23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE ÎKİ r 14 Mayıs 1968 CüMHURtTFT • ••••••a " FİYAT KISKAÇ'I,, ve KOYLU Prof. Dr. Besim ÜSTÜNEL Bylümüzü yakından ilgilendiren flyatlar, • «on yıllarda hemen tamamen onlann aleyhlne değismlştlr. Bu degismelerin »onncu olsrak, tanm kesiminde çalışanların ve zsten gellr geviyesi düşük olan çiftçi ve üreticllerin «gerçek gelir» lerinde g3zle sörfilür blr crlme elmastor. Bu öneml! olayı, resmi Istatistikler de tam olarak yansıtmaraakla beraber açıkça ortava koymaktadırlar. Devlet tstatistlk Enstitüsü'nün verdişi bilçilere göre, 1964 ile 1967 yıllan arannda köylümüzü Ilçilendiren tüketim mallan ve hizmetlerin fiyatlan önemli artışlar kaydetmls: fakat, fireticinin «attılh hemen her tnalın fiyatı düşmüs veya eskl se\hesinde kalmıştır. Fiyatlan bir miktar artan ürönlerde ise artış oranı. üretim maliyetlerindrki artışların ve «havat pahalılıgı» artışlarının çok gerisinde kalmıştır. Bn olava Iktisatçılar «fiyat kıskacı» nın blr kerpeten gibi sıkması ve belirli bir sosyo ekonomik prnpn ezmesl; bn frnpnn «jerçek gelirl» nl azaltması adını %prirler. Fiyat kıskacımn »leyhine isledifri bir dönemde tanm kesiminin yalnız ekonomik çüçlükleri artmakla kaimaz, sosval sonınlan da daha çüç çöziilecek duruma ya llinde Perakende Fiyatlan konusnndakl rakamlar açıkça ortaya koymaktadır. Bn rakamlara göre bir köylfi ailesi, ortalama olarak, 1964' te 100 lira ile satın alabilece&i ihtiyaç maddelerini 1965'te 107.2 lira ile, 1966'da 117,1 lira ile ve 1%7'te 124,6 lira ile utın alabilecek jrüç bir durnma diisurülmüstür. Köylümüzün satın aldığı mallarda fivat artıslan son üç yılda 'i24,6 gibi önemli oranlara ulasırken biiyfik sehirlerimizde de hayat pahalılıfı artmıstır. Talnız, îstanbnl hariç. diğer illerde geçlnme endekslerindeki artıs bn oranın altında kalmiştır. «Ankara Geçinme Endek'si» ile «Toptan Eşya Fiyat Endeksi» nde 1964 ile 1967 arasmdaki fiyat artıslan •İ19.7 oranındadır. özellikle «Toptan E?ya Fivatları Endeksi» nfn bn dönemde daha yiiksek bir artı« temposn Izlememesinin baslıca nedrni. kövliıve 8denen tanm ürünleH bedellerinin düşürülmüş ya da aynı kalmıs olmavıdır. aym Doç. Dr. Mukbil özyoruk'un «Gençler Görsünler» başlıkh yazısı. doğrusu, bir genç olarak beni az çok doyurdu. Ancak, yazıyı zevkle okumanm «kıvancı içinde» akhma şunlar geMi: O Henüz bizim politıkacılanmız, tam demokrat ve tam bir f.kır sahibi değıllerdır. Q Yıne politıkacılarımızın ço ğu cağdaş fıkir ve goruşler Ç'zgısinın her nedense çok ötesmdedirler. % îstisnalar bir yana, birçok politıkacımız ;ahsi çıkarlarından başka. «vatan mıllet» «orunlarını yurekten du"jünmüyorlar. Bu esaslar dısmda, birçok etmen, onlan. hele hele seçım yaklaşınca, o parti senin, bu partı benim. dön baba donelım. döndürüp duruyor. Belli ki bu dönüşler fikri olmaktsn çok jahsî oluyor. Ve kandıracaklannı sanarak, demeç üzerine demeç verıp: donuş torenlerı uzerine donüş toreni duzenleyerek «sureti hak»tan gozukmeye çahşıyorlar. •Çok sükür gerçek yuvama kavujtum; aranıza katılmanın saadeti içjnde...» vs. gıbi komik sozler edıyorlar. Bırakınız siz »ayın Doçent'im gençlen, durumu sağduyu sahibi her vatandaşımız, işçımız, koylümüz, kenthmiz iyice bihyor ve görüvorlar, gorüyoruz. Elbette kı tutucu fıkir çağdaş olamaz. Insanın fikri yapısı terakkiden yanadır. Hiç ilk insanla, çağdaş ınsanın fikrî yapısı bir olur mu? Donüşler olacak, olacak olmava amma bizdeki gıbi bdylesine değıl. Daha iyıden. daha güzelden ve daha doğrudan yana olmak uzere fikirler eskisınden yenisine dönüşecek. Bu haide kışi asla kınanamaz, aksine al' kışlanır. Ve mutlaka her normal in san da bu ddnüşü tasvıp edecektir. Aslında onurluluk da budur. Gençler görsünler S h ve mert, kimi de bir çıkar peşınde. Işte değışen bir dunyanın değışen ınsanları.. Bazen de duşunürüz acaba nedenr Tann tum ınsanları aynı ozelhkte yaratmamış? Belkı de bunun nedenı, iyı ile kötünun avırdedılebılmesinden ilerı gelmcktedir. Insan kısmı bamba^ka bir âlem Tıpkı bir esrarengız gıhıdır Onu tamdığını bıldıgın halde, bir de bakıvor«un kı aldanmışsın Bazen oyle tip insanlarla karşılaşınz kı, psikoloji kanunlan altust olur Darvin'in, Vatson'un, Adler'ın ve Freucf'ün «orüslenni inkâr etmek zorunda kahrız. Bir de ne gorüyoruz kı, bızımle her zaman samımî konu'an ınsan, kendısi ıçın başka olan bır ın^an . In^am tam olarak tanımak ıçn. çok zaman lâzımdır. Bır ınanı hıçoır zaman tek bır vonüy'.e değerlendırmemelı Insan bır butun olduğuna gore, onu topyekun olarak ele almak lâzımdır Bugunku toplumda ın^anı daha çok anlamak zorunluğu vardır Çünku, gunumüzün insanı, eskısine gore daha çok okumuş ve bır şeyler o5renmi";tır. tnsanlar çok kez hakıki sahsıjptlprıyle karsımıza çıkmazlar, Halk arasında bıle «Her vüze güleııi dost deyip sanmı> dıye soylemr. Mutlu bır vasam için ınsanları tanımak zorunda\i7. Aksı halde, birçok çıkma/ların ıçıne duşmekten kendımi7i kurtarmada guçluk çekebılınz ns ait koruyucu sağhk tedbirlerı a'nması zorunluğu vardır. Q t)lkrmizde isyerleri korcyucn safclık tedbirlerı yeterli olmadıgı için meslek hastalıklan ve is kazaları oranları yüksektir. Bn yüzden meydana gelen insan çiicü ve ekonomik kavıplar da büyüktür. O Bu sakıncalann gıderılrresınde merı hekıminın olumlu hızmet sağhvacağı behrtıldıkten scnra, isyerı hekımlığının gerçekleşme«ine yarıyacak tedbırler sıralanmıştır. Ben, çalışanların sağlığı ile 11gU\ olanların bu görusleri pavla=acaklannı umuvor ve su açıklarcayı ek'emek ıstıyorum: Üikenmde sağhk sartları bakımıncîan çok yeter'iz isyerleri bulunduğu v e başta Çalışma Bakanlığı olmak üzere bazı kurulmların z% sağlığı sartlarının düzeîtılmesıne çaba harcadıklan bihnmektedır Uç ayaklı köpru DUlere destan Bofaz KSprfîsün&n • üç ayagı var : Birind ayagı Afya yakasında, ikinci ayağı Avrnpa yakasında, üçüncü ayagı Amerika "yakasında. Bn üç ayak arasında nice yerll ve yabancı knmpanya kolanvurnyor, arsa apartman vnrçnncnlan alesta bekliyor, ve içten içe pazarlıklann kazanı kaymyoj. Bn cümbüşlü pivasanın göbeğinde fırsat yakalamaya çalısanlardan biri de artık Türk hslkmın pek ivi tanıdıjr Morrison knmpanyası'dır. Morrison knmpanyasının Bo*az köprüsüvle iliskisi yeni degll eskıdir. 1963 yılında bn kumpanya köprü üstüne bir etüd ve rapor hazırlatmıstı. O sıralar Süleyman Demirel, Morrison firmasmın Türkiyedekl komisyoncusn idi. Ve Eregli Demir Çelik tesislerinin ihaleleri iistüne i« tntnyordn. Çelik bir köprfl insaatını Türkiyede tezgâhlamak şüpbesiz Morrison için «tatlı kârlar» yolnnda iyi bir fırsat yaratacâktı. Ne var ki, iyi saatte olsunlar «yürü ya kulnm» dediler ve Mirrison temsilcisi Süleyman Demirel bir sıçransta Basbakanlık koltnçurfa oturoıverdi; garip bir tesadüfle de afzıtıı açıp sunları söyledi : , İstanbula bır asma koprü yapacağız ' Bay Demirel bn vaadde bnlnnduçu zaman TürKiyede çogn kisi ^eni Basbakanın Morrison firmasıvla iliskilerini biliyordn; bilinmi^en wv Morrison firmasının Boğaz köprü<:ü üstüne bazırlıklarıvdı. Boçaz koprüsü demek, yerli kompradorların ve vab3ncı kumpaniaların milvarlar üstüne dönen bir büyük işe girmeleri demektı. Bu isin arsa ve apartman vnrgnncnlanna ne kazandıracaîını simdiden kimse he'sap ederaez. Ama herbalde büyük göraürünün ha\ad3n getireceti kârlar daha simdiden çok kişinin avncnnn ısıtnordn. Aradan zaman geçti. Morrison knmpanvasının Boğaz kBprfisdyle doirudan dojru'va iliskisi Süleyman Demirel besabına ' garip bir durum varatmakta; Morrison adıvla Sülevman adı arasında kurulan paralel Türkivpde çünden güne çelismektevdi. önüne eeçilmek istendi bu gürultünün.. Morrison. köprü hikâvesinden çekilmis eörundü. Ve ancak son günlerde yeniden adı ouvnldn. Vietnam'dan Turkne'ye kadar her yanda kolları bnlunan bn de'v Amerikan kumpanj;ısı is e >eniden karısmıs, kendılifinden blr proje hazırlatmaja \bnelmisti. Gazetelerin yazdı|ına eöre dnrnmnn «nezaketiııı» hisseden Bav Sülevman Demirel, bn dnrnm karşısında : « Art.k ^akamızI bırak^ıniar .» demisfi. Esasta bizim bngün üstünde dnrmak istediŞlmlz, Boğaı K3prüsü de^il, bir vabancı firma temsilcisinin Basbakanlık koltnfcnna birdenbire sıçraması vüzünden ortaya cıkan §u çaprasık dnrnmdnr. Demokrasivi basraa kalıp Amerikan ıloganlan çerçeveslnde anlıyan bazı kisiltr bn volda diyebilirler kl : Ne varmıs bnnda? Demirel is çevrtlerinin desteglyle AJ*. Raskanı olmns, hatkm revlerivle sandıktan cıkmıstır. Demokratik yollardan seçip knltuja otnrmnstnr. Amerikada b'üvük kumpanyaların nice adamı, hem Bevaz Sarav'da hem Senato'da Sdev sörmüşlerdir. Evet: olavın dıs eörünflsü böyledlr. Amerikan kapitalizminin Islfviiinde büvük knmpanyaların marifetli temsilcileri, ortakları. hissedarları politiUava atılır, en büyük sorum mevkilerine geçebilirler. Bunun vanısıra emeklive ayrılan eski knmandanlar, generaller de büyük kumpanvaların yönetimine 'ortak edilirler. ts adamları \e eski askerler kadrosunnn Amerikan devletinde bü• ü söz sahibi bulundukları, Bevaz Saray ve Pentagon'un bnnla»k rın niifnzu nltında kararlar verdiji biliniyor. • Ama «KBçük Amerika» olmava özenen Türkiyede aynı nsul n\ îiılandifı jaman ortava garip ve acı bir manzara çıkmakta<\r. Bizdeki hüvük kumpanyalar daha çok yabancı ortakhklan biciminde eelistiîi icin, empkli^e avrıldıktan sonra bu knrapamalara ortak olan eski generaller, veva bn knmpanvalann ortakları olan politikacılar gavrimillî bir kurnmun adamian baline düsüyorlar. Amerikan Morrison kumpanva«ının parlak bir temsllcisi Amerikada seçimleri kazanıp Be^az Sarav'a otnrsa eninde sonunda bir Amerikan kumpanvasının adamı Amerikan Cumhurhaskanı olnr; ama aynı knmpanvanın Türkivedeki tem«ilcisi Ankarada Basbakan olnrsa bir Amerikan kumpanvasının adamı Türkiyede Basbakanlık koltuguna oturmuş bulunnr. Bu ikisi arasında be\az ile slyab kadar fark bnlnndnğn açıktır. Morrison firmasının Boğaz köprüsil üstflnde tasanları Içinden fırlaiıp da Basbakanlık kollujuna ottıran Demlrel'in daha ie'lâmünalevküm demeden : Boâaza asma köprü yapacafinı.. demesl bn bakımdan Ostflnde dnrulma>a değer. Morrison şirketi Vietnam'dan ba«lıvarak dunyanın her yanında sağladı|ı kârları Amerikaya tasıyan bir knmpanvadır; VTasbington açısından ne kadar millî ise Ankara açıtından o kadar (rayrimilli Myılır. Bir yabancı Rumpanva temsilcisinin Basbakanlık koltuguna otnrması iste bn bakımdan ksbul editemez. Hele bu yabancı knmpanva temsilcisl yabancı knmpanya ve sermaye politikasının Türkiyedeki en atesli avnkatı olarsa... * Köylü geliri ^ I T ukarıda verilen resml istatistikler 1964 * vılma kıvasla İ C yılında Tiirk kövlü^üPT nün büvük bir cotnnlnfcnnnn «fiyat kıskacı» içinde ezildiklerinl ve gelirlerinln gerçek degerinin üçte birinl kaybettiklerini açıkça ortaya kovmaktadır. Tek basına tüketim mallan fiyatlan nın artısından do&an kavıplar, ortalama olarak. kovliiniin gatmalma jröcönii dörtte bir oranında (••24.6) azaltmıstır. Bnna, firiin fivatlanndaki dü«üsleri (ortalaras "n2,5) ve malivet nnsurlanndaki fiyat artıMannı da eklersek. Türk kövlüsiinün «çerçek fellri» nin üç yılda Öçte birini kavbetmis «avılabilecejHnl açıkça törüTÜT. SONUÇ ncak çalışanların sağlığı, resmî yukumlulukler dısında genış blr anlayış ve etrafh bır ejıtım konusudur. Bunun sağlanması için butun ilgılılerm; Sağlı< ve Sosyal Yardım Bakanhğı, Çalısma Bakanlığı v b. resmi kuruluslar yanında, ışveren, ışçı te«ekkullerı, eğıtım organları, Ünıversıteler ve Tabıp Odalarının içbırhğıne ıhtıyaç vardır. Bu irançla II. Beş Yılhk Kalkınma Plânı Saçlık Sektöru Özel Komısyon Raporu hazırlıklan sırasında Mılli Sevıyede lş SağlıJı Danısma Kurulu gereklılıgi öne surulmu^tur. Sağhk ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kuruı'in tam olarak gerçekleçtırılmesı butun ılgılı tarafların çalısanların sağlıgı konusunda aktıf ve verımh ışbırlığı yapmalarına bjjuk olçude yararlı olacaktır. Dr. Ismail TOPUZOGLD HacetteDe Üniversitesi *** Ürün fiatları •** ve ve îstihsal» konasunda verdiği tanm firflnleri fiyatlan vılhk ve Türkiye ortalama«.ını sösteren rakamlardır. 1964'ten bn yana hn fivatlann çoîunda önemli düsüşier kaydedilmistir. Tiirk kö\liisü irin en önemli olan 10 ürünün 1964 ile 1967 fhatlan karsılastırılınca «ortalama fuat ende^ıni"» vüzde 2 5'luk hir Berilemeyi ifade ettigini (törüvonız. Bazı iiriinlerde fivat diisi'sleri yüzde 15 ilâ yüzde 20'ye kadar cıkmaktadır. Ortalama pndfksi esas als.ik bile, bn fivat Güsiislerinin anlamı sodnr : T'irk köylüsü elde ettiiH firünii 19*4 vılında lOfl lirava satarken, avnı miktar üriinü 1967'de ancak 97 lira elli knrnşa satabilmfstir. Oysa, bn firünü elde etmek için vaptıÇı ma>raflar, vani maiivet nnsıırlan artmıstır. 1964 yılına nazaran 1967 yılında tanm kesiminde tlreticinin knllandıgı hiçbir «çirdi» nin vani maliyet nnstıronun fivatları düsmemiş, ak«.ine farım ilâçlarının traktörün. lâ'tiftin, mazotnn fivatları vükselmistir. Fivatlann kövlü alevhine deSisrnnf Jrelllkle 1966 ile 1967 aracında tmlanmıstır. Hem malivet nnsnrlarının artı«ı, hem satı« fivatlannın düsüsü 1967 yılında, Bncckl yıllardan daha bızlı olmnstnr. •••• ••*• •«•• :::: •••• •••• :::: A • \ eviet tstatistik Enstitüsünün «Zirai Bün • •«a • ••• • ••• A<lında. gerçek dnrnm, bn resmî rakamlann gösterdiklerinden de boznktnr. Tnkarıda verilen ürün fiyatlannın çoçn borsa veya piva«3 fivatlarıdır. Oysa, kfiçük çiftçinin ve fakir üreticinin eline geçen ürün bedelleri genellikle hn fivatlann çok altmdadır. Çünkü, birçok öretiçilcr ürünlerini «alivre» olarak, önceden aracı \e tcfeeilere düsiik fivatlarla «atmak zornnda kalmaktadırlar. thtivadann baskısi altında ve düzen boznkluŞu vüzünden kendi emeklerinin mahsnllerine baskalannı ortak etmektedirler. 1966 ve 1967 yıllarında bazı ürünlerde rekoltenin ivi olması. hava şartlarının eeçiei etki«l İle «fivat kıskacı» nın yarattıgı bn Snemli ekonomik olav fazla çözr batmamıstır. Daha do£rnsn kövlü bnnnn arısını fazla hissetmemistir. Ovsa bn vıl, bazı hölselerde knraklık olması vr mah<nliin az olması Ihtimalleri belirmistir. Bn tahminler rerçekleslrse, «fivat kıskacı» nın ba«.kı«ı ile karsılasan Tiirk kSviüsfinün ekonomik dnrnmn bfîtün acılıfı İle hUsedileçek ve bütün açıklıfı ile ortaya çıkaeaktır. İnsan psikolojisi Hayat pahalıltğı Sorumiu Jcim? • J n lonncnn ortaya çıkmasının blrinei de•** recede sornmlnnn, hiç «üpheslz, bn d8nemde Türkiyenin ekonoml politikasını ySnetenlerdir. Yani, Hükumettlr. Fiyatlann artma*ına sebep olan, köylünfin »atınaldıfı ber mala Tam yapan da onlardır; tanm ürünlerinin destek fiyatlannı üç yıldır aynı sevlyede tntan veya (tütünde oldnğn gibi) düsüren de onlardır. Baska sommln aramaya ne lüznm, ne de imkân \ ardır. (Mömüıun natın aldıÇı malların flvatlarında 1964'ten bn rana Snemli artnlar olmnstnr. Bn artışlar «Toptan E«va Fiyatlan Endeksi» nde veva «Ankara Gf çinme Endeksl» nde gdrülen artıslardan daha «Jddetli olmnstnr. Tanl, bs sefrrkl pahalılık 1950'lerdekinin akslne aehirliden cok kövlüvö etkilemistlr. Tilrk kSvlfisünün ne derecede Snemll blr bavat pahalılıfı ile karsı karsıva oldnfnno. vine Devlet Istatistik Enstitüsünün verdiği «Kon .Nimbüs 2 nsan ne kadar hakıkî dııru1 munu gızleıse gızlesın, gunun ' bınnde bılınçaltı onu ele verır Çunku. ın^anın davranıslarınn esas koklerı bılınçaltmda faklıdır. Bu bakımdan insan hakıki durumunu her zaman gızlenıe olar.acını bulamaz. E^avında SONUÇ in«an psikolojısı çok karışıktır. izim siyasi transferlerde görülBazen de, kisı tanınmak ve anladüğü gibı. dupedüz kışısel çıkar lar peşındeki dönüşler hiç goz şılmak ıstedıği halde, toplum, onu anlamaktan kaçınır .. Bunun den kaçar mı? Bunu kendilerı de nedenı bence, karşımızdakinın bıliyorlar ve uyduruk sozlerle ken ıvı yonlerını anladığımız halde, di vıcdanlarını avutuyorlar. Nelea\nı durumlardan bızler sa\et rın donduğunü iyi gorüyoruz; hem yoksun isek, ker.dımızde eksıklık de yureklerıni okuyarak. Fakat hak cfuvgusu belırebılır. Kanaatıme sız da olsa şâınn şu sözleri hatırıgore, psıkoloıık açıdan da dusumıza gelıyor ve azıcık teselli buluvo nursek, aynı sonuca varacağız. ruz' Zamane uzre mucerreptir ebnâIşte bunun için, bazen kişı anyı zaman Hemışe yahşıye yahşi laşılmak istedığı halde, başkalaverır yamana yaman. rı onu anlamamaya çaba gosteMehmet A. GÜNEŞ rir. Ya da yanlıs »nlaşılmak j»A. Ü. Öğrenclsi tenir O halde durum tek tar»fh değildir. Öyleyse, soyle bir devısle belirtelim: İnsan çok keı hakıki durumunu tanıtmamaya çalışır, hem de bazen toplum da kendisini tanımak istemez. Bu iki durum da gecek kişi ve gerekse toplum için mahzurludur. Şoyle ki: tnsan toplumun önüne egijen bir dunyada yasıyoruz. hakıkî durumu ile çıkmazsa, güHer gün çesıtlı kışılerle gövenılir bir kişi olarak bakılmaz. ruşüp konuşmaktayız. Kıml Çunkü hakiki karakter, fikir ile guleryuzlü ve nazık, kimi asık davranışların arasında bağdasma surath v« asabl, kimi sözüne bağile olur. Dığerıne gelınce, ki^ir.in iyi yonlerini toplum anlamaktan kaçınırsa, o kışiden yararlanma imkâm bulunamaz. O bakımdan kışinın iyi yönlenni bildiğimız anda, onu anlamaya çaba gostermek lâzımdır. Çunku insanlann iyı yonlerini bilmekle ve onu tanımakla, ondan toplumun yararı ıçın, gereklı olanağı da hazırlamış oluyoruz. Bugun, insanı tanımak için psikolojıde çeşitlı yontemler (metotlar) kullanılmaktadır. önıeğın: testler, mulâkat, soru fişı, kompozısyon, grafoloji (yazı ilmi). B Küçük Prens S İnsanı tanımak zorunluğu D ehır Tıjatroları Üskudar Bölumund'e «Antoıne de Saınt EXUPERY'den dilimıze Avberk ÇÖLOK» tarafından çevrilerek ovunlaştırılan Küçük Prens, dıkkatle izlenırse, bu oyunun daha zıyade bır çocuk oyunu olduğu kanısına varılır. Ama ne var ki, Türk Tivatrosu Dergisi 378 gavıh nüshasmda oyun münasebetiyle (R T ) rumuzu ile yavınItnan bir yazıda, ıu blrkaç cümle üzerine egilirken, kisi gayriihtlyarî, o eski «enelerin muhtesem »anat hareketlerini hatırlamamak kabil değil.. R.T.'nin fikri »u: Onun «Küçük Prens» ini büyük eserleri arasında saymazlar. Ne var ki, Saint Exupery'nin insanhğa bıraktığı tüm düsünleri, deneyleri ve sonuçları bu «Bujük Masal» da görebilir, sezebiürız. «Küçük Prens» ile Saınt Exupery yeniden kesfedılmış, yeniden dünyaya gelmıştır, sankı temiz, saf bir dille yazılmış ınsancıl gerek ve nitelıkte bir misyon olan bu eseri sadece küçüklere bırakmak, sacTece onlar için onların anlayacağı şekılde ele ahndığını sanmak aslında çağımızın en büyük gafleti olabıhr.. Acaba Şehir Tiyatrolan yBnetlcılerı, bu oyunun mutlak «urette büyükler tarafından da mı izlenmesini istiyor?.. Beüı ki, düsunceleri bu ortam ıçmde, ve bu dusünce öylesine kesın bir sonuçla kendini gosterıyor kı, nihayet her ne pahasma olursa olsun, büyüklerın de bu oyunu gormeleri için, Küçük Prens'i ramp ışığına çıkanvor. Tıyatro yönetıcılennin böylesine bir karara varrnası doğru mudur?.. Çünkü gerek yazılış ve gerekse sahneye konus, tam anlamı ile, çocukların zevkle »eyredeceği bır oyun.. Ama ne var ki, büyük seyirci, repertuvara alınan böylesine bır ovunu gorebilmek için kesesinın ağzmı açmaya mecbur oluyor. ••••••••••••••••a••! • ••••*«? BELGELERİYLE AÇIKUYORLZ ncı sayı j ÇIKTI î EMPERYALtZMİN ANADOLU'YIJ İŞGAL PAZARLIĞI Cumhuriyet 5231 SONUÇ AMERIGAN EXPORT1SBRANDTSEN LINESİNC. NEW YORK kumpanyası 10 Mayıs 1968 tarihinden itibaren eski Istanbul acentesi ARABOĞLU VAPUR ACENTELİĞİ LİMITED ŞİRKETİ, ile olan acentelik mukaveiesini feshederek yeni İstanbul Mıntıkası acenteüğine S Ankara jandarma Salınalma Komisyon Ba^kanfığından J. Subay Okulu ihtiyacı için a^aÇıda cınsi, miktarı, muhammen bedel ve geçıcı temınatı yazılı sekız kalem gıda maddesının kapalı zarfla ıhalesı hızasında gosterılen gun ve saatte yapılacaktır. Şartnamesı Ankara ve Istanbul J Sat. Al Komısyonlarında görulebıhr tsteklılerın kanuni şekılde hazırlıvacaklan tekhf mektuplarını ıhale saatmden bir saat evvehne kariar Komısyona vermelen üân olunur Miktarı M. Bedel G.Teminat thalenın Kilo C In s 1 Lira Lira Günü Saati 4000 Beyaz Peynir 33600 15U0 5175 Reçel 2250 11812.50 Zeytın Tanesi Kuru Fasulya 3Ü00 90OU 9300 3000 Barbunya 8000 4000 Nohut Mercımek kırmızı 1600 3600 x 3000 Bulgur 5250 5537, 28 '5/1P68 11 00 85737,50 (Basın: A. 3967 14423 5220) Bolu Valiltğinden Abant'ta Ozel İdareye ait Motelin ikmâli inşaatı kapalı zarf usuiü ıie yaptınlacaktır. Keşif bedeli 368.533 lira 54 kuruştur. Muvakkat temınatı 18.491 hradır Ihalesı 29 Mayıs 1968 çar^amba gunu saat 15.30 da yapılacaktır. Şartnamesı mesai saatlerınde Daımî Encümen Kaleminde görülebılır. Isteklılenn usulüne gore hazırlayacakJarı kapah zarfa teklü mektuplarını 968 yıh Ticaret Odası vesıkası ve terrunat makbuzu ile fC) grupunda en az keşıf bedeli kadar müteahhitlik karnesı, usulune gore plân ve teçhızat beyannamesı, teknık personel beyannamesı, taahhüt beyannamesi sermaye ve kredi ımkânlarını bildiren malî dunım bildirisini eklıjerek üc gün evveür.den Vilâyete diJekçe ile müracaatla Bayıniırlık Müdüriuğünden alacakları yeterlik belgelerım koyarak ihsle saatinden bir saat öncesine kadar Dalmi Komisyon Baskanlığına vermelen şarttır. Postada olacak gecıkmeler kabul edilmez (Basm: 17414/5218) onuç olarak dıyebıliriz ki, İnsan bırhkte yaşama ve başkalanyla çalışmak zoıundâdır. Bu bakımdan yaşamdaki mut luluk ve ba<;arı ıçın ınsanlan tanımak şarttır Haydar BASTÜRK Mufettiş Maraş ANADOLU DENİZ ACENTELİĞİ LTD. ŞTİ'ni tayin etmişvebu firma yeni işine fiilen başlamıştır. Böylece, sayın müşterilerimi2in aşağıdaki adrese müracaatlarını istirham eder hayırlı işler dileriz. ANADOLU DENİZ ACENTELİĞİ LİMİTED ŞİRKETİ Rihtım Oarf. rırsoı Sokak No. 26/30 Rehan Han Kat 5 Karaköyİstanbul Telg: EXPOSHIP İstanbulTnl:44Î60049211B« 6967Geo8: 555285 Teleks: ANMJÜLOHIP 169, İSTANBUL P.K. 905 KarakSy • istanbul Çalışanların sağlığı SONUÇ îer sezonu doldurmak bir amaçsa, ki tutumlan bunu gosterıyor. o zaman mesele yok. Ama seyircıyi de bir çocuk ovunu ile oyalamaya haklan var rmdır?.. Suphesiz ki hayır. Ne var ki, yukarda da ısaret ettiğım gıbi. (RT.) böylesine bır karara varö*ıktan sonra, kimsenin bır şey demeğe hakkı yok (!).. Yok ama, şu birkaç kelimeciSi de eklemek zorunda kalıyorum.. Bugünkü ydneticiler arasında bulunan bir sanatçı ile «Muhsın Ertugrul» hakkında küçük bir tartısma yaparken, sanatçı; Muhsın her oyunda üçdört süflör kullanırdı.. Bizler ıse rolümüzü ezberliyerek ve »üflörsüz fanatımızı gösteriyoruz.. demişti. Doğru bir fıkir mi buT.. Kaldı ki Muhsin Ertuğrul'un o altm devri sanat alanında, Türk tiyatrosu dev adımlarla ilerlerken, bugünkü tiyatro geri geri adımlar' attığım bilmem artık «öylemeye lüzum var mıdır?.. Necmettln AR Osküdar S a'in Dr Erdal Atabek'in «Çalışanların Sağhgı» konu'unu ele=tıren değerh bır yazısı çıktı. Bu makalecfe j azar, ozellıkle su noktalan ele almış : O Kalkınma ve verimli çalısma için nedensel ve ruhsal vönden sailısı korunmns insan gücü çereklidir. O Çalışanların sağhk sorunu, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından Mirutulen hasta sısortah ışçı tedavısınden ıbareî değildir, bundan baska ış^erlerı E Üâncüık:6756'5227 ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• • . • • . ^ • ^ ^ : Hacettepe Üniversitesi GERRAHİ BİLİMLERDE DOKTORA Devlel Orman İşlelmesi Mersin Müdürlüğünden; Bdlgesi Deposu Cıns ve Nevi Namrun Çakılb 2 S.NB. Kızılçam Tom. Namru:) Çakılh 3. S.N.B. Kızılçam » Parti Adedi 2 46 48 Adet 181 7132 7313 Miktan M3. 85.189 2742.228 2827.417 Muh. Bed. 240 200 • » • • • • • • • •• • • • • • • • • » • • • •• • • • • • • • » • • • • • • • • •• • • Reklâmcıhk: 2077/5213 Hazırlık sımflanra aday kaydı başlamıştır. Çocukları Ukokul > son sınıfta olan veliicrin, a) Nüfus cuzdanı suretd, b) İki îotoğ J rai, c) Adresli ve pullu iki zarf, d) 30 lira kayıt ücreti ile + saat 9 0013 00 arasında müracaatleri. j Adres: Boğazkesen Tomtom Sokak No: 11 Beyoglu. • , Tel: 44 13 01 • Halyan Lisesi Müdürlüğünden; t VE GENEL GERRAHİ ASİSTANUGI SEÛME İMTİHANI 1 Temmuz 1968 gününe kadar Tıp Fakültesi mezıınu olacaklar arasında cerrahî biHmlerde doktora ve genel cerrahî asistanhğına istekli olanların seçme imtihanı ve müracaat usulü hakkında daha geniş bilgi alrnak üzere şahsen veya mektupla en geç 25 Mayıs 1968 güniine kadar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesl DeKanlığına baş vurmaları ilân olunur. (Basuı: A. 545717655/5215) TEŞEKKÜR SevgUi aile büyfigflmuz, değerli rarLğımH 1 îşletmerpızır. Namrun Bolgesi Çakıllı depisunda mevcut yukarda müfredatı yazılı orman eravali peşin bedelle açık artırmalı olarak satışa rıkarılmştır. Satış, 21/5/1968 sah günü saat 15. de Namrunda Orman Bolge Şefhği binasında yapılacaktır. 2 İhaleye iştirak için ihale saatinden önce »eminat vatırmak şarttır. . S Satışa ait şartname, satis müfredat li%tesı Orman Genel Müdurlügünde, Mersin, Ankara, İzmir Orman Başmüdürlüklerınde, Adana. Antakvn, Pozanü Orman İşletmeleri ile İşletmemizde, Namrun, Tarsus, Merkez, İskenderun; Gaziantep, Konya Orman Bölgp Şefliklerinde. Kayseri ve Ceyhan Orman Kâtipliklerinde. Mersin ve Namrun Beledıve Başkanhklsrında görülebilir. 4 Satısla ilgili vergi, özel, idare hissesi. dellâliye resmi, istihsal vergisi, karar pulu alıcıya; i!Sn masraflan işletmeye aittir. 5 Alıclann belli gün ve saatte teminatUn n.° mOracaatlan. (Basm: 17193/5222) FATMA GİRITLiGİL'in 11 Mayu 1968 günü vefsü, 12 Mayu 1968 pazar gttnkti eenaza meramiai dolayulyl* llgi göst«ren btitün doat ve akrabalartmu» fükranlarmuzı bildiririz. •VLÂTLABI DOKTOR Tarık Z. Kırbakan Derl, 8aç re Zfihrvrl HMtalıldan Mfltebaansı tstiklal Cad. Parmakkapı No. 66 Tel: 44 10 73 Reklâmcüık: 2094/5246
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle