17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHJPEDÖIIT 7 Nisan 1968 CUiVIHURÎTET "Türkiye olmasaydı öleceydikErenköyde çocuklar Halk kötüpbanesinde Ortaokul imtihanlarına hazırlanıyor. Sonunda Lefkeye gidip imtihana girecektir (solda). Erenköy'deki fınnda çalışan kadınlar bugunkü Işlerinden öyle memnunlar ki köyierine dönmek btemiyorlar (safda). onları Yejilırma|a dijfer soydaş larıyla beraber... Süleymaniye köyünden göçeiı bir mücahit çocuğunu gördü;ıı mevzileri dolaşırken... Veysi Hık met.. 15 yaşında bir asker.. Tüfe ği boyundan biraz küçük.. Nişan almasını biliyor musun asker arkadaş? Evet efendim.. Kuşu havada vurabiür misin? Orta okul mezunu mücahit cevabı kurşun gibi yapıştırdı!. Kusu defil, dü$manı vururum efendim!.. Ve hemen arkasından ikincı isabet... Niçin dövüşüyorsun? Hürriyetimizi kazanmak için efendim!.. TİNER'in Röpertajı İDİ KIBRIS... köylüler de Türkiyeden gelen yardımla geçiniyor, ayakta J J rabiliyorlardı.. Yeni bayafa alışanlar!,. Türkiya olmasaydı Sleceyidik Papuç verdiler.. ekmek vfrdiler.. Lâkin bir iki lira et parası daha gönderseler fena olmaz!.. Bir köylü söylüyordu bunlan.. Üzüldüm çok üzüldüm ona: Lâkin efendim. Türkiyede bnfün mllvonlarca insan *ot vemez» diye cevap reremediğim için!» Olsa daha fazla versek. öyle defiil mi? Bana daha Önce anlatmışlardı. Fakir köylüîer kaçtıklan topraklara genellikle dönmek istemezler: yeni durumlarındsn memnundurlar.. Amma malı mül kü olanlar onlara kavuşmanın çâresini ararlar, diye.. Dogruymuş... Erenköyün ekmek fınnınria çalı?an beyaz elbiseli 78 kadar kadınla konujtum ve onlara sordum. Köyünüze gitmek ister misiniz? Sustular.. Yalnız bir tanesi bir şeyler söylemiş olmak için boynunn büktü ve aglar gibi; Eh giderik.. dedi!.. Demek insanlar alışmışlaıdı yeni hayatlarına... atan sağolmn.., Yasasın vatan. lâkin isterik bizi de kurtarsın Hyrılalım daha iyi geçinirik nılır şey değildi!.. Önce Yeşilırmağa uğramıştık. Sırtını dağlara yaslamış bu şirın sahil köyüne, iki tarafınrr.zdan uzanan muz ve portakal kokularını içiraize çekerek girince. zaten gönlümüz ııınmıstı. Daha içerlerde, bahçeleri, tarlaları, zeytinlikleri, evleri olan ve onları bırakıp Yeşihrmağa kaçan köylüler sannıştı etrafımızı. Çünkü yıllardır bu riar bölgenin dışına çıkamamış insanlardı bunlar.. Şöyle bir etrafıma bakınmıştım bir ara.. Alatürkün etrafı ışıklandırılmış bir büstü.. Sonra Türk bayraklan.. Ve ufak yemyeşil parkın kapısında kırmızı üzerine beyazla ylztlmış «Hürriyet Bahçesi..> Bü *in Kjbnsın, Türklere ayni >»kilde cHürriyet Bahçesi» olmasım temenni etmiştim o anda... Erenköy en geri kalmış yerdi... Yeşüırmaktan sonra Mansur köyü görmüştük.. Weyve ağdçları arasında tabii plâjları uzanan Barışgücü ile Rumların karergih kurduğu, içinde Türklerin yaşayamadığı Türk köyü'... Erenköyüne kaçmıştı şu kapıları bacalan sökülmüş, beton evlerin hakiki sahipleri.. İn yok, c;n yoktu ne bahçelerde, ne ağaçların gölgelerinde ve n e de daın ların altında.. Birkaç tane kc^i jve Rum çobanları beraberce geviş getiriyorlardı.. Bu sönmüş ocakların acı manzarasını seyrederek Erenköye girdik.. Yolun başında Türk karakola ve nöbetçi Türk mücahıtleri vardı... Şöyle bir süzdüler bizi... Sonra. köye telefonla haber rereceğiz dediler. Otomobilimizi yolun kenarına çekip beklemeye başladık... Nihayet, askerce bir selâm ve buyurun kumandana.. Yollarda. tarlalarda çalışan insanlar görüyordum. Bir ışle meşgul herkes ve disiplin vaıdı Erenköyde.. 1963 olayları sı EB Biz kendimiz bir şey yapamazık... Türkiye vur derse vuracayık... Ne isterse ona tabi olacayık... Vatan sağolsun... Yaşassuı vatan... Lâkin isterik bizi de kurtarsın!.. Orta yaşlı adam, tath şivesiyle heyecanlı heyecanlı bunlan söy lüyor, derdine derman aramağa çahşıyordu. Ycfiladanın başka bir köşesi t belki de en fazla acı çekmiş Ülgesi olan Erenköyde soydaşırımızla oturmuş sohbct cdısrduk... Oraya gelmezden ön! blrçok Rum köylerinden ge;ijtlk.. Yıkılmıç minareierin ırfittnda nisbet verircesine bamlı kiliselerin kampana sejleni duymuı, siyahlara bürünüı yaılı Rum kadınlarını, guillikle alikaları kalmayan innlırı görmüstük yollarda... Ak»nitin, bu tatlı ikliminde böyjine canlıltr yasasın ve bir !SÜ bu kadar degişik olsun ina Emniyelimiı yoklur Rumlara 70 kişilik orta okulu vardi Yeşilırmağın ve kız erkek karış.k öğrenim yapılıyordu.. DikkatU dikkatli bana bakan. bir gözurıü güneşten kapamış ihtiyara sordum... Hüseyin efendi dedim. Kıbrıs dâvasını nasıl halletmek lâzımdır sence?.. Bir bâl çâresı düşünüyor musun? Gülmeye başladı.. tnce sesiyle gldıklanm:; gıbi güldü güidü... E blı ne yapalım dedi... BüTttklerimlz hallederler herhalde!.. Muhtar bir idare kurul.«a Rumlarla beraber olabilir misiniz? « Olamayık... yaşayamayık.. Herifler söveeek. sayacak, dövecek... Kupmanyalarda çalışırken kavga çıkacak:..» Bir başka Yeşilırmakh atıldı Emniyetimiz yoktur gâvurlara, diye bağırdı... Makarios, yolları açıyor, htrşfyin satışını serbest bırakıyormnş:.. Xe deniniz? Evvelce de öyle değilmiydi ya? Zürih anlaşmasını ettüer.. sonra pişman oldular.. Bu hallere getirdiler bizi!.. Ümidiniz yok mn yani? Emniyetimiz yok.. Emniyetimiz!.. Adam yine gülmeye başladı.. Hıhı hıhı hıhı lan bittikten sonra ilâve etti: « »o 30 vaadettilerdi; bir kaç tan e ormaneı yerlefti Idareye... Htp onlar.. Bizim doktor diyor ki: (F. Küçük) hadi mtmnr koya lım. 500 kişilik yer var Orman dairesinde.. bizim ise 58 kişi yok!. Ayrılalım daha iyi geçinirik! Hüseyin efendi ilkokulu bitirmi.şti. 4 çocuğunu da o kadar okutmuş, ama onlaraın sanat öğren melerini istemişti.. Evvelce renç berdi. şimdi gece bekçiliği yap;yordu Yeşihrmakta.. Peki hâl çâresi ne düşünüyorsun Hüseyin efendi? Tekrar gülmeye başladı sinir krizi gelmiş gibi... Aynlsak dedi belki dah* iyi geçinirik!.. Ayırmazlarsa!.. Bak Rumlar ayrılmak istemiyor. «ille de beraber olalım» diyorlar!.. Hıhı.. hıhı.. hıhı.. Papaıa emniyetimiz yok.. Ayrılalım... ayrılalım daha iyi geçinirik!.. Türkçe konuşmasını bilmeyen bazı Türk köylüleri merakla ne konuştuğumuzu anlamağa çalışıyorlardı. Bilhassa bunlar, isteseler terkettikleri köylerdeki mallannın başında kalabilırlerdi... Fak«t bir duygu itmisti Yeşilırmaklı Veysi Hikmet 15 yaşında mücahit Kuju değil düsmanı vururum efendim. diyor rasında yıkılan evler.. cami onarılmıştı. 15 köyden kaçan 15002000 kişi barınıyordu burada. Yeşiladanın en fazla zarar %oren ve en az yardım alan geri kalmış köyünde hayat pek sâkindi. Birkaç yüz kişiyi ancak doyuran ekmegi şimdi binlerce insan bölüfüyordu.. Barakalar yapılmııtı göçmenler için.. Yakın zamana kadar 8 kişinin bir odada yattıjı btrakalar geçen yıl biraz daha oturulur hale letiriltnişti. Eren YARIN: Ümitsiz insanlar diyari Poli.. BULMACASI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10111213141516 lirti. 14 Manganez'in simgesi, itaatli, bulmaya çalışır, bir harfin okunufu. 15 Bir ecnebi kadın Bdı, kor hallne gelen, bir harfin okunuşu. 16 Tohum işlenmiş toprak, bir nota, Aslı'nın sevgilUİ. YUK.4RIDAN AŞAĞÎYA: 1 13 üncU yüzyıl tasavvuf şair lerinden olup Çarhnamesi meşhurdur, kendinden sonra gelen bir kelimeyi veya cümleyi türl'i sebeplerle bir evvellcine baglıyan baglaç. bir ha.fln okunuşu. 2 Fenikelüerln tannlarına verdiklöri islm, göstermek. 3 Göz. elbise, ell çok sıkı olan. 4 Paylaamak, bakış, vilâyet. 5 Bir harfin okupyjau>vtoafU)a W^ haf gelirse gelecek zaman oiur," An/.dolu Ajansmın rumuzu, aftî'verıs yapılan yer. 6 Asabl, bolluk. 7 Geltr getiren mülk, bir gö3 rengi, canın yongası olan. 8 Ter ainden okunursa bir renk olur, merkezleştlrme, radyumun simgesi. 9 Bagıs. bir cismindurdufu veya geçtigl yerde bıraktıttı isaret, yemek, bir renk. 10 Fakat, telefonun bir parçası, kuruntu. 11 Bir gözü olmıyan tsrall generali (iki isim), bir kadın adı. 12 Vilâyet, bir fikir, bir cins göz hastalıgı. 13 Mallanmmn üzerinde bu harfler vardır, köpek, onarım, soru zamiri. 14 Fena hale gelmek, Afrikada bir nehir, madeni ip. 15 ~ Bazılan için aslarun ağzındadır, benekli kir, iyiyi kötüyü ayır anlamına bir emir. 16 Büyükler, menteşe, dilin ve dudakların yardımı ila içine gek aninmmria bir emir. İSTANBUL M.1S Acılıı. srocram 08.30 Günavdın I 07 00 KSvt haberler 0705 Günavdın II 07.30 Haberltr ve hava dunımu 0T.<5 Istanbulda buetm 07.50 İlânlar ve haftf müzlk 08.00 Ovun havaiarı 08.15 Cesitll müzik 08.45 İstekleriniz 09.30 Cocuk sasti 10.00 Ara habfrler. ilânlar 10.03 Levltfrln ömru 10.30 Bizi dinler misiniz? 10.35 Z. MUrcnden Mrkılar 10.55 Hatif mÜ7.ik 11.00 Konser nakli 12.00 Gecen hafta 12.20 Tlânlar v e h a f l i müjik 12.30 Yurdun S. K. Korosu 13.00 Haberler 13 15 Hafif Batı muzigi 13.30 R e k l i m Droerajnları 15.00 Arâ haberler. llaıılar 15 10 S«raD Mutludan sarkılar 15.30 Msc nakli 16.15 Pazar konseri 18.48 S. Okustan türkül*r 17.00 Ara haberler. ilanlır 17.05 t. I°*vman orkestrası 17.80 CMİtll Türk m ü ı i i i İT.SO Rtklam Drocnmları 18.00 H«b*rler v e hava durumu 19.35 Haftf mütik l».40 Ktntten kent» 50 00 Hafta sonu 21.00 24 saMn olavları. ilanlar 51 10 T.Eraslandan sarkılar 21.35 Scor d«r(UI îl.«S S. Enözden »arkılar M.OO Beklim Drorrâmlarl M.«.1 M«b»rl«r 23.00 P l i k l . r arısında 2S.JS ftı»tl*r. oro«ram. kananu B3 cır>f»ıvo vh»kiii k«k*kak»<r<ıt S» İSTANBUL IL RADYOSU OJ.JS Acılıs ve rroeram 10.00 Karuık aololar 11.00 Scviltn aeal«r 11..10 Akordeonla m«lodll«r 11.« V«l.l» r v» nnlkalar 12.00 Cesltli mü7lk 12.30 Konrerto r»»\l I3.iV) Haflf miizik 13.M San «)1oları 14.PO Ptattv Le» »övIüYor U..10 Sonat s««tl 1.1.00 Caz müJltl 1S.30 Gencler lcln 16.00 Pazar konterl 17.00 Cav saett 17.30 Kücük konser 18.00 Gencler* müzlk U.30 Senfonik tntlzlk 19.00 Yives Montand'dan sarkılar l».3O Aksam konaeri 20.15 Genclerln «evdiklpri 21.30 DUnvanın dört buc*8ından 21.00 Fan reoertuarından 23.00 f ransadan müzlk 22.30 Gece konserl 23.00 Caz saati 23.30 Haflf » r k ı l a r 24.00 İstanbulda «ece varısı 00.30 Hafif mtlzlk 01.00 Proeram ve ksnanıs Dlçi Bond 16 SOLDAN SAGA: 1 Tanzimat devri şairlerimizden olup 12 Nisan 1937 senesinde ölmüştür (ilk isimleri olacak soyadı yazılmamıştır), yabancı. 2 Acıklı, yerini tutmak. 3 tngi lizce «yapılmış» aniamına gellr ve mallann üzerinde yazılıdır, tersinden okunursa benzerlerinin en lyisi demektir, 22 kemikten meydana gelmiş bir usvumuz, baçına bir harf gelirse yassı hale getirme anlamına gelir. 4 Bir i* v<îya eserin gerçek değerini belirtmek amacıyla onun iyi ve eksik taraflari.ru açıklama, sıvı hâlıne gelmek. S Dis Utcını kuaatan sert ve s»yd»m mmdde, isim, bir deniz aracı. 6 AJUan y»pılm<S torba, birlesme. 7 Açık, işkence, soru takısı. 8 Bacı kimstfler buna sıfamaz, ccmilerin kubbeleri üıerindekl ?ekil. vmklt. 8 Bir komsu devlet, götüren, bir uzunluk ölçüaü. 10 Arltmetik, iki cismi birbirinden ayıran m6safe, kUçük amoar. 11 Oyun aracı, tersinden okunursa bir renk olur, çogul takısı, btr harün okunuşu. 12 îtibaraız, bir peygambere inananlann topu, çabuls. 13 Kusurunu açıga vunna, t>« DUNDEN BUGUNE 36 Onu bir ay misafir edeceğini, her akşam onunla karşı karşıya oturacagım düşünmek. bayagı cBr nıru sıkıyordu Ömer Rüştü beyin: Evin samimiyeti kalmıyacak. Her lâfa karışacak. Küstahlık edecek... Nevin hanım da hoşlanmazdı Yılmazdan. Ama o pek aldırmadı: Canım, büyütme bu meseleyi, sen de! Ylbancımız değil. Varsın kalsm. Yerimiz bol... Salonun yanındakl küçük odayı Yılmaz için l.anrladı. Oraya divan, küçük bir dolap,rnasa,koltuk j'erleştirdi. Rahatının sağlanmasına çaba gösterdi. Fakat Yılmaz gelince, daha ilk günlerden, kocasına hak vermek zorunda kaldı. Trenden karşılayıp eve getirdiklerinde, kapıda durmuş, uzun uzun süzmüştü binayı: Çok büyük... çok lüksmüş apartmanınız... îçeride eşyalara bakıyor. mobilyaların tahtalarını, peıdelerin kumaşını elliyor: Hepsi yeni. değil mi? Pahalı olmalı bunlar. Yoksa Amerikan malı mı? Herşeyin para değerini öğrenmek istiyordu: Böyle deniz kıyısı bir arsa kaçadır burada? • Biz önccleri almıştık..» gibilerden bir kulp takarak bilmezlikten gelince, zorluyordu: Aşağı yukarı? Sonra, söylenilen rakkama, •Hiiiii...» diye şaşıyordu çok görürlükle. Hizmetçinin. aşçının, bahçıvanın. şoförün ayhklarını soruyor. Sanki her dakika, gizli hesaplarla, amcasının varlığuu ölçüyordu. Birisi fakirse. Namuşludur; parası yok..» diyordu, Zenginse, O sömürücü... diye konuşuyordu. Öğünüyordu: Bütün bir beşyüz liralığa elimi sürmemişimdir, hiç! Ve korkunç bir kıskançlık vardı gözlerinde. . Şimdiye kadar, birçok kimsenin kendilerini kıskandığmı sezmişti Nevin hanım. Ama bununkisl, basbayağı bir çekememezlik değildi. «Niye onların var da benim yok diye yazıklanmaya, özenmeye, imrenmeye benzemiyor. Baş kaldıran, suçlayıcı, bambaşka bir kıskançlıktı! Bir haftadır yanlarındaydı Yılmaz. Bir haftadır da, tedirginlik içindeydi Nevin hanım. Onun hınç dolu düşman bakışlarını, kimi vakit kocasma dikilmiş görüyordu; kimi vakit Ayla'ya, Özer'e, kendisine... ürperiyordu. Rahataız oluyordu. Oysa, apartman kıracıiarı, çoğunlukla, ho|lanmışlardı Yılmaz'dan. İri yapılı, gösterişli, boylu poslu, yakışıklı bir gençti. Kadınlar, ilgileniyorlar. Melda, içtenlikle «Gunaydın...» diyordu yanından feçerken. Annesi bayan Tekin, tatlı tatlı ona gülümsüyordu kumlukta. Bodrum katındaki pısırık gelin, karşısında kırıtıyor. Yukarının hizmetçisi bile, simdi daha sık sarkıyordu pencereden. Başkaca da, Yılmaz çok girgindi. Her sınıf ınsanla çarçabuk kaynaşırdı. Aylin'in babasıyla ahbaplık ediyor. Seher hanımm büyük oğluyla bir haftanın içinde can ciğer dost olmuştu. Akşam ları evlerine de misafirliğe gidiyor, uzun uzun kahyordu. Seher hanım, kibar mal sahiplerinin yeğeninin kendilerine gösterdiği yakınlıktan büyük kıvanç duyuyor. Hep söylüyordu: Hem alçak gönüllü, hem de Allah için, çok akıllı, çok bilgili çocuktu Yılmaz bey! XXX Semih Arda'nın defterinden: Yeni bir kimse daha var, şimdi apartmanda. 25 yaşlannda bir genç. Mal sahiplerimizin akrabasıymış. Onlarda kalıyor. Bu sabah, kumlukta güneşleniyordum. Denizden çıktı: teklifsizce gelip yanıma oturdu; benimle konuımağa başladı. Ömer Rüştü beyin' kardeşinin oğluymuş; amcasına misafir gelmiş. «Ankara Hukuk Fakültesindeyim» dejrince, yaşına bakarak, onu orada asistan sandım. Meğer okuyormuş daha: Öğrenciyim; ama daha çok da, öğreticiyim! Uzun bir söylev verdi: Bu zavallı memleketi kalkmdırmak görevini üstüne almışmış. Bulunduğu, gezdiği yerlerde, çevresindekileri aydınlaüyormuj. Cahil halkı uyarıyormuş. Para için değil, insanlığa. vatana hizmet amacıyla çalışıyormu|. Güldüm: Yani bir 绺it misyonersiniz, demek... Sizin anlıyacağınız, öyle. Azıcık irkildlm. Bu «si2in anlıyacağınız» sözünü, çirkin ve kaba bulurum her zaman. AnlaUyordu: Sosyal konulara çocukluğundan beri merakı varmıs. Bu alanda incelemeler yapmij; çok okıımuş. Ben. kendi kendiml yetiştlrmişimdir. Yoksa lisede ögrendiklerimle yetinseydim... pöööf! bir sürü faydası» bilgi: Htnt okyanusunun derinliği... Sineklerin sindirim organları.. Alfa açısının kosinusu.. daha bilmem neler!... En önemli toplum dâvâlarını bir kenara bırakırlar. bıınlsrla uğraştırırlar insanı. Aradan iki yıl geçü mi de, hepsini unutursunuz. Ne kahr? Hiç! (Arkası var) k.17 i Tif f ony flFFANY JONES AN 0*25 06.30 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08.30 09.00 09.20 10.00 10(15 10.25 10.45 11.10 12.00 11. İS 1220 12.25 12.30 13.00 13.15 13.30 K A R A HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLUĞÜNDEN Röntgen Teknisyeni vetiştirilmek üzere askerliğini yspmı$ Sar.at Enstitüsü Elektrik Bölümü mezunlan arasından 22/4/1968 pazartesi günü «mavla eleman alınacaktır. İsteklilerin durumlarını belırtir bir dilekçe ve vesikalüc bir fotoğrsfla birlikte en geç 20/4/1968 cumartesi günü saat 13.00 e kadar Üniversitemiz Personel Müdürlüğüne müracaatta bulunmalan duyurulur. (Basın: A. 306813533/3506) , Orta Doğu Teknik üniversitesi Rektörlüğünden 1 Üniversitemiz Hesap Bilimleri Bölümü Merkezi Hesaplama Lâboratuarlannda görevlendirilmek üzere bir Makina Operatörii (Bay) ile bir İngilizce bilir KoordinatörDispatcher (Bayan) ahnacaktır. Müracaat edeceklerin en az Lase mezunu olmalan gereklidir. 2 Makina Operatörünün askerlik görevini yapmış ve gece vardiyalarmda çalışabilecek durumda olması lâzlmdır. 3 İlgililerin gerekli müracaat formlarını Orta Doğu Teknik Üniversitesi Personel Müdürlüğünden alarak 30 Nisan 1968 salı günü saat 17.00 ye kadar Personel Müdürlüğüne vermeleri rica olunur. (Basın: A. 297813429/3480) 14.00 14.15 15.15 15.20 15.35 15.55 16.25 16.40 16.SS 17.00 17."0 17.50 19.00 19.35 19 50 19 55 20.15 2ü.35 21.00 21.10 21.25 21.45 22.10 22.30 32.45 23.00 23.45 23.S5 Acılıs. oroeram GiHıavdın I Köve haberler Oünavdın II Haborler ve hava durumu Sâbah muziti Ankarad* bueün Ovun havaları Dlnlevici istekleri Z. Taskentten sarkılar Dinlevici istekleri Ara haberler. llânlar Maeaıin N.Tüfekciden türküler Levleiin ömrü Bizi dlnler misiniz? Gecen hafta Dilekleriniz Sectiklerimiz Hafif müzik Küciik ilAnlar Yurttan sesler Haberler Bir reklSm oroeramı V. Gürsel ve S. Süerden sarkılar Ülkeler ve cocukları Reklâm Drosramları Ara haberier. ilânlar Ovun havaları N Demircavdan sarkılar Cesitli müzik Y.Avandan türküler Hafif müzlk Ara haberler. ilânlar Incesaz Ocakbajı Reklâm Dro»ramları Haberler ve hava dunımu T. Karabuluttan türküler Bilıti kösesi Sevilen sesler M. Tooerden sarkılar Fransadan müzik 24saatin olavları ilânlar N. Eroldan türküler Soor dereisi Bir bestecimiz var Müzik D. haberler Yerli orkestralar Haberler Gece konseri Gece varııına dofru ftzetler. nroeram kananis
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle