23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 24 Nisan 1968 CTMHUKtYET Agaçlann ölümü ve ihliyarlaması Doç. Dr. Muzaffer SELIK t 0 . ORMAlf FAKtjLTKrt ÖĞRETÎM ÜVISt âleminin ilksel menraplan, fcelB HJdlerhir hücreliler «potansiyel ölümsiu» A ynea ağaem gövde ve dallannı cevreleyen likle kabuğun yaşlı kısımlan da ölür ve bunlar organizmalardır. Çünkii bunlarda her bir fert baher sene (meselâ Çmar'larda olduğu gibi) döknlerek atılır. Bu sebeple yas.k bir ağaçta sadeee en dıs ve su iletiminin devam ettiği odun partileri yani en genç yıllık halkalardaki canlı htierelerle, embriyonal karakterlerini muhafaza eden va ağacı çepeçevre saran kambiynm ve bir de toraurcuk Dçlarındak! vejetasyon nolrtalaruıdald doknlan meydana getiren hücreler canlıdır ve ancak bu doku partileri ağaçta hayatm devamlılığmı sağlarlar. Şimdi bahis konusu bu dokulann ve dolayisiyle ağacm da «potansiyel ölümsüz» olop obnadıklan suâli sorulabillr. Ağaçlarda böyle tomurcuk tasıyan kısnnlardan alınan çeliklerin devamlı olarak üretilmesinin mümkün olduğu ve budamalan takiben ekseri agaçlann yeııi ve genç sürgünler meydana getirdikleri gözönüne alınmca bu suâlin müspet olarak cevaplandırılması mümkündür. Ancak ağaç üzerinde bir birlik halinde yaşayan dal, sürgün ve bunların üzerinde bulunan tomurcuklardaki embriyonal dokulann bir taraftan kar?ılıklı olarak birbirlerine etkileri ve bu yüzden ortaya çıkan iç engellemeler. diğer taraftan bunların ağacm boylanması neticesinde topraktan alman su va besin maddeleri ihtiyaçlaruun riderilmesinde husule gelen güçlükler ve zamanla nihaî metabolizma ürünlerinin (özellikle mineral artıklar) birikmesi neticesl bu canlı doknlar, doiayislyle afaç Ihtiyarlar ve sonunda aynen mütekâmil hayvan ve insanlar gibi tabii son olan ölüme duçar olur. Fakat ağaçlar. nâdiren böyle bir lhtiyarlama «onucu normâl hayatlannı tamamlayarak tabii bir ölümle yok olurlar. Çoğunlukla bilhassa ihtiyarlık devresinde hastalıklara karsı istidatlarmıo artmasmdan ötüni. çeşitli sebeplerle husuie gelebilecek yara yerlerinden giren, odun tahripçisi mantarlar, yaşlı ağaçların kök. gövde veya dallarına ânz olarak bilhassa fonksiyon dışı edilmis odun partilerini tahrip ederek çürütürler. Çüniyen odun kısnnları zamanla yağmur sulan, kannca. kus vs.ler tarafmdan ufalanır ve dağrtılır. Bu suretle agaçlann orta kısımlan zamanla tamamen boşalır. sit bir tarzda Iklye bölünmek suretiyle yenl ferd' ler meydana getirmekte ve bayat bunlarda devam etmektedir. Bu durumda tek hücrelilerde ferdin Ihtiyarlaması ve buna bağlı olarak bir ihtiyarlık ölümü bahis konusn olmamaktadır. Ancak buradakl «ölümsüzlük» deyiminin metafizik anlamda kabul edilmesi gerekir. Yani ilkse] bir hücrell organizmalar ebedî olarak yaşayabilirler. Ancak bunlar da, tabiatta görüldüğü üzere, bizzat kendiIerinin üzerinde yaşadıklan ortama salgıladıklan zararlı metabolizma ürünleri veya elverişsiz dıs yaşama îartlart (asırı «oğuk, ncak, kuraklık T».) •ebebiyle kitle halinde ölerek yok olurlar. aym llhan Selçuk'un bütün yazılan gibi JrUcaın Kökenl Narede? başlıkü ve ortaokul öğ retmenl sayın Kemal Koçarslan'ın tartışma sütununa göndennekten kendirü alamadıgı anlaşılao yaz; larıru okudum. Sayın llhan Selçuk'un değeri e sasen biz okuyucularca malumdur. Ne var ki, halk arasında da sayın Kemal Koçarslan gibi inar.ç sahibi, sağlam tradell İnsanlar bu lunması bizler için ayn bir Umit kaynağı olmaktadır. Bugün memleketimizde tüm olarak bir irtica hareketi olduğu mtıhakkaktır. Camiler tekkeye dönmüştür. Hocalar dlnl sohbet ve vaız yerine. şeriatçılık propagsndası yapıp, politik nutuklar atmaktadırlar. Yurdun bir çok köşesinde mollalar fetva vermektedir. Bu ne demektir? Bu, şu demektir kı; Atatürk zamarunda öldü zannedilen yobaz zihniyeti borUamıştır. 1923 ve 1950 arasında su yüzüne çıkaramadıklan çaba aslmda şe riatçıhk emelleridir. Alçakça, satılmışça, sözde din için yapılan tnü cadeleyi bagtin verilen fırsatlarm hemen hiç birini harcamaksızın başlatmışlardır. Buna bir mücadele denilebilir mi? Muhakkak ki ha yır!.. Zira bir avuç zavallı, aşın idealist, Atatürkün kurucusu ve öncüsü olduğu bağımsız ve lâılc Turkiye Cumhuriyetine ve kötülükte bulttnabUir? Orduya söven, thtilâle re devrimlere küfreden, Büyük önderimlz Atatürk'e dil uzatmaktan utanmıyan mukaddesat çılar adı altındaki bu yobaz zthniyet nasıl olsa bir gün ezilecektir. Bu millet iradesini Kurtulus Savaşında göstermistir. BağımsızIık ve lâiklik ugrunda Türk gençligi daha nice Kubilây'lar vermeys hazırdır. Bugünün idam sehpası kurmaktan söz eden Ummetçileri, dünün Vahdettin'ınden farksızdırlar. Zira 9 Eylülde Atatürk ve İnönü tzmire girerken, boyunlarnda Padişahın idam fermanını tasıyorlardı. Vahdettin'üı sonu malum... Bugünün Ümmetçılerinln de sonu budur. Arna bekliyelim, yuka rıda da belirttiğim gibi bu bir bajlangıçtır onlar için... Ve her so nun bir baslangıcı vardır. Bunu tarth defalarca ispatlamıştır. IRTiCA'ın kökeni nerede? S ülkelere takdim etmek, köye bu yönden de birazıcık efilmek d«mektır. Keşke Sayın Sabiha Akdemir Viyanada kdyün kiyafetioi köylü kızları ile takdim etme yoltına gıtse idi. Asıl onemli nokta bunlann hiçbıri değıl. Kıyafetlerimizden iğrenmek onu kısa bir zaman için giymek lutfunda bulunmıyan mankenler ve onLann hocaları (I) olan kimselerin acınacak durumlarıdır. Bizi o kadar küçük görüp tepeden bakmasınlar. Tahmın ettıkleri kadar pis icsanlar değihz. Sizleri yalnız muhteşem »alonJarda son moda elbıselenn takdımı değıl, "o 80 i köylü olan bizUrin giydikleri de sevindirmeli, bundan kıvanç duymalı idiniz. Bu kiyafetJer madem ki utanç verici, neden aramızdasınız. MEL FERRER'le şampanya icmek Türk vatandaslıgı ödevinden daha mı önemli acaba? reklâmını kendi yapacak ve Tür kiyeden aynlan her turist yine Türkiye'ye en az on turist gönderecektir. Sömüru stratejisi Günler geçtikçe NATO konusunda tartışmalar yoğunlaşıyor. Açık otnrumlar, bildiriler, makaleler, kitaplar birbirini izliyor. SiviJ ve askeri kesimlerde konferanslar veriliyor. Bu gelişmeleri başlangıçtanberi dikkatle takip eden biri olarak, yuacı olduğu kadar utaııdmcı Mr düşunceye pannafc basmak istiyoruz. İster asker olsun, ister stvil olsun bn memleketin bir ferdi, milli savunma stratejisi söz konusu olduğu zaman: « Ne yapalım, biz yoksul bir milletiz, oysa yeni silâhlar, uçak lar, tanklar, toplar, gemiler çok paiıalı. NATO'dan çıkarsak bunlan temin edemeyiz...» diye aczın ve uyduluğun politikasına sapmamahdır. Baslangıçta böyle bir bezirgân siyasetiyle bütün ordumuzu NATO'nun emrioe vermişizdir. Demokrat Parti hükümeti zamanında sözde açıkgözlük politikasiyle kuvvetlerimizin tümü yabancı kumandamn yetkisine verilmiş, ama eloğlu bizden açıkgröz olduğu İçin ordumuzu geregS gibi donatmıyarak bir NATO savaşının gerektirdiği standardm alt>oda tutmuştur. Bezirgân hesaplannda, hayallere kapılsnlar, eloğlnnun bu hesaplan bizden iyi büdiğini, ve bedava gibi pörünen her ncagı ve her gemiyi bize daha pahalıya Sdeteceğinl bilmelidirler. Bir memleketin milli savunma stratejisi komisyoncn hesabiyle yspıimaz. Bir millet yoksul olabilir, yoksul olan milletin fertleri ve nmfUrı da yasayıslannı gerefi gibi düzenlerler. Fırsatçı bezirganı, halkı sömürerek yaptığı saraym damına yüzme havuzu otnrttuktan aonra, mesele vstan topraklarnu kornyacak silâhlara geldi mi: Paramr* yok, Amerikaya bafh kalmaya mecburnz.. derse buna «milli savunma» degü, (tmilll sömürme» hesabı derler. MiTfl savunma stratejisi milM gerçeklerin eereklerine g8re dflsOnfilfir. Blr Amerikan kumandanın Türk milli stratejisi konusunda b i » söyliyebllecegi blr şey yoktur. Bunun yanısıra milll nvunmA stratejisi tek bir düsmana göre tasarlanamaz. Yeryüzünde bir milletin bir tek dösmanı olsun.. bu mümkün değildir. Şimdi bu sdylediklertmlzi bsaca özetliyelim: 1 Mİ11I savunma atratejjuri uçak, gemi, tank araç ve gereçlerin flyatlanna bakarak yapüamac 2 Milli savunma stratejisi tek blr düşmana gOre rapıhunaa. 3 Milli savunma srratejisl yabsncılarla. birlikte yapılamas. Bu prensiplere aykınlığm yarattığı sonuçlan kısaca gdrmek istlyorsak bir kaç gfin Snce E. Kurmay Tarbay Mustafa Ok'nn gacetenuzde çıkan bir makalesinden NATO stratejlsiyle cerçek Türk mllH savunma ıtratejis] srasmdakl Dyosmazlıklan belirleyen parçajn aynen kSsemise alalım. Diyor ki Mustafa Ok: «Mllll stratejl lla NATO rtra.tejl.si arasında blr uyuşmadık v»rdır. Bu uyuşmazlığı daha darli toplu olarak asağıdakl maddelerde toplâmak mümkündür: • Milll strateji, memleketin btiylUc kısmını harb sshası olmaJrtan kurtarmayı amaç sayarken, NATO stratejisi, memleketin bütününü harb sahası olarak kullanmakta fayda umar. • Milll strateji, düsmanın asgart kuvvetlerl lle karşılasmsyt trzu ederken, NATO stratejisi, dUsmanın TÜrklyeye ftzaml kuvvet bağlamasını ister. • Mllll strateji, nükleer taarruzlardan ftıarnl derecede masun kalmai, nükleer taarnızlara hedef olmaktan kurtulmak lsterken, NATO stratejisi, nükleer taarruzlann etMsinl «zaltmak için onlan dağıtmak ve bu arada Türklyeyl de nükleer hedef haline getlrmek lster. • Milll strateji, mütecavizin, Ortadoğu, Dofu Akdenlz ve Afrika üzerindeki hedeflerine Türkiyeyi dolasarak veya aşarak varmasını arzu ederken, NATO stratejisi, dolaşan kuvvetler için TUrklveyi tehlikeli bir unsur haline getinnek veya göstermek lster. • Milll stratejl, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz kuvvet dengeslni lehine değiştirmeyi umarken, NATO stratejisi, Ortadoğu ve Doğu Akdenlzde kuvvet dengesüıe önem verir. • Milll strateji, TUrkiyenin kendlne yeter blr gttç olmasını he def alırken, NATO stratejisi, TUrkiyeyi daima kendine muhtaç blr halde gormek ister.» Bu uyusmazlıklar ortada bnlundnkça ve bn uyuşmazlıklan yok edecek bir çözüm bulunamadıkça NATO Türk milleti için blr tehUke kaynağıdır. Böyle olraası da tabiidir. NATO fcomünizme karşı kapitalizmi korumak için yapünus bir anlaşmadır. Bu ittifakın yapısı ideolojiktir. Tek bir düşman vardır NATO'da: Komünizm!. Ve NATO'da karar verme kademesi olarak tek bir kuvvet vardır: Amerika!. Türkiye yeryüzündeki bu çatışma plânına bilinçsiz olarak girmistir. Çünkü böyle bir paktın içinde Avrupanın cengin kapitalist devletleri kendilerini güvende sayabilirler. Türkiye gibi yoksul bir ülke ise zenginlerin «ileri karakolu» olarak tehlike sımrmdadır. Ken disini güvende sayamaz. Beynelmilel kapitalizmin bilinçsiz bir aracı, idrâksiz bir aleti durumuna düşer ,. r. NASIL OLUR u nasıl olur? Bütçe açıklanmızın ancak turizm gelirleriy le kapanabileceği gerçeğini bu memleketin kalkınmasında üzerine vazife düşen herkese kabul ettirmek lâzımdır. Bunun için de plânlı bir turizm egitimi tek çıkar yoldur. llkokui, ortokul ve liselerde. Hayat Bilgisi, Yurttaşlık ve Tarih dersleri arasına sıkıstınlan turizm bilgilerinin müstakil birer turizm dersl haline getirilmesi. Ticaret Liseleri son sınıfında okutulan «Genel Turizm Bilgileri» dersinin genisletilmesi ve daha küçük sınıflarda da okutulması, örnegin; bütün lise boyunca, her ilde bir «İmam Hatip Okulu» açmak yerine; her ilde bir «Turizm Qkulu> açmak gibi bir siyaset daha hayırlı olacaktır kanısındavım. B Bitkilerde tlk ihtiyarlık ölümü ilk defa, eok hücreli ve hücreleri arasmda, bunlardan bir kısmının ferdin şalısi hayatmı devam ettirmeyi üzerlerine alarak (vücut veya Soraa hücreleri), bir kısmının da üreme fonksiyonunn gerçekleştirecek sekilde farklılaşmaları yani bir iş bölümü teşekkül etmesinden itibaren görülmektedir. Böyle, dokulan arasında ileri bir organizasyon gösteren, bitkilerde yaşlanan vücut hücreleri tabij bir ihtiyarlık ölümüne diiçar olur ve neticede ferdin hayatl son bulur. Hattâ bir çok hallerde üreme organı olarak farklılasan dokulann diğer vejetatif hücrelerini etki altında bulundurarak bunlarda ölümiin ortaya çıkması veya hiç defilse çabuklajtınlmasına âmil olmaktadır. Niiekim çiçeklenme ve meyve vennenln bitkilerde bir çok hallerde bahia konufn organizmanm hayatını kısalttığı bilinen bir hususrur. Meselâ Agave americana bitkisi 810 senelik bir gençlik devresini takiben çlçeklenmekte ve meyvelerini hnsule getirdikten »onra ölmektedlr. SONUÇ B En yaşlı ağaç lı varlıklara (özellikle insan ve hayvanlara) kıyasla çok uzun ömürlüdür. Bu günkü bilgilerimize göre en kısa ömürlü olan ağaç türü, memleketimizde de Kars dolaylarında tabiî olarak bulunan, Husiar (80 sene); en uzun ömürlüsü de hâlen Kaliforniya'da Beyaz Dağlar'da (White Mountains) yetisen bir çam türü (Pinuj aristata)'dır. Yası <6M sene olarak tesbit edilen bu çam hâlen yaşamakta olan en yaşlı ağaç ve dünyamızın da en eski canlı varlıgıdır. Diğer bütün ağaç türlerinia ömürlerl bu iki nnır arasında deği$tnektedir. Ağaçlar ömürleri boyunca, tohum içerisindeki cmbriyo halinde başlayarak, uzunluğu ağaç rürlerine göre defisen ve birbirinden farklı özellikleri Ue karakterize olonan 5 devre geçirirler. Bunlar: 41 # £ A O Embriyonal devre, Gençllk devresl. Büyüme devresl, Olgunluk devresl, „ Öıtiyarlık derreddir. yni sekilde yüksek A gösteren bitkilerden ve ileri bir organlzyon olan ağaçlar diğer ean Tophanedeki ağaç u uzun ömürleri Içerismde genel «Iarak ağaçlarda daha başiangıçtan itibareo ölü ve eanlı hücre ve doku partileri yan yana bnlunur. Hatta bazı hücrelerin üzcrlerine düşen fonk«iyonlannı yerlne getlrebilmelcrl için teşekkülleriaden itibaren kısa bir müddet »onra ölmesi gerekir. Nitekim ağacm gövde ve dallanndaki ın lletünine hizmet eden elemanlar ve destek saglayan hücreler tamamen ölü hücrelerdir. Canlı hücreler gövde içerisinde bu sıı ileten doku prtflerinin bemen bitişiğinde yer alır ki, bunlar da odun paranâimi ve öz ısını hücreleridir. B azı mantarlar da yaslı ağaçlarda kölde gövde arasında kalan ve kök boynu adı verilen kısma ânz olarak buradaki odun partilerini çürütür ve böylece toprak üstündeki gövdeyi topraktaki köke bağlayan odun kısmı mukavemet vasıflanndan kaybeder. Böyle ağaçlar, daha sonra fırtına. zelzele veya kendi ağırlığınm tesiri lle bu çüriiyen kısımiardan koparak kolayca deVTİlir. Nitekim geçen Mart ayı içerisinde Tophanede' ki Karabaş Camil Türbesinde devrilerek insan hayatı kaybına ve yaralanmalara sebebiyet vercn sakız (PistacJa terebinthus) ağacında da durum başka türlü değildi. Bnrada yaptığımn incelemede, bahis konusu ağacm kök boynunda yaşlı ağaelara ânz olan bir odun tahripçisi mantar (Polyporus ulmarios) göruJmü; ve ağann gövdesintn kök boynu dahil, topraktan takriben 1 m. yükseklif* kadar tamamen tahrip edilmiş olduğu tesbH edilmif ve bu kısımlnrda mantann üreme orfranlan müşahede olunmustar. Mantar üzerind» yaptafımız tesbitlere göre, bahis konusu ağaç, takribea 1* Benedenberi manfann iahribtne mânu bohrnmakta Idi. B oyle çırkın çıkıslara SOB verilerek köy e ve köylüye fcer yonu Ue alâka göstermelidir. Atatürk çok isabetll bir teşhit koymuştur. «Bu yurdun efendısı köylüdür». An'anelerimıze uymıvan batı taklıtçıliğıne asla taraftar değılız. Hareketleri memleketımız ıçın üzücüdür. Manken Ayşın Akan taltlf edilmelıdır. Hareketi memleket hegabına sevınç verici. lurist ancak bizi köyümüzle, kentimizle iyi tanıdığı anda yola çıkar kanısındayım. lbrahim Hakkı MERAL ADAPAZARI Turizmin önemi ve Türkiye ayın llhan Nebıoglunun «Turizmin önemı ve Türkiye» adlı yazısını okudum. Sayıa yazar makalesinde. özellikle Yunanıstan olmak uzere dıger devletlerın turızm konusundakı ba. sarılarının ve bizım de basansızhgımızın nedenlerinı açıklıyor ve bunu «reklâm'a» bağlamakla yetinıyorlar. Fakat unutulan bir nokta oluyor kı o da: «tyi bir mal kendi reklâmını kendi yapar» geuellemesinın turızm »ahasında da geçerii olduğudur. Turistik degerJerımizin çok çeşitli ve henüz çözülemeroıs birer «ır oltnaları na rağmen bu genelleme neden gerçekleşmemıstir? Çünkü. furıst sadece tarih ve tabiatla vetinmiyor. Bunun yamnda luak bir ılgı, temizlik ve ucuzluk da istiyor. Bızım bu ikinci isteğı verine getirememış olmamız turızm politikasında ışlediğimız en büyük hatalardan bırıni teskil edıyor. Yıllar boyunca «gâvur» sıfatı ile hakır gorulüp, vüz çevrılen tunst. bugun vuz çevırm» sı rasının kendisine geldiğını biliyor ve Türklenn. kendilerıni • Yolunacak kaz» olarak nıteledık lerını de. Bunun yanına eklenen dejenere olmuş bir Türk mutfagı ve kirlilik gıbl tnenfî nedenier de turisti yüz cevırme vönünde kamçılıyor. Bu vanlıs anlavış ve «ksaklıkların ortadan kaldınlinasıyladır kı, turistik degerîerimız kendi S SONUÇ e kadar çırpınsalar geriye dö nüs diye bir sey olamaz. TUrk mllleti Atatürk vasiyetlnden hiç bir zaman çıkmıyacak ve daima ileri gidecektir. Zamanı geldiğinde bütün TUric gençligi kendisine düşen vaztfeyi ila edecektir. Bu böyle bilinsin. Cenab TOKDİL Turizm Egitiminin vükıtek öğrenimdeki durumu ise 'ek kelime iîe bir «faria» dır. Ben sah«en Turizm ögretimı vapan bir okulun öğrencisi olarak. geçtigimiz şu sömestri boyunca bütün ögrendiklerimizin «adece sekiz sahifelik bir teksirden ıbaret olmasından son derece «ıkayetçiyim. Ticaret ve Turizm Yüksek öğretmen Okulu haricinde turizm öğrenimi yapan diger tek okul, yalnız son sınıfta ve ek rters olarak lktisad! ve Ticarl îlımler Akademisidir. Fakat su anda Ankara Akademisinde bu ders henüz bo? geçmektedir. Tüm bunlar bize: salkınmamıı» katkıda bulunacagına masa basmda karar verilen turizmin tatbikatta vürütülmediğini göstermektedir. Orta ögretimde açılacak olan Turizm Okullarının devamı çeklinde Turizm Fakülteleri acmak, bu konuda vanılacak yenilikler arasına girebilir. Turistlerle daha yakından temasta bulunmalan nedenı ile otelcı. motp'ri. lokantacı, antikacı gibi esnaflarla nakiiyecilerin eğitimi isp avn bir ehemmivet ta^ımaktadır Ru ejitim: kurs ve seminerler .^''ir,Hp olabilir. M Tav8İf/eler ve sonuç korumak günlük hayatta nâdiren üzerinde durnlan bir husustor. Fakat buna rağmen park, türbe ve mezarlıklar ile yol kenarlannda bulunan ya}lı ağaçlarla, tabiatı kornma veya diğer sebeplerden ötürü uzun zaman yasamalan arzulanan diğer ihtiyar ağaçlan onlan tehdit eden dış tehlikelerle, odun tahripçisi mantarlardan korumak gerekir. Bunun için mantarlarm ağaca girmesini önlemek üzere ağaçlarda lüzumsuz yaralardan kaçınmaiı. budamalarla veya kınlan dallar »ebebiyle açılan yaralar düzeltildikten sonra üzerlerine ağaç macunu veya katran sürülmeli, içleri kısmen boşalan gövdeler ise çimento Ue takviye edilmelidir. Herhalükârda çok yaşlanmı; ağaçlan daimi kontrol altında bulundurarak, bunlan zamanında uzaklaştırmak suretiyle, insan hayati için arzedebilecekleri tehlikeli durumu vaktlnde bertaraf olunmalıdır. ::::^ :::?::::? : K : : : • • • • ••>••••«••«««)•• •• •« • •• •« « • * • • • • • • •• •• • «• •• < •<•••••* • • • • • • •• >• ••• •• •• • ömriinü nzatmak N ormâl olarak agaçlann ölüm sebeplerinden ve onlan tehdlt eden Mankenler de bizi kücük gördüler Daha «onra su ileten elemanlar bu fonksryonlarmı göremez hale gelir ve onlaruı civanndakl canlı hücreler de ölür ve ağaç gövdesinin orta kısmmda fonksiyon dışı edilmis elemanlar olarak, öz odunu dediğimiz ve hiç bir hayati fonksiyonu olmayan ve sadece ağaca destek vazifesi görecek olan odun partisi hâline dönüşürler. Bu öı odunu hâlüıe gelme sırasında. ölen eanlı hücrelerde bazı kimyasal değişmeler vukubulur ve neticede çoğunlukla özel ve koyu bir renge de sahlp olan in odunu bu suretle. kendisini tahrip etme yeteneğinde olan çeşitli odun tahripçisi mantar ve diğer mikroorganizmalara karşı antibiyotik karakterda ve zehirli bazı maddelerle techiz edilmif olur. S •••• •••• >«•• :u:nn::nKRr:::::::::::;::::: ayın Leylâ Erduran'ın Mankenler, «Viyanada köylü kı>afetlerini giymediler» basliklı yazısını okuyunca cidden çok uzüldük. Memleket hesabına u'ar.ç verici bir olaydır. Yaiarla a\nı fikırdeyim. Aynca. bazı hufuslara değinmek mecburiyetini duy dum. önce Sayın Sabiha Akdemır'e sonsuz teşekkür ve başarılar dıle mek isterim. Bizi eski gıyimşlerimizle ele almak, bunu vabancı 'iri^mripn iirnıf •ttiSİmfl fav•• NitekHn d ü s m ü ş t ü r 4 e . <=•.• davı sa?lıvahiimek İçin, Snce ivi hir «•»itimle, TOrkiyede turizm biüncini yaratmak için ha^lavıp, bir iç lülahat sonunda. kendimizi turistlere hazırlsmamız lâzımdır. Ancak bu savede (<••••• •••••>••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• dir ki vabancılann hakkınmriaki menfl propagandalan te?ir«iz hale gelecek ve «TOrklve kaJ. J. SERVAN SCHREIBER fe« srkasında saklanan, kimsrnin rÜTflliSini. sirinlifinl bilmediSi eelfnlik kı> rlbl evde kalıp koesmata mahkum» olmaktan kurtulacaktır. (Le Defi Americain) AH BALKI7 Tic. Tur. Yük. ^». Ok. T ü r k ç e s i : İNecdet Sandcr soıvuç T AMERİKA MEYDAH OKUYOR Zamanımızln ve geleceğimizin en önemli siyasî, sosyal ve ekonomik sonınunu açıklayan ve dünya kamuoyunu heyecana düşüren kitap. NOT: tsmamnını vr ramrMrs âetfl farfın Brerine •Tarrtsma» •ümnru Tnnlıırak Yası Islertı* oostalanmasını He» edert* I artısma hölâmOnr rondertlon »H7tİHrın mömkönir dakrl!o edilm<»«inl 21HJ kellmeyi Ç I K T I Tam Metin 280 sayfa 15 Lira SANDEB KİTABEVİ İstiklâl Cad. 178, Beyoğlu. Öâncılık: 6367/4223 V S . . V.S PARTI8I YAPI vc KREDİ BANKASI Kültür ve Sanat Hizmet leri Serisinden • ••••»•••••••••»••••••••••••••»••••••••• ••••• TE$EKKÜR Anesteziyoloji hocası. Sayın Yaptığı başanlı safra kesesi ameliyatile, eşim Dr. MAIDE TÜKEL'i sıhhatine kavuşturan, hazakat ve ihtimamile bizleri minnettar buakan, cerrahi hocası, Sayın 40ıncı Serpi: Halk SanatlarındaEI Sergisi Prof. Dr. Tank IMinkarî'ye Doç. Dr. FARUK OR'a Patoloji hocası, Sayın Köy Işleri Bakanlığı Trabzon Topraksu XIV. Bölge Müdürliiğünden: I Aşağıda yeri, mahiyeti, keşif bedeli, geçici leminatj v e ihale tarihi yazılı toprak muhafaza kireçleme tatbikatı işi, 2490 sayıh kanunun 31. madde» gereğince kapalı rarf usulü Ue ihale edilecektir. 2 İhale, Bölge Müdürlüğü binasında yapüacaktır. 3 Proje v e ekleri çalısına saatlerinde Bölge Müdürlüğünde görülebilir. 4 Isteklilerin, işin keşil bedeli kadar resml sektöre is yapüklanna dair belgelerini, 1968 yılı Ticaret Odası vesikalannı, ikametgâh ümühaberlerini bir dilekçe ile birlikte 7^.1968 akşamma kadar Müdürlüğümüze vererek ihaleye i?tirak belgelerini almaları. 5 2490 sayılı kanunun 32. Maddesine göre hazırlıyacaklan tekJiflerini, ihale saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabili Komısyon Başkanlığına vermeleri lâzımdır. 6 Her türlü gecikmeler ve telgrafla müracaat kabul ediimez. Keşif BedeU Tl. Trabzon Merkez Yom 400.778.18 n • Akçaabat ılçe köyleri ve Rize Ardeşen Yeniyol köyü kireçlem» tatbikatı Işln yeri ve mahiyeti Geçici Temioat) Tl. 19.78ia3 İhale Tarihi 10İJ968 I ıtH (Fotograflar: MOmtaz CrtOrer • HOsnfl GOrsef) HAYVAN YEMİ VE VİTAMİNLİ YEM KARIŞTIRMA MAKİNELERİ KarakÖy Mumhane Caddesi No: 25 Tekeler Değirmen Sanayii Cumhuriyet 4251 YAPI ve KREDİ BANKASI Sanat Galerisi • Galatasaray 17 Hisın • 11 Mayıs 1968 Pazardar başka hergOn saat 919 arası • • | Prof. Dr. BEDRETTİN PARS'a ameliyata asiste eden Dr. METTN' ve Dr. KEMA1, Beylere ÖMÜR KLİNIGrnin müşfik hekimlerine, başhemşire, hemşire, hastabakıcı ve personeline, ve hastalığı sırasmda yakın ve sıcak alâkalarını «"sirgemeyen akraba ve dostlarımıza, minnet ve sükraniarımızı sunanm. ••••••••••••••••*•" •••< PROF. DR. KENAN TÜKEL >•••••••••••••••••• Cumhuriyet 4250 Istanbul jandarma Levazım Âmirliği Safınalma Komisyon Başkanlığından: Jandarma birükleri ihtiyacı için (3000.000) üçyüzbin metre parkalık bez kapalı zarf usulüyle satın alınacaktır. Tahrnini bedeli (3.300.000) üçmilyonüçyüzbin lira olup geçici teminatı (112.750) yüzonikibinyediyüzelH liradır. Tamarru bir istekliye verilebileceği gibi ikj eşit parti halinde ayrı ayn isteklüere de verüebilir. Ayn ayn isteklilere verildiği takdirde her partinin tahmini bedeb (1.650.000) birmilyonalüyüzellibin lira olup geçici teminatı (63.250) altnusüçbinikiyüıelli liradır. İhalesi 15 Mayıs 1968 çarşamba günü saot 11.00 de Demirkapı'daki komisyonda yapılacaktır. Teklif mektuplarınm ihale saatinden bir saat evvel Komisyona varilmesi lftzımdır. Postadaki gecikmeler kabul edilmez. Evsai ve sartnamesi İstanbul, Ankara Jandarma Satm Alma Komisyon Baskanlıklarında ve İzmir Ege Jandarma Deniz Bölge Komutanhklarmda görülebilir. Moran: 910/4219 İL AN Pehlivanköy Sulh Hukuk Hâkimliğinden Dosy» Ne. 1966/20 Dâvacı, Pehlivanköy ilçesi Akarca köyünden Mehmet Yalçın tarafmdan muris Mehmet Ali oğlu Şakir'den intikal eden tapunun 12/3/966 tarih ve 3 sıra numarasında kayıtlı Akarca köyü Yolaltı mevkiindeki gayrimenkulün süyuunun izalesi zımnında dâvahlar Şakir Gaziyer, Selim Yalçın, Fatma Yavuz, Hayriye Selvi, Halil özgün, Cemaliye özgün, Mustafa Yalçın, Hüseyin Yalçın, Aysel Almıs. Saniye Almış, Se^'diye Ceylân, Emine Yalçın, Ümmügül Çevik, Emine Çetin ve Ayşe Yakan aieyhîerine açılan dâvanın yapılan duruşmasında: Muris Mehmet Ali oğlu Şakir'in mirasçılarından Halil oğlu Ahmet Gaziyer'in dâvaya dahil edilmesine v e adresi meçhul olcfuğundan dilekçe özetinin gazete ile ilânen tebliğine karar verilmis oldugundan dâvalı Ahmet Gaziyer'in duruşma günü olan 3/6/1968 Pazartesi günü ısat 1 1 3 da raahkememizde hazır bulunması veya kendini temsilen bir vekil göndermesi, aksi halde gıyap karan çıkanlacağı dâvetiye yerine kaim olmak üzere ılânen teblig olunur. (Batın 16505) 4234 DENİZ Kin^TLERİ K0MUTANUG1 Seyir ve Hidrografi Dairesi Başkanlığından bildirîlmiştir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 38 SAYILI BİLDİRİ 25 Nîsan 1968 ilâ 6 Mayıs 196S tarihlerinde 09.00 ile 17.00 saatleri arasında asağıdaki noktaları birleştiren saha içinde seyretme. demirleme, avianma ve bu sahamn 500 metreye kadar olan yüksekliği can ve mal emniyeti bakımmdan tehlikeüdir KARADENİZ İSTANBUL BOĞAZI GİRİŞİ K 14 SAHASI 1 inci nokta : Enlemi 41 derece 13 dakika Kuzey, Bovlamı 29 derece 09 dakika Doğu E. 4958 No • lu Anadolu feneri 2 inei nokta : Er.lemi 41 derece 27 dakika Kuzey Bcylamı 29 derece 15 dakika Doğu 3 üncfi nokta : Enlemi 41 derece 22 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 29 dakika Dogu 4 üncfl nokta : Enlemi 41 derece 11 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 29 dakika Doğu DENİZCİLERE VE HAVACILARA ÖNEMLE Dl'Yl'RUT.UR. (Basm 1.3913 4243) SaarJ U. (Basın: 14476/4287) (Basın: 14291/4228)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle