23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE İKÎ 5 Mayıs 1968 CUMHURtTET Y etersiı blr varlık halinde dilnyays geltriı. Zamsnla varlıgımu bilincine nlasını. Kendimizi sadece ve yalnı* bir kendimiz olarsk tuıımağa, başkalarından ayırmağa, dah» dogrnsu, evrendeki yerimizi almağa, kendimizl degerlendirmege, daha yerinde ve açık bir deyişle, varlıçımızın tasıdıgı anlanu, yoklnk karaısındaki direnme gücünü, savonm» olanagını (imkanını) anlamağa baslarız. Kendi kendimize yetemiyeceğimizi, varlıgımızı devara ettiremiyeeegimizi görürüz. Başkalannın bizimle ilgili dü•üncelerini, duygnlannı, davranışlannı degerlendirebilmek, onlardan yararlanabilmek, onlann bizi kendilerine göre bir varlık haline getirmelerini önlemek, bizimle jjgili egemenlik eğilimlerini etkisiz kılmak, onları bize göre birer varlıklar durumnns nlaştırmak amacıyla tanımak isteriz. Insonı fanımok zorunluğu ~.<\ *> Halis ÖZGÜ gibi, bilinçaltı bir hayat draraı •ahneıidir. tnsanın, hayatımn ilk yıllanndan itibaren kendisini bir dereceye kadar kayıp ve inkâr etmeğe zorlanmasından, kendisinin olamıyan kendisini dramatik bir sekilde aramasından, kendisini kendisinin olduğnnn bilmeden yaşamasından, çogn hallerde dıs dünyaya kendisini bir baskası ve yabancı gibi tanıtmasından meydana gelir. UniversMedeki cinayet ve inıılııııı bonalımı • •»• • ••• • ••« • ••• • ••• Duzmece demokrasi ve demokratik aldatmaca m însan ve başkası ütün bnnlardan da kolayca anlasılacagı gibi, insan bir başkası karsısında hem bir kendisi hem de bir başkasıdır. fnsan bir baskası karsısına gerçek kendisi ile eıkamaz. Çıkamaz; çünkü, bir baskası karsısında eerçek kendisini kavbeder. Teni, baska bir kendisi ile ortava cıkar. Bir başkası karsısında kendisini oldngn kadar başkasını değisikliŞe n£ratır. Kendisini oldngn gibi yaşıyamadıgı gibi başkasını da oldntn gibi göremez. Algılıyamaz. Başkasını ken disine göre değerlendirir. Onu, kendisine göre yeni bastan yaratır. Kendi varlıfı bilincinden hareket ederek onn daha az veya daha çok bir baskası gibi izler. Görür. Baska bir deyisle, onunla bir deÇer yarısına çirisîr. Bn yansta basarıya, zafere nlasmak için çoğn zaman onn kendi eksik vanlarıyla, kusnrlanvla yaralmafa çalısır. Bn yüzden onn oldngn gibi anhyamaz. Onnn üstünlüğünfi kabnl etmekte zorlnk çeker. Daha yerinde bir deyisle, onnn üstünlüŞü karsısında «ıstıraplı bir sempati» dnyar. Onn, blr yandan dnydnğn ıstırabın bir kavnaîı olmasından kınar. Stıclar. Dnydnğn ıstıraptan onn sornmln tntar. Onnn karsımnda daha az bir kendisi halinde kendisini hissetmesinin nedenini deger eksikliginde, karsısındakinin daha çoklnfnnda aramaz. Arıyamaz. Sadece, önemsizleşmesinde onnn baslıca rolü ovnadıiına inanır. Çesitli şekillerle onn üstünlnğfinden yoksnn bırakmaîa, onn önemsizIestirmeSe çalısır. ö t e yandan da, ona karşı dnydnğn hayranlıçı, özgiirlügü, bağımsızlıd için bir tehlike savar. Kısacası, onnn üstünlüeünü tam olarak kabnl edemez. Onnn üstünlüîünü kabnl etmenin yaratabilecegi olnmsnz sonuclardan nzak kalmanın çarelerini arar. Onnn üstüniügfinün gerçek bir iistünlük olmadı£ına inanmağa ve başkalarını da inandırmaga çalısır. Başkalarını tanıma yolları 1 enel olarak, başkalanm dış dönyaya yanC * sıttıklan düsünceleri, duyguları, davranışları ile tanımafa nğraşını. Daha açık bir deyisle, dış görünüşlerinden taareket ederek başkalan görüsüne ulasmaga çalışırız. Başkalanm' yargılarız. Gördügümüz, konnştnğnmnz, şn veya bn şekilde kendisiyle ilişkller kurdugumuz insanı oldugn gibi tamdıgımızı düsünürüz. Kendimizi güven içinde görmek, yeterliliğimize inanmak, daha doğrnsu, yetersiıllgimizi düşünmemek, düşnndünnemek için başkasını veya başkalarını iyi, çok iyi tanjdıgımıst kesin bir şekilde sSylemekten her zaman kafinamayız. Kaçınamayız ama çogu vaklt yanılınz. Tanıbrız; çünkü, karşımızdaki insan kelimenin gerçek, tam anlanu ile bizim gördügümüzü iddia ettiğimiz insan degildir. Daha do£rnsn, karşınıızdaki insan hem bizim gördügümüz, hem de göremediğimiz bir kimsedir. Zaman zaman veya aynı lamanda bize ve kendisine göre düsünen, duyan, davranış şekillerini anyan. bulan, benimsiyen, kısacası, hem bizim, hem de kendisi İçin bir kendisi olan, yaşıyan, bizim için var oldngn zaman kendisi için yok olabilen, kendisi için var oldnğu zaman bizim için yok olabilen bir varlıktır. • ••• • ••• îkili yaşayış kaderi nsanın bninndugu yerde yok olmasının, olabilmesinin ve yok oldugn yerde de var olabiimesinin nedenlerinden biri de hayatı boynnca gerçek varlıgı ile var olma olanağmı (imkanını) bnlamamasıdır. Zaman zaman, gerçek olmıyan kendisini gerçek olarak kabnl etmek, ettirmege çalısmak zorunda kalmasıdır. Kendisini oldngn gibi aradıgı yerde görememe•idir. Daha yerinde bir deyişle, görmek istiyememesidir. Her yerde ve daima inkâr etmek arznsnnn dnydnğn gerçek varlıgının yerine daba tam ve mükemmel bir kendisinin özlemiyie degerlenmesidir. Kendisini daha çok bir kendi• i tntknsn U« yaratnMf* agraşmasıdır. Kendi•inl yenl baatsn yaratma sabalannfa gerekll bnldngn malzemeleri baskalarından saglamasıdır. Başkalannın yaptıkları yardımlar, katkılar ile tamlık, degerlilik bilincine nlaşmaadır. Başkalannın, bekledigini vermemelerinden veya verdiklerini geri almalanndan, dolayısiyle varlığında bir parçalanmanın, bölflnmenin, çökflntünün basgöstermesinden, böylelikle, varlığından bir şeylerin yok olmasından, daha az bir kendisi haline gelmekten, yoklnk karsısında dayanmak, direnmek, savunmak gücünü kaybetmekten korkmasıdır. Nihayet, varlıgında bilinçaltı denen ve geçmiste istenmelerine ragmen yasanamıyan, bnnunla beraber sürekli olarak oldnklan veya degişik bir sekilde gercekIeşmeğe çalışan çok sayıda ve çeşitli annları, egilimleri, dilekleri kapsıyan, bn yüzden dış evrenle anlasamıyan, çatışan, kendisi saklamak, gizlemek zorunlufunu dnyan, böylelikle de iki insan görünüşüne, yaşayıs tarzına yol açan sonsnz bir dünyayı, bilinçaltı dflnyasım barındırmasıdır. t îmanı tanımada başkalannın yardımları n<anı tanımada basvnrnlan geleneksel yollardan biri de, başkalannın düsüncelerinl figrenmektir. Başkalannın, tanınmak istenen biri hakkmdaki görüslerini anlamağa calısmaktır. Bn yol her zaman olnmln sonnçlara nlastıramaz. T'Iaslıramaz; çünkü, bir insan her bakımdan herkes irin avm insan defildir. Baska bir deyisle, bir in<"n bazı bakımlardan herkes için avn bir insandır. Gerçekten, bir ba<:kasi benlm İçin oldngn kadar bir diieri için de avn bir insandır. Her bütnn lnsanların bir kinnr ile ilgili ortak eö•İMMin hııl MII dfSeriendiriTif şekli vardtr. D|^bA dotnsa^ her ip^ana özgü bir baskaiım degerrendirtfie Iroln TfnlunmakHadır. Birçbk veya" rfişieri de daima sa^lam temellere dayanmazlar. tnsan için bir baskası her zaman tamamiyle bir baskası olmaz. tnsan başkasını, kendisi de farkında olmadan, kendisine göre sürekli olarak yaratır. Onda olmıvan bazı veya birçok sevleri ona male^er. Onnn icin. o sadece onnn için bir başkası olnr. Aynı şekilde, bir başkası da ona karsı tıpkı onnn eibi hareket eder. Onda kendisini arar ve hnlur. irkaç gun evvel bir öğrenci hocasını vurdu, Teknık ünıversıtede. Basmunız, büyüğümüz küçüğumuz, önüne gelen suçladt, kayıtsız şartsız öğrencıyi. Normal karşılıyornz, zira bazı olaylar karşısında herkes hislerıne kapılabıhr. Kımi de daha ıleri gıderek sağ sol dâvasını sokar ışın ıçıne, Hâfız Ismail efendi gibi. Hıslerle açıklanan göruşler birbirıni kovalarken, Prof. Dr. S. Kerîmoğlu'nun gerçekci bir yazısını okuduk Cumhuriyet'te, olay hakkında yazılmış. Sayın yazara teşekkiirü bir borç bilırim ve ?ahıslarıyla aynı gorüşteyım. Aynca, olay daha tazeliğinı kaybetmeden bir öğretimcimn hislerıvle cîeğil, gerçeklere dayanarak olayı yorumlaması takdire değer. Bir ögrenci olarak snnn belirteyim ki, hemen her vüksek oknlumnzda aynı olay olabilir, saşırılmamalıdır. ÇÜnkü öğretimci ve idareciyle, öğrenci arasında büyfik bir boşlnk vardır. Bn sistemin devamı halinde, bn boslugn kapatmaya imkân yoktur. Genel olarak bir yüksek okul öğrencisi tahsiline yurt köselerinde, maddi ve mânevi sıkıntılarla devam eder. Aynca gençliğin getirdiği ruhi bunahmlar da caba. Mânevi bir destek bekler öğrenci çevresinden daha çok öğretimcilerinden. Eğer öğretimci öğrencisinin psikolojik chırumurıu bılmez veya yönetim buna müsaade etmezse, öğretimci öğrencisinin hatasını, diğer öğrencilerin yanında gururunu kırıcı sözlerle bıldirir yahut notla cezalandırırsa, bazen akhn mantı| ı n önunü şuursuzluk alır. İki taraf için de iyi olmayan sonuçlar doğar. B SONUÇ O layların önlenmesi için tedbirler araştınhrken yöneticiler ve öğrenci temsüeileri bu konuyu da hatırlarlarsa çok mem nun kalırız, öğrenci olarak. Remzi ÖZKAYA Erkek Teknik Yüksek öğretmen Okulu Ankara Tann kimden • ••• • ••• •:•: •••• Sonuç imdiye kadar sövlediklerimizden de kolayca anlasılacagı gibi, başkalanm sadere dıs görflnflsleri, kendileri ile ilgili düsünceleri, dnvgnlan, davranışlan, başkalannın görüsleri ile anlıyamayız. Tanıyamavız. Tanıyamavız: çünkü, insan daima kendisini oldn&n gibi göremez. Bilemez. Bilemedi^i için bütün iç dflnya, varlık gerçekieriyle başkalannın karaısına çıkamaz. tnsanı tanıma konnsunda vapılması gereken en Snemli is onnn bütün davranıslannm, nedenleri çogn zaman bilincaitında bnlnnan birer sonnçlar gibi kabul edilmesidir. Bn sonnçlann daima kendilerini yaratan gerçek nedenieri belirtecek sekilde ortaya çıkmadıklannı düsünmektir. Bazan tamamiyle degisik, yanıltacak, aldatacak bir mahivet tasıvabileceklerini nnntmamaktır. Gerçekten, birçok insan davranısian gerçek nedenlerivle celisen, gercek nedenierine aykırı düsen nedenlerden mevdana geidikleri izlenimini yaratabileeek sekilde kendilerini gösterirler. Cevrenin tepkilerivle karsıiasmadan saldırganlıklannı gerçeklestirmek amaeıyla başkalanm kendilerine saldırtacak tarzda hareket eden, en cavıf yanlarını alabildi^ine güclü göstermete nirasan insanlan bnrada örnek olarak g5sterebiliriz. !•*••••>•••*•••>*•••*•< •••• •••• •••• Bilinçaltı ve insan X nsanız. Hepimiz varlıgımızda, iç evrenimiz• • • de yer alan bilinçaltımızın etkilerini dnyanz. Bilinçaltı dnnyamız, türiimüzün knşaklardan knşaklara geçerek bize kadar nlaşan yasayış sekillerinin izlerini, dünyaya gelişimizden İtibaren idrak ettigimiz kişisel tecrübelerimizin anılannı kapsar. Ruh dfinyamızm özünii meydana getirir. Doğanz. Bflyfirnz. Sayısu Istekler, arznlar dnyanz. Yaradıİısımıza göre yaşamak isteriz. Dış dünyanın baskılarıyla karsılaşınz. Isteklerimizin, arznlanmızın çognnn bilincimizden «nklaştınnz. Bilinçaltımıza süreriz. Süreriz ama, bn isteklerimiıin, arznlanmı«ın bilinçaltımızda sürekli bir şekilde taaliyette bnlunmalarını önliyemeyiz. Bnnlann değisik şekillerle gerçekleşmelerine karsı koyamayız. 3 ;••; ;•;: :;:: İ:İ: •::: ::Ü ::H :::: ::Ü ;y! !!y îj:: jjjl ;;;:: :::::::r^u:::::^' I nlü düsunür Bertrant Russel | «Din ile Bilim» adlı yapıtmın bir yerinde : cBen milyonlarca yılın her şeye yeterli Tann'sı yerinde olsam, insanın kendisini bütün çabalanmm sonucu sayarak böbürlenmesine katlanamazdım doğrusu» der. Sayın Nadir Nadi «Tann kimden yana» cTıye sormakla, Russel' in değindiği eksik, yetersiz, deneysız ve gözlemsiz insan tıpme bir kez daha parmak basıyor. Tarih içinde kımi zaman Firavun, kimi zaman kıral, kimi zaman da halk oyu ile ıktidara gelmiş Hitler olarak gözüken msanoğlunun olmadık havasızlıklan isleyip sonra bunu Tann'nın isteğine bağlamak istemesi, bılinmez, haya ile ne denli bağdaşır. II. Mahmut'un kıyafet devrımıne direnıp «fes gâvnr icadıdır, giyersek Tann'nın gücüne gider» dıyenlerle, «serpus gâvnr icadıdır, fesi çıkartırsak Tann bizi hoşgörmez» cfıyenlerın sığındıkları değerler sıstemmde tutarlılık gorcnenin mümkünu yoktur. Güneş tutulmasmı tyonya, Likya ve Atina'nın kâhin evlerınde ilâhîlerle çözümlemek isteyen ruhbanlann, aynı yüzyıllarda «yerynvarlağı günde bir kez kend i etrafında, yılda bir kez de güneşin etrafında döner» diye ifade edılen Ptolemecı görüşe üstunluk taslamalarında, bugün, bilımsel bir gerekirlihk görülemez. Eski birçok değer yargisının bugünkü Fizık, Kimya ve Biyo u yana P Birkaç gün Snce Ankaraia idim. Cumhnriyefin Ankara Bürosn Atatürk Bulvannda Kızılay Meydanına yakın bif yerdedir. Balkondan gelip geçenleri arkadaslarla seyrediyordnk akşamüstü.. Başkentin taşra şehirlerine benzer bir âdeti var. Günesin batmasına yakın, ana caddelerde piyasa saati baslıyor. Islerinden çıkan memnrlar ve snbaylar biraz nefes almak için yürüyorlar. DelikanIılar, genç kızlar birbjrlerini izliyerek piyasaya katılıyorlar. Geçkin zamparalar, meslekten yosmalar «av» pesinde dolaşıyorlar. Cicilerint giymiş kadınlar gösterişle sahnıyorlar. Mini etekliler, ye ye'ciler. ögrencüer. kaldınmlarda grnp grup yarenlik edıyorlar. Hafif göa (fizmeler, nefesle kanşık lâf atmalar, ve birbirini nyarmalar : GSrdfln mtt kırmınlıyıT Ioji verileriyle çürütülmüş «po» Mşmelerinin nasıl blr dert haüntulâ» larına karşın, gundelik ba de milletin başana örülmekte ol tş yok M »it rastlanttlan Fizik, Kimya ve dugu meydandadır. Bu iki akımın Bak bak sa|dan geçene bak! rfiş^rı^a kalan bır dıger cereyan Astronomi yasalannın kapsamı Orta Anadolnnnn Ankaran aksamüstfl Kııılayda yelpazelenida milUyetçüik veya TürkçülüK dısma atmak, geçersizliği tanıtyor. Bizim gazetenin birinel kat balkonnnda arkadaşlar gelip gediye isimlendireceğımlz cereyanlanmış eskı cpostulâ» larla halkı çeni tanıtıyorlar bana.. Kalabalıgın arasında eski vo yeni genel dır. Bu akım hâlen diğer ikisi k* bır çızgide durmağa zorlamak ve müdürler, meshnr poütikacılar var. Biraz sonr» bngün kabinede dar demagojik bir mahiyet (şahaîkın düşünce özgürlüğü ile bibnlnnan Bakanlar da sökün ettiler. Piyasa âlemine onlar da katılyanı şükrandır) arzetmiyorsa d3 hmsel bağımsızlığını kısıtlayartk mışlar, halk arasında dolaşıyorlar. Demokratik bir gösteri yflrüyaratıcı gucüne darbe indırmek, son günlerde onlar tarafından bol yüşünde sagı soln dikizliyerek Atatürk Bnlvannda volta atıyorlar. bol istismar edildigi de bir hakinasıl oluyor da Tanrısal bir doğBngünkü Bakanlan halk arasında göriince aklıma tek parti kattir. runun gereği gibi gösterilebiliyor? Şahsen, tek ve kuvvetli bir ce devrinin burnn Kaf Dağında Vekilleri geldi. CelSl Bayar, Menderes, Koraltan gibi eski CH.P.'liler «reddi miras» ile geçmlşten kaBuna da en güzel yamtı Başpa reyan, bir duyuş, bir heyecan olalan bütün borçlan arkadaslanna yıkıp D.P.'yi knnınca bir demokrak hftkim olmasını canı gönülden paz înge vermi? : arzuladığım, akılcı, ilımci ve a^ ratlasma hareketi baslamıştı. Ne var ki, o zatnanın Bakanlan da «Alıskanlıkla hep Tann'ya ya dın görtişlere sahip Türkçü akım hani az ceberrnt değilierdl. Şimdikiler, eski D.P.'H Bakanlann yarastırdıgımız dar sınırlı ahlâk il ile, ne asın sağ (ki yazıda aralann nında aade raya fasnlya çerbası kadar halka yakındırlar. kelerimiz yüzünden kötülük m dald farklı zihniyet gayet gıiz<0 Ne var ki, ol hikayenln daha aeıklı bir yBnfl «jmanla çıktı orrnnnnn büyütüyornzj» belirtümiştir) ve ne de sol'un bağtaya... • Kötü alıskanhkla» «dar sımr daşması imkânsızdır. Türkiyede komprador kapitalizmi ve sol kanadsr» dflsmeee delılığın» arasında geçılmez uçuÇünkü, Türkçülük. lâiklik yömokrasi kör topal geliştikçe iki iktidar kesinlikle belirmiştir : Görumlar yaratmadıkça insanoğlu nüyle aşın sağın karsısında, hUrrünen iktidar ve görünmiyen iktidar. Görünmlyen İktidar, bankanun ve hele komşu Yunan hal nyetçilık ve manevi değerler vö lanyla, ticaret odalanyla, yerll ve yabancı Itnmpanyalanyla 5rkının rahat yüzü göreceği yok. nüyle de aşın sol'un karşısınrigeütlü iktidardır. Bnnlardır ki, para dcstegivle kııkla politikacıyı tnal TCRKEŞ dır. ileri sfirerler. Politikacı halk Snünde, kapitalistin adaraı olarak îstanbul Üniversitesl Bunu böylece kabul ettıkten ara endam eder. Türkiyede sermayecl imtiyaı tistüne imttyazla öğrencisi sonra, sağ ve sol'un Tilrkçülük gelişmekte, ve halktan ayn bir saray yasantısı komprador bnrjnedebiyatı istismar mahıyetincten vasının günlük hayatı haline dBnfismrktedir; sınıf avırımı gittikileri gidemeyecek ve her samimi çe keskinlesmektedir. Ve komprador burjuvasının dâvasını savnTürkçü taratından lânetleneceknan bir Bakan ister kövden yetismiş olsnn ister sehirden. ister tir. köilüvle birlikte corhava kasık salarak gSsteri yapsın ister lcoken bızdeki aşırılarm hiçbiriYanmı, büyük Türkçü Z. GrtR tevl salonlarında bnv göstersin, balk aleyhine tntnmnn bilinçli ne inanmıyorum: Ne sağcılaveya biiinçsiz aletidir alp'in «DtN» şiirinin ilk dörtlügU rına, ne solculanna... Çunkü, ile bitinnek istıyorumGörünfisler insanlan aldatmamalıdır. Tflrklyede bir Bakanın her seyi bilir ve anlar geçinmeBenim dinim ne ümittir ne korresroî arabada bacak baeak üstfine atması veya ka(ldırımda yürülerıne rağmen, aslında iki taraf ku, mesi bir göriintüdür. Bir politikacının gösterilerine değil hangi nda sorunların aksi gıbı daima en Allahıma sevdigimden taparun. nıf çıkarlarını savnndngnna bakmalıdır. önemli noktalarını görmuyor veNe Cennet, ne Cehennemden bir Son günlerde gazetelerde Cnmhnrbaskanı'nın oğlpnnn hiklveya birtakım ard düşüncelerle gor korkn, si daigalanmaktadır. Cevdet Snnay'ın o£ln babasının resmî gezisimezlıkten geliyorlar. ' Almaksızın vazifemi yaparım. ne özel doktorn olarak katılmıstır. Ve EsenboSa Havaalanmdan Bunlard'an bırincısının bir «muM. Evin tÇER 230 doiârlık viski ve Amerikan sigarası almıstır. Elbrtte nâhoş bir harrır» i geçende ülkemizin su, Yobaz beyler... davranıştır bn .. Cnmhnrbaskanı ve yakınları hareketlerinde denyol. okul ve elektrık gibi pek çok gevi kaçırdılar mı ve hele bn dençesizlik resmi gezilerde görüldü ı^leri yüzüstü dururken Adana' # Bu konuda tarüşmacı Rrmü. gazeteci yazar. tenkid eder. dakı Turan Emeksız büstünün d>ğan KOÇ ıse şunlan yazmakkaldınlmasını yermekie uğraşanNe var ki, Snnay'ın oğlunun davranışı Türkiyedeki temel dStadır: lara çatarak. «Büstün yerinde vanın dalgaUn arasında bir damlacıktır. Bayan Demirel'in berbe«Sayın Prof. Dr. tlhan Arsel dnrması bütün bu işlere çözum rlni resmî gezilerine katması, ognl Snnay'ın 200 dolârlık viski ve «Türk» lük, «Islâm» cüık baslıjı getirecek mi?» diye soruyordu .. ile yazdığı fikiıicrine Amerikan sigarası, «demokratik cilveler» nedeniyle iktidara yatamamen Duşundum: Peki, büstün kaldı katılıyorum. Yaln'z «Farkb Zthnasmış olanlann kaçınılmaz dengesizlikleridir. nlmaîi o isleri çözüme kavuştu niyetler» puntosu adı altında vas> Türkiyenin asıl meselesi bu görünüslerin ardında ve sSmfirfiyracak mı acaba?. dıklarına ben de değinmek lstiyıv le beslenen sınıflann saltanatınd» anlamını kazanır. Bir tek yaIkincilere gelince, onlar da ül rum. bancı sermaye karanyla yüzbinler vnran; tefecilik, aracılık, vnrkemizdeki ve hattâ nerdeyse yerBiz Türkler tâ OrU Asyada dv gnnenlnkla milyon üstfine milyon koyan, ve yaşayışının şaşaası yüzündeki tüm kötülüklerden A hi kadına lâvık olduğu değeri ver> şn yoksnl vatanın bağnna çıban gibi yapışanları görmezlikten gemerika'vı sorumlu tutuyor'ar meyi bilmişizdir. Kadınlanmız lenlerin «demokratik teferruatla» uğraşmalan demokratik bir gös(tıpkı bırincilerın her kötüluğü grreken yerlerde »»szifelerini alterinin aldatmacasıdır. «Kâvurluk» tan veya «komünist mışlardır. Bunlan da basan lıe hk« ten bılmelerı gibi) .. Düşüyürütmüslerdir. Kadın aynı Ttr nüyorum: Dünyada Amerika dimanda erkeğin tamamlayıcısıdır. j e bir şey olmasaydı insanlar o .Biz Türkler tslâm dinini kabulnu yarahrlSTdı îöpheste. Nitekim lendik di>e Türklük âdetlerimizi' yaratmışlarcîır. Zira Amerika'nın unuUnamalıvı? rürkjük başka, târihi ne kadar yeniyse in^anlı Tsİâmlık baskadır. Tslâm dini.ıi ğınki o kadar eskidir ve bu 'a kendine perde ederek Türklügiirıh Amerika öncesı donemlerde müzü unııtan yobazlara her zade aynı kotulüklerin (belkı daha man karşı çıteıak bir vazifemiz da beterlerinin) öyküleriyle doolmalıdır. Her şeyden Snce Türludur. öyleyse »sıl ıllet yalnız küz ve Türklüğümüzü ayaklar alAmerika'da falan değil, in«an tına alamayız, almamalıyız. Bu konuda size başlıca yardımcı Ellf yayınlarıdır. topluluklarının bulunduğu h?r # Mehmet Ali Şevkl, OSMANLI TAUİHINİN SOSYAL BİLİMLE «Biz müslümanız» diyen yobaz yerdedir. Atatürk ise bu illpte ACIKLANMASI. Bu eser Türk tarıhi ve »osyolojisının klâsıklen lar bugün şeriatı geri getirmek ısarasında yer almaktadır TL. 18. ve çaresıne «Vaziyeti mnhakerne temektedirler. Bu emelleri biz av% Mahk Aksel. TL'RKLEKDE DİNİ RESİMLFR.Sanat tarihimlzln ve ederken ve tedbir düsfinürken dın Atatürk'çülere en büyük darfolklorumuzun zengmllğınl ortaya koyan nefis baskılı eser. acı olsa da hakikati görmekten beyi vurmak demektir. Ne zaman TL 50 bir an geri kalmamak lâzımdır. v^ni bir icada karsı sempati duv9 Furuzan H. TÖkin. TÜRK TARİHİNDE SİYASÎ PARTtLER VE Kendimizi ve birbirimizi aldatsak, şeriat: «bu gâvur icadı» diyı» StVASİ DÜŞÜNCENİN GELİŞMESİ. Polıükaraızdaki olumlu mak için liizum \e mecburivet yonclışler. TL. 7.50 rek karşumza dikilmiştir. Bunnn yoktıır» sozlerıvle parmak bas örnekleri yakın tarilı;mizde dahi 0 Nıiat Özön, SİNEMA FX KİTAB1. Sanat. tarlh ve teknik bütun nııs ender ınsanlık onderlerıncen »yrmtı'.ar!yle tıneroayı öğrenmek ıçın mııkemmel kitap. TL. 12 50 dnludur. Biz avdınlar bn gibi g& bırıdır. 0 Halide Fdip Adıvar, TÜKKÜN ATEŞLE tMTİHANL Jstiklâl Sarüşlerin daima karsısında olacnvaşı Hâtıraları Herkesın ezbere bılmest gereken kitap. TL. 10. |ız ve onu vaşatmamıya yeminliSONUÇ 0 Adresimiz: ELİP KİTABEVİ. KFYAZIT, İSTANBUU D 1 k k a t: yiz. Bunun örn»k|prini de çok verHer yere her kitap gönderllir Kataloğ isteyiniz. olatlı Topçu Okulundaki yedik Daha da verecegiz sihi göıüDAĞITICILARIMIZ: GeDA Genel Dağıtım Nuruosmaniye Caddesi mın törenı dolavısıyle bir konüyor. Yoba7 beyler lütfen yaffın Garantl Han, AYDIN KİTABEVİ. Kocabeyogiu Pasajı Kızılay. Ankara nuşma yapan Sa\ın General tarihimizı bir gö~ atsınlar. oraNabi Alpartun'un Türk subavladaıı istedikleri dersi alacaklardır.» Cumhuriyet 4772 rını sağın sclun vobazlarına kar Yobazlara karşı B KOLTORLÜ BİR İNSAN OLMflK İÇİN GECİKMEYİNIZ şı savaşa çağırmasını ve onlara Ataturk yolundan sasmamayı bır kez daha oğutlemesını sevınçle karşıladım bu bakımdan. Düşuncesizlikten veya ard düşüncelihkten uzak her Türkün de aynı goruşe katılacaklarına inanrcak yanlış olmıyacaktır herhalde. Tılmaz AYBAR Bakırköy AYŞEN ER1ŞIK ve ÜNAL EŞİYOK Evlendıler. Beyoğlu 4/5/1968 A8UTAY YANDA8 Nitanlandılar. 4 Mayu 1968 btanbul TURK'iük İSLAM'lık ayın t. Arsel'ta aynı basU»lı yazısını Ugiyle okudum. Yazı gerçekten Ugi çeklcl olmakla beraber, basınımızda U2un zamandır temas edilmesi gereken bır konu üzerinde ılk defa durması batomından da aynca önemli idi. Memleketimizde bugün en b«.lirlı fıkrl ve sıyasl akım olarak sağ ve sol'un vatan sathındakı çeCumhuriyet 4771 L VS N A R Ve P t BT E V Evlendiler. S Dr. GLLŞEN UÇKAT ile Dr. ZİTA ÇELtK , Nişanlandılar. 4/S/1968 Bakırköy İstanbul SAİME ÖZGÜR Ue AHMET ÖZKAN Evlendiler. Çanakkale 4.4.1968 Cumhuriyet 47*74 Radar Reklâm 366/4798 V EF A T Merhum Abdullah ve merhume Havva Somçağ'ın oğlu, Müeyyet Somçağ'ın eşı, Medhı, Cengiz Somçağ'ın babası, Zülfiye Tarhan'ın kardeşı, Emın, Zuhtü Somçağ ve Pakıze Yol'un ağabeylen, Dürıye Kutlay'ın damadı, Feride Doğan, Fuat, Suat Tarhan ve Solmaz Turnaoğlu'nun dayılan Alaçamlı ••••••••••••••••»••»••••••••»•••••••••••••••t Cumhuriyet 4793 DORMEN TIYATROSU OYUN AHMET SONÇAĞ 4/5'1968 günü Hakkın rahmetine kavuşmustur. Cenazesı, 5/5/1968 pazar günü ıkmdı namazını müteakıp ^ışlı Camımden alınarak Edırnekapı Şehıtüğine tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eylesınMerhnraun arztısn üzerine çiçek yollanmaması rica olnnnr. (Cumhuriyet 4805) Nimbüs BİT YENİGİ SON 20 OYUN Yalnız ;; Perşembe • Cuma • Cumartesi Pazar 21.15 Cumartesi 15.00 (Öğrenci • Tenzilâtlı halk matlneleri) i Konstrüktör Ressamlar \ Aranıyor Yeni kurulacak bir konstrüksiyon bürosu için askerliğini yapnuş, asgarl 5 sene bilfiil konstrüktör olarak çalışmış tecrübeli konstrüktör reisamlart. ihtiyaç vardır. Taiiplenn hâl tercütneleri ile yazıiı müracaatlanm P.K. 666 Karaköy adresine göndermeleri rica olur.ur. Reklâmcıhk: 1962/4776 •••••••••••••••••••••••••••••••»••••••••••••• » • • • • • • • • • • • • • • • « • • • < • • » • • • • • • • • • • • • • • » » » • • • » Beklâmcılık: 1972/4763
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle