde oynamak istemiş, el altından Kuyululu'ya haber göndennişti. Tiyatrodan gelme Kuyululu, tiyatro oyunculanyla çalışmayı tercih ediyordu. Ama Türkân'ın iç pazar için nasıl bir garanti teşkil ettiğini bıldiğinden hapr diyemiyor, böylece filmde Türkân Şoray'ın oynayacagına dair haber, birkaç hafta önce bir sinema dergisinde açıklanıyordu. Ama Kuyululu' nun yufka yüregi Sema Özcan'a verdiği sörön ağırlığı ile ezilmeğe başlamıştı. Türkân'ın zaman bakımından çıkardıgı güçlügü fır sat bilerek, rolü tekrar Sema Özcan'a verdiğini açıkladı. «Semanın fendi, Türkân'ı yenmişti..» «Ateş Dansı» nın dedikodusu burada bitmedi... Bu arada gelip oteline yerleşen ve filmin çevrileceği günü bekleyen Sara Stephen'le bazı gazeteler ilgilenmiş, resımlerini basmış ve adet yerini bulsun diye, «Bir Türk erketine çılgınca âşık olduğunu» yazmışlardı. Bunlar ise, neden büinmez, Ayten Kuyululu'nun hoşuna gitmemiş ve Stephen'e «Olay çıkarmamasını, otelinde uslu uslu oturmasmı ihtar etmişti..» Kendisiyle konuştuğumuz Stephen, bu konuda iyice sinirlenmiş gözüküyor ve «îstanbul gibi bir şehirde insamn prodüktörü tarafından oteline hapsedilmesi ne yazık» diyordu. Ama bu, Stephen'in çıkıp gezmesine ve birkaç gece önce Sergi Sarayında bir eğlence gecesine Cöneyt Arkm'ın refakatinde gelerek mikrofona çıkıp seyircilere «Türkleri seviyorum» diye seslenmesine mâııi olmuyordu... «Ateş Dansı» inşaallah cevrilir, iyi bir füm olur, dış Ulkelere de satılır ve TUrk sinetnası için bir imkân doğurur. Ne var ki biz filmin çıkış noktasmın hatalı olduğuna. Avrupi sinempsma kendım'Tİpn o|pn hır şpvlfr vererek ve gosttıerek dana ıyı gıriiebüe Yılmaz Güney, Lütfi Ö. Akad'ın «KızılırmakKarakoyun» unda Halkla kopan ilişkiyi yeniden bağlamak amacıyla son yıllarda yurt sorunlarıyla ilgili konulara yönelen Lutfi Ö. Akad, bir halk öyküsünden aldığı «Kızılırmak Karakoyun»da hem romantik, destansal bir aşkı anlatmi5, hem de feodal düzeni yeren, ekonomık ve sosyal yaprmızın eleştirisini yapmıya çahşmıştır. Titiz, dıkkatli, bilinçli bir anlatım getiren «Kızılırmak Karakoyun», göçerlerin dağılıp, yerleşik düzene geçmekte olduğu 1800 sonrası belirsiz bir tarihte geçmektedir: Yörük Obası Beyi Hüseyin'in (Kadir Savnn) kızı Hatice (Nilüfer Koçyiğit) ile Çoban Ali Haydar (Yılmaz Güney) birbirine sevdalanır. Törelere göre Bey kızı Çobana varamaz. Oba erenleri âşık Çobanı, aşılması güç bir sınava sokarlar. Koyunlanna üç gün, üç gece tuz yedirirler, sonra su içirmeden dereyi geçirmesini isterler. Çoban içli kavalının sesiyle koyunlan başarıyla karşıya geçirir. Tam kıza kavuşacağı sıra bir başka pürüz çıkar karşısına: Yeni başlıyan konut yasalanndan yararlanarak obanm konakladığı yaylayı satın alan Çerçi Ali Ağa (Haluk Orçun), Oba Beyinin kızını, oğlu Ahmet'e (Tümer Ozer) ister. Obanm kurtuluşu için Bey, kızmı, almıya hak kazanan Çobana değil de Çerçiye verir. Ağanın adamları kızı alıp götürdükten sonra Oba halkı bunun törelere aykın olduğunun farkına vararak ayaklanır. Çobanla birlikte atlıların ardına düşer. Kasabayı yaylaya bağlayan köprüde çatışma olur. Çobanla Bey kızı tam birbirine kavuşacağı sıra önce Çoban bir kurşunla almndan vurulur. Kader asma köprünün iplerini kopanr. Sonra gelin alayıyla birlikte bütün orada bulunanlar sulara gömülür, tek kişi bile kurtulmaz. Akad •Kızılırmak . Karakoyun.da olağanüstü derinlikte ulusal bir konu yakalamış, Anadolu'nun ham görüntüleri altında, saf ve doğal bir çevre de, belgesel filim çeker gibi yer yer gerçekçi, yer yer epik ögelerle sade ve yapmacıksız, ama çarpıcı bir sinema çalışması ortaya koymuştur. Yalın bir kuruluşu olan hikâyede Anadolu'nun töreleri, gelenekleri, halk şiiri, öz folkloru derinliğine işlenmiş, halk yaşantısına önem verilmiştir. Akad'ın ka merası «iç sahne»lere girmemiş, yörük çadırlarının, dağların, ırmaklarm, sürülerin, kısacası «saf doğa»nın içinde dolaştınlarak gözlemcilikte yeni bir başan örneği verilmiştir. Kişisel trajedi, duyarlık içinde, destansal masal havası düzeninde verilirken, feodal düzene başkaldırı^ da, çağın ekonomik «orunlarının üzerine oturtulmuştur. Oyuncular, hattâ belirli bir titizlikle çizilen yan tipler ölçülü, dengeli, yer yer büyüleyici aşamalar yapmışlardır. Önce Obasının, sonra ezen ağa sınıfının baskısı karşısında silâh ve yumruk gibi kaba güç yerine, kavalı ve sihirli sesiyle direnen insan sembolü Çoban Ali Haydar, boyun eğmeden yaptığı kişisel savaşı, sonunda canı pahasma bile olsa kazanmakla, filme sağlamhk da getirmiştir. Son büyük kargaşalığa dek kurşun harcamadan, dövüştürülmeden götürülen çatışma. nedense hafifsenmiş ve birkaç saniyenin içinde verilmiştir. Oba halkı önce «töreler uğruna» iki gencin aşklarına karşı çıktığı halde, kızın yabana götürülüşü sırasında pasif kalmış, ama kendi felâketiyle karşılaştıktan sonra, aklı başına gelerek «şiddeUe karşı «ayaklanma» gücüne kavuşmuftur ki, bu da törelerle ayrmü yaratmaktadır. Çatışma finalde çok kısa sürmüş, filim tam aksiyona kavustuğu sanılan an, en can alacak yerinde, birkaç saniye süren köpriinün çöküşü ve ezenlerle, ezilenleri bir anda sulara sürükleyişiyle nefesi yanda kesiîmifcesine bitirilmiştir. Dublâjda kişilerin bâzıları Dede Korkut ağzıyla. bâzüan gunümüz Îstanbul lehçesiyle konuşturulmuş, tek çalgı ile halledilen fon müziğmde îiirsel havaya karşı zayıf kalınmış, müzik düzeni yeknesak tın tın'larla geçiştirilmiş, 100 yılı aşkın zamanda geçen hikâyede klâmet çaldırılmaw da yadırgatıcı olmuştur. Ali Haydar, yepyeni giysileri içinde zaman T^rpan çobandan çok bir prensi andırmıştır. 19451947 yülarında Mnhsin Ertuğrul tara fmdan çekilen ilk «Kızılırmak Karakoyun»un hikâyesi, Nâznn Hikmet Ran'm adını taşıyordu tkinci çekimde yapıt sahibinin adı unutulmuş, ya da konulmamıştır. Bu tür küçük eksikler, unutkanlıklar dışında «Kızılırmak Karakoyun», Türk Sinema Tarihinde yarına kalacak olumlu yapıtlann başında anılacak ve unutulmıyacaktır Lutfi Ö. Akad. Türk Sinemasını çökerten kötü filim furyası içinde «Hudutların Kanunu»ndsn «^nra bir ulusal sinema örneği daha vermiş ve alkı^isnmağa hak kazannıijtır. KENT OYUNCULARI KÜÇÜK TİYATRODA Stephen'in şikâyeti... Mihadonun Çöpleri DENİZ KUVVETLERİ K0MUTANUG1 Sevir ve Hidrografi Dairesl Başkanlığından bildirilmlştîr. DENİZCİLEBE VE HAVACILARA 54 SAYTL1 BİLDİBİ 8 ilâ 16 Haziran 1968 tarihlerinde 08.00 ile 17.00 saatieri arasında ajağıdaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme, demirleme, avlanma ve bu sahanın 7000 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. KARADENİZ ŞİLE L Ind nokta : E. 5832 No. lu Şile fenerinden 272 dercce ve 33 mil mesafedeld, enleml 41 derece 11 dakika Kuzey, Boylamı 29 derece 32 dakika Doğu. 2 nd nokta : Enlemi 41 derece 19 dakika Kuzey Bovlamı 29 derece 32 dakika Doğu 3 üncü nokta : Enlemi 41 derece 19 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Doğu 4 üncü nokts : Enlemi 41 derece 09 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE DUYURUtüR. (3asın: 18354/6055) Sonuç...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle